Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Uçakta hakim krizi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-10-2008, 13:49   #31
Gün Altay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Sayın Altay,

Peki üstü aranamayan "Vip" tabir edilen kişiler sizin deyişinizle "olağanüstü" insanlar mıdır? Onların da "can'ı -canan'ı" yok mudur?

VİP kişiler de olganüstü varlıklar değiller ve onların da hem canları hem cananları daha da kıymetlidir. Ancak sayın Demirel zaten herkesin aranmasını istemişti. Ben de görüşlerine katılmıştım
Old 09-10-2008, 13:56   #32
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Sayın Altay,

Peki üstü aranamayan "Vip" tabir edilen kişiler sizin deyişinizle "olağanüstü" insanlar mıdır? Onların da "can'ı -canan'ı" yok mudur?

Onların korumaları, zırhlı araçları vardır, otobüse binmezler, halkın arasına karışmazlar.

Memleketin, adları kararnamelerde öğrenilen ücra köşelerinde, var ise lojmanda, yok ise topraktan yapılma evlerde yaşamak zorunda kalmazlar.

Saygılarımla...
Old 09-10-2008, 13:59   #33
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Onların korumaları, zırhlı araçları vardır, otobüse binmezler, halkın arasına karışmazlar.

Memleketin, adları kararnamelerde öğrenilen ücra köşelerinde, var ise lojmanda, yok ise topraktan yapılma evlerde yaşamak zorunda kalmazlar.

Saygılarımla...

O zaman "Vip" ler karışmış. Ayıklamak lazım değil mi? gerçek "Vip" leri gerçek yerlerine almak gerekmez mi?
Old 09-10-2008, 14:00   #34
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
O zaman "Vip" ler karışmış. Ayıklamak lazım değil mi? gerçek "Vip" leri gerçek yerlerine almak gerekmez mi?

Saygı duymak ayrı şey, ayrı/calıklı tutmak ayrı, bana göre. Bence başlı başına "Vip" kavramını ortadan kaldırmak gerekir

Saygıysa klasik olacak ama, hakedene kendiliğindendir.

Saygılarımla...
Old 09-10-2008, 15:18   #35
Hk.Beyhanguler

 
Varsayılan

2802 sayılı yasanın 88.maddesi halen yürürlükteyken problemin imtiyazlar ya da ayrıcalık istemi başlığı altında tartışılmasını doğru bulmuyorum.Sorunu "hukukun üstünlüğü"ne verdiğimiz son derece sığ hatta sası anlam altında aramak gerektiğini düşünüyorum.Saygılarımla.
Old 09-10-2008, 16:00   #36
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hk.Beyhanguler
2802 sayılı yasanın 88.maddesi halen yürürlükteyken problemin imtiyazlar ya da ayrıcalık istemi başlığı altında tartışılmasını doğru bulmuyorum.Sorunu "hukukun üstünlüğü"ne verdiğimiz son derece sığ hatta sası anlam altında aramak gerektiğini düşünüyorum.Saygılarımla.

Sayın Güler,

Koşut madde Av.K.m.58'de de var:

Av.K. Madde 58 - (KOD 1)
Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.


Siz m.88'den, ben de m.58'den dem vurup, havalimanları girişlerinde sorun yaratan, üzerimizi cihazla arayanlar hakkında suç duyurusunda bulunalım, ne dersiniz?

Hukukun üstünlüğü kavramı, hukukçuların üstünlüğü anlamına gelmiyor. Tıpkı havalimanları giriş ve geçişlerindeki rutin güvenlik taramalarının, suç isnadı ile üst araması anlamına gelmediği gibi.

Saygılarımla...

Old 09-10-2008, 16:21   #37
Admin

 
Varsayılan

Esasen bu konuyu daha önce Avukatların üstünün aranması ile ilgili forum başlığı başta olmak üzere değişik forum başlıkları altında detaylı olarak tartışmıştık. Orada belirttiğim görüşlerimde değişiklik olmadı: Bir hakimin ya da bir avukatın üstünün aranması/aranamaması ile ilgili yasa metinleri (bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) "görevle ilgili" yorumlanmalıdır.

Bu yasal düzenlemelerle getirilmek istenen düzenlemenin hakimin ve avukatın görevini bağımsızlık içinde ve yürütmenin baskısı altında kalmadan yapabilmesi için getirilmiş düzenlemeler olduğunu inancındayım, yoksa diğer vatandaşların üstünde bir meslek sınıfı yaratmak için değil.

Bir avukat ya da hakim olarak Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadında maç oynanırken statta delil tesbiti ya da keşif yapıyorsanız, kimliğiniz gösterip görevinizi açıkladıktan sonra üzeriniz aranmadan stada girebilmelisiniz. Ancak bilet alıp oğlunuzla maç seyretmek için geldiyseniz, hakim ya da avukat olmak (ve bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) herkesin geçtiği genel arama noktasından aranmadan geçmek için mazeret olmamalı diye düşünüyorum.

Bu görüşüm tüm meslek, statü ya da makamlar için de geçerlidir: Polis, asker, subay, avukat, hakim, savcı, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı vs. ile ilgili yasal düzenlemeler ve ayrıcalıklar bu görevlilerin görevlerini düzgün yapabilmelerine olanak verecek şekilde düzenlenmeli ve yorumlanmalıdır, kişinin görevle ilgili olmayan kişisel hayatını kapsamamalıdır. TC Cumhurbaşkanı bir devlet görevi için bir dış geziye gidiyorsa, VIP kapısından aranmadan geçip, devlet bütçesiyle tahsis edilen uçağa binmeli, tatile gidiyorsa, THY tarifeli uçağında kendi parasıyla bilet alıp, sıraya girerek, normal kapıdan geçip, üstü arandıktan sonra uçağa girmelidir.

Bu söz konusu yasa maddelerinin nasıl olması ve nasıl yorumlanması ile ilgili benim kişisel görüşümdür.
Old 09-10-2008, 18:09   #38
BurakALTIPARMAK

 
Varsayılan

Avukat,Hakim,Savcı , Başbakan VİP ,CİP ne olursa olsun Havalimanlarında Önleme Aramasına tabidirler.( Tabiki elektronik kapı ve aletlerle olmak kaydıyla). Ancak Yasalarda tarif edilen ARAMA için görevlilerin yetkisinin bulunmadığını düşünmekteyim. Sonuçta Stad kapısı , alışveriş merkezinin kapısı , kamu kurum ve kuruluşların kapısı veya havalimanı kapısında önleme aramaları yapılabiliyor. Havalimanlarında tabi bu daha da sıkı. Uçak seyahatlerinde yolcular ve taşıyıcı firmalar arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir. Satın alınan bilet ve bu bilete ekli taşıma şartları, bir sözleşmenin parçasıdır. THY'nin Yolcu ve Bagaj Taşıma Genel Şartları'nın Taşımanın Reddi ve Sınırlandırılması başlıklı bölümünde, 8.1.4. nolu alt bendinde "yolcu güvenlik kontrolünü reddetmişse" taşıyıcının yolcuyu yahut bagajını taşımayı reddetme yetkisi bulunduğu belirtilmektedir. Bu şart diğer tüm havayolu şirketlerinin taşıma genel şartlarında da bulunmaktadır. Elektronik kapıdan geçerken sinyal vermeniz halinde , elle yoklama şeklinde bir aramadan (ki genelde bu şekilde bir yoklama yapılır ve geçişe izin verilir) geçirilerek içeri alınırsınız. Bence bu elle yoklamada önleme araması olup , adli arama kapsamında değildir. Güvenlik görevlileri sinyal verilmesi halinde çantanızı açmanızı ister , elinizden alıp kendisi aramaz. Sizin İZNİNİZ ile inceleme yapar. Eğer bu inceleme isteğini reddederseniz yukarıda belirttiğim gibi uçamayacaksınız demektir. Güvenlik görevlileri sizin izniniz olmadan üstünüzü ve/veya valizinizi araması halinde ister avukat ister hakim ister sıfatı olmayan vatandaş olun ARAMA İZNİ OLMADAN arayamayacaktır.

Tartışmanın bu boyutta kalmasını dilerken aklıma işin şu boyutuda gelmekte , havalimanı kapılarından geçerken , ceket, pardesü , kaban , şapka vs çıkarıp x ray cihazına koyuyoruz. Koymadığımız durumda içeri alınmıyoruz. Peki , kapalı mutaassıp bayanların pardesüsü neden çıkarttırılmıyor ve x ray e konmuyor.(aklıma geldi nedense..)
Old 09-10-2008, 18:51   #39
namutenahi

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BurakALTIPARMAK
Tartışmanın bu boyutta kalmasını dilerken aklıma işin şu boyutuda gelmekte , havalimanı kapılarından geçerken , ceket, pardesü , kaban , şapka vs çıkarıp x ray cihazına koyuyoruz. Koymadığımız durumda içeri alınmıyoruz. Peki , kapalı mutaassıp bayanların pardesüsü neden çıkarttırılmıyor ve x ray e konmuyor.(aklıma geldi nedense..)

bu da önemli bir nokta aslında. geçtiğimiz günlerde denizli adliyesi'nde tuhaf bir olaya denk geldim. hemen giriş kapısının yanındaki ptt kuyruğunda beklerken, içeri giden erkeklerin erkek polis, kadınların da kadın polis tarafından (elbette x-ray cihazı öttü ise) arandıklarını, ancak türbanlı kadınların aranmadıklarını farkettim. asıl tuhaflık şuydu, türbansız bir kadın türbanlı bir başka kadınla sohbet ederek içeri girdi, her ikisi de x-ray cihazını öttürdüler. polis türbansız kadına "hanımefendi ile birlikte misiniz?" diyerek türbanlı kadını işaret etti. onların birlikte olduklarını öğrenince, türbansız kadını da aramadı.

çok şaşırtıcı değil aslında, yine bir kaç ay önce emniyet müdürlüğüne gittiğimde gittiğim şubedeki hemen hemen bütün polislerin çıplak ayak-terlikle gezdiklerini farketmiş, sonra o günün cuma olduğunu anımsamıştım
Old 09-10-2008, 19:09   #40
BaharB

 
Varsayılan

Sayın BurakALTIPARMAK'a bir ekleme / düzeltme yapmak isterim;
Adlî Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 25.md.ne göre
Alıntı:
"Aşağıdaki hâllerde yapılacak aramalarda ayrıca bir arama emri ya da kararı gerekmez:
...
b)5442 sayılı İl İdaresi Kanununun ek 1 inci maddesi kapsamında bulunan, sivil hava meydanlarında, limanlarda ve sınır kapılarında, binaların, uçakların, gemilerin ve her türlü deniz ve kara taşıtlarının, giren çıkan yolcuların X-ray cihazından geçirilerek, gerektiğinde üstünün ve eşyasının aranması ile buralarda görevli kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar personelinin, üstlerinin, araçlarının ve eşyalarının aranmasında,
....
Umuma açık veya açık olmayan özel işletmelerin, kurumların veya teşebbüslerin girişlerindeki kontroller, buralara girmek isteyen kimselerin rızasına bağlıdır. Kontrol edilmeyi kabul etmeyenler, bu gibi yerlere giremezler.

Yine 97/09707 sy. "Sivil Hava Limanları,Limanlar ve Sınır Kapılarında Güvenliğin Sağlanması,Görev ve Hizmetlerin Yürütülmesi Hk. Yönetmelik" in 17 vd md.de hava alanlarında uluslararası standartlara (ICAO ve ECAC)uygun olarak önleme araması yapılacağı belirtilmekte ve sadece VİP yolcuları için istisnalar getirilmektedir. 22.md.göre;
Alıntı:
Yolcuların ve kabin bagajlarının kargo, posta paketi ve uçağa verilen yüklerin kontrolünde; metal, el ve kapı dedektörleri, röntgen cihazları, düşük basınçlı hücre, koklama dedektörleri (patlayıcı, uyuşturucu) ve köpek kullanılır. Gerektiğinde paketler açtırılarak elle arama yapılır veya 24 saat beklemeye alınır. Gerekli görüldüğünde uçak başında sahiplerince gösterilmesi sağlanır....

İstanbul'dan kalkan bir uçağın, Ankara semalarında seyretmesi ne kadar mümkünse, Berlin semalarında da seyretmesi o kadar mümkün olduğu için Sivil Hava Yolu İşletmelerinin uluslararası standartlara göre güvenlik uygulamaları yapmaları gerekmektedir ve Sayın Hakim VİP yolcusu olmadığına göre ister göreviyle, isterse de özel hayatıyla ilgili bir seyahat yapsın gereksiz bir alınganlık göstermiştir.
Old 09-10-2008, 19:49   #41
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Esasen Türkiye'de bir çok konuda sıkıntı yaşanmaktadır. Bunun ana nedeninin Kanun yapma tekniğine uymama olduğu kanaatindeyim. Normlar hiyerarşisi alt üst olmuş durumdadır. Kanunlar, Anayasa hükümlerine, Tüzükler Anayasa ve Kanun hükümlerine, Yönetmelikler ise, hepsine aykırı olabilmektedir.

Bu olayda bile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği ile 97/09707 Sayılı Sivil Hava Limanları,Limanlar ve Sınır Kapılarında Güvenliğin Sağlanması,Görev ve Hizmetlerin Yürütülmesi Hk. Yönetmelik hükmü, Hakimlerle ilgili 2802 sayılı yasanın 88. maddesi ile Avukatlık Kanununun 58. maddesini hiçe saymaktadır.

Hukukçular günümüzde Bilgisayar programlarından iyice yararlanmaya başlamışken, (T.B.M.M'nin de) hiç olmazda bu yönde bir program yazdırıp, çıkarılması tasarlanan bir kanunun Anayasaya ve Uluslararası anlaşmalara uygun olup olmadığını tespit etmesi ne iyi olacak. Keza Tüzük ve yönetmelik için de ilgili birimler program yazdırsa iyi olacak. Çünkü, insanlarımız bilerek görmezden gelebiliyor ama Bilgisayar programları buna izin vermiyor, anında dıtlıyor.
Old 09-10-2008, 19:52   #42
BurakALTIPARMAK

 
Varsayılan

Düzeltme ve eklemeniz için sonsuz teşekkür. Ancak benim kafama takılan husus , yasada düzenlenen arama konusunun istisnasının yönetmelikte getirilmiş olması.Gerek CMK,PVSHK , Av.Kan ve gerekse Hakim ve Savcılar kanunundaki arama hükümlerini incelediğimde Yönetmeliğin 25.md si ile getirilen istisnayı göremedim.
Old 13-10-2008, 14:05   #43
Av.Baran Karadağ

 
Varsayılan ağanınkini üstüne olur mu?

tuvalet konusunun bu kadar deşilmesinin sebebi bence meslektaşlarımızın burada bir ayrımcılık her yerde ayrımcılık olur aman bir cepheyi daha kaybetmeyelim korkusunun bir sonucu.. yoksa o meşhur "ağanın .oku üstüne .ok olurmu" repliği zaten sayın savcı ve hakimlerin bazılarının tavırlarında (iyileri tenzi ederim) var..
ha tuvaleti birlikte kullanmışsın ha ayrı ne farkeder? o savcıyı lafınla mat etmişsin ne fark eder? karar vermek için sizi dışarı çıkarırken hakim, savcı bey/hanım hakimin yanı başında oturuyorsa veya savcının mütalayı okuduğu küçük kağıt parçasını savcı bey/hanım bitirdikten sonra hakim bey/hanım eline alıp tekrarlıyorsa ve siz kendinizi bir figuran olarak görüyorsanız ama isyanınızın da yetersiz olacağının da farkındaysanız.. ne fark eder aynı tuvalete ihtiyacını gidermişsin? zaten sistemde "ağanın .ku üstüne .ok olmuyor." en basitinden CMK ödenekleri barolardan alınıp savcılıklara verildi yani avukatlar savcıların denetimine demoklesin kılıcının altına atıldı kimseden ses yok..barolar birliğimi?koy ver gitsin..keşke işimiz tuvaleti aynı yerde yapmak sorunu kadar basit olsa..ve laf aramızda ben adliyede hiç tuvalete gitmedim..tutuyorum kendimi büroya veya eve kadar mazallah bir hakime veya savcıya rast geliriz boşa gerilim yaratmayalım:-)
herkese çalışmalarında kolaylıklar dilerim..
Old 15-10-2008, 16:24   #44
Nur Deniz

 
Varsayılan

Olmadı duramayacağım.

Sadece bir şey merak ederek soruyorum, hiç suç işleyen hakim ya da savcı yok mu?

Ya da şöyle söyleyim, ünvan varsa orada insan doğasına aykırı bir durum mu var?
Old 15-10-2008, 20:59   #45
Admin

 
Varsayılan

Sayın Nur Deniz,
Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Sadece bir şey merak ederek soruyorum, hiç suç işleyen hakim ya da savcı yok mu?

Ya da şöyle söyleyim, ünvan varsa orada insan doğasına aykırı bir durum mu var?
İnsanın olduğu yerde suç da vardır. Suç işleyen avukat da, hakim de, polis de, cumhurbaşkanı da, milletvekili de, diplomat da vardır. Ancak bazı makamlarda görevli kişilerin işledikleri suçların takibini ayrı bir prosedüre bağlamanız gerekir, aksi takdirde o görevin sağlıklı ifa edilmesi mümkün olmayabilir.

Örnek verelim: Hakim'in tutuklama kararı verme yetkisi vardır. Polisin gözlem altına alma yetkisi vardır. Bir polisi yargılarken hakkında tutuklama kararı veren hakim için, o polis (veya yanındaki arkadaşı) "peki o zaman ben de şimdi seni gözlem altına alıyorum, kaldır ellerini duvara dayan" derse ne yapacaksınız? Böyle "enteresan" durumların olmaması ve sistemin tıkanmaması için bazı görevlerde bulunan kişilerin soruşturma/yargılanma/tutuklanma/aranma durumları özel olarak düzenlenmiştir.

Hatalı olan böyle bir düzenleme olması değil. Bizim burada tartıştığımız sadece bu düzenlemenin yasal sınırları ve bir hukuk devletinde buna ne şekilde bir hukuki yorum getirilmesi gerektiği.
Old 18-10-2008, 20:32   #46
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Esasen bu konuyu daha önce Avukatların üstünün aranması ile ilgili forum başlığı başta olmak üzere değişik forum başlıkları altında detaylı olarak tartışmıştık. Orada belirttiğim görüşlerimde değişiklik olmadı: Bir hakimin ya da bir avukatın üstünün aranması/aranamaması ile ilgili yasa metinleri (bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) "görevle ilgili" yorumlanmalıdır.

Bu yasal düzenlemelerle getirilmek istenen düzenlemenin hakimin ve avukatın görevini bağımsızlık içinde ve yürütmenin baskısı altında kalmadan yapabilmesi için getirilmiş düzenlemeler olduğunu inancındayım, yoksa diğer vatandaşların üstünde bir meslek sınıfı yaratmak için değil.

Bir avukat ya da hakim olarak Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu stadında maç oynanırken statta delil tesbiti ya da keşif yapıyorsanız, kimliğiniz gösterip görevinizi açıkladıktan sonra üzeriniz aranmadan stada girebilmelisiniz. Ancak bilet alıp oğlunuzla maç seyretmek için geldiyseniz, hakim ya da avukat olmak (ve bu bağlamda Av.K.m.58 ile Hakimler Savcılar Kanunu md. 88'deki düzenlemeler) herkesin geçtiği genel arama noktasından aranmadan geçmek için mazeret olmamalı diye düşünüyorum.

Bu görüşüm tüm meslek, statü ya da makamlar için de geçerlidir: Polis, asker, subay, avukat, hakim, savcı, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı vs. ile ilgili yasal düzenlemeler ve ayrıcalıklar bu görevlilerin görevlerini düzgün yapabilmelerine olanak verecek şekilde düzenlenmeli ve yorumlanmalıdır, kişinin görevle ilgili olmayan kişisel hayatını kapsamamalıdır. TC Cumhurbaşkanı bir devlet görevi için bir dış geziye gidiyorsa, VIP kapısından aranmadan geçip, devlet bütçesiyle tahsis edilen uçağa binmeli, tatile gidiyorsa, THY tarifeli uçağında kendi parasıyla bilet alıp, sıraya girerek, normal kapıdan geçip, üstü arandıktan sonra uçağa girmelidir.

Bu söz konusu yasa maddelerinin nasıl olması ve nasıl yorumlanması ile ilgili benim kişisel görüşümdür.

Sayın Admin'in yorumuna katılmamak mümkün değil. Yasaları uygulayanların kişiliklerinin bu yorumlamayı nasıl etkilediğini hep birlikte görmekteyiz. Kişiler oldukları yeri ve işgal ettikleri makamları, kendi üstün kişiliklerinden olmayıp yürütmeleri gereken hizmetin bir gereği olarak görmedikleri sürece, kuralları yorumlarken de aynı hataya düşebilirler.

Habere konu olan Hakim'in açıklaması sırasında olanları gözümün önünde canlandırmak istedim. Burada konuşulmayan Polis faktörünü varsayımsal olarak irdelemek istiyorum. Hakim'in cebinde bulunan (unuttuğu kanaatindeyim) kalem nedeniyle alarm çalmış. Bunun üzerine polis memuru üzerini aramak için hamle yaptığında kalemi farketmiş ve kimliğini de göstererek (bir daha o kapıdan girip çıkmamak için) sadece kalem var beni tekrar o kapıdan gir çık yaptırma, zaten arkada kuyruk var bavullar orada bekliyor, tıkanıklık olmasın bende yorulmayım kabilinden kimliğini göstermiş, ama bir Hakimi arama fırsatını ele geçiren Polis memuru "hah düştün işte elime bize azmı çektirdi bu hakimler" edası ile Hakim'i "elle" aramak için kolları sıvamış olabilir. Çünkü Hakimin açıklamasında üzerinde durduğu konu o idi yani elle arama. Ben de hiç bir yerde kendimi (hatta hava alanında) elle aratmadım aratmamda burada esas unsur benim avukat olmam değil öncelikle yasaların güvencesinde bir Türk Vatandaşı olmamdır. Adliyelere girişlerde avukatların üstlerinin aranmasına tepki gösteren arkadaşlarıma beni elle kimse arayamaz ancak mesleki anlamda üzerimizde şaibe kalmaması için elektronik ortamda aranmamızın sakınca olmadığını hatta topluma bu yönde örnek olmamız gerektiğini savunmuştum.

Tartışmada bu noktanın göz ardı edildiğini düşünüyorum.

Sayın Saim'in Hakimlerin VİP olduğu görüşüne bir hukukçu olarak katılıyorum. Çünkü hükmü veren makam olduğu için yargıyı temsil adına yargılamanın sonucunda oluşan kararı veren ve açıklayan makamdır. Savcılık Makamı veya Avukatlık Makamı ondan daha az önemli bir makam olmadığı halde sırf yargıyı temsil adına hakimlik makamını VİP kabul etmekte bir sakınca görmemekteyim. Ancak bazı ceza hakimlerinin karar sürecinde meslektaş olarak gördükleri Savcıları karar verirken heyet tartışmalarına davet etmeleri Avukatları biraz ötelemelerinin getirdiği mesleki gerginlik sonucu tartışmalar bu noktalara gelmektedir.

Sözün özü herkes işgal ettiği makamı, mevkiyi, görevi ve deruhte ettiği görevi içine sindirmeli davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. En önemli husus konumunu iyi bilip tevazuyu elden bırakmamaktır.

Hazımsızlıkla yapılan bütün davranışlar keskin tavırlar ile karşılanır.
Old 18-10-2008, 21:31   #47
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. B. Zekeriya BENGİER
. Bunun üzerine polis memuru üzerini aramak için hamle yaptığında kalemi farketmiş ve kimliğini de göstererek (bir daha o kapıdan girip çıkmamak için) sadece kalem var beni tekrar o kapıdan gir çık yaptırma, zaten arkada kuyruk var bavullar orada bekliyor, tıkanıklık olmasın bende yorulmayım kabilinden kimliğini göstermiş, .

Böyle bir anda, "Bir saniye, sorun kalemde olmalı, müsaadenizle" diyerek, yeniden kapıdan geçmek de bir seçenek olamaz mıydı? Eminim sorun kalemde idiyse, kalemsiz bir geçiş, kimseyi üzmezdi, sayın yargıç dahil.

Kapıdan yeniden geçiş yapmak bir "geri adım" atmak değil ki.

Bir yargıç, bir gün karşısında "Senin uyguladığın yasayı ben çıkarıyorum!" diye ünleyen biriyle karşılaştığında; "Kurallar neyse onu uygulamak durumundayım" deme hak ve özgürlüğüne de bu şekilde sahip çıkmak zorunda kalamaz mı?

Saygılarımla.
Old 19-10-2008, 13:04   #48
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. B. Zekeriya BENGİER
Sayın Admin'in yorumuna katılmamak mümkün değil. Yasaları uygulayanların kişiliklerinin bu yorumlamayı nasıl etkilediğini hep birlikte görmekteyiz. Kişiler oldukları yeri ve işgal ettikleri makamları, kendi üstün kişiliklerinden olmayıp yürütmeleri gereken hizmetin bir gereği olarak görmedikleri sürece, kuralları yorumlarken de aynı hataya düşebilirler.

Habere konu olan Hakim'in açıklaması sırasında olanları gözümün önünde canlandırmak istedim. Burada konuşulmayan Polis faktörünü varsayımsal olarak irdelemek istiyorum. Hakim'in cebinde bulunan (unuttuğu kanaatindeyim) kalem nedeniyle alarm çalmış. Bunun üzerine polis memuru üzerini aramak için hamle yaptığında kalemi farketmiş ve kimliğini de göstererek (bir daha o kapıdan girip çıkmamak için) sadece kalem var beni tekrar o kapıdan gir çık yaptırma, zaten arkada kuyruk var bavullar orada bekliyor, tıkanıklık olmasın bende yorulmayım kabilinden kimliğini göstermiş, ama bir Hakimi arama fırsatını ele geçiren Polis memuru "hah düştün işte elime bize azmı çektirdi bu hakimler" edası ile Hakim'i "elle" aramak için kolları sıvamış olabilir. Çünkü Hakimin açıklamasında üzerinde durduğu konu o idi yani elle arama. Ben de hiç bir yerde kendimi (hatta hava alanında) elle aratmadım aratmamda burada esas unsur benim avukat olmam değil öncelikle yasaların güvencesinde bir Türk Vatandaşı olmamdır. Adliyelere girişlerde avukatların üstlerinin aranmasına tepki gösteren arkadaşlarıma beni elle kimse arayamaz ancak mesleki anlamda üzerimizde şaibe kalmaması için elektronik ortamda aranmamızın sakınca olmadığını hatta topluma bu yönde örnek olmamız gerektiğini savunmuştum.

Tartışmada bu noktanın göz ardı edildiğini düşünüyorum.

Sayın Saim'in Hakimlerin VİP olduğu görüşüne bir hukukçu olarak katılıyorum. Çünkü hükmü veren makam olduğu için yargıyı temsil adına yargılamanın sonucunda oluşan kararı veren ve açıklayan makamdır. Savcılık Makamı veya Avukatlık Makamı ondan daha az önemli bir makam olmadığı halde sırf yargıyı temsil adına hakimlik makamını VİP kabul etmekte bir sakınca görmemekteyim. Ancak bazı ceza hakimlerinin karar sürecinde meslektaş olarak gördükleri Savcıları karar verirken heyet tartışmalarına davet etmeleri Avukatları biraz ötelemelerinin getirdiği mesleki gerginlik sonucu tartışmalar bu noktalara gelmektedir.

Sözün özü herkes işgal ettiği makamı, mevkiyi, görevi ve deruhte ettiği görevi içine sindirmeli davranışlarını ona göre ayarlamalıdır. En önemli husus konumunu iyi bilip tevazuyu elden bırakmamaktır.

Hazımsızlıkla yapılan bütün davranışlar keskin tavırlar ile karşılanır.


Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Böyle bir anda, "Bir saniye, sorun kalemde olmalı, müsaadenizle" diyerek, yeniden kapıdan geçmek de bir seçenek olamaz mıydı? Eminim sorun kalemde idiyse, kalemsiz bir geçiş, kimseyi üzmezdi, sayın yargıç dahil.

Kapıdan yeniden geçiş yapmak bir "geri adım" atmak değil ki.

Bir yargıç, bir gün karşısında "Senin uyguladığın yasayı ben çıkarıyorum!" diye ünleyen biriyle karşılaştığında; "Kurallar neyse onu uygulamak durumundayım" deme hak ve özgürlüğüne de bu şekilde sahip çıkmak zorunda kalamaz mı?

Saygılarımla.


Sayın Demirel sözümün sonundaki şimdi altını çizip kırmızıladığım husus bir çok soru ve sorunun temelli çözümüne yönelik sanıyorum.

İki tarafı dinleyerek hüküm vermek gerekir. Bir tarafta gazete haberi (gazetenin inanırlığını göz ardı etmeden) diğer tarafta Hakim'in açıklaması ve içindeki önemli unsur olan "ELLE ARAMA" noktası. Tabii kalemi bırakıp yeniden cihazdan geçmesi kurala en uygun ve konumuna göre en yakışıklı durumdu.

Ankara havaalanında cep telefonlarının da x-ray cihazından geçireleceği uygulaması yeni başladığı günlerde polis ile ve havaalanı yönetimi ile yapmış olduğum bir tartışmanın ardından bu gün bavul içinde olmayan (pardesü-ceket-kemer ve ceplerde bulunan eşyaların) eşyaların konulması için tahsis edilmiş plastik kutular hizmete girdi. O nedenle bazı olayları değerlendirken ilerideki getirilerini de düşünmek gerekli. Özellikle takıntım olan ELLE ARAMA noktasında bu tartışma ileride çok daha iyileşmelere sebep olur kanatindeyim. Ancak benim tartışmam basına yansımadı ve hiç bir kişi mağdur olmadı.

Başka önemli bir husus ise NE SÖYLEDİĞİNİZ DEĞİL NASIL SÖYLEDİĞİNİZİN ÖNEMLİ OLDUĞU.

Olayda mevkilerin ve bencilliklerin çekiştiği kesinlikle yadsınamaz diye düşünüyorum.
Old 18-11-2008, 21:58   #49
muhafız

 
Varsayılan

İş kolunuzdan biri değilim. Bankacıyım ve doğrusu yazılanlar beni şoke etti. Ne yazacağımı bile bilemiyorum.
Olaydan yehi haberdar oluyorum ve doğru olup olmadığını veya nasıl geliştiğini de bilmiyorum ama arama cihazından geçmemek için ünvanı öne çıkarmayı da tesvip etmiyorum. Tıpkı bankaya para çekmeye gelen bir avukatın, 'Kardeşim ben avukat kimliğimden başkasını vermem.' demesi gibi.
Old 19-11-2008, 17:13   #50
Av.Baran Karadağ

 
Varsayılan avukatlar haksız değil

sayın muhafız arkadaş avukatlık kimliği yasal bir kimliktir bu nedenle kabul edilmemesi geçersiz bir uygulamadır..ehliyet,nüfus çüzdanı ne ise avukatlık kimliği de odur..yani orada kimlik göstermedeki ısrar o kimliğin uygulamada olmasını yaygınlaştırma isteğidir sanırım yoksa mesleğini öne almak değil..eğer bankada "ben avukatım beni öne alın" denseydi haklı olabilirdiniz..ki adliyelerde avukatların sıraya girmemesi uygulaması vardır ve haklı bir uygulamadır..
Old 19-11-2008, 23:19   #51
üye18332

 
Önemli

Alıntı:
Yazan muhafız
İş kolunuzdan biri değilim. Bankacıyım ve doğrusu yazılanlar beni şoke etti. Ne yazacağımı bile bilemiyorum.
Olaydan yehi haberdar oluyorum ve doğru olup olmadığını veya nasıl geliştiğini de bilmiyorum ama arama cihazından geçmemek için ünvanı öne çıkarmayı da tesvip etmiyorum. Tıpkı bankaya para çekmeye gelen bir avukatın, 'Kardeşim ben avukat kimliğimden başkasını vermem.' demesi gibi.


Sayın Muhafız;

Sizce ikisi aynı durum mudur?

Yani yasada yeri olan avukatlık kimliği ile bankada işlem yapmak ile değerlendirdiğiniz olay aynı mıdır?

Ünvan kullanmak ile kimlik kullanmak farklıdır,şoke olduğunuz nedir?


Saygılarımla,
Old 19-11-2008, 23:48   #52
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan muhafız
İş kolunuzdan biri değilim. Bankacıyım ve doğrusu yazılanlar beni şoke etti. Ne yazacağımı bile bilemiyorum.
Olaydan yehi haberdar oluyorum ve doğru olup olmadığını veya nasıl geliştiğini de bilmiyorum ama arama cihazından geçmemek için ünvanı öne çıkarmayı da tesvip etmiyorum. Tıpkı bankaya para çekmeye gelen bir avukatın, 'Kardeşim ben avukat kimliğimden başkasını vermem.' demesi gibi.
Avukat meslektaşların avukatlık kimliği ile işlem yapılmasında ısrar etmelerinin sebebi kendilerine herhangi bir ayrıcalık sağlamak değil, hukukun üstünlüğünü savunmak ve haklarını aramaktan ibarettir.

Bankada avukatlık kimliğini ibraz eden bir avukat, ehliyetini ibraz eden bir avukata göre hiçbir ayrıcalık elde edecek değildir, her ikisi için de aynı işlem yapılır, hatta ilaveten avukatlık kimliğini ibraz eden avukat bir de banka görevlilerine Avukatlık Yasasının 9. maddesi hakkında ayaküstü bir hukuk dersi vermek zorunda kalarak zaman kaybeder.

Bununla birlikte bu bir "hak arama" mücadelesi olduğundan ve bu mücadele de avukatlık mesleğinin genlerinde yer aldığından, hemen hemen tüm meslektaşların bu ısrarına rastlıyor olabilirsiniz, bu benim için şaşırtıcı değil.

Şahsen benim için şaşırtıcı olan, bankaların TBMM tarafından çıkartılmış bir kanuna açıkça karşı gelmek konusunda gösterdikleri büyük ve gereksiz çabaları, ancak bu durum burada tartıştığımız konuyla hiç ilgili olmadığından konuyu dağıtmak istemiyorum.

Dilerseniz görüşlerinizi aşağıdaki konulara ekleyebilirsiniz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=13557
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9047

Ben de görüş eklemek yerine, Avukatlık Kanunundan alıntı yapabilirim:
Alıntı:
(5043 sayılı yasa ile değişik) Ruhsatnameler ve avukat kimlikleri Türkiye Barolar Birliği tarafından tek tip olarak bastırılır ve düzenlenir. 8 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen şekilde Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca uygun bulma kararı verildiğinde ruhsatnameler Birlik Başkanı ve ilgili Baro Başkanı tarafından imzalanır. Avukat kimlikleri, tüm resmî ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmî kimlik hükmündedir.
Old 19-11-2008, 23:57   #53
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Bir gün size de bir avukat gerekebilir. Avukatımı istiyorum diyebilmeniz için, avukatınızın yasal haklarına saygılı olmayı bilmek zorundasınız.
Old 20-11-2008, 00:16   #54
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bir gün size de bir avukat gerekebilir. Avukatımı istiyorum diyebilmeniz için, avukatınızın yasal haklarına saygılı olmayı bilmek zorundasınız.

Bence sayın muhafız'ı eleştirmeyiniz; kendisi zaten baştan şöyle demiş:

Alıntı:
Yazan muhafız
... doğrusu yazılanlar beni şoke etti. Ne yazacağımı bile bilemiyorum.
Old 03-12-2008, 12:42   #55
av_suat

 
Varsayılan

konulmuş kurallara uymak önce hakime zorunludur. kişi kendi içine sindiremediği kuralların uygulanması için karar verme statüsündeysende, nasıl karar verebilir.yani aksini düşünen varsa hakimin adam öldürme hakkı olduğunu da savunmalıdır.
Old 14-12-2008, 18:02   #56
caner87

 
Varsayılan

Emekli bir savcı var bizim mahallede şeker gibi biri.
Yıllarca doğuda en zor görevleri yerine getirmiş.
Otopsi,sorgular vs vs..
Sinirleri ister istemez biraz bozuk.
Zaman zaman korkuları da olmuş.Onunla yaptığım konuşmalardan biliyorum.Böyle ayrıcalıklı durumlar her iki taraf içinde şart, diyor.
O nedenle güvenlik sebebi ile ve etik açıdan yemekhane, tuvalet,kafe,dinlenme salonu vs gibi bölmelerin hakim-savcı ve avukatlar ile vatandaşlar bakımından farklı olmasını çok tuhaf bulmuyorum.
Ben duruşma sonrası müvekkilim ile bir çay içerken yan masada duruşmanın hakimi ya da savcısı olsa çok şık olmaz.Ben avukat olarak rahatsız olmam ancak benim dışımdakiler rahatsız olabilir.
İzmir adliyesi 4. kat baro biriminde de sadece avukatlar içindir, şeklinde bir tuvalet olduğunu anımsıyorum.
Üst arama konusunda hakimlik üst düzey midir?
Tartışılır.
Eğer konu suç işlememek ya da görevi sebebi ile özel evrak,eşya vs taşımak ise üst düzey kişi kapsamı genişletilir.
Mesela bir imam ya da papaz da suç işlemez kabul edilir ya da bir mühendis kimsenin görmesini istemediği özel bir projeyi kucağında götürebilir.
Bu gibi abuk örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Milletvekilleri de dahil tüm vatandaşların üzerini aramak genel güvenlik ve eşitlik gereği şart olmalıdır.
Bana kalırsa buna avukatlar da dahil olmalıdır.
Old 15-12-2008, 10:26   #57
namutenahi

 
Varsayılan

şunu da es geçmemek lazım, bir hakimin üzerinde meslek sırrı niteliğinde bir evrak olma ihtimali, bir avukata nazaran çok çok düşüktür.
Old 19-12-2008, 18:51   #58
Veysel Demir

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ege
Bugün adliyede bir meslekdaşımın anlatımını aktarmak istiyorum.
Sosyal tesislerde bulunan tuvalet kapısı üzerinde "hakim ve savcılara aittir" yazısı var ve meslekdaşım kapıyı açıp içeriye giriyor.
Bu sırada içerde bulanan ve sonradan savcı olduğunu öğrendiği bir başkası,
" avukat mısınız??" diye soruyor.
Meslekdaşım "evet avukatım" diye cevap veriyor.
"kapıdaki yazıyı görmediniz mi?,burayı kullanamazsınız!" diyor.
meslekdaşım" evet gördüm ve görerek kapıyı açtım" diyor.
"o zaman buraya birdaha girilmemesi" ni istiyor savcı bey ve meslekdaşım da;
" bundan sonra özellikle buraya gireceğim sevcı bey adım av."...." diyor" eğer bir şikayetniz varsa ilgili merci de neresi ise buyrun oraya itiraz edin bende savunmamı yapayım ve hep birlikte eğlenelim" diyor.
savcı "ne demek eğlenmek!" diyor.
meslekdaşım "bunun eğlenceli bir şikayet olacağını düşünüyorum çünkü" diyor.
ve yine o sırada içeriye girip bu diyaloğa tanık olan Hakim her iki tarafı da yatıştırıp dışarıya çıkılıyor.

ben de yorumsuz bir şekilde size aktarıyorum..

uzunca bir süredir, Geniş merdivenli ve geniş kapılı İzmir Adliye kapısından vatandaşın ve avukatların alınmayıp, bu kapının sadece sabahları hakim ve savcılara açılması üzerinde tartışıyorum arkadaşlarımla.

güvenlik bandının oraya da yapılmasında hiç bir sakınca yok iken,
ana bina girşinin "protokol" kapısı olarak ayrılıp,
esasen vatandaşın hizmetine sunulmak üzere yapılmış dev bir adliye binasının ana kapısının vataşlara ve avukatlara kapalı olmasını , vatandaşın ve avukatların yan tali kapılardan içeriye alınmasını ,adalet hizmetinin en büyük kamu hizmeti olmasına karşılık kamusal alanın "kamuya" kapatılmasını anlayamıyorum.

Önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili bir çalışma geliştireceğim.
yardımlarınızı ve düşüncelerinizi bekliyorum.
saygılarımla.


Bence bu gerekli birşey.Yurtdışında yargıçlara ve savcılara verilen değerle ülkemizdeki arasında dağlar kadar fark olduğu bir gerçek.Eğer siz adaleti sağlamakla yükümlü bir kişinin üstünü aramak için diretirseniz bu ona saygısızlıktan başka hiçbir şey olamaz.Çünkü zaten orda aykırı bir eylemde bulunarak yasak maddeleri uçağa sokmak isteyen insanın cezasını da yargıçlar verecektir.Bence yeterince saygı gösterilmiyor ve bu da yargıda bazı sorunlara yol açIyor.
Old 12-03-2009, 17:36   #59
üye18721

 
Varsayılan

Ben de bir Bodrum gezisine giderken -geçen sene- üstümü aratmamıştım."Ben avukatım üstümü arayamazsınız" demiştim. Öyle de geçtim.Polisler şaşırıp ve katılıp kaldılar...Dönüşte yine aynen bu şekilde aratmadan geçtim.
Old 12-03-2009, 23:17   #60
didem kunal

 
Varsayılan

Kişilik haklarından bahsedilmiş yukarda.Bu sebeple hakimin yaptığının doğru olmadığının hukuka uygun olmadığı düşünülmüş.ancak ben burda olaya şu şekilde baktım. Burda zaten isim mühim değil. çünkü kişi burda sıfatını kullanarak bir eylemde bulunuyor ve biz de bu sıfat üzerinden tartışıyoruz. Zira bu konu açılmış ve bir çok meslektaşımız hakimlerle avukatlar arasındaki gerek tuvalet gerek adliyeye giriş kapıları olarak ayrımdna bahsedip yakınmışlar. Bu yorumlara ben de katılarak şunu ekliyorum. Burda hakim bilmem ne.hakim ahmet hakim ali veli. önemli olan hakimlik sıfatını adliye dışında da kullanılmış olması.ve tartışılan konu da bu sanıyorum. Bu anlamda kişilik haklarına direk bi saldırı olduğunu düşünmüyorum. Konu hakmin her ortamda toplumdan ayrı bir yerelere kendilerini koydukları ve bunu bişekilde uygulamayı başardıkları. Bunu bugün hakim ali bey yapar yarın onun yerşne emekli olrak gelen hakim veli bey de yapar. sorunumuz bunu ali beyin veli beyin yapmasındna çok daha büyük bence. hakimlik böyle birşey mi ve bunu bizler de bu şekilde görmek mi istiyoruz ki aynı sıralarda oturup aynı sırada dirsek çürüttüğümüz üniversite arkadaşlarımızın kendilerini avukatlardan bambaşka yerlerdeler anlayamıyorum. gerçi kalem memurlarının nerdeyse hakim oldukları, avukatları azarladıkları,bugün git yarın gel i avukatlara da uyguladıkları bir düzende yazık biz avukatlara gerçekten
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim Mi? bilirkişi Mi? nfb Hukuk Sohbetleri 29 24-08-2013 23:36
Epikriz krizi... ilksan Hasta Hakları Çalışma Grubu 3 20-06-2008 08:51
hakim ve pipo av.zuhala Hukuk Sohbetleri 5 12-07-2006 11:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05761290 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.