Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukatlık hizmeti artık hayır işi olarak mı yapılıyor? Çok Düşük Vekalet Ücreti ile Dava Alan Avukatlar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 22-07-2011, 17:31   #31
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Pazar ekonomisi

Değerli katlımcılar,

24.01.1980'den beri...
Piyasa..Pazar...
Serbest piyasa ekonomisi...

Haklı/haksız rekabet...

Herkes yarışacak iyi/şanslı/sıradışı/düşü...vs.olan kazanacak!

Avukatlık faaliyeti, ekonomik düzenin dışında değildir!

Saygılarımla
Old 26-07-2011, 17:36   #32
av.eduss

 
Varsayılan

ben yaptım! 500 liraya anlaşmalı boşanma davası aldım! evet aldım ! pişmanmıyım ? hayır! kimse mırın kırın etmesin..Etikten de bahsetmesin..kiramı ödeyemiyorken, büromun alt katında siyasi destekli sigortalı-sigortasız 10 çalışanlı bir hukuk bürosu varken, babam bu gün ne yaptın diye sorduğunda "bekledim" demekten utanmaya başlamışsam, adliyeye çay içmek dışında gitmediğim-gidemediğim ortadaysa ve bu yüzden sene 1960 larda "memur" olmuş kalem personeli "amca"nın imalı bir şekilde "eee staja benzemiyo dimi hayat bacııımmm" hitaplarına maruz kalıyorsam, okuduğum, bildiğim şeyleri siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe dökme şansını henüz yakalayamamışsam.. Kimse etik-gelecek nesiller-meslek sorumluluğu diyemez!meslek sorumluluğundan önce hayat sorumluğu gelir..Emek verdiğim şeyin karşılığı yüksek ücret almak değildir.Aldığım ücret az bile olsa hak ettiği özenle o işi yapmak ve hayat sorumluğumu yerine getirmek yani;YAŞAMAKTIR aslolan!
Old 26-07-2011, 18:11   #33
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Cümlenizden hemfikir olduğumuz bir konu olmadığını anlıyorum. Meramımı bir örnekle ifade etmeye çalışacağım.

10000 lira alacağı için dava açmak isteyen müvekkil adayı avukatla anlaşır. Ücret %12 hesabıyla 1200 TL'dir. 10000 lira alacağını alamamış olan müvekkil artık bu hesapla alacağının 1200 lirasından daha vazgeçmiş 8.800 lira almaya razı olmuştur. Karşı taraftan tahsil edilecek olan 1200 TL vekalet ücreti de avukata ait olduğundan müvekkil bu işin sonunda 8.800 lirasını alıp çekilir. Avukat 2400 lirayı cebine indirir. Borçludan ise toplamda 11200 lira çıkmıştır.
Borçludan toplamda 11200 lira çıktığı halde davasında haklı çıkan ve 10000 TL alacaklı olan zavallı müvekkilin cebine 8.800 lira girmiştir. Çünkü avukatlık ücreti olarak ödediği bedeli geri alma hakkı yoktur.

Sonuç olarak 10000 lira alacağı olan bir bireyin davasında tümüyle haklı çıkmasına rağmen 8800 lira alabildiği bir ülkede adaletin varlığından bahsedilmesi mümkün değildir. Bu durum, adaletsizliğin matematiksel ispatıdır. Bu adaletsizliğe Avukatların tabi olduğu Avukatlık Kanunu sebep oluyorsa, buna en önce adaleti savunmakla görevli olan Avukatlar karşı çıkmalıdır.

(Yukarıdaki örnekte faiz ve yargılama masrafları gibi unsurlar hiç dikkate alınmamış, icra aşamasındaki vekalet ücretinin ise yanına bile yaklaşılmamıştır.)


Can Bey,

Bu mesajınıza şaşırdığımı söylemek isterim, "Cebe indirmek" tamlamasını ise hiç okumamalıydık, bence.

Alacaklı alacağını alabilmek için icra organlarına; mutlaka avukat aracılığıyla başvurmak "Zorunda olmadığı" için; ben haksızlık olduğu vurgunuza katılmıyorum. Avukat sarfettiği emek ve mesainin karşılığını elbette alacaktır. Bugün icra dairesi nezdinde takip açabilmek için abone olduğu bilumum dijital aboneliklerin masrafını da, mesleki sorumluluk sigortasını da, ofisinin sair tüm giderlerini de avukat karşılamaktadır kaldı ki; bilgi ve sarfettiği emeğin yanı sıra. Vatandaş dese şaşırmıyorum da; avukat da amma kazandı diyen; mutfağın gerisini de bilen bir avukat olunca, insan yadırgıyor ister istemez. (%35 gelir vergisi + %18 KDV yi de unutmayalım mümkünse, avukat örneğinizde 1.100.-TL den az kazanmıştır reel olarak.)

*

Başlık konusuna dönmek gerekirse; ödenecek vergiyi bile karşılamayan bir tutar mukabilinde ücret anlaşması yapan avukat; ya matematik-hesap-kitap bilmiyordur; ya da alenen vergi kaçırıyordur. Bu duruma da "Çılgın kitapsızlık" diyebiliriz kanaatimce

Saygılarımla...
Old 26-07-2011, 20:18   #34
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Can Bey,

Bu mesajınıza şaşırdığımı söylemek isterim, "Cebe indirmek" tamlamasını ise hiç okumamalıydık, bence.

Alacaklı alacağını alabilmek için icra organlarına; mutlaka avukat aracılığıyla başvurmak "Zorunda olmadığı" için; ben haksızlık olduğu vurgunuza katılmıyorum. Avukat sarfettiği emek ve mesainin karşılığını elbette alacaktır. Bugün icra dairesi nezdinde takip açabilmek için abone olduğu bilumum dijital aboneliklerin masrafını da, mesleki sorumluluk sigortasını da, ofisinin sair tüm giderlerini de avukat karşılamaktadır kaldı ki; bilgi ve sarfettiği emeğin yanı sıra. Vatandaş dese şaşırmıyorum da; avukat da amma kazandı diyen; mutfağın gerisini de bilen bir avukat olunca, insan yadırgıyor ister istemez. (%35 gelir vergisi + %18 KDV yi de unutmayalım mümkünse, avukat örneğinizde 1.100.-TL den az kazanmıştır reel olarak.)

*

Başlık konusuna dönmek gerekirse; ödenecek vergiyi bile karşılamayan bir tutar mukabilinde ücret anlaşması yapan avukat; ya matematik-hesap-kitap bilmiyordur; ya da alenen vergi kaçırıyordur. Bu duruma da "Çılgın kitapsızlık" diyebiliriz kanaatimce

Saygılarımla...
Bu konuda Can beye katiliyorum. Hakli cikan tarafin cebinden hicbir tutarin cikmamasi gerekir. Haksiz taraf diger tarafin vekalet ucret odemesi dahil tum zararini odemelidir. Aksi hal adalete uygun dusmez.

Not. Avukat ucretini almalidir tabi ki. Ancak bu ucretin tamami davada haksiz cikan tarafindan hakli cikana odenmelidir. Yani asgari ucret degil anlasilan ucret.
Old 26-07-2011, 21:27   #35
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.eduss
ben yaptım! 500 liraya anlaşmalı boşanma davası aldım! evet aldım ! pişmanmıyım ? hayır! kimse mırın kırın etmesin..Etikten de bahsetmesin..kiramı ödeyemiyorken, büromun alt katında siyasi destekli sigortalı-sigortasız 10 çalışanlı bir hukuk bürosu varken, babam bu gün ne yaptın diye sorduğunda "bekledim" demekten utanmaya başlamışsam, adliyeye çay içmek dışında gitmediğim-gidemediğim ortadaysa ve bu yüzden sene 1960 larda "memur" olmuş kalem personeli "amca"nın imalı bir şekilde "eee staja benzemiyo dimi hayat bacııımmm" hitaplarına maruz kalıyorsam, okuduğum, bildiğim şeyleri siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe dökme şansını henüz yakalayamamışsam.. Kimse etik-gelecek nesiller-meslek sorumluluğu diyemez!meslek sorumluluğundan önce hayat sorumluğu gelir..Emek verdiğim şeyin karşılığı yüksek ücret almak değildir.Aldığım ücret az bile olsa hak ettiği özenle o işi yapmak ve hayat sorumluğumu yerine getirmek yani;YAŞAMAKTIR aslolan!

Tamam, mırın kırın, etmeyeceğim, etikden de bahsetmeyeceğim, peki yasal engellerden bahsedebilir miyim?

Can Beyin fikrine katılıyor ve destekliyorum.

Sanırım, Şehper Hanım, bir yazısında belirtmişti, "müvekkillerin avukatlık ücretlerini baroya yatırması" fikri...

Her iki fikir birleşirse, çözüm kısmen sağlanabilir...

Kolay Gelsin...
Old 26-07-2011, 22:23   #36
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Pazar ekonomisi - Avukatlık hizmeti

Alıntı:
nejan
Alıntı:
]...Vekalet ücretinin ise gayrimenkulün bedeline göre tarifede belirlenen miktarda olduğunu belirttim. Tabii doğal olarak(!) bu durum müvekkilin bütçesine uymadı. Bu duruma hiç şaşırmadım ama beni şaşırtan, müvekkil iki gün sonra davasını %2 den daha az bir avukatlık ücretine başka bir avukatlık bürosuna verdiğini söyledi. Yani tarifeye göre alınacak bedelden ödenecek verginin dörtte biri civarında bir rakama alınmış dava. Hayretler içinde kaldım. Görüştüğü ikinci hukuk bürosunun da buna çok yakın bir rakam söylediğini duyunca, avukatlık hizmetini meslektaşlar hayır için yapmaya başladı ve bu meslektaşlardan hayır işi diye vergi alınmıyor da benim mi haberim yok diye düşünmekten kendimi alamadım.

“Avukat … bilgi ve tecrübelerini … kişilerin yararlanmasına tahsis eder” (Av.k.m.1)

Hak arayana adalet – Avukata iş:
1.Kişi, avukat tutmak zorunda değildir (AY.m.36)
2.Avukat tutan kişi,
2.1.Ya avukata bir ücret öder….Ki tüm avukatların “doğal” beklentisi…
2.2.Veya “karşı taraftan alacağın ücret senin… Ben bir kuruş ödemem” der

Avukat (A) işi kabul etmez…
Avukat (B) işi kabul eder…


“Avukat … bilgi ve tecrübelerini … kişilerin yararlanmasına tahsis eder”

Maliyet hesabı:
İş sahibi/Müvekkil = Ben hakkımı alamamışım, bir de avukata para, devlete harç mı ödeyeceğim!

Vekil= Ben gerekeni yaparım,” bilgi ve tecrübelerimin” karşılığını da almak isterim, ancak sonuç için garanti veremem…

İş sahibi/Müvekkil = Garanti veremediğin iş için, ben de sana ücret ödemem! Kazan, karşı taraftan ücretini al… Kazandır – Kazan veya ikimizde zarar etmiş olalım!

Müvekkil-Vekil:
Kazandır-Kazan / Kaybederse- Sen de kaybet!

“Avukat … bilgi ve tecrübelerini … kişilerin yararlanmasına…” Piyasa koşullarına göre “tahsis eder”

Özeti:

1.“Kör satıcının kör alıcısı olur”

2.“Kurtlu baklanın kör alıcısı olur”

3.“Müvekkil-Vekil” ilişkisinin parasal yönü “Serbest piyasa ekonomisi içinde” düşünülmek zorundadır.

4.Asgari ücret tarifesi /Tavsiye… vb. kaldırılmalıdır ( Mahkeme ve icralar için resmi tarife şart!).

5.Hizmet- alanla/veren; piyasa koşullarında- çalışırlar.

6.Müvekil-Vekil ilişkisi; eşitler arasında…Bir işbirliği değildir!

7.“ Bilgi ve tecrübe”nin ederi, piyasada oluşur.

Not: Bu iletinin, savunduğum kişisel görüşüm olarak değil! Bir tespit olarak değerlendirilmesi rica olunur!!!
Old 26-07-2011, 22:36   #37
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bu konuda Can beye katiliyorum. Hakli cikan tarafin cebinden hicbir tutarin cikmamasi gerekir. Haksiz taraf diger tarafin vekalet ucret odemesi dahil tum zararini odemelidir. Aksi hal adalete uygun dusmez.

Not. Avukat ucretini almalidir tabi ki. Ancak bu ucretin tamami davada haksiz cikan tarafindan hakli cikana odenmelidir. Yani asgari ucret degil anlasilan ucret.

Devlet otobanları yapar ama kimsenin altına araba vermek zorunda değildir.

Devlet (hukuk), hakları tanır ve tanımlar, hak arama yollarını da gösterir.

Haa, kişi, bu yolu avukatla gezmeye karar verdiği anda, bu ekstra tercihinin parasal karşılığını da gözden çıkarmış demektir/çıkaracaktır..

Bu, direkt ve basite irca edelim şu demektir: Ey avukat, benim şunda şu kadar alacağım var, almamı sağla, sana şu kadar pay vereyim; yoksa, almamı sağla, kendi emek karşılığını da tümüyle borçluya/davalıya yık... yok, asıl bu olmaz..

Devam ederiz... Saygılar..
Old 26-07-2011, 22:41   #38
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Haklı olan avukatlık ücretinden azade kılınacaksa; sanık savunma vekalet ücretleri tavan yapar.

Benden de kolay gelsin
Old 26-07-2011, 22:41   #39
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.eduss
ben yaptım! 500 liraya anlaşmalı boşanma davası aldım! evet aldım ! pişmanmıyım ? hayır! kimse mırın kırın etmesin..Etikten de bahsetmesin..kiramı ödeyemiyorken, büromun alt katında siyasi destekli sigortalı-sigortasız 10 çalışanlı bir hukuk bürosu varken, babam bu gün ne yaptın diye sorduğunda "bekledim" demekten utanmaya başlamışsam, adliyeye çay içmek dışında gitmediğim-gidemediğim ortadaysa ve bu yüzden sene 1960 larda "memur" olmuş kalem personeli "amca"nın imalı bir şekilde "eee staja benzemiyo dimi hayat bacııımmm" hitaplarına maruz kalıyorsam, okuduğum, bildiğim şeyleri siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe dökme şansını henüz yakalayamamışsam.. Kimse etik-gelecek nesiller-meslek sorumluluğu diyemez!meslek sorumluluğundan önce hayat sorumluğu gelir..Emek verdiğim şeyin karşılığı yüksek ücret almak değildir.Aldığım ücret az bile olsa hak ettiği özenle o işi yapmak ve hayat sorumluğumu yerine getirmek yani;YAŞAMAKTIR aslolan!

Merak ediyorum:
- O gün babanıza, en az ücreti 1.100 lira olan davayı 500 liraya aldığınızı, mecburen 1.100 liralık makbuz kesip, 167 lira 80 kuruş KDV ve (en alt dilimden hesaplanırsa) 139 lira 83 kuruş gelir vergisi ödeyeceğinizi, böylece kamuya 307 lira 83 kuruş vergi kazandırdığınızı, bu davadan (başka masraf yapmadıysanız) aslanlar gibi tamı tamına 192 lira 37 kuruş kazandığınızı "gururla" anlatabildiniz mi?
- Siz 500 liraya bu davayı alınca o alt katınızdaki büro "rekabete dayanamayıp" kapandı mı?
- O çirkin sözlerine karşılık "Sen ne diyorsun be? 500 liraya dava aldım, harca harca bitmez!" diyerek kalem personeli amcaya ağzının payını verdiniz mi?
- Okuduğunuz, bildiğiniz ama siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe geçirme şansı yakalayamadıklarınız arasında "düzgün Türkçe kullanımı" da var mı? Dünyanın en güzel şiirlerinin yazıldığı dilimiz, 192 lira 37 kuruş kazandığınız iş kadar özeni haketmiyor mu?
- 192 lira 37 kuruş kazanıp "hayat sorumluluğunu" yerine getirdiğinize göre, avukatlığı bırakıp bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünüyor musunuz?
Old 26-07-2011, 22:45   #40
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Merak ediyorum:........

avukatlığı bırakıp bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünüyor musunuz?

Bir sahil kasabasına yerleşmek için; avukatlığı bırakmak gerektiğini de kim söyledi?
Old 26-07-2011, 22:49   #41
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Bir sahil kasabasına yerleşmek için; avukatlığı bırakmak gerektiğini de kim söyledi?

Üstad, genelde sahil kasabalarına hayatın tüm gaile ve uğraşıları terk edilerek yerleşilir ya, (biz Türk edebiyatı ve filmlerinden öyle biliyoruz en azından..) Cengiz Bey bunu kastediyor olmalı...
Old 26-07-2011, 22:52   #42
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.eduss
ben yaptım! 500 liraya anlaşmalı boşanma davası aldım! evet aldım ! pişmanmıyım ? hayır! kimse mırın kırın etmesin..Etikten de bahsetmesin..kiramı ödeyemiyorken, büromun alt katında siyasi destekli sigortalı-sigortasız 10 çalışanlı bir hukuk bürosu varken, babam bu gün ne yaptın diye sorduğunda "bekledim" demekten utanmaya başlamışsam, adliyeye çay içmek dışında gitmediğim-gidemediğim ortadaysa ve bu yüzden sene 1960 larda "memur" olmuş kalem personeli "amca"nın imalı bir şekilde "eee staja benzemiyo dimi hayat bacııımmm" hitaplarına maruz kalıyorsam, okuduğum, bildiğim şeyleri siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe dökme şansını henüz yakalayamamışsam.. Kimse etik-gelecek nesiller-meslek sorumluluğu diyemez!meslek sorumluluğundan önce hayat sorumluğu gelir..Emek verdiğim şeyin karşılığı yüksek ücret almak değildir.Aldığım ücret az bile olsa hak ettiği özenle o işi yapmak ve hayat sorumluğumu yerine getirmek yani;YAŞAMAKTIR aslolan!

Şüphesiz; yaşamaktır aslolan...

Bu şartlar altında; lojmandaki kapı komşusu x hakimin 10 evi var diye utanıyorsa hakimin biri ve o hakimin babası; utanıyorsa çocuğunun "Basiretsizliğinden(!)"; haklısınız...

Ya sonuna dek haklı olduğunuz bir davada; davanıza bakan hakim utanmışsa sabit maaş karşılığı adalet dağıtmaktan ve usanmışssa kendine "Mırın-kırın" edenlerden... İddianıza göre haklıdır, zira; "Yaşamaktır aslolan"...

Yaşamak; buysa...
Old 26-07-2011, 23:21   #43
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Önce ek-mek...
Ne ekersen...
Old 26-07-2011, 23:23   #44
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Önce ek-mek...
Ne ekersen...

Hasıl-ı kelam... Ya da; sözün "Özü"
Old 27-07-2011, 07:26   #45
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Bir sahil kasabasına yerleşmek için; avukatlığı bırakmak gerektiğini de kim söyledi?
Her sahil kasabasinda buro acan (avukatlik yapamaz.)para kazanamaz.
Old 27-07-2011, 08:00   #46
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Can Bey,

Bu mesajınıza şaşırdığımı söylemek isterim, "Cebe indirmek" tamlamasını ise hiç okumamalıydık, bence.

Alacaklı alacağını alabilmek için icra organlarına; mutlaka avukat aracılığıyla başvurmak "Zorunda olmadığı" için; ben haksızlık olduğu vurgunuza katılmıyorum. Avukat sarfettiği emek ve mesainin karşılığını elbette alacaktır. Bugün icra dairesi nezdinde takip açabilmek için abone olduğu bilumum dijital aboneliklerin masrafını da, mesleki sorumluluk sigortasını da, ofisinin sair tüm giderlerini de avukat karşılamaktadır kaldı ki; bilgi ve sarfettiği emeğin yanı sıra. Vatandaş dese şaşırmıyorum da; avukat da amma kazandı diyen; mutfağın gerisini de bilen bir avukat olunca, insan yadırgıyor ister istemez. (%35 gelir vergisi + %18 KDV yi de unutmayalım mümkünse, avukat örneğinizde 1.100.-TL den az kazanmıştır reel olarak.)

*

Başlık konusuna dönmek gerekirse; ödenecek vergiyi bile karşılamayan bir tutar mukabilinde ücret anlaşması yapan avukat; ya matematik-hesap-kitap bilmiyordur; ya da alenen vergi kaçırıyordur. Bu duruma da "Çılgın kitapsızlık" diyebiliriz kanaatimce

Saygılarımla...
Öncelikle cebe indirmek tamlama değildir. Fiiller tamlanmaz. Konunun uzmanı değilim ama deyim olmalı sanırım. Aynı işi yapan bir olarak hikaye edilen "Avukat" kümesine kendimi de katıyorum. Bu kötüleme amaçlı değilse de iğneleme amaçlıdır kabul ediyorum ve geri almıyorum. Bu konuda yukarıdaki mesajlarımda gerekli açıklamaları uzun uzun yaptım.
Birincisi karşı vekalet ücreti müvekkile bırakılırken mutlaka AAÜT ücretlerinin ikiyle çarpılması gerekir.
İkincisi bu uygulamanın dünyada EMSALİ yok. Bu sistemin oluşmasının temel sebebi TBMM'nin her döneminde Avukatların çoğunlukta olmasıdır. Kendi kendimize kıyak yapalım derken böyle çarpık, böyle garip dünyada emsalsiz bir yapı ortaya çıkartılmış ve memleketimin anlı şanlı avukatları bu acayipliği böylesine benimsemiş ve savunur hale gelmiştir. Asıl şaşırtıcı olan budur. Belki de yoğurt ve ayrandan sonra dünya kültür mirasına yeni bir buluşla katkıda bulunduk diye sevinebiliriz. Bu da bir bakış açısı.. Zonguldak İdare Mahkemesinin kurum avukatları hakkında verdiği ve Danıştay aşamasından sonra nihayet AİHM'ye giden meşhur bir davası vardır. Herkes bilir. AİHM'nin Türkiyedeki Avukatlık ücret sistemi hakkında gerekli mevzuatı önüne koyup, bu nasıl bir uygulama diye hayrete düştükleri de bir AİHM seminerinde anlatılmıştı. Adamlar neredeyse on yıldır bir karar veremediğine göre işin içinden hala çıkamıyorlar herhalde. (O kararı umutla bekleyenlerin beklentisi kurumun karşı taraftan almayı hakettiği ücretin kendilerine verilmesidir.)

Not: Sahil kasabaları, kadastro geçmekte ise sit alanları bolsa ve erkek çocuğu kız çocuğa karşı kayırma kültürü (olmadığı yer var mı?) varsa Avukatlık için ideal yerlerdir. Yalnız sahili bırakıp duruşma salonuna gitme işkencesi zamanla ruhiyatta geri dönüşsüz arazlar bırakabilir.
Old 27-07-2011, 08:08   #47
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

Alıntı:
Av.Mehmet Saim Dikici ---Her sahil kasabasinda buro acan (avukatlik yapamaz.)para kazanamaz.


Bir büro yeter… “Her sahil kasabasında büro…” açılamaz.

Sahil kasabasında büro açan her avukat para kazanamaz

Sahil kasabasında büro açan... Kumsalla meyhane arasında gidip gelir, "avukatlık yapamaz,para kazanamaz"…

Ruhsatını alan her avukatın, her zaman, her yerde para kazanma...
Garantisi yoktur / Olasılığı vardır.

Sahil kasabasındaki avukat ve balıkçı... Umduğunu / Tuttuğunu...
Rasgele
Old 27-07-2011, 08:11   #48
av.eduss

 
Varsayılan

"Çok düşük vekalet ücreti ile dava alan avukatlar" başlıklı bu konuda sanırım sadece ben "çok düşük vekalet ücreti alan avukat" olarak bulunmaktayım.
Öncelikle herkesi tebrik ediyorum..Gerçekten bu kusurlu sistemin içinde mesleğinizi bu anlamda kusursuz bir şekilde yerine getirebildiğiniz için "üstat" sıfatını hakediyorsunuz.Dünyanın en güzel şiirlerinin yazıldığı dilimize yakışır bir şekilde konuşacak olursak ÜSTATlarım; durumun vergi boyutu ve nihayetinde elimize geçen net meblağın cüziliği bile yapılanın zaruriliğini ortadan kaldırmıyor.Alt katımdaki büro rekabete dayanamayıp kapanmadı, hayır..Bir büronun kapanmasını amaçlayan hedeflerim ve niyetlerim asla olmadı..Buna kendi bürom da dahil( ki eylemimin asıl sebebi budur).Ve hayat sorumluluğum düşük ücretle aldığım bir işi Layıkıyla yerine getirdiğim için de sona ermiş değil..Aksine, hayat sorumluluğum olanı açıkça dile getirebildiğim sürece devam edecek..Saygılarımla..
Old 27-07-2011, 08:57   #49
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Öncelikle cebe indirmek tamlama değildir. Fiiller tamlanmaz. Konunun uzmanı değilim ama deyim olmalı sanırım.

Tamlama değil de fiil veya deyim olsun diyelim ne farkeder, ne değişir?

Yaydığı menfi anlam salgısı ve çağrışımı değişmeyecek... Maksud da budur zaten...

Konunun aslı dururken, civar/yan konuları bir "galebe" unsuru olarak kullanmak doğru değil...
Old 27-07-2011, 09:00   #50
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Bir büro yeter… “Her sahil kasabasında büro…” açılamaz.

Sahil kasabasında büro açan her avukat para kazanamaz

Sahil kasabasında büro açan... Kumsalla meyhane arasında gidip gelir, "avukatlık yapamaz,para kazanamaz"…

Ruhsatını alan her avukatın, her zaman, her yerde para kazanma...
Garantisi yoktur / Olasılığı vardır.

Sahil kasabasındaki avukat ve balıkçı... Umduğunu / Tuttuğunu...
Rasgele
Old 27-07-2011, 16:24   #51
concardia

 
Varsayılan

Belki de asıl sorunumuz mesleğimizin bize kazandırdığı bir özelliktir; "Karşı tarafı" suçlu görmek...

Bir davayı asgari sınırın altında alan bir meslektaşımıza bu davranışının etik olmaması nedeni ile hiddetlenmek... Üzülmemiz gereken bir durumdur belki de onu zorlayan sebepleri gözardı etmek.

Tecrübeli üstatlar ve benim gibi yeni başlayan meslektaşlar olarak mesleki itibarımızı hep beraber düşürdük, kim bilir...
Hepimiz uzaktan yakından hissedarıyızdır bu durumun bence ve hiddetimiz de bu yüzdendir belki de...

Ama meslektaş da olsa "karşı tarafa" alırız bazen herkesi...

Mahkeme kararını tebliğ alır almaz karşı taraf avukatının bizi arayıp ödeme yapacağını söylemesi ve ertesi gün bürosuna söz konusu ilamın ödeme emrini göndermektir etik olmayan, duruşmaya geleceğini söylemesine rağmen meslektaşımızı beklemeden duruşmanın yapılmasını sağlamaktır etik olmayan, avukat odasında fotokopi sırasına girmeden kendi evraklarımızı uzatıp işimizi yaptırmaktır etik olmayan...

Belki küçük ayrıntılar bunlar ancak mesleğimizin itibarının bu küçük ayrıntılara ihtiyacı var.
Avukatlığı herkesin özlediği saygıyının, asaletin ve bilginin adı yapabilmek ise asıl gerçek özveridir bence.
Old 28-07-2011, 00:23   #52
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Tamlama değil de fiil veya deyim olsun diyelim ne farkeder, ne değişir?

Yaydığı menfi anlam salgısı ve çağrışımı değişmeyecek... Maksud da budur zaten...

Konunun aslı dururken, civar/yan konuları bir "galebe" unsuru olarak kullanmak doğru değil...
Birbirimize karşı hangi ifadeleri kullanacağımızı Şehper Hanımla aramızdaki "hukuk" belirler. Kendisine verdiğim cevapla ilgili yorumunuz yersiz ve genel konu ile de ilgisiz. Tüm mesajlarım okunursa yan unsurlarda dolaşmadığım konunun tam üzerinde olduğum anlaşılır. Kimseye galip gelmek gibi bir kaygım da yoktur. Herkes fikrini özgürce savunur.
"Menfi anlam salgısı" <yan unsurlara kaymakla yeniden suçlanmak pahasına> Türkçe açısından talihsiz bir tamlamadır.
Old 28-07-2011, 16:14   #53
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Merak ediyorum:
- O gün babanıza, en az ücreti 1.100 lira olan davayı 500 liraya aldığınızı, mecburen 1.100 liralık makbuz kesip, 167 lira 80 kuruş KDV ve (en alt dilimden hesaplanırsa) 139 lira 83 kuruş gelir vergisi ödeyeceğinizi, böylece kamuya 307 lira 83 kuruş vergi kazandırdığınızı, bu davadan (başka masraf yapmadıysanız) aslanlar gibi tamı tamına 192 lira 37 kuruş kazandığınızı "gururla" anlatabildiniz mi?
- Siz 500 liraya bu davayı alınca o alt katınızdaki büro "rekabete dayanamayıp" kapandı mı?
- O çirkin sözlerine karşılık "Sen ne diyorsun be? 500 liraya dava aldım, harca harca bitmez!" diyerek kalem personeli amcaya ağzının payını verdiniz mi?
- Okuduğunuz, bildiğiniz ama siyasi-ticari-ailevi yoksunlukların getirdiği engellerle pratiğe geçirme şansı yakalayamadıklarınız arasında "düzgün Türkçe kullanımı" da var mı? Dünyanın en güzel şiirlerinin yazıldığı dilimiz, 192 lira 37 kuruş kazandığınız iş kadar özeni haketmiyor mu?
- 192 lira 37 kuruş kazanıp "hayat sorumluluğunu" yerine getirdiğinize göre, avukatlığı bırakıp bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünüyor musunuz?

) Her şeye tamam ama 500 e 1100 lük makbuz kesmek? ) Yok artık, daha neler...) Ücretsiz iş alınacağı baroya bildirildiğine göre, eksik ücretle iş alındığı da bildiriliyor olmalı. Bu şekliyle 500 lük makbuz kesmek mümkündür..
Nasıl ki ücretimizi baştan peşin değil parça parça aldığımızda parça parça makbuz kesiyorsak ve paramızın kalanını alamadığımızda alamadığımız kısım için sanki almışız gibi makbuz kesmiyorsak bu durumda da 500 e 500 makbuz kesebilirsiniz... Müvekkilimizden, paramızın geri kalanını vermiyor diye icra yoluyla almak zorunda da değiliz sırf makbuz kesmek için...
Old 28-07-2011, 16:20   #54
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Zeytinn
) Her şeye tamam ama 500 e 1100 lük makbuz kesmek? ) Yok artık, daha neler...) Ücretsiz iş alınacağı baroya bildirildiğine göre, eksik ücretle iş alındığı da bildiriliyor olmalı. Bu şekliyle 500 lük makbuz kesmek mümkündür..
Nasıl ki ücretimizi baştan peşin değil parça parça aldığımızda parça parça makbuz kesiyorsak ve paramızın kalanını alamadığımızda alamadığımız kısım için sanki almışız gibi makbuz kesmiyorsak bu durumda da 500 e 500 makbuz kesebilirsiniz... Müvekkilimizden, paramızın geri kalanını vermiyor diye icra yoluyla almak zorunda da değiliz sırf makbuz kesmek için...

Meslektaşımız, meslek kurallarına aykırı olduğunu bile bile düşük ücretle iş aldığını yazmış. Siz, "kalan ücreti alamadığı" gibi gerçek olmayan bir beyanda bulunmasını mı öneriyorsunuz? Yoksa düşük ücretle iş aldığını Baro'ya bildirip, bir anlamda kendi kendisini ihbar etmesini mi?
Old 28-07-2011, 16:35   #55
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Meslektaşımız, meslek kurallarına aykırı olduğunu bile bile düşük ücretle iş aldığını yazmış. Siz, "kalan ücreti alamadığı" gibi gerçek olmayan bir beyanda bulunmasını mı öneriyorsunuz? Yoksa düşük ücretle iş aldığını Baro'ya bildirip, bir anlamda kendi kendisini ihbar etmesini mi?


Cengiz Bey, hayır hayır kesinlikle gerçek olmayan bir beyanda bulunmasını ya da kendini ihbar etmesini söylemiyorum..kesinlikle hayır

Diyorum ki.... Hiç ücret almadan iş aldığımız zaman bunu baroya bildirebiliyoruz... Demek ki düşük aldığında da bildirebiliriz diyorum... Yanılıyor olabilirim tabi ama benim yorumum bu. Tabi ki geçerli bir sebebi varsa. Hiç almamanın gerekçeleri düşük almakta da geçerlidir. Tabi ki geçerli bir gerekçesi olmalı Bu ihbar değil, kendisine tanınan yasal bir hak. Yanılıyor muyum? Bunu tartışmak için mübalağlı sormuyorum gerçekten soruyorum
Old 28-07-2011, 16:50   #56
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Zeytinn
Cengiz Bey, hayır hayır kesinlikle gerçek olmayan bir beyanda bulunmasını ya da kendini ihbar etmesini söylemiyorum..kesinlikle hayır

Diyorum ki.... Hiç ücret almadan iş aldığımız zaman bunu baroya bildirebiliyoruz... Demek ki düşük aldığında da bildirebiliriz diyorum... Yanılıyor olabilirim tabi ama benim yorumum bu. Tabi ki geçerli bir sebebi varsa. Hiç almamanın gerekçeleri düşük almakta da geçerlidir. Tabi ki geçerli bir gerekçesi olmalı Bu ihbar değil, kendisine tanınan yasal bir hak. Yanılıyor muyum? Bunu tartışmak için mübalağlı sormuyorum gerçekten soruyorum

Avukatın ücretsiz dava alması istisnai bir durumdur. Örneğin, anne-babasının ya da çok yakın bir dostunun davasına bakması gibi. 164. maddeye aykırı olarak düşük ücretle dava alınması ise disiplin suçudur. Zannettiğiniz gibi bir yasal hak olmadığı gibi, meslektaşımızın mesajında da işi bu düşük ücretle almasının nedeni salt ekonomik zorluklar olarak gösterilmiş. Kısaca, meslektaşımız zaten yaptığının yasaya aykırı olduğunu biliyor.
Old 28-07-2011, 17:05   #57
av.eduss

 
Varsayılan

"kısaca meslekdaşımız zaten yaptığının yasaya aykırı olduğunu biliyor"..Meslekdaşlarımız demenizin daha uygun olacağını düşünüyorum sayın ALADAĞ..Konunun açılmasına BEN neden olmuşum gibi,ülkede bu şekilde iş yapmış TEK AVUKAT konumuna düşürülmekteyim tarafınızdan."Nedenleri sorgulamakta önemli" dendiği anda bakış açısı sunabilmek için yazdığım cümleleri:"sen artık gitte bir sahil kasabasında yaşa, senin avukatlıkta ne işin var" aşamasına getirdiniz..Ne demiş eski bir bakan;Şu hastalarda olmasa ben bu hastaneleri iyi idare ederim..Sizde şu tarifeye uymayan avukatlar olmasa biz avukatlar rahat nefes alacak aşamasına getirdiniz benim yorumumu..Canınız sağolsun..Kolaylıklar..
Old 28-07-2011, 17:17   #58
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.eduss
"kısaca meslekdaşımız zaten yaptığının yasaya aykırı olduğunu biliyor"..Meslekdaşlarımız demenizin daha uygun olacağını düşünüyorum sayın ALADAĞ..Konunun açılmasına BEN neden olmuşum gibi,ülkede bu şekilde iş yapmış TEK AVUKAT konumuna düşürülmekteyim tarafınızdan."Nedenleri sorgulamakta önemli" dendiği anda bakış açısı sunabilmek için yazdığım cümleleri:"sen artık gitte bir sahil kasabasında yaşa, senin avukatlıkta ne işin var" aşamasına getirdiniz..Ne demiş eski bir bakan;Şu hastalarda olmasa ben bu hastaneleri iyi idare ederim..Sizde şu tarifeye uymayan avukatlar olmasa biz avukatlar rahat nefes alacak aşamasına getirdiniz benim yorumumu..Canınız sağolsun..Kolaylıklar..

Sayın meslektaşım, sanki siz haklıymışsınız da ben size haksızlık yapıyormuşum gibi mesajlar yazmanız ilginç.
Oysa; meslek kurallarına aykırı davranışınızı burada ilan eden sizsiniz. Bir tek siz. Bu davranışınızla ve bunu herkesin okuyabileceği bir alana yazmakla tüm meslektaşlarına zarar veren yine sizsiniz. Yazdıklarımdan hangisi yanlış? "Yaptığınızın yasaya aykırı olduğunu" bilmiyor musunuz? Eleştirene değil, hatayı yapana bakın biraz.
Old 28-07-2011, 17:22   #59
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Avukatın ücretsiz dava alması istisnai bir durumdur. Örneğin, anne-babasının ya da çok yakın bir dostunun davasına bakması gibi. 164. maddeye aykırı olarak düşük ücretle dava alınması ise disiplin suçudur. Zannettiğiniz gibi bir yasal hak olmadığı gibi, meslektaşımızın mesajında da işi bu düşük ücretle almasının nedeni salt ekonomik zorluklar olarak gösterilmiş. Kısaca, meslektaşımız zaten yaptığının yasaya aykırı olduğunu biliyor.


Cengiz bey, ben de geçerli gerekçeleri varsa dedim... Kendi ekonomik zorluklarından dolayı, kendi gibi ekonomik sıkıntısı olan yakın bir dostunun işini düşük ücretle almış olabilir... Ha öyledir değildir... Bu kısımda kimin işini aldığından bahsetmediğinden ben kendimce açıklık buldum velevki yakın dostuysa diye düşündüm...Zaten her koşulda baroya bildirmediği için ortada bir sorun var vergi hukuku açısından o ayrı... Ben baroya bildirim yolunun geçerli gerekçeleri varsa vergisel sorumluluğu indirebileceğinden bahsettim. Nasıl ki siz makbuzu yüksekten kesmediği halde kesmesi gerektiğini bildirmişsiniz ben de baroya bildirmediği halde uygun gerekçesi varsa bildirimde bulunabileceğini belirttim.
Old 28-07-2011, 17:23   #60
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Birbirimize karşı hangi ifadeleri kullanacağımızı Şehper Hanımla aramızdaki "hukuk" belirler. Kendisine verdiğim cevapla ilgili yorumunuz yersiz ve genel konu ile de ilgisiz. Tüm mesajlarım okunursa yan unsurlarda dolaşmadığım konunun tam üzerinde olduğum anlaşılır. Kimseye galip gelmek gibi bir kaygım da yoktur. Herkes fikrini özgürce savunur.
"Menfi anlam salgısı" <yan unsurlara kaymakla yeniden suçlanmak pahasına> Türkçe açısından talihsiz bir tamlamadır.

Şehper Hanımla hukukunuzu bilmek zorunda değilim; ayrıca beni hiç ilgilendirmez ve fikir üretme noktasında da "bağlayamaz".

Ben herkesin mesajına, direkt bana yazılmamış bile olsa yanıt yazarım; herkes de yazar, yazıyor zaten... Hele, müdahale etmem gerektiğine inandığım bir içerik tesbit edersem hemen yazarım. Sizin mesajınızın ikinci paragrafına diyeceğim birşey yok; özgürce mesleki düşüncenizi üretmişsiniz..

Ancak, ilk cümleleriniz öyle değil, okuyunca biz de buruluyoruz bu tür "hümanite" açısından nahoş cümlelere anlatabildim mi?... Diğergam ve empatik hukukçuların bir refleksidir bu...

Tüm mesajlarınızı okuyacak vaktim yok, buna ilgim de yok..

THS'nin "genel mesleki alanlarında" bir mesaj yazıyorsanız, ona bir başkasının mesaj yazmasına katlanmaya mecbursunuz... "Sana yazmadım, sen kim oluyorsun." kabilinden yaklaşamazsınız, özellikle de bu sitede... Bu anlamda, özel hukukunuzdan da bahsedemezsiniz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tele avukatlık - Telefonla Ücretli Hukuki Danışma Hizmeti Av.muhittinköylüoğlu Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 10 14-10-2017 15:17
Maddi sıkıntı içindeyim, çocuğumun nafakasının arttırılmasını isteyeceğim, avukatlık hizmeti alabilir miyim? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 01-10-2010 15:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07771707 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.