19-04-2009, 16:16 | #451 |
|
AY KARANLIK
... İtten aç Yılandan çıplak, Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına Var mı ki doymazlığım? İlle de ille Sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık... ... En leylim gecede ölesim tutmuş Etme gel, Ay karanlık... AHMET ARİF ... Ve aydınlık, ve aydınlık ve biraz aydınlık... |
21-04-2009, 18:57 | #452 |
|
KARA SAPLANMIŞ TREN
aynı tünellerden çıkarken yitirdiğimiz düşler birlikte kamaşan gövdelerimiz karanlıktan ışığa ürperen ten başka yolcularını bekliyor şimdi kara saplanmış tren ayrıntıların bağışlamadığı nabzımın vuruşları bir başkası olarak yaşadığın serüvenlerde tedirgin gövdelere yerleşen bukalemundan kalan nem korktum ve kaçtım alabildiğine kara saplanmış trenlerin yolcusu olmaktan; uzak durdum pişmanlığın kovanındaki içe dönük kurşunlardan mezatlarda dağıttım neyim var neyim yoksa unutuşla örtüldü belleğimin eteklerinde sönen yanardağ her seferinde erteliyordum büyük vazgeçişi bilet değiştirmekle oysa hiçbir yolculuk taşımıyordu beni hiç bir yere başka yolcular değildi bekletilen,yolcular başkalaşıyordu saplanmış trenlerse aynı tünellerde ilk karı bekliyordu. Murathan MUNGAN |
21-04-2009, 19:03 | #453 |
|
DİYALEKTİĞE ÖVGÜ
Yaşıyorsan eğer' hiçbir zaman deme'. Yıkılır, yıkılmaz görünen, Kalmaz hiçbir şey nasılsa öyle Buyuranlar verdiklerinde son buyruklarını Buyruk altındakiler başlar konuşmaya, Kim'hiçbir zaman' demeyi göze alabilir? Zulüm yürürlükteyse, kim suçlu: Kendimiz Ve kimdir omu yıkmak zorunda olan: Biz Yenilen kalk ayağa! Herşeyini yitiren, dövüşe devam! Kavramışsan olup biteni, seni kim tutabilir? 'Hiçbir zaman'dan 'bugün' doğar Bugün yenilen yarının yenenidir. Murathan MUNGAN |
23-04-2009, 18:37 | #454 |
|
Sabır bir fikir ve her iyi fikir gibi bulmak zor.
Seni sabırla sevmeye devam ediyorum. Hangi deniz kabuğunu kulağıma götürsem Duyduğum senin sesin. Her gidişinde seninle beraber giderim, sen bunu bilmezsin. Deniz kenarında beni bir başına zannedersin. Ben okyanuslara açılırım Sabır benim yelkenlerim, bunu hiç bilmezsin... |
29-04-2009, 17:28 | #455 |
|
Şimdi
“Ormanda bir kuş Ne kadar korkmuş” Ben de korktum Gidiş gidiş değil Ölüm ülkemi sardı Barışın güvercini Şimdi kuş değil Ne eder, ne yaparlar Bu iş, iş değil. (Bir dostum Uçurtmasının kuyruğuna “kafeste bir aslan ne kadar aslan” yazmıştı da) |
29-04-2009, 20:41 | #456 | |||||||||||||||||||||||
|
Aklımda kaldığınca, bu şiir Brecht'e aittir.(Ya da çok benzer bir şiirini biliyorum). Bu şiiri çok severim, kaynağınız yanlış olabilir mi? |
29-04-2009, 20:43 | #457 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Üstad şiir size aitse, hemen ayağa kalkıp alkışlıyorum.
O nedenledir ki, avatarımdaki kuş "yanmakta"... |
29-04-2009, 20:47 | #458 | |||||||||||||||||||||||
|
Sen savunmayı oturarak yapacağım diye hakimlerle mahkemelik ol, şiirdeki bir "kuş" için ayağa kalk, kalkmakla kalma bir de alkışla! |
29-04-2009, 21:02 | #459 | |||||||||||||||||||||||
|
Her güzel şiir için ayağa kalkılır. Etik bunu gerektirir. |
29-04-2009, 21:13 | #460 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne etiği? Kuş etiği mi? |
29-04-2009, 22:24 | #461 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, "Uçurtma" Üstat Sayın Cengiz ALADAĞ'a ait. Son günlerin sancısı içinde bugün de mayına basınca içim acıdı . Övgüleriniz için teşekkürler. |
30-04-2009, 04:03 | #462 | |||||||||||||||||||||||
|
Ezenler hazırlanıyorlar on bin yıl için. Şiddet güvence veriyor: Her şey nasılsa, öyle kalacak. Bir ses çıkmıyor hükmedenlerin sesinden başka Ve pazarlarda sömürü yüksek sesle diyor: Şimdi başlıyorum asıl Ama ezilenlerden bir çok kişi şimdi diyor: Bizim istediğimiz hiçbir zaman olmaz. Yaşayan, demesin: hiçbir zaman! Kesin olan kesin değildir. Her şey nasılsa, öyle kalmayacak. Hükmedenler konuştuktan sonra Hükmedilenler konuşacaktır. Kim diyebilir ki: hiçbir zaman? Kimin yüzündendir, "ezilme sürüp giderse? Bizim yüzümüzden Kimin yüzündendir, kırılıp giderse? Gene bizim yüzümüzden. Kim yıkılmışsa, ayağa kalksın! Kim yenilmişse, döğüşsün! Kim kendi bilincine varmışsa, nasıl durdurulabilir o artık? Çünkü bugünün yenilmişleri yarının yenenleridir Ve hiçbir zaman olacaktır: Daha bugün! BERTOLT BRECHT |
05-05-2009, 09:30 | #463 |
|
HALKIN EKMEĞİ
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. Bakarsınız bol olur bu ekmek, Bakarsınız kıt, Bakarsınız doyum olmaz tadına, Bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek,başlar açlık, Bozuldumu tadı,başlar hoşnutsuzluk boy atmaya. ... Bertolt Brecht |
06-05-2009, 04:07 | #464 |
|
KADINLAR SONBAHAR Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar Titrek dudaklarında sarışın bir keder Nabız kaybolur , kan susar , dolaşım yavaşlar Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor ... Anlaşılmaz çocukluğun ortaokullarından ders zilleri Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor ... Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor ... </B> Attila İlhan ( 1925 - 2005 ) |
13-05-2009, 11:49 | #465 |
|
'Devam-ı hılleti te'yid içün Abdülmecid Han'ın
Yazıldı nam-ı pâki seng-i bâlâya Washington'da' (Ziver Bey ) 'Dostluğumuzun devamı gayesiyle, Abdülmecid Han'ın temiz adı, Washington'daki yüksek taşa yazıldı' Washington Abidesi, ABD'nin ilk Cumhurbaşkanı George Washington adına diktirilmiştir. Yüksek abideler, tarihten bugüne genel olarak 'erk sembolu' olarak düşünülmüştür. Tam 196 metre yüksekliğindeki bu abidenin 1848'de başlayan inşası, 37 yıl sürmüş ve 1885 yılında tamamlanmıştır. Ucu sivri, mermer bir sütun olan bu abidenin iç duvarlarında, dünyanın değişik ülkeleri ve kuruluşları adına gönderilen, hatıra mermer levhalar yerleştirilmiştir. Diğer levhalarda, George Washington'a saygı ve selamlar arz edilirken, Sultan Abdülmecid Han tarafından 'ihsan edilen' hatıra levhada, yukardaki beyit yazmaktadır. Osmanlı Sultan'ının gönderdiği ve işlemesiyle ve metniyle tam bir sanat eseri olan kitabenin diğer kitabelerden ayırıcı bir başka özelliği ise, diğer kitabeler Abd başkanı Washington'u överken Osmanlı kitabesnde Abdulmecd Han ismi ön palana alınmıştır.Esasında bu kitabe vesilesiyle ABD -Türk dostluğunun temelleri o günlerde atılmıştır... Bay Obama vesilesiyle taze gündem konusu olduğu içün ben de burada zikretmek istedim. |
13-05-2009, 13:17 | #466 |
|
Âzâd iken esîr idik Allah'a çok şükür
Sultân-ı aşka kul olalı pâdişâlarız Aşkî |
13-05-2009, 13:26 | #467 |
|
Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme Mevlana Celaleddin Rumi |
13-05-2009, 14:42 | #468 |
|
ÖTESİ
Adı masal iken Kolaydı Apansız Dağın ardındayım Şimdi Tüy kadar hafif Ve bir kurşun kadar ağır Varlığım 12.05.2009 |
14-05-2009, 13:31 | #469 |
|
Benem âşık ki rüsvâlıkda tutdı şöhretim şehri
Yazanlar kıssa-i Mecnûn'u hep yabâne yazmışlar Nef'i (Dili ölümüne sebep olan şair ) aşık olmak aleme rüsva olmak demektir.Şair diyor ki Ben öyle bir aşığım ki rezil rüsvalıkta şöhretim tüm şehre yayıldı, Mecnun'un hikayesini yazanlar boşa yazmışlar(çünkü aşıklıkta ben ondan çok daha öndeyim.) |
14-05-2009, 13:34 | #470 |
|
Nef'i ;Sultan 4.Muratın hiciv yazmasından rahatsız olduğu bir şairdir. padişahın nef'iyi çoksevmesine rağmen boğulmasını emreder. nefi de ölmeden evvel söz kasidesini okur ki şöyledir:
en derinden uykulardan kaldırandır sözüm, güne el koyanları yıldırandır sözüm, zamanı zemini daralmış olanlara, gönüllerince zemindir, zamandır sözüm, zalim beni bir işaretle kahretse de, onun ordusuna karşı koyandır sözüm, cihan saltanatı zamanla sönerken, yandıkça daha da parıldayandır sözüm, güç verir, bilinç üretir, sevinç bağışlar, yüzü gülmemişlere armağandır sözüm, ey mutsuzluk gecesinde bunalanlar, size müjde yıldızları saçandır sözüm, dünya bir benim diyenlere derim ki, bu sofrayı herkeslere açandır sözüm, varsın günün sultanları değer vermesin, onlar göçüp gidince sultandır sözüm. |
16-05-2009, 14:18 | #471 |
|
"Karacaoğlan, kız övmeye çiçek sevmeye doğmuştur." demiş Ceyhun Atıf KANSU.
"Ala gözlerini sevdiğim dilber! Ben güzel görmedim senden ziyade Bilmem hörü müsün gökten mi indin? Bugün güzelliğin dünden ziyade" Soru : Karacaoğlan'a niye "kızların ozanı" denir? El cevap : Yukarıdaki dörtlük gibi yüzlercesi var. Soru : Karacaoğlan'a niye "çiçeklerin ozanı" da denir? Cevap : Buyrun |
17-05-2009, 20:16 | #472 |
|
Kaçmaya çalıştığın gerçek,
Birgün karşına çıkacak. Ve işte o gün Kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum, Yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda. Seni duymayı Seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. ... Kalemimi seviyorum. Senin adını yazdığım kağıdı seviyorum. Sana olan sevgime benzettiğim Her sevgiyi seviyorum. Bana seni hatırlatan herşeyi Sana giden yolları seviyorum. O kadar çok seviyorum ki seni Seni kaybetmek korkusunu bile, İçinde yalnızca, sen olduğun için Sana karşı duyduğum bir duygu olduğu için Korkumun sebebinde sen olduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Seni seviyorum. Atilla İLHAN |
18-05-2009, 13:26 | #473 |
|
YÜREK ÇAĞRISI
Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere Tatlı su göllerine akamıyorum Yüzüm yüreğim deprem dalgası Bu gül kıyımlarına bakamıyorum Her sevi bir türküdür bağrımda Her öfke bir ağıt Ağıtlar kuşatmış dört yanımı Kendi türkülerimi haykıramıyorum ... Mendilimde öfke çıkınımda bilinç Uykusuz kalır mısın kitaplarıma? Dudaklarımda hüzün Avuçlarımda sevinç Kulak verir misin çığlıklarıma? Dağları aşarak gelmişim sana Demir kapıları kırarak Işık olur musun karanlıklarıma? ADNAN YÜCEL |
18-05-2009, 13:52 | #474 |
|
Anılar biriktikçe sisleniyor aşklar da
Yitiriliyor serüven duygusu ki o zaman Şeytanımı koluma takıp gitmeliyim Yeni bir cehennem kurmalıyım kendime Hep kendini yineliyorken sesler, kokular Gittikçe birbirine benziyorken dünle bugün Ölümsüz olmak kadar ürkünç birşey Bu dünyaya alışmak duygusu ... Sonsuza kadar sonsuzluğa asılı kalmak Tanrılara ödül, insanoğluna cezaysa Kalbim, bağışlanmayacak birşey yap Katlanma kendine ve bu dünyaya AHMET TELLİ |
18-05-2009, 18:45 | #475 |
|
BİR YILDIZ
Bir yıldızdık gökyüzünde parlamaya çalışan kenar evren çocuklarıydık. kardeşlerim kadar sevdim seni. Barış kadar Fırat kadar sevdim. terk edildik evrenin her galaksisinde. ... sevdikçe bir yıldızdım gökyüzünde. kimse tanımayacak kimse bilmeyecek ve bu şiir de yine başkalarının sanılacak kimse bilmeyecek seni,beni kimse bilmeyecek. MURATHAN MUNGAN |
19-05-2009, 16:21 | #476 |
|
Ey Beyaz Ela
Bir on yıl öncesi uzakta diye Bu yanlıs düzeni sürdürmek neden Sanma mesafeler koparır beni Ve yıllar eskitir birligimizi Bir gecelik bir uyku gibidir zaman Yıllarca sürsede ayrılıgımız .............. Bir adım atarsak kafes kırılır Belki birden erir zincirlerimiz Ey uyku ey anne gel kurtar beni Ezildim aklımın hesaplarında Ey anne ey uyku ey beyaz ela Bir ciginlik bulsam kurtulsam yahut Sazdan bir yapıya dönüstü birden Cürüyen bu kentin apartmanları Bütün vakitlerim sana ayarlı Iste hesabını rüyalarımın Yoklugun icimde duvarlar örer Nasıl kan toplanır gülüslerinde Mehmet Akif İnan |
19-05-2009, 20:36 | #477 |
|
Bedbaht ona derler ki elinde cühelanın
Kahrolmak için kesb-i kemal-i hüner eyler Dünyanın en bedbaht insanı, cahiller arasında kalıp kahrolmak üzere derin ilimler tahsil edendir |
22-05-2009, 21:48 | #478 |
|
senin o sulusepken, yeşil gözlerin var ya
gökleri denizin elinden aldı fırtına delirdi; deniz bunaldı kızıl tüylü kanatların firakını çekti uzaklara resimlerini bana özlemin kaldı ................. sana mahsun bir umut, desem mi bilmiyorum sana çılgın bir bulut, desem mi bilmiyorum derin bir uçurumda arıyorum kalbini ya gel, ya beni unut, desem mi bilmiyorum ey yıllardır içimde beslediğim kanarya senin o sulu sepken yeşil gözlerin var ya rüyalarımı çaldı sevda ırmağında sular alçaldı son bahar uğradı yüreğimize sararttı gülleri, yaseminleri bana özlemin kaldı N.Genç |
22-05-2009, 21:50 | #479 |
|
Benden anlamadın şiirden anla
Senin gülüşünle yaşadığımı Akşamı ettiğimi senden kalanla Sabaha seninle başladığımı Benden anlamadın şiirden anla N.Genç |
24-05-2009, 11:56 | #480 |
|
Herşey yapılabilir
bir beyaz kağıtla, uçak,örneğin uçurtma, mesela altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için sallanan bir masanın. veya şiir yazılabilir... süresi ötekilerden kısa, bir ömür üzerine. bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor, sen en iyisi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla. sen bana ışık ver yeter bende filiz çok,köklerim içimde gizli gelen giden,açan soran,bere budak yok bir şiir istersin, "içinde benzetmeler olan" kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok. Uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum, yaralı yarasız sevdalardan geçtim... koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şeyi anlattım olan, olmayan,acıtan, sancıtan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları bütün stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış,hem yapma çiçek satanlar bahçıvan değil tüccarlardır sen öyle göz,sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır. Bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz. sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır herşey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır gördüğün suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır sana bakmak Allah'a inanmaktır.. YILMAZ ERDOĞAN mart 2000-bodrum |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 5 (0 Site Üyesi ve 5 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |