|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-05-2007, 14:53 | #1 |
|
Yargilamanin Yenİlenmesİ
bir boşanma davasında tanıklardan bir tanesi yalancı tanıklık yapıyor ve bu esnada yemin yaptırılıyor. Mahkeme tarafların boşanmalarına karar veriyor. Mahkeme kararı temyiz ediliyor ancak yargıtay onama kararı veriyor. İlerleyen zamanlarda bu yalancı tanık 2000 .YTL para karşılığında yalancı tanıklık yaptığını itiraf ediyor . buna istinaden yargılmanın yenilenmesini isteyebilir miyiz. Yalancı tanık yargılamanın yenılenmesi davası açılırsa doğruyu söyleyeceğini beyan etti aynı zamanda.işin içinden çıkamadım.
|
24-05-2007, 15:02 | #2 |
|
HUMK'unun yargılamanın yenilenmesini düzenleyen maddesi yalan tanıklık yapan kişinin ceza yaptırımı ile karşı karşıya kalmasını şart koşuyor. Yalan tanıklığı kabul etmesini değil. Ayrıca belli bir para karşılığı tekrar tanıklık yapacak birine adalet mekanizmasının ne derece güveneceği tartışılır.
Tanığın yalancı tanıklık nedeniyle ceza almasını sağlamalısınız. Saygılar. |
24-05-2007, 15:04 | #3 |
|
İşin içinden çıkmak için HUMK 445 inci maddenin 1 inci fıkrasının 5 inci bendine ve aynı maddenin son fıkrasına bakmanız yeterli.
Yalancı tanıklıktan verilmiş bir mahkumiyet ve bu kararın da kesinleşmesi gerekmektedir. Saygılarımla |
24-05-2007, 15:08 | #4 |
|
HUMK.445/7 maddesi ise karşı tarafın hile kullanmış olmasından bahsetmektedir. Bu kapsamda değerlendirilme imkanı bulunamaz mı acaba? Bu şekilde düşünmekteyim, olabilir mi?
|
24-05-2007, 15:19 | #5 |
|
Sizin dediğiniz gibi yorumlanırsa, tanıklık geçim kaynağı olur. 445. madde;
4 – Şahadeti hükme esas ittihaz olunan şahidin hükümden sonra yalan şahadetle mahküm edilmiş olması, son fıkrasında;Ek: 16/7/1981 - 2494/33 md.) Birinci fıkranın 4, 5 ve 6 ncı bentlerindeki hallerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkümiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya karar verilememiş ise, ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde yargılamanın iadesi sebeplerinin varlığının, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir. Gördüğünüz gibi yasa yoruma yer vermeyecek kadar açık. 4. madde olayınıza tıpatıp uyarken 6. maddeyi hangi kalıba uyduracaksınız? Saygılar. |
24-05-2007, 15:23 | #6 |
|
Çok teşekkür ediyorum zaman ayırdığınız için. Meslektaşlarıma başarılar diliyorum...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Erken SeÇİm Mİ Yoksa SeÇİmlerİn Yenİlenmesİ Mİ?? | Av.Yücel | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 11-05-2007 16:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |