Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Av.Behiç Aşçı Ölüm Orucuna 293 Gün Sonra Ara Verdi

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-12-2006, 20:42   #31
ömer adaleti

 
Varsayılan Kizim GÖkÇen Bİr Sİmge

Sayın Suat bey,
Benim vermek istediğim mesajı çok iyi anladığınızı gördüm,memnun oldum.Sanırım bir yeri ben anlatamadım.
Toplumun bir kesimi dediğim kesim;ülkeye karşı suç işlemiş(en azındanmevcut yasalarımıza göre öyle),ülkeyi bölmeğe,vatandaşlar arasında kin ve nefret duyguları aşılayan kesimdir.Elbetteki her kesin hak ve hukuku benim için aynıdır(eğer yukarıdaki baksettiğim kesim dışındaysa)
Mesajımın sonuna eklediğim ''özet-yorumsuz'' kısmındaki haber özetleri tek tek okunduğu zaman(herkesin bilgisi olduğu gruplar) ülkemizde marjinal hareketler yapan gruplar olduğunu göreceksiniz,bu marjinal hareketlerin sözcülüğünü yapan bir insan olan Behiç Aşçı'yı yaptığı hareketten ötürü onaylamamın imkanı yok.
Şimdi gelelim benim acıma!
Evet,ben bir babayım ve canım kızım Gökçen'i yetersiz yasalar ve vurdumduymaz yaratıklar yüzünden kaybettim.
Soruyorum size''Hangi adalet benim adaletim olabilir? '' cevabını hemen söyleyeyim '' Hiç bir adalet'' ancak ''Minik kızım GÖKÇEN'i bana geri verecek bir adalet benim adaletim olacaktır''
Behiç Aşçı ile benim ayrıldığımız noktalar var,eğer bu fark olmasaydı;benimde çıkıp kızımın katillerini tek tek vurmam gerekirdi,nasıl ki Behiç Aşçı kendi canına kastediyorsa(bana göre kendi canına kast cinayetle aynıdır).
Evet dediğiniz gibi o aclı ana-babayı çok iyi anlıyorum,çünkü ben bir babayım,acımız aynı acıdır.
Ama arada bazı farklar vardır,benim kızım topluma karşı suç işlemedi yada düzeni değiştirmeğe çalışmadı...
Benim kızım sadece dondurma almak istedi.
Bilmem aradaki farkı anlatabildimmi?
Bende mücadele ediyorum yetersiz yasalara ve insan hak ve hürriyetini engel olan yaratıklara karşı ve bu mücadelemi hukuki boyutta veriyorum.
İsteyen destekler,istemeyen desteklemez,ben sonuna kadar savaşacağım ve bu ülkedede insan hak ve hukukunun her şeyden üstün olduğunu herkese göstereceğim.Üreticiler,satıcılar,kamu kurumları aklınıza gelebilecek her iş ve kişi,önce insan hak ve hukukunu düşünmeden ürün sunamayacak,tedbirlerini almadan hareket edemeyecekler,benim mücadelem bir kesim için olmayacak,sizin içinde,onlar içinde olacak.Taktir edersinizki benim kendim için kazanacağım hiç bir şey yok. Ben mücadeleyi seçtim,kendimi yada başkasını öldürmeği seçmedim.
Yaratıklarla savaşıma sizinde çok iyi bildiğiniz gibi kütüphane/kütüphaneler kurarak başladım,
Bundan sonra hedefim sivil toplum örgütü oluşturmak ve cezaların caydırıcı olabilmesi için gereken mücadeleyi örgütlü olarak yapmak olacak.
Şunuda eklemek istiyorum kızım GÖKÇEN benim,bayrağım ve simgem oldu,Gökçen'in çatısı altında oluşturacağım dernek; trafik cinayeti,serseri kurşun cinayeti,gıda cinayeti,töre cinayeti,uyuşturucu cinayeti,DR cinayeti(adına Dr hatası deniyor) hastahane cinayeti gibi daha bir çok sebeblerden öldürülen insanların hakkını arayan ve bu tür cinayetlerin olmaması için,elinden gelen herşeyi yapan bir dernek olacak.Hiç kimse benim başıma gelmez demesin ve başkasının başına gelen olayları film izler gibi izlemesin!
Daha 15 gün önce ''cevahir'' markette bir kişi merdiven boşluğuna düştü ve vefat etti,aradan 15 gün geçti bu kezde aynı yerden bir bebe düştü ve melek oldu,utanmaz market sahibi ne diyor ''ana-babası baksaydı, burası sirk değil diyor''
Bir yıl önce,doktor olacak pırıl pırıl bir genç(Adana çukurova tıp fak.) olan Ata Çetin,kaldırımda yürürken,hız limitinin 30 km yazdığı tabelaya rağmen,120 km hızla seyreden, hemde ehliyeti 2 kez elinden alınmış bir katil tarafından öldürüldü,traji komik durum;bu katil ifadesinde 120 ile değil 80 km ile gittiğini söyleyebiliyor(hız limitinin 30 olmasına rağmen).
Manisa'da şofbenden ölen 11 yaşındaki kız,oraya tüp satan firma bilmiyormu;banyosunda şofben veya tüp bulunan yerlere,zemin seviyesinin altına, tüp satılmayacağını ,çünkü ölüme sebebiyet vereceğini.Bunu müşteri bilmeyebilir ama satıcı kesinlikle bilir (benim iş kolum arasında bu işte var ve yıllardan beri ben bu sistemi uygularım,müşteri milyarda TL de verse bu ve buna benzer yerlere satış yapmam,elemanlarım tenbihlidir bu konuda)
Bu ve buna benzer olayların cinayetten farkı yok,uygulayın bakalım kasten adam öldürme cezasını bakalım bu tür vurdumduymazlıklar devam edecekmi.
Umarım Behiç Aşçı ile benim hayata bakış farkını anlatabilmişimdir.
Saygılarımla
Old 18-12-2006, 19:41   #32
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Benim vermek istediğim mesajı çok iyi anladığınızı gördüm,memnun oldum

Sayın ömeradaleti ben sizin vermek istediğiniz mesajı anladım. Ancak sorun şu ki siz benim vermek istediğim mesajı anlamamışsınız.

Derdim sizin acınızı deşip, forumda yazdıklarınızı burada tekrarlamanızı sağlamak değildi.

Alıntı:
Hiç kimse benim başıma gelmez demesin ve başkasının başına gelen olayları film izler gibi izlemesin!

Siz yukarıdaki cümleyi sadece, çocuğunuz ve alışveriş merkezinde ölen çocuklar için kullanıyorsunuz. Ama ben herkes için;"o benden, şu benden değil" demeden kullanıyorum. Aramızda bir fark var. Ben hukukçu kimliğimle böyle düşündüğümü, tüm hukukçuların böyle düşünmesi gerektiğini savunuyorum. Siz ise hukukçu değil yüreği yanan bir babasınız. O yüzden sizin söylediklerinize hoşgörü ile bakabiliyorum.

Ama size örneğini verdiğim acılı baba için koca metinde sadece 2-3 kelime yazmışsınız.Evet ateş düştüğü yeri yakar ama aynı ateş o babanın yüreğine de düşer. Siz o babanın yerinde olsaydınız ne düşünürdünüz? Oğlunuz/kızınız gözünüzün önünde günden güne erirken; birden intihar etti deselerdi size...

Benim başıma gelmez diyebilir misiniz? Ben çocuklarımı öyle bir yetiştiririm ki, asla böyle bir şey yaşamayız diyebilir misiniz?

F Tipi hücreleri sadece mahkumlara değil tutuklulara da uygulanmaktadır. Ben 100 kişinin yargılandığı davaya girdim; hepsi öğrenciydi. Polis önüne geleni gözaltına alıp savcılığa götürmüştü. Hiç kimse mahkum olmadı. Araştırın DGM zamanında hakkında dava açılanların kaçı mahkum olmuş...Benim bildiğim açılan davaların %80 i beraatle sonuçlanmaktadır. Meşhur Manisa davasını biliyorsunuz. Sonuç ortada...Kızınızın bir gün gözaltına alınıp, tutuklanmayacağının garantisi var mı bu ülkede?
O zaman mı hak vereceksiniz bana?

Israrla F tipinin insancıl olmadığını; mahkumlara verilen ikinci bir ceza olduğunu vurguluyorum.

Katılıp katılmamak da serbestsiniz.

Not: Sözkonusu alışveriş merkezi için Hukuk Soruları alanında konu başlatırsanız, devamını ben getireceğim.

Saygılarımla
Old 18-12-2006, 20:01   #33
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av. Suat Ergin

Alıntı:
Ama size örneğini verdiğim acılı baba için koca metinde sadece 2-3 kelime yazmışsınız.Evet ateş düştüğü yeri yakar ama aynı ateş o babanın yüreğine de düşer. Siz o babanın yerinde olsaydınız ne düşünürdünüz?

Yukarıdaki ifadenizi okuyunca ben de bu konuda hiç bir şey yazmadığımdan kendimi yazmaya mecbur hissettim:

Acılı babanın ve üzücü ölümün herkesi etkileyeceği muhakkaktır. Ancak bu olaydan f tipi cezaevi sorumlu tutulmamalıdır. Sizin aktardığınız mesajdan da açıkça anlaşıldığı üzere, sorumlu olan cezaevinin binası değil, cezaevi yönetimidir. Üzücü olaya yol açan şey Volkan'ın üç kişilik hücrede yalnız bırakılmasıdır. Öldürücü olan üç kişilik hücre değil; mahkumun orada yalnız bırakılmasıdır.

Hukuk eğer cezaevi yönetiminin haksızlıklarına karşı işe yaramıyorsa, hukukçuların bu konuyu bir hukuk sitesinde tartışmasının da anlamı yok demektir.

Saygılarımla
Old 18-12-2006, 20:27   #34
Av.Abdulkadir Yıldız

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Hukuk eğer cezaevi yönetiminin haksızlıklarına karşı işe yaramıyorsa, hukukçuların bu konuyu bir hukuk sitesinde tartışmasının da anlamı yok demektir.

Sayın Av.Armağan Konyalı;
Maalesef ülkemizde muhaliflere karşı yapılan hemen hemen hiçbir haksızlıkta hukuk işe yaramamaktadır.
F tiplerindeki sorun, uygulamadan değil kanunlardan kaynaklanmaktadır. Yani F tipi cezaevlerinin yapılış amacı ve temel yasasının mantığı "tecrit" sistemine dayalıdır. Cezaevi yönetimlerini suçlayarak "tecrit" gerçeğini değiştiremeyiz. Bunu değiştirmenin tek yolu yasal düzenlemeden geçiyor.
F tiplerinde sadece yasadışı keyfi uygulamalar değildir asıl sorun.
Yasaya dayalı disiplin cezaları çok daha ağır insan hakları ihlallerine sebep olmaktadır. Özellikle, aylarca süren görüş ve haberleşme yasağı cezası kabul edilemez niteliktedir.
İşte tam bu noktada; tüm hukuki yollara başvuran fakat hiçbir sonuç alamayan; haksızlıklara karşı hukukun hiçbir işe yaramadığını gören Sevgili Behiç Aşçı kendi bedenini ölüme yatırmıştır.
Yasa yapma yetkisini elinde bulunduranlar; bu yetkiyi keyfi ve insan haklarına aykırı bir şekilde kullanırlarsa, bir gün bu keyfilik gelip kendi kapılarını da çalabilir.
Saygılar
Old 20-12-2006, 15:49   #35
avtiyatro

 
Varsayılan

bir avukatın toplumsal bir konuda daha doğrusu insani bir konuda mücadele edeceği hukuk yollarının kalmadığının bir ifadesidir esasında Sayın Aşçının eylemi. o insanlar için mahkum da olsalar daha insanca yaşayabilecekleri bir sistem istencindedir. sadece istemenin ötesinde bunu yaşamının anlamı haline getirmiştir. yaşamının anlamı olan insan sevgisi onu yaşamından vazgeçirecek noktaya getirmiştir. bu noktada düşünmemiz gereken yaşam hakkının kapsamı veya sınırını tartışmak yerine hukuk sistemi ve f tipi ceza evlerini tartışmaktır. hukuk ileri gitmek zorundadır. eğer güngeçtikçe geriye gidiyorsa o zaman hukuk adalete değil despotluğa yönelir
Old 20-12-2006, 22:36   #36
güler ataş

 
Varsayılan

burada BEHİÇ le ilgili bir yazım silindi.sıradan bir vatandaşım ülkeme, dünyaya ve insana sorumlu hissediyorum kendimi.tüm bunların çözümünün hukuk ile çözüleceğini düşünüyorum.
ve demokrasi nin hazmedilir bir yaşam biçimi halini alması bütün mücadelem.arkamızdan gelecek kuşağa insanca bir yaşam bırakmakla yükümlü olduğumuzu düşünüyorum.
kaybedilecek ve satılamayacak bir tek onurumuz var.
o onur şimdi insan hakları düzleminde, F tipi ve ölüm oruçları eyleminde şekillendi.
ve bu ülkenin vatandaşı duygusunu taşıyan herkesin,hukuku da, yönetimi de,sağlığı da,eğitimi de,hatta namus cinayeti denilen vahşetin hukukta 'neden sadece kadınlara yönelik 'uygulandığını da.
F tiplerini tartışmaya açalım..BEHİÇ gördüğü manzara karşısında yaşamından vaz geçecek bir erdemlilik yapmıştır..daha geç kalınmasın.
Old 20-12-2006, 23:06   #37
avyesimcarikci

 
Varsayılan

İnsanın insansızlaştırılması ne demektir arkadaşlar bilir misiniz siz. Bilmeyen üstadlar koğuş sisteminden F tipinin " 2 3 kişilik odalarda vs vs " diye F tipinin bir reklamını yapmadıkları kalmış hatta ve hatta 24 saat sıcak su da varmış diye yazın da tam olsun arkadaşlar . Yapmayın lütfen bir insan gözgöre göre ölüme yatmış siz kalkmış burda F tipi propangadasına dönüştürmüşsünüz olayı. F tipi bir insanlık ayıbıdır. Tek suça tek ceza ilkesinin çiğnenişinin apaçık örneğidir.
Old 22-01-2007, 16:45   #38
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan F Tipi cezaevlerine iyileştirme

Bakanlık, “uygulamada ortayı çıkan sorunları gidermek” amacıyla bir genelge yayınladı.

22.01.2007 15:26
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan genelge ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderildi.

Genelgenin amacı, “5275 sayılı Cezaevi Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun gereğince ceza infaz kurumlarının türlerine göre tahsisiyle hükümlü ve tutukluların nakil işlemleri ortak etkinlikler, güvenlik diğer işlemler ve dışardan sağlanan hizmetlerle ilgili usul ve esasları göstermek, mevzuatın uygulamasını kolaylaştırmak ve uygulamada ortaya çıkan sorunları gidermek” olarak belirtildi.

Buna göre, “F tipi cezaevlerinde güvenlik bakımından tehlike yaratmadığı ölçüde idare ve gözlem kurulu tarafından belirlenen istekli hükümlü ve tutuklular 10 kişiyi aşmayacak gruplar halinde ve idarenin gözetiminde açık görüş alanlarında veya diğer ortak yerlerdeki sosyal faaliyetler çerçevesinde haftada 10 saati aşmamak üzere sohbet amacıyla” bir araya gelebilecekler. Bu süre daha önce 5 saat olarak uygulanıyordu.

Bu faaliyet hafta içerisinde açık görüş, avukat ve ziyaretçi görüşlerini aksatmayacak şekilde yaptırılacak.

http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2007/01/22
Old 22-01-2007, 19:23   #39
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan Aşçı açlık grevine son verdi

F Tipi cezaevi sorunu için ölüm orucunda bulunan avukat Behiç Aşçı eyleme ara verdi.

22 Ocak 2007 Pazartesi 19:00

Adalet Bakanlığı'nın F Tipi cezaevleriyle ilgili yeni genelgede haberdar olduğu söylenen avukat Behiç Aşçı ölüm orucuna ara verdi.

Behiç Aşçı'nın hastaneye kaldırılacağı ve tedavi olacağı söylendi.

Avukat Behiç Aşçı, 293 gündür "ölüm orucu" eylemindeydi.

http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=37275
Old 22-01-2007, 19:35   #40
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Çok sevindim.

Umarım kalıcı bir rahatsızlığı olmaz.

Saygılarımla
Old 22-01-2007, 19:39   #41
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Öğleden beri bu haberi bekliyorduk. Ve sonunda sevindirici haber geldi.

Ben de Suat Abi'nin dileklerine katılıyorum.
Old 22-01-2007, 21:19   #42
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Gerçekten sevindirici bir haber. Umarım sağlık durumu kısa sürede kontrol altına alınır.
Old 22-01-2007, 22:07   #43
avyesimcarikci

 
Varsayılan

Çok sevindim . Az önce haberlerde gördüm . Bir daha hiçkimsenin ölüme yatmaması temennisi ile geçmiş olsun ve kalıcı bir rahtsızlığı olmasın ....
Old 30-01-2007, 00:37   #44
Av. Evrim Deniz

 
Varsayılan

bu forumu baştan sona okudum ve şu anda sinirlerime hakim olmamı sağlayan tek şey sevgili behiç aşçının eyleminin büyük oranda amacına ulaşmış olmasıdır!yukarıda f tipi savunuculuğuna soyunan hukukçuların,devletin de tecriti kabul etmesinden sonra neler düşündüğünü merak ediyorum..sanırım çok fazla şey söylemeye gerek yok ama hayatından vazgeçebilecek kadar duyarlı bir insanın bu kadar kolay eleştirilmesi hatta yok sayılmasını kabullenemiyorum!behiç aşçının hukuki olarak yapması gerekenleri değil de açlığı seçtiğini düşünenlere ise şunu söylemek gerek;behiç aşçı her bir müvekkili için hukuki olan tüm yolları denemiştir.kamuoyunu bu konuda harekete geçirmek için de elinden geleni yapmıştır.behiç aşçı ölüme sevdalı değil...6 yılda ölen 122 insan var ortada dile kolay bunlar rakam deil insan!!!kimin düzeni neyin hukuku bunu burda tartışmanın anlamı yok ama yazılı kanunlar gereğince "suçlu" kabul edilen insanlar söz konusu olsa dahi insan hakları sümen altı edilemez!tecrit uygulamaları insanlık dışıdır!behiç aşçıya ve eylemine sonsuz saygı duyuyorum.bu 293 günlük süreç içinde yaşaması için elimden geleni yapmaya çalıştığım için de kendimi huzurlu hissediyorum!dilerim behiç aşçı bir an önce hayata döner ve dilerim hiç bir kalıcı rahatsızlığı olmaz...
Old 15-03-2007, 20:23   #45
ZÜMRE

 
Varsayılan ÖldÜkten Sonra OluŞturulan Kamuoyunun Ne Anlami Var?

Türkiyedeki cezaevlerinin ne durumda olduğu ortada bunu tartışmaya bile gerek yok.Bunu bir avukatın dile getirmesinden başka ne normal olabilir.seçtiği tarz ölüm orucu bile olsa.
Old 30-04-2007, 15:00   #46
uye8490

 
Varsayılan

Alıntı:
Hapishaneye akşam saatlerinde getirildim. Hapishane girişinde üst araması yapılacağı söylenerek bir odaya alındım. Odaya girdiğimde üzerimdeki eşyaları çıkarmam söylendi. Böyle bir üst aramasının insani olmadığını aramanın daha insani bir şekilde yapılması gerektiğini söyledim. Tekrar arama yapacağız, soyunacaksın denildi ve üzerime 6-7 gardiyan saldırarak tekme-tokat ve hakaretlerle elbiselerim zorla yırtılarak çıkarıldı.
Bunun ardından daha çıplak bir vaziyetteyken falakaya yatırıldım. Bu işkence 4 tane baş gardiyan ve 2 tane normal gardiyan eşliğinde gerçekleşti. Önce ellerindeki plastik su borusu ile vücudumun çeşitli yerlerine gelişi güzel vurmaya başladılar. Sonra ikisi ayağımı kemerimle bağlayarak bir sehpanın üzerine koydular. Bazı gardiyanlar kımıldamamam için beni tutarken bir gardiyan da elindeki plastik su borusuyla ayak tabanlarıma vurmaya başladı.
Bir yandan falaka sürerken diğer yandan da bir gardiyan vücuduma ve kafama tekme ve tokatla vuruyordu. Kafama aldığım bir darbe sonucu baygınlık geçirene kadar bu işkence sürdü.
Arama denilerek başlanan falaka ve kaba dayakla süren bu uygulama 20.45'den 21.45'e kadar devam etti. Baygınlık geçirmemin ardından elbiselerim gardiyanlar tarafından giydirilerek tek kişilik bir hücreye tabiri caizse seke seke getirildim. Falakanın ardından yaklaşık bir gün ayaklarımın üzerine tam olarak basamadım.

Bu satırlar f tipi cezaevi koşullarının değerlendirilmesi konusunda hepimizden daha fazla söz hakkına sahip olduğuna inandığım bir tutukluya ait.

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Cezaevi koşulları önceki yıllara göre iyi olduğu tartışmasızdır ancak kesinlikle yetersizdir, mahkumu rahat ettirmek değil, mahkumu ıslah ettirmek için yetersizdir. Mahkumlara sıklıkla pedogojik eğitim verilmeli, ceza evinden çıktığı gün toplumla adaptasyon sorunu çekmemesi için meslek eğitimi verilmeli, emekle bir şeylerin elde edilebileceği gösterilmelidir... Vatan severlik duygularını nakletmek için hassasiyetle yaklaşılmalı, pişmanlık duygusunu sonuna kadar içselleştirilmelidir...

Sayın Balku, sormadan duramayacağım.Yukarıdaki satırlar F tipinde kalmış bir tutukluya ait.Cezaevlerinin hükümlüyü rahat ettirme konusunda değil de Islah konusunda yetersizliğinden şikayetçisiniz.Haklısınız hükümlü ve tutukluların rahatı(!) şüphe götürmeyecek bir şekilde ortada zaten, bu açıdan tartışılabilecek bir durum yok.Cezaevi koşullarının Islah konusundaki yetersizliğine gelince...
Satırlara dökülen muamele, bugün f tipi cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülerin çoğunun ,üç aşağı beş yukarı maruz kaldığı bir muameledir.Şimdi soruyorum;tutuklu veya hükümlüyü böylesi tekme+tokat+hakaret+falaka'dan ibaret bir muameleyle mi (ki bu muamelenin hukuk literatüründeki kaşılığı işkencedir)ıslah edecekler...

Av Behiç Aşcı'nın eylemini rüşvet alan bir memurun eylemine benzetme konusundaki gayretinize de doğrusu şaştım.Bir yanda hukukça ve çoğu kez evrensel ahlakça da hoş görülmeyen bir görevi kötüye kullanma durumu ,üstelik bu kötüye kullanma maddi çıkar karşılığı oluyor,bir yanda da müvekkillerini savunma yolunda,üzerinde tartışmasız söz hakkı sahibi olduğu bedenini hiçbir çıkar gözetmeden ortaya koyan bir avukat.Teşbihte hata olmaz diyorsunuz bence teşbihte mübalağa olmuş...

Eylem şeklini tasvip etmeyebilirsiniz.Ama kendi doğrusunu yaşamaktan başkaca bir şey yapmayan bir insana hele hele bir meslektaşınıza böylesi bir benzetmeyle yaklaşmanız önyargınızı ortaya koyması açısından son derece düşündürücü.
Ayrıca Av.Behiç Aşcı'nın ölüm orucu eylemine ara vermesini sağlayan genelgenin uygulanmadığı konusunda ciddi şikayetler var.Ortada bir genelge var ve maalesef uygulanmıyor.
Old 30-04-2007, 16:03   #47
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Desteklemediğim ve anlamsız bulduğum bir eylem. Bilinmeyen veya inkar edilen bir durum değildi ki...

Bütçenin %3 lerinde bir oranla kaynak aktarılan bir adalet sisteminde bu kaynağında büyük kısmı ancak memurların maaşlarına yetiyorsa bakanlık ne yapsın?

Önce bakanlık kendi hakim ve savcılarının çalışma şartlarını düzenlesin. Sultanahmet adliyesinde 9 metrekarelik odada 3 savcının birden çalıştığını görünce şok olmuştum. Arkasından mahkum ve tutukluların yaşam şartlarının düzeltilmesine geçilir.

Herşeyin başı ne yazık ki para, fakir ve borçlu bir ülkenin vatandaşları olarak son derece sabırsız ve anlayışsısız gibime geliyor.

Saygılar.
Old 01-05-2007, 14:16   #48
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Yaren

Alıntı:
Sayın Balku, sormadan duramayacağım

Sorduğunu sorunun cevabını "F tipi cezaevleri" ile alakalı forumda vermiştim, tekrarlamaya gerek duymuyorum.

Forum konusu ile ilgili tüm düşüncelerimi paylaştığımdan dolayı ek bir görüş belirtmeden saygılar sunuyorum...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
gaiplik mi ölüm karinesi mi?? eses Hukuk Soruları Arşivi 33 29-12-2006 22:34
Arınç, Aşçı ile 27 Aralık'ta görüşecek Seyda Hukuk Haberleri 1 29-12-2006 17:18
Yargıtay, asılsız şikâyete tazminat cezası verdi ahmetsacit Hukuk Haberleri 2 29-09-2006 20:55
ölüm karinesi meL Hukuk Soruları Arşivi 4 12-05-2006 21:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08120298 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.