Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :))

Yanıt
Konu Notu: 16 oy, 4,38 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-10-2004, 22:19   #31
Gemici

 
Varsayılan

Şu yalan dünyaya geldim giderim
Gönül senden özge yar bulamadım
Yaralandım al kanlara bulandım
Elimin kanın yur bulamadım

Güzel olan neyler altın akçeyi
Arif olan düzer türlü bohçayı
Vücudunda seyr eyledim bahçeyi
Dosta el değmedik nar bulamadım

Güzellerin zülfü destedir deste
Erenler Hak için oturmuş posta
Bir zamalar sağ gezdim bir zaman hasta
Hasta halin nedir der bulamadım

Felek kırdı benim kolum kanadım
Baykuş gibi viranlarda tündeim
Bugün üç güzelin nabzın sınadım
Can feda yoluna der bulamadım

Felek benim kurulu yayım astı
Her köşe başında yolumu kesti
Keskin kadeh ile dolumdan içti
Yandı yüreciğim kar bulamadım

Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam
Üstü mor sümbüllü bağlar ben olsam
Alem çiçek olsa arı ben olsam
Dost dilinden tatlı bal bulamadım

Pir Sultan Abdal
Old 03-11-2004, 00:07   #32
Gemici

 
Varsayılan

Çıktım yücesine seyran eyledim,
Cebel önü çayır çimen görünür.
Bir firkat geldi de coştum ağladım,
Al yeşil bahçeli Kaman görünür.

Şaştım, hey Allahım ben'de pek şaştım,
Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm.
Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim,
Yanar oylum oylum duman görünür.

Biter Kırşehir'in gülleri biter,
Çığrışır dalında bülbüller öter.
Ufacık güzeller hep beni yeter,
Güzelin kaşında keman görünür.

Gönül arzuladı Niğde'yi Bor'u
Gün günden artmakta yiğidin zarı.
Çifte bedestenli koca Kayseri,
Erciyes karşında yaman görünür.

Dadaloğlu'm der zatından zatı,
Çekin eğerleyin gökçe kır atı,
Göçmek değil bizim ilin muradı,
Ağ yare gitmemiz güman görünür.

Dadaloğlu
Old 07-11-2004, 23:34   #33
Gemici

 
Varsayılan

Hele bir düşün ki gözümün nuru,
Bu kadar parayı sana kim verdi?
Bazı fukaraya bulma kusuru,
Mesti, kundurayı sana kim verdi?

Anadan doğunca kürkün var mıydı?
Üryan gelmedin mi, börkün var mıydı?
Torba torba mecidiyen var mıydı?
Tükenmez parayı sana kim verdi?

Kuş tüyü döşekte yattın uzandın,
Haftada bir çeşit getdin özendin,
Aferin aklına, sen mi kazandın,
Şu tompu, tarlayı sana kim verdi?

Dinle Ruhsati'yi ni diyom sana,
İyi bir öğüttür, sanma ki cene,
Çalışmayla verse, verirdi bana,
Bu köşkü sarayı sana kim verdi?

Ruhsati (1856 - 1911)
Old 23-11-2004, 02:24   #34
Gemici

 
Varsayılan


Kara gözlü dilber lebin lezzeti,
Sükker midir, şerbet midir, bal mıdır?
Dükülmüştür ak gerdanın üstüne,
Kakül müdür, sırma mıdır, tel midir?

Kudretinden eğnine hulle biçilmiş,
Gerdanına siyah benler saçılmış,
Hüsnünün bağında çiçek açılmış,
Lale midir, sümbül müdür, gül müdür?

Gönlümdür aşk ile arayup süzen,
Ağyar olur yarin ardınca gezen,
Söyledikçe kara bağrımız ezen,
Ağız mıdır, dudak mıdır, dil midir?

Alçakları koyup yüksekte uçmak,
Rakib-i naşiye sırrını açmak,
Yadlara meyledip fakirden kaçmak,
Adet midir, kanun mudur, yol mudur?

