04-04-2007, 20:10 | #31 |
|
Keske sen buralarda olsaydin da hem sira beklemezdik, hem de pratik yapmis olurdun.
Belirtmeden gecemeyecegim, konustugum avukatlarin hicbiri pazarliga yanasmamisti. Icimde kalmasin soyleyim dedim |
04-04-2007, 20:19 | #32 |
|
Bence benim orada olmamam hayrimiza olmus. Ben sadece senden duyduklarimla cok sinirlendim, bir de orda olsaydim-hele ki 3 mil yol yurumenin ustune- kesin cingar cikartirdim, Amerika'da henuz basimiza gelmemis tek sey olan 'iceri dusme'yi de sayemde yasardik.
|
04-04-2007, 20:23 | #33 |
|
Ibrahim, seni hazir foruma cekebilmisken, su yangin olayini ve sonucunu da anlatir misin? Odevin yoksa ve vaktin varsa tabii...
|
05-04-2007, 00:28 | #34 |
|
Sayın İsmail Erbab,
Yangın olayını ve sonucunu anlatmanızı bekliyoruz, bilesiniz. Saygılarımla. |
05-04-2007, 05:24 | #35 |
|
Ya aslinda ben buyuttum biraz cok da uzun anlatacak birsey yoktu o konuda. Sadece Ibrahim'i Matrikse sokma numaralari bunlar, yazmaya devam etsin diye
Ama ben itfayecilerle olan seruvenlerimizi anlatayim, Ibrahim'inkini de kapsayarak. Sanirim Ekim ayi aksami falandi. Ben odamda ders calisiyordum ki ev arkadasimin 'Ahuu, kos, birseyler oluyor sanirim' demesiyle oturma odasina nasil gittigimi bilemedim. Ev arkadasim pencereden sokagimiza dogru bakiyordu ve pencereden iceriye yanip sonen(ya da donen iste itfaiye isigi) sari isik giriyordu. Pencereden bakmamla hemen evin onunde kocaman bir itfaiye arabasi gormem bir oldu. 'Aaa, ne oluyor kii' derken digerlerini de gordum! Sokak boyunca birer metre araliklarla parketmis belki bes-alti(ilk etapta gorebildigim) itfaiye arabasi vardi. Ev arkadasim 'yangin var herhalde' dedi ama etrafta duman falan yoktu. 'Yangin varsa duman nerde, uzakta bile olsa biz gorurduk siyah dumani' diyerek onu da iyice gizem icerisine soktum. Ardindan pencereden sarkarak etrafa baktim ki, bizim sokagi kesen sokaklarda da bir suru itfaiye arabasi var! Korkmaya baslamistim, ne oluyordu acaba diye de cok merak ediyordum. Ev arkadasima 'hadi inip soralim' dedim. Bana korkulu gozlerle bakti ama onun da gozunun icindeki merak piriltisini yakalar yakalamaz (aaa, bunu yazinca bir reklam vardi aklima geldi: yakalayin yesil isigi, hesapli parlak bulasigi! ne guzeldi di mi, birden bir garip oldum ) o isigin ustune gittim ve onu ikna ederek pijamalarimizin ustune montlari gecirip asagiya indik. Konusmalardan neler olup bittigini anlamaya calistiysak da basaramadik. Arabalarin en yogun oldugu tarafa dogru ilerledik(cesarete bak ) ama ortalikta ne olduguna dair bir ipucu yoktu. 'Ben arabanin icindeki itfaiyeciye soracagim' dedim ve ev arkadasimin 'ama' bakislarina ragmen arabalardan birine yaklastim. Meger gaz kacagi KOKUSU varmis apartmanlarin birinde. (Bu arada benim yasadigim sehirde evler uc katli, ikiser daireden olusan kucuk tipik amerikan evleri, oyle apartman dedigime bakmayin, burda hic yok oyle buyuk apartmanlar. Ama burda dedigim sadece St. Louis'te, yoksa PA'da "balkonlu"sunu bile gordum ) Yani anlayacaginiz, gaz kokusu ihbari icin benim sokagimda 5-6, toplaminda 12-13 itfaiye arabasi gelmisti ki, Tarsus'un Itfaiye biriminde bu kadar araba var mi bilmiyorum. Bunlar o kadar arabayi sadece GAZ KOKUSU IHBARI icin yollamislardi. Itfaiyeciye dedim ki 'peki biz tehlikede miyiz, ne yapalim?' Itfaiyeci evimi sordu hangisi diye. Gaz suphesi olan evin karsi tarafinin 3-4 bina paralelinde olan evimi gosterdim. 'Yok, bir sey olmaz, biz birsey olmamasi icin burdayiz zaten' diye cevap verdi. Neyse, biz yine de asagida oyalandik biraz. Sonra o evden maskeli adamlar cikti, kacak olmadigini soylediler. Bir sure sonra da tum itfaiye arabalari sokagimizi terketti. Ismail'in olayini cok net hatirlamiyorum ama sanirim bir sekilde kablolar yanmis, evlerinin ici simsiyah dumanla kaplanmisti. Yine itfaiye cagirmislar. Itfaiye 'ATES YOK, BOSUNA CAGIRDINIZ' diyerek $650(fiyat yanlissa duzeltir misin Ismail?) ceza kesmis. Yani orda bir iki kagit yaksalar tamam, ama evin icini duman sarmis, yine de ceza yiyorlar! Bizim evin burdaki itfaiye olayinda ben ucuncu sahis oldugum icin ceza kesildi mi bilmiyorum ama bu tur seyler de eyaletten eyalete farklilik gosterebiliyor. |
05-04-2007, 13:01 | #36 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yazık yahu! Bu Ömerikalılar da İsmail Bey'e kesiyorlar hep faturayı. )
Ol tabi Ahu, bi garip ol yani! Ben bile çoook zor hatırladım o reklamı, hani belli belirsiz.
O ne be Ahu? Yok yok, bu Ömerika yaramadı sana! Sevgiler. |
05-04-2007, 17:37 | #37 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu ev sahibesi olayi da ayri bir durum. Ben tum Almanlarin o donemde yapilanlardan pismanlik ve utanc duydugunu saniyordum(cok safmisim)! Kadini gorseniz yasli, tatli dilli, seker mi seker biri. Ama is politikaya gelince kadinin icine aniden seytan giriyor! Escinsellerin yok edilmesinden tutun da, cocuk suclularin islahevine alinip bir temiz dovulmesine kadar ne fikirler! Hitlerden bahsederken de sanarsiniz bir Turk Ataturk'ten bahsediyor! Bush'u da cok seviyor, neden bilmem Ama onun haricinde dedigim gibi, kiracilarina bir anne gibi davraniyor. Ben gittigimde ilk gun evde yemek yedik, yarabbim, goreceksiniz memnun edebilmek icin ne yapacagini sasirdi! Sarap icer misiniz, sunu yapayim mi, dur size guzel kokulu mum yakip getireyim vs... Ilginc gercekten!
Reklamin goruntusu bile gozumun onunde(mutfakta yeni bulasik yikamis bir kadin, yaninda kocasi, yesil isigi kutunun icine yakalayip bir daha kacmasin diye kapagini da kapatiyorlar. Ama markasini hatirlayamiyorum! Mintax miydi ki? Sen boyle deyince benim aklima bir de su geldi "Karaaam, karaaaam, karaaaaam, Karam Yaglari sizin iciiiiin'
|
05-04-2007, 17:41 | #38 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
06-04-2007, 21:51 | #39 |
|
Dun cok duygusal anlar yasadim..
Burda St. Louis Bread Company diye, bizim simit saraylarinin biraz daha gelismisi ve ekmek-acma-pogaca haric normal yemeklerin de oldugu, bedava internet hizmeti veren(ki burda 'bedava' birsey bulmak cok zor) ve bu nedenle her masada laptoplariyla ders calisan ya da is yapan insanlarin oldugu bir yer var. Evime cok yakin oldugundan ve ortami cok hosuma gittiginden, fonda hafif bir muzik ve bedava internet+sinirsiz doldurma icecek olan bu mekana cok sIk takiliyorum. Evde oturup tek basima ders calismaktansa, senin gibi insanlari gordugun, arada onlari izledigin kalabalik bir yerde calismak cok daha 'az sIkIcI'. (Zevkli diyecektim ama ders calismak ve zevkli kelimelerini ayni cumlede kullanmaya elim varmadi ) Neyse, dun okuldan eve dogru giderken buraya ugrayip ekmek almak ve eve oyle gitmek istedim(Boyle corbayi icine koydugun kase seklinde cok guzel ekmekleri var, corbayi evde yapacaktim, ekmegi de ordan alayim dedim). Neyse, ekmegi aldim, disari ciktim, o sirada 'Aaa, Ahu!', "Ahuuuuu", "Ahu!" sesleriyle irkildim ve kendimi o anda Turkiye'de hissettim! Ismimi bilen birileri vardi hep takildigim mekanda! Beni gorunce sesleniyorlardi! "Ahu!" diye bagiriyorlardi! DOndum baktim ki, yine evime cok yakin oturan iki Turk arkadasim oturuyor ve bana sesleniyorlar! Ayni Tarsus'taki, ya da Adana'daki halim gibi... Eminim size cok basit geldi bu anlattigim ve hatta 'ne var ki bunda' dediniz... CNBC-e'de gecen yil bir dizi vardi, Cheers adinda. Cheers adli bir barda gecenleri anlatiyordu ve sarkisi soyleydi: Sometimes you wanna go, where everybody knows your name And they are always there to share Bazen ismini herkesin bildigi, Paylasmak icin her zaman orda oldugu bir yere gitmek istersin Gercekten de oyle... Tek basina herkesin yabanci oldugu bir yerde yasamak iste boyle bir hale getiriyor insani... Bu sekildeki ufak-tefek seyler, normalde dikkat bile etmedigimiz durumlar bu sekilde koskocaman bir hale geliyor gozunuzde... |
06-04-2007, 22:34 | #40 |
|
Ahu Ahuu heyyy Ahuuuuu!
|
06-04-2007, 22:37 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet, boyle hissettigim tek yer burasi zaten... THS ve sizler de olmasaydiniz ben sanirim coktan: 1)Kafayi yemistim; veya, 2)Donmustum Iyi ki varsiniz! |
07-04-2007, 06:44 | #42 |
|
O dizinin muzigini indirip dinledim de;
sometimes you wanna go where everybody knows your name and they're always glad you came bazen herkesin ismini bildigi ve geldigin icin her zaman mutlu olduklari bir yere gitmek istersin mis.. Bu arada dikkat ettim de, ne kadar ufak seylerden mutluluk cikarttim bir anda(yani su gecici durum huzun ama tersi mutluluk ) Unlu psikolog Prof. Dr. Dogan Cuceloglu'nun da zamaninda Fulbright bursuyla Amerika'ya geldigini biliyor muydunuz? Demek sirri buymus **Hem de kendisinin Mersin'li oldugunu ekleyeyim istedim. |
08-04-2007, 20:45 | #43 | |||||||||||||||||||
|
Hep de sikayetci degilim burdan. Aksine hosuma giden, imrendigim seyler de var. (Bir ornegini http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9292 linkinde yazmistim daha once)
Az once yine bir mail aldim:
Ozetle, okulun kantinindeki bayanin Persembe gunu kantini kapatirken gecirdigi kaza sonucu elinin yaralandigini, iyilesmesi icin destegimizi ve her gun bize kantinde sagladigi emeklere minnetimizi gostermek icin bir suru gecmis olsun kartpostallari aldiklarini ve yarin kantinin de bulundugu alana giderek imzamizi ve gecmis olsun notlarimizi atmamizi soyleyen bir mail. Ne kadar cok imza ve not olursa o kadar iyi diyor, boylece ona gecmis olsun diyerek emeklerine tesekkur etmis olacagiz. Bizde kim umursardi? Kimsenin haberi bile olmazdi yaralanmadan. Gecen hafta icinde de, yine ayni alanda kocaman bir pastayla, isten bu yil ayrilan bir hizmetliye veda duzenlediler ve dekan dahil herkes ordaydi. Dekan cok da guzel bir konusma yapti, duygulandim. Insana verilen kiymet... Cikarsiz kiymet, kim olduguna, ne is yaptigina bakilmaksizin... Darisi bizim bu duruma gelmemize... |
10-04-2007, 06:40 | #44 |
|
Omerika'daki Turkler
Biraz daha burada kalirsam, kendi insanimin tumden kafayi yedigi gibi kustahca bir sav'la ortaya cikabilirim. Kardesim, anladik, sanssiz bir adamim, belki her gunum bir olayla geciyor, belki ben kil bir adamim biraz, ama bu kadari da tesaduf olamaz yahu. O kadar olasilik teorisi, vs. okudum, sansin boyle bir olaylar silsilesini yaratmasi inanin sayisal lotoda arka arkaya birkac hafta 6 bilmesi ile ayni olasiliga sahip. Gunahim nedir kardesim, kara buyu mu yapildi, lanetlendim mi yahu?
Yangin ve polisiye hikayelerim kaldigi yerden devam edecek, biraz teferruatli olduklarindan sonraya sakliyorum ama artik yeter yahu. Bunu yazicam kardesim: Gecenlerde burada bana 3 blok yakinda oturan arkadasim "S" aradi,, ne yapiyorsun, havadan sudan falan derken, hafta sonu cumartesi gunu idi, disari cikalim dedik. Sehir merkezinde, (Philadelphia) Rittenhouse Square ve Rittenhouse Square garden guzel bir yer, birer kahve icer iki lafin belini kirariz dedik. Sehre indik. Bizimkinin aklina TR'den cok yakinimizdaki Drexel Universitesinin dil okuluna ingilizce ogrenmeye gelen Malatya'li hemsehrisi aklina geldi. Dedi gariban cocuk, kimi kimsesi yok, arayalim o da gelsin sevaptir vs. Hay hay dedim, zaten yurdum insaniyla iki cift laf etmeyi kendi dilimde kufur etmeyi bile ozlemisim, bir de iyi cocuk falan, hemen gittik evinin onune. Tam evde yok deyip ayrilirken bizimki, "B" cikti geldi. Neyse aldik elemani, bir kafenin yolunu tuttuk. Dakika 1 gol 1 , bizimki hikayesine basladi. Basinin buyuk dertte oldugunu, kadinin cok gizli isler cevirdigini ve misyoner oldugunu, isin icinde Fehmi Koru, Musiad, Abdullah Gul, Tayyip Erdogan, Fethulleh Gulen gibi isimlerin oldugunu buldugunu falan anlatmaya basladi. Cumlemde anlatim bozuklugu yok. Kadinin kim oldugunu bilmiyorum. A-ha, dedim, bela gene beni bulmak uzere. Eleman telasli sekilde anlatmaya basladi. Ben de bir yandan olup biteni ogrenmek icin sorular sormaya basladim. Cunku "B" karisik sekilde aklina gelenleri bir bir anlatiyordu. Derleyip toplayip biseyler anlayabilene askolsun. Turk Devleti uzerinde cok ciddi bir plan hazirlandigini, bahsettigi kadinin kilise ile ortak calisan bir misyoner oldugunu, Guneydogu Anadolu'nun anavatan'dan ayrilmak uzere oldugunu, kendisini musluman diye tanitan aslinda musluman olmadigini birtakim belgeleri gizlice okuyarak ortaya cikardigini ve isin basindaki kadinin cok etrafli bir cevresi oldugunu, ozellikle Washington'da cok guclu oldugunu falan anlatti. Nasil ? Buz gibi oldunuz degil mi? Kardesim, ne yapayim bela buluyor. Ister istemez, bizim de vatanimiz elbette, canimi gozumu kirpmadan veririm, ben de yardim edebilecegimiz birseyler olur mu dusuncesiyle daha ayrintili sorular sormaya basladim. Cunku "B" cok korkmus ve cok tedirgin gozukuyordu. Anlatirken cumlelerini bitiremiyor dili dolaniyordu. Bana da supheli gozlerle bakiyor acaba basina bela olur muyum diye dusunuyordu. Biz bir kafeye oturduk. Once kendini tanitmasini istedim, kimdi neyin nesiydi bu oglan. Belli, yurdum insani bir Turk delikanlisi idi ama konusmalari cok da dolu bir tip olmadigini ele veriyordu. Ama yaptigi seyden dolayi onu begeni ile dinliyordum, ne de olsa ulkesi ugruna tehlikeli islere girmeye hazirdi. Soyledigine gore bizim "B" Istanbul'da etrafli bir Malatyali ailenin bir uyesi olarak bir is haninin yoneticiligini yapmakta iken, Istanbul'a projesi icin gelen bir turistin yani bu kim oldugu bilinmeyen kadinin yardimiyla Amerika'ya dil okuluna getirilir. Isimsiz bayan "B" yi omerikaya getirebilmek icin epey gayret verir, sponsor olur, zaten cok feci zengindir ("B" nin soyledigine gore). Philadelphia'daki 3 katli evinde bizim "B" ye oda verir, cebine harcligini koyar, okul parasini ve diger masraflarini karsilar. "B" Drexel universitesinde English Language Program'da ingilizce dil egitimi gormektedir. Kadinin bu velinimet iyilikleri yapmasinin sebebi ise, hazirladigi projede, bizim "B" yi ve ismini, bir Musluman Turk sifati ve gercek kisiligi ile ayan beyan kullanmak istemesidir. Belki de "B" bu projede bir itirafci, kilisenin hazirladigi planin Turkiye ayagindaki tetikleyicisi, projede bahsedilen Bediuzzaman Said Nursi ve zamanina iliskin olaylarin ozdeslestirildigi bir karakter, gunumuz Gulen cemaatinin kimligini anlatabilecek bir fert ve musluman kimligi ile her turlu kullanilmaktadir. Kilise "B" yi beslemekte, toplantilara davet etmekte, cebine otobus jetonu vs. vermekte ve ilgi gostermektedir. "B" nasil bir oyunun icine cekildigini cozmeye calistigini anlatti heyecanli sekilde. Bahsettigi kadinin email sifresini kirmayi basardigini, yaptigi yazismalari okudugunu, ileriki donemde neler planladigini, hatta 5-6 Mayis'ta projenin submit edilip 600 bin Omerikan dolari para alacagini ogrendigini, Musiad, Fehmi Koru ile yapilan yazismalari, Abdullah Gul ve Tayyip Erdogan'a yakin cevrelerle yapilan yazismalari kaygiyla okudugunu falan filan anlatti durdu. Tabi ben buz gibi hepsini dinledim. ...... devam edecegim, gecikmeli yaziyorum kusura bakmayin, 3 projede calisiyorum, bir de ders aliyorum, yogun bir donem. Fazla bilgisayarin basina oturup vakit ayiramiyorum. Ama bu hikaye gercekten beni cigrimdan cikardi. En yakin firsatta bitirecegim. Affedin. |
10-04-2007, 12:04 | #45 |
|
Ama olmaz ki
böyle de bırakılmaz ki! ve dahi beni böyle havalar mahvetti... Rahmetli Orhan Veli. Saygılar. |
10-04-2007, 18:33 | #46 |
|
Eh Ismail,
Beni pazar gunu arayip da, ben odev yetismeyecek diye aglarken ve ertesi gune sag cikip cikamayacagimi bilmezken bana'Global Isinmanin Etkilerini ve Sonumuzu" anlatana kadar, bunu niye anlatmadin bre!? Ben de inat yaptim, burdan okuyacagim iste! Ama iki gun icinde bu merakimiz giderilmis olsun lutfen! Odevler, projeler arasinda THS guzel bir nefes alma arasidir. Mola verdigin her anda bekleriz efenim! .... Bu arada Sevgili Cansu'ya ithafen bir sey anlatmak istiyorum. Bugun bizim okulda 'Amerikanin Zenci Tarihine Turk Ogrencilerinin Perspektifinden Bakis' konulu bir panel var. Gerald Early adinda, Amerikan Zenci Tarihi konusunda yaptigi calismalar sayesinde odullu bir akademisyen verecek bu paneli. (Bu arada Ismail, adam senin ordan ve hatta lisansini senin okuldan almis.) Ben bizim okulda bu panelin yapilmasini saglayacak kadar Turk ogrenci oldugunu bile bilmiyordum acikcaksi ve bu duyuruyu gorunce sevindim. Tabii ki gidecegim. Belki ilgisini ceker ya da yeni Turklerle tanismak ister diye Cansu'yu da arayip cagirdim az once. Cansu'nun ilk sorusu suydu: Turkce mi olacak? Amerika'da Turkce panele katilirsak -ozellikle St. Louis'te- sanirim artik herkes bizden konusur! |
10-04-2007, 23:30 | #47 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Gerçekten mi?
O ne biliyormuş Türk öğrencilerin perspektifini? |
11-04-2007, 03:46 | #48 | |||||||||||||||||||||||
|
Gulme komsuna gelir basina durumu yasadim tam anlamiyla. Konferans verilen yere gittim, Turk ariyorum. Cansu gelene kadar benden baska Turk yoktu orda!!! Bu adam meger, Black History Month'ta (Her yil Subat ayini Zenci Ayi olarak kutluyorlar, gecmiste yasananlarin anisina!) Istanbul'a gitmis. Zenciler icin cok onemli bir isim olan Baldwin, uzun sure Istanbul'da yasamis ve Istanbul'da olmus, sanirim ozellikle bunun icin. Bu konusmaci Turkiye'de biri Bogazici Universitesi olmak uzere bir kac universitede seminerler vermis(o sirada Cansu geldi mi, bulabildi mi vs dogru durust oturup dinleyemedigimden tam ayrintilari dinleyemedim.) Ancak oraya 'Turk ogrencilerinin bakis acisi'ni dinlemek icin gelen cogu orta yas grubu o kadar Amerikaliyi gormek beni acikcasi cok buyuk hayrete dusurdu! Adam konusmasinda izlenimlerini de anlatti ve degisik tespitlerde bulundu. Mesela "Kurtlar Vadisi"nden bahsetti!!! Dizinin konusunu, populariterligini ve hatta filminin de yapildigini ve filmin konusunu anlatti! Demek ki dedim, bizim onemsemedigimiz en ufak seyler bile dis bir gozde nasil etki yapabiliyormus! En cok uzuldugum nokta ise Ermenilerle ilgili yorumu oldu. Iste Ermeni iddialari oldugunu ve su an Ermeni-Yunan Lobisinin Amerika'da bunu yasalastirmaya calistiklari bilgisini verdikten sonra, Turkiye'nin bu iddialari kabul etmedigini, hatta "Turk yasalarina gore kabul etmenin yasak oldugunu" soyledi!!! Ilk basta cok tepki gosterdim, hatta soz isteyecektim nerdeyse ama sonraki ifadelerinden bizim TCK 301'i kastettigini anlayinca sustum. Aslinda bu konulara hic kimse anlam veremiyor burda. Youtube olayi konusunda 2 Amerikaliyla tartistim, ikisi de nasil bir ulke oldugumuzu anlayamadiklarini soylediler. Youtube'u yasaklamanin disinda, dusunce ve fikirlere ve bunlarin aciklanmasina neden bu kadar onem verdigimizi anlamiyorlar. Yani, diyorlar, Turkiye umursamasaydi bu olay bu kadar yayilmayacak, onlar da bu tur seyler yapip Turkiye'yi sinir etmekten zevk almayacaklardi. Youtube olayinda her ne kadar ben de cok tepkili olsam da, insan burda ulkesini savunma geregi hissediyor. Ben de buldum tabii soyleyecek bir seyler ama burda yasadiktan sonra, ozellikle burda dogup buyumuslerse anlamamalari cok cok normal diye dusunuyorum. Burda ozgurluk o kadar genis ki, insanlar politikacilar hakkinda akliniza gelmeyecek seyler yapabiliyorlar- mesela ailesi Bush taraftari olmasina ragmen Bush karsiti olan ev arkadasim, Bush'un cesitli yuz sekillerini, asiri benzer ayni ifadeli maymun resimleriyle karsilastiran(bir ara tarar yapistiririm da isterseniz) bir kart postali dolaba asmis durumda. Ya da arabalarda Bush aleytari bir cok sloganlara rastlayabiliyorsunuz. Bizde sporda dahi hosgoru yokken (mesela sigorta sirketleri plakasi FB, GS, BJK olan arabalari cok yuksek fiyata sigortaliyorlar, neden, cunku karsi takim taraftarlari o plakayi gorunce bilincli olarak gidip carpiyorlar) burda siyasette bile neredeyse hakaret kabul edilecek seylere hosgoru ile yaklasilmasi ABD'lilerin bizi asla anlamamalari sonucunu doguruyor. Neyse, sonuc olarak bizim perspektifimizi dis bir perspektiften dinlemek bana daha farkli bir perspektif kazandirdi. Bende aldim bu perspektifleri perspektifciye goturup perspektiflettirdim. Saka bir yana, bizi baskasindan dinlemek gercekten oldukca zevkliydi. Ama orda hic Turk gormemek de beni hayal kirikligina ugratmadi dersem yalan olur!(Cansu'yla o kadar da Turkce konustuk sesli sesli!) |
11-04-2007, 06:24 | #49 |
|
Omerika'daki Turkler (2)
Evet karakterimiz anlattikca anlatiyordu. Ama zaten son gunlerde iyice sinirliyim, cok uzgunum ruhsal hayatim iyi gitmiyor, memleketi ozlemisim, rakisini baligini falan, dedim ne olacaksa olsun, su herifi iyice sikistirayim. Cunku, soyledikleri size de mantiksiz gelmedi mi? Eger hikayenin basini okursaniz bana Malatyanin varlikli ailelerinden birinden geldigini Istanbulda han yonettigini vs. anlatmisti. Eh be kardesim bunlar varlik gostergesidir. Varlikli birisi de oyle birisinin pesine takilip kit kanaat Omerika'ya dil ogrenmeye gelmez. Adam olur Istanbuldaki cok iyi ingilizce kurslarindan birine gider. Yani isini gucunu birakip gelmege degmez bu saatten sonra.
Eleman olaylari karman corban anlatmaya baslayinca hemen dur dur dedim. Yahu bastan anlat bakalim su olayi. Once sordum: Kim bu kadin ? Hahaaa, daha kahramanimiz kendini bu kadar buyuk islerin icine soka, Turkiyelerden alip getiren, ugruna bi suru para doken ve evini acan kisinin adindan baska bildigi pek de fazla birsey yoktu. Hoppala dedim nasil olur ? Peki dedim sen hic sormadin mi, kimsiniz ne is yaparsiniz, in misin cin misin be kadin ? Ondan sonra okuduklarini ve bildiklerini tek tek anlattirdim. "B" nin soylediklerinden, bolunmek uzere plan yapilan bir Turkiye'den ziyade, bir siyaset bilimcisinin yaptigi akademik bir arastirma gibi geliyordu. Yahu dedim, soylediklerinde bende suphe uyandiracak birsey yok. Belki de kadin bir profesor, ve Turk-Islam tarihi ile ilgili bir arastirma yapiyor, bu dogru olamaz mi? Ben sordukca kahramanimiz somut cevaplar veremiyordu. Git gide koseye sikistiriyordum onu. Ama cok garip, gercekten korkmus gozukuyordu. Hani yalan soyluyor olsa, kendi yalanina cok iyi inanmis gibiydi. Dedim, git al gel , elindeki belgeleri bir bakalim neler bulacagiz. Kimseyi insafsizca yargilamayalim degil mi ? Bizimkini cozebilmek icin bir ara onu MIT ile gorusturebilecegimi, saglam baglantilarim oldugunu falan uydurdum. Hatta buradaki Turk elciliginin de isin icinde olabileceginden onlarla gorusmesinin sakincali olabilecegini falan soyledim. Artik bana guveniyordu )) Bizimki evine gidip elinde birkac kagit parcasiyla geri dondu. Kagitta yazanlari okuyunca "insaf" diyesim geldi ama eleman sucsuzdu. Bilgisizliginin kurbani olmustu. Yarim yamalak ingilizcesi ile ele gecirdigi butun yazismalari yanlis anlayip kafasinda cesitli paranoyalar gelistirmisti. Gercekten de yazanlar giris seviyesinde ingilizce bilen birinini kolaylikla yanlis anlayabilecegi turdendi. Neyse durumu acikliga kavusturup, bizimkine tek tek cevirdik elinde yazanlari. Emailleri hic sormadim bile. Tahmin ettigim gibi akademik bir proje idi ya da bir gazetecinin yapacagi turden bir arastirma. Ama hikayenin beni VURAN kismi bundan sonra basliyor. Cunku yazimin basligi "Omerika'daki Turkler". Yani her firsatta beni cilgina ceviren yurdum insanlari. Kardesim, sanki Turkiye'de yolunu tutturamamis, ruhsal durumu cok iyi olmayan, ben de dahil, ne kadar dengesiz vatandasimiz varsa kacmis buraya. Tanidigim akilli uslu egitimli insanlar olmasa, cilginca bir iddia ile ortaya cikacagim. Sonradan "B" cozuldu de cozuldu. Meger, bizim "B" Sultanahmetteki turist avcilarindan biriymis. Sozu gecen bayani (55) bizim Turk delikanlisi "B" (26) sehveni olarak Istanbul'da cok mutlu edince, teyzemiz de Omerika'da birlikte mutlu olabiliriz dusuncesiyle bunu almis getirmis. Hatta buna evlenme bile teklif etmis. Ama bizimki buradaki Asyali, Amerikali , Angle-Saxon manitalari gorunce teyzeyle munasebetini kesip tavir koymus kendi aklinca. Simdi de buradaki yasal suresi bitmeye yaklastigindan kalabilmenin yollarini aramaya baslamis. Bir gorseydiniz, kuzu oldu birden kuzu. Benim arkadas "S" kadinla evlenmesini onerince, evlenirim evlenmesine ama ben bu kadini aldatirim deme curretinde bile bulundu ya, cat diye tavrimi koydum. Allah'im kimlerle muhatab oluyorum. Laf neredeeen nerelere geldi. Sen kalk gel, Omerika'da boylesine rastla. Benim evde de bir tane Turk var. Dohtor kendisi. onun da camasirlarini dizicem bir bir. Bu arada, not : Kimlik bilgilerimi sansurleme geregi duydum. Sevgili Ahu bu konuda yardimci oldu, sagolsun, canim arkadasim. Merak eden, sorusu olan, yazismak isteyen herkesi beklerim, kimligimi saklamaya da ihtiyacim yok ama burada baskalari hakkinda da konusuyorum. Yazdiklarimdan diger insanlarin desifre olmasi ve bunun onlarin bilgisi disinda olmasi hos olmayabilir. Bendeki sans ya birisi gelir uye olur buraya, al basina belayi. Hic olmazsa olay benzerligi, isim benzerligi vs. kivirtma sansim olur. Bana PARANOYA mi bulasti su adamdan nedir )) |
11-04-2007, 06:34 | #50 |
|
Omerika'daki Turkler (3)
Yazdiklarimda surc-u lisan eylediysem affedin, cok sinirliyim bu aralar, pek bir asabiyim, sevgilimden ayrildim, depresyondayim. Kedim de yok. Ama cok ilginc bir yazi dizisiyle donmeye soz veriyorum. Ahu bugun seni geri arayamadim, sen de geri aramadin. Bu arada bizim ev sahibesinin torununu nihayet sehir merkezinde yakalayip parmakliklarin ardina koymuslar. What are the charges? Noone knows, we'll learn. Ev sahibesi gidip hakime ifade verdigini soyledi. Artik onu evde istemedigini, bagirip cagirip kufur ettigini soyledi. Bu arada evde satilip paraya cevrilebilecek ne varsa hepsini satmis bizimki. Gecen gun de ev sahibesini n oglu kirik alcidaki ayagi ile odaya yuruyerek girdiginde bastonu sattigini anlamamiz uzun surmemisti. Cok feci coook )
|
11-04-2007, 21:11 | #51 |
|
Omerikadaki Turkler- 4
Sayin Erbab, izninizle serinin dorduncusunu kendi anim yapmak istiyorum.
Burda Turk bulmak gercekten cok guzel, en azindan kendi kulturunle buranin kulturu arasindaki farkliliklari konusabilmek, hem de bu konusmayi 'kendi dilinde' yapabilmek gercekten cok guzel. Ama bazen yoklugu varligindan daha iyi kisiler karsiniza cikabiliyor. Bu durumlarda cok kasmamak, yabancilar da iyidir seklinde digerlerine yanasmak gerektigini, bu sehre geldigimin ilk ayinda ogrendim. Burda Turk-Amerikan Kultur Dernegi var ve bazen aktiviteler duzenliyor. Ben buraya geldikten sonra duzenlenen ilk aktivite 'Turk Sinema Gecesi'ydi. O geceden henuz bir gun once, burda ilk defa iki Turkle tanismis, uzun zamandan sonra acayip eglenmis biri olarak (Temmuzda gelmistim, bu olay eylulun basinda gerceklesti. Yani ilk gittigim sehirde bir Turk arkadasim vardi ama buraya geldikten sonra yerlesme stresi bir de alisma evresi olarak hic arayisa gecmemis, dolayisiyla kimseyle de tanismamistim.) gosterilecek filmi henuz Turkiye'deyken gormus olmama ragmen, inanilmaz buyuk bir heves ve mutlulukla, ev arkadasimi da yanima alarak gittim. Gittigimizde film baslamisti, kimseyle tanisamadik. Filmin cikisinda film izledigimiz salonun koridoru dolmustu ve hemen hemen herkes Turkce konusuyordu!!! Aglamak istedim, kendimi o an Turkiye'de hissetmistim cunku! Yeni bir yuzun orda olup da dernekten kimsenin gelip "merhaba hosgeldin kimsin nesin vs" dememesine ragmen, sokuldum en yakinimdaki grubun icine. Merhaba, nasilsin, ne icin burdasin, ne zaman geldin, memleket nire vs.den sonra, 30-40 arasi tahmin edemedigim bir yasta olan hanimefendiye(!) St. Louis'in ne tarafinda oturdugunu sordum.(icinden mi ablaaa! degil tabii de burasi cok yayilmis, sakin ama buyuk bir sehir, ayrica sehir disi yerlerde sayilabilecek evler cok fazla) Hanfendinin cevabi(abartisiz aktarilmistir): Hanfendi: Beean aslinda STL'de yasamiyorum, kucuk cocugum oldugundan, sehrin biraz disinda St.Charles'ta yasiyorum. Sen gerci Adana'dan geliyordun di mi, bilmezsin belki sizin oralarda yoktur, boyle site denen evler vaar, bir arada binalar, icinde oyun bahcesi, havuzu falan olaann, kucuk cocugumdan dolayi orda yasiyorum. Ahu'nun melek icsesi: Sakin onemseme, iyiniyetlidir canim, bulmussun bak bir Turk, gaf olarak adlandir, takma. Ahu'nun seytan icsesi: De ki 'yooooh, vallaah miii? He ben buraya gelmeden goyumuze televizyon yeni geldiydi de, orda gorduydum sanirim bir kez' Ahu'nun dis sesi: Hii, oyle mi, cok guzel. Hanfendi: Eee, sen nasilsin, alistin mi, sehre, okula falan? Ahu: Alismaya calisiyorum iste. Ama cok zorlaniyorum, ozellikle dersler, odevler ozellikle ingilizceden dolayi cok zorluyor. Hanfendi: Aa, zorlanirsin tabii. Ben bile Bogazici mezunu olmama ragmen geldigimde cok zorlanmistim, degil artik sen! Ahu'nun melek ic sesi: Ahu, sakin ol, sakin seviyesine inme. Bosver, kompleksleriyle basbasa birak onu. Sakin. Yakismaz sana, muhatap olma, he de gec. Ahu'nun seytan ic sesi: Kizim TOEFL herkese ortak uygulaniyor, okula bakmiyor desene! Fulbright'i da soyle! Ver agzinin payini. Bu ikinci oluyor, sakin susma bu defa! TOEFL onemli ya! Kaldi ki hukuk ingilizcesi seninki, ver agzinin payini!!! Ahu: Hii. Neyse ben gitmeliyim, memnun oldum tanistigimiza(!). Byeeee Ve olay yerinden uzaklasilip baska bir gruba gidilir. Yine klasik nerden, ne zaman geldin, ne icin vs sorulari. Ardindan ilk soru: -Bogazici mi, ODTU mu? -Honk! Ikisinde de hukuk yok saniyorum. Cag... Cag universitesi.... -Honk carpi Honk... O ne? Sonuc: Milliyeti onemli degil, varsin ayni dilden konusmasin, ama insan olsun insaaaaaaan! |
11-04-2007, 23:09 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
Forum kritikleri:
1)Yeterince paranayoklaşamamışsınız bu bir! İsim değişikliği tamam da benim tüm hitaplarım aynen duruyordu, daha demincek değiştirdim, sayın yönetici bu durumu nasıl açıklarsınız artık bilemem! Türkiye hakkında gizli planlar yapan şebekenin eline düşün de görün, artıkin ben sorumluluk kabul etmem. 2)
Bu nasıl bir cümledir yahu, sizden ricam Türkiye'ye gelirken bu "geri aramak" kalıbını fazlalık kabilinden orada bıraksanız olur mu? 3)Ahu ama biraz biraz anlatıyorsun olmuyor, meraklara gark oluyoruz:Şimdi semineri veren kişi ile İstanbul'da yaşayan kişi isimleri tutmuyor, hatta İstanbul'da yaşayan ölmüş! ) Bu halde öleni takiben gelen gözlemlerini anlatıyor zahir. Esas mühimi "Kurtlar Vadisi" dizi ve filmi hakkındaki yorumu nedir? Tr'dan Ömerika'ya sevgiler, saygılar. |
12-04-2007, 03:54 | #53 |
|
ahu merhaba senin amerikada olduguna ya dikkat etmemisim yada gozumden kacmis bende texas tayim odevlerle hasir nesirsin sanirim paper hazirlamam gerekiyo about amerikan legal sistem and turkish legal sistem elinde saglam notlar varsa ve yollarsan sevinirim krediyi alabilmem icin yuksek not almam sart
basarilar yasemin |
12-04-2007, 06:39 | #54 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bir recetem var(henuz uyguladim ve inanilmaz faydasini gordum): Bir aksam, dersi, odevi, projeyi, hocayi, 'Amerika'yi, kisaca herseyi bir kenera birak. "Babam ve Oglum"u otur, 'tek basina' izle. Kendini ve duygularini serbest birak. Nasil ise yariyor anlatamam! Ama bu arada yaninda biri varsa dalga gecebilir, o yuzden 'tek basina' sartina ozellikle dikkat et. Copyright Hukuku ve Internet Hukuku dersleri alan bir hukukcu olarak, bu filmi video.google'dan izleyebilecegini soyleyemiyecegim. O nedenle nerden bulursan bul, ama mutlaka bunu yap. Insanin sanki tum zehiri akip gidiyor...
Bu Early de, onun hatirasinin pesinden gitmis bir nevi. Semineri de araya sIkIstirmis anladigim kadariyla. Bu arada Turk ogrenciler Amerikan Zenci Tarihine nasil bakiyor, Turkiye hakkinda genel bilgi ve izlenimlerini de anlatti. Kurtlar Vadisi hakkinda yorum yapmadi ama boyle bir dizi oldugunu, cok tutuldugunu ancak siddet icerdiginden Turkiye'de tartismalara sebep oldugunu, dizinin konusunu, sonrasinda filminin cekildigini ve bu filmin konusunu (ozellikle Amerikali askerlerin Turk askerlerinin kafalarina gecirdigi cuvalin olayin cikis noktasi oldugunu belirterek) anlatti. Bir de buna elcilikten biri mi ne, "Hristiyan-Amerikali oldugunu cok belli edersen, seni 'Anti-Islamci' olarak gorurler" demis, onu da anlatti. Konferans sonrasinda adamin yanina gidip oyle olmadigini soyledim. Baska aklima pek de birsey gelmiyor acikcasi. Merak ettiginiz birsey olursa sorulara her zaman acigim
"Saglam" derken neyi kastettigini bilmiyorum ama ilk donem ben bizim hukuk sisteminin Amerikan Hukuk Sisteminden ayrilan yanlari konusunda birseyler yazmistim. Ama dipnot-kaynak falan yok. Neyse, profilimde telefon numaram var, ararsan ya da e-mail atarsan daha ayrintili konusabiliriz. Herkese Saygi ve sevgilerimle |
08-05-2007, 05:44 | #55 |
|
Bu alan oksuz kalmis. Yoksa Omerika'yi sevmeye mi basliyoruz? Ya da bu sadece bir aliskanlik halini aldi. Bilirsiniz aliskanliklardan vazgecmek zor. Ilk gittigimde hic hosuma gitmeyen Ankara'dan buraya gelirken zorla ayrilmistim. Sanirim simdi Omerika'nin baharini yasiyoruz. Kim bilir, istersen basucunda arzu ettigin omur ... Arzular Selale
|
08-05-2007, 07:10 | #56 |
|
Hatirliyor musun, bize Turkiye'deki toplantilarda ne demislerdi:
Kultur sokunu tam atlatirsiniz, oraya alisir, hatta sevmeye baslarsiniz ama o zaman da donme vaktiniz gelir. Ayni asamalari donunce de yasarsiniz. Hazirlikli ol... |
09-05-2007, 20:59 | #57 |
|
simdu ben bu oksuz lafina cok takildim...
gurbet ellerde napiyoruz vatan ne halde bir secim var gidiyor takip dahi edemiyoruz bilmiyorum bence oksuz kalan biziz yanlissam duzeltin ahu donelim kardesim gel yetti su amerikaaa ahh cekiyorum arkasindanda kocaman bir offfffffffff nolacak bilmiyorum dirsek curutme kafa yorma bu olsa gerek neye yarayacak hic bilmem bana bir mail geldi paylasmak istedim sizlerle... amerikada kaliteli hukukcu semineri sertifika verilir dersler belli amerikan kulturuyle ilgili hukuki biseyler istee herneyse iyi guzel takdir ederim amerika turkiye arasinda baslayan anlasmalar dogrultusunda egitimli avukatlara ihtiyac var buraya kadar guzel hosta anlamadigim su yaa bana aciklayinnnnnn amerikada ki bu egitim turkceye ceviri yapilacak ve amerikadan sertifika alinacak noluyoo biri bunu bana aciklasin... sevgiyle |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? | sibelniko | Hukuk Sohbetleri | 21 | 30-09-2013 08:43 |
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." | metin karadag | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 26 | 28-07-2007 20:47 |
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? | Aslı | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 27-12-2006 01:32 |
Gelin, Şu "ilk Adımı" Atalım Artık;"stajyer Avukatların Sosyal Güvenlik Sorunları&quo | metin karadag | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 0 | 05-03-2003 15:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |