08-04-2007, 21:45 | #31 |
|
Hayat ses tellerin kopana kadar şarkı söyleyip ertesi gün bir kutu pastil çiğnemektir.
|
08-04-2007, 21:54 | #32 |
|
Bazen de Şarkı söylemediğin halde pastil çiğnemektir
|
09-04-2007, 22:30 | #33 |
|
Hayat kötü bir filmi arkadaşlarına çok güzelmiş gibi ballandıra ballandıra anlatmaktır.
|
09-04-2007, 22:31 | #34 |
|
Kısa bir öyküdür hayat.Kalemimiz kırılana kadar yazdığımız.
Kısa bir türküdür hayat.Bir kez daha söylemek için çırpındığımız. |
10-04-2007, 07:37 | #35 |
|
Duygu hanım, yoksa bu film 300 Ispartalı mı?
Bence izlediğim en kötü film. Hayat iyiye ''iyi'', kötüye ''kötü'' demektir bence. |
10-04-2007, 12:20 | #36 |
|
''İşte hayat böyle akıp geçiyor, işte hayat sensiz de yaşanıyor'' demiş söz sanatçımız. Korkulara rağmen yaşıyoruz.
Hayattan, hayatta korkmam. Rol yapanlara kahkalarla gülmektir. Pis numaracı seniii! Kendi gibi olamayanlarla makara yapmaktır. Yapmacık davrananlara sabredememektir. Farkında ve duyarlı olmaktır? Askere gidenler bilirler! Askerde emirler verilir! -Farkında olunacaaak, olll! -Duyarlı olunacaaak, olll! -Yemek yenileceeek, ye! Hayat erkekler için askere gitmek ve bitişik nizam almaktır... Not: Bence adlt-2007! Sen de güzel yazıyorsun, teşekkür ederim! Yazılarını, fikirlerini ve duygularını paylaşmanı bekliyorum. |
10-04-2007, 16:29 | #37 |
|
Çok teşekkür ederiz adlt-2007Kendi adıma aklıma gelenleri yazıyorum sadece.
Bu arada Zeki Bey,300 Ispartalı filmine çok kötü diye gitmedim ama onun yerine ondan daha beter 2 filme gittim.Kıyamet ve Pan in Labirenti. Bence hayat.Kıyamet ve Pan in Labirenti filmine gitmemektir. |
10-04-2007, 21:23 | #38 |
|
Bir yerlerde okumuştum.Yaşam bizler için nefes almakla ölçülür.Nefes aldığımız sürece yaşadığımızı hissederiz ve hissettiririzz.Oysa ki bizi yaşatan ve doyarcasına içimize çektiğimiz her nefes vücudumuzda bilmem kaç yüz hücrenin ölmesine neden oluyormuş.Yani bizi yaşattığına inandığımız her soluk bizim hayatımızın sonlanmasına katkıda bulunuyormuş.
Ozaman burdan çıkaracağımız ders şu: Hayat AZ OKSİJEN,BOL KARBONDİOKSİT demek. Az nefes al,çok yaşa. |
11-04-2007, 09:22 | #39 |
|
Hayat tek bir fırsattır. İkinci bir fırsat daha yok! Eee, o halde neyi bekliyoruz, bu fırsatın kaçmasını mı?...
Bir de hayatın içinde, bu büyük fırsatın içinde fırsatcıklar vardır. İnsanın en temel amacı mutlu olmaktır; her işinde, her yaptığında bu mutlu olma faydasını arar. Bu arayış değişir kişiden kişiye; Kimisi ''aramak'' lafını beklemek anlar, kimisi deli divane dolanmak, koşturmak. Bence ikisi de işe yarar. Şöyle ki hayatı yaşarken durarak bir mutluluk arıyorsanız elbet birgün önünüze bu fırsatcık çıkacaktır; onun olduğunu anlarsınız ve ona sıkı sıkıya sarılırsınız; onu beklediğiniz yıllar içinde belirlemişsinizdir. Akıp giden hayatın içinde bekleyensiniz ve o size rastlayacaktır er geç. Bu durum biraz sabır ister. Eğer deli divane gibi dolanıp mutluluğu arayanlardansanız ya siz onu bulursunuz ya da o sizi bulur. Siz koşturansınız ve o bekleyendir veya o da deli divane gibi dolanandır. Yollar biryerlerde kesişir. Bu kadar harekete hiçbir güç karşı koyamaz. Bir de diğer grup vardır. Arada bir durup, arada bir deli divane dolananlar. Şansızdırlar biraz çünkü zaman kaybı yaşarlar hem sabırlı hem sabırsızdırlar, kararsızdırlar. Onlar da mutluluğu bulurlar ama geç biraz. Onlar fırsatcıklarla karşılaşırlar ancak geç anlarlar bazen. Çünkü, bu dur-kalk biraz kafalarını karıştırır. Birde şu var ki; hayat dediğimiz şey yaşadığımız şu andır. Sadece bu anımızı güzelleştirebiliriz. Geçmişe dönemeyiz, geleceğe ipotek koyamayız. Varsa yoksa şu an... Hayat, anı güzel yaşamaktır! İyi çalışmalar... |
11-04-2007, 22:14 | #40 |
|
Sağa sola koşuşturan,yorulunca duran,bir ağacın gölgesinde biraz dinlenmek için kıvrılan biri oldum hep.Ama şunu unuttum.Koşturduğum alan aslında etrafında dönüp durduğum ve dinlenmek için dibine kıvrıldığım tek AĞAÇ tı.AİLEM.Ailem benim uçsuz bucaksız boş bahçemin ortasında en renkli en görkemli ve gövdesi en kalın,kendimi huzurla bırakabileceğim asırlık Çınar AĞacım.
Hayat,kocaman bir bahçenin tek ağacının altında huzurla güvenle ve saadetle uyuyabilmek demek. Hayat benim için aslında Annem Babam ve Kardeşim demek. |
11-04-2007, 22:20 | #41 |
|
hayat deliler gibi sevip sonra terk edilmektir.ama tüm düşmeler rağmen ayağa kalkabilmektir...
|
12-04-2007, 22:12 | #42 |
|
Hayat "imkansız"ı hiç bir zaman ıskalamamak demektir.
|
13-04-2007, 13:32 | #43 |
|
Hayat dalında kiraz yemektir. İkili kirazlardan da kulağa küpe yapmak demek, Sıkılınca da alıp onları yemek.(Kirazların olması yakındır)
Bazen de siyah üzüm asmasının mis kokulu dalından mevsiminde bir salkım üzüm kopartıp afiyetle yemektir. (Üzüme daha var, en az 4 ay) Bazen bir meltem esintisinde uzuuun bir erik ağacının dalında, salınmaktır. Bazen de güneşli ve deniz esinitili bir günde sahil kenarında oturup denizi seyretmektir. Ve otururken fıkralara konu olan cümleler kurmak. *Yine güneşli bir Trabzon gününde, deniz kenarında, bir bankın üzerinde elindeki bastonuna çenesini yaslayıp denizi seyreden yaşlı bir amcanın yanına yerel televizyon kanalından bayan bir spiker ve kameraman yanaşmışlar. Bayan spiker denizi seyreden amcaya mikrofonunu uzatarak şöyle demiş; -''Amcacım biz yerel bir televizyon kanalından geliyoruz. Halkımızın içinde dolaşarak röportaj yapıyoruz. Acaba sizi tanıyabilir miyiz?'' Yaşlı amca kendinden emin bir şekilde yüzünü hafif profilden spikere dönerek şöyle demiş -''Pag Bagayim ha boyle, Pelgi danirsun'' Hayat, güzel insanlarla tanışmaktır. Mutlu kalın... |
13-04-2007, 14:13 | #44 |
|
Ah bu hayat yok mu hayat!Şair olmayanı bile şair edendir.
|
13-04-2007, 21:51 | #45 |
|
Hayat tavla gibidir.Bazen düşeş bazen hep yek gelir zarınız.Yine de her ikisiyle de vardır kapatılacak kapınız.
Hayat iyi yanlarıyla kötü yanlarıyla büyük bir kazanımdır.Kaybetmeden kazanmanın değerini hiç bir zaman bilemeyiz.Kaybettiğimizde elimizden gidenleri görür ve hatalarımızın kapılarını sonsuza kadar mühürleriz. |
14-04-2007, 14:47 | #46 |
|
Hafta sonu bile iş yerinde çalışmaktır, hayat...
-Bitmez bu işler! Bazen yeni hiç okunmamış bir kitabı okumaya başlamaktır. -Hele o yeni baskıdan çıkmış taze kağıt kokusu yokmu? -Fırından yeni çıkmış buğday ekmeği gibidir, o kitap! Ya da mısır ekmeği gibi (Tercih size kalmış) Bazen de senin için hazırlanmış yemek masasına yetişmek için acele etmektir. -Acıktım! |
15-04-2007, 22:11 | #47 | |||||||||||||||||||
|
Bu çok kötü bir söz: Yaşamda o kadar güzellikler var ki; mesela bugün yağmurun yağışını seyrettim, yağmur yağarken Muse denen rock grubunun o muhteşem parçaları eşliğinde şunu hissettim: yaşamak o kadar güzel bir şey ki... Dans etmek, resim yapmak, müzik dinlemek, güzel bir film seyretmek. Sonra kitap okumak;Jack london'un Dostoyevski'nin Balzac'ın romanlarındaki kahramanlarıyla beraber yeniden doğmak ve onları okuyup yaşamak... Saatlerce arkadaşlarınla hararetli tartışmalar yapmak.. Tarih okumak, Roma'yı, Osmanlıları,Reformu, Rönenansı, insanlığın tarihinde gezinmek... İnsanlarla konuşmak, dertlere, sorunlara çare bulmaya çalışmak.. Tabi aynı zamanda üzülmek; dünyadaki bu eşitsizliğe,adaletsizliğe, isyan etmek.. Ve tabi ki hoşlanmak,Aşık olmak,beğenmek,beğinilmek.. Ailenle zamanla geçirmek, özlemek, özlem gidermek.. Yanılsamalardan yabancılaşmaktan kurtulup doğayla bir olmak; ormanda dolaşmak, denize dalmak,dağa tırmanmak... Ve kendin olmak, kendinle olmak,kendinle barışık olmak... |
16-04-2007, 09:27 | #48 |
|
Hayat bilgisayardaki freecell oyunudur.Tam kaybettiğinizi düşünürken tek hamleyle kazanmaktır saatlerce o tek hamleyi görmeye uğraşmışken hemde
|
16-04-2007, 14:12 | #49 |
|
Hayat bir kumar,ben de iyi bir kumarbazım.Zar tutmayı 24 yılda öğrendim
|
17-04-2007, 11:17 | #50 |
|
Gerçekten iyi gidiyoruz.
Bazı mecaz anlamlı kelimelere gerçek anlam yükleyince inanılmaz sahneler gözünüzde canlanır. Yolcu şöföre seslenir inmek için; -Kaptan bizi müsait bir yerde aşağı at!(Emin misin?) Cem Yılmaz'ın gösterisindeki örnekte olduğu gibi; -Ceyyar! Korkarım bu ceket sana yakışmamış! -Korkuyorsan çıkarayım abi! Ya da benim başıma geldiği gibi; Benimle ilgili resmi bir evrağa mühür vurulması gerekiyor . Sekreterin yanına gidiyorum. Gayet ciddiyim tabi, Biraz da acele... -Afedersiniz! Şu evraklara mühür vurulması gerekiyor. Mühür'ün sizde olduğunu söylediler. Bir zahmet mühür vururmusunuz? Cevap geliyor ama ciddi bir şekilde. -Yaa! Mühür Süleymanda ama... -Öyle mi!? Süleyman nerde peki, Biliyor musunuz? (Ciddiyet devam ediyor) Sekreter şaşırıyor, ve evrakları istiyor benden. Ama ben vermek istemiyorum. Israr ediyor almak için... -Süleyman'ı bulup geleyim ben ya da ona vereyim o mühür vursun! (Diyorum ama karşımdaki hala ısrar ediyor.) -Biraz acelem var da, Şu süleyman nerde acaba, nasıl bulabilirim onu? Sonunda dananın kuyruğu kopuyor, Meğer Bizim sekreter espri yapmış bana ve yanındaki misafirine. Süleyman dediği meğer , Süleyman DEMİREL'miş... Ne bileyim espri yaptığını, Hem kamu kurumundayız ve çok da samimi değiliz yani! Sonra zoraki gülümsememi yapıyorum mührü vurduruyorum ve odadan çıkıyorum. Sonradan hatırlıyorum tabi... Ya bu bahsi geçen Süleyman, Kanuni Sultan Süleyman değil miydi? Hayat bazen espri yapamamak, bazen de o espriyi anlamamaktır. |
17-04-2007, 13:22 | #51 |
|
:)
Hayat bazen suratımdaki en güzel tebessüm bazen de en büyük haykırışlarım...Hayat bazen susuşum bazen en uzağa duyurmak istediğim hıçkırıklı ağlayışlarım....Hayat yakmayı beceremediğim gemiler...Hayat şu dağın arkadasında merak ettiğim kasaba hayat,semanın üzerinde göremediklerim...Hayat benim gibi çocuğu büyüten en iyi hoca...
|
17-04-2007, 14:09 | #52 |
|
Temel günün birinde yolda yürürken bir nal bulur ve koşarak Dursun un yanına gider.
-Dursun ben çok şanslı bir adamım nal buldum der. Temelin neden bu kadar sevindiğine anlam veremeyen Dursun: -Alt tarafı bir bnal buldun.Neden bu kadar seviniyorsun.der. Temel :Sen de ne karamsarsın Dursun.Bir nal buldum.Geriye kaldı 3 nal bir At. Hayat bazen ufak şeylerle mutlu olabilmektir. |
17-04-2007, 14:27 | #53 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ne kurumdaki Süleyman, ne Süleyman Demirel, ne de Kanuni Sultan Süleyman Doğrusu aşağıda :
(Kimilerince de "Davud'un Kalkanı" olarak adlandırılmış (Davud, Süleyman'ın babası) ve Museviliğin ve Yahudi kimliğinin sembolü olarak kabul edilmiş.) * Hayat bazen bir yanlıştan yola çıkarak doğruya ulaşmaya çabası ve bu çaba sırasında bir sürü farklı doğrunun dayatmasıyla karşılaşmaktır Saygılarımla... |
17-04-2007, 15:19 | #54 |
|
Yıllar sonra farketmektir hayat...
Derlerdi de inanmazdım! ''Gözümden düşen her damla yaş, Sana olan sevgimden kopan bir parçaymış.'' Hayat hüzünlenmektir... |
17-04-2007, 22:18 | #55 |
|
Yok olduğunu hissedersin bakışlarında.Kaybolursun kara gözlerin içinde.Kendini görürsün gözbebeklerinde ve kirpikleri parmaklıkları olur kara zindanının.Işık mı? O da neymiş!Böyle hapislik ömürlere bedelmiş.
Yukarıda arz ve izah ettiğim sebeplerden ötürü ömür boyu mahkumiyetime karar verilmesini talep ederim |
17-04-2007, 23:43 | #56 |
|
Hayat göz göre göre haksızlıktır bazen!
|
18-04-2007, 10:08 | #57 |
|
Hayat edinmekle bitmeyen tecrübeler ve hatalar yığınıdır çoğu zaman..
|
18-04-2007, 14:36 | #58 |
|
İçinden çıkılmaz bir girdaptır hayat.Doğdunuzda küçük bir sandalın içinde ebeveynlerinizin rotasında koca bir ummanda seyredersiniz.Kendinize bir sal yapmaya başlamak istediğinizde ise ya bir adada iner ve işe koyulur ya da suyun içinde başkalarının parçaladığı sandalların parçalarından kendinize yeni bir sal yaparsınız.
Üstünde gittiğiniz koca bir ummandır ve gün gelir girdaplara kapılırsınız gün gelir sakin sularda seyredersiniz. Ama bilmelisiniz ki en büyük okyanusların bile karaya açılan bir kıyısı vardır.Önemli olan pusulanızın doğru istikameti göstermesi ve rotanızın şaşmamasıdır. |
19-04-2007, 08:40 | #59 |
|
Hayat koca bir yalan gelir insana bazen. Koskoca bir oyundur sahnesi dünya olan. Bu sahnede olmayan oyun, oynanmayan rol yoktur.
Bazen sevdiklerinin yalan söylediklerini bildiğin halde, görmek istememektir. Güveninin yıkıldığını bir türlü kabul etmemektir. Hazmedememektir... Çekip gitmektir, ''bütün bu iğrenç hayat senin olsun, sizin olsun'' diyerek. Hiçbir beklentin olmadan, arkana dönüp bakmadan... Hayat cahillerle uğraşmak zorunda kalmaktır... Günlerce, aylarca laf anlatmaya çalışmaktır. Bazen de onların seviyesine inmektir. Bazen de başkalarının pisliklerini temizlemektir, üzerlerine kum, toprak atarak örtmeye çalışmaktır, sanki kendininmiş gibi. Hayat bencillerin dünyasında aptal-bonkör olmaktır. İnsan olamamış insanlarla yaşamak zorunda kalmaktır. Ve hayat; sansüre uğramaktır. Duymak istemediğimiz sözleri silmek, onları yokmuş gibi görmeye çalışmaktır. Duymak istediğimiz sözleri duymaktır. Hayat kategorize edilmektir. Bir şablona sokulmaya çalışmaktır size uygun olmasa da. Birilerinin kafasındaki kurallara uygun olmak demektir. Uygun değilseniz, istenmeyen olmaktır. Hayat farklı sözleri, fikirleri anlayamamaktır. Hayat gelenekçi olmaktır kimilerine göre... Geleneklere aykırı davranınca dışlanmaktır. Hayat savaşmaktır, ölümüne savaşmaktır; cehaletle, bilgisizlikle, ilgisizlikle, yetkisizlikle, adaletsizlikle , sevgisizlikle, bencillikle, kişiliksizlikle, vicdansızlıkla, düşüncesizlikle, duygusuzlukla, duyarsızlıkla, vurdum duymazlıkla savaşmaktır. |
19-04-2007, 14:35 | #60 |
|
Renklerden oluşan bir tualdir hayat.Kırmızı öfkenin kinin düşmanlığın rengidir,beyaz saflığın temizliğin,yeşil iyiliklerin,sarı ise ayrılıkların.....İnsanlarda birer ressamdır hayatta.Hiç bir ressam tek renkle tablo yapmaz.Mutlaka renkleri karıştırıp yeni tonlar yaratmak ister.Çünkü resim ozaman dikkat çeker ve vurgular anlatmak istediklerini.O yüzden insanlarda ne çok saf,ne çok iyi,ne çok kincidir.Tüm renklerimizi birbirine bulayıp,fırça atarız hayat denen tualimize.
En güzel resmi kimin yaptığı henüz tespit edilememiştir.Ama unutmayın ki ünlü ressamların resimleri öldüklerinde değer kazanır.Tualimizde bıraktığımız izler gün geldiğinde arkamızdakilere değerli miraslar olarak kalacaktır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kredili hayat sigortası... | Av.Hilmi Sormazoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 17-12-2006 19:34 |
Hayat T T ! | ankara7406 | Site Lokali | 3 | 08-09-2006 14:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |