|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-03-2013, 12:50 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Adalet Bakanlığı'nın yazısı
Adalet Bakanlığı'nın ilgili yazılarını internette bulamadım. Elinizde mevcut mu? |
05-06-2013, 12:32 | #32 |
|
icra mahkemesinde beraat eden sanık vekili lehine vekalet ücreti
merhabalar...
müvekkil icrada taahhüd vermiş, sonrasında hakkında taahhüdü ihlal dolayısı ile şişkayet yapılarak tazyik hapsi kararı verilmiştir. sonrasında taahhüdde eksiklik olması dolayısı ile itiraz ettik ve itirazımız kabul edilerek sanığın beraatine karar verildi. ancak lehimize vekalet ücretine hükmedilmedi biz de ek karar ile bu konuda karar verilmesi talebi ile tekrar mahkemeye başvurduk ancak bu talebimiz sanki ikinci kez itiraz ediyormuşuz gibi değerlendirilerek önceki kararın kesin olarak verilmesi sebebi ile reddedilmiştir. kanun yararına bozma yoluna gitmek ne kadar< işimize yarar tartışılır... siz değerli meslektaşlarımın fikrini almak isterim. |
25-06-2013, 16:31 | #33 |
|
vekalet ücretine ilişkin beraat edene her durumda mı vekalet ücreti hükmediliyor? yani kast yokluğu, ya da diğer unsurlara göre değişkenlik söz konusu değil midir?
|
04-07-2013, 13:04 | #34 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yukarıdaki gibi "meselenin yerel mahkemesince ek kararla halledilebileceği" görüşünü benimsediğini belirtmişse de (site içerisinde benzer bir konu altında kararın tam metni bir meslektaşımız tarafından eklenmişti; ancak şu an metni bulup alıntı yapamadım!); ek karar talebi aşağıdaki içtihattan haberdar olan hakim tarafından reddolunacaktır.
Kararın tam metnini bulamadım. Bu nedenle, "talebin kabulüne dair kararı sanıklar müdafii neden temyiz etmiş" anlayamadım! Yazım hatası olarak "talebin reddine" yerine "talebin kabulüne" diye yazılmış olabileceği aklıma ilk gelen! Saygılarımla... |
05-11-2014, 12:59 | #35 |
|
|
19-09-2015, 19:36 | #36 |
|
Hukukkusu temyiziniz sonuclandi mi a. Aynı durumu bende yaşıyorum
|
01-10-2015, 14:18 | #37 |
|
bu başlık altında yapılan başvurularına sonuç alan meslektaşlarımız var mı acaba?Aynı durum bende de mevcut.
|
01-10-2015, 15:06 | #38 |
|
bende konu ile ilgili sizlerin fikirlerini almak istiyorum.
Müvekkilim yine bir avukat meslektaşımız.Daha doğrusu yanında avukat olarak çalıştığım patronum.Cezaevine telefon sokmaya teşebbüs suçlamalarından hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açıldı.Avukat meslektaşımızın telefonu çantasında unuttuğunu x-ray dan geçerken farkettiğini kast yokluğu ve manevi unsur eksikliği şeklinde savunma yaptık ve beraat aldık. Lakin asıl sorun şu hakkımda lehime hükmolunan vekalet ücretini alırken serbest meslek makbuzu kesmem gerekiyor mu? Serbest meslek makbuzu kesme şansım yok çünkü maaşlı çalışıyorum bahse konu davada sanık olan avukat meslektaşımızın yanında. Onun serbest meslek makbuzundan fatura kessek acaba olur mu? (Kendisinin sanık olduğu davaya fatura kesilir mi) |
03-11-2015, 17:11 | #39 |
|
Beraat eden sanık için vekalet ücreti
Daha önce tartışılan konuları taradım ancak benim soruma cevap bulamadım. Ağır ceza mahkemesinde takip ettiğim dosyada sanık beraat etti ve kararda sanık lehine vekalet ücretine hükmedildi. Savcılık idari işlere başvuru yapıp makbuz kestim. Benden sonra sanık da başvuru yapmış para benim lehime hükmedildi ödemeyi bana yapın demiş. İdari işlerden arayıp gelin evraklarınızı alın, ödemeyi sanığa yapacağız dediler. Sanıkla görüştüm parayı ben alacağım kararda öyle yazıyor diyor. Avukatlık kanunundan söz ettim, beni ilgilendirmez ben karara bakarım diyor. Ne yapmam lazım.
|
09-11-2015, 14:13 | #40 |
|
Aşağıdaki kanun hükmünü ve yargıtay kararını bir dilekçeye ekleyip İdari işlere teslim ettiğinizde sorunun kalkacağını düşünüyorum. İyi çalışmalar
Avukatlık Kanunu 164/son; "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir." T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013 / 12-2065 Karar: 2015 / 1291 Karar Tarihi: 29.04.2015 ŞİKAYET DAVASI - DAVA SONUNDA KARARLA TARİFEYE DAYANILARAK KARŞI TARAFA YÜKLENECEK VEKALET ÜCRETİNİN AVUKATA AİT OLACAĞI - HÜKMÜN VEKİL MÜVEKKİL ARASINDA ÇIKACAK VE İÇ İLİŞKİDEN KAYNAKLANAN UYUŞMAZLIKLARI DÜZENLEMEK AMACIYLA ÖNGÖRÜLDÜĞÜ Kelime Ara Ara Temizle Kopyala Kaydet/Yazdır Sık Kullanılanlar Geri ÖZET: 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde, dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı, bu hükmün vekil müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörüldüğü, ayrıca, bu ücretin, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği hükme bağlanmış olmakla şikayetçi belediye başkanlığı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin, onun borcundan dolayı haczedilmesi doğru değildir. (6100 S. K. m. 323, 330) (1136 S. K. m. 163, 164, 171) (YHGK 07.04.2004 T. 2004/12-213 E. 2004/215 K.) (YHGK 02.06.2010 T. 2010/3-266 E. 2010/303 K.) Dava: Taraflar arasındaki "şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. icra Hukuk Mahkemesince istemin reddine dair verilen 30.6.2011 gün ve 2011/462 E.-2011/809 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 26.4.2012 gün ve 2012/10376 E.-2012/14104 Sayılı ilamı ile; (... H.M.K.nun 323. maddesinde avukatlık ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmıştır. Aynı Kanunun 330. maddesinde de, yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak "yargılamanın tarafları" arasında geçerli olacağı belirtilmiştir. 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde ise; "dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir" hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm vekil müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür. (HGK'nun 7.4.2004 tarih ve 2004/12-213 E . 2004/215 K. sayılı kararı). Aynı maddenin son cümlesinde; "bu ücret, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" hükmü yer almaktadır. Bu durumda, ilamda şikayetçi belediye başkanlığı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin, onun borcundan dolayı haczedilmesi Kanunun anılan hükmüne aykırı olup, istemin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir...), Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. H.G.K.'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü: Karar: İstem, avukatlık ücreti alacağının haczedilmesine dair icra müdürlüğü kararının şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir. Şikayet eden vekili, İstanbul 9. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5887 E. sayılı dosyasıyla vekalet ücreti alacağının tahsili için yürütülen alacak üzerine haciz konulmasına dair 22.3.2011 tarihli memurluk kararının iptaline karar verilmesini istemiştir. Karşı taraf M... A. Ş. yetkilisi, istemin reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, vekalet ücretinin davalı asil yararına hükmedildiği,. Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi kapsamında avukata ait olan ve korunması gereken bir vekalet ücreti olmadığı, bu sebeple haczedilmezlik kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle istemin reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir. Direnme yoluyla H.G.K. önüne gelen uyuşmazlık; dava sonunda, kararla Tarife'ye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin iş sahibinin borcundan dolayı haczedilip haczedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle konuya dair genel açıklama yapılmasında ve yasal düzenlemeler üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır. Yargının önemli unsurlarından olan avukat; iddia, savunma ve yargı üçgeninde bağımsız olan savunmayı temsil eder. Avukatlık hizmeti bir kamu hizmeti olmakla birlikte, serbest meslek icra eden avukatlar ve kamu avukatları eliyle yürütülür. Ücret karşılığında müvekkili için hukuksal yardımda bulunan serbest meslek erbabı avukat ile bu yardımı sunduğu müvekkili arasındaki hukuki ilişki maddi hukuka tabi olup, özel hukuk alanındaki bir sözleşme ilişkisidir. (S. Güner, Avukatlık Hukuku, Ankara 2002, s.51) Avukat üzerine aldığı işi kanun ve anlaşma hükümlerine göre takip etmek zorundadır (1136 Sayılı Avukatlık Kanunu m. 171). Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde ise "kesin hüküm elde edilinceye kadar avukatın işine devam edeceği açıklanmıştır. Bu durumda avukatın sözleşmesi, ilk yargılama aşamasını kapsadığı gibi, karar, temyiz, temyiz duruşması ve temyiz sonrası aşamayı da kapsar. Bunun aksine sözleşme yapılması da mümkündür. Avukatlık sözleşmesi, avukat ile iş sahibi arasında özel bir güven ilişkisi gerektiren nitelikte olduğundan taraflar diledikleri zaman sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahiptirler(S. Karateke, Avukatlık Sözleşmesinde Ücret, Ankara 2006, s.128 vd). Avukatın hangi hallerde ne şekilde ücret alacağı 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 163 ve 164 maddelerinde hükme bağlanmıştır. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/1. maddesi hükmüne göre avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade etmekte olup "avukatlık ücreti" başlıklı madde metni aynen: "Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder. Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, davaya konu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz. (Değişik cümle: 13.1.2004-5043/5.md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete dair hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri parayla ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. (Değişik cümle: 13.1.2004-5043/5. md.) Değeri parayla ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır. Avukatlık asgari ücret tarifesi altında vekalet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir. Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." şeklindedir. Hukuk sistemimizde iki tür vekalet ücreti söz konusudur. Birincisi, müvekkil vekil arasında yapılacak bir sözleşme ile (yazılı sözleşme yoksa Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesine göre) belirlenen vekalet ücreti (ak.m.164/1,2,3,4); ikincisi ise H.U.M.K.un 423/6, (C.M.U.K.322/l-9, 413/son, (C.M.K.303/l-h, 324); iyuk:31/1) ve Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddelerine göre, vekille takip edilen davalarda mahkemece yargılama gideri olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre re'sen takdir edilen vekalet ücretidir. Davada haklı çıktığı için lehine yargılama gideri hükmedilen taraf, davayı bir avukat aracılığıyla takip etmiş ise, mahkemece takdir edilen vekalet ücreti, diğer yargılama giderlerine dahil edilerek, davada haksız tarafa yükletilir. Başka bir ifadeyle davayı kazanan lehine takdir edilen vekalet ücreti yargılama giderlerine dahildir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323/1ğ. maddesi (1086 Sayılı H.U.M.K.nun 423. maddesinin 6.bendi) gereğince yargılama giderleri arasında bulunan vekalet ücreti diğer giderler gibi mahkemece re'sen hüküm altına alınır. Vekalet ücretinin hüküm altına alınabilmesi için tarafların talebi aranmaz. Davacının istemine dayanak yaptığı 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinin de içinde bulunduğu "Onbirinci Kısmı" 4667 Sayılı Yasayla "Avukatlık Sözleşmesi" üst başlığı altında düzenlenmiş, maddenin son fıkrası, "Avukatla iş sahibi arasında yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti avukata aittir." şeklindeyken 4667 Sayılı Kanunun 77. maddesiyle yapılan değişiklikle. "Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir." şeklinde değiştirilmiştir. Yeni getirilen bu hükmün ücretin doğrudan doğruya avukata ödeneceği anlamında anlaşılmamalıdır. Nitekim aynı cümlenin devamında yer alan; ".. bu ücret, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." biçimindeki düzenlemeyle mahkemelerce hükmedilen vekalet ücretinin öncelikle müvekkile ait olduğu, ancak vekilinin vekalet ücretini güvence altına almak için. başkalarına ödenmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığı görülmektedir (HGK'nun 2.6.2010 gün ve 2010/3-266 E., 2010/303 K. sayılı kararı). Öte yandan, avukatlık sözleşmesi yapan avukatla kamu kurum ve kuruluşlarında idare ile bir sözleşme yapmadan, statü hukukuna göre memur kadrosunda görev yapan ve maaşını bağlı bulunduğu yasalara göre alan kamu avukatının durumunun aynı olmadığında kuşku bulunmamaktadır. Şikayet eden vekili ile iş sahibi Belediye arasında avukatlık sözleşmesi bulunmakta ise de memur kadrosunda görev yapmamaktadır. Somut olayda; Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 3.4.2007 gün ve 2005/148 E., 2007/80 K. sayılı kararıyla davacı M... A.Ş. tarafından davalı Yenice Belediyesi aleyhine açılan "kamulaştırmasız elatma sebebiyle tazminat" davasında 21.369.796,51 TL' nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı tarafından 6.8.2008 tarihinde asıl alacak ve ferileri yönünden İstanbul 8. icra Müdürlüğü'nün 2008/16203 E sayılı dosyasından takip başlatılmıştır. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.3.2010 gün ve 2009/19408 E. 2010/4720 Sayılı kararıyla yalnızca tesis bedeline hükmedilmesi gerektiğine işaretle karar bozulmuş olup bozmadan sonra Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.2.2011 gün ve 2010/233 E., 2011/68 Sayılı kararı ile 1.841.708,64 TL nin davalıdan tahsiline, hükmün 8. bendi gereğince, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Tarife gereğince takdir olunan 330.266,32 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı Yenice Belediyesi vekili, 28.3.2011 tarihinde İstanbul 9. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5887 E sayılı dosyasıyla vekalet ücretinin tahsili için takip başlatmıştır. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 1.11.2011 gün ve 2011/8499-17791 Sayılı kararıyla vekalet ücretinin 95.648,00 TL olması gerektiğine işaretle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş. 9.4.2012 gün ve 2012/2733-7257 Sayılı karar düzeltme kararı ile de vekalet ücretinin 91.523,00 TL olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Tüm bu açıklamalar karşısında: 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde, dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı, bu hükmün vekil müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörüldüğü, ayrıca, bu ücretin, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği hükme bağlanmış olmakla şikayetçi belediye başkanlığı lehine hükmedilen avukatlık ücretinin, onun borcundan dolayı haczedilmesi doğru değildir. H.G.K.nda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce lehine vekalet ücretine hükmedilen Belediyeyle vekili arasındaki ücret sözleşmesine göre avukatın aylık 5.000,00 TL ücret karşılığı çalışacağı ve başkaca ücret talep edemeyeceği belirtilmiş ise de bu görüş çoğunluk tarafından kabul edilmemiştir. Hal böyle olunca; yerel mahkemece aynı yöne işaret eden ve H.G.K.nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak, davacının talebinin kabul edilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu sebeple bozulmalıdır. Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 29.04.2015 tarihinde oyçokluğu ile, karar verildi. KARŞI OY Davacı (Şikayetçi); vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini, bu alacağı üzerine alacaklısı üçüncü kişi tarafından haciz konulduğunu, vekalet ücreti alacağının haczinin mümkün olmadığını belirterek şikayet yoluyla haczin kaldırılmasını istemiştir. Yerel mahkemece talep reddedilmiş, özel dairece; 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 164/son maddesi gereğince vekalet ücretinin haczi mümkün olmadığından şikayetin kabulü gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda ısrar edilmiştir. Şikayetin kabulünün gerekip gerekmediğinin çözümünde şikayetçi alacağının gerçekten bir vekalet ücreti alacağı olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Buna göre Avukatlık Kanunu 164/son fıkrasının koruyuculuğundan istifade edecek veya edemeyecektir. Söz konusu maddenin son fıkrası "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu sebebiyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere koruma altına alınan ücret avukatın alacağı olan vekalet ücretidir. Somut olayda üzerine haciz konulan ücretin avukata ait olup olmadığının tespiti açısından, şikayetçi belediyeyle vekili arasında yapılan avukatlık sözleşmesine baktığımız zaman 3. maddeyle ücretin aylık olarak maktu belirlendiği, ayrıca konusu para olan dava ve iş sahibinin alacaklısı olduğu yürütülecek icra takiplerinde dava ya da tahsil olunacak alacak üzerinden pirim alacağının kararlaştırıldığı görülmektedir. İcra takibine konulan vekalet ücreti, bedel tespiti ve tescil davası sebebiyle takdir edilen bir vekalet ücretidir. Bu durumda şikayetçi belediyeyle avukatı arasında yapılan sözleşme kapsamında kalmadığı için takibe konu bu ücretin belediye tarafından vekile ödenmeyeceği, bir başka ifade ile Av. Kanunu 164/son fıkra kapsamında kalmadığı sabittir. Sonuç itibariyle Avukatlık Kanunu kapsamında kalmayan bir vekalet ücreti alacağının sırf vekalet ücreti adı altında icraya konulması sebebiyle yine bu kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği yönündeki yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. (¤¤) |
11-02-2016, 21:20 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
vekalet ücreti
yargıtayın kararı ne oldu üstadım ?? |
12-02-2016, 18:14 | #42 |
|
Sayın meslektaşlarım
Aynı davada birden fazla suç isnad edilen sanık, bir suçtan beraat eder fakat diğer suçlardan ceza alırsa yine vekalet ücretine hükmolunur mu? |
12-02-2016, 22:25 | #43 |
|
Yürürlükteki AAÜT nin 14/4 maddesinde:
"Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık ya- rarına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükme- dilir. Beraat eden sanıklar birden fazla ise beraat sebebi ortak olan sanıklar müdafii lehine tek, beraat sebebi ayrı olan sanıklar müdafii lehine ise ayrı ayrı avukatlık ücreti- ne hükmolunur." deniyor. |
12-02-2016, 23:17 | #44 |
|
Cevabınız için teşekkür ederim. Ancak ben birden fazla suç isnad edilen bir sanık hakkında beraat ve ceza kararı verilirse vekalet ücreti takdir edilip edilmediğini sormuştum
|
13-02-2016, 21:05 | #45 |
|
Sayın meslektaşım,karar umarım işinize yarar.
T.C. YARGITAY 4.Ceza Dairesi Esas: 2015/25602 Karar: 2016/47 Karar Tarihi: 11.01.2016 TEHDİT SUÇU - SANIK HAKKINDA YARGILANDIĞI AYNI DAVADA BİR SUÇTAN BERAAT DİĞER SUÇTAN MAHKUMİYET KARARI VERİLMİŞ OLMASI KARŞISINDA BERAAT KARARI VERİLMESİ NEDENİYLE AYRICA VEKALET ÜCRETİ VERİLMEMESİNİN KANUNA UYGUN OLDUĞU ÖZET: Sanık hakkında yargılandığı aynı davada bir suçtan beraat, diğer suçtan mahkumiyet kararı verilmiş olması karşısında, beraat kararı verilmesi nedeniyle ayrıca vekalet ücreti verilmemesinin de usul ve Kanuna uygun olduğu anlaşılmıştır. (5237 S. K. m. 106) Dava ve Karar: Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, beraat hükmü yönünden temyiz isteğinin vekalet ücretine hasredildiği belirlenerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı, 2-Sanık hakkında yargılandığı aynı davada bir suçtan beraat, diğer suçtan mahkumiyet kararı verilmiş olması karşısında, beraat kararı verilmesi nedeniyle ayrıca vekalet ücreti verilmemesinin de usul ve Kanuna uygun olduğu, Anlaşıldığından sanık H.. S.. müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye kısmen uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin onanmasına, 11.01.2016 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. |
09-08-2016, 15:41 | #46 |
|
"kendini vekille temsil ettiren sanık lehine 1800 TL vekalet ücreti takdirine" ve sonraki maddede "yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına" diyen hükümde açıkça vekalet ücreti tahsili için Hazinenin gösterilmemiş olması sorun doğurur mu? Yoksa kamu üzerine bırakılma demesi yeterli mi?
|
10-08-2016, 09:23 | #47 |
|
önemli olan vekalet ücreti hususunda karar ve vekalet ücreti miktarının ilamda yazılı olması.
|
24-09-2016, 18:28 | #48 |
|
T.C.
Yargıtay 5. Ceza Dairesi Esas No:2013/14926 Karar No:2015/17774 Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar haklarında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.” biçimindeki düzenleme ile Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16/10/1978-2/324-350 sayılı Kararında belirtilen “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasını değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedini esas almış ve taraflara yükletilecek avukatlık parasının her dava için ayrı ayrı tayinini öngörmüş olması karşısında; ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmadığı,” hususu nazara alınarak kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar V.. E.., N.. D.., S.. T.. ve Ş.. B.. yararına tek, yine A.. E.. ve H.. E.. yararına da tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanık sayısınca hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “Kendilerini vekille temsil eden sanıklara 2.200 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanıklara ayrı ayrı verilmesine.” cümlesinin çıkartılarak yerine “Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 2.200 TL vekalet ücretinin Hazineden alınarak kendilerini aynı vekille temsil ettiren sanıklar V.. E.., N.. D.., S.. T.. ve Ş.. B..'e, bir başka vekille temsil ettiren sanıklar A.. E.. ve H.. E..'e, ayrı vekille temsil ettiren Z.. G..'e, keza S.. A..'a verilmesine,” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
26-09-2016, 11:10 | #49 |
|
Söz konusu kararı yargıtay düzelterek onayacaktır.Vekalet ücreti de yargılama giderlerine dahildir.
|
24-08-2017, 08:57 | #50 |
|
Ağır cezada yargılanan müvekkilim beraat etti. Kısa kararda yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına karar verilince süre tutum vermemiştim. Ancak Uyap sisteminden gerekçeli kararda vekalet ücretime hükmedilmediğini görünce istinaf yoluna başvurdum. Vekalet ücretimin yargılama giderlerinden olması sebebiyle herhangi bir sürenin işlemeyeceğini düşündüm.Çünkü açıkça Kanuna aykırılık ve kısa kararla gerekçeli karar arasında mubayenet vardı. İstinaf süresinde başvuru yapılmadığından bahisle usulden red kararı verdi. İtiraz yolunu açık tutarak bir üst mahkemeye başvuru imkanı verdi. İtiraz ettim 2. ceza dairesi de aynen 1. ceza dairesi gibi süre tutumun 7 günlük süre içerisinde verilmediğinden bahisle itirazımı reddetti. Şimdi vekalet ücretimin üstüne bir bardak soğuk su mu içmeliyim yoksa kanun yararına bozma yoluna mı gitmeliyim? Düşüncelerinizi belirtiniz. Teşekkürler
|
27-09-2018, 20:57 | #51 |
|
İyi akşamlar sayın meslektaşlarım ,
Ağır ceza mahkemesinde yargılanan müvekkilim beraat etmesine rağmen kısa karar da Lehimize vekalet ücretine hükmedilmedi . Şimdi bu durumda ben gidip hakimlerle görüşüp gerekçeli karar da Lehimize vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini söyleyeyim mi ? Yoksa süre tutum dilekçesi verip gerekçeli karardan Sonra istinaf incelmesi mi yaptırayım ? |
28-09-2018, 09:46 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
dikkat
İyi günler meslektaşım; Kısa kararda yargılama giderlerinden vekalet ücreti kısmı yazmıyor; sonra süreyi tutan kısa istinaf verilmezse ve müştekiden de istinaf gelmezse, gerekçeli kararda vekalet ücretine hükmedilmezse karar kesinleşmiş olabiliyor. Gerekçeli kararda gözden kaçmaması, dikkate alınması için kaleme durum hatırlatılabilir. |
30-09-2018, 15:10 | #53 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence süre tutumu verin. Kalemle ve/veya hakimle görüşün. Gerekçeli kararı bekleyin. Düzelmemişse gerekçeli dilekçenizi vererek istinaf yoluna gidin. Düzelmişse vazgeçersiniz. Kolay gelsin. Not: Gelişmeleri yazarsanız seviniriz. |
30-09-2018, 23:05 | #54 | |||||||||||||||||||||||
|
vekalet ücreti
sayın meslektaşım . Mahkemenin kalemini arayıp durumu anlattım . kalemin cevabı ' bizim başkanımız beraat eden sanık lehine vekalet ücreti vermiyor 'oldu yani gerekçeli kararda da lehimize vekalet ücreti takdir edilmeyecek . şimdi merak ettiğim mesele şu ; suç şikayete bağlı bir suç değil ancak müşteki savcının esas hakkındaki beraat yönündeki mütalaalasından sonra karar duruşması öncesinde şikayetinden vazgeçti . eğer ben süre tutum dilekçesi verdikten sonra istinaf incelemesi istersem müvekkilimin aleyhine bir durum meydana gelebilir mi ? karşı taraf dosyayı istinaf etmeyecek . |
01-10-2018, 10:51 | #55 |
|
İstinafta onama olmaz ancak;
Adalet1903; ilk derece mahkemesininin kararının yalnızca vekalet ücreti yönünden kaldırılarak düzeltilmesini,
bu talep kabul edilmezse vekalet ücreti yönünden ek karar verilmesini, talep eder istinaf dilekçesi sunabilirsiniz. "Düzeltilerek onama" içeriğinde de dilekçe verebilirsiniz, her ne kadar istinafta onama olmasa da |
01-10-2018, 13:38 | #56 | |||||||||||||||||||||||
|
Onca açık yasal düzenlemeye ve Yargıtay kararına rağmen halen üç kuruş v.ü. vermemek için direten mahkeme/başkan neresiymiş/kimmiş merak ettim doğrusu. Böyle bir durumda "açık düzenlemeye aykırı hareket eden" hakim hakkında ne yapılabilir? Değerli meslektaşlarım bu konuda ne düşünür acaba? |
09-10-2018, 21:57 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
Beraat
Sayın meslektaşım beklediğim üzere mahkeme gerekçeli kararda da beraat ücretine hükmetmedi .Karar bana tebliğ edildi . 1 gün sürem kaldı istinaf dilekçemi hazırlamam için sizce sadece vekalet ücreti yönünden istinaf mahkemesinin karar vermesi için nasıl bir talepte bulunmalıyım ? Yoksa istinaf etmeyip beraat kararının kesinleşmesini bekleyip ,vekalet ücretinin üstüne bir bardak su mu içeyim? . kararı veren mahkeme Bakırköy 17.ağır ceza mahkemesi. |
10-10-2018, 10:47 | #58 |
|
Sayın Adalet1903;
İstanbul BAM bu konuda istikrarlı şekilde vekalet ücretine hükmederek dosyayı gönderiyormuş; kararın esasen yasa ve usule uygun olduğunu; karara esas bakımdan katıldığınızı; yalnızca vekalet ücreti yönünden kaldırılarak düzeltilmesini; hem yasal olarak ; hem harcanan emeğin karşılığı olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ek karar verilmesini, talep eder istinaf sunabilirsiniz. Aleyhe bozma yasağı karşısında, beraatten daha ağır bir hüküm verilemeyeceğini düşünüyorum. Başka forumlarda meslektaşlar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin istikrarlı şekilde vekalet ücreti takdir edip dosyayı gönderdiğinden bahsetmişler. Diğer kalemlerle de görüşerek benzer durumda karar sorabilirsiniz. |
10-10-2018, 11:39 | #59 |
|
Sayın Adalet1903;
Beraat yönünde herhangi bir talebiniz olmadığını yalnızca vekalet ücreti yönünden Kararın kaldırılarak düzeltilmesini;talep eder istinaf edebilirsiniz Örneğin;"Beraat kararı dosyadaki delillere usul ve yasaya uygundur. Kararın beraate ilişkin kısmı bakımından herhangi bir talebimiz yoktur. Ancak Avukatlık Kanununa göre beraat eden sanıklar bakımından avukat lehine ücreti vekalete hükmetmek mecburiyeti söz konusudur. Çünkü, avukatlık hizmeti bir angarya olarak kabul edilemez. Sayın Mahkeme gerekçeli kararında lehimize hükmedilmesi gereken vekalet ücreti bakımından bir hüküm taşımamaktadır. Vekalet ücretinin tefhim edilen kısa kararda açıklanmamış oluşu reddin hiç bir gerekçeye dayanmaması demektir. Mahkemenin kısa kararı .....tarihinde tefhim edilmiştir. Sayın Mahkemenin tefhim etmiş bulunduğu Kararda "Beraat edilen suçlarla ilgili yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına" da yazılmış olmasına rağmen gerekçeli kararda yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine hükmedilmemiş oluşu kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine aykırı olduğunu göstermektedir. Bu durumlarda da kısa karar ile gerekçeli karar arasında mubayenet söz konusu olduğundan Sayın .... Kararını vekalet ücreti bakımından düzeltilerek onanmasına karar verilmesini saygılarımla bilvekale arz ve talep ederim. Buna benzer bir istinaf dilekçesi başvurusu yaptım. Daha henüz Karar gelmedi. |
10-10-2018, 13:33 | #60 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkür ederim sayın meslektaşım . Benzer ifadelerle istinaf dilekçemi hazırlıyorum ancak sizin durumunuzdan farklı olarak bizim olayımızda mahkeme kısa kararda da Lehimize vekalet ücreti takdir etmedi . |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Beraat halinde sanık (vekili) lehine hükmedilen vekalet ücreti | Av.Nevzat | Meslektaşların Soruları | 92 | 12-11-2015 11:41 |
Davadan Feragat, Davacı Vekili Lehine Vekalet Ücreti Sorunu | MTL | Meslektaşların Soruları | 8 | 29-12-2010 11:17 |
Beraat eden sanık lehine hükmedilen Avukatlık Ücreti | üye18332 | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 31-12-2009 00:20 |
Yargıtay Kararı: Beraat Eden Sanık Yararına AAÜT gereğince Avukatlık Ücreti Takdiri | av.remzieroglu | Hukuk Haberleri | 3 | 31-01-2009 15:51 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |