|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
17-02-2011, 11:54 | #1 |
|
işçinin zimmetine para geçirmesi
sevgili meslektaşlarım,müvekkil şirkette çalışan işçi kendisine teslim edillen bir kısım paraları kullanıyor çek tutarları hesabına yatıyor ama şirket kayıtlarına geçmiyor.Daha doğrusu tahsil ettiği nakit paraları bir dönem kullanıyoyor.daha sonra şirket hesaplarına yatırıyor.bu durum uzun zaman farkedilmiyor.Daha sonra farkedildiğinde kendisine durum bildiriliyor ve şirkete olan borç hesbı çıkartılarak tazmnat tutarından düşüm yapılarak kendisine veileceği söyleniyor işçi bu duruma sessiz kalarak kayıplara karışıyor.şirket çözüldüğüünü düşünerek hiç bir işlem yapmıyor suç duyurusunda falan bulunmuyor.ihbar falanda çekilmiyor.Şirket tarafından kendisine ulaşılmaya çalışılıyor ama ulaşılamayor.daha sonra şirketi dava ettiği öğreniliyor.Bu durumda benim bu dava da yapmam gereken nedir.tazminatını alabilirmi sadece şirket kayıtları bu durumu ispatlamam için yeterli olurmu suç duyurusuda yok elimizde ihbarda.Ne yapmalıyım bana yardımcı olursanız çok sevinirim.ŞİMDİDEN ÇOK TEŞŞEKKÜRLER
|
18-02-2011, 11:47 | #2 |
|
iş kanunun m.25/II-e fıkrası gereğince işverenin iş sözleşmesini derhal fesih etme hakkı bulunmaktadır. müvekkiliniz bu hakkını olayı öğrendikten sonra 6 gün içerisinde kullanmalıydı. eğer bu süreye uyulduysa işçi eski iş kanunun 14.maddesi ve atıflarına göre kıdem tazminatı isteyemez.
sizin yapmanız gereken; işçinin zimmetine para geçirdiğini öğrendiğiniz tarihi belirtmeniz ve altı gün içerisinde işçinin sözleşmenin fesih edildiğini söylemeniz bu suretle ihbar sürelerine uyulmasının gerekmediği ve kıdem tazminatını işçinin hak etmediğini savunmalısınız. işçinin sözleşmesinin feshi illaki noter kanalıyla veya adi yazılı olmasına gerek yoktur. sözleşmenin süresinde fesih edildiğinin işçiye sözlü olarak bildirildiğinin söyleyin. bu hususta tanık dinletebilirsiniz. ayrıca zimmetin kanıtlanması amacıyla işçinin banka hesapları ile kendi şirketinizin banka hesaplarının dökümünü isteyin (daha doğrusu zimmeti ispatlayın). toplu iş sözleşmelerinde işçinin sözleşmesinin fesih edilebilmesi için disiplin kurul kararı olması gerektiğini hatırlıyorum ancak yanıladabilirim. sizin işçiniz toplu iş sözleşmesi ile çalışmaya başladı ise değerlendirmeyi baştan yapmak gerekecektir. işçinin zimmeti sebebiyle uğramış olduğunuz zararları tazmin ettirme hakkınız da saklı bulunmaktadır. kolay gelsin, saygılarımla.... |
18-02-2011, 12:21 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Burada Güveni Kötüye kullanma sucuun oluştuğu açıktır. Bence suç duyurusunda bulunulabilir. Sebebiniz de yerinde bir sebep. Ancak, buna ilişkin hakkın kullanım sürelerine uyup uymadığınıza da bakmanız gerekiyor. Yani suçu bilip de çalışmasına izin vermek, affetmek anlamına gelir. Bu anlamda öğrenme tarihi ile işten çıkartılma tarihini aynı dönem olmasına dikkat edilmeli, diye düşünüyorum. |
18-02-2011, 13:21 | #4 |
|
ilginiz ve cavaplar için çok teşekkür ederim.Bende sizinle aynı fikirdeyim fesih sözlü olarak çalışana yapılmış şirket kayıtları inceleneip durum farkedildiğinde tabi bu durumla ilgili resmi hiç birşey elimizde yok.Zimmeti şirket kayıtlarından ve banka hesaplarından ıspat edebiliyoruz.Ama emniyeti suistimal suçundan şikayette bulunulmamış.Davayı öğrendikten sonra ben bulundum etkisi ne olur bilmiyorum.Elimdeki tek ispat banka ve şirket kayıtları mahkemenin bunlarla yetinmeyeceğini düşünüyorum.Malum iş davalarında iş verenein haklı çıkarmak zor.TEKRAR TEŞEKKÜRLER.
|
13-10-2015, 22:17 | #5 |
|
üstad davanız nasıl sonuçlandı zimmete geçirilen paralar için ihtarnamae çekmediğinizi yazmışsınız hakim hangi tarihten itibaren faiz işletti öğrenebilirmiyim bizimde bu tarz davamız varda dava tarihini mi temerrüt tarihi olarak esas aldı yoksa zimmet anı haksız fiil teşkil ettiğinden her zimmet gerçekleşen tarih anını mı esas aldı
|
28-02-2018, 10:27 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Meslektaşım,
İş Kanunu Md. 19 uyarınca, "İşveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır." Bu olaya özgü olmak üzere yazılı bildirimin gerekmediğine dair bir Yargıtay ilamı vb mi var acaba?
|
28-02-2018, 14:26 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Avukaat 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-e düzenlemesine atıfta bulunmuş. İlgili düzenleme, malumunuz işverence "derhal" feshin gerçekleştirilebileceği durumlardan birine işaret ediyor. Derhal feshi gerektiren bir durumun varlığında işçiye yazılı bildirimde bulunma olanağının bulun(a)mayışı gibi kuvvetli bir ihtimalde (örneğin işçinin kendisine elden tebliğ edilecek fesih bildirimini almaktan ve/veya savunma sunmaktan imtina etmesi) işverenin şifahi olarak iş akdinin feshedildiğini işçiye bildirmesi ve daha sonra yine mezkur kanunun "Derhal fesih hakkını kullanma süresi" başlığı altında düzenlenen 26. maddesinde ifade edilen 6 iş günü içerisinde iş akdinin fesih gerekçesinin yazılı olarak işçiye tebliği de mümkündür. Saygılarımla.. |
28-02-2018, 17:52 | #8 |
|
Yazılı olarak tebliğ gerektiği konusunda mutabıkız.
"işçinin sözleşmesinin feshi illaki noter kanalıyla veya adi yazılı olmasına gerek" vardır, bu konuda tanık deliline dayanamazsınız diye düşünüyorum. |
01-03-2018, 12:42 | #9 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Derhal fesihte fesih iradesinin mutlaka yazılı olarak bildirilmesinin gerekliliğine dair bir mevzuat hükmü olmamakla birlikte (4857 sayılı İş Kanunu'nun 19. maddesini derhal fesih açısından ele alamayız zira işverenin 25/II'ye göre fesih hakkını kullanması durumu istisna kılınmıştır) aşağıda sunduğum kararlar ışığında yazılı bildirimin gerekmediğini söylemek mümkündür:
|
01-03-2018, 12:47 | #10 |
|
"Fesih sebebinin fesih bildiriminde yer almaması haklı feshi etkilememektedir."
Bu hiç doğru görünmüyor bana, geçerli feshi dahi etkilerken. Kararları ilginç bulmakla birlikte, iki ayrı dairenin kararı istikrar hissi uyandırıyor. Teşekkürler! |
02-03-2018, 16:54 | #11 |
|
Neden doğru görünmesin? Haklı fesih halleri genelde suç konusu oluşturan ve sözleşmenin ağır biçimde ihlaline sebebiyet veren hallerdir. Dolayısıyla akdi sürdürmesi çoğunlukla işverenden beklenmez. Genellikle karakol, gözaltı, savcılık vb. süreçleri de kapsar.
O hengamede "dur sana fesih nedenini yazılı bildireyim" demeye gerek var mıdır? Karakola bildirim tarihi ile örneğin SGK fesih bildiriminin aynı tarihli veya yakın tarihli olması yeterli olur. Zaten Yargıtay'da tanıklarla dahi ispatlanabileceğini belirterek buna vurgu yapmış. Geçerli nedenle fesih, yine çalışma barışını ve iş disiplinine aykırılık olmakla birlikte nispeten daha hafif ihlallerdir. Burada yazılı bildirim, savunma vb. daha sıkı şartlara bağlıdır. Bu halde 6 işgününü geçirme, af vb. durumların gerçekleşmesi daha mümkün olup, bu türden fesih hakkının süresinden sonra keyfi olarak kullanılması önlenmek istenmiştir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
yabancı para üzerinden konut kredisi çekilmiş,yabancı para birimi çok yüksek değer artışı göstermiştir. | kerem polat | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-01-2011 20:56 |
kiralayanın mecurdan baca geçirmesi | hakkaniyet_ | Meslektaşların Soruları | 3 | 04-09-2009 11:45 |
Para (para alacağı) üzerine konulan haczin, bir yıl geçmekle düşmeyeceği | mdelen82 | Hukuk Haberleri | 0 | 29-08-2009 08:45 |
alt işverenin iş kazası geçirmesi | günseligonca | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-04-2009 16:22 |
Koca Evlilik Dışı Çocuğunu Resmi Nikahlı Karısının Üzerine Geçirmesi Halinde Boşanma | İsmail Doğan TUNÇBİLEK | Meslektaşların Soruları | 3 | 20-06-2008 16:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |