Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM), THS Kadın Hakları Çalışma Grubu projesidir. Bu foruma siteye üye olmadan soru gönderilebilir ancak forum sadece kadın haklarına ilişkin konulara açık olup, diğer hukuki soru ve sorunlar alanda yayınlanmaz. [Kahdem Portalı]

Çocuğa anne soyadı

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-04-2018, 16:35   #1
Sevgii

 
Varsayılan Çocuğa anne soyadı

İyi günler cevaplarınız için şimdiden
teşekkürler...
Ben 5sene önce eşimin beni başka bir kadınla aldatıp evi terketmesiyle anlaşamalı olarak boşandım hiçbir şekilde nafaka vs almadım.mahkemenin verdiği günler bile çocukları görmedi en son büyük kızımı 3.5yaşında gördü kızım şimdi 8yaşında küçük kızımı hiç görmedi o zamanlar 4aylık hamileydim.sorum şu ki;yeni onaylanan karara göre boşanan anne çocuğa ne durumda mahkemeye ne gerekçe sunarsa soyadını verebilir birde ben 2.evliliğimi yaptım kızlarım bekarlık soyadımımı yoksa şimdiki eşimin soyadını mı alacak.ilginiz ve cevaplarınız için teşekkürler
Old 19-04-2018, 13:26   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı,

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararın ardından Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin -önceki kararlarının aksine-boşanan kadınların aile mahkemesinden, velayeti kendisine geçen çocuğuna kendi soyadının verilmesini isteyebileceğine hükmettiğine ilişkin basında haberleri çıkmıştır.

Bahsedilen kararın gerekçesi henüz yayınlanmamış veya tarafımıza incelenememiştir.

Kararın gerekçesini beklemek uygun olacaktır.


https://www.ntv.com.tr/kadina-siddet...VESpGj7Yg0doaA
Old 19-04-2018, 17:35   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Konuyu takip eden katılımcının haber vermesi üzerine karar ve gerekçesinin Yargıtay 2 HD Başkanı Sn.Ömer Uğur Gençcan'ın facebook sayfasında yayınlandığını öğrenmiş bulunuyoruz.


Karar Hukuk Sitesine de alınmıştır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...531#post744531


Katılımcıya özel teşekkürlerimizle...
Old 23-04-2018, 10:21   #4
Konuk

 
Varsayılan

Merhaba

Ayni konu ile alakali oldugundan burdan sormak istedim. Simdi bosandim ve talebim uzerine bu kararinda isiginda velayeti bende olan cocugun soy adini degistirme davasi actim diyelim. Bu dava devam ederken baskasi ile evlendim ve benim soyadim degisti. Bu durumda ne olacak? Yada dava actim cocugun soyadini kizlik soyadima degiatirdim. Sonrasinda evlendim ve soyadim degisti. Bu durumda cocugun soyadi ne olacak? Yeni soyadimi almasi mumkun mu? Degilse yine farkli soyadi olacak ve yine ayni sorunlar ortaya cikacak. Evet mumkunse yani cocuk benim soyadimi alacaksa yeniden bosandim ve baskasiyla bi daha evlendim soyadim bi daha degisti simdi ne olacak?

Tesekkurler.
Old 24-04-2018, 11:32   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn Katılımcı,

Anayasa Mahkemesinin iptal ve ilkelerin açıklandığı kararından sonra açılan davalar yerel mahkemede kabule dilse dahi Yargıtay'da tam da sizin belirttiğiniz gerekçeler ile bozulmaktaydı.

Alıntı:
Y18HD Esas : 2016/9861 Karar : 2016/10849 Tarih : 29.09.2016 kararda :

Hal böyle iken, durumdan vazife çıkartarak ya da geçici elde edilmiş bazı hak ve imkanlardan yararlanarak kadın veya erkeğin kendi lehine bir üstünlük yarışına girmesine yasalar, milli ve evrensel hukuk düzeni izin vermez.

Bununla birlikte, 4721 sayılı TMK.nun 321. maddesi... Mahkemesinin denetiminden geçmiş olup, çocuk ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşıyacağı hükmünün...ya aykırı olmadığına karar vermiştir. Buradaki "aile" deyiminden babanın anlaşılacağı... Mahkemesince de kabul edilmiştir.

O halde, bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde anası ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde ana ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu suretle belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına ve sair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir.

Ancak, çocuk ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir.

Velayet hakkı ana ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anaya verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir.

Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiği kabul edilse dahi, sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki, velayet kimdeyse çocuk onun soyadını taşıyacaktır, o halde baba bu haktan mahrum edilemez.

Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliğini ve istikrarını zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travma yaratacaktır. Yargı mercileri bu durumu gözeterek ana ile babanın ya da ailelerin çocuk üzerinden inatlaşarak onun yararlarını hiçe sayıp, hukuken oluşmuş statüleri gerçek dışı ve yapay sebeplerle değiştirmeye çalışmalarına izin vermemeleri, söz konusu istemlerine alet olmamaları gerekir.

Bu bağlamda, babanın da velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını değiştirme hak ve yetkisi yoktur. Nitekim, Dairemizin 01.02.2010 tarih ve 2009/10864 esas 2010/1097 karar sayılı içtihadında; "babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı, usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda, baba kendi soyadını değiştirmediğine göre velayeti altındaki küçüklerin soyadlarının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." denmek suretiyle bu husus açıkça belirtilmiştir.

İş bu noktaya geldiğinde yerel mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı... Mahkemesinin 25.06.2015 tarih ve 2013/3434 başvuru sayılı 2. bölüm, 11.11.2015 tarih ve 2013/7979 başvuru sayılı genel kurul kararının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yüksek mahkemenin hak ihlali için vardığı sonuç ve gerekçeleri yazılı ve teamüli (örfi) hukukumuza uygun düşmemektedir


FakatFakat 2 HD nin Anayasa Mahkemesinin kararı ile uyumlu son kararı bu tartışmaları bitirmiştir.

Artık eşitliğe uygun davranma ve yaşamanın zamanıdır.

Alıntı:
Y2HD, 09.04.2018, E. 2018/1306, K. 2018/4719
Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2015 ve 2013/3434 numaralı, 11.11.2015 tarih ve 2013/9880 numaralı, 20.07.2017 tarih ve 2014/1826 numaralı bireysel başvuru kararlarında ise; velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebin, velayet hakkı ve bu kapsamdaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olması sebebiyle Anayasa'nın 20. maddesi kapsamında ele alınması gereken bir hukuki değer olduğunu, koruma, bakım ve gözetim hakkı veya benzer terimlerle ifade edilen velayet hakkı kapsamında, çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığını, eşlerin evliliğin devamı boyunca ve boşanmada sahip oldukları hak ve yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda olduğunu, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil ettiğini, çocuğun bir aileye mensubiyetinin belirlenmesi amacıyla bir soyadı taşıması ile nüfus kütüklerindeki kayıtların güvenilirliği ve istikrarının sağlanmasında, çocuğun ve kamunun açık bir menfaati bulunmakla birlikte, annenin soyadının çocuğa verilmesinin söz konusu menfaatlerin tesisine olumsuz etkilerinin kesin olarak saptanması gerektiğini ve başvurulara konu yargısal uygulamaların ölçülü olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, eldeki somut olaya benzer nitelikteki başvurulara konu yargısal kararlarda Anayasa’nın 20. maddesi ile birlikte değerlendirilen Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmiş, aynı kararlarında ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesini de kararlaştırmıştır.

Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları, soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak, sadece başvuruda bulunan kişi ve başvuruya konu idari işlem ya da karar açısından geçerli ve bağlayıcıdır. Anayasa Mahkemesinin saptadığı hak ihlalinin, mahkeme kararından kaynaklandığını belirleyen ve Kuruluş Kanununun 50. maddesinin (2.) fıkrasında dayanarak aldığı "ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapılmasına” ilişkin kararı karşısında, ilk derece mahkemelerinin başvuru konusu somut olay ve kişi bakımından artık başka türlü karar vermesine olanak yoktur. Ne var ki, yukarıda açıklanan velayet hakkına sahip annenin ortak çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesine yönelik açılan başkaca davalarda yapılan benzer yargısal kararların, bireysel başvuru konusu yapılması Halinde Yüksek Mahkemece, bundan sonra da hak ihlalinin tespit edileceği ve ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunun açılacağı da muhakkak gözükmektedir.

Anayasanın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Türkiye’nin taraf olduğu eki protokollerin ortak koruma alanında bulunan "temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının" öncelikle genel yargı mercilerinde olağan kanun yollarında çözüme kavuşturulması asıldır.

Anayasa Mahkemesi'nin bu kararları kapsamında; “Çocuğun Üstün Yararı” ilkesinin de irdelenmesi gerekmektedir. Bu ilkenin en genel anlamdaki tanımı, çocuğun yararlarının her zaman ve her koşulda öncelikle korunması olup, çocuk hukukunda karşılaşılan tüm sorunlarda, görevli ve yetkililere yol gösteren, çocuk yararına çözümün tercih edilmesini emreden, zayıfı, güçlüye karşı koruyan en üst ilkedir (AKYÜZ,Emine Çocuk Hukuku Çocuk Haklarının Korunması, 2012 s. 10). Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt, bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL,Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117-137).

Esasın da çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33).
Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, soyadlarının farklı olmasından çocuğun rahatsız olduğunu ve anne ile aynı soyadını taşımak istediğini ileri sürmüş olup, davacı tanıkları da davalı babanın çocuğuna ilgisiz olduğunu, yaklaşık üç yıldır babanın çocuğunu görmeye gelmediğini, çocuğun birlikte yaşadığı anne ile aynı soyadını taşımamaktan rahatsız olduğunu, anne ile aynı soyadını taşımak isteğini sürekli dile getirdiğini, kendisini tanıtırken soyadını annenin soyadı olan "Karakol" olarak ifade ettiğini beyan etmişlerdir. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi, az önce açıklanan tanık beyanlarından çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olabileceği anlaşılmaktadır.

Tüm bu açıklamalar ışığında; velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, somut olayda söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına da aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği (TMK m. 27) dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 14.11.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi olan İzmir 8. Aile Mahkemesinin 18.07.2017 tarih 2017/11 esas, 2017/523 karar sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de adı geçen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine OYBİRLİĞİYLE karar verildi. 09.04.2
Old 24-04-2018, 12:12   #6
Konuk

 
Varsayılan

Merhaba,

bu karar şuan kesin karar mıdır? yerel mahkeme direnirse ve hukuk genel kuruluna giderse genel kurulda yerel mahkeme haklı soyadı değişemez derse bu hüküm geçersiz mi olur. süreç nasıl işleyecek. çocuğa kensi soyadımızı verebilmemiz için ne zaman dava açmamız gerekir?
Old 24-04-2018, 12:28   #7
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Katılımcı,

Bu konuda bize ulaşan gelişmeler oldukça paylaşıyoruz.

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...531#post744531

Dayanak Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı ve yeni Yargıtay 2 HD kararını da dosyaya ekleyerek dava açılmasına elbette bir engel yok.

Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.

Her aşamada bir avukattan hukuki destek almanız yararınızadır.
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
anne babası boşanmış çocuğun soyadı değişikliği Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 06-06-2014 18:24
anne baba adının düzeltilmesi davasında çocuğa kayyım atanması baharada Meslektaşların Soruları 4 08-03-2013 13:54
Babanın Çocuğa Hakareti Sebebiyle Tazminat Davasını Anne Açabilir Mi? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 20-08-2011 15:05
anne karnındaki çocuğa yönelik müessir fiil VİSAL Ceza Hukuku Çalışma Grubu 5 24-11-2009 08:59
Çocuğa velayeten açılacak isim tashihi davası - anne babanın duruşmaya katılması Burak Demirci Meslektaşların Soruları 5 27-03-2007 09:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04785299 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.