Mustafa der acep gördüğüm düşü,
Dilbere meyletmek aşıkın işi,
Yolunda harcolan gözümün yaşı,
Derya mıdır, ırmak mıdır, göl müdür?

Kayıkçı Kul Mustafa (17. Yüzyıl)
Old 14-04-2005, 00:17   #35
Gemici

 
Varsayılan

Dostun bahçesine yad el girmesin
Kurutur ha benli dilber kurutur
Senin sevdan yüreğimde yağ komaz
Eritir ha nazlı dilber eritir

Yüksek olur arap atın kaltağı
Eşsiz kalmaz koç yiğidin yatağı
Korkarım bir kötüye değer eteği
Geri dur ha nazlı dilber geri dur

Arap at üstünde olsa postumuz
Ikrarından döndü m’ola dostumuz
Bir gün kara toprak örter üstümüz
Çürütür ha nazlı dilber çürütür

Dadaloğlu’m der ki ben ne yapayım
Hangi din hak ise ona tapayım
Eğil bir yol al yanaktan öpeyim
Beri dur ha nazlı dilber beri dur

Dadaloğlu
Old 17-04-2005, 23:03   #36
Gemici

 
Varsayılan

Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş
Korudur hey benli dilber korudur
Gülünü dererken dalını kırmış
Kurudur hey benli dilber kurudur

Şu meydanda kuruludur postumuz
Çok şükür Mevla’ya gördük dostumuz
Bir gün kara toprak örter üstümüz
Çürüdür hey benli dilber çürüdür

Kendisi okur da kendisi yazar
Hak hilal kaşına eylemiş nazar
Senin akranların cennette gezer
Huridir hey benli dilber huridir

Hangi dinde isen ona tapayım
Yarın mahşer günü bile kopayım
Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim
Beri dur hey benli dilber beri dur

Dervişe nolursa kendi tacından
İrakibe ölüm yare geçinden
Benzimiz sarısı senin ucundan
Sarıdır hey benli dilber sarıdır

Pir Sultan Abdal’ım başından başlar
İyisin yerde kemini taşlar
Bin çiçekten bir kovana bal işler
Arıdır hey benli dilber arıdır

Pir Sultan Abdal
Old 26-04-2005, 00:21   #37
Gemici

 
Varsayılan

"Öldürmeli beni, dövmeli değil..."

Ilgıt ılgıt esen seher yelleri!
Esip esip yare değmeli değil,
Ak elleri elvan elvan kınalı,
Karadır gözleri sürmeli değil.

Estirir de seher yeli estirir
Kimini ağlatır, kimini küstürür,
Kadir Mevla’m kısmet ise gösterir,
Sevmeli güzeli övmeli değil.

Bir bölük turna da havada kışlar,
Bak başıma geldi gördüğüm düşler,
Size derim size, yiğit yoldaşlar:
Sözü yalan yari sevmeli değil.

Karac’oğlan der ki, konup göçmedim,
Yar elinden dolu bade içmedim,
Fırsat elde iken alıp kaçmadım,
Öldürmeli beni, dövmeli değil.

Karacaoğlan
Old 05-05-2005, 23:16   #38
Gemici

 
Varsayılan

‘Zekatsız dilberi sevmeli değil...’

Şunda bir güzele günül düşürdüm,
Öpmeli, koçmalı, değmeli değil;
Aşkın deryasını boydan aşırdım,
Karadır güzleri sürmeli değil.

Dilber senin ile yiyip içmedim,
Yiyip içip ak göğsünü açmadım;
Fırsat elde iken belin koçmadım,
Beni öldürmeli, döğmeli değil.

Dilber haram(i) olup yola durmuşsun,
Cellat olup cana başa kıymışsın;
Kuzum bugün al hareler giymişsin,
Göğsü sıra sıra düğmeli değil.

Gevheri der yola durur varırlar,
Adam öldürürler kana girerler;
Çok güzeller gördüm zekat verirler
Zekatsız dilberi sevmeli değil.

Gevheri
Old 12-06-2005, 00:18   #39
Gemici

 
Varsayılan

Ben Gönlümü Bilmezmiyim?....

Gayre bakma yüzün göster,
Ben gönlümü bilmezmiyim;
Günde padişahlık ister,
Ben gönlümü bilmez miyim.

Yürü ey şeh nazın nazın,
Edelim Hakk’a niyazın;
Götürmez muhannet sözün
Ben gönlümü bilmezmiyim.

Şahinleyin yüksek uçar,
Kaplan gibi kanlar saçar,
Gökte buluttan nem kapar,
Ben gönlümü bilmezmiyim.

Köroğlu der, giden gelmez,
Bir yaram vardır onulmaz,
Attan, civandan ayrılmaz,
Ben gönlümü bilmezmiyim.

Köroğlu
Old 29-06-2005, 23:51   #40
Gemici

 
Varsayılan

"Ben gönlümü bilmez miyim?..."

Yüce dağlar duman olmaz,
Çeşmim yaşı revan olmaz,
Değme kişiye kul olmaz,
Ben gönlümü bilmez miyim?

Engine saldım özümü,
Hakk’a döndürdüm yüzümü,
Çekmezem nadan sözünü,
Ben gönlümü bilmez miyim?

Arslan gibi çalar çarpar,
Kaplan gibi yola bakar,
Gökte buluttan nem kapar,
Ben gönlümü bilmez miyim?

Der ki Aşık yari gözler,
Yaktı derunumu közler,
Beş padişahlık yer özler,
Ben gönlümü bilmez miyim?

Aşık


17. yy.’ın ilk yarısında yaşadığı tahmin ediliyor.
Yaşadığı çağdaki aşıklar divan şiirinin etkisi altında kaldığı halde, Aşıkta katıksız ve saf bir dil göze çarpar.
Şiirlerinde özellikle aşk ve yiğitlik konularını işlemiştir.

Revan: Akan
Nadan: Bilgisiz, ham kişi
Derun: İç, yürek
Old 31-07-2005, 00:59   #41
Gemici

 
Varsayılan

Bir aşkın deryasın boyla
Kıyısı öte mi dersin
Bir gerçeğe hizmet eyle
Emeğin yete mi dersin

Nadanı kondurma bağa
Düşürür seni tuzağa
Şekerler yedirsen zağa
Tuti olup öte mi dersin

Arifler yola giderler
İrfanda sohbet ederler
Nişansız yari niderler
Can gönül kata mı dersin


Bellidir kalbi boş olan
Nişan verendir hoş olan
Hercaiye yoldaş olan
Menzile yete mi dersin

Pir Sultan Abdalım coşmıyan
Aşk küresinde pişmiyen
İlkin Hakka’a ulaşmıyan
Sonradan yete mi dersin

Pir Sultan Abdal


Zağ: Karga
Tuti: Papağan
Old 04-09-2005, 01:55   #42
Gemici

 
Varsayılan

Yamru yumru söylerim
Her sözüm kelek gibi
Ben avare gezerim
Sahrada leylek gibi

İşim kalb sözüm yalan
Ben değil adım filan
Bu halk insana derem
Sözümü gerçek gibi

Aşk kuşları dirilse
Aşktan dane verilse
Üslubum toya benzer
Avazım ördek gibi

Terketmedim benliği
Bilmedim insanlığı
Suretim adem veli
Her huyum eşek gibi

Arifler sohbetinde
Marifet söyleseler
Ben de hemen düşünmem
Ürerim köpek gibi

Gerçi Hakk’ın halkıyım
Marifetsiz aylakım
Arifler sohbetinden
Kaçarım ürkek gibi

Bu marifet ilminden
Haberim yok cahilim
Benden mana sorarlar
Sözlerim sürçek gibi

Aşıklar can içinde
Aşikar gördü Hak’kı
İşitmenin manası
Olmaya görmek gibi

Miskin Sarayı kıydın
Kul oldun sen nefesine
Senin hırs u hevesin
Tuttu seni fak gibi.

Kaygusuz Abdal
Old 18-09-2005, 20:57   #43
Gemici

 
Varsayılan

Behey kardaş yolumuza
Giermezsin demedim mi?
Bizim gizli sırrımıza
Eremezsin demedim mi?

Bu sırrı değmeniz bilmez
Bilenler de haber vermez
Bu sırrı gayri göz görmez
Göremezsin demedim mi?

Evvel bir mürşide ulaş
Akıt gönlünden kanlı yaş
Yezid’den kaç behey kardaş
Kaçamazsın demedim mi?

Erenlerden bu bir name
Ne gesersin Haleb Şame
Gel uy Oniki İmame
Uyamazsın dmedim mi?

Üçler yediler erkanın
Bilenler sürer devranın
Kırklar cem"inde kurbanın
Kesemezsin demedim mi?

Ali"ye ismillah derler
Yüzüne secde kılarlar
Taş yerine baş koyarlar
Koyamazsın demedim mi?

Bu Kaygusuz ezeliden
Himmet almış ol veliden
Oku ilmini Ali"den
Duyamazsın demedim mi?

Kaygusuz Abdal


1341 – 1444 yılları arasında yaşadığı süylenir. Bektaşilikle yakın ilişkiler içinde olan bir tasavvuf ozanıdır.
Kaygusuz Abdal yermeyi, gülmeyi, güldürmeyi seven, akıcı dilini bu yolda kullanan bir ozan, bir tasavvuf aydını. En ağır başlı bir süşünceyi en güldürücü bir konu bütünlüğünde sergilemeyi seviyor, güldürürken düşündürüyor, düşündürürken güldürüyor. Tarikatçılar tarafından yerilmesine sövüp sayılmasına karşın, halk tarafından sevilen ve koşukları okunan ve ezberlenen bir ozandır Kaygusuz Abdal, İsmet Zeki Eyuboğlu’nun deyişi ile.
Old 04-10-2005, 22:38   #44
Gemici

 
Varsayılan

Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi

Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi

Bu dervişlik bir dilektir
Bilene büyük devlettir
Yensiz yakasız gömlektir
Giyemezsin demedim mi

Çıkalım meydan yerine
Erelim Ali sırrına
Can ü başı Hak yoluna
Koyamazsın demedim mi

Aşıklar harabat olur
Hak yanında kıymetl’olur
Muhabbet baldan tatl’olur
Doyamazsın demedim mi

Pir Sultan Abdal şahımız
Hakka ulaşır ahımız
Onik’imam katarımız
Uyamazsın demedim mi


Pir Sultan Abdal
Old 09-11-2005, 00:25   #45
Gemici

 
Varsayılan

Yazı Belli Değil, Hat Belli Değil...

I

Bir vakta erdi ki bizim günümüz,
Yiğit belli değil, mert belli değil;
Herkes yarasına derman arıyor,
Deva belli değil, dert belli değil.

Fark ettik ahır vaktın yiğitin,
Merhamet çekip göğe gittiğin,
Gücü yeter soyar gücü yettiğin,
Papak belli değil, börk belli değil.

Adalet kalmadı hep zulüm doldu.
Geçti şu baharın gülleri soldu,
Dünyanın gidişi acayip oldu.
Koyun belli değil, kurt belli değil.

Başım ayık değil kederden yastan,
Ah ettükçe duman çıkıyor festen,
Harabe yüz tuttu bezm-i gülistan,
Yayla belli değil yurt belli değil.

Çarh bozulmuş, dünya ıslah olmuyor.
Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor.
Ruhsati de dediğini bilmiyor.
Yazı belli değil, hat belli değil.

Ruhsati
Old 14-12-2005, 00:02   #46
Gemici

 
Varsayılan

SÖZ
Sözünü bir söyliyenin
Sözünü eder sağ bir söz
Pir nefesin dinliyenin
Yüzünü eder ağ bir söz

Bir söz vardır halk içinde
Dahı söz vardır hulk içinde
Olmıya bir dalk içinde
Diyesin çarkadağ bir söz

Söz vardır kestirir başı
Söz vardır keser savaşı
Söz vardır ağulu aşı
Bal ile yağ eder bir söz

Sözünü yahşı pişirgil
Yahşı us ile düşürgil
Yaramazın şeşirgil
Canına olur dağ bir söz

İsterem göreyim yari
Bu remzi anlagıl varı
Hezaran gevher dinarı
Eder kara toprağ bir söz

Şah hatayi ayatından
Sözün söyle öz zatından
Olmıya kim pir katından
Seni ede ırağ bir söz



Hatayi (1486-87 – 1524)

Yunus Emre"ye nazire (bakınız: Klasik Şiir Keyfi 1.ci sayfa)

Hulk: Huy, tabiat
Remzi: işaret, gizli ve kapalı şekilde söyleme
Old 14-01-2006, 02:29   #47
Gemici

 
Varsayılan

Miskinlik ile gelsin kimde erlik varısa
Merdivenden itirler yüksekten bakarısa

Gönül yüksekte gezer daima yoldan azar
Dış yüzüne o sızar içinde ne varısa

Ak sakallı bir koca hiç bilmez ki hal nice
Emek yemesin hacca bir gönül yıkarısa

Gönül Çalab'ın tahtı Çalab gönüle bahtı
İki cihan bedbahtı kim gönül yıkarısa

Sağır işitmez sözü gece sanır gündüzü
Kördür münkirin gözü alem münevverise

Az söz erin yüküdür çok söz hayvan yüküdür
Bilire bir söz yeter sende hüner varısa

Sen sana ne sanırsın ayruğa da anı san
Dört kitabın manası budur eğer varısa

Bildin gelenler geçmiş konanlar geri göçmüş
Işk şarabından içmiş kim mana duyarısa

Yunus yoldan ırmasın yüksek yerde durmasın
Sinle sırat görmesin sevdiği didarısa

Yunus Emre


Çalab: Tanrı
Sin: Mezar, Kabir
Münkir: İnkar eden
Old 05-02-2006, 04:03   #48
Gemici

 
Varsayılan

Şu benim divane gönlüm
Yine hubdan huba düştü
Mah cemalin şulesinden
Dalgalandı göle düştü

Kiminin meskeni külhan
Kimi derviş kimi sultan
Kimi yari ile mihman
Bu ayrılık bana düştü

Kimi aşka vermiş değer
Kimisi boynunu eğer
Kimi atlas libas giyer
Şükür bize aba düştü

Kul Yusuf'undur bu demler
Didemden akıttım nemler
Benim çektiğim sitemler
Dosttan bize caba düştü


Kul Yusuf

Kimliği konusunda herhangi bir bilgi yok. Tahminen Pir Sultan Abdal zamanında yaşamış.
Old 26-02-2006, 23:07   #49
Gemici

 
Varsayılan

Uykudan uyanmış şahin bakışlım
Dedim sarhoşmusun söyledi yok yok
Ak elleri elvan elvan kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yok yok

Dedim ne gülersin dedi nazımdır
Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür
Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür
Dedim ver öpeyim söyledi yok yok

Dedim aydınlık var dedi aynımda
Dedim günahım çok dedi gönlümde
Dedim mehtap nedir dedi koynumda
Dedimki göreyim söyledi yok yok

Dedim vatanım mı dedi ilimdir
Dedim bülbül müdür dedi gülümdür
Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok

Nesimi 17. yy
Old 04-03-2006, 13:40   #50
Gemici

 
Varsayılan

Sabahtan uğradım ben bir fidana
Dedim mahmur musun dediki yok yok
Ak elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır dedi ki yok yok

Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı dedi ki yok yok

Dedim ölüm vardır dedi aynımda
Dedim zulüm vardır dedi boynumda
Dedim ak memeler dedi koynumda
Dedim ver ağzıma söyledi yok yok

Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yok yok


Erzurumlu Emrah
XVIII. yüzyılın sonlarında Erzurumun Tanbura Köyünde doğmuştur. Ölümü: 1854
Bazı kaynaklar Erzurumlu Emrahın 1775 yılında Bayburt'un Aksaçlı köyünde doğduğunu ve 1860 yılında öldüğünü belirtmektedir.
Bir Halk Ozanı olan Emrahın şiierlerinde zamanın diğer halk şairlerinde olduğu gibi divan şiirinin büyük etkisi görülmektedir. Şair günümüzde en çok hece düzeni ile yazdığı şiirleri ile tanınmaktadır.

Erzurumlu Emrah'la 17. yüzyılda yaşadığı bilinen Ercişli Emrah çoğu zaman birbiri ile karıştırılmaktadır. Arı bir halk dili kulanan Ercişli Emrahın bir çok şiiri Erzurumlu Emraha mal edilmektedir.
Old 12-03-2006, 14:04   #51
Gemici

 
Varsayılan

Seherde uğradım ben bir güzele
Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh

Dedim ala nedir dedi gözümdür
Dedim şeker nedir dedi sözümdür
Dedim alma nedir dedi yüzümdür
Dedim öpeyim mi söyledi yoh yoh

Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim onbeş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı söyledi yoh yoh

Dedim ölüm nedir dedi aynımda
Dedim zulüm nedir dedi boynumda
Dedim turunç nedir dedi koynumda
Dedim ver ağzıma söyledi yoh yoh

Dedim sırma nedir dedi telimdir
Dedim ince nedir dedi belimdir
Dedim Emrah nedir dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yoh yoh

Erçişli Emrah


Hem Erzurumlu Emrah'a hem de Erçişli Emrah'a mal edilen 'Dedim Dedi' şiirinin yukarıya aldığım iki söylenişinin dışında daha başka, yöreden yöreye değişen, söylenişleri de var. Kime mal edilirse edilsin, yahutta hangi yörede söylenirse söylensin şiirin ana çatısı değişmiyor.
Old 24-03-2006, 23:54   #52
Gemici

 
Varsayılan

Dedim dilber didelerin ıslanmış
Dedi çok ağladım sel yarasıdır
Dedim dilber ak gerdanın dişlenmiş
Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır

Dedim dilber sana yazılmış kanım
Dedi niçün böyle edesin sultanım
Dedim teşne vermiş ince miyanın
Dedi ben sarıldım kol yarasıdır

Dedim seni saran serini vermiş
Dedi beni saran murada ermiş
Dedim peri yanakların kızarmış
Dedi çiçek soktum gül yarasıdır

Dedim dilber Emrah aklını aldın
Dedi sevdiğine pişman mı oldun
Dedim dilber niçin sarardın soldun
Dedi hep çektiğim dil yarasıdır

Erzurumlu Emrah
Old 06-04-2006, 20:32   #53
Gemici

 
Varsayılan

Dedim: dilber, sen de sevdakar mısın?
Dedi: Senden evvel nara ben yandım.
Dedim: Doğru söyle, bana yar mısın?
Dedi: Sadık yarim, gönülde andım.

Dedim; Gel ağyarı feramus eyle.
Dedi: Terkeyledim, gönlüm hoş eyle.
Dedim: Gam - ı aşkı sen de nuş eyle.
Dedi: Çoktan anı nuş edip kandım

Dedi: Gerdanına benler dizilmiş.
Dedi: görenlerin başrı ezilmiş.
Dedim: Mahmur musun güzel gözler süzülmüş?
Dedi: Hab - ı nazdan yeni uyandım.

Dedim: Emrah gibi var mı aşıkın?
Dedi: Elbet benim senin layıkın.
Dedim: Halinden bil bağrı yanığın.
Dedi: Bilmez idim,şimdi inandım.

Erzurumlu Emrah
Old 07-04-2006, 09:50   #54
NİLGÜN SEYMEN

 
Varsayılan

hazırladığınız bu arşiv için büyük efor ve sevgi sarfettiğinizi biliyorum..
teşekkürler..aşık veyselin deyişlerinden de bekliyorum..
saygılar
n.ç.
Old 07-04-2006, 21:12   #55
Gemici

 
Varsayılan

Aşık Veysel'den bir veya iki şiir alırsam mirasçılarının hemen yaka'ma yapışıp 'telif hakkı' diyeceklerini ve bunun da hem benim için hem de THS için iyi olmıyacağını biliyorum.

Bu sebepten ölümünün üstünden 70 sene geçmemiş olan çağdaş şair ve aşıklardan parça almıyorum buraya. Hem emeğe saygıdan hem de yasaya ters düşmemek düşüncesinden.

Saygılarımla
Old 03-05-2006, 23:50   #56
Gemici

 
Varsayılan

Şunda bir dilberin sallanışın da
Selviye benzettim dallar içinde
Derya kenarında ırmak yüzünde
Turnaya benzettim göller içinde

Hakk'a doğru giden yolu basmazlar
Söyletirler şirin dili kesmazler
Güzel sevdi deyü çekip asmazlar
Bir zaman söylenir diller içinde

Benim yarim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Yarinden ayrılan nerden bellidir
Melul mahzun gezer iller içinde

Alma deli gönül alma eline
Ciğerciğim aşk oduna deline
Yarim al yeşiller giyip salına
Ko beni yatayım şallar içinde

Huseyni'yem azdur işim zar m'ola(*)
Aşk kemendi boynumuza dar m'ola
Benim yarim gibi güzel var m’ola
Hakkın yarattığı kullar içinde


(*) mı ola

Huseyni
XVII. yüzyılda yaşadığı ve Pir Sultan mensubu olduğu tahmin ediliyor
Old 10-05-2006, 21:28   #57
Gemici

 
Varsayılan

Yürü bire pınarbaşı
Acep karın kalktı m'ola
Boynu uzun tor sunalar
Su yoluna çıktı m'ola

Tez gelir Kaynar'ın yazı
Hoş akar Munzur'un özü
Koc ırmak tutardı buzu
Garbi değdi söktü m'ola

Kabaktepe asıl yurdum
Nadir Şah'tan gelir soyum
Koca Nallı büyük dayım
Avşarlık'tan çıktı m'ola

Bugün ben bir rüya gördüm
Eskisinden beter derdim
Uzun Yayla dede yurdum
Çerkez kazık kaktı m'ola

Dadaloğlum oldum yetim
Nerde kaldı gök kır atım
Melül olan aşiretim
Avşarlık'tan bıktı m'ola

Dadaloğlu


Kavga ve özgürlük şairi Dadaloğlunun doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemektedir.Atilla Özkırımlı'nın, şiirlerinde geçen olaylardan ve adlardan yola çıkarak belirttiğine göre 1785-1868 yılları arasında yaşadığı sanılmaktadır.Dadaloğlu Türkmenlerin göçebe Avşar Boyundan gelmektedir. Şiirlerinde Avşarların Osmanlıların iskan politikasına karşı gösterdikleri kavga ve direnişi dile getirir.
Old 23-05-2006, 18:07   #58
Gemici

 
Varsayılan Kozanoğlu

Kozan’a eller Koza’a
Akıl ermez bu düzene
Öldürmüşler beyimizi
Yasak mezarın gezene

Kara çadır is mi tutar
Altın tabak pas mı tutar
Kozanoğlu ölmeyinen
Avşar kızı yas mı tutar

Şu Feke’nin hanımları
Kara bilmez alınları
Kör olasın Derviş Paşa
Hep dul kodun gelinleri

Kozan Dağı çatal matal
Arasında aslan yatar
Ünü büyük Kozanoğlu
Kürk giydirir at bağışlar

Çıktım Kozan’ın Dağına
Karı dizleyi dizleyi
Yaralarım göz göz oldu
Hekim gözleyi gözleyi

Kara çadır eğmeyinen
Önü çapraz düğmeyinen
Ne kaçarsın Kozanoğlu
Beşyüz atlı gelmeyinen

Çıktım Kozanın Dağına
Remil attım dost bağına
Aşiretten imdat gelmez
Kaç kurtul Gavur Dağı’na

Kır atım ürktü boşandı
Üzengi yere döşendi
Ne yatarsın Kozanoğlu
Kılıcı düşman kuşandı

Kozan Dağı karlı, buzlu
İçi dolu gelin, kızlı
Gitme beyim öldürürler
O hayınlar dünden sözlü

Sürdürür atın sürdürür
Sürgüsü duman püskürür
Yiğitliğin şerefi cenk
Hem ölür hem öldürür

Kozanoğlu oturuyor
Beylik toplar atılıyor
Ne durursun Kozanoğlu
Kan gövdeyi götürüyor

Kozanoğlu avdan gelir
Avını elinden alır
Buna Kozanoğlu derler
Yiğit ölür namı kalır

Kara kavak yıkıntısı
Dallarının döküntüsü
Kozanoğlu düğün tutmuş
Nerde bunun okuntusu

Odasında gergef işler
Küheylanlar çayır dişler
Buna Kozanoğlu derler
Kürk giydirir at bağışlar

Tütün gelir kese ilen
İçemedim tasa ilen
Kozanoğlu yaralanmış
Su istiyor kase ilen

Karadır yağlık karası
Karıştı Kozan arası
Ben öpmeye kıyamazdım
Ak göğsü süngü yarası

Dadaloğlu
Old 05-06-2006, 16:54   #59
Gemici

 
Varsayılan

Bire afet, sürdür atın
Çağın geçer demedim mi
Harami olmuş gözlerin
Yollar keser, demedim mi

Yıkılıp bağ ile bostan
Ne umarsın bu nefisten
Huma gibi şol kafesten
Bir gün uçar, demedim mi

Bak şol kaş ile göze
Anlar bile baki kalmaz size
Bir yakasız gömlek bize
Felek biçer, demedim mi

Yürü hey kaşları kalem
Sağ olursam seni bulam
Güvercinliktir bu alem
Konan göçer, demedim mi

Karac'oğlan der, cananım
Kurban olsun sana canım
Çarhı felek benim kanım
Bir gün içer, demedim mi


Karacaoğlan
Old 08-06-2006, 22:30   #60
Gemici

 
Varsayılan

Ilgı ılgıt esen garibin yeli
Şol Gavur dağının başı duman mı?
Deli gönlüm ne kaynayıp coşarsın
Yoksa bu gün delirdiğin zaman mı?

Benim dostum karşımızdan geliyor
Yenisi de eskisine gülüyor
Kitab'ın sözleri bakın çıkıyor
Asır m'azdı yoksa ahır zaman mı?

KARAC'OĞLAN der ki, girdin düşüme
Tor balaban oynadırdım kuşuma
Alışkan tüfekle dağlar başına
Azrail'den özge kula aman mı?

Karacaoğlan
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şiir Keyfi:)) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 884 07-02-2017 14:30
Bir Çin Şiiri Av. Hulusi Metin Site Lokali 2 17-05-2009 13:28
1948yılında alınmış halk bankkası hisse senetleri HASRET BAŞ Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 0 10-11-2006 16:18
Yüce Divan... Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 4 15-05-2002 12:45
Klasik Türk Sanat Müziği İle İlgilenen Arkadaşlara... lawyer Site Lokali 0 22-03-2002 18:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09876609 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.