Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Cübbe gerekli mi? Hayır. Giyilmeli mi? Evet.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-04-2009, 21:22   #31
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Sarıklı veya türbanlı olarak duruşmaya giren avukat için de "Hiç bir şekilcilik için Savunma hakkından vazgeçilemez. Hiçbir hukukçu da bunu savunmamalıdır" diyebilir misiniz?

Sadece elmalarla armutlar aynı sepete konulmaz, desem. Çünkü somut olayda, kafasında Che'nin beresi ile sol elini yumruk yapmış bir avukat yok.
Old 22-04-2009, 21:30   #32
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Aksini düşünmediğimi cümle alem biliyor. Ama "Bu avukatı şimdi kıstırdım, gününü göstereyim" zihniyetine prim tanıyan avukatların olduğunu görmek beni çok üzüyor. Benim söylediklerim çok açık... Polemiğe gerek yok. Şekilciliğe ise hiç gerek yok.

Bu tür zihniyetler neden hep sizi buluyor? Ben 1990 yılından bu yana avukatım aradaki 3 yıl hariç, yani 1993 yılından itibaren de fiilen avukatlık yapıyorum. Ben hiç bir gün "şu avukatı köşeye sıkıştırdım, gününü göstereyim" diyene rastlamadım. Size bunu diyen oldu mu?
Old 22-04-2009, 21:33   #33
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sadece elmalarla armutlar aynı sepete konulmaz, desem. Çünkü somut olayda, kafasında Che'nin beresi ile sol elini yumruk yapmış bir avukat yok.

Elmalarla armutların matematikte aynı sepete konulmayacağını biliriz. Hukukta elmalarla armutlar aynı sepete konabilir. Hatta yaz meyveleri de konabilir. Elma 'ya elma, armut'a armut diyebilecek objektiflik ve muhakeme gücününün olması ve bunların farklı farklı şeyler olduğunu bilmek, bir hukukçu için yeterlidir.
Old 22-04-2009, 21:41   #34
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu tür zihniyetler neden hep sizi buluyor? Ben 1990 yılından bu yana avukatım aradaki 3 yıl hariç, yani 1993 yılından itibaren de fiilen avukatlık yapıyorum. Ben hiç bir gün "şu avukatı köşeye sıkıştırdım, gününü göstereyim" diyene rastlamadım. Size bunu diyen oldu mu?

Bana diyen oldu, evet. Muhtemelen Kavili'ye de olmuştur. Siz hiç siyasi dava takip ettiniz mi? Etseydiniz bilirdiniz. Özel Ağır Ceza Mahkemelerinin hakimleri de özel oluyor, biliyor musunuz? DGM'de savunmanlık yaparken selam vermeyen Baroya şikayet eden hakim, normal Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğunda, kalemde dosya incelerken beni gördü ve " Suat Bey, nasılsınız" diye sordu. Bunları bizler yaşadık. Lütfen takip edin, Özel Ağır Ceza Mahkemesine tayin olup, kısa süre sonra başka yere atanan savcı ve hakimler, neden atanmış?

Somut olayın mutlaka bir evveliyatı vardır. Yıllar süren bir dava. Hrant Dink cinayeti. Ömer Kavili gibi avukatlar. Sıkı talepler...Veeeee...Cübbesiz giren bir avukat.

Siz sanıyor musunuz ki, Sayın Reis avukatlık mesleğinin onuru için bu davranışta bulunmuştur? Öyle olsaydı, "burası gardrop mu?" yerine " avukat bey, bu defalık izin veriyorum. Bakın Fransa'dan gelen avukatların bile cübbeleri var. Biraz daha özen gösterelim" demez miydi? Üsküdar hakiminin bize yaptığını yapamaz mıydı? İyiniyet???
Old 22-04-2009, 21:46   #35
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bana diyen oldu, evet. Muhtemelen Kavili'ye de olmuştur. Siz hiç siyasi dava takip ettiniz mi? Etseydiniz bilirdiniz. Özel Ağır Ceza Mahkemelerinin hakimleri de özel oluyor, biliyor musunuz? DGM'de savunmanlık yaparken selam vermeyen Baroya şikayet eden hakim, normal Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğunda, kalemde dosya incelerken beni gördü ve " Suat Bey, nasılsınız" diye sordu. Bunları bizler yaşadık. Lütfen takip edin, Özel Ağır Ceza Mahkemesine tayin olup, kısa süre sonra başka yere atanan savcı ve hakimler, neden atanmış?

Somut olayın mutlaka bir evveliyatı vardır. Yıllar süren bir dava. Hrant Dink cinayeti. Ömer Kavili gibi avukatlar. Sıkı talepler...Veeeee...Cübbesiz giren bir avukat.

Siz sanıyor musunuz ki, Sayın Reis avukatlık mesleğinin onuru için bu davranışta bulunmuştur? Öyle olsaydı, "burası gardrop mu?" yerine " avukat bey, bu defalık izin veriyorum. Bakın Fransa'dan gelen avukatların bile cübbeleri var. Biraz daha özen gösterelim" demez miydi? Üsküdar hakiminin bize yaptığını yapamaz mıydı? İyiniyet???

Şimdi burada münferit bir eylemi veya cümleyi tartışmamızın olayın çözümüne katkı sunmayacağı açıkça ortadayken, bunda ısrarcı olmamıızn bir faydası yok. Biz konuyu tartışalım. Bir mahkemedeki bir hakim'in bir cümlesini tartışmayalım.
Old 22-04-2009, 22:04   #36
Adli Tip

 
Varsayılan Kişisel kaygılar

Alıntı:
Yazan Saim
Sarıklı veya türbanlı olarak duruşmaya giren avukat için de "Hiç bir şekilcilik için Savunma hakkından vazgeçilemez. Hiçbir hukukçu da bunu savunmamalıdır" diyebilir misiniz?

Ben açıkçası konunun çok dağılmasını istemem.(Saim Abi'nin bu mesajından sonra yazılan mesajları kastediyorum.)

Beni yarın bir kürsüye hakim olarak koysalar (23 Nisan vesilesiyle ) ve karşıma sarıklı veya türbanlı (hatta hem sarıklı hem türbanlı ) bir avukat gelse, onu duruşmaya avukat olarak almam. Bu kararımı da, birçok kaynakla gerekçelendirebilirim.

Ancak diğer tüm şartlara haiz, doyada taraf olan kişinin vekaletine sahip, avukatlık kimliği olan ama cübbesi olmayan bir avukat gelse, çok zorlanırım. Onu duruşmaya almamayı sadece
Alıntı:
"AVUKATLARIN RESMİ KILIĞI
Madde 49 - Avukatlar, mahkemelere, Türkiye Barolar Birliğinin belirteceği resmî kılıkla çıkmak zorundadırlar"
hükmüyle gerekçelendirebilirim.

Karşımdaki avukat da, "Sayın Hakim, bu kanunun müeyyidesini gerekirse bana bağlı olduğum baro uygular. Siz HUMK'u uygulayın. İşte vekaletnamem" dese tabiri caizse, apışıp kalırım.

Yarın bu duruşmanın hakimi olacak olsa, cübbesiz bu avukatı duruşmaya -bana göre- kendinden daha emin olarak alamayacak kişilerin düşüncelerini merak ediyorum.

Saygılarımla,
Old 22-04-2009, 22:15   #37
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Beni yarın bir kürsüye hakim olarak koysalar ... apışıp kalırım.
Cübbesiz duruşmaya girerek kuralları çiğneyen bir avukatın pozisyonu hakiminkinden çok daha kötüdür.
Old 22-04-2009, 22:21   #38
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Cübbesiz duruşmaya girerek kuralları çiğneyen bir avukatın pozisyonu hakiminkinden çok daha kötüdür.

Sayın Av.Armağan Konyalı, size şunu sorayım o zaman...Yukarıda anlattığım olayda, benim karşımda hakim olarak siz yer alsaydınız bana ne derdiniz? "Gecenin bu saatinde baro kapalı olabilir, siz de takım elbiseli olabilirsiniz ama bu beni ilgilendirmez. Sizin kurallarınıza göre duruşmaya cübbeli girmek zorundasınız. Sizin disiplin cezası almamanız için salondan çıkarmak zorundayım" der miydiniz
Old 22-04-2009, 22:23   #39
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Av.Armağan Konyalı, size şunu sorayım o zaman...Yukarıda anlattığım olayda, benim karşımda hakim olarak siz yer alsaydınız bana ne derdiniz? "Gecenin bu saatinde baro kapalı olabilir, siz de takım elbiseli olabilirsiniz ama bu beni ilgilendirmez. Sizin kurallarınıza göre duruşmaya cübbeli girmek zorundasınız. Sizin disiplin cezası almamanız için salondan çıkarmak zorundayım" der miydiniz

Haklı talep ile haksız talebi karıştırmayalım!
Old 22-04-2009, 22:24   #40
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Suat Ergin

Avukatın ne yapması gerektiği konusunda anlaşabilirsek hakimin ne yapması gerektiği konusunu düşünmemize gerek kalmayacak.

Saygılarımla
Old 22-04-2009, 22:28   #41
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Cübbesiz duruşmaya girerek kuralları çiğneyen bir avukatın pozisyonu hakiminkinden çok daha kötüdür.

Armağan Abi,

1- Pozisyonu zaten çok daha kötü olan bir avukata (tabiri caizse) bir tekme de bizim vurmamamıza gerek var mı?

2- Benim cübbesi olmadan duruşmaya girmek zorunda kaldan avukatla empati kurarak yazdığım mesaja yasa maddesiyle cevap yazmıştınız. Şimdi de, avukatın itirazına gerekçe bulmak zorunda kalan hakimle empati kuruyorum... Yasa gerekiyor o hakime de....

Saygılarımla,
Old 22-04-2009, 22:31   #42
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Haklı talep ile haksız talebi karıştırmayalım!

Saim Bey ortada bir "talep" yok. "De facto" bir durum var. Ne dersiniz?
Old 22-04-2009, 22:32   #43
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Saim Bey ortada bir "talep" yok. "De facto" bir durum var. Ne dersiniz?

Bu cübbesiz vatandaş, duruşmaya girmeyi düşün müyor mu?
Old 22-04-2009, 22:34   #44
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
1- Pozisyonu zaten çok daha kötü olan bir avukata (tabiri caizse) bir tekme de bizim vurmamamıza gerek var mı?
Yaptığının yanlış olduğunu kabul ediyorsa elbette tekmelemeye gerek yok.
Alıntı:

Şimdi de, avukatın itirazına gerekçe bulmak zorunda kalan hakimle empati kuruyorum...

Avukat önce kendi yapması gerekeni düşünsün; hakimin yapması gerekeni hakim düşünsün, diye düşünüyorum.
Old 22-04-2009, 22:35   #45
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu cübbesiz vatandaş, duruşmaya girmeyi düşün müyor mu?

Girmişti zaten.
Old 22-04-2009, 22:36   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Girmişti zaten.

E artık çıksın!
Old 22-04-2009, 23:20   #47
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Elmalarla armutların matematikte aynı sepete konulmayacağını biliriz. Hukukta elmalarla armutlar aynı sepete konabilir. Hatta yaz meyveleri de konabilir. Elma 'ya elma, armut'a armut diyebilecek objektiflik ve muhakeme gücününün olması ve bunların farklı farklı şeyler olduğunu bilmek, bir hukukçu için yeterlidir.


Sevgili "Saim",

Herkes siyah ile beyazı ayırabilir; hukukçu ise GRİ ile GRİNİN TONLARINI DA ayırabilmelidir.


Öncelikle o konuşmanın geçtiği dava duruşmasına ilşkin genel bilgi vermek istiyorum.
Davanın duruşmalarına baro gözlemcisi çoklukla katılıyor, bilgileri yetki kullanan sorumlulara aktarıyor. (DGM) binasındaki duruşmalarda çok sanıklı işler yığılabilmekte, bazan ise az sanıklı işler yürütülmekte, cübbe yetiştirmek o an için olanaksızlaşabilmektedir.
Bunun nedenleri arasında cübbesini yanında taşıyan avukatların az veya hiç olması; il dışından gelen avukatların olması; aynı ilde uzak yerden gelen avukatların olması; cübbelerin kaybolması gibi çeşitlemeler sayılabilir.

Avukatların duruşmalarda cübbe giymesi yasal zorunluluktur, ancak hukukta istisnalar da vardır. Somut durumu hesaba katmayan bir hukukçu bir karara ulaşacaktır, ancak o karar asla adil olmayacaktır !

Somut durum:

O duruşmanın yapıldığı (DGM) Binası içerisinde ve fakat duruşma salonu dışındaydım. Bilmeyenler için yazalım; ilk girişteki yaklaşık 40 m2 koridor alanına açılan 3(üç) duruşma salonu ve ayrıca 9 m2 (Baro Odası denilen) avukat bekleme odası, polis noktası ve iki adet tuvalet bulunmaktadır. Salon koridor girişi basık, nefes almayı zorlayacak kadar havasız, karanlık (ışık yetersiz), oturma yerleri kısıtlı ve sürekli uğultu gürültü olan bir yer.
Aynı gün aynı saatte yan odalarda da adalet dağıtma işi vardı, hem de kalabalık sanıklı ve çok çok kalabalık dinleyicili biçimde. Bekleme odasından cübbe alıp ilk duruşmaya giden avukatın o duruşma boyunca bir de KAPI KİLİTLENMESİ nedeniyle geç saatlere kadar cübbeyi getiremediğini bilmeliyiz.

Baro'nun orada hazır ettiği cübbelerin yetersizliği, duruşma salonu içinde tartışmaya yol açmıştır. Öyleyse yasal kılık olan cübbeyi edinemeden duruşma salonunda bulunan avukatların durumunu değerlendirirken objektif ve adil olmak, koşulları bilmeden yazanlar değil, koşulları bilen mahkeme yargıcı açısından zorunluluktur.

Hiçbir avukat duruşma salonu gardıroptur dememiştir ve deneyimli avukat üstadımızın konuya pratik çözüm önerisini çürütmek için yargıcın kullandığı o söz, konuyu zerafetle çözmeye elverişli olmamıştır, değildir.

Duruşma salonu içerisindeki olumsuz koşulları, adil yargılama yapılmasını engelleyen sıkıntıları çözmeyen mahkeme heyetinin, salt cübbe konusunda ek tartışmalara yol açmış olmasını da yargılamada bir bütünlük içinde değerlendirmek gerekir.

Yukarıdaki polemiklere değini yaparcak olursak, fiziksel olarak cübbe bulamadığı için duruşma salonuna gelebilmiş olan avukatı, 'yargı görevi yapan' (5237s.TCK.m.6) sayarak ve 6 ay veya 9 ay sonra girilen duruşmada, mahkemenin bilgisi içerisinde, savunma görevini yapmaktan alıkoymamak gerektiği gibi; avukatın görevini yapmasının sağlanması sırasında da avukatlara saygılı ve zarif davranılması, bunu yapana saygı uyandıracaktır.

Savunma makamındaki avukatlara saygılarımla.

Ömer Kavili
Avukat Hakları Merkezi yöneticisi
Old 23-04-2009, 00:27   #48
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Günlerden Pazar. Şüphelinin sorgusu yapılacak. Avukat CMK uyarınca görevlendirilmiş, pikniği bırakıp gelmiş; cübbesi yok. Hakimin evine hırsız girmiş o gece, anahtarların olduğu el çantası da gitmiş, odasını açamıyor, cübbesiz.
Eee, sorgusu yapılamayacak mı şüphelinin?
Old 23-04-2009, 00:29   #49
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Günlerden Pazar. Şüphelinin sorgusu yapılacak. Avukat CMK uyarınca görevlendirilmiş, pikniği bırakıp gelmiş; cübbesi yok. Hakimin evine hırsız girmiş o gece, anahtarların olduğu el çantası da gitmiş, odasını açamıyor, cübbesiz.
Eee, sorgusu yapılamayacak mı şüphelinin?
Şüpheli bu hengamede adliyeden sıvıştıysa yapılamaz.
Old 23-04-2009, 01:45   #50
Gemici

 
Varsayılan

Olay ve karar:
Mannheim Sulh Mahekmesi kravatsız olarak duruşmaya giren avukatları duruşmaya sokmuyor. Savunma görevinden alınkonulan bu avukatlardan birisi üçüncü bir kişi tarafından teklif edilen kravatı kabul etmiyor ve hakimin savunmadan men kararına karşı asliye mahkemesi nezdinde itiraz ediyor.
Sulh hakimi kararına dayanak olarak Baden Württember Eyalet Adalet Bakanlığının 01.07.1976 tarihli yönergesini gösteriyor. Bu yönergeye göre ceza davasına giren avukatın cübbesinin altına beyaz bir kravat takması gerekiyor.
Buna karşılık Federal Meslek Yönetmenliğinin ilgili maddesi kravat takmaya değinmiyor ve avukatların, eğer geleneksel olarak giyiliyorsa, meslek giysisi olarak cübbe giyeceklerini belirtiyor.
Mannheim Asliye Mahkemesi şimdiye kadarki itirazları değerlendirdiği iki kararında da sulh mahkemesinin kararını bozuyor.

Not: verilen kararlar sadece kravat ile ilgili, cübbe ile değil. Benim için önemli olan asliye mahkemesinin sulh mahkemenin kararlarını bozma gerekçesi, cübbe mi yoksa kravat mı değil.

Asliye mahkemesinin bozma gerekçesi:
Mahkeme ilk olarak avukatların cübbelerinin altına bir karavat takmalarının bugün bile avukatlarla adliyenin mutabık oldukları bir konu olduğunu belirtiyor.
Buna rağmen hakimin bir avukatı duruşmaya sokmayarak savunma görevinden alıkoymasının hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.
Mahkemenin görüşüne göre sulh mahkemesi avukatı duruşmaya sokmamakla müvvekilinin savunma hakkına zarar vermiştir. Sulh mahkemesi bu durumu göz önünde bulundurmamış ve müvvekili avukatın danışmanlığından yoksun bırakmıştır.
Asliye mahkemesi ikinci kararında da birincisine benzer bir gerekçeyle sulh mahkemesinin karaını bozuyor.

Mahkeme burada birbirileri ile çatışan ‘mahkemenin onurunun rencide edilmesi’ ve ‘müvekkilin savunma hakkının zedelenmesi’ arasında bir karşılaştırmada bulunuyor. Sonuç olarak avukatın duruşmada kravat takmamasının mahkemenin onurunu rencide edebilecek nitelikte olmadığını ve duruşmanın seyrinin kravat takmamakla bozulmuş olsa bile az ölçüde bozulmuş olduğunu belirtiyor.

Buna karşılık avukatın meslek özgürlüğü büyük ölçüde aksatılmış ve müvvekilin
‘çıkarlarının güvendiği bir avukat tarafından aranması hakkı’ dikkate alınmamıştır. Sulh mahkemesi bu durumu gerektiği ölçüde göz önünde bulundurmamıştır diye belirtiyor asliye mahkemesi.

Sayılarımla
Old 23-04-2009, 08:05   #51
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Günlerden Pazar. Şüphelinin sorgusu yapılacak. Avukat CMK uyarınca görevlendirilmiş, pikniği bırakıp gelmiş; cübbesi yok. Hakimin evine hırsız girmiş o gece, anahtarların olduğu el çantası da gitmiş, odasını açamıyor, cübbesiz.
Eee, sorgusu yapılamayacak mı şüphelinin?

Sevgili Cengiz Aladağ,

Sanıyorum yukarıdaki mesajların hepsini okuyamadınız. "Cübbesiz girmek zorunluluğu varsa duruşmaya alınmalıdır" dedik zaten.

Sevgili Kavili,
Bizlerin hiçbirisi avukat duruşmadan atılsın, savunma yapamasın diyebilecek anlayışa sahip değiliz ki, bunu kısmen siz de bilirsiniz.

Bahsettiğimiz husus, keyfilik, hoyratlık,kirlilik gibi mesleğe yakışmayan hususların, savunma hakkı adı altında dile getirilemeyeceği gerçeğidir. Koşullar itibariyle avukatın cübbesiz duruşmaya kabulünü gerektirecek zorunluluklar varsa kimse savunma hakkını kısıtlamamalıdır. Bunu tartışmak bile yersiz olur!

En azından ben böyle düşünüyorum. Somut olay bakımından bir değerlendirmem olmadı. Kaldı ki, somut olay üzerinden değil; konunun özü üzerinden tartışılmasının doğru olacağını da ben, Suat Beye hitaben değinmiştim.

Sadece savunma makamında olanlara değil, tüm avukatlara ve hukukçulara samimi saygılarımla!
Old 23-04-2009, 09:35   #52
Av.Ömer KAVİLİ

 
Olumlu

Alıntı:
Yazan Gemici
Olay ve karar:
Mannheim Sulh Mahekmesi kravatsız olarak duruşmaya giren avukatları duruşmaya sokmuyor. Savunma görevinden alınkonulan bu avukatlardan birisi üçüncü bir kişi tarafından teklif edilen kravatı kabul etmiyor ve hakimin savunmadan men kararına karşı asliye mahkemesi nezdinde itiraz ediyor.
Sulh hakimi kararına dayanak olarak Baden Württember Eyalet Adalet Bakanlığının 01.07.1976 tarihli yönergesini gösteriyor. Bu yönergeye göre ceza davasına giren avukatın cübbesinin altına beyaz bir kravat takması gerekiyor.
Buna karşılık Federal Meslek Yönetmenliğinin ilgili maddesi kravat takmaya değinmiyor ve avukatların, eğer geleneksel olarak giyiliyorsa, meslek giysisi olarak cübbe giyeceklerini belirtiyor.
Mannheim Asliye Mahkemesi şimdiye kadarki itirazları değerlendirdiği iki kararında da sulh mahkemesinin kararını bozuyor.

Not: verilen kararlar sadece kravat ile ilgili, cübbe ile değil. Benim için önemli olan asliye mahkemesinin sulh mahkemenin kararlarını bozma gerekçesi, cübbe mi yoksa kravat mı değil.

Asliye mahkemesinin bozma gerekçesi:
Mahkeme ilk olarak avukatların cübbelerinin altına bir karavat takmalarının bugün bile avukatlarla adliyenin mutabık oldukları bir konu olduğunu belirtiyor.
Buna rağmen hakimin bir avukatı duruşmaya sokmayarak savunma görevinden alıkoymasının hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.
Mahkemenin görüşüne göre sulh mahkemesi avukatı duruşmaya sokmamakla müvvekilinin savunma hakkına zarar vermiştir. Sulh mahkemesi bu durumu göz önünde bulundurmamış ve müvvekili avukatın danışmanlığından yoksun bırakmıştır.
Asliye mahkemesi ikinci kararında da birincisine benzer bir gerekçeyle sulh mahkemesinin karaını bozuyor.

Mahkeme burada birbirileri ile çatışan ‘mahkemenin onurunun rencide edilmesi’ ve ‘müvekkilin savunma hakkının zedelenmesi’ arasında bir karşılaştırmada bulunuyor. Sonuç olarak avukatın duruşmada kravat takmamasının mahkemenin onurunu rencide edebilecek nitelikte olmadığını ve duruşmanın seyrinin kravat takmamakla bozulmuş olsa bile az ölçüde bozulmuş olduğunu belirtiyor.

Buna karşılık avukatın meslek özgürlüğü büyük ölçüde aksatılmış ve müvvekilin ‘çıkarlarının güvendiği bir avukat tarafından aranması hakkı’ dikkate alınmamıştır. Sulh mahkemesi bu durumu gerektiği ölçüde göz önünde bulundurmamıştır diye belirtiyor asliye mahkemesi.

Sayılarımla

Hakime ait karar gibi görünüyor.

Saygılarımla.
Old 23-04-2009, 09:44   #53
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Sevgili Cengiz Aladağ,

Sanıyorum yukarıdaki mesajların hepsini okuyamadınız. "Cübbesiz girmek zorunluluğu varsa duruşmaya alınmalıdır" dedik zaten.

Sevgili Kavili,
Bizlerin hiçbirisi avukat duruşmadan atılsın, savunma yapamasın diyebilecek anlayışa sahip değiliz ki, bunu kısmen siz de bilirsiniz.

Bahsettiğimiz husus, keyfilik, hoyratlık,kirlilik gibi mesleğe yakışmayan hususların, savunma hakkı adı altında dile getirilemeyeceği gerçeğidir. Koşullar itibariyle avukatın cübbesiz duruşmaya kabulünü gerektirecek zorunluluklar varsa kimse savunma hakkını kısıtlamamalıdır. Bunu tartışmak bile yersiz olur!

En azından ben böyle düşünüyorum. Somut olay bakımından bir değerlendirmem olmadı. Kaldı ki, somut olay üzerinden değil; konunun özü üzerinden tartışılmasının doğru olacağını da ben, Suat Beye hitaben değinmiştim.

Sadece savunma makamında olanlara değil, tüm avukatlara ve hukukçulara samimi saygılarımla!

Sevgili "Saim",

Bizim imza olarak "...Savunma makamındaki avukatlara saygılarımla..."
diyerek bağlamamız, tümüyle ezik duruma getirilmiş SAVUNMA MAKAMINDAKİLERİN FARKINDALIĞINI PROVAKE ETMEK için olup;
yılların baskı ve alıştırılmışlığının yıkılması için devrimci bir yöntem olarak kullanılmıştır.

Elbette ki, "hakkı, arama ve sahibine teslim etme işlevi" görev yapan her birime saygıyı gerektirir.

Ömer Kavili
Avukat Hakları Merkezi kurucusu ve yöneticisi

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 23-04-2009, 13:49   #54
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
Asliye mahkemesinin bozma gerekçesi:
Mahkeme ilk olarak avukatların cübbelerinin altına bir karavat takmalarının bugün bile avukatlarla adliyenin mutabık oldukları bir konu olduğunu belirtiyor.
Buna rağmen hakimin bir avukatı duruşmaya sokmayarak savunma görevinden alıkoymasının hukuka aykırı olduğunu belirtiyor.

Budur işte! Savunma hakkına evrensel bakış açısı bu olmalıdır.
Old 23-04-2009, 15:45   #55
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


1- Üzerinde konuştuğumuz davada cübbesiz olanlar savunma avukatı mıydı? Yoksa katılan tarafın avukatı mıydı?

2- Savunma avukatı olsa bile avukatın mesleki ve kanuni sorumluluğunu yerine getirmemesinin doğurduğu kusur savunma hakkı ile örtülebilir mi?

Savunma hakkının savunulması çok kolaydır; kurala uymayan avukatın savunulması o kadar kolay olmamalı. Avukatlığın sorumluluğu savunma hakkından daha geniştir: Avukatın göstereceği özen sadece müvekkilinin savunma hakkından ibaret değildir. Avukat, duruşmalar bir yana, günlük yaşamında bile özenli olmalıdır. Bu anlamda savunma hakkı ancak cübbesiz avukatın duruşmaya kabulünde işe yarayabilir; aklanmasına yetmez.

Şüphelinin savunma hakkına gösterilen saygıdan istifade eden cübbesiz avukatın duruşmaya kabul edilmesi ile sorun çözülmüş oluyor mu? Kanuna aykırı eylemin sonucu sadece duruşma salonunda aşağılanmak ve gazete köşelerine düşmek mi?

4- Cübbe giyme becerisini gösterememiş bir avukat hakkında müvekkilinin ileri süreceği bir hak yok mu? Cübbesiz bir avukat ile savunulmayı kimse istemez. Bu başına geldiyse şüphelinin yapacağı işlem nedir?

5- Sonuç olarak neye karar verdiK? Baroda cübbe yoksa duruşmalara cübbesiz girecek miyiz?
Old 23-04-2009, 18:15   #57
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kamil Mercan
sorun cübbede değil kafada

İyi ki bunu söyleyen bir hakim değil.
Old 23-04-2009, 18:21   #58
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Sevgili Kavili,
Bizlerin hiçbirisi avukat duruşmadan atılsın, savunma yapamasın diyebilecek anlayışa sahip değiliz ki, bunu kısmen siz de bilirsiniz.

Bahsettiğimiz husus, keyfilik, hoyratlık,kirlilik gibi mesleğe yakışmayan hususların, savunma hakkı adı altında dile getirilemeyeceği gerçeğidir. Koşullar itibariyle avukatın cübbesiz duruşmaya kabulünü gerektirecek zorunluluklar varsa kimse savunma hakkını kısıtlamamalıdır. Bunu tartışmak bile yersiz olur!

En azından ben böyle düşünüyorum. Somut olay bakımından bir değerlendirmem olmadı. Kaldı ki, somut olay üzerinden değil; konunun özü üzerinden tartışılmasının doğru olacağını da ben, Suat Beye hitaben değinmiştim.

Sadece savunma makamında olanlara değil, tüm avukatlara ve hukukçulara samimi saygılarımla!

Alıntı:

Sevgili "Saim",

Bizim imza olarak "...Savunma makamındaki avukatlara saygılarımla..."
diyerek bağlamamız, tümüyle ezik duruma getirilmiş SAVUNMA MAKAMINDAKİLERİN FARKINDALIĞINI PROVAKE ETMEK için olup;
yılların baskı ve alıştırılmışlığının yıkılması için devrimci bir yöntem olarak kullanılmıştır.

Elbette ki, "hakkı, arama ve sahibine teslim etme işlevi" görev yapan her birime saygıyı gerektirir.

Sevgili "Saim",

Bizim anlayışımıza göre:
- katılanın doğrusunu (iddia) savunan avukat da SAVUNMA görevi yapıyor sayılır;
- sanığın doğrusunu (savunma) savunan avukat da SAVUNMA görevi yapıyor sayılır.

Avukatın savunma görevi yaparken;
- açılmış davada İDDİAYI savunma görevi yapan avukat, KATILAN MAKAMINDA;
- açılmış davada SAVUNMAYI savunma görevi yapan avukat SAVUNMA MAKAMINDA;
savunma görevi yapmakta olduğu kabul edilmektedir.

Bu açıklama çerçevesinde:
"...Savunma makamındaki avukatlara saygılarımla..." cümlemizi

SAVUNMA GÖREVİ YAPAN avukatlara (tüm avukatlara) saygılarımla..."

biçiminde açıklamayı bilginize sunuyorum.

Saygılar.

Ömer Kavili
Avukat Hakları Merkezi kurucusu ve yöneticisi

" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "
Old 23-04-2009, 21:47   #59
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

1- Üzerinde konuştuğumuz davada cübbesiz olanlar savunma avukatı mıydı? Yoksa katılan tarafın avukatı mıydı?

2- Savunma avukatı olsa bile avukatın mesleki ve kanuni sorumluluğunu yerine getirmemesinin doğurduğu kusur savunma hakkı ile örtülebilir mi?

Savunma hakkının savunulması çok kolaydır; kurala uymayan avukatın savunulması o kadar kolay olmamalı. Avukatlığın sorumluluğu savunma hakkından daha geniştir: Avukatın göstereceği özen sadece müvekkilinin savunma hakkından ibaret değildir. Avukat, duruşmalar bir yana, günlük yaşamında bile özenli olmalıdır. Bu anlamda savunma hakkı ancak cübbesiz avukatın duruşmaya kabulünde işe yarayabilir; aklanmasına yetmez.

Şüphelinin savunma hakkına gösterilen saygıdan istifade eden cübbesiz avukatın duruşmaya kabul edilmesi ile sorun çözülmüş oluyor mu? Kanuna aykırı eylemin sonucu sadece duruşma salonunda aşağılanmak ve gazete köşelerine düşmek mi?

4- Cübbe giyme becerisini gösterememiş bir avukat hakkında müvekkilinin ileri süreceği bir hak yok mu? Cübbesiz bir avukat ile savunulmayı kimse istemez. Bu başına geldiyse şüphelinin yapacağı işlem nedir?

5- Sonuç olarak neye karar verdiK? Baroda cübbe yoksa duruşmalara cübbesiz girecek miyiz?


1 Bence, meslektaşımıza "cübbe giymeyi beceremeyen, gazete köşelerine DÜŞEN, aşağılanan..." sözlerinizle çok haksızlık ediyorsunuz. Kanunsuz suç ve CEZA olmaz. Cübbe giymeden duruşmaya girmenin cezasını gösteremeyen bizlerin meslektaşımızı bu denli suçlamaya hakkı yok.
2. Savaş Ay'a göre İstanbul trafiği sebebiyle duruşma kaçıran bir avukat da haber olabilir. Ama bu bir avukat için her gün kaşılaşılabilen, çok sıradan bir vakadır.
3. Müvekkil avukata, hakkını arasın diye vekalet verir, cübbe giysin diye değil. Avukat da duruşma salonuna müvekkilinin hakkını savunmak için girer, cübbe giymek için değil. Cübbe hiç kimse için amaç değildir. 4. sorunuzda behsettiğiniz müvekkil, avukat duruşmaya girdiyse, hiç bir hak iddia edemez. Ama avukat cübbe sebebiyle duruşmaya giremezse, müvekkilinin zararını tazmin etmek zorunda kalır. Bence bu halde, avukat da, kendisini duruşmaya almayan hakim sebebiyle uğradığı zararını rücu edebilir.


Sonuç olarak herkes kendi kararını versin:

Ben meslektaşımızın mesleğimize zarar verdiğini düşünsem, "haberi" baroya bildirirdim.
Suç işlediğini düşünsem, Savcılığa...
Yargılama usulüne aykırılık olduğunu düşünsem, davanın tarafı ve yargıcı olmadığımdan bir şey yapmazdım, ama bu düşüncemi burda gerekçeleriyle paylaşırdım.

Neticede, bir gün adliyede cübbesiz kalırsam, başımı öne eğip geri dönmem, duruşmaya katılmak için elimden geleni yaparım.

Saygılarımla,
Old 23-04-2009, 22:22   #60
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Ama avukat cübbe sebebiyle duruşmaya giremezse, müvekkilinin zararını tazmin etmek zorunda kalır.

HUMK.61 uyarınca (CMUK'un paralel hükmünü sevgili kavili yazarsa sevinirim) Hakim, müvekkiline durumu bildirmek zorunda. Yani büyük olasılıkla zarar doğmayabilir.

Hakim, HUMK.61 uyarınca durumu takdir etme hakkına sahiptir. 61. madedeki vekaletini kabul etmek cümlesini vekaletname belgesi ile sınırlı görmemek doğru olur. Vekalet, yetki belgesi ile birlikte vekilin avukat olması ve avukatlık kanunu uyarınca avukata yüklenen vecibelere uyulması halinde kabul edilebilir vekalet olur, düşüncesindeyim. Kişiye vekalet verils ebile o kişi avukat ruhsatına sahip değilse nasıl ki vekaleti kabul edilemezse, avukatlık kanununun zorunlu kıldığı avukat cübbesi ile duurşmaya girmek lüzumuna uyulmaması ve bu uyumsuzluğun zorunluluktan kaynaklanmaması halinde de hakim, o kişiyi vekilliğe kabul mecburiyetinde olmamalıdır düşüncesindeyim.

Herşeyden önce Avukatın duruşmaya cübbesiz katılmasının haklı ve kabul edilebilir bir sebebi olmalıdır. Sebepsiz ve keyfi olarak cübbesiz duruşmaya gireni hakim kabul etmek zorunda değildir, zira kanun avukatın cübbe ile duruşmaya girmesini açıkça emrediyor. Hem d ebu kanun, avukatlara mahsus özel bir kanun! Bu kanuni hükme aykırı davranan avukatı Hakimin kabul etmek mecburiyeti olmasa da sebebi kabul e dilebilir bir haklı nedene dayanıyorsa kanaatime göre hakim duruşmaya kabul etmelidir.

Ancak, buna rağmen cübbeyi kutsal kılmamak da gerekir.

Br meslektaş olarak karşı görüşteki meslektaşlarıma da saygılı olmak ve onların görüşlerine de değer vermek zorunda olduğumu düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
amacım sadece tanıtmak, evet ulkenm Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 0 06-03-2008 19:05
stajyer avukatlar cübbe giyiyor mu? wanessa Meslektaşların Soruları 13 19-06-2007 14:50
Avukatlardan mankenlere cübbe tepkisi Av.Yüksel Eren Hukuk Haberleri 31 10-06-2007 20:06
Evet genç osman Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. 15 19-10-2006 19:01
Avukatlar Cübbe İle Yürüyüş Ve Gösteri Yapabilirler Mi ? Av. Adil Giray ÇELİK Meslektaşların Soruları 59 06-05-2004 18:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06361699 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.