24-05-2006, 16:50 | #31 |
|
Cezasızlık ile yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesini karıştırmayalım.
Değerli arkadaşlar,görevli trafik memuru suçla ilgili tutanağı tutar.Gerekli yollardan Yargıtay'a veya ilgili Komisyona havale edilirse orası gereğini yapar.Aşağıda Yargıtay'la ilgili bir haber var.Konunun yanlış anlaşılmasına veya yorumlanmasına sebebiyet verilmemeli. Bir idare memurunun yargı erki mensubuna ceza yazamaması yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ilkesinin gereği olup,suçun cezasız kalması şeklinde yorumlanmamalıdır.
Saygılarımla... 10:40 29 Haziran 2005 / Çarşamba Yargıtay, hız sınırını aşan 2 üyeye para cezası verdi Yargıtay, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinin ardından hakim ve savcılara trafik kuralını ihlalde "imtiyaz" tanındığı iddialarını verdiği kararla sona erdirdi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 2 üyenin Karayolu Trafik Kanunu’na göre hız sınırını aştığına ilişkin tespit tutanakları ilgili emniyet müdürlükleri tarafından Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderildi. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu da toplanarak konuya ilişkin kararını verdi. Kararda, bir üyenin 2 kez hız sınırı ihlalinde bulunduğunun bildirildiği belirtilerek, bu eylemin Kabahatler Kanunu’na göre kabahat niteliğinde olduğu ve idari yaptırımı gerektirdiği kaydedildi. Karayolları Trafik Kanuna’na göre, hız sınırını 2 kez ihlal ettiğinin sabit olduğu belirtilen kararda, bu üyenin, 2 ihlalden 92’şer YTL olmak üzere 184 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ifade edildi. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, bir başka üyenin de öngörülen hız sınırını yüzde 30’dan fazla aştığı için 188 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasını kararlaştırdı. Kurul, yaptırımlara ilişkin tutanak düzenleyerek 2 üyeye tebliğ etti. Bu üyeler, tebliğden itibaren 7 gün içinde Yargıtay Başkanlar Kurulu’na itiraz edebilecek. İtirazın reddedilmesi halinde bir aylık yasal süre içerisinde belirlenen para cezası ödenip, makbuz Birinci Başkanlık Kurulu’na ibraz edilecek. Ödenmemesi halinde Kabahatler Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince kesinleşen idari para cezasının derhal tahsili için karar görevli vergi dairesine gönderilecek. |
26-05-2006, 10:51 | #32 |
|
Ülkemizde kendisine görevi dolayısıyla verilen ayrıcalıkları özel hayatında kullanan, nezaket kurallarına riayet ederek kolayca halledilebilecek konuları ( sırf mesleği nedeniyle kazandığı üstünlük duygusu - kibir nedenyile ) yargıya taşımaktan çekinmeyen, insanları mesleğine göre değerlendiren ve ancak amiri durumundaki insanlara saygı duyan insanlar olmasaydı, yukarıdaki tartışma olur muydu dersiniz?
Hakim - Savcı ya da Avukat, konu düzenlemer değildir, hergün gördüğümüz örnekler nedeniyle, tanınan ayrıcaklıkları kötüye kullanacak insanlar olduğuna emin olmamızdır. Buarada Sayın Aydın Başar'a yazısı nedeniyle teşekkür ederim. |
26-05-2006, 13:36 | #33 |
|
bu siteye yeni üye oldum ve takip ettiğim ikinci forum konusu bu oldu. ve açıkçası bazı arkadaşlarımızın düşüncelerini ve ifadelerini hayretler içinde okudum.konu hakim ve savcılara trafik cezası kesilemeyeceği. gerekçe olarak da "hakim ve savcıların görevlerini daha rahat icra edebilmeleri" , "ceza kesilmesinin kovuşturma ve infaz anlamında uygun olmayacağı" ve bunlara benzer gerekçeler gösterilmiş. hukuk alanında düşüncelerin gerekçelendirilerek ifade edilmesi doğal ve olması gerekendir.ancak, rezay'ın da belirttiği düşünceler, kararların gerekçelendirilmesi bu gerekçelerin doğru olduğu anlamına gelmez.gerekçelendirilen her düşünce va karar dinlemeye, kabul edilmeye, tartışılmaya değerdir.ancak gerekçeyi tartışıp aksi bir gerekçeyle ifadelendirmek de gayet doğal bir "HAK"tır; "HAZIMSIZLIK" değildir. Asıl, gerekçelendirilmiş karşı bir düşüncenin olabileceğini kabul edememek hazımsızlıktır.
tartışma konusuna da gelince, hakim ve savcılara bu şekilde bir "pozitif ayrımcılığın" içine sokulması gerekçesinin kabul edilemez olması sebebiyle doğru değildir. |
05-06-2006, 18:21 | #34 |
|
Ayıcalık
Bir ülkede hukuk vasa ayrıcalık olmamalı fakat konu türkiyeyse ve milletvekilleri dokunulmazsa hukukçuların şimdikinden daha fazla ayrıcalık gomesinden yanayım.Ancak yıne de ayrıcalıkları tasvip ettiğim soylenemez bır hukukçu adayı olmama rağmen ayıcalık konusuna kendı cıkarım doğultusunda pek bakamıyorum.
|
11-06-2006, 16:16 | #35 |
|
hukuk devletinde hiç bi kimseye hiç bi zümreye ayrılıcalık tanınamaz ve kimse kimseden üstün degildir......
|
19-02-2007, 09:46 | #36 |
|
Önemli olan Yargıçların hiçbir zaman avukatların da onların meslektaşları olduğunu unutmaması ve Avukatların da kendilerinin Avukat olduğunu hiç bir zaman unutmayıp mesleğin etiğini göz ardı etmemesidir bence.
|
19-02-2007, 14:56 | #37 | |||||||||||||||||||
|
Kim demiş meslektaş olduğumuzu, bakalım onlar bu payeyi kabul ediyorlar mı? Ben de Cameron Diaz için herkese sevgilim olduğunu söylüyorum. |
19-02-2007, 16:33 | #38 |
|
tüm katılımcılar "HUKUK DEVLETİ"nden dem vurarak yorum yapmışlar.Peki ya "guguk devleti" varsa...
Öyle ya. Sloganı bile var.. "BURASI İSRAİL DEĞİL. TÜRKİYE..." |
19-02-2007, 16:50 | #39 |
|
Sayın Mecit Tav, yargıtay kararını eklemiş,
Ben şu kadarını açıklayayım, hakim ve savcılar trafik cezalarından muaf değildir. Trafik polisi tutanak tutup bakanlığa gönderecek, bakanlık gerekli soruşturmayı yaptırıp, ceza kesmeye yetkili birime gönderir... Teoride tuhaf gelse de, pratikte faydalı bir uygulama diye düşünüyorum. |
19-02-2007, 17:10 | #40 |
|
Soruya soruyla cevap vermek pek tercih ettiğim bir yöntem değildir ama bu soruya şu şekilde cevap vermeyi tercih ediyorum
-Peki avukatların varlığı neden bazı hakim,savcı ve kolluk görevlilerini rahatsız etmektedir??? |
19-02-2007, 21:13 | #41 |
|
Bırakalım hakimler ve savcılar bu ayrıcalıklarını kullansınlar belki biraz da ego tatmini vardır işin içinde.Pek çok önemsemiyorum.Nasılsa ilanihayet hakim ve savcı kalınmıyor.Bir gün baro odasında kalemde işini yaptıramamış ve yakınan eski hakim yada savcı değerli insanları görürüz. o zaman şöyle sorabiliriz: Ne o eski ayrıcalıklardan emekliliğinize hiç ayırmamış mıydınız?
Saygılar ve sevgiler... |
21-02-2007, 16:02 | #42 |
|
"Ayricaliklar" daha cok demokrasisi tam gelismemis ilkel tolumlara has bir kavramdir. Kelime anlami ve insan kulaginda olusturdugu aküstik tinlama olarak bakildiginda bile oldukca negatif cagrisimlar uyandiriyor.. Genel itibarla devlet memurlarina ve özelde hakimlere yapilan hakaretin ya da saldirinin agir olmasinin "ayricalik" olarak degerlendirilmesi cok yanlis, bu hukuk devlet sisteminin saglikli islemesinin bir geregidir.
Peki bir Hakim yada savci neden "Ayricalik" arar?.. Bu sorunun cevabini egitim sisteminde ve ekonomik kosullarda aramak gerekir. Mesela Avrupanin gelismis ülkelerinde bir hakim kalabaliklar icerisinde siradan bir birey olmaktan gurur duyar, cünkü ruhsal ve maddi doygunluga erismis durumdadir. Yeterince maas alir, mesleki sorunlari en alt düzeydedir, ayricaliklara ihtiyaci yoktur. Peki Türkiyede siradan bir hakimi ele alin, yaptigi isle aldigi ücreti öncelikle bir kiyaslamak gerekir. Hakim, maddi olarak yeterli olanaklara kavusamamis olmasinin yarattigi psikolojik travmayi, kullanacagi "ayricaliklarla" gidermeye calisacaktir elbette.. Ayrica isin egitim boyutu, yani egitim sisteminin ezdigi bireylerin iclerinde büyüttükleri "imkan olmasi halinde baskalarini ezme" dürtüsüdür bu.. Yani aslinda hakimlerin ya da baskalarinin istedikleri "ayricaliklar" baskasini ezme dürtüsü temeli üzerine oturur. Sözün özü olarak ayricaliklarin tümüne karsi cikilmasi gerekir, demokrasimiz gelistikce bu kavrami daha az kullanacagimiza inaniyorum. selam ve saygilar |
13-03-2007, 14:43 | #43 | |||||||||||||||||||
|
|
13-03-2007, 17:40 | #44 |
|
sayın judge tüm meslektaşlarımın görüşlerine katılıyorum.ayrıca örnek vermek isterim,otopark dolu olduğu için arabasını otoparka koyamayan bir savcının,aracını yol ortasına park edip gittiğini,yolu açmak için ve aracın bir hakim ya da savcıya ait olduğunu dahi bilmeyen (ki bilse ne olur bilmese ne olur neticede kurallar ihlal edilmiş)trafik polislerinin, yol ortasındaki aracı çekici ile çekmek üzere iken,trafiğin arapsaçına dönmesine rağmen hiç müdahil olmayan bu muhterem zatın müdahale ederek polisleri dövmekten beter ettiğini,tüm milletin gözüönünde arabasının çekilmesini engelleyip arabasına binerek olay yerinden patinaj yaparak uzaklaştığını söylesem acaba inanırmıydınız.(inanın inanın)
|
13-03-2007, 18:56 | #45 |
|
Hep özleriz ya Başbakana ceza kesecek trafik polisini....
|
16-03-2007, 02:07 | #46 |
|
T.C.
YARGITAY BASIN BÜROSU Sayı: 1619 BASIN AÇIKLAMASI 13 Mart 2007 tarihli bir kısım gazetelerde, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin verdiği bir karar nedeniyle, Hâkim ve Savcılara trafik cezası kesilemeyeceği yönünde haberlerin yer aldığı görülmüştür. Karara yanlış anlam verildiği ve hatalı yorum yapılarak ortaya gerçeği yansıtmayan haberlerin çıktığı anlaşılmış, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine meydan vermemek için konuya açıklık getirilmesi gerekmiştir. Haberlere dayanak gösterilen karar, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 27/12/2006 tarihli hükmü olup; Adalet Bakanlığı’nın “Kanun Yararına Bozma” istemine istinaden ele alınan bir dosyaya ilişkindir. Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının 2918 sayılı Trafik Kanununa aykırılık teşkil eden eylemlerinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93. maddesi kapsamında kişisel suç oluşturduğu bu nedenle ilgili zabıtanın yalnızca tutanağı düzenleyebileceği yasada açıkça belirtilmiştir. Anılan yasa gereğince Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının haklarında hangi usul ile soruşturma ve kovuşturma yapılacağı açıklanmıştır. Buna göre; Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının 2918 sayılı Trafik Kanununa aykırılık teşkil eden eylemlerinden dolayı ilgili zabıta tespit tutanağı düzenleyecek, bu tutanak, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu Ağır ceza mahkemesine en yakın Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına, Savcılık tarafından da karar verilmek üzere o yer Ağır ceza mahkemesine gönderilecektir. Somut olayda Yargıtay 7. Ceza Dairesi, bir Cumhuriyet Savcısı için düzenlenen “tespit tutanağının”, ilgili yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığınca “ceza tutanağı” haline getirilemeyeceğine karar vermiştir. Tamamen teknik bir inceleme konusudur ve “idari yaptırım kararının doğrudan cezaya ilişkin bulunması sebebiyle bu yaptırımın ya da yaptırımı uygulayacak merciin kıyas yolu ile belirlenemeyeceğine” dairdir. Haberde aktarıldığı gibi Hâkim ve Savcılara ceza verilemeyeceğine değil, hangi merci tarafından bu işlemin yerine getirileceğine yönelik bir karardır. Hukuki bir belirlemedir. Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarını yasaların uygulanamayacağı görevliler gibi göstermek, konuyu çarpıtarak, kamuoyunu yanlış bilgilendirmektir. 2918 sayılı Karayolları ve Trafik Kanunu’na aykırı davrandığı belirlenen ve haklarında tespit tutanağı düzenlenen Yargıtay Üyeleri hakkında bu yaptırımı uygulama yetkisi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun olup, sadece bu yıl içinde Yargıtay Daire Başkanı ve Üyesi olan, haklarında tutanak tanzim edilen 6 Yüksek Yargıca ceza uygulanmış ve yerine getirilmiştir. Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki, açıklanan husus “yargı teminatının” sağlanmasının ön şartıdır. Hâkimlere ve Cumhuriyet Savcılarına elbette yaptırım uygulanacaktır. Ama adli amiri oldukları merciler tarafından değil, daha üst yargı mercilerince. Yoksa Anayasa’da yer alan hâkim teminatı zedelenir, yargı idarenin etkisi altına girer. Böyle bir duruma sebebiyet vermemek için; özel yasalardaki hükümler gereği, cezaları uygulayacak merci değişmektedir. Bu husus temelde vatandaşların yasalar önündeki eşitliğinin ve güvencesinin dayanağıdır. Bu ülkede hiç kimse yasaların üzerinde değildir, ayrıcalıklı hiç değildir. Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur. YARGITAY BASIN BÜROSU |
20-03-2007, 08:41 | #47 |
|
arkadaşlar, öncelikle bizler ayrı ayrı meslekleri ifa etsek de hukukçuyuz. mesleğimiz nedeni ile bize tanınmış bazı ayrıcalıkları sırf bu ayrıcalığa sahip olduğumuz için savunmanın yanlış olduğunu ve istenmeyen neticelere neden olabileceği kanaatindeyim. Bu bir ayrıcalıktır ve bunun meraklısı olan bazılarını çok sevindiriyor olabilir. ama lütfen bizlerde özellikle olması gereken objektiflik özelliğini asla unutmayalım. trafik kuralları herkesin uyma zorunluluğu olan kurallardır. bir hukukçu olarak avukatlık mesleğini ifa etmeye çalışan meslektaşların gün içinde ne kadar büyük bir telaş ve koşuşturma içinde yaşadığuı ve bir duruşmadan diğerine yetişme sorunları olduğu herkesin malumudur. ya da hastaneye yetişmeye çalışan bir doktorun işinin aciliyeti ya da uçağa yetişmeye çalışan bir görevlinin yetişme zorunluluğu da herkesin malumudur. adı her ne olursa olsun bu kesinlikle bir imtiyazdır ve bence doğru değildir. verilen bu imtiyazı hangi hakim trafiği bir birine katmış ki gibi bir açıklama ile savunmanın ise kesinlikle doğru olmadığını düşünüyorum. önemli olan buradaki olgudur. ihalalinin olup olmadığını tartışmıyoruz. bu devlet bir hukuk devletidir. öncelikle buna bizim inanmamız ve bu özelliğe aykırı durumlara, önce bizlerin, velevki bu imtayaza sahip olsak bile, karşı duruş göstermesi gerektiğini düşünüyorum.
|
22-03-2007, 11:59 | #48 |
|
Sayın avhalit, lütfen Yargıtayın basın açıklamasını bir kez daha dikkatlice okuyunuz. Tartışılan konu bir imtiyaz değil, yargı teminatı ile ilgili bir husustur. CMK.daki değişiklik ile bir avukatın meslektaşları olan hakim-savcı dan sarf kararı almaları haklı olarak avukatları rahatsız etmiştir. Bırakın eşit statüyü, adli amiri iken bir hakim savcıya trafik polisinin ceza düzenlemesi neden imtiyaz gibi görülür. Trafik polisi kural ihlalini tesbit edecek, ancak ceza veremeyecektir. Bunun anlaşılmayacak bir tarafı yoktur.
|
23-03-2007, 15:01 | #49 |
|
bunun ayrıcalık olduğunu düşünmüyorum
Sayın judge,
maalesef üzülerek belirteyim ki biz hukukçular da,hukuk bilgisi olmayan sade vatandaşlar gibi işin detayını öğrenmeden gazetelerin (bilerek ya da bilmeyerek) yazdığı yalan ya da hanlış haberlere dayanarak yorum yapabilmekteyiz. öncelikle şunu belirteyim ki polislerin hakim-savcılara ceza tutanağı düzenleyememesi ya da soruşturma yapamaması ayrıcalık değil, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ilkesinin sonucudur.ancak bu hakim_savcıların suç işleme özgürlüğü olduğu anlamına gelmez. hakim ve savcıların görevle ilgili ya da görev dışında işledikleri suçların soruşturması hakim ve savcılar yasasında düzenlenmiştir, burada ayrıntısına girmeyeceğim tabiki.kısaca şunu söyleyebilirim, yargıtay kararına konu olayda polis memurunun yasa gereği yapması gereken şey,ceza tutanağı düzenlemek değil, suç tutanağı düzenleyerek adalet bakanlığına göndermek olmalıydı.adalet bakanlığı da bu tutanağı hakim ya da savcının görev yaptığı yere en yakın ağır ceza merkezine gönderecekti. ancak polis bunu yapmak yerine cezayı kendisi vermiş,yargıtay haklı olarak yasaya aykırı bu işlemi onaylamamıştır.aksi takdirde polise bu yetki verilirse hakim savcıya kızan her polis (çoğu kızıyor ya)tüm hakim -savcıları sanık konumuna düşürür. ayrıca eğer bu ayrıcalıksa avukatlık kanununda, ceza kanununda ve diğer bir çok kanunlarda avukatlar için de benzer ayrıcalıklar olduğunu unutmayalım ben kendi adıma yargı bağımsızlığının sağlanması ve korunması bakımından bu tür yasal güvencelerin yargının tüm unsurları için bulunması gerektiğini düşünüyorum.sonuçta hakim- savcılar da suç işlediklerinde haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılabilir, ceza da alabilirler. sadece soruşturma ve kovuşturma yöntemi farklı.saygılarımla. |
23-03-2007, 16:20 | #50 |
|
çoğu kişiyi rahatsız eden nokta hakim ve savcıların görev içinde veya görev dışında oldukları fark etmeksizin bu cezadan muaf tutulacak olması bence açıklaması ne olursa olsun yasal dayanağı bile olsa doğru bir uygulama değil trafikte ceza kesmede ayrıcalık olurmu??o zaman mesela sigara içilmesi ceza gerektiren bir yerde bir hakim,savcı sigara içse ve bundan dolayı para cezası verilse yine aynı gerekçelermi ortaya konacak bu durum sadece toplum vicdanını rahatsız eder...
|
24-03-2007, 13:57 | #51 |
|
Bu hak Avukatlara da tanınacak mı? Yarın hakim ve savcıların, avukatlar karşısında eşit olmadığını söylemeyelim sonra.
|
24-03-2007, 18:53 | #52 |
|
Hukukun teminatı olan hakim ve savcı meslektaşlarımıza trafik cezası verilemeyeceğine dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.İlgili sorun hakim ve savcılarla ilgili düzenlenecek idari para cezaları ile yasal prosedurun uygulanmamasından kaynaklanmaktadır. Yargıtay Başkanlığı'nın kamuoyundaki bu şikayetler üzerine yaptığı basın açıklamasının gözönünde bulundurulması faydali olacaktır.
|
01-04-2007, 13:46 | #53 |
|
Sayın meslektaşım Av. M. Dikicî'ye katılmıyorum. Hakim olan kişi herşeyede hakimdir düşüncesi yanlış . Kişileri bence kişilikleri ortaya koyar meslekleri değil. Hakim veya savcı olan herşeyi iyi yapar doğru yapar düşüncesine katılmak mümkün değil. Ben bu kararla ilgili yaptığımız bir konuşmada bir savcı arkadaşımın , arkadaşıyla onun mercedes arabasıyla son sürat giderken ileride çevirme olduğunu görüp savcının arkadaşıyla yer değiştirip direksiyona geçtiğini ve arabayı kendisinin kullandığı imajını vererek ben savcıyım bana ceza kesemezsiniz demesini, gülerek anlattığına şahit oldum. Şimdi kalkıpta bu meslek sahibi kimselerin yanlış yapmayacağını söylemek yanlıştır. Ne yani peki madem biz avukatlar yargı erkinin bir ayağı isek neden bizede bu ''ayrıcalık ''tanınmıyor.
|
02-04-2007, 03:13 | #54 |
|
Hakim Ve Savcılara Tanınan Ayrıcalıklar Niçin Herkesi Rahatsız Ediyor?
Sayın Suç ve Ceza
Avukat olarak sizin de /benim de donunulmazlığı var Kullanın Saygılar |
03-04-2007, 21:09 | #55 |
|
Sayın suç ve ceza isteyinin bir yüzü kara!
|
04-04-2007, 14:50 | #56 | |||||||||||||||||||||||
|
Neden mi? Devlet mefhumu ve birey mefhumlarını ayrı ayrı düşündüğümüz için, ki avukatlık mesleği sanki devlet mefhumu dışında gibi gösteriliyor, devlet ve birey ayrımları olduğu sürece hiç bir işin altından kalkılmaz. Çok yerde söyledim, devlet tek tek bireylerinden oluşan tek bir vücuttur ama biz aksine bu yapıyı ayırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Toplumun koruması altında olmak, devletin koruması altında olmak sanki farklı şeyler çağrıştırıyor öyle değil mi? Oysa aynı şeyleri çağrıştırmalıydı. SAYGILARIMLA |
04-04-2007, 22:55 | #57 |
|
Sayın Turan Paşa vermeyen zenci mi?
|
04-04-2007, 23:50 | #58 |
|
Sayın suç ve caza siz onu anladınız
|
06-04-2007, 21:34 | #59 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Ben hakimlerin her şeye hakim olacakları yönünde bir cümle sarfettiğimi hatırlamıyorum. Esasen böyle cümle sarfetmiş olabileceğime ihtimal de vermiyorum. Sanıyorum bir yanlış anlaşılma var. Ben şunu söyledim: "Hakimlik gibi bir yüce mesleği icra eden kişinin şehir içinde 120 KM hızla araç kullanması mümkün değildir. Hiç bir hakim böyle bir çılgınlık yapmaz, yapamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırı olur. Haksızlık yapmamalıyız... demişim." Hakimler, savcılar, avukatlar aynı mesleğin farklı aktörleridir. Başka bir ifade ile hakimler, biz avukatların aynadaki yansımasıdır. (Bence siz de anladınız sayın Turan Paşam) Saygılarımla. |
06-04-2007, 23:29 | #60 |
|
Sayın Mehmet Saim Bey,
sizinle neden hep aynı paralelde düşünüyoruz hayret ediyorum |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hâkim ve savcılara 'töre' genelgesi | Y£LİZ | Hukuk Haberleri | 0 | 04-02-2007 18:55 |
Hakim ve savcılara çocuk psikolojisi dersi verilecek | faruksa | Hukuk Haberleri | 1 | 25-12-2006 11:48 |
Hakim Ve Savcılara İş Takipçiliği Uyarısı??? | tiny lady | Hukuk Sohbetleri | 7 | 11-07-2003 22:15 |
Türkiye'de Özürlüye Tanınan Hukuki Haklar | bilgilerinize | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 03:51 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |