20-12-2008, 01:49 | #31 |
|
Biz de ötanazi yasal değil fakat ben yasal olması gerektiğini düşünüyorum.En temel hak yaşama hakkıdır yalnız ya yaşarken acı çekiyorsak?Bundan kastım duygusal anlamdaki acı değil.Ben tıbben tedavinin çözüm bulamadığı ve yaşadığı sürece acı çekmeye mahkum olacak hastalardan bahsediyorum.Bu kişilerin sırf yaşama hakkının savunulmasından ötürü uzun yıllar boyunca acıya mahkum edilmeleri bir tedavi midir ya da ne kadar adildir?
|
21-12-2008, 00:34 | #32 | |||||||||||||||||||
|
Ya ötanazi 1885'te yasal olsaydı ve Haziran 1885'te kuduz hastalığına yakalanan şahıs ötanazi hakkını kullansaydı...Bu olaydan bir ay sonra Louis Pasteur kuduz aşısını bulacaktı. Ya AIDS olan bir hasta bugün ötanazi hakkını kullanır ancak bir ay sonra AIDS tedavisi bulunursa? Hukuk bunun hesabını nasıl verecek? Bir diğer konu da ötanazi kararının kim tarafından verileceğidir. Biliyorsunuz dünya üzerindeki hukuk sistemlerinde varolan ötanazi çeşitlerinden biri de hastanın yakınları tarafından verilen ötanazi kararıdır. Dünya üzerindeki herkesin iyiniyet sahibi olması beklenemez ve doğaldır ki ötanazi karar safhasında da kötüniyetli hasta yakınları olabilir, olacaktır. Hangi hukuk sistemi hasta yakınının kötüniyetli kararı sonucunda bitkisel hayattaki şahsın ötanazi kurbanı olmayacağının garantisini verebilir? Hangi hukuk sitemi bitkisel hayattaki şahsın bitkisel hayattan asla çıkamayacağını garanti edebilir? Hangi sağlık sistemi bitkisel hayattaki şahsın asla iyileşemeyeceği konusunda %100'lük bir güvence verebilir? İşte bu duygusal, hukuksal ve tıbbi sebeplerden dolayı ötanaziye karşıyım. Konuyu daha da genişleterek irdelemek isterdim ancak şu an ceza usul hukukuna çalışmam gerekiyor |
19-01-2009, 20:45 | #33 |
|
Şu anda yasalarımız izin vermesede bence ötenazi hakkı iyileşmesi mümkün olmayan çok fazla acı çeken insanlara tanınmalıdır .Hatta bu konuda ötenazi isteyen kişinin heyet raporu alındıktan sonra yargıç onayına sunulmalıdır.Böylece bu hakkın kötüye kullanılmasının da önüne geçilebilir inancındayım.
|
20-01-2009, 17:03 | #34 |
|
Beyin ölümünün gerçekleşmesi gibi bir durumda ötanazi hareketi denen bir saçmalık sözkonusu olmayacaktır.
Olaya aktif ve pasif ötanazi şeklinde bakılması daha mantıklı olacaktır. Kolay ölüm yada zevk verici ölüm diye adlandırılan ötanazi nin ne derecede tehlikeli olduğu toplum,devlet ve hukuk düzeni içinde bilinmektedir.Bu yüzdendir ki böyle bir risk i ne toplum ne devlet nede kanunlar karşılayabilecek durumdadır. Olaya duygusal açıdan yaklaşmak aklına ötesine geçmektedir. Yasal ötanazinin hukuk düzeni içerinden yeralmasını düşünemiyorum bile saygılar... |
14-08-2009, 21:25 | #35 |
|
Yukardaki yazimin bir kisminda, bazi hastlaliklar icin, sanki umudun olmadigi gibi bir tablo cizmisim farkinda olmadan, ama aslinda demek istedigim, en kötü tanilarda bile, insanoglunun umudu kalbinde daima yasattigi ve yasatmasi gerektigi idi.. Yoksa, bugün tibbin geldigi noktada, artik bircok sifasiz sayilan hastaliklara tedavi bulunuyor...Ya da tedavi fayda getirmez denen hastalar, beklenmedik sekilde iyilesebiliyor...
Ben yukardaki yazimda, öncelikle riza aciklamasinin gecerliliginin, ciddiliginin tesbit edilmesinin cok zor olduguna isaret etmistim. Almanya'da ama, ayrintili egitim, psikolojik destek, danismanlik vs. sürecinden sonra, insanlarin rizalarinin, hukuken kabul görecek bir riza olarak kabul edilecegi belirtiliyor, ediliyor da...Bu noktada, rizanin etkinligi bilimsel verilerle saglanabiliyor deniyor. Aslinda ülkemizde bu ötanazi konusu ne yazik ki, benim de yukardaki yazimda temel aldigim sekliyle tartisiliyor daha cok, yani aktif ötanazi (ölüme etken yardim) acisindan. Ama bugün pasif ötanazi (ölüme edilgen yardim), nerdeyse Avrupa'nin her ülkesinde (Italya'da kilisenin etkisi olsa da gecerli, Yunanistan ve Polonya'da hala sorunlu), uygulaniyor. Ölüme edilgen yardim, hastanin tedaviyi red hakkinin kullanmasi olarak algilaniyor. Bir insanin, hekim eliyle ilac enjekte edilerek öldürülmesi bu noktada etken bir hareket olarak kabul edildiginden ölüme etken yardim olup, reddediliyor. Ama kendisine hic bir tibbi girisimde bulunulmasini istemedigini belirten hasta, özünde tedaviyi red ettiginden, onun bu hakkina saygi gösterilmesi gerektigine dikkat cekiliyor ve ölüme edilgen yardim cezalandirilmiyor. Solunum cihazinin fisinin cekilmesi, etken degil edilgen bir hareket olarak kabul edilerek, ölüme edilgen yardim söz konusu oluyor. Hatta bazi hukukcular, solunum cihazini, hekimin kolu olarak algiliyorlar, bu nedenle, aracin dügmesine basilmasi merkez alinmiyor bütüncül bir yaklasimla, cihazin calismasi durudurulumustur deniyor. Daha fazla uzatmadan, son olarak ilave etmek isterim ki, ölüme edilgen yardimin anayasal kaynagi olarak, kisinin yasama hakkinin varligi kadar, kisinin insan öz sayginligina yakisir sekilde yasamasinin, kendi gelecegini kendi eliyle belirleme hakkinin da önemli ve degerli oldugu temel alinmakta. Yani TIP HUKUKUNDA edilgen yardimi kabul eden ülkeler, kisinin kendi gelecegini belirleme hakki (bireysel özerklik), yasama hakkindan üstündür diyorlar. Aslinda insan söyle düsündügünde, neden olmasin ki diyor: Herkes hastaneye özgür iradesiyle gidiyor, hic kimse, agir hasta oldugu ve tedavi edilmesi gerektigi icin, zorla polis esliginde hastanye götürülüp, zorla tedavi edilmiyor. Neticede, kendi istegiyle hastaneye gelen kisi, kendi istegiyle de evine gitmek istiyor... Saygilarimla Gülsün Aygörmez |
22-08-2009, 13:22 | #36 |
|
Çok hasta diyerek bir insanın ölümüne göz yummak ya da kasten öldürmek veya rızasıyla öldürmek gelecekte pişmanlıklar doğurabilecek bir eylem olabilir. Çünkü kimsenin yargılamadığı gibi tıp her gün gelişiyor. Yarın, öldürülen insanın hastalığına çare bulunursa, insanların vicdanı sızlamaz mı? Ötenaziye tamamen karşıyım. TCK'ya göre verilecek cezayı destekliyorum.
|
22-08-2009, 22:04 | #37 |
|
Yasal olmadığı aşikar. Ancak hukuki mi diye sorarsanız, sanırım cevap somut olaya göre verilmelidir. Kişinin hastalığı, tıbben tedavi edilemez seviyeye gelmişse ve kısa sürede yeni bir tedavi yöntemi geliştirilemeyeceği de aşikarsa veya yeni tedavi yöntemi geliştirilse bile, bu yöntem artık hasta için yararsız kalacaksa, bence ötanazi hukukidir.
|
24-08-2009, 07:37 | #38 |
|
Durumu iyi derecede algılamaya bağlıdır.Yaşama hakkı kutsaldır,ama vazgeçilmez değildir.Ötenazi sonuçta kişinin rızası doğrultusunda yapılan bir muameledir.Kişinin ötenazi kararının ne ölçüde gerçekçi ve değişmez olduğunu ayırt etmek gereklidir.Kişinin psikolojik ve biyolojik durumunun analiz sentezi yapılmalı ve ona göre karar verilmelidir.Ötenazi yasal değil,ama yasal olmalıdır -BENCE-
Kişi her gün dayanılmaz ağrılar içinde deyim yerinde ise her gün ölüyor iken,bir kez ölmesi daha insancıl olacaktır. Hiç kimsenin ve sevdiklerimizin böyle bir duruma düşmemesi dileğiyle... |
29-08-2009, 13:50 | #39 |
|
Dr.'ların artık ümitsiz dediği durumlarda; hastaya ve ailesine daha büyük acılar çektirmemek için, ötenazi yasal olmalı diyorum
|
02-09-2009, 09:46 | #40 |
|
Hasta olduğunuzda bir çok doktor farklı teşhisler koyup farklı tedaviler öneriyorlar. Bir de tıp o kadar hızlı ilerliyorki; şu an ölümcül olan bir hastalığın iki üç ay sonra tedavisi bulunabiliyor. Bu nedenle ben de yasal olmadığı ve yasal olmaması gerektiği yönündeki görüşlere katılıyorum.
|
03-09-2009, 16:43 | #41 |
|
Yabancı uyruklu bir tanıdığım annesi için böyle bir karar vermek durumunda kaldığını anlatmıştı. Zor bir karar olduğunu anlıyorum, ancak Yasal olması ve kesin olarak uygulanabilirliğe geçmesi halinde, gerçekten dikkatli kullanılması gereken bir hak olarak verilmiş olacak.
Bu konuda doktorların tedavi konusundaki farklı görüşleri, tıbbın hızlı ilerlemesi, bazen de hastalarda doktorların öngörmediği iyi gelişmeler olabilme sürprizi karşısında, uygulanması çok dikkat gerektirecek ve tabii karar veren açısından da manevi yönü oldukça ağır bir karar olacaktır. |
04-09-2009, 19:00 | #42 |
|
Bitkisel hayata girmiş bir hasta, kalbi sadece cihazlara bağlı olarak atıyor, acı çekmiyorsa; tıp çözüm bulana kadar bekletilsin. Fakat gözünüzün önünde acı çeken, ailenizden canınız gibi, hatta daha çok sevdiğiniz biri olduğunda bu durumu kaldırmak, onun gözlerinin içine bakıp, acısını görüp de bir şey yapamamak; ya da acı çekerken sevdiklerimin gözünde yine o perişan bakışları görmek istemezdim.
|
26-09-2009, 17:09 | #43 |
|
türk hukuk sisteminde ötanazi yasal değildir.eylem hastaların acılarına son vermek gibi insancıl saikler içerisinde gerçekleştirildiği savunmasıyla da meşrulaştırılamaz çünkü hukuk saiklere sonuç bağlamaz.fakat türk ceza kanunu madde 81 deki kasten adam öldürme hükmüne gidilmesinin de vicdanen ağır sonuçlara yol açtığı açıktır.bu sebeble tck da ötanazi adı altında ayrı bir suç tipinin düzenlenmesi faydalı olacaktır.son olarak hasta hakları yönetmeliği madde 24 de yer alan tedaviyi reddetme hakkı iddaaların aksine hukuk sistemimizde örtülü bir ötanazinin tanındığı anlamına gelmez.bu hüküm hastanın feragat edemeyeceği kadar kutsal olan yaşama hakkını sonlandırabilmesi anlamımına değil tedavinin tüm artı ve eksilerini,risk ve yan etkilerini de göz önünde bulundurarak bir tür seçim hakkına sahip olmasından ibarettir.
|
13-03-2010, 00:02 | #44 |
|
Ötenazinin, asla ve kat'a uygulanmaması gerektiğini, hastaya bu hakkın verilmemesi gerektiğini ve doktorlara da bu yetkinin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.Şöyle ki; ötenazi yoluna başvurulmasının sebebi, hastanın ölümcül ve kurtuluşu olmayan bir hastalıktan muzdarip olması ve bu nedenle çektiği acıya bir son verilmek istenmesidir. Unutulmamalıdır ki, en umutsuz vakalarda bile tıp teknolojisinin eriştiği konum itibariyle hastalara müdahale edilebilmekte ve en azından acıları dindirilebilmektedir.
İnsanın kendi kendisini öldürtmesi şeklinde anlamlandırabileceğimiz ötenazinin uygulanması durumunda, insanın kendini üzerinde kendini öldürebilme şeklinde meşru bir tasarruf hakkı tanınması anlamına gelir ki bunu kabul etmek mümkün değildir. Çünkü kişi üzerinde aynı zamanda toplumun da menfaati vardır. Kaldı ki, her geçen gün gelişen tıbbın, hastanın muzdarip olduğu hastalığı iyileştirme tekniği geliştirmesi de olasıdır. en azından bu umudu öldürmemek, toplumun kişi üzerindeki menfaatini gözetmek adına ötenazi kesinlikle uygulanmamalıdır. |
01-05-2010, 18:14 | #45 |
|
Yaşam hakkı kişinin kendisine karşı bile korunmayacak bir hak ise, kişinin kendi rızası ile kendisine herşeyi yapabileceğini kabul etmek gerekirBence yaşam hakkı kişinin kendisine karşıda korunmalı. Hakların temeli kişinin kendisine karşı korunmaz ise kişi kendisi hakkında her türlü tasarrufta bulunabilir. Organ satışı vs vs genişletilebilir.
Acının dindirilmesi konusunda sayın av. yıldızoğlu değinmiş. Çok çok geniş bir konu bir kaç kelime ile tartışılmaz ama sadece bir cümlelik görşümü beyan etmek istedim. |
15-05-2010, 21:26 | #46 |
|
ötenazi konusunda ben tamamen tarafsızım diyebilirim.Aslında eskiden buna karsıydım fakat cidden can çekişen birini gördüğünüzde ve artık onu öldürmenizi istiyorsa ve sizde bu olaya şahit olmuşsanız zor bir karardır işte bu.Yaşama hakkı kişiye sıkı sıkya bağlı bir hak ve başakasının bunu kullanmaya yetkisi yok yazılı bir izin olsa dahi fakat kişiyi öyle bir drumda acı çekerek ölmeye bırakmak da yaşaması ihtimalini tamamen yok etmek de mantıklı gelmiyor.
|
31-05-2010, 02:20 | #47 |
|
Ötenaziye Dair
Ötenaziye Dair
Hastanın bilinci yerinde ve bu çok acı veren sıkıntıdan kurtulma istediğini ısrarla beyan ediyor ise; durum tıp alanındaki etik davranış kavramı ile çelişmez. Hukuki boyutu itibariyle sorumlu doktora getirdiği yükümlülük bir yana, konunun sosyal ve filsefi açılardan tartışılası ve yaşam sonlandırma ile noktalanacak bu eylemin,yetkililerce belirlenecek önemli kriterlerin varlığı halinde dikkatle değerlendirilip düşünülebilmesi gerekmektedir. Aksi halde verilecek bu geri dönülmesi imkansız karar için pişmanlık fayda etmeyecektir. |
21-10-2010, 15:24 | #48 |
|
Yasal olmalıdır.
İstediğimiz zaman gelmediğimiz dünyadan, artık umudumuz bittiyse ve tarifsiz acılar çekiyorsak, gitmeyi istemek en doğal hakkımız diye düşünüyorum. |
24-10-2010, 22:26 | #49 |
|
Çok eski bir konu olmasına rağmen, bir cümleyle katkıda bulunmak istedim. 1930 larda, 40 larda ötanazi yasal olsaydı, ince hastalık(tüberküloz ) hastalarının çoğu büyük ihtimalle ötanazi talep edecekti oysaki bugün Tbc. tıp için tedavisi çok kolay bir hastalık. Ötanazi talebinin temelinde yatan, tıbbın, çare bulamadığı bir hastalığa yakalanma durumudur, oysaki çare bulamama, bugüne ait bir kabul/gerçekliktir. Literatürde 14 yıl komada ve solunum cihazına bağlı yaşadıktan sonra normal hayata dönen insanlar var. O nedenle, tıp, yaşatmak için çaba sarf etmeli acısız bile olsa öldürmek için değil,diye düşünüyorum.
|
25-10-2010, 09:36 | #50 |
|
olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu.
|
06-12-2010, 00:16 | #51 |
|
Ötanazi ile ilgili gerçek yaşamdan beyaz perdeye aktarılmış harika bir film var izlenmesini tavsiye ederim.
The Sea Inside (İÇİMDEKİ DENİZ) |
18-06-2011, 00:40 | #52 |
|
Merhabalar Meslektaslarim,
cok uzun zaman önce buraya yazdigim bu yazida, kanser hastalari icin, iyilesmesi mümkün olmayan hastalik ibaresini kullanmistim! Sonradan metindeki bu hatali hususu degistirmek istesem de bu mümkün olmadi! Ama simdi yasadigim bir olay da vesilesiyle, o zaman bu hastalik icin söylediklerimin simdi aslinda coktan gecmiste kaldigini sizinle paylasmak istiyorum!! Artik haberlerde duyuyoruz, siradanlasti, "kanseri yendi" haberleri!! Artik hic kimse bu hastaligin caresiz olmadigini düsünmüyor! Bizzat bu hastaliktan kurtulan insanlari da görünce, baska bambaska bir sevinc kapliyor insanin icini!! Size basimdan gecen ibir olayi aktarmak istiyorum: Ben de bir organizasyonda, tamamen sans eseri, hos, genc ve cekici bir bayanin ufak bir konusmasina tanik oldum: Bayan "neden uzun zamandir ortaliklarda görünmedin", "nerdeydin" diye soran tanidigina gayet sogukkanli bir sekilde, "rahatsizdim, kanser olmustum, onun tedavisi biraz uzun sürdü" dedi! Tabii ben dayanamadim, ne yapip ettim, gittim bayanin karsisina dikildim ve onunla konusmaya basladim! Öyle olagan bir olaydi ki onun icin, sanki grip olmustu da, anca iyilesmisti!! Dedim "ne düsündünüz, sizi ayakta tutan neydi??" Dedi "inanc ve iyilesecegime tam gücümle inanmak!! Umut etmekten, hayal kurmaktan vazgecmemek, umut, umut, umut" dedi!! Isin ilginc yani, yakin bir zamanda bir ögrencimin, o bayanin yakalandigi kansere yakalandigini ögrenmemdi!! Cok üzülmüstüm ve bu hastaligin artik caresiz olmadigini o günkü metubumda yazmistim ona!! Ama bana o güzel bayan, "Ben parmakla gösterilecek ender bir olay degilim""Benim gibi bir sürü insan var" dediginde, ve bir örnegi bizzat karsimda gördügümde, artik hersey daha da belirlginlesmis ve kesinlesmisti!! Soyut söylemin yerini, somut güzel bir örnek almisti!!! Artik kanser ve daha bircok hastalik korkulur ve caresiz olmaktan cikti!! Ve kisa süreli aramizdan ayrilan dostlara bir müddet sonra yine kavusuyoruz, tipki benim sevgili ögrencime kavusmam gibi!!! Sevgilerimle Gülsün A. Aygörmez |
18-06-2011, 11:38 | #53 | |||||||||||||||||||
|
Erken teşhisde kurtulmak mümkün diye biliyorum..Farklı gelişmeler mi var? |
18-06-2011, 13:29 | #54 |
|
Sayin Av Ufuk Bey,
ben saglik camiasindan kopali epey bir zaman oldu, o nedenle bir saglikci kadar aciklayici olamam! Ancak su bir gercek ki, hastalik hem mevcut tedavi yöntemleriyle hem de destekleyici bitkisel yöntemlerle cok daha kolay yenilebiliyor!! O bayan durumu hem cok ciddiye aldigini hem de cok önemsemedigini söyledi bana!! Yani hem yenmesi gerek bir hastalik olarak önemsemiz, doktor tavsiyelerini bizzat uygulamis, dinlenmis, üzülmememeye, stres yapmamaya, iyi beslenmeye calismis; hem de normal bir hastalik olarak görüp, ciddiye almamis! Her hastalik gibi bu da gececek demis!! Elbette ki erken dönemde teshis cok önemli!! O nedenle de ülkemizde de hastalanmadan hastaneye normal kontrollere gitmek, siradanlasmali!! Gecikme sadece kanserde degil, diger tüm hastaliklarda iyilesmeyi geciktirici, zorlastirici etkiye sahip!! Saglik ve esenlik dolu günler dilegiyle, selamlar... Gülsün A. Aygörmez |
24-06-2011, 21:26 | #55 |
|
Kesinlikle yasal olmasi gerektigi kanaatindeyim.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yasal Faiz | Av.Özgül | Meslektaşların Soruları | 9 | 31-01-2007 15:00 |
Yasal Faiz | gunergok | Hukuk Sohbetleri | 28 | 28-01-2007 02:42 |
yasal soygun... | özgür | Meslektaşların Soruları | 20 | 27-12-2006 17:02 |
yasal mal rejimi | nc_atli | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 25-09-2006 11:06 |
Ötenazi Ve İsteyerek Yaşama Hakkına Son Verme | üye605 | Hukuk Sohbetleri | 4 | 04-06-2002 22:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |