|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-03-2007, 12:09 | #1 |
|
tahliye taahhüdüne dayanılarak yapılan icra takibi
merhaba arkadaşlar..İİK. 272 ve devamı maddelerine göre yapılan taşınmazın tahliyesine yönelik bir takipte takibe dayanak olarak kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü gösterilmiştir. fakat ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunmadığı gibi ( zaten dayanak olarak gösterildiği halde icra dosyasında mevcut değil ) gösterilen tahliye taahhüdüde kanunun aradığı şartları taşımamaktadır. yani noterlikçe onaylı değil ve kiracıda öyle bir belgeyi imzaladığını kabul etmiyor. buna rağmen kiracıya tahliye emri gönderilmiş fakat takibe dayanak gösterilen kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdü gönderilen tahliye emrine eklenmemiştir. bildiğim kadarıyla icra takibine dayanak belgenin bir suretininde gönderilen ödeme emriyle veya tahliye emriyle beraber gönderilmesi gerekir. buna uyulmadığı taktirde bu şikayet konusu yapılabilir mi ya da buna karşı başvurulabilecek başka bir yol varmıdır? şimdiden teşekkürler herkese iyi çalışmalar...
|
30-03-2007, 15:22 | #2 |
|
değerli dilekgulsen.İİK.m.167/2 hükmüne göre takip dayanağı belgenin bir örneğinin borçluya ödeme emriyle beraber tebliği gerekir.Senet sureti gönderilmemişse ödeme emrinin iptali İcra Mahkemesinden istenebilir.Sizin olayınızda takip dayanağı kira akti dahi dosyada bulunmamaktadır.takip dayanağı olan belgenin onaylı suretinin icra dosyasında bulunması gerekmektedir.bulunmaması durumunda icra müdürlüğünden derkenar alarak İcra mahkemesinde takibin iptalini dahi isteyebileceğiniz kanaatindeyim.
|
30-03-2007, 15:41 | #3 |
|
Değerli dostlar,kiracının kira parasını ödemeyerek hakkında bir kira dönemi içerisinde 2 defa ilamsız icra takibi yapılması durumda,anılan icra takipleri 2 haklı ihtar nedeniyle açılacak tahliye davasında ihtar olarak kabul edilebilir mi?
|
30-03-2007, 15:46 | #4 |
|
usulüne uygun yapılmış bir takip olmadığı gibi ( hernasılsa icra müdürü atlamış ) kanun gereği yapılan takip dayanaklarınında hem icra dosyası ve hemde karşı tarafa tebliği gerekmektedir.Sizin bahsettiğiniz takipte hiçbir şartı taşımadığı için rahatlıkla takibi iptal ettirebilirsiniz.Ayrıca dosyaya konmadığına görede açıkca yazılı bir sözleşmeleri olduğunuda sanmıyorum.Bu nedenle icra hukuk takibi iptal edince sonradan eksikleri gedererek yeni bir takipte açamayacaklardır.Ancak itiraz edilmemesi halinde malesef haksız tahliye gerçekleşir.
|
30-03-2007, 16:04 | #5 |
|
cevap veren tüm arkadaşlara teşekkür ederim..bu cevaplara istinaden bir sorum daha olacak. bahsettiğim takibe itiraz edilmesi üzerine kiralayan icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi için dava açtı. bizde cevap olarak iik.272 vd md'lerine dayanarak yapılan takiplerde yazılı kira sözleşmesinin olması gerektiğini ve tahliye taahhüdününde kira sözleşmesininde noterce düzenlenmiş veya onaylanmış olması gerektiği veya imzasının ikrar edilmiş olması gerektiğinden bahsettik ve bu tür davalarda imza inkarı varsa icra mahkemesinin imza incelemesi yapmaya yetkili olmadığını, bu sebeplede davanın reddedilmesi gerektiğini belirttik. peki bunların yanında aynı dava da cevap verirken takibin iptalini de talep edebilirmiyiz yoksa harç vererek ayrı bir davamı açmamız gerekecek? tekrar teşekkkürler iyi çalışmalar
|
30-03-2007, 21:22 | #6 |
|
merhabalar,
sizin de dediğiniz gibi kira sözleşmesinin bulunmaması ödeme emrinin iptali sonucunu doğurur. Eğer dosyada dahi yok ise takibin iptali istenebilir. ancak taahhütnamenin noterce düzenlenmesi gerektiği konusunda aynı fikirde değilim. taahhütname tarihinin sözleşmeden sonraki bir tarih olması ve devam eden yıllar için her sözleşme yenilenmesinde yeniden taahhütname düzenlenmemiş olması yeterlidir. önemli olan şartsız olarak bir taahhüt gününün gösterilmesi ve kiracanın imzasının bulunmasıdır. |
30-03-2007, 21:37 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
30-03-2007, 22:01 | #8 |
|
YAZILI SÖZLEŞME İLE KİRALANAN TAŞINMAZIN KİRA SÜRESİNİN
BİTMESİ DURUMUNDA TAHLİYE EMRİ (Örnek no:14) Örnek no:14 göndermek için adi yazılı da olsa yazılı sözleşme gerekir.Noterden olması aranmaz.Noterden olması veya adi olup imzasının kabul edilmiş olması İTM de 1 celsede işi bitirmeye yarar o kadar.O yüzden İTM deki davayı zaten kazanmış bilin kendinizi.İtirazınızla takip durmuş durumda zaten takibin iptaline gerek yok ki.Dava külfeti sizin üzerinizde değil.Kolay gelsin. Mukavelename ile kiralanan taşınmazların tahliyesi: 1 – Tahliye emri ve münderecatı: Madde 272 – (Değişik: 3/7/1940 - 3890/1 md.) Mukavelename ile kiralanan bir taşınmazların müddeti bittikten bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliyesi istenebilir. Bunun üzerine icra memuru bir tahliye emri tebliği suretiyle taşınmazın on beş gün içinde tahliye ve teslimini emreder. Tahliye emrinde: Kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve yerleşim yerleri ve mukavele tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla çıkarılacağı yazılır. 2 – İtirazın kaldırılması: Madde 275 – (Değişik: 18/2/1965 - 538/112 md.) İtiraz vukuunda kiralıyan tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralıyanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır. (Değişik: 9/11/1988 - 3494/52 md.) Mahkemede açılan davada icra takibi sırasında inkar olunan imzanın kendisine ait olduğu anlaşılan kiracı veya kiralayan yüzbin liradan beşyüzbin liraya kadar para cezasına mahküm edilir. 6570 SAYILI GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN(Sadece Belediye hudutları içerisindeki taşınmazlar için geçerli düzenlemeler içeriyor) Madde 7 - Kira şartlarına ve Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hü- kümlerine riayet edilse bile aşağıdaki yazılı hallerde kiralayan a) Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye istiyebile- ceği gibi, ......... Madde 11 - Kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır. |
30-03-2007, 22:09 | #9 |
|
1- İtirazla zaten durmuş olan takip için takip hukukundan kaynaklanan(şekil) noksanlıklar için şikayette bulunulamaz.Hukuki yarar yoktur.Bu nedenle 2 inci bir dava açılamaz.
2- Anlaşıldığı kadarıyla yazılı sözleşme yoktur. Alacaklı sözlü kira akdinin tarihini yazmıştır. Yazılı sözleşme olup da eklenmemişse 1 no.lu cevap geçerlidir. 3- Taahhüdün noterden verilmesi geçerlilik şartı değildir. Olaydaki gibi taahhütten söz edilirse imzaya itiraz edilebilir; nitekim edilmiştir. 4- İmza inkarı ile takip durur. Alacaklı sulh hukuk mahkemesine müracaatla itirazı kaldırmalıdır. Tahliye taahhütnamesi İİK 68’deki belgelerden değildir. İcra hakimliği itirazın kaldırılması talebinin reddine; alacaklının genel mahkemelerde dava açmakta muhtariyetine karar vermelidir. Saygılarımla Ek Not: Mesajı yazarken Sayın Av.Ufuk'un mesajı görülmemiştir. Bu nedenle bazı bilgiler mükerrer oldu. |
31-03-2007, 15:46 | #10 |
|
sayın meslektaşlarım cevaplarınız için teşekkür ederim.araştırmalarım sonucunda İİK.272 vd. maddelerine istinaden yapılan takiplerde tahliye taahhütnamesinin mutlaka noterden yapılmış olması, adi şekilde yapılmış ise imza ve tarihinin mutlaka kiracı tarafından ikrar edilmiş olması gerektiği ortada zaten sizlerde bu hususu belirtmişsiniz. kira sözleşmesi konusunda da kira sözleşmesinin mutlaka yazılı olması gerekiyor, ama noterden yapılmış olması imza inkarı söz konusu değilse şart değil. bu noktada davanın reddedileceği muhakkak gözüküyor. bunun yanında konuyla ilgili bulduğum bir HGK. kararını paylaşmak isterim sadece sonuç kısmını yazıyorum: " binaenaleyh;6570 sayılı kanunun 7.inci maddesinin A bendine tevfikan verilmiş olup noterlikçe re' sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmemiş olan veyahut ikrar edilmeyen tahliye taahhüdünü havi vesikalarla yine aynı mahiyetteki icra mukavelenamelerindeki imzaların itiraz üzerine inkarları halinde takip durdurularak alacaklı mahkemeye müracaatta muhtar olmak üzere ref2 i talebinin reddine karar verilmek lazım gelindiğine...ekseriyetle...karar verildi." ( İBK.,4. 12. 1957,E.11, K.26 - RG, 10. 02. 1958,sayı 9830, sayfa 18614 )bu noktada vardığımız sonuç aynı olmakta. herkese çok teşekkürler ederim..
|
02-04-2007, 00:19 | #11 |
|
Konu açıklığa kavuşmuş fakat bir konu var. Gönderilen ödeme emrinde kira söz. sureti vardır yazıyor ise olmadığını nasıl ıspatlamayı düşünüyorsunuz ?
|
02-04-2007, 00:38 | #12 |
|
tahliye taahhüdüne dayanılarak yapılan icra takibi
İİK hükümleri gereğince yazılı bir belgeye dayanıyorsanız eklemek zorundasınız
yazılı belgeye dayanmadan takip yapabilirsiniz. Yazılı berlgeye dayandı iseniz İtirazın iptali/kaldırılması davası açtığınızda yargıç sizden belgenin aslini ister Yok ise davayı redder Saygılar |
02-04-2007, 10:49 | #13 |
|
Sayın Av. Nebi sorduğunuz soruyu önemi dolayısıyla bende dikkate alarak takip dosyasını titizlikle incelemiştim. Tahliye emrinin gönderildiği tebliğ zarfında sadece tahliye emri yazıyor. Kira Sözleşmesi yada tahliye taahhütnemesi yazmıyor. Zaten ortada yazılı bir kira sözleşmeside mevcut olmadığı için dosyaya koyabilecekleri bir sözleşme yok. Ancak kendileri sahte bir sözleşme sunabilirlerdi onada cesaret edememişler anlaşılan Tahliye taahhütnemsesi konusunda da o da tahliye emrine eklenmemiş ve noterden düzenlenmemiş olması noktasında ve imzayıda inkar ettiğimizden herşey lehimize görünüyor. ola ki sulh Hukuk mahkemesinde tahliye davası açarlarsa ve imza incelemesi yapılırsa da imza müvekkile ait olmadığı için yine lehimize sonuçlanacaktır.
Saygılarımla |
25-01-2011, 00:47 | #14 |
|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 1980/6588 Karar: 1980/7848 Karar Tarihi: 05.11.1980 ÖZET: Hukuki işlemler için kanunun öngördüğü şekil şartlarına uymak zorunlu ise de gerek Borçlar Kanunun ve gerekse 6570 sayılı Kanun, kira sözleşmeleri için şekil şartı öngörmemiştir. Akdin sıhhati kanunda sarahat olmadıkça hiçbir şekle tabi değildir. Kira sözleşmelerinin yazılı olmasının gerektiği hususundaki görüşte isabet yoktur. (818 S. K. m. 11, 20, 23, 28, 29) (2004 S. K. m. 272) (743 S. K. m. 2) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından temyiz olunması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 7.8.1980 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Takip, noterlikçe tasdik edilmiş olan 24.1.1980 tarihli tahliye taahhüdüne dayanmaktadır. Borçlu, alacaklının 12.7.1979 tarihinde tahliye taahhüdü aldığını ve taahhüde göre 5.10.1979 tarihinde kiralanan yerin tahliye edilmesinin gerektiğini, buna rağmen bu tahliye taahhüdünün tahliye tehdidi altında verilmesi nedeniyle geçersiz olduğunu beyanla itiraz etmiştir. Tetkik mercii İİK.'nun 272. maddesi ile bunu izleyen maddelerin uygulanabilmesi için yazılı kira sözleşmesi yapılmış olmasının zorunlu olduğu alınan tahliye taahhüdüne kiralayanın iyi niyetli sayılmayacağı gerekçesine dayanarak alacaklının tahliye isteğinin reddine karar verilmiş ve bu karar alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Hukuki işlemler için kanunun öngördüğü şekil şartlarına uymak zorunlu ise de gerek Borçlar Kanunun ve gerekse 6570 sayılı Kira Kanunu, kira sözleşmeleri için şekil şartı öngörmemiştir. Borçlar Kanunun 11. maddesi (akdin sıhhati kanunda sarahat olmadıkça hiç bir şekle tabi değildir) şeklinde olduğundan kira sözleşmelerinin yazılı olmasının gerektiği hususundaki görüşte isabet yoktur. Diğer taraftan tahliye taahhüdünde bulunanın kiracı olarak kabulü gerekeceği gibi borçlu vekili itiraz dilekçesinde (müvekkilem uzun süreden bu yana tahliyesi istenen yerde kiracı olarak bulunmaktadır) demek suretiyle kiracılık durumunu da açıkça kabul etmiştir. Tahliye taahhütlerinin butlan nedeniyle (B.K. 20) ve Kira Kanunun hükümlerine göre geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği hususunda Yargıtayın ilgili daireleri arasında görüş birliği bulunmaktadır. Buradaki fesat (BK. 23,28,29) ve hakkın kötüye kullanılmaması (M.K.2) nedeniyle geçersiz olduğu yolundaki iddiaların araştırılması ve saptanması ise tetkik merciinin görevi dışında kalmaktadır. Sonuç: Bu hususlar gözönünde tutularak borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken alacaklının iyi niyetle olmadığından bahisle itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan mercii kararının İİK.'nun 366 ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 5.11.1980 gününde, oybirliği ile karar verildi. Yukarıdaki Yargıtay kararı Sinerjigroup adlı THS kullanıcısının iletisinden alınmıştır. İlgili yargıtay kararında da görüleceği gibi tahliye taahhüdüne dayalı icra takibinde yazılı sözleşme olması zorunluluğu yoktur. Ancak ödeme emrinde yazılı sözleşme varsa gönderilmesi gerekir görüş ve kanaatindeyim. |
25-01-2011, 02:03 | #15 | |||||||||||||||||||
|
Ben kira kontratı suretinin eklenmesi gerektiği kanısında değilim. Takipte yazılı sözleşmeye dayanılmışsa sözleşme icra müdğrlüğüne ibraz edilir, müdüğrlük sözleşmenin takibe dayanak olup olmadığına bakarak takip dosya numarasını sözleşme üzerine şerhederek sözkonusu takip dayanağının bu sözleşme olduğunu belirtir ve alacaklıya iade eder. Yazılı belgeye dayanılıyorsa ibraz edilmelidir kastım budur. Sözleşmenin bir örneğinin karşı tarafa tebliğine ihtiyaç yoktur. Sözleşmenin ibrazı karşı tarafı bilgilendirmek değil dava ve takip dayanaklarını açıklamaya yöneliktir. Böylece iddia ve dayanakları baştan belirlenmiş olmaktadır. Yoksa karşı taraf yaptığı sözleşmeden haberdardır. Bu sözleşmenin bir örneğini kendisine göndermenin bir anlamı yoktur. Belgenin bir örneğinin gönderilmesi para alacağına dayanan senetli takiplerde önem kazanmaktaddır. Böylelikle borçlu senedin ve altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığını inceleyebilecektir. Sözleşmelerde ise böyle bir şeye gerek yoktur. Sözleşmenin tarafları zaten sözleşmenin varlığını bilmektedir. İnkar edilirse sözleşme genel hükümlere göre kanıtlanmalıdır. Zaten sözleşmenin inkarı ayrıca belirtilmelidir ve dava da buna göre biçimlenecektir. Sözleşme inkar edilirse sözleşmenin varlığı ve buna göre temerrüde düşüldüğü kanıtlanacaktır. Sözleşme inkar edilmemişse sözleşmenin varlığı ve koşulları kabul edilerek sadece temerrüt olgusu incelenecektir. Burada karşımıza sözleşmenin kanıtlanması sorunu çıkacaktır. Sözleşme yasa ile belirlenen miktarın üzerinde ise ve karşı tarafın muvaffakatı yoksa tanıkla kanıtlanamayacaktır. Peki nasıl kanıtlanacaktır? Bu her olayın özelliğine göre değişecektir. Ortada bir tahliye taahhüdü varsa ve buradan kira ilişkisinin varlığı anlaşılıyorsa artık kira akdinin varlığı tartışılmayacaktır. Çünkü tarafların beyanları kira akdinin varlığı konusunda birleşmiştir. Sadece gerekirse koşulların kanıtlanması gerekecektir. Takipte koşullara itiraz edilmedi ise bu konuda da bir sorun çıkmayacaktır. İtiraz edilmişse genel hükümlere göre kanıtlanması gerekecektir. Sonuç olarak: Kira akdine (varlığına ve koşullarına) itiraz edildiğinde icra dairesine ibraz edilen akit ispat dayanağı olacaktır. Sözlü kira akdine dayanılarak takip yapıldı ise artık yazılı sözleşmeye dayanılamayacaktır. Çünkü alacaklı tarafından o sözleşmenin varlığı yadsınmış, artık o sözleşme dayanak olmaktan çıkmıştır. Saygılar. |
29-08-2012, 14:19 | #16 |
|
Sayın meslektaşlarım
konu ile ilgili olması açısından sorumu bu forum altında yöneltiyorum. Noterden yapılmayan adi nitelikte tahliye taahhüdünün altındaki imzaya itiraz durumunda itirazın iptali davası açıyoruz. Peki imza incelemesi yapıldıktan sonra imzanın kiracıya ait olduğunun anlaşılması durumunda haksız yere itiraz eden borçlu hakkında İİK 275/5. maddesi uyarınca para cezasına mı hükmedilecektir yoksa İİK 67/2. maddesi uyarınca %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata mı hükmedilecektir. Eğer %40 tazminat seçeneği uygulanacak ise bu oranı tespit etmek için esas alınacak değer ne olacaktır ? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kira alacağının icra takibi ile istenmesi icra hukuk mahkemesinde tahliye davası | ayşebetul | Meslektaşların Soruları | 22 | 08-06-2015 12:43 |
Sağlığında icra kefili olan murisin,mirasçıları hakkında icra takibi | Av.Hakim | Meslektaşların Soruları | 8 | 21-08-2007 21:16 |
ödenmeyen kira alacakları nedeniyle 51 örnek icra takibi ile tahliye | shaına | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-03-2007 16:32 |
yurtdışı icra takibi | uye9493 | Meslektaşların Soruları | 2 | 02-03-2007 00:09 |
icra takibi-ACİL!!!!!!! | nermin ömeroğlu | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 11-02-2002 02:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |