10-06-2009, 12:15 | #331 |
|
Ne gök, mavidir,
Ne kar beyaz... Gözlerin görmez ise; Ne sen, sen; ne de ben, benimdir... |
15-06-2009, 18:19 | #332 |
|
Benim evim burası diye buraya ekleyeyim:
----- Vazgeçilmez olmak uğruna, değerleri yok etmek Bir kütüphane düşünelim, 360.000 cilt kitaptan oluşan, muazzam bir kütüphane ve bir memur, kütüphane görevlisi bay Saryet..... Fransa’ da Esparviyo kütüphanesi. "Akıllı memur bay Saryet, 360.000 cilt kitabı öyle bir işaret ve numaralandırma ile tasnif ve düzene tabi tutmuş ki, kitaplar üzerine yapıştırdığı etiketlerde büyüklü küçüklü Latin ve Yunan harfleri, Roma ve Arap rakamları, tek yıldızlı işaretleri, çift yıldızlı işaretleri, üç yıldızlı işaretleri ve kare kökleriyle, büyüklükleri gösteren matematik işaretleri o denli çok ve karışık vaziyette imiş.... Bu sistemi öğrenmek için cebir bilimini öğrenmekten daha çok zaman ve emek gerekeceğinden, bay Saryet, kendi düzenlemesinin içinden çıkabilecek tek adam olma özelliğini görevinin sonuna kadar koruduğu gibi, 360.000 cilt kitabın içinden bir tekini bulabilmek için onun yardımını almak zorunluluk imiş... Bay Saryet ömrü boyunca işini kaybetmemiş..." (Yukarıdaki bölüm, Anatole France isimli yazarın, Meleklerin İsyanı adlı eserinden alınmıştır) Belki bu küçük hesap, hatta kurnaz yaklaşım Bay Saryet’ e ömrünün sonuna kadar bir imtiyaz, ayrıcalık hatta onsuz olmazlık bahşetmiş, iş garantisi sağlamış olabilir. Fakat ölümlü olan Bay Saryetin ölümünden sonraki dönemde Esparviyo Kütüphanesinin halini düşünebiliyor musunuz? Rezalet.... Bu hikaye ister istemez beni düşüncelere sevk etti. Kur’ anı kerimden, Türk Medeni Kanununa, Süleyman Demirel’ den, Türk İdari yapılanmasına kadar analizler... Öyle ya, bir kutsal din kitabı düşünün, insanı tanrısına bağlayan, bağlanma yollarını açan ve öğreten kutsal kitap... Dinimizin Yüce kitabı.. Dilini anlamıyoruz, okuyamıyoruz... birileri olmadan yorumlayamıyoruz.... Bunun için acaba birileri Bay Saryet taktiği mi uyguladı... Vazgeçilmez olmak uğruna... Din adamları, hocalar... Acaba..? Ülkenin en önemli hukuk kaynağı Medeni Kanununu düşünün... Yurttaşlık Yasası.. Yurttaşın Yasası.... Ne var ki dili, vatandaşın anlamayacağı türden.... tam 76 yıl.... Osmanlıca mı desem- Farsça mı..... Vazgeçilmez olmak, mesleği-parayı kaybetmemek, farklı olmak adına... Biz hukukçular!...Acaba... Bay Saryet mi ? Bir Siyasetçi düşünün... tam 40 yıl... vazgeçilmez, olmazsa olmaz... olur ama olmaz.. bir siyasetçi... Lider... Gider, gelir; olur ama; nedense olmaz..... Süleyman Demirel.... Acaba Bay Saryet taktiği mi? İdari Yapılanma.... Merkezden Yönetim...Etiketleri büyüklü küçüklü, irili ufaklı, Latin ve Yunan harfleri, Roma ve Arap rakamları, tek yıldızlı işaretleri, çift yıldızlı işaretleri...Üç yıldızlı işaretleri..... acaba ? Bay Saryet mi... Bay Saryet.... Esparviyo kütüphanesi.... |
15-06-2009, 19:31 | #333 |
|
Bu konuda bir şey değişmedi, değişeceğe de benzemiyor Üstadım. Yıllar önce parmak basmışsınız, ne güzel dile getirmişsiniz. Bay Saryet, Batı'dan kesit. Şimdi, bilimsel alanda önümüzü yolumuzu ışıtacak herşey oradan geliyor, biz sırtımızı dönüyoruz. Amma, öyle bir örnek almışız ki Batı'dan, öyle ya da bir yere gelenler, makamı, mevkisi, köşesi olan herkes Bay Saryet şimdi bizde.
Kapanıyoruz, hırslanıyoruz, küçülüyoruz ve ölüyor gidiyoruz bildiklerimizle. Ülke de bizimle birlikte gömülsün istiyoruz. Benciliz, kıskancız . Teşekkürler. (Paylaşmanın, silinecek bir forumda kalmasına razı olamazdım. Tekrar teşekkürler) |
15-06-2009, 21:45 | #334 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, değerli görüşünüzü paylaşmanız bana onur verdi. |
15-06-2009, 21:48 | #335 | |||||||||||||||||||||||
|
Abi, KHS'de bekleniyorsunuz. Köy yumurtası ile menemen yapıyoruz. Buyur. |
15-06-2009, 22:21 | #336 |
|
Saim Bey,
İzin verirseniz ben de bugün içimden geçenleri yazmak istedim. Beni beklemeyin, geleceğe gerçek gibi bakmayın. Gelecek sandığınız ya bugündür ya da düş... Sevmeyi beklemeyin ya da güzel sözler söylemeyi, söylenecek ya şimdi söylenir ya da hiç... Büyümeyi beklemeyin bebekler gibi bir adım atmak için. Gelecek kurtarılmayı beklemez, elinizden uçar gider. Beni, çocukları, yenidoğanları beklemeyin yaşadığınız topraklar için. 15.06.2009 |
15-06-2009, 23:07 | #337 | |||||||||||||||||||||||
|
|
16-06-2009, 07:12 | #338 | |||||||||||||||||||||||
|
|
16-06-2009, 19:38 | #339 |
|
İstanbul
Doğduğum ve olmak istediğim tek yer. |
16-06-2009, 19:49 | #340 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet sizde bendensiniz |
16-06-2009, 19:51 | #341 |
|
Benim de doğduğum ve dünyanın en güzel yerini vaadetseler bile yaşamak istediğim tek yer İstanbul..
|
16-06-2009, 20:22 | #342 | |||||||||||||||||||||||
|
Zaten sizin varlığınız ayrıca bu şehri güzelleştiriyor dostum |
16-06-2009, 21:35 | #343 | |||||||||||||||||||||||
|
|
04-07-2009, 21:34 | #344 | |||||||||||||||||||||||
|
Hayalleriniz nicin suya dustu sn Dikici? Ayrica o koskoca koyde sadece o evin satilik olacagini zannetmiyorum. Bu acidan musterih olmaliydiniz bence 8 yil once Sanirim koyun ismini vermeyisinizin sebebi de sizden once baskalarinin gidip satin alabilecegi endisesi ve kiskancligi olabilir mi acaba? Kiskanmayin padisahim, siz alamasaniz bile, almaya elverisli forumdaslariniz olabilir |
05-07-2009, 07:22 | #345 | |||||||||||||||||||||||
|
Hayır yaklaşık 3 yıl önce başka bir köyden küçük bir köyevi aldım. O köyden alamadım,çünkü köy içinde imar yok. Köylü satmıyor, satan da çok anormal para istiyordu. o köyün ismi Balaban Köydü. Ama ben başka köyden aldım Binkılıç köyün ismi. Eski ismi (Istranca Köyü). Balaban Köyünün ismini vermememin nedeni Suat bey gidip almasın noktasında değildi. Bir başkası almasın diye kıskanmam için sebep de göremiyorum. Şükrediyorum herşeye, size de tavsiye ederim. Suat abiye de tavsiye ediyorum ama o şükür ile ilgisiz. Bu arada son paragrafım için Suat beye selamımı da iletirseniz sevinirim! |
05-07-2009, 08:08 | #346 |
|
Balaban köyünden bir fotoğraf. |
06-07-2009, 19:46 | #347 |
|
O kanodakiler de köylüler mi?
|
06-07-2009, 20:01 | #348 | |||||||||||||||||||||||
|
|
06-07-2009, 20:07 | #349 | |||||||||||||||||||||||
|
Bilmiyorum, olabilir de olmayabilir de. Bilsem, sormazdım zaten Fotoğraftaki arabaların hiçbiri kano taşıyabilecek büyüklükte görünmediğinden, kano köylülere aittir olsa olsa, dedim ama... |
06-07-2009, 20:38 | #350 |
|
Bence de kano köylülerin olabilir. Ama gelen turistlere kiralıyorlardır...
|
06-07-2009, 22:13 | #351 |
|
evet, kiralıyorlar.
|
06-07-2009, 23:10 | #352 |
|
Deniz, rakı ve ekmek... Bu mudur Kıyıköy sefası?
|
06-07-2009, 23:12 | #353 | |||||||||||||||||||||||
|
Balık, salata ve biz de varız... |
09-07-2009, 17:03 | #354 |
|
Gitmem İstanbul'dan dedim, kaldım ve pişman da olmadım. Ama düşünüyorum şimdi ben de bir köy bulsam fena olmazmış bu kadar kaldığıma göre.
|
10-07-2009, 09:42 | #355 |
|
Haziran 2010
Mersin' e 2010 Haziran' a kadar süre tanıdım ya beni bağrına bas, seni sevdiğim gibi sev ya da ben büyük denizde boğulmaya İstanbul' a gideceğim dedim. Bakalım ben de 11 ay sonra İstanbul' da boğulmaya gelirim belki!!
|
17-07-2009, 12:01 | #356 |
|
Ben daha değişik bakıyorum olaya.
"Kıyamet, her insanın kendi ölümünde başlar... Kendi ölümünde biter." Descartes yakın bir şeyler demişse de sanırım Aristo böyle düşünmüyor. |
18-07-2009, 12:49 | #357 |
|
Dün İstanbulu terk etmek sohbetlerini okuyup gülümsüyordum kendi kendime bu şehir terkedilir mi diye.Gece bir telefon eski bir dostumdu arayan.Beni kendi yaşadıkları, güneyin güzel bir ilçesine davet etti.Ama bu davet kalıcı bir davet.İstanbulu bırak gel diyor telefondaki ses.Ofisin hazır,evini bulduk,düzen kurmak için uğraşmayacaksın,bir günde km'lerce yol gitmeyecek,o adliye senin bu adliye benim günü tüketmeyeceksin.
Alın size en ikirciklisinden İstanbulu terketmek ya da terkedememek. Yıllar önce buna benzer bir teklifi ailemde yapmıştı ama ben kabul etmemiştim.Çünkü o zaman öğrenciliğim yeni bitmiş ve mesleğin zorlukları ile İstanbulda yüz yüze gelmemiştim.İstanbul aşkı yorgunluğumla savaşmıyordu o günlerde.Ama şimdi ne gidecek ne de kalacak gücüm yok gibi hissediyorum. |
18-07-2009, 13:08 | #358 | |||||||||||||||||||||||
|
Konu başlığına uygun, tam kıvama gelmişsiniz. |
18-07-2009, 14:03 | #359 |
|
Doğma büyüme metropol insanına, küçük ve samimi ortamaların cazip gelmesi normal ama yaşamaları imkansız...
|
18-07-2009, 14:06 | #360 |
|
Bugünlerde bir reklam çok dikkatimi çekiyor: "Bu trafikte asıl motosiklet kullanmamak çılgınlık!"
İstanbul'u terketmek mi ilginç bir karar, yoksa hala İstanbul'da kalmak mı çılgınlık? Hele de şu sıcak havada... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 15 (0 Site Üyesi ve 15 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Atiye Terk Ettiğimiz Davayı Tekrar Takip Etmek İstersek Yeniden Harç Gerekir Mi? | av.suleyman | Meslektaşların Soruları | 21 | 30-09-2014 15:18 |
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? | sibelniko | Hukuk Sohbetleri | 21 | 30-09-2013 08:43 |
Karşılıksız Yararlanma - Konaklama Ücreti Ödemeden Oteli Terk Etmek | Av. Çetin | Meslektaşların Soruları | 3 | 20-12-2006 09:43 |
Ölümü İhale Etmek! | Av.Mehmet Saim Dikici | Site Lokali | 2 | 01-05-2003 17:20 |
Evi Terk | M.Günel | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 15-02-2002 00:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |