19-06-2008, 15:15 | #61 |
|
Ortağı olduğu şirketten ayrılmak isteyen ancak ortakları ile anlaşamadığı için bir türlü ayrılamayan, hisselerini devredecek de kimse bulamayan müvekkilim ( şirket borca batık ) bana gayet rahat, "canım sen al hisseleri de bitirelim bu işi" demişti, dalga geçtiğini sandım, gülüp geçtim aradan iki gün geçip tekrar aynı şeyi, üstelik ısrarla söyleyince dayanamadım " kusura bakmayın ama boşanmak isteyenlerin boşandıkları eşleri ile evlenmediğim gibi, şirket hisselerini de devralmıyorum"
|
19-06-2008, 23:03 | #62 |
|
Geçenlerde,il dışında devam eden bir davamla ilgili olarak taşınmaz keşfine gittim.Hakim ve diğer keşif heyetiyle birlikte keşif mahalline geldik.Taşınmazda oturan iki yaşlı bayan öfkeyle çıktılar dışarıya.Bağırıp,çağırmalar falan filan...Hakim,kendisini tanıttı;açıklamalarda bulundu,iplemediler.Bunun üzerine jandarmaya haber verildi.İki jandarma geldi.Hakim,jandarmaya bayanların yakalanması talimatını verdi.
O,keşfe mani olmaya çalışan bayan,haliyle üniformalı jandarmayı görünce: - "Haa,bak yavrum,iyi ki geldiniz derdimi anlatayım size" diyerek söze başlayıp, -"(Hakimi de işaret ederek)Bunlar hak yiyorlar,hakimim diyor;ama bizi dinlemiyor,bizim hakkımızı yiyecekler.." gibisinden sözler etti. Tuhaf olduk tabii..Jandarmalar bayanının birini götürdü ve keşfe devam edildi.Keşif sonrasında adliyede tesadüf ettim bayana.Koridorda bir banka oturmuş,hiç sesi çıkmıyordu... |
20-06-2008, 11:01 | #63 |
|
Danışma şöyle dursun dilekçe karşılığında dahi ücret ödemenin haksızlığından yakınmalar oluyor hep. Büromda ücret ödemeden dilekçeyi almaya çalışan vatandaş, gayet kendinden emin
- Ne yaptın ki , iki tak tak yaptın dedi (klavyenin sesini kastederek) Bende bilgisayar başındaki koltuğumdan kalkarak kendisini davet ettim ve -Buyrun bi de siz yapın o iki taktağı da, biz de görelim dedim. Ücerti bir karış suratla ödeyip gitti. |
15-08-2008, 14:49 | #64 | |||||||||||||||||||
|
bir müvekkilim, kendisini cezaevinden kaçırmamı, kaçırma ücretini ise kilitli yazlığına camı kırarak girip almamı önermişti. hangi birini daha önce reddetmeliyim diye bir usul-esas tartışması yaşadım bir an
bu arada, sayın av.eerdem,
medeni kanun md. 325'i uygulayabilirdiniz |
15-08-2008, 23:06 | #65 |
|
Sayın Balku
başınıza gelen olay filmlere konu olabilecek cinsten bir olay.. Gülelim mi ağlayalım mı karar veremedik |
18-08-2008, 17:11 | #66 |
|
ayakkabıyı ters çevirmek nedir biliyormusunuz
Yeni avukatım Bayan müvekkilimin boşanma davasına giriyorum eşinden başka boşanma sebepleri yanında fiili livata da var . bayan boşandıktan sonra köyde yaşayacağından ve genç olup eniden evlenme ihtimaline karşılık bu gerekçeyi dilekçeme yazmadım. İlerde sıkıntı olmasın diye
Boşanma gerekçeleri ve sebepleri yeterli olduğundan boşanma kararı bekliyorum ancak hakim izinleri ve karşı tarafın boşanma istememesinden kaynaklı avukatın uzatmaları sebebiyle bir türlü karar verilmiyor. Aylar sürdü. Son duruşmada müvekkilemde boşanmanın uzamasından sıkıntılı duruşmaya katıldı . Ben Esasa dair son beyanlarımla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ettim vs davalı avukatı boşanmanın reddine karar verilmesini der demez benim müvekkile ayağından ayakkabısını çıkardı hakimin kürsüsüne doğru hamle yaptı. Ben ,mübaşir salonndakiler hop mop ne oluyor derken hakim kendisine saldırı olacağını düşünüp kürsüden fırladı ortalık birbirine girdi. Gürültüleri koridordaki polis geldi ben ne olduğunu anlayamadım.Hakim bey duruşmayı terk edip odasına geçti bayanı savcılık kalemine aldılar Yanına gittim sen ne yaptın neden hakim beye saldırdın ? dedim , Mahcup ; -Ben hakim beye saldırmadım siz benim özel durumumdan hiç bahsetmediniz, köyden ahbaplarım ayakkabını ters çevir kürsüye koy hakim anlar seni hemen boşar dediler ben bunu yapmak istedim dedi hayretler içinde kaldım Bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını düşünen duruşmaya ara veren hakim beyin odasına gidip durumu anlattım . Hakim bey güzel bir eda ile - Öğrenmemiz gereken daha çok şey var demekki avukat hanım dedi ve duruşmaya devamla tarafların boşanmalarına karar verdi. Bayandan şikayetçi olmadı . Bayan bu hareketten olduğunu sandı.Bende öğrenmiş oldum . |
27-08-2008, 13:09 | #67 |
|
benim değil ama mesleğinde epey isim yapmış bir hanım avukat arkadaşımızın başına gelmiş ve benim de şahit olduğum olay.En az 10 yıllık müvekkili kendisine büyü yapıldığını ve bu kişileri tespit ettiğinden bahisle savcılığa şikayette bulunulmasını istemiştir.Maddi durumu da iyi olan müvekkil bunun karşılığında ne kadar ücret isterse vereceğini söylese de arkadaşımızın cevabı şu olmuştur."Ben öyle bir dilekçeyi yazıp altına da imzamı atarak savcıları kendime güldürtemem" deyip reddetti.Gülmemek için zor tutmuştum kendimi, hala arada bir bu isteğini yineleyip durur.
|
27-08-2008, 13:35 | #68 |
|
Bir Avukat
Tarzından dolayı epeyce isim yapmış bir avukata açılan disiplin soruşturmasında konuya ilişkin savunmasında ise (konu savunma sınırlarını aşmak, hakaret), aynen cümleyi yazıyorum, tüm davalarda yazdığı beyan ve savunmalarının tamamen müvekkilin duygularını yansıttığını , bu tutumun somut gerçeklere dayandığını beyan etmiştir.
Şunu düşünmüştüm madem duygu ve düşüncelerimi öle rahatça söylediğimiz bir yer ise adliye avukata ne gerek var isteyen istediğini söylesin.. |
27-08-2008, 14:18 | #69 |
|
Tabelayı görüp zili çalan biri,
Avukat Bey çok önemli bir konuda danışacaktım...Koltuğa oturdu: Avukat Bey ben kamyoncuyum. Bilmem nerede çalişirim. Haftanin çoğu günü şehir dişindayim. Karimin beni aldattığı yönünde çok büyük şüphelerim var karımı öldürücem. Namusumu temizleyecem. Acaba nasil öldürürsem daha az ceza alırım. Adama iple boğabilirsin yada bıçakla silahla öldürebilirsin.ilaç da verebilirsin ama bence en iyisi boşanma davası açman dedim ve bu tür olaylara ben bakmıyom diyerek çıkardım. |
27-08-2008, 17:17 | #70 |
|
Bugün büroya gelen 78 yaşındaki teyze eşinin çenesine daha fazla dayanamadığı şikayetiyle 60 yıllık eşinden acilen boşanmak istediğini söyledi.Öyle ya boşanmak onunda hakkı
|
01-09-2008, 16:27 | #71 |
|
Mesleğe başladığım ilk yıl ...büronun dönmesi çin para lazım taştan su çıkarmaya çalışıyoruz. İşte öyle günlerden birinde büromun çalan telefonunu açtım X bankasından tanıdığım bir bayan atilla bey diye birini yönlendireceğini kendisinin işadamı olduğunu hukuk danımanına ihtiyaç duyduğunu ve bana yönlendirdiğini söyleyince yalan değil mutlu oldum .Bu beyefendi aynı gün büroya geldi Almanya merkezli bir firma kurduğunu şubeyi buraya açmak istediğini SÖYLEYİP, Türkiyedeki Ermeni ustasından başlayıp Almanyaya nasıl yerleştiğinden işçi olarak girdiği şirkete nasıl ortak olduğundan çalışkanlığından dürüstlüğünden saatlerce bahsetti bizden talep ettiğimiz ücreti sorduğunda işin niteliği gereği aylık 1500 usd talep ettiğimizi söylemem üzerine "biz 3000 Euro düşünüyoruz mühendisler ve avukatlar bu rakamın altında çalışmamalı bu Almanya koşullarında standat işci ücretidir . Ayrıca Özel sağlık sigortası yaptırılacağını söyleyip büyük bir sigorta şirketinden aldığı teklifleri gösterdi dedi" .Bizde haliyle olur dedik ve prensipte anlaştık. Sonra ne mi oldu . Eresin Otelde konakladığını söyleyen atilla beyle bir daha hiç karşılaşmadık çünkü ne öyle bir adam ne öyle bir cep telefonu numarası ne de öyle bir firma vardı Eresin Otel'e bu isimde bir kayıt hiç yapılmamıştı ve Bankacı Arkadaşımada aynı hikayeyi anlatıp onlarla çalışacağını söylemiş ama sonrasında onuda hiç aramamıştı yani Atilla bey aslında hiç yoktu .Hiç varolmamıştı o hayallerini anlatıp tatmin olup gitmişti. Zararmı sadece ZAMAN ....... buna şükür
|
04-09-2008, 13:18 | #72 |
|
Benim eski hükümlü bir müvekkilim var.Kendisi 60 yaş civarında ve çok genç bir bayanla evli.Bu arada bayandan boşanmak istediginden benden hukuki yardım alıyor.Anlattı bütün sıkıntılarını ve sonunda ben eşimi boşadıktan sonra 35 yaş civarı bir bayanla evlenmek istiyorum dedi.Bana siz evlimisiniz avukat hanım dedi? evet dedim.İkinci soru daha garipti peki eşinizle berabermi yaşıyorsunuz? yani evli olmam bile yetmedi anlaşılan.
|
07-09-2008, 01:06 | #73 |
|
Bu çevrede sıkça raslanır anlatacağım olaya ve Gaziantep barosundaki her meslektaşımın hemen hemen dilinde tüy bitmiştir aynı şeyi anlatmaktan. Genellikle borçludur muzdarip olan ve bu sebeple büromuzu ziyaret eden.
-Avukat bey benim bir senedim vardı A şahsında -Evet -Ben bu senedi ödedim -Evet -A şimdi icraya koymuş benden istiyor ama ben ödedim! -Siz senedi ödeyince geri almadınız mı? -Yok avukat bey kasanın anahtarı oğlunda kalmış yarın gel al dedi ben de uğramadım. -E peki yazılı bir belge almadınız mı? -Hayır! -Beyfendi kötü ödeyen iki kere öder diye bir kural var hukukta. Alacaklınız takibe koymakta kanunen haklı -Avukat bey öyle şeymi olur parayı verirken 5 kişi daha vardı şahitler verdiğime. -Olmaz beyfendi bu tür durumlar şahitle ıspatlanmaz. İsterse bütün Antep şahit olsun olamaz. -Peki avukat bey biz bu adama Şerefiye davası (manevi tazminat) davası açabilirmiyiz. -Tabiki her türlü davayı açarsınız istedikten sonra da nasıl ıspatlayacağız derin ızdırabınızı... -Bu nasıl adalet avukat bey ya. Biz adama parayı ödemişiz siz olmaz diyorsunuz Bu diyaloğu çok meslektaşım yaşamıştır ve halen yaşıyordur |
07-09-2008, 17:53 | #74 |
|
Öncelikle meslektaşlarımın yaşadıklarını tebessümle okuduğumu belirtmeliyim. Ben 9 senedir İstanbul'da avukatlık yapıyorum ve yoğun olarak şirketlere hukuki danışmanlık hizmeti veriyorum. Şirketlerle bunca zaman çalışınca görüyorsunuz ki, şirket personeli, müdürler, astlar, üstler, finanstakiler, satışçılar, herkes ama neredeyse herkes yaptığı bir işlemle veya verdiği bir kararla ilgili olarak bir diğerinin kendisini sorumlu tutmasından ödü kopar. Öyle ki, çoğu karar almamak için bin takla atar. Her neyse...
Bir müvekkilim şirkette çalışan departman müdürlerinden biri de bu alışkanlıktan fena halde musdarip. Ne zaman bir sözleşme yapılacak olsa ister ki hiçbir şeye karışmasın. Avukatız ya, zannederler ki hem mühendisiz, hem şirketin ortağıyız, hem vergi danışmanıyız. Her kararı biz almalıyız. Oysa bizler işin salt hukuki boyutuyla ilgilenmeliyiz bana sorarsanız. Ticari kararlar müvekkilin işi. Her neyse, bu müdür bey, birgün yapılması gereken bir sözleşmede düzenlendiğim teminat maddesi ile ilgili olarak teminatın meblağını benim belirlememi istemişti. Hatta "bunu yazar mısınız lütfen Dilmin Hanım?" demişti. Cevabım "Hayır, yazamam."olmuştu. Aynı bey bir başka gün de, kendi yanlış kararları nedeniyle oldukça yüksek zarara uğradıkları bir müşterileri aleyhine başlattığımız icra takibinde, nasıl olur da borçlunun çalıştığı firmaları bilemiyoruz, niçin istihbarat yapmıyoruz, borçlunun niçin malını bulamıyoruz diye bana çıkışacak olmuştu. Olay kendisini genel müdüre şikayet etmemle neticelendi. Bir başka müvekkilim şirkette çalışan bir kızcağız ise bir bankadan kendilerine gönderilen bir üstyazıda yazan "ipotek" lafı ile ilgili olarak enteresan bir sözcüğü dağarcıklarıma katmıştı. Tam da o günlerde, o şirketin bir gayrımenkulünün üzerinde bulunan banka ipoteğinin fekkedilmesini konuşuyorduk. Banka, ipteğin fekkine dair yazıyı müvekkil şirkete fakslamış, bu çalışan kızcağız da sevinçle bana telefon edip "Dilmin Hanım müjdemi isterim, ipo fekkedilmiş" demişti. "Efendim?" diye sorunca anlamıştım durumu. Meğer kızımız, ipo-tek yerine ipo-fek anlarmış. Aslında daha bir yığın böyle hikaye var; hepsi birbirinden (traji)komik ama şimdilik ilk aklıma gelenler. Herkese iyi bir çalışma haftası dilerim. Saygılarımla, Av. Dilmin (Özdemir) Küçükbarak |
10-09-2008, 12:35 | #75 |
|
[quote=Pınar]1-Yaşlı bir Teyze (ve oğlu), büroma gelip, derdini uzun uzun anlattıktan sonra, konu ücret sözleşmesine gelince, çantasından Sağlık karnesini çıkarıp, ücretsiz sağlık hizmeti gördüğünü ve Avukatlık hizmetinden de sağlık karnesi ile ücretsiz faydalanabileceğini sandığını söyledi. Hatta o kadar çok şaşırdı ki bu işlerin ücretli yapıldığına, mahallesindeki Sağlık Ocağına danışmaya gitti.
Adli Yardım Bürosuna yönlendirdim ama ben mi daha şaşkındım onlar mı anlamadım.... 2- Biri de beni büromda görür görmez gözlerini iri iri açarak, Avukat Hanım Siz misiniz diye sordu. Ben evet diye cevap verince neden üstünüzde cübbeniz yok diye sordu....[/qu Buraya kadar okuduğum yazılarda en ilginç olan Pınar Hanım sizinkiydi bana göre |
10-09-2008, 16:14 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
Yani kara mizah gibi bir durum. Hakikaten üzüntü duydum. Bu kadar alçak olunmaması lazım ama... Umarım en kısa zamanda gidenin 10 bin misli size döner. |
11-09-2008, 17:38 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
sayın neslihan hanımın dedikleri cok iyi ve mizahi yönü gercekten güzel.bu konuda ona katılıyorum..yani tamamiyle bilimsel bir acıklamayla cevap vermiş.gercekten avukat olarak değilde insan olarak düşündüğümüzde yani tabiki herşeyi ögrenmek isteriz fakat neslihan hanımın da dediği gibi cogu bilgiyi ögrendigimiz zaman ya ilgi cekici gelmedigi için veya bilginin gereksiz olusu bunu önemli kılmayıp kısa süreli belleğe kaydolup kısa sürede silinmesine zemin hazırlıyor.müvekkil tarafından bakılacak olursa başvurdugu kişinin uzman kişi olarak temel alıyor ki bilmediği cok sey olacaktır.bunların hepsini gereklı olsun olmasın sorma ihtiyacı içine girebiliyor..bu da bazen komik soruların veya saçma ve gereksiz soruların sorulmasına neden oluyor...ama kendi alanımız da ne kadar cok bilgiye sahip olursak o kadar yararın olacagına inanıyorum...saygılarımla.. |
18-09-2008, 14:01 | #78 |
|
Biliyorum çok oldum ama geçen hafta ilk celsesine girdiğim boşanma davasından sonra da şok oldum, burada yazmaya mecbur hissettim anlayacağınız.
Adli Yardım Bürosu'nca davasına girmekle görevlendirildiğim bir bayan geldi büroma. Boşanma davası; eşi tarafından aldatılmış, darp edilmiş bir bayan müvekkilim. Dilekçeyi yazıp adli tatil öncesi açtık davayı. (Bu arada bayanın hep aklına dilekçeye eklenmesi elzem şeyler geldi adli tatil süresince) Daha önce belirttiğim gibi ilk celse geçen haftaydı ve davalı duruşmaya gelmedi, duruşma bitip koridora çıktığımızda bayan; bir dahaki celse mi yoksa boşanma kararı verildiğinde mi kocasının suratına tüküreceğimi sordu. Nasıl yani dedim ve bunu söylerken de kadının garip bir şiveyle konuştuğunu düşünüp kendi kendime mecaz anlamda böyle bir cümle kurmuş olabileceğini geçirdim aklımdan. Bayan tekrarladı, bir dahaki celse gelirse o zaman mı suratına tüküreceksin, en son dava bitiminde mi diye. Suratına tükürmeyeceğim tabi ki, bunu da nereden çıkardınız dedim hayretle müvekkile ve bana şu cevabı verdi: -Niye , Adli Yardımdan görevlendirildin diye mi? |
19-09-2008, 16:22 | #79 |
|
bence o kadın çok türk filmi izlemiş.gerçekten çok komik aslında komik mi trajik mi tartışılabilir...daha uygulamayı görmedim;fakat şimdiden siz tecrübeli meslektaşlarımızın paylaşmış oldukları tecrübeler gerçekten bazıları çok komik bazıları da gerçekten korkutucu olabiliyor.ama gerçekten böyle insanlarla karşılaşabileceğimiz zamanalar olacaktır..bu arada o kadının tükürme hakkı olduğunu acaba kim söylemişl ona...:=))
|
19-09-2008, 19:57 | #80 | |||||||||||||||||||||||
|
süpermiş |
19-09-2008, 23:33 | #81 |
|
Sonrada Oldum
2005 yılında bir şahıs kardeşi ile birlikte bana saldırmış daha sonra ise karşılıklı darptan dolayı yargılanmaya başlamıştık.
Hakim, duruşmada şahsın anormal hareketlerinden şüphelenerek "sen ilkokulu bitirdin mi?" diye sordu... Şahıs "ben ilkokulu komple bitirdim ama avukat beni dövdükten sonra böyle oldum, önceden böyle değildim" demez mi? Hakim bir bana baktı bir şahsa baktı, "Allah Allah" deyip gülümsedi! (Sonuç: meşru müdafaadan aklandım) |
19-09-2008, 23:38 | #82 |
|
İFADE DEĞİŞTİRMEK İSTİYORUM
*************************** Bir "adam öldürme" davasında, şahıs bir kişiyi baltayla öldürmüş, diğerini öldürememiş ve tüm soruşturma aşamalarında da "iyi ki öldürdüm, çıkayım diğerini de öldüreceğim, pişman değilim" demiş. Duruşmada hakim dinledi dinledi sordu: "ifadene ekleyeceğin bir şey var mı?" Sanık:"ifademi değiştirmek istiyorum" dedi. Hakim: "neresini değiştireceksin?" deyince, SanıK: "daha önce pişman değilim demiştim, şimdi pişmanım ama çıkınca diğerini de öldüreceğim vazgeçmedim" demişti. |
19-09-2008, 23:48 | #83 |
|
Bakİre Raporu
Bir yıl kadar önce, bize nereden ulaştığını anlamadığım bir bayan peydah oldu!
Israrla benden kendisine "bakire raporu" almamı istiyordu.. Kendisine böyle bir rapor için mahkemeye gidemeyeceğimi, bu konuda bir doktorla görüşmesi gerektiğini ne kadar anlattıysam da fayda etmedi. En sonunda, "birlikte olduğu adamın karısının evini bastığını, memleketteki akrabalarının kulağına giderse onu öldüreceklerini söyledi!" Ben de dayanamayıp, "madem öyle diyorsun 10 milyara sana rapor buluruz!" dedim. "Çok değil mi?" diye sordu. "X bey ödesin madem çok!" deyince de "Hepiniz erkek değil misiniz, ancak s...... bilirsiniz ben de gider kadın avukat bulurum kendime!" deyip çıkıp gitti. Ben de bir tacizciden kurtulmuş oldum! |
24-10-2008, 16:00 | #84 |
|
Dolandırıcının Boylesi
Avukat Bir arkadaşım baronun aracılığı ile 18 yaşından küçük olan ve sahte pasaportla Almanya ya gitmeye çalışırken havaalınında alıkonulan kişi ile görüşmeye gider...
Havaalanı polis merkezindeki nezarethanede kısa bir görüşme yaparlar ve kişinin henüz ailesinin bile olaydan haberi olmadığından avukat arkadaşın cep telefonundan Almanyadaki babasını arar ve konuşur.. Avukat arkadaş oradan ayrılmadan hangi sebeple nezarette bulunduğunu bilmediği 3.bir kişi abisini aramak için cep telefonunu ister ve yufka yürekli arkadaşımız telefonunu bu şahsa da verir... Şimdiii ....ertesi gün gelen bir telefonla arkadaşımız şoka uğrar, arayan çocuğun almanyada ki babasıdır. ve çocuğunu çıkartması için 5.000 EURO yu acilen hesabına yatırdığını söylemektedir. Olay çok uzun devam ediyor savcılığa şikayetler vs.vs. kısaca şudur aslında meğer nezerathanedeki 3. şahıs telefonu aldığında son arananalardan Almanyada ki ailenin telefonunu alıyor, daha sonra hemen aileyi aratıp avukatın ortağı olduğunu çoçuğun yanında konuşamadıklarını ama durumun cok ciddi olduğunu, çocuklarının hapishanelerde çürüyebileceğini söyleyip akşama kadar 5.000 EURO yu verdikleri hesaba göndermelerini istiyor...Zavallı ailede tabi hemen gönderiyor.. Avukat Arkadaşımız uzun süre uğraşmıştı bu mesele ile .... Ne para ne hesap sahibi bulunamadı tabii.. |
03-11-2008, 16:31 | #85 |
|
sizlere çok ilginç ve espirili gelmeyebilir ama bana gelen müvekkillerin nerdeyse hepsinden her nedense sürekli şu cümleleri duyuyorum; ' bu davayı kazanırsak avukatlık yapmanıza gerek kalmaz', anlamadım bu işi sırf para kazanmak için yaptığım izlenimi mi veriyorum nedir? ayrıca söylenen işlerden uğruna mesleği bırakacağım ücret en çok 8-10 milyar oluyor
|
03-11-2008, 16:45 | #86 | |||||||||||||||||||||||
|
"Haklısınız; bir daha sizin avukatlığınızı yapmayacağım kesin" diye yanıt verebilirsiniz. |
03-11-2008, 16:54 | #87 | |||||||||||||||||||||||
|
Mesleğe ilk adım attığımız zaman uyanık tüccar müvekkilerin klasik cümlesidir. .. |
03-11-2008, 17:02 | #88 |
|
Bana bir meslektaşım anlattı: Anadoluda avukatlık yapan bir meslektaşımız, müebbetle yargılanan müvekkili ile ücret sözleşmesi yapmış. Buna göre, Müvekkili avukata şunu önermiş: "Çok az bir miktar peşin, misal %1 gibi, bakiyesi tahliyede olmak üzere X YTL" O da kabul etmiş...
|
03-11-2008, 17:10 | #89 | |||||||||||||||||||||||
|
Sonra ne olmuş? Arkadaşınız bakiye ücreti alabilmiş mi? Yoksa hala bekliyor mu? |
03-11-2008, 20:15 | #90 | |||||||||||||||||||||||
|
Arkadaşım anlattı. Kendisi değil, bir başkası anlaşmış. Hayır, sanıyorum epeyce beklemesi gerekecek... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Garip bir kamulaştırma sorusu | Av.Suat Ergin | Meslektaşların Soruları | 9 | 14-08-2006 03:52 |
garip ama gerçek | murat can | Hukuk Sohbetleri | 0 | 27-04-2006 00:41 |
Garip Bir Durum! | kemal | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 14-10-2004 14:30 |
Milli Eğitim Bakanlığı Bir Garip | fortuneteller | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 14-06-2004 17:57 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |