21-03-2011, 09:40 | #631 |
|
NEVRUZ (21 MART)
Etiketler : NEVRUZ Nevruz (21 Mart) Mutluluk ne parada, ne köşk, ne saraydadır Hor görme toprak diye belki tek göz damdadır… Ey insan! Mutluluğu sağda, solda arama Beyni özgür, dingin kalp ile yaşayandadır… Yaşamak doğal haksa, yaşatmaksa ödevdir, Ne yaşayan cücedir, ne yaşatansa devdir… Ey insan! Bu hak sana tek ALLAH’TAN armağan Dünya yaşlı olsa da her doğan günse nevdir… Alper Kürük |
05-04-2011, 09:42 | #632 |
|
Avukatlar Gününe (5.Nisan...) Sevilen ölümünü beyin kabûl etmez ya Ölüm haktır demesi O'na imânındandır... Haksızlığa isyanı kâh yeter, kâh yetmez ya Saygısı a d a l e t e de tam inancındandır... Hukukçunun görevi hakkı düşürmemektir... Hak düşünce çiğnenir,artık haklığı kalmaz... Hakkı korumak ise y a r g ı d a zor emektir, Y a r g ı gölgelenirse haklı hakkını almaz... Alper Kürük |
07-04-2011, 14:37 | #633 |
|
Mesnevi Ve Nutuk MEVLÂNÂ’ DA “MESNEVİ” ATATÜRK’TE “NUTUK”TUR, Anlamayan kişinin beyni, nutku tutuktur… Biri insanı insan olmaya davet eder Biri iç-dış düşmanı gözler önüne serer… Biri gönül bahçeden koklanacak gül verir, Biri VATAN birliği için can ödül verir… Biri çokluğu TEK’E ulaştırmaya yoldur, Biri tek ULUS için KURTULUŞ’A yol olur… Biri kılavuzudur nefsin kurtuluşuna, Biri öykü belgesi ULUS var oluşuna MESNEVİ’DEN ders alan benliğine kavuşur, NUTUK’A sadık kalan tek ULUS’TA buluşur… Alper Kürük |
18-04-2011, 14:16 | #634 |
|
Çocuklar Yaşamalı... Toprak üstü açan çiçek Gülecek,güldürecek... Çocuğu öldürmeyelim Topraklara gömmeyelim... Biz büyükler bir olalım Çocukları koruyalım. Çocuğu öldürmeyelim Topraklara gömmeyelim... Dünya güzel,çocuk güzel Çocuklar dünyada özel. Çocuğu öldürmeyelim Topraklara gömmeyelim... Çocuklardır tüm gelecek Boş değil çocuğa emek. Çocuğu öldürmeyelim Topraklara gömmeyelim... Çocuk çocukca yaşarsa Nerede bir çocuk varsa Çocuğu öldürmeyelim Topraklara gömmeyelim... Alper Kürük |
26-04-2011, 08:47 | #635 |
|
25 Nisan 2011 Pazartesi
ANZAK'TA ŞAFAK... ANZAK'TA ŞAFAK... ÇANAKKALE GELİBOLU Yarımadası Birinci Dünya Savaşı sırası 25.Nisan.1915 sabahında Şafak söküyor ARIBURNU ANZAK KOYU'nda Şimdi şehitler uyuyor koynunda... 57.TÜRK ALAYI Siperde CONKBAYIRI'nda Tümü şehit çarpışma sonunda... Yeni Zelanda'lı,Avustralya'lı ANZAK ASKERLERİ Kumsala çıkarmada... MEHMETÇİKLER sabırsız bekler Komutandan emir gelmeyi... Geldi emir erata yayılmalı Çünkü Komutan MUSTAFA KEMAL der : "SİZE TAARRUZU DEĞİL EMREDİYORUM ÖLMEYİ..." Gök gürlemesi değil Toplardı tepelerde patlayan, Bu kızıllık Rengindendi akan kan... Şafak söktü,düşman söküldü ANZAK KOYU'nda ilk kez denize döküldü... ANAFARTALAR'da Yarımada GELİBOLU'da Tam sekiz ay canlardı gece-gündüz çarpışan 57.TÜRK ALAYININ HEPSİ ŞEHİT... Hepsi unutulmaz kahraman Çünkü TÜRK'ündü VATAN... Niye ta buralara gelmişti düşman? Binlerce,on binlerce MEHMETÇİĞİM şehit düştü Bir o kadar yabancı gençler de ölmüştü... ATATÜRK seslendi yabancı analara "Artık ağlamayın siz onlara Toprağımızda kan akıtıp canlarını veren yiğitler İster TÜRK olsun ister YABANCI ASKER Unutulmaz evlâdımızdır onlarla bizim ŞEHİTLER..." O canlardan oluştu GELİBOLU GÜLİSTANI Böyle yazıldı "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DESTANI"... Nice nice şafaklar söktü yine sökecek yıllardır Torunları gelir kutsar Şafak töreniyle,Şafak âyiniyle... Şimdi kaynaşmakta kaç zamandır Ölümün kutsalında Ölümün tutkalında Ev sahibi torunlar... Konuk torunlar... El ele tutuştu kalmaz artık sorunlar... Şimdi bir ağızdan haykırıyor onlar Sanki bu sesleniş ATATÜRK'ün diliyle Tüm dünyaya veriliyor aynı mesaj ANZAK ŞAFAK TÖRENİYLE,ŞAFAK AYİNİYLE: "YURTTA BARIŞ,CİHANDA BARIŞ..." Ne bir avuç başka toprakta gözümüz var, Ne de toprağımızdan veririz Tek bir çakıl,ne bir karış... Alper Kürük |
28-04-2011, 05:47 | #636 |
|
Annemize... Nice 'Anne Günü'ne zaman seni taşısın Sahip olan bizlerin sen en büyük şansısın. Bekaya verdiğimiz tüm annelerimizsin Onları temsil eden tek varlığımız sensin. Gönlümüzün tahtında hep böyle kurul,otur Evlerimiz seninle şenlenir,huzur bulur... Kulağımızdan sesin yıllarca eksilmesin Ellerini saygıyla öperiz annemizin... Alper Kürük |
15-05-2011, 06:15 | #637 |
|
İLK ATEŞİ O YAKTI...
Etiketler : 19 MAYIS İlk Ateşi O Yaktı... Bin dokuz yüz on dokuz Mayısın on dokuzu 'BANDIRMA VAPURU'nda Ulusumun son kozu... SAMSUN semalarında bir şimşek gibi çaktı O çakış kurtuluşun ilk ateşini yaktı. Özgürlük Sancağını taşımak güzel ve zor Taşıyan o uğura canını,başını kor. O yüceden istendi canı ve tüm rütbesi Sanıldı ki korkar da belki kesilir sesi. Bileğinin hakkını eliyle söküp attı Düşman yandaşlarının pis yüzüne fırlattı. Şimdi Ulus bağrında o rütbesiz bir nefer Hedefe hür koşacak,onu bekliyor zafer. İkbâl için kimsenin asla olmaz maşası Çünkü MUSTAFA KEMAL gönüllerin PAŞASI. Bir avuç kahramanla başladı hikâyesi Bu öykü TÜRK'ün en son KURTULUŞ EFSANESİ. Yazılan destan sonu bir cumhuriyet doğar O 'TÜRK CUMHURİYETİ' SONSUZA KADAR YAŞAR... Sönmeyen meş'alede ilk ateşi o yaktı 'KUTSAL EMANETİNİ' GENÇLİĞİNE BIRAKTI... Alper Kürük |
13-06-2011, 13:54 | #638 |
|
BABALAR GÜNÜ İÇİN...
Etiketler : BABALAR GÜNÜ Gün Babaların... Mübarek anamıza bir günü özgüledik Bir günü de muhterem babamız için verdik. Yılda bu iki günde biz onları anarız Yılın her günü anar bizi ana - babamız... Onlar da bir gün anne ve baba olacaklar Bir günlük anılmaya elbet katlanacaklar... Onlara verilecek SEVGİ,SAYGI çok büyük Bölüp bölüp her güne verelim küçük küçük... Alper Kürük |
27-07-2011, 08:11 | #639 |
|
Yarım Asır... Bin dokuz yüz altmış bir yirmi yedi temmuzda El ele vererek biz bir mutlu yuva kurduk… Yıllar yılı taşıdık tek başı çift omuzda Şükürler olsun TANRI’IM elli yılı doldurduk… Evlilik hayatımız bir kitap elli yaprak Her sayfada tatlı ve acı günlerimiz var… Nice yıllar takvimden yaprak yaprak koparak ALLAH’A şükür olsun geldik bu güne kadar… Ömrümüz de eskidi evliliğimiz gibi Eskimeyen saygımız, eksilmeyen sevgimiz… ALLAH’IM ayırmasın nice yıl bu ekibi Diye duamız bizim, şükürler ederiz biz… Kulak çek, parmağı bük, tahtaya üst üste vur Maşallah de dilinle, de ki nazar değmesin… Bakış var iyi olur… Bakış var kötü olur… Gıpta et, haset etme kimseler baş eğmesin… Alper Kürük |
27-08-2011, 16:25 | #640 |
|
|
06-12-2011, 14:33 | #641 |
|
[FONT='Arial Black','sans-serif']YENİ ANAYASA HAZIRLANIRKEN…[/font]
[FONT='Arial Black','sans-serif'] Sayın TBMM Başkanının e-anayasa çağrısı görevinin icabı olduğu kadar kendisinin de bir hukukçu olmasından kaynaklanan hukuka saygısının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']YÖNELTİLEN SORU: Sizce yeni bir anayasanın temel ilkeleri neler olmalıdır[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']?[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Yorum ve düşüncelerimi aktardığım bloğumda ([/font][FONT='Arial Black','sans-serif']www.alperkuruk.blogspot.com[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'])da [/font][FONT='Arial Black','sans-serif']yayınladığım bu yazımın tarihini [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']10.ARALIK.2011 olarak özellikle seçmemin nedeni 10.ARALIK.1948[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ’NİN[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] 63.yıl dönümü oluşudur.[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] Bildirgeni kabulünden 63 yıl gibi yarım asrı aşan bir sürenin geçmesine, bu arada ayrıca 7-8 ARALIK 2000 tarihli “ Nice Zirvesi”nde onaylanan[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']AVRUPA BİRLİĞİ TEMEL HAKLAR BİLDİRGESİ, 18.EKİM.1961 tarihli [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']AVRUPA SOSYAL ŞARTI, 20.KASIM.1989 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ, 9.ARALIK.1998 tarihli[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ KORUNMASI BİLDİRGESİ, 07.TEMMUZ.1954 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARIN SİYASAL HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞME, [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']15.EYLÜL.1995 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER PEKİN DEKLERASYONU, ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ’NÜN (İLO) 8 ADET SÖZLEŞMESİ, 25.01.1996 tarihli ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ (STRAZBOURG),[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 16.ARALIK.1961 tarihli EKONOMİK, SOSYAL[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']VE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.ARALIK.1965 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HER TÜRLÜ IRK[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']AYRIMCILIĞININ ORTADAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 04.KASIM.1950 tarihli İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ, [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']10.ARALIK.1980 tarihli İŞKENCE VE DİĞER ZALİMANE VEYA KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE VEYA CEZAYA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLET LER SÖZLEŞMESİ ve aynı konuda buna ilişkin 01.MART.2002 tarihli AVRUPA SÖZLEŞMESİ, 01.MART.1980 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİNE DAİR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.KASIM.1990 tarihli YENİ BİR AVRUPA İÇİN PARİS ŞARTI, 16.ARALIK.1966 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİYASİ VE MEDENİ HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 01.ŞUBAT.1995 tarihli ULUSAL AZINLIKLARIN KORUNMASINA İLİŞKİN ÇERÇEVE SÖZLEŞME (STRASBOURG), 18.ARALIK.1992 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']ULUSAL YA DA ETNİK, DİNSEL VE DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']KİŞİLERİN HAKLARI BİLDİRGESİ vb… birçok Uluslararası İnsan Haklarına ilişkin bildirge ve sözleşmeler hükümleri ortada iken yeni[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Bir anayasanın temel ilkeleri için görüş bildirmek, tabir caizse komprime tabletler halinde kural ve hükümler vazetmeyi zait addederim. Yürürlükteki mevcut hükümler ile yukarıda arz ettiğim uluslar arası hükümler Sayın Komisyonca elekten geçirilip, süzülerek, bünye ve ihtiyaçlarımıza uygun yeni bir elbise biçilmesi, dikilmesi, yeni ANAYASIMIZIN oluşturulmasının kabil ve daha kolay olacağını teslim etmek gerekir kanısındayım.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] Ben sadece bir hukukçu olarak diğer hukukçuların, salt vatandaş olarak diğer yurttaşların, TÜM TOPLUMUN MAŞERÎ VİCDAN DEDİĞİMİZ TOPLUM VİCDANINI RAHATSIZ OLDUĞUNA İNANDIĞIM [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ hakkında birkaç söz etmeyi yeğledim.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] [/font][FONT='Arial Black','sans-serif']Bu çağrıya icabet etmek her yurttaşın olduğu kadar benim için de bir hak ve görev olduğu inanç ve bilinciyle görüş bildirerek katkıda bulunmak vicdanî bir sorumluluğumdur.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] İşte bu yazıda ortaya konulan düşünce, yorum ve önerileri paylaşmak suretiyle öncelikle hukukçu bir birey ve saniyen sade bir yurttaş olarak vicdan borcumu ödemiş olacağım ve işte bu ANAYASA BENİM ANAYASAM diyebileceğim…[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] 50 yılı aşkın bir süre önce Hukuk Fakültesine başladığımızdan beri[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] Rahmetli Hocalarımızdan duyduğumuz sloganlaşmış şu sözler beynimize nakşedildi ve kulaklarımızdan eksilmedi:[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']“İyi ya da kötü yasa yoktur. Yasa hükümlerinin iyi ya da kötü uygulamaları, uygulayıcıları vardır. Kötü denilen yasa hükümleri iyi bir uygulayıcıyla iyi; iyi denilen yasa hükümleri kötü bir uygulayıcıyla [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']kötü olur…”[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] Bu da eğitim, öğretim işidir ve çözümü ise EĞİTİM VE ADALET POLİTİKALARININ SORUNUDUR. Uygulayıcılar genellikle Yargı mensupları ise de salt onlardan ibaret olmayıp kuvvetler ayrılığının diğer mensupları (teşri ve idarede)görevliler de kendi alanlarında uygulayıcılardır. Hatta her yurttaşı dahi kendi açısından bir uygulayıcı olarak görmek ve kabul etmek gerekir.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] “ Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.” hüküm ve ilkesini koyan Devlet, yurttaşına her şeyden önce yasayı öğretmek ve bunun yollarını göstermek ve sağlamak zorunluluğundadır.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']MEVCUTANAYASAMIZIN:[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']BAŞLANGIÇ,1.2.3.4.5.6.ve7.maddelerindeki hüküm ve ilkeler ile[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK DEVLET VE BU VATAN ÜZERİNDE YAŞAYAN VE YURTTAŞ HAK VE SIFATINI KAZANMIŞ OLAN, HANGİ[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']KÖKENDEN GELİRSE GELSİN, OLURSA OLSUN U L U S A L A D I:[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']T Ü R K [/font][FONT='Arial Black','sans-serif']OLDUĞU BENİM VAZGEÇİLEMEZ KIRMIZI ÇİZGİMDİR.[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] Bunu öncelikle böyle arzımdan sonra görüş bildirmek için seçtiğim konuyu açıklayayım: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Bu konuyu enine boyuna,inceden inceye eski deyimle (arz-ı amik),mukayeseli hukuk norm ve yöntemlerini de kullanarak irdelemek -ki orta boyutta kalınlıkta hacimli bir kitabın içeriğini kapsayabilir-bunU bir bloger olarak kendi bloğum (www.alperkuruk.blogspot.com)da gerçekleştirebilirim ama ([/font][FONT='Arial Black','sans-serif']www.tbbm.gov.tr/yenianayasa[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']) web sayfasında düşünceler için tanınan 4000 karakterlik tahditli yazı alanına sığdırabilmenin zorluğunu burada işaret ederek olabildiğince kısa anlatım ve özetlemelerle hareket etmeyi yeğliyorum.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']KONU: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Bununla ilgili hükümler mevcut ANAYASAMIZDA ve CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA halen yürürlüktedir. Burada kanımca [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Yapılacak şey YENİ ANAYASADA YENİ VE RADİKAL ÇÖZÜMLER GETİRMEK ŞARTIDIR.[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] Mevcut hükümlerin iyi-kötü ya da eksik hükümler olduğunun tartışılması yepyeni bir ANAYASA hazırlığında zaman kaybından başka fazla bir yarar sağlayamaz. Bu aşamada [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Önemli olan UYGULAMADAKİ TESBİTLERDİR. Ona göre yeniden radikal ve rasyonel hükümler getirmek zorunluluğu vardır. Yoksa(değiştirilemez veya değiştirilmesi dahi teklif olunamaz hükümleri istisnaen baki kalmak şartıyla),eski anayasa hükümlerini temel alarak çıkartmalar ve ilavelerle yeni bir anayasa yapılmış sayılamaz.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Uygulamadaki saptamalarla tutuklama hükümlerinin artı ve eksileri değerlendirilerek işlevini yitirmişse tamamen kaldırılmalıdır.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Tutuklama hükümlerinden beklenen amaç nedir? Tutuklama, kişinin insan haklarından sayılan tabii haklarından olan özgürlük hakkınınkısıtlanması olduğuna göre[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] bundan beklenen amaçlar:[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']1-Sanık kişi yönünden: işlenen suçun yarattığı infial ve galeyandan sanığa karşı cismanî bir eylemden (yaralama, öldürme vb.)sanığın korunmasını sağlamak Devletin görevleri arasındadır.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']2-Kamu yönünden:[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']a)[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']İşlenen suç nedeniyle bozulan kamu düzenin yaratacağı maşeri vicdanı (efkâr-ı umumiyeyi) kısmen de olsa rahatlatıp tatmin etmek.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Bu tatmin bir TEDBİR olan tutuklamanın bir ceza infazına dönüşmesi halinde ortadan kalkar ve yerini ciddî rahatsızlığa bırakır.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']b)[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']İşlenen suçun niteliği ve cezasın ağırlığı itibariyle ileride verilecek mahkûmiyet hükmünün infazını sağlayabilmek. [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']BEKLENEN AMAÇ ne olursa olsun TUTUKLAMA CEZA DEĞİL BTEDBİRDİR VE MECBURÎ DEĞİL TAKDİRÎ, İHTİYARÎ VE [/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']İSTİSNAİ BİR USUL UYGULAMASIDIR. [/font][FONT='Arial Black','sans-serif']Uygulamadan çıkan ve toplumda yaygınlaşan kanaatle hareket edilirse tutuklama kurumu hükümlerinin işlevini artık yitirdiğini kabul zorunluluğu vardır. Kangren olmuş uzvun kesilmesi gibi TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİNİN DE KALDIRILMASI ŞARTTIR. Bu düşüncemi samimiyetle bir hukukçu olarak serdederken bazılarının bu nasıl bir hukukçu? Diye mırıldanacaklarını duyuyor gibiyim.Onlara karşı net cevabım şudur:Ulu önderimiz ATATÜRK, düşünce,uygulama,ülkü ve ilkeleriyle bizlere ışık tutmuş ve de tutmaya devam etmektedir.Bunlardan birisi de “TÜRKİYE’Yİ MUASIRMEDENİYET (ÇAĞDAŞ UYGARLIK)SEVİYESİNE (DÜZEYİNE) GETİRMEK VE HATTA ONUN DA ÜSTÜNE ÇIKARMAK”TIR.Bu istek ve işareti doğrultusunda Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren çalışmalar girişilerek esi Medenî Kanunumuz İsviçre’den,eski Ceza Kanunumuz İtalya’dan vb. iktibas edilmiştir.Yıllarca Mahkemeler ve Yargıtay’ımızın uygulamaları ile bünyemize uydurulmaya çalışılmış ve kararlılık bulan içtihatlardan da yararlanılarak şimdiki yeni yasalarımız kanunlaştırılmış ve de teşriî faaliyetler devam etmektedir.ATAMIZ bize muasır medeniyet olarak BATIYI göstermemiştir.Ancak,BATILI GİBİ DÜŞÜNMEK,YAŞAMAK İÇİN IŞIK TUTMUŞTUR.Bulunduğumuz coğrafya itibariyle batımızda bulunan, RÖNESANS,REFORM VE ÖZGÜRLÜK MEŞALESİNİ YAKAN 1789 FRANSIZ DEVRİMİ GİBİ AYDINLIK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KAYNAĞI VE BEŞİĞİ OLAN AVRUPA KITASINDAKİLERİ,AVRUPALILARI ÖRNEK ALMAK EN DOĞALI OLANI İDİ.Nitekim 50 yıldır AVRUPA BİRLİĞİNE girebilmenin uğraşı verilmektedir.Bunun için de birçok uyum yasaları çıkarılmıştır.Bu arada İDAM CEZASINI GEREKTİREN TÜM ŞUÇLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN İDAM(ÖLÜM)CEZASI KALDIRILMIŞTIR.Tabii temel ve vazgeçilmez insan haklarından olan YAŞAMA (HAYAT)HAKKI böylece çağdaş uygarlık düzeyinde anayasal koruma altına alınmıştır.Yine diğer tabii insan haklarından olan ÖZGÜRLÜK HAKKINI KISITLAYAN TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ KALDIRILSA ÇOK SAYILMAMALI VE ÖCÜ GÖRÜLMEMELİDİR.[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] Bazı suçların niteliği için tutuklama kurumu hükümleri[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']mutlaka saklı kalmalıdır. Ancak, ANAYASA VE YASALAR GENELDİR VE AYRICALIKLAR TANINAMAZ. Burada şu genel hukuk prensibini de açıklamak gerekir. “BİR MAZLUMU MAHKÛM ETMEKTENSE BİN MAZNUNUN CEZADAN KURTULMASI EVLADIR.”[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Suçların kovuşturulması yapılacak, ancak yargılama TUTUKSUZ sürdürülmeli,[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']usulüne u[/font][FONT='Arial Black','sans-serif']ygun davetle yargılamaya gelmeyen sanıkların da yokluklarında (gıyapta) duruşma ve yargılamaları yapılıp sonuçlandırılarak[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'] İSTİSNAİ OLARAK suçun niteliği ve verilen cezanın ağırlığı nazara alınarak ihtiyari ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere duruşmanın bitiminde verilecek son hükümle, verilen cezanın infazını sağlamak amacıyla sanığın tutuklanmasına karar verilebileceğini de (mecburi değil) kabul etmek gerekir düşüncesindeyim.[/font][FONT='Arial Black','sans-serif'][/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'] İşbu düşüncelerimin yeniden pişecek ANAYASA AŞINDA benim de bir tuzum olsun diyerek saygıyla sunuyorum.10.ARALIK.2011[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif'][/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Alper KÜRÜK[/font] [FONT='Arial Black','sans-serif']Emekli Hâkim & Avukat[/font] |
06-12-2011, 14:45 | #642 |
|
YENİ ANAYASA HAZIRLANIRKEN...
Etiketler : YENİ ANAYASA YENİ ANAYASA HAZIRLANIRKEN… Sayın TBMM Başkanının e-anayasa çağrısıgörevinin icabı olduğu kadar kendisinin de bir hukukçu olmasından kaynaklanan hukuka saygısının bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. YÖNELTİLEN SORU: Sizce yeni bir anayasanın temel ilkeleri neler olmalıdır? Yorum ve düşüncelerimi aktardığım bloğumda (www.alperkuruk.blogspot.com)da yayınladığım bu yazımın tarihini 10.ARALIK.2011 olarak özellikle seçmemin nedeni10.ARALIK.1948 İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ’NİN63.yıl dönümü oluşudur.Bildirgeni kabulünden 63 yıl gibi yarım asrı aşan bir sürenin geçmesine, bu arada ayrıca 7-8 ARALIK 2000 tarihli “ Nice Zirvesi”nde onaylanan AVRUPA BİRLİĞİ TEMEL HAKLAR BİLDİRGESİ, 18.EKİM.1961 tarihli AVRUPA SOSYAL ŞARTI, 20.KASIM.1989 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ, 9.ARALIK.1998 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARININ KORUNMASI BİLDİRGESİ, 07.TEMMUZ.1954 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARIN SİYASAL HAKLARINA İLİŞKİN SÖZLEŞME, 15.EYLÜL.1995 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER PEKİN DEKLERASYONU, ULUSLAR ARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ’NÜN (İLO) 8 ADET SÖZLEŞMESİ, 25.01.1996 tarihli ÇOCUK HAKLARININ KULLANILMASINA İLİŞKİN AVRUPA SÖZLEŞMESİ (STRAZBOURG), BİRLEŞMİŞ MİLLETLER 16.ARALIK.1961 tarihli EKONOMİK, SOSYAL VE KÜLTÜREL HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.ARALIK.1965 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER HER TÜRLÜ IRK AYRIMCILIĞININ ORTADAN KALDIRILMASINA İLİŞKİN ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 04.KASIM.1950 tarihli İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ, 10.ARALIK.1980 tarihli İŞKENCE VE DİĞER ZALİMANE VEYA KÜÇÜLTÜCÜ MUAMELE VEYA CEZAYA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLET LER SÖZLEŞMESİ ve aynı konuda buna ilişkin 01.MART.2002 tarihli AVRUPA SÖZLEŞMESİ, 01.MART.1980 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİNE DAİR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 21.KASIM.1990 tarihli YENİ BİR AVRUPA İÇİN PARİS ŞARTI, 16.ARALIK.1966 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİYASİ VE MEDENİ HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ, 01.ŞUBAT.1995 tarihli ULUSAL AZINLIKLARIN KORUNMASINA İLİŞKİN ÇERÇEVE SÖZLEŞME (STRASBOURG), 18.ARALIK.1992 tarihli BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ULUSAL YA DA ETNİK, DİNSEL VE DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP KİŞİLERİN HAKLARI BİLDİRGESİ vb… birçok Uluslararası İnsan Haklarına ilişkin bildirge ve sözleşmeler hükümleri ortada iken yeni Bir anayasanın temel ilkeleri için görüş bildirmek, tabir caizse komprime tabletler halinde kural ve hükümler vazetmeyi zait addederim. Yürürlükteki mevcut hükümler ile yukarıda arz ettiğim uluslar arası hükümler Sayın Komisyonca elekten geçirilip, süzülerek, bünye ve ihtiyaçlarımıza uygun yeni bir elbise biçilmesi, dikilmesi, yeni ANAYASIMIZIN oluşturulmasının kabil ve daha kolay olacağını teslim etmek gerekir kanısındayım. Ben sadece bir hukukçu olarak diğer hukukçuların, salt vatandaş olarak diğer yurttaşların, TÜM TOPLUMUN MAŞERÎ VİCDAN DEDİĞİMİZ TOPLUM VİCDANINI RAHATSIZ OLDUĞUNA İNANDIĞIM TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ hakkında birkaç söz etmeyi yeğledim. Bu çağrıya icabet etmek her yurttaşın olduğu kadar benim için de bir hak ve görev olduğu inanç ve bilinciyle görüş bildirerek katkıda bulunmak vicdanî bir sorumluluğumdur. İşte bu yazıda ortaya konulan düşünce, yorum ve önerileri paylaşmak suretiyle öncelikle hukukçu bir birey ve saniyen sade bir yurttaş olarak vicdan borcumu ödemiş olacağım ve işte bu ANAYASA BENİM ANAYASAM diyebileceğim… 50 yılı aşkın bir süre önce Hukuk Fakültesine başladığımızdan beri Rahmetli Hocalarımızdan duyduğumuz sloganlaşmış şu sözler beynimize nakşedildi ve kulaklarımızdan eksilmedi: “İyi ya da kötü yasa yoktur. Yasa hükümlerinin iyi ya da kötü uygulamaları, uygulayıcıları vardır. Kötü denilen yasa hükümleri iyi bir uygulayıcıyla iyi; iyi denilen yasa hükümleri kötü bir uygulayıcıyla kötü olur…”Bu da eğitim, öğretim işidir ve çözümü ise EĞİTİM VE ADALET POLİTİKALARININ SORUNUDUR. Uygulayıcılar genellikle Yargı mensupları ise de salt onlardan ibaret olmayıp kuvvetler ayrılığının diğer mensupları (teşri ve idarede)görevliler de kendi alanlarında uygulayıcılardır. Hatta her yurttaşı dahi kendi açısından bir uygulayıcı olarak görmek ve kabul etmek gerekir. “ Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.” hüküm ve ilkesini koyan Devlet, yurttaşına her şeyden önce yasayı öğretmek ve bunun yollarını göstermek ve sağlamak zorunluluğundadır. MEVCUTANAYASAMIZIN: BAŞLANGIÇ,1.2.3.4.5.6.ve7.maddelerindeki hüküm ve ilkeler ile TEK VATAN, TEK BAYRAK, TEK DEVLET VE BU VATAN ÜZERİNDE YAŞAYAN VE YURTTAŞ HAK VE SIFATINI KAZANMIŞ OLAN, HANGİ KÖKENDEN GELİRSE GELSİN, OLURSA OLSUN U L U S A L A D I: T Ü R K OLDUĞU BENİM VAZGEÇİLEMEZ KIRMIZI ÇİZGİMDİR.Bunu öncelikle böyle arzımdan sonra görüş bildirmek için seçtiğim konuyu açıklayayım: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ. Bu konuyu enine boyuna,inceden inceye eski deyimle (arz-ı amik),mukayeseli hukuk norm ve yöntemlerini de kullanarak irdelemek -ki orta boyutta kalınlıkta hacimli bir kitabın içeriğini kapsayabilir-bunU bir bloger olarak kendi bloğum (www.alperkuruk.blogspot.com)da gerçekleştirebilirim ama (www.tbbm.gov.tr/yenianayasa) web sayfasında düşünceler için tanınan 4000 karakterlik tahditli yazı alanına sığdırabilmenin zorluğunu burada işaret ederek olabildiğince kısa anlatım ve özetlemelerle hareket etmeyi yeğliyorum. KONU: TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ Bununla ilgili hükümler mevcut ANAYASAMIZDA ve CEZA MUHAKEMELERİ KANUNUNDA halen yürürlüktedir. Burada kanımca Yapılacak şey YENİ ANAYASADA YENİ VE RADİKAL ÇÖZÜMLER GETİRMEK ŞARTIDIR.Mevcut hükümlerin iyi-kötü ya da eksik hükümler olduğunun tartışılması yepyeni bir ANAYASA hazırlığında zaman kaybından başka fazla bir yarar sağlayamaz. Bu aşamada Önemli olan UYGULAMADAKİ TESBİTLERDİR. Ona göre yeniden radikal ve rasyonel hükümler getirmek zorunluluğu vardır. Yoksa(değiştirilemez veya değiştirilmesi dahi teklif olunamaz hükümleri istisnaen baki kalmak şartıyla),eski anayasa hükümlerini temel alarak çıkartmalar ve ilavelerle yeni bir anayasa yapılmış sayılamaz. Uygulamadaki saptamalarla tutuklama hükümlerinin artı ve eksileri değerlendirilerek işlevini yitirmişse tamamen kaldırılmalıdır. Tutuklama hükümlerinden beklenen amaç nedir? Tutuklama, kişinin insan haklarından sayılan tabii haklarından olan özgürlük hakkınınkısıtlanması olduğuna görebundan beklenen amaçlar: 1-Sanık kişi yönünden:işlenen suçun yarattığı infial ve galeyandan sanığa karşı cismanî bir eylemden (yaralama, öldürme vb.)sanığın korunmasını sağlamak Devletin görevleri arasındadır. 2-Kamu yönünden: a)İşlenen suç nedeniyle bozulan kamu düzenin yaratacağı maşeri vicdanı (efkâr-ı umumiyeyi) kısmen de olsa rahatlatıp tatmin etmek. Bu tatmin bir TEDBİR olantutuklamanın bir ceza infazına dönüşmesi halinde ortadan kalkar ve yerini ciddî rahatsızlığa bırakır. b)İşlenen suçun niteliği ve cezasın ağırlığı itibariyle ileride verilecek mahkûmiyet hükmünün infazını sağlayabilmek. BEKLENEN AMAÇ ne olursa olsun TUTUKLAMA CEZA DEĞİL BTEDBİRDİR VE MECBURÎ DEĞİL TAKDİRÎ, İHTİYARÎ VE İSTİSNAİ BİR USUL UYGULAMASIDIR. Uygulamadan çıkan ve toplumda yaygınlaşan kanaatle hareket edilirse tutuklama kurumu hükümlerinin işlevini artık yitirdiğini kabul zorunluluğu vardır. Kangren olmuş uzvun kesilmesi gibi TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİNİN DE KALDIRILMASI ŞARTTIR.Bu düşüncemi samimiyetle bir hukukçu olarak serdederken bazılarının bu nasıl bir hukukçu? Diye mırıldanacaklarını duyuyor gibiyim.Onlara karşı net cevabım şudur:Ulu önderimiz ATATÜRK, düşünce,uygulama,ülkü ve ilkeleriyle bizlere ışık tutmuş ve de tutmaya devam etmektedir.Bunlardan birisi de “TÜRKİYE’Yİ MUASIRMEDENİYET (ÇAĞDAŞ UYGARLIK)SEVİYESİNE (DÜZEYİNE) GETİRMEK VE HATTA ONUN DA ÜSTÜNE ÇIKARMAK”TIR.Bu istek ve işareti doğrultusunda Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından itibaren çalışmalar girişilerek esi Medenî Kanunumuz İsviçre’den,eski Ceza Kanunumuz İtalya’dan vb. iktibas edilmiştir.Yıllarca Mahkemeler ve Yargıtay’ımızın uygulamaları ile bünyemize uydurulmaya çalışılmış ve kararlılık bulan içtihatlardan da yararlanılarak şimdiki yeni yasalarımız kanunlaştırılmış ve de teşriî faaliyetler devam etmektedir.ATAMIZ bize muasır medeniyet olarak BATIYI göstermemiştir.Ancak,BATILI GİBİ DÜŞÜNMEK,YAŞAMAK İÇİN IŞIK TUTMUŞTUR.Bulunduğumuz coğrafya itibariyle batımızda bulunan, RÖNESANS,REFORM VE ÖZGÜRLÜK MEŞALESİNİ YAKAN 1789 FRANSIZ DEVRİMİ GİBİ AYDINLIK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KAYNAĞI VE BEŞİĞİ OLAN AVRUPA KITASINDAKİLERİ,AVRUPALILARI ÖRNEK ALMAK EN DOĞALI OLANI İDİ.Nitekim 50 yıldır AVRUPA BİRLİĞİNE girebilmenin uğraşı verilmektedir.Bunun için de birçok uyum yasaları çıkarılmıştır.Bu arada İDAM CEZASINI GEREKTİREN TÜM ŞUÇLAR İÇİN ÖNGÖRÜLEN İDAM(ÖLÜM)CEZASI KALDIRILMIŞTIR.Tabii temel ve vazgeçilmez insan haklarından olan YAŞAMA (HAYAT)HAKKI böylece çağdaş uygarlık düzeyinde anayasal koruma altına alınmıştır.Yine diğer tabii insan haklarından olan ÖZGÜRLÜK HAKKINI KISITLAYAN TUTUKLAMA KURUMU HÜKÜMLERİ KALDIRILSA ÇOK SAYILMAMALI VE ÖCÜ GÖRÜLMEMELİDİR. Bazı suçların niteliği için tutuklama kurumu hükümleri mutlaka saklı kalmalıdır. Ancak, ANAYASA VE YASALAR GENELDİR VE AYRICALIKLAR TANINAMAZ. Burada şu genel hukuk prensibini de açıklamak gerekir. “BİR MAZLUMU MAHKÛM ETMEKTENSE BİN MAZNUNUN CEZADAN KURTULMASI EVLADIR.” Suçların kovuşturulması yapılacak, ancak yargılama TUTUKSUZ sürdürülmeli,usulüne uygun davetle yargılamaya gelmeyen sanıkların da yokluklarında (gıyapta) duruşma ve yargılamaları yapılıp sonuçlandırılarakİSTİSNAİ OLARAK suçun niteliği ve verilen cezanın ağırlığı nazara alınarak ihtiyari ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere duruşmanın bitiminde verilecek son hükümle, verilen cezanın infazını sağlamak amacıyla sanığın tutuklanmasına karar verilebileceğini de (mecburi değil) kabul etmek gerekir düşüncesindeyim. İşbu düşüncelerimin yeniden pişecek ANAYASA AŞINDA benim de bir tuzum olsun diyerek saygıyla sunuyorum.10.ARALIK.2011 Alper KÜRÜK Emekli Hâkim & Avukat |
16-03-2012, 06:54 | #643 |
|
|
13-05-2012, 06:50 | #644 |
|
|
16-05-2012, 09:59 | #645 |
|
|
25-05-2012, 10:29 | #646 |
|
|
14-08-2012, 10:47 | #647 |
|
|
18-08-2012, 09:27 | #648 |
|
|
26-08-2012, 10:58 | #649 |
|
|
28-10-2012, 12:12 | #650 |
|
|
05-11-2012, 21:31 | #651 |
|
|
07-11-2012, 22:11 | #652 |
|
|
09-11-2012, 13:59 | #653 |
|
|
11-12-2012, 14:48 | #654 |
|
YETMİŞ BEŞ…
Yaş yetmiş beş Değilmiş yolun yarısı otuz beş… Bilemem ki biçilen ömrüm ne kadar? Bu yaşa gelene dek Yaşadım, yaşadım amma Yıllar beni öğüterek Ben yılları harcayarak tek tek… Kâh mertçe attım adımımı Kâh ürkek… Şimdi geçmişini düşünerek Geleceği düşleyerek Kalan ömür geçecek… Gönlüm dingin, yaşama tok Gözümse yaşamaya aç… Beynimdeki istek Gel çağrısına dek Olmadan namerde muhtaç… [FONT='Calibri','sans-serif']Alper Kürük[/font] |
11-12-2012, 14:56 | #655 |
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
akdevrim / şiirler | akdevrim | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 6926 | 06-11-2024 07:57 |
Kırık kolun tıbbi hata sonucu eğri kaynaması ve tazminat | Avukat Osman | Meslektaşların Soruları | 7 | 10-03-2007 18:02 |
Kırık kalpler.... | yağmurdamlası | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 1 | 12-11-2006 17:28 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |