Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

İçkili Aile Restoranlarına Polis Baskını

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-12-2010, 12:21   #31
Admin

 
Varsayılan

Sayın hızır hafiye,

Değerli yorumlarınız ve katılımınız için teşekkür ederiz. Bir emniyet mensubu olarak emniyet mensuplarının bakış açıları konusunda bize ışık tutmanız bizi mutlu ediyor ancak biz de hukukçuların bakış açısını paylaşıyoruz.

Polisin yaptığı işlemi tam olarak ne sizin ne bizim bilmediğimiz, sadece gazeteye yansıyan haber üzerine yorum yaptığımız ve -eğer öyleyse- şeklinde eleştirdiğimiz doğrudur. Ancak sizin Sayın Ankara Baro Başkanına eleştirinizin de aynı temele dayandığını belirtmeliyim. Ben onun adına konuşmak istemem, kendisi Türk Hukuk Sitesinin üyesidir, gerek görürse bu konuya katılabilir. Fakat gazeteye yansıyan açıklamasını okuduğumda, genel olarak kendi şahit olduğu bir olayı anlattığını ve hukuki yönünü irdelediğini görüyorum, o nedenle olayı yorumlarken en sonundaki "tek cümleye" takılmak yerine, hukuka aykırı gözüken "olayın kendisine" takılmayı ben kendi adıma daha isabetli olarak değerlendiriyorum.

Son mesajınızda katılmadığım en önemli kısım ise, "polisin hukuka aykırı işlemlerinin memurun kendisini bağladığı" kısmıdır. Polis yürütmeyi temsil eder, "zor kullanma" yetkisine sahiptir ve devletin diğer idari mercilerinden farklı olarak en alt kademedeki görevlisinin bile "emrine" o anda itiraz edilemeden uyulma ayrıcalığı ile donatılmıştır. Bir savcı, hakim, yargıtay üyesi, başbakan, cumhurbaşkanı bu ülkedeki herhangi bir vatandaşa o anda sorgusuz sualsiz yerine getirmesi zorunlu bir emir veremez. İdarenin hemen her makamının talebini sorgulayabilirsiniz, "neden" diyebilirsiniz, itiraz edebilirsiniz, talebe uymayıp, "seni dinlemiyorum! sen elinden geleni ardına koyma ve uygun gördüğünü yap, ben senin kararını yargıya götüreceğim" diyebilirsiniz ancak polis okulundan 15 dakika önce mezun olup kapıdan sokağa çıkmış 18 yaşındaki trafik polisi bile sizi görüp "hemen dur ve yere çömel" dediğinde onun talebini neden bile diyemeden sorgusuz sualsiz yerine getirmekle yükümlüsünüzdür. Dolayısıyla polisin hukuka aykırı işleminin sonuçları yürütmenin diğer makamlarının hukuka aykırı işleminin sonuçlarından çok farklı sonuçlar doğurur ve bu anlamda da çok daha ciddiye alınmalı ve hata payının azaltılması için yürütmenin diğer organlarından çok daha fazla çaba sarfedilmelidir. Bir diğer deyişle, devletin her makamının hata yapma lüksü ve kredisi vardır, ancak polis kaleci gibidir, her hatası yıllarca konuşulur ve daha önemlisi polis silahlı kuvvet olduğundan, her eylemi devletin politikasına endekslenir, zira esasında onların yerine zorla getirilme görevi tüm demokratik sistemlerde emniyet güçlerindedir.

Bu açıdan polisin de bu sorumluluk ve bilinçle hareket etmesi ve hata yapmaktan kaçınmaya çalışması bu tip suçlamalarla karşı karşıya kalma ihtimalini azaltacaktır.

Konumuza dönersek, bu olayda -gazeteye yansıdığı şekliyle- polisin bu bilinçle hareket etmediği oldukça açık gibi gözüküyor: Aldığınız bir ihbar üzerinde bir mekana gidiyorsunuz ve yukarıda tartıştığımız gibi esasında uygulamaya çalıştığınız yönetmeliğin konusuna girmeyen bir yerde işlem tesis etmeye çalışıyorsunuz. Sizi kırmayalım ve diyelim ki buraya kadar ekipteki memurun "bilgisizliği ve hatası" söz konusu, yönetmelikteki hukuka ayrıma vakıf değildi ve içkili lokantayı da aslında öyle olmadığı halde meyhane kabul etti, peki! O sırada mekanda bulunan ve "Ankara Barosu Başkanı" olmasını bir kenara bırakın, Hukuk biliminde Profesör Doktor ünvanı taşıyan bir hukuk akademisyeni olayın tarafı olmadığı halde, sadece şahit olduğu işlem için yanınıza geliyor ve yaptığınız işlem hukuka aykırı diyor, "sorumlu bir polis memuru" sizce bu durumda ne yapmalı? Emniyetin danışabileceğiniz hukuk müşavirleri yok mudur? Hadi onlara ulaşamadınız, elinizdeki telsizle ulaşabileceğiniz sizden daha bilgili bir emniyet amiri vs. de mi yoktur? Size hukuka aykırı işlem yaptığınız uyarısında bulunan bir hukukçuyu yaptığınız işlemi fotoğrafla belgelendiriyor diye göz altına almaya teşebbüs etmek yerine, mesainizi yaptığınız işlemin hukuka uygun olup olmadığı konusunu araştırmaya ayırırsanız takdir edersiniz ki ertesi gün gazetelere haber olma şansınız bayağı azalır. Öte yandan bunu yapmayıp "hem suçlu hem güçlü" pozisyonunuzu muhafaza ederek yapmakta ısrar ettiğiniz yanlış işlem bir yana bir de yanlışınızı görüntüleyen kişiler üzerinde de size kanunun verdiği zor kullanma yetkisini kullanmaya çalışırsanız, kusura bakmayınız ama en azından ertesi gün "eleştirilmeye" de katlanmak durumunda kalırsınız ve "memurun bireysel hatası emniyet mal edilmeli" savunmanıza katılacak fazla kişiyi de bulamazsınız.

Çuvaldızı sizi yanlış yaptığınız için uyaran kişilere batırırken, iğneyi de yanlışı yapan memura batırmak gerek bence. Hatta hangisine iğne, hangisine çuvaldızın batırılacağı konusu da ayrıca bir irdelenebilir!
Old 22-12-2010, 13:49   #32
Av.Kaan

 
Varsayılan

Alıntı:
''Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir''

Bu olaydan bu mesaj mı çıkıyor? Çıksa çıksa şu mesaj çıkar "içkili mekana çocuğunla gitme"...

Bu mesajın verildiğini değil olsa olsa alındığını düşünüyorum. Bu yaşananlarda başka yanlışlıklar, hukuka aykırılıklar var olabilir, bunu tartışmıyorum... Sadece toplumun, kendine daha fazla güvenen bireylerden oluşmasını temenni ediyorum.

Polis herhangi bir yerde güvenlik gerekçesiyle kimlik sorgulaması da yapıyor olabilir. Bir yerde otururken bir polis bana gelse ve kimliğimi sorsa gösteririm. Tutanak tutsa imzalarım.Mesaj neydi diye düşünmem. Ne zaman ki bana "buradan kalk git" derse işte o zaman mesajı alır ve kendi mesajımı da iletirim. Sanılmasın ki yaşanmadı.

Baromuzun Başkanının başına gelenler hoş değil. Yukarıdaki belirttiğim tavrı o polislerden de beklerdim. Madem ki siz hukuka uygun işlem yapıyorsunuz, bırakın bunu belgelesin, kameraya çeksin. Özel hayatınızın gizliliğini mi ihlal etti?

Ya içkili yerlere gitme özgürlüğümüz kısıtlanırsa, ya bu işlemden dolayı şikayet edilirsem... ya şöyle olursa ya böyle olursa... Bu "ya"ların sonu yoktur.
Old 22-12-2010, 14:07   #33
hızır hafiye

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Sayın hızır hafiye,



Son mesajınızda katılmadığım en önemli kısım ise, "polisin hukuka aykırı işlemlerinin memurun kendisini bağladığı" kısmıdır.

Sayın Admin
Ben memurun yaptığı işlem kendini bağlar derken sizene bundan babında değil cezai sorumluluğun şahsiliği ilkesinden dayanakla dedim.elbetteki herkes kanuni çerçeveler içinde sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. fakat yapılan yorumlarda ekseriyetle yaşam tarzına müdaheleye yönelik sanki siyasi konjektörün insiyatifiyle yapılıyor gibi hava oluşturulmaya çalışılması bende de ister istemez meslek onuruma yönelik savunma ihtiyacı hissettirdi. Bence burda eleştirilmesi gereken polisin eğitimi ve kendisini bağlayan mevzuat bilgisi yetersizliğidir.Keşke bu tarz platformlarda ; tam anlamıyla belli alanlarda profesyonelleşemeyen, sürekli güncellenen mevzuatı takip edemeyen, mesleği kitaptan değil usta çırak ilişkisiyle sokaktan öğrenen meslek mensuplarının eğitimi ile ilgili tartışma ortamları oluşsa. Hukukçularımız, Barolarımız Emniyet Genel Müdürlüğü ile işbirliği içinde polisin mevzuat bilgisinin geliştirilmesi için ortaklaşa çalışmalar yapsa.Keşke adli polislik birimi kurulsa ve gerekiyorsa İçişleri Bakanlığı kadrosundan Adalet Bakanlığı kadrosuna geçirilse de başına hukuk adamı savcılarımız gelse. bunlar bizimde temennimiz.
Saygılar...
Old 22-12-2010, 15:14   #34
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
fakat yapılan yorumlarda ekseriyetle yaşam tarzına müdaheleye yönelik sanki siyasi konjektörün insiyatifiyle yapılıyor gibi hava oluşturulmaya çalışılması bende de ister istemez meslek onuruma yönelik savunma ihtiyacı hissettirdi.

Bence burda eleştirilmesi gereken polisin eğitimi ve kendisini bağlayan mevzuat bilgisi yetersizliğidir.

Keşke bu tarz platformlarda ; tam anlamıyla belli alanlarda profesyonelleşemeyen, sürekli güncellenen mevzuatı takip edemeyen, mesleği kitaptan değil usta çırak ilişkisiyle sokaktan öğrenen meslek mensuplarının eğitimi ile ilgili tartışma ortamları oluşsa.

Sayın hızır hafiye,

"Bu forum alanında yaşam tarzına müdaheleye yönelik sanki siyasi konjektörün insiyatifiyle yapılıyor gibi hava oluşturulmaya çalışılması..." şeklindeki görüşünüze katılamıyorum. Bu alanda ne ben ne de diğer meslektaşlarım, böyle bir eleştiri getirmedi.

Yapılan işlemin hatalı olduğu yönünde eleştiriler belirtildi, sadece.

Eğer sizin bu yöndeki iddianızı destekleyen bir mesaj varsa, lütfen alıntı yaparak gösterirseniz, hiç olmazsa bu konuda yazan herkes bu iddianızın muhatabı olmazlar.

Saygılar,
Old 29-12-2010, 10:10   #35
stankubrik

 
Varsayılan

ben polisin hukuk dışı bir işlem yaptığını düşünmüyorum.zira umuma açık içkili istirahat ve eğlence yeri tanımına uygun olan restorant gibi yerlere de 18 yaşından küçüklerin girmesinin yasaklanması mutlaka doğrudur.yanımda çocuğum varken etrafımdaki masalarda alkol alıp çocuğuma kötü örnek oluşturacak nitelikte bir durum düşünemiyorum.
Old 29-12-2010, 10:58   #36
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan stankubrik
ben polisin hukuk dışı bir işlem yaptığını düşünmüyorum.zira umuma açık içkili istirahat ve eğlence yeri tanımına uygun olan restorant gibi yerlere de 18 yaşından küçüklerin girmesinin yasaklanması mutlaka doğrudur.yanımda çocuğum varken etrafımdaki masalarda alkol alıp çocuğuma kötü örnek oluşturacak nitelikte bir durum düşünemiyorum.


Sayin stankubrik,

polis sizin veya benim düsünceme göre degil, anayasal düzene uygun olarak yürürlüge konmus yasa ve yönetmeliklere göre hareket etmek zorundadir. Tartismacilar polisin yaptigi islemi hakli gösteren herhangi bir düzenleme olmadigini, yürürlükteki hükümlerin polise söz konusu islemi yapma konusunda bir yetki tanimadigini belirttiler.

Sizin düsüncenizi hakli cikaracak bir düzenleme gösterebilir misiniz?
Not: Düsüncenizi degil, düsüncenizi hakli cikaracak düzenlemeyi belirtin lütfen.

SAYGILARIMLA
Old 29-12-2010, 11:33   #37
stankubrik

 
Varsayılan

Madde 12 - (Değişik madde: 03/08/2002 - 4771 S.K./10. md.)

polis bar, pavyon, gazino, meyhane gibi içkili yerler ile kıraathane ve oyun oynatılan benzeri yerlere yanlarında veli ve vasileri olsa bile onsekiz yaşını doldurmamış küçüklerin girmesini meneder.



İÇKİLİ YERLER KAVRAMINA İÇKİLİ RESTORANT DA DAHİL OLUP DÜŞÜNDÜKLERİMİN AÇIKLAMASI KANUN ÇERÇEVESİNDEDİR.

YUKARIDAKİ ARKADAŞLARIN YORUMLARI FARKLI OLABİLİR.YAPILAN İŞLEM İPTAL DE EDİLEBİLİR.AMA GERÇEKLERİ DEĞİŞTİREMEZ.
Old 29-12-2010, 12:03   #38
Admin

 
Varsayılan

Sayın stankubrik,
Alıntı:
Yazan stankubrik
eğlence yeri tanımına uygun olan restorant gibi yerlere de 18 yaşından küçüklerin girmesinin yasaklanması mutlaka doğrudur.

YUKARIDAKİ ARKADAŞLARIN YORUMLARI FARKLI OLABİLİR.YAPILAN İŞLEM İPTAL DE EDİLEBİLİR.AMA GERÇEKLERİ DEĞİŞTİREMEZ.
Siz içki servisi verilen restoranlara da velileriyle birlikte çocukların girmemesini gerektiğini düşünebilirsiniz, bu GERÇEK değil, sizin kanunun nasıl olması gerektiğine dair kişisel temennizdir. Üye A ise pavyonlara bile 18 yaşından küçüklerin girmesi gerektiğini düşünebilir, bu da GERÇEK değil, onun kişisel temennisidir.

Gerçek olan 12. maddenin ne sizin, ne üye A'nın temenni ettiği şekilde olmadığıdır. 12. madde pavyonlara, barlara uygulanır, içki ruhsatı almış genel lokantalara uygulanamaz. Bu nedenle polisin hukuki işlemi eleştirilirken de dikkate alınacak olan kanunun nasıl olması gerektiğine dair bireysel temenniler değil, kanunun nasıl olduğuna dair gerçeklerdir. Yani sizin de dediğiniz gibi tüm bunlar "GERÇEKLERİ DEĞİŞTİRMEZ!"

Eğer "madde 12'nin benim söylediğim gibi yorumlanmayacağını nereden çıkarıyosunuz" derseniz, oldukça kuvvetli gerekçelerim var:

1- Yukarıda gördüğünüz gibi hukukçuların hemen hepsinin yorumu bu şekildedir. Kanunların yorumu konusunda uzmanlığı olan meslek dalı hukukçulardır, emniyet mensupları değil. Emniyet mensuplarının uzmanlığı, hukukçuların yorumladığı haliyle kanunların uygulanmasıdır. Bu nedenle Emniyet Müdürlüğünün bir Hukuk Müşavirliği var.

2- Dünkü gazeteleri okuduysanız, Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin bu kanunun aynen bizlerin söylediği şekilde yorumlanacağına dair 2008 tarihli bir mütalaası olduğu ortaya çıkmıştır.

3- Bugünkü gazeteyi okuduysanız, Ankara Emniyet Müdürlüğü memurların hata yaptığını belirtirip işlemleri iptal ederek mekan sahiplerinden özür dilemiştir.
Old 29-12-2010, 15:31   #39
stankubrik

 
Varsayılan

hukuk konusunda uzman olduğunuzu bir kez daha sanırım.gördüm.

teşkilatımın mütalaasını yeterli görmüyorum.
açıkçası bu konu hususunda ben asla kesinlikle budur diyemem ama size de katılmıyorum.
Old 30-12-2010, 07:10   #40
hızır hafiye

 
Varsayılan

sayın admin,
konu başlığı İçkili Aile Restoranlarına Polis BaskınıTürk Dil Kurumu sözlüğünden alıntı;
Baskın:Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme.
Polisin burda yaptığı fiil baskın değil denetlemedir. Yine aynı sözlükten,
Denetleme:Bir görevin yolunda yürütülüp yürütülmediğini anlamak için yapılan araştırma, denetim, bakı, teftiş, murakabe, kontrol.
Öncelikle kullanılan kelimelerin anlamlarının iyi bilinmesi lazım.
Sayın Dikici "Bu forum alanında yaşam tarzına müdaheleye yönelik sanki siyasi konjektörün insiyatifiyle yapılıyor gibi hava oluşturulmaya çalışılması..." şeklindeki görüşünüze katılamıyorum. Bu alanda ne ben ne de diğer meslektaşlarım, böyle bir eleştiri getirmedi.
Yapılan işlemin hatalı olduğu yönünde eleştiriler belirtildi, sadece. Eğer sizin bu yöndeki iddianızı destekleyen bir mesaj varsa, lütfen alıntı yaparak gösterirseniz, hiç olmazsa bu konuda yazan herkes bu iddianızın muhatabı olmazlar.
demişsiniz yapılan yorumlardan bir kısmını aldım buyurun okuyun…

***
Sayın Engin Özoğul, gazeteden alıntı yapmış.-baro başkanının söylediği iddia ediliyor-(iddia diyorum) ‘Burada yapılan ‘içkili mekana gitme, senin hayat tarzın artık bu ülkede geçerli değil’ demektir.’
- 73 milyonluk ülkede yaklaşık 230 bin kişinin görev yaptığı bir teşkilat ve 3 kişinin yaptığı fiil ve çıkarılan sonuç!
Av. Fatih Karaca ‘Çocuğum yok ama ileride olursa, mutlaka ve de inadına rakı masasında yanıma oturtacağım. Babasının masasında oturmakla alkolik olan birini görmedim bu güne kadar’
- Çocuk kimin inadına oturtulacak. polisin oturtamazsın diye bir inadının olduğu sonucunu çıkarmak nasıl bir mantığın ürünü anlamak zor.
Av. Mehmet Saim Dikici,’ Çocuk, aile restaurantında babasının içkili masasından kaldıırlıyorsa, yarın evindeki yemek masasından da kaldırılmaması için hiçbir geçerli sebep kalmaz. ‘
- sayın Dikici cezai sorumluluğun şahsiliği ilkesinden haraketle ve sizin yaptığınız biz yaşam tarzına müdahele ediliyor demedik yapılan işlemin yanlışlığını belirttik sözünüze istinaden söylüyorum. Siz ordaki memurların yarın ev ev dolaşıp çocukları yemek masasından da kaldıracağını mı düşünüyorsunuz? Yoksa aslında sizde bunun siyasi otoritenin inisiyatifiyle yapıldığı ve bugün bunu yaptıran yarın ne yaptırır mantığında mısınız? Yoksa sadece yapılan eylemin yanlışlığından haraketle böyle bir sonuç çıkarmak kolay olmasa gerek. Bugün karşılaştığı bir vaka karşısında yetkisini yanlış yorumlayıp silahla ölüme sebebiyet vermekten hüküm giyen birçok polis meslekteşımız var. Şimdi burdan haraketle polis bugün silahla adam vuruyorsa yarın sokak ortasında idam sehbalarıda kurar diye genelleme yapmak doğrumudur?
Av. Engin Ekici, ‘Linkteki "Tatil günleri çalışma harçlarına zam yapan Çorum Belediyesi içki ruhsatı olan yerlere yüzde 128, diğerlerine yüzde 10 artırdı" başlığı altındaki haber, benzer bir yıldırma yaptırımı olarak göze çarpıyor. Demokrasinin tam anlamıyla(!) yerleşmesi için yapılan düzenlemeler ve operasyonlar kapsamında dikkatinize sunuyorum.’
- Ordaki polis memurları bu işlemi yapmasaydı bu zam olmamış mı olacaktı. İkisi arasında zorlama bir bağ kurulmaya çalışılması anlamsız.
Av. Cengiz Aladağ, ‘Sırada neresi var?’
-73 milyonluk bir ülkede iki tane benzer olayın yaşanması ve oluşturulmaya çalışılan kamuoyu ve yaratılmaya çalışılan korku. ‘’Sırada neresi var?’’. Bugün İstanbul gece hayatının en yoğun olduğu ilçelere ve belediyelerine bakın.
***
‘’Kıssadan hisse genelleme iyi değildir.’’
SAYGILAR.
Old 30-12-2010, 11:28   #41
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan stankubrik
hukuk konusunda uzman olduğunuzu bir kez daha sanırım.gördüm.

teşkilatımın mütalaasını yeterli görmüyorum.
açıkçası bu konu hususunda ben asla kesinlikle budur diyemem ama size de katılmıyorum.

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
sayın admin,
konu başlığı İçkili Aile Restoranlarına Polis BaskınıTürk Dil Kurumu sözlüğünden alıntı;
Baskın:Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme.
Polisin burda yaptığı fiil baskın değil denetlemedir. Yine aynı sözlükten,
Denetleme:Bir görevin yolunda yürütülüp yürütülmediğini anlamak için yapılan araştırma, denetim, bakı, teftiş, murakabe, kontrol.
Öncelikle kullanılan kelimelerin anlamlarının iyi bilinmesi lazım.

Teori ve pratik
Teoride hukuk normlarinin yorumlanmasi ve nasil uygulanacaginin belirtilmesi hukukcularin görev alanina girer. Yarginin görevidir bu is, yürütmenin degil.

Yürütmenin görevi, yasalari hukukun ve hukukcularin belirttigi sekilde uygulamaktir.Yürütmenin yasalari gerektigi gibi uygulamadigi söz konusu oldugunda veya iddia edildiginde yargiya basvurulur. Iddianin yerinde olup olmadigina karar verecek devlet organi yargidir.

Tartisma konusu olayda yürütmenin emrindeki polis "ickili aile restoranina bir baskin düzenler, pardon denetler. Bir baro baskani bu "denetlemenin" hukuka uygun olmadigi gerekcesi ile yargiya basvurur. Söz konusu polislerin bagli oldugu Ankara Emniyet Müdürlüğü memurların hata yaptığını belirtirip işlemleri iptal ederek mekan sahiplerinden özür diler.

Vee zurnanin ZIRT dedigi ve bilmecenin basladigi an simdi baslar; bir emniyet mensubu hukukculara der ki: hukuk konusunda uzman olduğunuzu bir kez daha sanırım.gördüm.

teşkilatımın mütalaasını yeterli görmüyorum.
açıkçası bu konu hususunda ben asla kesinlikle budur diyemem ama size de katılmıyorum.

Bir digeri, polisin aileleriyle oturan çocukların kimliklerini toplayıp tutanak düzenlemelerini siradan bir denetleme olarak nitelendirir.

Ne demis Orhan Veli?
Bu ne acayip bilmece! Ne gündüz biter, ne gece.

Saygilarimla
Old 30-12-2010, 12:55   #42
hızır hafiye

 
Varsayılan

sayın gemici
herhalde, bir diğeri dediğiniz ben oluyorum.eğer hangi yorumumda çocukların kimliklerini toplayıp tutanak düzenlemenin sıradan bir denetleme olduğunu gösterirseniz sevinirim. yaptığımız yorumlarda polisin yaptığı işlemin 'ne olcak ya işte diye' geçiştirilmeye çalışıldığı kanısında değilim. ama her ne olursa olsun yapılan işlem adli yada idari memurun kendisini bağlar. olaylardan olgu gibi bahsetmeye başlarsak yanılgıya düşeriz.önceki yorumlarımda da belirttiğim gibi emniyet teşkilatının insanların özel hayatına müdahale gibi bir amacı olamaz.organ mafyasıyla ortaklaşa çalışan doktor yüzünden nasıl tüm doktorları kötülemiyorsak yada bilinçli şekilde, gerek organize suç örgütlerinin gerekse terör örgütlerinin müdafiliğini yapan avukatlardan dolayı tüm avukatlarımızı kötülemiyorsak başımız ağrıdığında bile yine doktora gidiyorsak aynı şekilde emniyet teşkilatıda bu ülke için gerekli.
elbetteki yapılan hata eleştirilir ve eleştirilmelidir.ama hata olaya müdahil olan memurun hatasıdır. belki mevzuatı bilmiyordu belki yeni memurdu belki keyfiyetten.yapılacak eleştiriler memurun mevzuat bilgisi yada eğitimi üzerinde odaklanmalı. burda kimse memurun yaptığı işlem kesin doğru demedi. ben ilk yorumlarımda olasılıkları belirttim. ama emniyet genel müdürlüğünün yazılı açıklaması üzerine artık olasılıklar üzerine yorum yapmadım.benim üzerinde durduğum husus katılımcıların yaptığı yorumlara cevap niteliğindeydi.
kısaca konu şu: 3 tane memur, içkili lokantaya giderek yaşı küçük çocukların giremeyecekleri yönünde eski mülga mevzuata göre işlem tesis etmeye çalışmışlar baro başkanı uyarmış polisler baro başkanına göre şaka yaptık demiş ve daha sonra genel müdürlük konuyla alakalı basın açıklaması yaparak işlemin yanlış olduğunu ve özür dilediklerini belirtmiş.burda adli yada idari bir soruşturma mevzu bahis olacaksa konusu olayın müdahili memurlar olacaktır. yoksa ne değiştirilmeye çalışılan hayat tarzları, ne inadına rakı masasına oturtulacak yaşı küçük çocuklar, nede çorum belediyesinin içkili yer ruhsatlarına yaptığı fahiş zam olmayacaktır. her zaman söylüyorum gene söyleyecem tüm olanları objektif değerlendirebilmek için 'insan sırtında ki ideoloji gömleğini yeri geldiğinde çıkarmasını bilmeli.'
saygılar.
Old 03-01-2011, 00:38   #43
Gemici

 
Varsayılan Metanol

Metanol

Prohibition kavramı Latince‘deki Prohibere’den geliyor ve önlemek anlamında kullanılıyor; Belirli uyuşturucuların yasaklanması demek. Prohibition denince genelde 1919 ile 1932 yıllarında ABD’de uygulanan içki yasağı gelir akla. Afyon, Eroin, esrar ve bunlara benzer bazı diğer uyuşturucular 1961 yılında imzalanan bir milletlerarası anlaşma gereğince milletlerarası hukuk kurallarınca yasaklanmış durumda. Alkol, nikotin ve coffein gibi halk arasında yaygın uyuşturucular bu yasağın dışında bırakılmış.

Yasak, bir malın piyasaya sürülmesini önlemeye yönelik ve/veya kullanımın cazalandırılması ile olur. Piyasaya sürülme tamamen yasaklanabileceği gibi, sadece belirli kişilere veya kuruluşlara imtiyaz verilmesi iel de olabilir. Örneğin sigara ve alkol üretiminin tekelleştirilmesi. Tekelleşme tüketicinin o malı yüksek fiyata alması, fiyatların fahiş olarak yükseltilmesi anlamına gelir. Neticede mal karaborsaya düşer ve malın üretimi, ülkeye gelişi ve satışı teşkilatlı suç örgütleri üzerinden gerçekleştirilir . Piyasa devlet kontrolünden çıkar. Kaçakçılık, el altından mal satmak ve rüşvet işin içine girer. Yüksek suçluluk oranının düşürülmesine yönelik içki yasağı ABD’de suçluluk oranının ve örgütlü suçların öoğalmasına yol açmıştır.
Yasak, ülke genelinde yasaklanan malın tüketiminin azalmasına yol açar. Buna karşılık yasal yoldan ihtiyaçlarını gideremeyen bağımlılar kaçak olarak üretilmiş malın tüketimine yönelir. Kontrolden uzak kaçak olarak üretilen bu mallar genelde sağlığa zararlıdır ve belirli durumlarda ölüme ve zehirlenmelere yol açar.

Alkol kimyada ‘metanol ‘olarak adlandırılan maddenin konuşma dilindeki karşılığıdır. Alkol kelimesi Arapça’dan gelme. Alkol üretimi konusundaki ilk bilgilere eski Mısır ve Mezopotamya yazıtlarında rastlanıyor. Eski Yunan ve Roma İmparatorluğu kültürlerinde alkol büyük bir yer tutar. Rakı cinsinden yüksek derece alkollü ilk içkinin Anadolu’da imal edildiği tahmin ediliyor.Endistri devrimi ile baraber alkolün bir endüstri mamulü olarak üretilmesi sonucu tüketimi de fazlalaştı.

Şekerli meyvelerin olgunlaşması ile beraber bu meyvelerde mayalanma sonucu alkol oluşur. Ekmek, elmasuyu ve üzümsuyunda az da olsa alkol vardır.
Birada alkol oranı, cinsine göre, yüzde 1 ile 12 arasında değişmektedir.
Şarap ortalama yüzde 12 oranında alkole sahipken bu oran
rakıda yüzde 45 e varmaktadır.

Hepsi içki olmamakla beraber dünyada yılda 33 milyar litre alkol üretilmektedir. Alkol parfüm yapımında, temizlik maddelerinde, tıpta değişik alanlarda, dezenfekte etmede, motorlu vasıtalara yakıt olarak kullanmada kullanılır. Tıpta ve endüstrıde kullanılan alkol vergilendirilmezken, içki olarak kullanılan alkol devlet için büyük bir vergi kaynağıdır. İçki olarak kullanılmasını önlemek gayesi ile endüstri alkolüne başka maddeler aktılır.

İçki olarak alınan alkolün kana karışması kısa zamanda ve tüm sindirim yolu ile olur. Çok az bir kısmı urin, ter ve nefes yolu ile dışarı atılır. Yüzde 20 si mide zarı üzerinden kana karışır. Alınan alkolün vücuttan temzilenmesi 6-7 saat sürer. Etkisi bünyeye ve alışkanlığa göre değişse bile, miktarına göre(kandaki oaran, azdan çoğa) alkolün etkisi şu şekilde sıralanabilir;
- Bülbül olup şakımaya başlamak, hoşça sohbet etmek.
Bu safhada bir tanıdığım bundan senelerce önce, : ‘Yegenim , siz de içki içiyorum diye geçiniyorsunuz, ben sizin yaşınızda iken iki büyük bir güççük içerdim, yetmediği için masadaki artıklara saldırırdım’ demişti,
- Görme kabiliyetinin azalması, dikkatin dağılması,
- Cesaretlenmek, reaksiyon kabiliyetinin azalması,
- Dengenin bozulması, gözlerin sabit bir noktaya takılıp kalması,
- Kekelemeye başlamak, cesaretlenip hırçınlaşmak, saldırganlık,
- Şuur bozuklukları, felç belirtileri, herşeyi çift olarak görmeye başlama,
- " Bunun alkolünde kan var" dedirtecek durumlarda: alkol koması, nefes alma sisteminin felce uğraması ve ölüm.

Alkolün uzun sürede bünyeye verdiği zararlar:
Alkol bağımlılığı. Almanya’da 4,5 milyon alkol bağımlısı varmış. Bu bağımlıların yüzde 20 den fazlası kadın. 45 bin kişinin ölümü alkol tüketimine bağlı,
Fazla kalorisinden dolayı alkol kilo almaya ve şişmanlığa yol açar,
Cinsel iktidarsızlığa yol açar,
Mide ve karaciğer hastalıklarına yol açar,
Beyin hücrelerini öldürür,
Vitamin, özellikle B Vitamini bozukluklarına yol açar.,
Almanya’da alkolik anneden doğan her 300 çocuktan bir tanesi sakat olarak dünyaya geliyormuş.
Kaynak: Wikipedia

Zararlarını saydıktan sonra, alkole methiye düzmek biraz ters kaçacak; En iyisi şairleri konuşturmak:

Esdi nesim-i nevbahar açıldı güller subh-dem
Açsın bizim de gönlümüz saki medet sun cam-ı Cem
Nef’i

Ala gözlü Şah’tan bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
......
Kırkların içtiği engür suyundan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
.............
Pir Sultan’ım hamı hası seçerim
Ağ okurum aşk kitabın açarım
Yâr elinden âğu gelse içerim
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Pir Sultan Abdal


Düşeli, derd-i firâkın ile sevdaya mey’e,
Müptelayım, deliyim, sinmişim esrar-ı ney’e..
Feleğin kahpe başında paralansın parası,
Ben güzel sevmeğe geldim değil ekmek yemeye.
Neyzen Tevfik

Ulu Tanrım, akıl ermez sırrına
Bin bir isami hakda pinhan edersin.
İçirirsin şarabın peymanesini,
Hikmetini sonra ayan edersin.
Neyzen Tevfik

TOPU TOPU
Yüreğine keder ağacını diktin mi, bittin.
Boyuna güler yüzlü kitaplar oku.
Çek şarabı, içinden ne gelirse onu yap.
Yeryüzünde kaç gün kalacağız topu topu.
A. Kadır
Bugünün Diliyle Hayyam


Not: Yazıya başlarken amacım Alman ve İsviçre hukuklarında kamusal alanda çocuk ve gençlere getirilen alkol yasağına değinmekti.


Saygılarımla
Old 03-01-2011, 10:11   #44
laborlawyer

 
Varsayılan

Hukuken yapılan uygulamanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yapılan uygulamanın insanları rencide edecek nitelikte hatta nefret uyandıracak nitelikte olduğunu düşünüyorum. Aşağıdaki sözlerimi kimse üstüne alınmasın zira benim sözlerim belirli kişi veya kurumlara değil, böylesine yasakçı ve baskıcı bir zihniyeti egemen kılmaya çalışan herkesedir.

Ben ilk rakımı babamın yanında içtim, şimdi de alkolik değilim ve babam da değil. Benim çocuğum da -isterse- ilk rakısını benim yanımda içecek. Bu ne polisi ilgilendirir ne de herhangi başka bir kurumu. Biz böyle yetiştik. Polisin görevi düzen sağlamak ve vatandaşı korumaktır. Bu olayda polislere oraya gidip o işlemi yapma emrini veren kişi hatalıdır. Muhtemelen de böyle sosyal ortamlardan nasibini almamış babasıyla bir kadeh tokuşturmamış bir insandır. Bunun dışında nasibini almamak şöyle dursun, kendi yapmadığı şeyleri başkasının yapmasına da tahammülsüzlük gösterecek kadar ali kıran başkesen olduğu da ortadadır. Ayrıca, devletin toplum adına ve toplum için kullanılmak üzere kendisine verdiği yetkiyi de bu şekilde kendi dünya görüşü doğrultusunda kullanmaktadır.

O çocuklar bu işlemi yapan insanlar sayesinde böyle hatıralarla büyüyecek. aile mahremiyeti, eğlence hürriyeti ayaklar altında. Peki acaba o çocuklar Hanuka esnasında ailesiyle şarap içen Musevi çocuklar olsaydı? Olmaz demeyin olmaz demek bizde kimseye yer yok demenin tek kelimelik ilkel hali. Bal gibi de olabilir. Zaten olayda herhangi bir din öğesinin olması da zorunlu değil zira bu bir özgürlüktür. Hani o çok sevilen tabirle; "velev ki" bu bir suç ve cezayı gerektiriyor (ki değil), o halde neden acaba polisimiz yollarda ölüm kusan trafik canavarlarının, devrilecek kadar yüklenmiş kamyonların ve Türkiye'de hemen müdahale edilmesi gereken binlerce vakkanın peşine düşürülmez de, bunca tehlike dururken ailesi nezaretinde içkili bir lokanta da yemek yiyen çocukları ve ailelerini travmatize etmeye gönderilir?

Bu çocuk içki adabını, rakı nasıl içilir, şarap nasıl içilir, hangi ete ne renk şarap nerden öğrenecek? tamam bu "uygulamaya" destek olanlar sizler kendi çocuğunuza bunları öğretmek zorunda değilsiniz ama öğretenle neden sıkıntınız var? Avrupa'da ortalama bir genç size en az 2-3 tane şarap çeşidi sayıp bu konuda sohbet edebilirken biz hala bunlarla uğraşıyoruz.

Bütün mesajları okudum ve belirttiğim gibi ben yapılan uygulamanın hukuksuz olduğu görüşüne Ankara Barosu'nun İçişleri Bakanlığı'na göndermiş olduğu yazıdaki gerekçelerle katılıyorum. (http://www.ankarabarosu.org.tr/Defau...Detail&id=5660) Ancak, iki emniyet mensubunun hukuki düşüncelerini ve karşıt görüşlerini böyle bir platformda ve böyle hassas bir konuyla ilgili olarak tartışmaya açmaları, fikir paylaşmaları beni gerçekten çok mutlu etti. Demek ki, site emniyet mensuplarınca da takip ediliyor. (Yani bizim takip ettiğimiz gibi hobi olarak, mesleki anlamdaki takip izlemeyi kast etmedim yanlış anlaşılmasın)
Old 05-01-2011, 00:22   #45
hızır hafiye

 
Varsayılan

Birisine fuhuştan işlem yaparsınız hırsızlık mı yapalım der. hırsız yakalarsınız adam mı öldürelim der. katil yakalarsınız terörist mi olalım der.velhasıl kimse ne suçunu kabul eder nede cezayı beğenir.Bunun içindir ki kanun koyucu neyin suç neyin kabahat olduğunu şahısların inisiyatifine bırakmamış yazılı kurallarla belirlemiş.Kimine çocuğuyla kadeh tokuşturmak zevkli gelir, kimine sarhoş olup sokaklarda nara atmak, kimine de esrar çekip kafayı bulmak.Bir şeyin güzel olması doğru olduğu anlamına gelmez.Eleştiri yaparken hukuki normlara göre yapılmalı, laf olsun diye değil.Uyuşturucu madde kullanmaktan işlem yapılan biride polise yönelik,hayatında hiç esrar içmemiş ki ne bilir, içemediği için işlem yapıyor derse dayanak noktanız arasında ne fark kalır. Şu ana kadar hiçbir katılımcının polisin mevzuat bilgisi yetersizliği üzerine eleştiri yapmaması da ayrı bir muamma. Bu sitede hala, çocuğun ifadesi alınırken avukat olmalımı olmamalımı diye soran 4 yıl hukuk fakültesi okuyup avukatlık stajını yapan avukatların olduğunu görünce üzülüyorum ama aynı şekilde bu soruya canla başla farklı cevaplar veren avukatları görünce hem üzülüyor hem de seviniyorum (mesleki dayanışmalarından dolayı). Demek ki bazı şeyler okumayla değil uygulamayla öğreniliyor. Şu andan itibaren hiç bir kolluk bu hatayı yapmaz. Yapan olursa da tck madde 20 cezai sorumluluğun şahsiliği ilkesine göre yargılanır. Avukatlarımızın bunu bilmesi lazım ama sitede sorulan soruları ve yapılan yorumları okuyunca bu cümleyi yazma cesaretini kendimde buldum.
Ayrıca niye insanlarımız polis teşkilatını hala tek vücut gibi düşünme gafletinden kurtulamaz. yani polis buradaysa demek ki başka yerde değil mantığı hangi aklın ürünüdür..Sevgili hukukçularımız, polis organize olmuş bir kurumdur. siz ıssız bir yolda radardan ceza yerken aynı zamanda bir terör örgütüne yönelik operasyonda yapılıyor olabilir sokaktaki adi bir kavgaya müdahalede yada uyuşturucu satıcılarına yönelik teknik dinlemede. Bu yüzden polis bu işlerle uğraşacağına şunlara baksın demek bu tarz, üyelik gerektiren sitenin katılımcılarına yakışmaz.
Old 05-01-2011, 11:40   #46
laborlawyer

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hızır hafiye
Birisine fuhuştan işlem yaparsınız hırsızlık mı yapalım der. hırsız yakalarsınız adam mı öldürelim der. katil yakalarsınız terörist mi olalım der.velhasıl kimse ne suçunu kabul eder nede cezayı beğenir.Bunun içindir ki kanun koyucu neyin suç neyin kabahat olduğunu şahısların inisiyatifine bırakmamış yazılı kurallarla belirlemiş.Kimine çocuğuyla kadeh tokuşturmak zevkli gelir, kimine sarhoş olup sokaklarda nara atmak, kimine de esrar çekip kafayı bulmak.Bir şeyin güzel olması doğru olduğu anlamına gelmez.Eleştiri yaparken hukuki normlara göre yapılmalı, laf olsun diye değil.Uyuşturucu madde kullanmaktan işlem yapılan biride polise yönelik,hayatında hiç esrar içmemiş ki ne bilir, içemediği için işlem yapıyor derse dayanak noktanız arasında ne fark kalır. Şu ana kadar hiçbir katılımcının polisin mevzuat bilgisi yetersizliği üzerine eleştiri yapmaması da ayrı bir muamma. Bu sitede hala, çocuğun ifadesi alınırken avukat olmalımı olmamalımı diye soran 4 yıl hukuk fakültesi okuyup avukatlık stajını yapan avukatların olduğunu görünce üzülüyorum ama aynı şekilde bu soruya canla başla farklı cevaplar veren avukatları görünce hem üzülüyor hem de seviniyorum (mesleki dayanışmalarından dolayı). Demek ki bazı şeyler okumayla değil uygulamayla öğreniliyor. Şu andan itibaren hiç bir kolluk bu hatayı yapmaz. Yapan olursa da tck madde 20 cezai sorumluluğun şahsiliği ilkesine göre yargılanır. Avukatlarımızın bunu bilmesi lazım ama sitede sorulan soruları ve yapılan yorumları okuyunca bu cümleyi yazma cesaretini kendimde buldum.
Ayrıca niye insanlarımız polis teşkilatını hala tek vücut gibi düşünme gafletinden kurtulamaz. yani polis buradaysa demek ki başka yerde değil mantığı hangi aklın ürünüdür..Sevgili hukukçularımız, polis organize olmuş bir kurumdur. siz ıssız bir yolda radardan ceza yerken aynı zamanda bir terör örgütüne yönelik operasyonda yapılıyor olabilir sokaktaki adi bir kavgaya müdahalede yada uyuşturucu satıcılarına yönelik teknik dinlemede. Bu yüzden polis bu işlerle uğraşacağına şunlara baksın demek bu tarz, üyelik gerektiren sitenin katılımcılarına yakışmaz.

Sayın Hızır Hafiye,

Öncelikle amacımın kesinlikle ikili tartışmalara girmek olmadığını belirtmek isterim. Sizin de, samimiyetle, böyle bir amacınız olmadığının farkındayım. Bildiğiniz gibi hukuk sadece ceza hukuku ile sınırlı değildir. Siz, örnek verecek olursak, ceza hukukunu çok iyi bildiğinizi belirtirken; size bir başkası hukukun tamamen farklı bir alanıyla ilgili soru sorduğunda buna yanlış cevap vermeniz ya da bilmemeniz sizin iyi bir hukukçu ya da emniyet mensubu olmadığınızı göstermez. Önemli olan, bilmediğimiz şeyi öğrenecek tevazuyu gösterebilmektedir. Ben sizin de bu yaklaşıma sahip olduğunuz ve dolayısıyla avukat meslektaşlarımızın sorduğu sorularda da böyle bir öğrenme isteği olması sebebiyle ayıplanmamaları gerektiğine katılacağınız kanaatindeyim. En nihayetinde bu sitenin amaçlarından birisi de bilgi paylaşımı ve önemli olan kişilerin bilginin peşinde olması ve bu erdemi gösterebilmesidir diye düşünüyorum.

Şimdi örrneğin, polisin de görev alanında yer alan ve İçişleri Bakanlığının da çok çaba sarf edip eğitimler sunduğu Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesinin bir detayıyla ilgili bir soru sorulsa bunu -çok doğal olarak- ilk etapta bilememeniz sizi bilgisiz bir polis yapmaz. Aksine, bunu araştırmanız, yine benim kanaatimce sizi mesleğinizde bilgili bir polis yapar.

Polisin tek bir vücut gibi düşünülmesi eleştirinizle ilgili olaraksa belirtmem gerekir ki, ben bu keyfi uygulamayı oraya gidip uygulama yapan polislerin iradesinin ürünü olarak değil ama idari anlamda bu talimatı veren veya verdirten -ki bu nerelere dayanır bilemeyiz- makamların eseri olarak görüp, onlarla ilgili avukat olan bir vatandaş olarak eleştiri yaptım ve oraya giden polislerle ilgili özellikle "gönderilen" gibi edilgen ifadeler kullandım. Elbette polisimiz pek çok hayati operasyonda canla başla bizi korumakta ve herşeyden önemlisi vazifesini yapmaktadır bu konuda diyecek bir sözümüz olamaz. Ancak hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde yapılan işlemde oluşan tüm zaman kaybının maliyeti, oraya giden polis arabasının benzini, boş yere meşgul edilen polis memurlarının maliyeti vatandaş olarak bizlerin cebinden çıkmaktadır ve bunu sorgulamak da herhalde çok anlamsız değildir.

Son olarak, esrar içen ve içkili lokantada ailesinin yanında oturan çocukla ilgili olarak yaptığınız kıyasa, hem ceza hukukundaki kıyas yasağı ilkesinden dolayı hem de fiillerden biri suç öbürü olmadığı için katılmamaktayım. Hele ki yapılan işlemin hukuka uygun olmadığına sizin de "şu andan itibaren hiçbir kolluk bu hatayı yapmaz" cümlenizle hak vermenizden sonra. Yasada açıkça düzenlenmiş bir suç için "aman canım polis de biraz esnek olsa" yaklaşımı söz konusu olsaydı elbette haklısınız ancak burada söz konusu olan hukuksuz bir uygulamadır ve hukuksuz uygulamanın sebebi birilerinin keyfi tutumuysa, kendi hayat tarzını yansıtan aslında bunu eleştirenler değil yine o uygulamayı yaptırtan kişilerdir.

Avukatlar da, diğer meslek mensupları da kendi bilgi dağarcıkları ve kanunların çizdiği sınır doğrultusunda bunu tartışmakta özgürdür. Size yukarıda belirttiğim noktalarda katılmıyor ancak burada paylaşımda bulunmanızdan ötürü çok büyük mutluluk duyuyor, yaptığınız kutsal görevde canı gönülden başarılar diliyorum.
Old 13-01-2011, 11:28   #47
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

bknz:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16752685.asp?gid=373

Haberde bir iddia var. Doğru olup olmadığı zannediyorum yakın zamanda belli olur. 28 Şubat dönemindeki gibi "irtica geliyor" vaveylalarına kapılmak istemem ancak 45 cm. olayının asparagas çıkmaması örneğinde de görüldüğü gibi münferiden gerçekleşiyor olma sınırlarını aşan bir hareketlilik var gibi görünüyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aile nedir?Aile olabilmek için kaç kişiye ihtiyaç vardır? Nur Deniz Site Lokali 29 10-03-2009 22:24
Polis Arşiv kaydı ve Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu prometeus Hukuk Soruları 2 06-03-2009 12:46
Türkiye: Nokta Dergisi’ne polis baskını sansür tehlikesini artırmaktadır Emin Cihan UYSAL İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu 0 31-05-2007 18:12
İçkili İşyerinde Çalışan İşçinin Müşteri Tarafından Bıçaklanması İş Kazası mıdır? madvocate Meslektaşların Soruları 2 22-01-2007 10:40
Danıştay baskını davası başlıyor Av.Ayşe Hukuk Haberleri 0 11-08-2006 11:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08149505 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.