16-01-2012, 16:53 | #451 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili üstadım Ömer Güntay, O baro meselesine giremeyişimin sebebi, geçen hafta, ilk göz ağrım, canım oğlumun -ki kendisi adaşındır, (yaş 6) artık "abi" olmasıdır. Ömer'imin yanına bir de Emir geldi Ömer'lere (Güntay - Kavili) olan sevgim sebepsiz değil yani... Sevgi ve saygı ile... |
16-01-2012, 17:04 | #452 | |||||||||||||||||||||||
|
Anladım Üstadım. Sizin adınıza çok sevindim. Gözünüz aydın! Çok isabetli ve birbirini anlamsal açıdan karşılayan isimler olmuş. Ömer de bir "Emir"di sonuçta. (emir-ül mü'minîn) İsimlerine layık bir ömür sürsünler umarım. Ömer Abi'nin ve Emir kardeşinin gözlerinden öperim. Kavili ve ben Ömer isminin misyonuna inananlardanız! Mukabil sevgi ve saygı ile... |
31-01-2012, 17:29 | #453 |
|
stajyer avukatların çağlayan macerası
Stajyer avukat bir arkadaşımın anlatımına göre Çağlayan Adliyesinde stajyer avukatların BAŞSAVCILIK TALİMATI! gereğince avukat girişini kullanamayacakları; vatandaş girişinden çantalarından ceplerine, ceplerinden kemerlerine uzanan bir arama işleminden geçtikten sonra adliyeye girebileceklerine ilişkin uygulamanın başlamış olduğunu söyledi. YORUMSUZ!!!
|
31-01-2012, 17:36 | #454 |
|
Çağlayan adliyesi terör saldırısı için ne kadar "cazip" bir mekan ise, metrobüs ve metro hatları da o kadar caziptir. Metro girişlerinde güvenlik görevlisi bulunması ve bunların el dedektörü taşımalarına rağmen yerlerinden kıpırdamamalarını anlayamıyorum. Şimdiye kadar girişlerde çantamı cihaza bırakıp geçiyordum ama madem stajyer avukatlara böyle bir uygulama başlatıldı. bundan sonra benden çantamı göstermemi isteyemeyecekler. Yanlış anlaşılmasın, ben bu üst arama işinin vatandaşlara da bu şekilde uygulanmasına karşıyım, fakat günde 3-4 defa adliyeye giden stajyer meslektaşlarımın hem vakitlerini hem de sağlıklarını yitirmelerine göz yumamayız.
|
31-01-2012, 20:20 | #455 | |||||||||||||||||||||||
|
Aramıza hosgeldiniz... Not: hiç kimse sizden çantanızı açmanızı ya da x-ray cihazından geçirmenizi zaten istemiyordu. Biraz matrix'vari oldu ama gercek bu... |
09-02-2012, 11:51 | #456 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşlarım, Avukatın aranıp aranmaması meselesinden önce, "aranamaz" düzenlemesinin amacının hakkını vermek gerekir. "sosyal ve mesleki saygınlığı korumayı amaçlayan" düzenlemeyi sadece "avukat aranmaz", "avukat çantasını x-ray e koymaz"... açısından bakmayıp, saygınlığı bozan hareketlerden öncelikle kaçınması gerekir. Takip personelinden farksız kılıkla adliyeye gelip, sosyal saygınlığını icra dairelerinde ya da kalemlerde ablacım-abicim şekli ciddiyetten uzak tavırlara kurban eden, duruşmalarda el pençe divan durarak her türlü hakaretamiz söze boyun eğen, kendini ve giydiğini cübbesini ezdiren meslektaşların, iş adliye kapısından girerken çantasını x-ray e koyup koymama mücadelesine ne yazık ki destek olamıyorum. Öncelikle kendimizi, bu mesleğin onur ve saygınlığına yaraşır şekle sokmamız gerektiği, gerisinin zaten geleceğini düşünmekle birlikte, avukatlığın saygın bir meslek olduğunu hissiyatını, sadece aile bireyleri arasında ya da arkadaş toplantılarında kendimizden övünerek bahsederken yaşamaya son vermemizi diliyorum. Saygılarımla. |
09-02-2012, 15:05 | #457 | |||||||||||||||||||
|
Şahsen bende şöyle bir bakış açısı mevcut: Çantasını x-ray cihazından geçirmemeyi tercih ederek hukuka uygun hareket eden bir avukat, aynı zamanda belirttiğiniz olumsuz yaklaşımlardan uzak durma hassasiyetini de gösteren avukatlardan biridir. Bu ifademden "çantasını cihaza koyan avukatlar, eleştirdiğiniz davranışları yapma potansiyeline sahiptirler" anlamı çıkarılmasın lütfen, önemle belirteyim. Avukatın saygınlığını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, saygınlığı korumanın çok zor olduğu bir mesleğin mensupları olduğumuzu peşinen kabul etmemiz gerekir. Bu doğrultuda eleştiride bulunduğunuz hususların da dahil olduğu çok sayıda hassasiyetin gösterilmesinin ve birini diğerinden ayırmamamız gerektiğinin bilinciyle hareket etmenin önemli olduğu kanaatindeyim. Dolayısıyla, hukuka aykırı olan x-ray cihazı uygulamasını aynı zamanda eleştirip diğer birçok önemli konuda da dikkat gösteren/mesleğinin gerektirdiği saygınlığa sahip çıkan bir avukat olmanın imkanı yok mudur? Ha, sizin x-ray cihazından çanta geçirilmesinin hukuka uygun ve olması gereken bir uygulama olduğu konusunda başka argümanlarınız da olabilir ancak belirtmemişsiniz. Yoksa, eleştirdiğiniz hususlara kesinlikle katılmamak elde değil. Saygılarımla.. |
09-02-2012, 15:18 | #458 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Tabii ki hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum, nasıl üst araması yapılamazsa, x ray taraması da yapılamaz ancak bunun bir başlangıç noktası olmayıp öncelikle kendimize ve mesleğimize saygı gösterilmesi için "beni arayamazsın çünkü ben avukatım" tavrı yeterli değil. Tıpkı, avukatlık kimliğini yok sayan bankalar, kimlik yerine geçmediğini bildiren görevliler gibi. Kendimiz söylüyoruz kendimiz dinliyoruz. Dışarıda bunların hiçbiri bilinmediği gibi, geçen günlerde İstanbul Barosu tarafından cevabı verilen köşe yazarı tarafından "avukatların kendini ayrıştırdığı, üstün gördüğü, adliye girişlerinde neden avukat girişi olduğunu, neden bizim sıra beklediğimizi" saçma bir şekilde kaleme alınan yazıda olduğu gibi yanlış anlaşılıyoruz. İşte bunlarla uğraşmayıp, koy çantanı geç, göster T.C. kimliğini yaptır işlemini, uğraşma, tartışma, zamanla yarışıyorsun boşa harcama gibi bir kabulün eşiğindeyiz aslında. Saygılarımla. |
09-02-2012, 15:25 | #459 |
|
Meselenin çantasını cihaza bırakmama-üstünü aratmamaya layık avukatlar / layık olmayan avukatlar gibi bir mecraya kaymaması gerekir.
Bir başka eleştiri noktası husus ile bu konu birbirine çarpılmamalıdır. O takdirde, çarpık sonuçlara ulaşılabilir. Bu başlık altında söz konusu olan, avukatın pozitif hukuk düzenlemeleriyle güvence altında olan bir mesleki hakkının korunması, sahip çıkılması ve kapsamının tartışılmasıdır. Bu sebeple meselenin genelgeçer, soyut avukatlık üzerinden ve "vasati bir avukat" baz alınarak, ele alınması gerekir. Somut somut, birel avukat/insan davranışları ileri sürülerek yararlı sonuçlara varılması mümkün olmadığı gibi metodolojik olarak da bu yaklaşıma katılamam. Saygılarımla. |
10-02-2012, 09:13 | #460 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın hukukav;
Saygılarımla.. |
10-02-2012, 09:54 | #461 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Yorumum cümleler halinde incelenirse, kastedtiğimden çok farklı anlamlar pekala çıkar. Ama bir bütün halinde baktığınızda; madem ki üst araması yapılamaması gerekçelerinden biri mesleğin onur ve saygınlığıdır, o halde gördüğüm pek çok meslektaşın -iş sadece x-ray'e gelince tepki verdiğine, diğer hallerde tamamen sessiz bir duruş sergilediklerine, duruşmalarda, kalemlerde, koridorlarda..... pek çok yerde tanık olabilirsiniz. Böyle yapmayıp, hak ve adalet arayışında olan meslektaşımız da vardır tabii ama toplum psikolojisi nasıl tepkisizliğe çekildiyse, bizler de o toplumda yaşayan avukatlar olarak pek çoğumuzun tepkisiz kalması aslında çok da abes değil. Öyle olmalı mı, tabii ki olmamalı. Yaptığımız genel yorumlar, çoğu kez gözlemlerimize dayanır, kendimizden bahsetmeyiz, toplum yapısından hareket ederiz. Bu sebeple "eşik" meselesinde kesin yargılara varmamanızı, en azından " boşa harcama gibi bir kabulün eşiğindeyiz aslında" yerine "eşiğindeyim" yazmadıkça, eşiği geçip geçmediğim konusunda soru kalıpları kullanmanızı tavsiye ve rica ederim . Saygılarımla. |
10-02-2012, 13:53 | #462 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukuka aykırı bir uygulamaya itiraz etme konusunda "destek olamayacağınızı" ifade etmiş olmanızdan yola çıkarak eşiği geçip geçmediğiniz konusunda yapmış olduğum tespitte hata etmediğimi görüyorum ancak bir meslektaşımla girmiş olduğum fikri ayrışmadan kaynaklı tartışmada rencide edici bir tarzdan bilhassa kaçındığımı ifade etmek isterim. Sadece x-ray cihazı uygulamasına karşı çıkıp diğer hususlarda tepkisiz kalan meslektaşımız/meslektaşlarımız da (belki ben) olabilir. Ancak başlı başına bu durum, bir yanlışlığa karşı çıkmamanın gerekçesi olmamalıdır. Saygılarımla.. |
10-02-2012, 14:10 | #463 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım, Burada özne "Takip personelinden farksız kılıkla adliyeye gelip, sosyal saygınlığını icra dairelerinde ya da kalemlerde ablacım-abicim şekli ciddiyetten uzak tavırlara kurban eden, duruşmalarda el pençe divan durarak her türlü hakaretamiz söze boyun eğen, kendini ve giydiğini cübbesini ezdiren meslektaşlar" bakınız devamında; "iş adliye kapısından girerken çantasını x-ray e koyup koymama mücadelesine ne yazık ki destek olamıyorum". Avukata yaraşır şekilde kılıkla adliyeye geldiğim, ablacım-abicim şeklinde ciddiyetsiz hitaplarda bulunmadığım, el-pençe-divan durmadığım, özetle cübbemi ezdirmediğim için, eşiğin çok gerisindeyim . Sözüm, mesleğinin gerektirdiği halde olmayıp da, konu x-ray'e gelince, "ben avukatım" diyenlere. Heralde kurduğum uzun cümlede, tarafınızca başına değil de sonuna dikkat etmeniz neticesinde ifademi yanlış anlamanız söz konusu. Neyse, netice itibariyle avukatlığın saygın bir meslek olduğu, bu sebeple de a'dan z'ye özen gösterilmesi konusunda hemfikirsek, anakonuyu aşarak uzayıp giden "eşik" meselesini, yaptığım açıklamayla sonlandırdığımı düşünüyorum. İyi Çalışmalar dilerim. |
10-02-2012, 15:01 | #464 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla.. |
21-02-2012, 14:03 | #465 |
|
Gülmeyim Mızıka Çaldırdılar
Çağlayan Adalet Sarayına en son ziyaretimi geçen hafta yapmıştım. Bilirkişisi olduğum bir dosyanın sonuç takibi için.
Ben amatörce ağız armonikası (mızıka) çalarım. Girişim sırasında çantamda 10 cm ebatındaki mızıkayı cihazdan gmrdüler ve "bir metal eşya var onu çıkarırımısınız?" dediler. Çıkardım ébu ne? Ne işe yarar?" diye sordular. Ve ben de başladım çalmaya "Adaletin Bu mu Dünya" parçasını Şaşkınlık içinde dinlediler. Ne yazık ki herzaman çekim yapan TV kameraları o an yolklardı. Daha sonra "geçebilirsin" dediler. Bu da böyle bir maacera |
22-02-2012, 12:28 | #466 | |||||||||||||||||||||||
|
Süper yahu! Aklınıza sağlık. Not: Mızıka dersi verirseniz, öğrenciniz olurum. Sadece o parçayı öğretin yeter. |
22-02-2012, 13:02 | #467 | |||||||||||||||||||||||
|
SİTİ ANA - Ula Emin kafandaki ne? DELİ EMİN - E göz içindir... (Vizontele) Yaşadığınız olayı okuyunca aklıma geldi... "E bu ne?" "Ağız içindir!" Paylaşım için teşekkürler... |
03-03-2012, 17:12 | #468 |
|
İstanbul Adliyesi'nin kafeterya ihalesi feshedildi.
http://haber.gazetevatan.com/adliyed...34405/1/Gundem Şimdilik sadece 9. kattaki kafetarya açık. |
03-03-2012, 17:16 | #469 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu başlık altında da gündeme gelmişti ihaleyi alan şahsın basına yansıyan kar/zarar hesapları.. |
03-03-2012, 21:55 | #470 | |||||||||||||||||||||||
|
Eee,evdeki hesap her zaman çarşıya uymaz. Hayat (ve ticaret) bu hesabı tutturma mücadelesidir. |
13-03-2012, 14:00 | #471 |
|
Otoparktaki asansörde 20 kişi-2.000 Kg yazmasına rağmen 11 kişiyi almadı. 10 kişiyle devam ettik.
İlk defa ana kapıdan(heykelli kapı) giriş yaptım. Görevli ısrarla aramak istedi. Aratmadım, ismimi istedi. Verdim gitti. Bütün Baro odalarına su sebilleri konulmuş. |
13-03-2012, 14:07 | #472 | |||||||||||||||||||||||
|
Geçtiğimiz hafta çantamı cihazdan geçirmediğim için benden de isim talep edildi. Hukuka aykırı bir uygulamaya riayet etmediğim için yapılan bu talebi geri çevirmeyerek sanırım "mimli" oldum. Saygılarımla.. |
13-03-2012, 15:45 | #473 |
|
Avukatların Sömürülmesine Son Verilmelidir!..
Sayın Meslektaşlarım,
Bildiğiniz üzere, Çağlayan Adliyesinde faaliyet gösteren kafeterya, birtakım sebeplerle kapatıldı. Şu anda kahvaltı ve sair yemek gereksinimlerini 9. Katta bulunan restaurant/yemekhanede karşılıyoruz. Burada, ilk bir hafta boyunca mesela kahvaltı 5 lira iken bir anda 9 liraya, çay küçük/büyük 0,50 krş/1 lira iken, 1/2 liraya, sandviç 2 liradan 3 liraya çıkarılmış durumda! Keza, diğer fiyatlarda da paralel bir artış söz konusu. Ancak, memur/personele hala eski fiyatlar üzerinden satış yapılmakta... Yani, işletmecilerin bu fiyatlar üzerinden satış ve kar yapabildikleri belli... Şimdi, alışveriş yaptığınızda memur musunuz diye soruluyor, değilseniz katmerli rakam söyleniyor! Çok incitici bir uygulama, yanınızdaki katip, mübaşir vs. aynı maliyet ve değere sahip ürüne 5 lira veriyor siz 9 lira vs... Böyle bir şeyin ne mantıkla ne izanla ne vicdanla alakası bulunabilir... Avukat, adliyenin esas personelidir, yargı mensubudur; onun ayrık bir muameleye tabi tutulması fevkalade nahoş. Nasıl olsa avukatlarda para vardır, fiyatları katlayalım onlar için mantığını buradan alenen kınıyor ve şikayet ediyorum. Bu hususun Baro'ya da bildirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Saygılarımla. |
13-03-2012, 16:57 | #474 | |||||||||||||||||||||||
|
Tekelleşme buna denir, işte. Diğer kafeterya açıkken müşterilerin tercih şansı vardı. Rekabet ortamı vardı. Not: Bir de şikayet kutusu yapmışlar ya...Ne komik. Geçen gün bir kadın meslektaşımız bağıra çağıra yaptıklarının ayıp olduğunu söyledi. Dışarı çıkarken şikayet kutusuna baktım. Bir meslektaşımızda " Çaya %100 zam olur mu" diye yazmış. |
13-03-2012, 19:43 | #475 |
|
Salı ve Perşembe günleri, hakkımız olan 4. kat otoparkına kabul edilmemize (!) ne diyorsunuz?
Biliyorsunuz, pro(c)ede 4. kat (ama adliye altındaki 4. kat, dışarıdaki 4. kat değil) avukat otoparkı olarak ayrılmıştı... Sonra ne oldu? Bilimiyorum ne oldu? Sahi ne oldu? Alem kullem oldu ve püfff. Otopark gitti. Otopark ditti. Ce - eeee Bak Baro bak... Avukat otoparkı ne hoş... Otopark dittiii... Bak Baro bak... Sadece bak |
14-03-2012, 12:25 | #476 | |||||||||||||||||||||||
|
Daha önce yazdığımı anımsıyorum. Avukat otoparkının bir kısmı, icra dairelerinin ve mahkeme kalemlerinin arşivi olarak kullanılmaktadır. Şimdi bazı kötüniyetli(!) meslektaşlar "Ne yani bir dosya kadar da itibarımız yokmuş" diyebilir. Yine birçok meslektaşımız da "Yahu bu Adliye açılalı daha bir yıl olmadı, kalemlere dosya mı sığmıyor. Bu nasıl proce(!)" diyebilir. Ben ikisini birden diyorum. Suat Ergin'in tahminidir: 1-2 yıl sonra, tüm otoparklar iptal edilip; yeni odalar, yeni arşivler yaratılmak zorunda kalınacaktır. Muhtemelen" her kata baro odası fazla" deyip, önce odalar kapatılacaktır. "Asansörler çok fazla denilip", duruşmalar asansörlerde yapılabilir. Gülün siz, gülün...Ne yani bu kadar saçmalığın arasında sadece benimkine mi gülüyorsunuz. |
14-03-2012, 12:30 | #477 | |||||||||||||||||||||||
|
80'ler dizisinde bir "46'lık" var, o geldi şimdi aklıma. İlk başta adama deli nazarıyla bakıyorlar; her dediği çıkıyor sonra... |
15-03-2012, 13:31 | #478 |
|
12 Asliye Hukuk Mahkemesinin önceki duruşmasında, duruşma bugün saat:9.30 a ertelenecekti. Deftere baktım, 13 Asliye Hukuk Mahkmesinde de bugün 9.30 da duruşma vardı. "İyi" dedim kendi kendime, "yanyana oldukları için, sorun yaşamam". Ama gidince gördüm ki, ayrı katlardaydı. Soluk soluğa iki duruşmaya da girdim.
Kapatılan kafeteryanın işletmesi Büyükşehir Belediyesi'ne verilmiş. Ne ihale ne de başka bir şey. Duyumuma göre kira ödenmeyecek, hasılat yarı yarıya paylaşılacakmış. Hayırlara vesile olur umarım. |
16-03-2012, 07:33 | #479 |
|
Bir adliye çalışanı olarak biraz da ben dert yanayım Taşındığımızdan bu yana, dosyaları koyacak yer bulamıyoruz. Henüz yeni karara çıkmış dosyaları bile arşive götürmek zorunda kalıyoruz çünkü odalarda derdest dosyaları koyacak yerimiz yok. Pencere önlerinde ve hatta yerlerde sürünüyor dosyalar... Avrupanın en büyük adliyesinde, dosya koyacak yer bulamıyoruz. Bunun yanısıra bilmem fark ettiniz mi, binada sürekli gergin bir hava var. Gelen insanlar stresli, biz stresli... Tabi ki sorunlar giriş kapısında başlarsa olacağı bu Dün Tüketici Mahkemesinde işim vardı , kalemlerin yerleri şöyle 4.tüketici mahkemesi zemin katta iken , 5 ve 6 birinci katta 4.tüketicinin yanında aile mahkemesi var amacı çözemedim
|
16-03-2012, 09:26 | #480 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanlış ve öngörüsüz yapılan düzenlemeler bu şekilde adliyenin dengesini bozuyor. Adliyede birden çok süje var; avukatlar, memurlar, hakim-savcılar ve yurttaşlar... Her birinin hak ve yararlanma alanlarının dikkatlice gözetilmesi, birinin diğeri aleyhine genişlememesi; diğerinin daralmaması gerekir. Bu da ilk baştan isabetli düzenleme yapmayı gerektirir tabii... Size, HMK.150. maddesinin bolca uygulanacağı günler diliyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İstanbul Tuzla Adliyesi | Av.Selim Balku | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 16 | 22-11-2012 16:35 |
İstanbul-Bakırköy Adliyesi | Ayşe BİLGİÇ TAHTACI | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 17-05-2007 21:51 |
İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım... | aqua | Hukuk Haberleri | 7 | 26-02-2007 14:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |