|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
02-02-2016, 08:27 | #1 |
|
işe iade davası hak düşürücü süre
İşe iade davasında hak düşürücü 1 aylık süre bildirimden başlar ve kural olarak bu bildirim yazılı olmalıdır ancak sözlü de olabilir.İşçiye ulaşan fesih iradesinden de dönülemez.Fesih bazen de işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir.
Buna göre ''işçiye işten çıkartılacağının bildirilmesi fesihtir'' diyebilir miyiz? işçiye işten çıkartılacağı, 1-İşten çıkartılacaksın ve işlerini devret, 2-Çıkışın yapılacak, bilgisayarını diğer personel kullanacak sen boş otur 3-Bugün akşama kadar çalış, yarın sabah fesih yazını imzala .....vs. gibi sözleri sözlü fesih olarak değerlendirebilir miyiz? Teşekkürler |
05-02-2016, 09:11 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba, Verdiğiniz örnekler, fesih bildirimi sayılır ve o tarih itibariyle işe iade davası açma süresi başlar. |
05-02-2016, 16:14 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Adli Tıp, 3.sırada belirttiğim örneğe göre düşünürsek, bu sözler söylendikten sonra ertesi gün gelen işçiye yapılacak yazılı bildirime itibar edilir mi? Araştırdığım kadarıyla, fesih sırasında işveren tarafından bilinen ancak işçiye karşı ileri sürülmeyen bir sebebe dayanarak daha sonra yeni bir haklı fesih yada geçerli fesih yapılamaz.Doğru mudur? Yargıtayın bazı kararlarında okuduğum kadarıyla ''işveren silahını çekmiştir, daha sonra tekrar silahını çekemez'' yazıyordu. |
07-02-2016, 02:30 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet itibar edilir... İşveren, yazılı olan fesih nedeniyle işten çıkarttığını ileri sürecektir. |
07-02-2016, 14:43 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Selim Bey, Eğer işveren ''işçiye bugün akşama kadar çalış, yarın gel fesih bildirimini imzalayacaksın,işten çıkarılıyorsun'' dediğini ve ertesi gün sabah da zaten yazılı bildirim yaptığını ileri sürerse; sizce yine yazılı bildirime itibar edilir mi yoksa işverenin sözleriyle zaten fesih olmuş mudur? Sanırım siz ''sözler ispat edilemeyebilir o zaman da yazılı bildirime itibar edilir'' diye düşündünüz.... |
08-02-2016, 09:45 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet öyle düşündüm... |
08-02-2016, 11:13 | #7 |
|
Fesih, bozucu, yenilik doğurucu bir haktır ve karşı tarafa ulaşmakla hüküm ve sonuç doğurur. Bu itibarla, sözle ya da hatta sözsüz bir şekilde, bir davranışla fesih iradesi ortaya konduğunda (ihbar önelli fesihler hariç) sözleşme o anda sona erer. Şayet işçi iş güvencesi kapsamındaysa, işveren feshi yazılı yapmadığı için, fesih usul yönünden geçersiz olmuş olacaktır.
Öte yandan, işçi de işveren de fesih sırasında açıkladığı fesih gerekçesi ile bağlıdır, sonradan değiştiremez. Saygılarımla, |
11-07-2016, 10:26 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
''.....İşveren işçiye savunma yazısı tebliğ etmek istemiş, işçi almamıştır.Bunun üzerine iş akdinin feshedileceğinin söylenip, işlerin başka bir işçinin yapması istenmiş, ancak davacı bunu kabul etmeyince 5 gün sonra yazılı fesih bildirimi ile 25/2 gereği fesih yapmak zorunda kaldığını savunmuştur'' .... Bu mahkeme kararı, işverenin 5 gün önceki irade beyanını hiçe saymıştır.Sebepsiz, yazısız,ihbarsız ve de iş akdini derhal son buldurmayan sözlü bir fesihten sonraki yazılı haklı fesih sonuç doğurmamalı....Doğru mu? |
11-07-2016, 21:07 | #9 |
|
T.C
YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ ESAS NO. 2014/2211 KARAR NO. 2014/9720 KARAR TARİHİ: 30.04.2014 >İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAKLANAN FESİH. >SAVUNMA ALMA ZORUNLULUĞU >SAVUNMA ALMA KOŞULUNUN GERÇEKLEŞMİŞ SAYILMASI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER. >ŞÜPHE FESHİ. >GEÇERLİ-HAKSIZ FESİH. ÖZETİ: İşçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına, süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. İşverene savunma alma yükümlülüğünü, sadece iş sözleşmesinin feshinden önce yüklemektedir. İşçiye ihtar verilirken ise bu şekilde bir yükümlülük yüklememektedir. Dolayısıyla işçiye davranışı nedeniyle ihtar verilirken, savunmasının alınmaması ihtarı geçersiz kılmaz. İşçinin savunması, sözleşmenin feshinden önce alınmalıdır. İşçi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazısında davranışı nedeniyle işten çıkarma sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmeli, makul bir süre önceden belirtilen yer, gün ve saatte hazır bulunması, bulunmadığı takdirde yazılı bir savunma verebileceğinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadığı ve de buna rağmen yazılı bir savunma vermediği takdirde savunma vermekten vazgeçmiş sayılacağının kendisine hatırlatılması şarttır. Fesih bildirimiyle birlikte veya fesihten sonra savunma istenmesi feshi geçersiz kılar. Keza, ihbar önel süreleri içinde savunma alınması da feshin geçersiz olması sonucunu doğurur. Aynı işyerinde çalışıp da dosyada bulunan belgelere yansıyan boyutta bir yolsuzluk vakıasından, gerek yolsuzluk zanlısı şahısla olan yakınlığı gerekse işyerindeki görevi ve pozisyonu göz önüne alındığında, davacının haberdar olmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle işverenin işçiye olan güveninin sarsıldığı açıktır. Buna bağlı olarak da iş sözleşmesi usulüne uygun olarak geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmakla, işe iade talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olmuştur. |
11-07-2016, 21:57 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kararın benim sorduğum soruyla nasıl bağlantısı nasıl var ki? Konu savunma değil, fesih iradesinin açıklanma ve varmasıyla alakalı |
29-09-2016, 10:02 | #11 |
|
, İş Kanunu 20. maddesine göre işe iade davasının iş sözleşmesinin feshinin bildirimi tarihinden itibaren bir ay içinde açılabileceği
|
29-09-2016, 10:36 | #12 |
|
“…Davalı işveren hizmetakdiııi haklı nedene dayanarak feshedildiğini savunmaktadır.
Haklı nedene dayanan fesih herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığından sözlü olarak da gerçekleştirilebilir. Mahkemece sözlü fesih olması nedeniyle davalı tanıkları dinlenmeden, delil listesine yer olan kayıtlar celbedilip, gerekirse fesih nedeni ile ilgili bilirkişi raporu alınmadan kıdem ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9.HD. 2006/9085 E. 2006/30300 K. 16.11.2006) T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ E. 2014/32380 K. 2014/34706 T. 8.12.2014 • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE ( Davacı Hasta Kabul Bölümünde Görevlendirildiği Halde Bu İşin Kendi İşi Olmadığını Söyleyerek İşi Yapmadığı - Hizmet Alım Şartnamesi Böyle Bir Görevlendirilmeye İmkan Tanıdığı/Davanın Reddedileceği ) • HAKLI NEDENLE FESİH ( Davacının Hasta Kabul Bölümünde Görevlendirildiği Halde Bu İşin Kendi İşi Olmadığını Söyleyerek Yapmadığı - Hizmet Alım Şartnamesi Böyle Bir Görevlendirilmeye İmkan Tanıdığı/Feshin Haklı Nedene Dayandığı ) • VERİLEN İŞİ KENDİ İŞİ OLMADIĞINI BELİRTEREK YAPMAMA ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade - Davacı Hasta Kabul Bölümünde Görevlendirildiği Halde Bu İşin Kendi İşi Olmadığını Söyleyerek İşi Yapmadığı/Hizmet Alım Şartnamesi Böyle Bir Görevlendirilmeye İmkan Tanıdığı İçin İstemin Reddedileceği ) • SAVUNMA ALMANIN KOŞUL OLARAK KABUL EDİLMEMESİ ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade - Haklı Nedenle Fesihte Şekil Koşulları Aranmayıp Savunma Alınmasının Koşul Olarak Kabul Edilmediği/Mahkemece Şekil Şartları Yönünde İnceleme Yapılmadan İşin Esasına Girileceği ) 4857/m.25/2-e ÖZET : Dava; feshin geçersizliği ve işe iade istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının hasta kabul bölümünde görevlendirildiği halde bu işin kendi işi olmadığını söyleyerek verilen işi yapmadığı, oysaki hizmet alım şartnamesinde böyle bir görevlendirilmeye imkan tanındığı ve bu husus da davacı hakkında tutanak tanzim edildiği de anlaşılmakla, esas yönünden haklı neden teşkil eden durumun alt işverene bildirildiği görülmektedir. Belirtildiği üzere geçerli nedenle fesihten farklı olarak haklı nedenle fesihte şekil koşulları aranmayıp, savunma alınması koşul olarak kabul edilmemektedir. Bu açıdan mahkemece yapılması gereken; şekil şartları yönünde bir inceleme değil, işin esasına girilerek işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığının tespiti ile davanın reddine karar vermek iken, aksi yönde kabulüne yönelik verilen karar bozmayı gerektirmiştir. DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi P. Şanlı Türgen tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Sağlık Bakanlığının Muğla ili, Bodrum ilçesi Devlet Hastanesinde diğer davalı taşeron şirketinin işçisi olarak 01.06.2012 tarihinden 14.01.2013 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ile işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süreye ilişkin dört aylık alacağının, yasal süresi içerisinde işe başlatılmaması halinde sekiz aylık ücret tutarının ödenmesine karar verilmesini istemektedir. Davalı şirket müvekkilinin taşeron sözleşmesi ile diğer davalıya ait işyerinde işe başladığını, iş sözleşmesinin ihale makamı olan hastane yetkililerinin düzenlediği tutanaklar uyarınca ve onların talimatı ile 14.01.2013 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 2-h fıkrası uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, iş sözleşmesinin asıl işverenin talimatları ile feshedildiğini, feshin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sağlık Bakanlığı yargı yolu itirazında bulunduğunu, ayrıca davacı işçi ile aralarında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını savunarak iş kanununun olayda uygulanmasının söz konusu olamayacağını bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, kademeli olarak pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle husumetten davanın reddedilmesini, asıl iş veren konumunda bulunmadıklarını bu nedenle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iş akdinin feshinin şekil şartlarına uyulmaksızın yapılması nedeniyle feshin geçerli nedene dayanmadığı, bu neden feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmiştir. Karar davalı şirket ve bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır. 4857 sayılı Kanun'un 25/II. maddesinde, "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a ) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması. b ) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması. c ) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması. d ) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi. e ) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması. f ) İşçinin,işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g ) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi. h ) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi. ı ) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması." hallerinde iş sözleşmesinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. 4857 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun'un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Buna karşılık, aynı Kanun'un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı nedenle derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır. Somut olayda, davacı ile davalı arasındaki iş akdinin 14.01.2013 tarihli karar verilen işi yapmamak gerekçesine dayanılıarak sözlü biçimde 4857 sayılı Kanun'un 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenle feshedilmiştir. 4857 sayılı Kanun'un 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacının hasta kabul bölümünde görevlendirildiği halde bu işin kendi işi olmadığını söyleyerek hatırlatıldığı halde verilen işi yapmadığı, oysaki hizmet alım şartnamesindde böyle bir görevlendirilmeye imkan tanındığı ve bu husus da davacı hakkında tutanak tanzim edildiği de anlaşılmakla, esas yönünden haklı neden teşkil eden durumun 10.01.2013 tarihinde alt işverene bildirildiği görülmektedir. Belirtildiği üzere geçerli nedenle fesihten farklı olarak haklı nedenle fesihte şekil koşulları aranmayıp, savunma alınması koşul olarak kabul edilmemektedir. Bu açıdan mahkemece yapılması gereken; şekil şartları yönünde bir inceleme değil, işin esasına girilerek işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığının tespiti ile davanın reddine karar vermek iken, aksi yönde kabulüne yönelik verilen karar bozmayı gerektirmiştir. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle; 1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 180,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 08.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
08-10-2016, 20:48 | #13 |
|
İşe İade Davası hak düşürücü süre 1 ay.
İşe İade Davası hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi Feshin bildirildiği tarih. |
09-10-2016, 13:46 | #14 | |||||||||||||||||||
|
Bence bu sözler fesih bildirimi olarak değerlendirilemez. Özellikle ilk ikisi... Elbette sözlü fesih bildirimi ile işe iade davası açma süresi başlar. Hatta bu fesih 17. maddeye göre bildirimli fesih bile olsa bildirim süreleri içinde dava açma süresi işlemeye devam eder. Ancak bozucu yenilik doğuran fesih bildirimi 19. maddeye göre "açık ve kesin" olmalıdır. 1 ve 2 de feshin ne zaman gerçekleşeceği belirsizdir. Her üçünde de işçiden feshin gerçekleşmesi için iradi bir davranış beklenmektedir. Bu davranışların yapılmamasının sonuçları ve fesih beyanı net olarak ortaya konulmamıştır. Yukarıdaki gerekçelerle Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. --------------------------------- Yargıtay 9. HD 2010/246 K 2011/12421 K İşverenin fesih iradesi açık ve kesin olarak ortaya konmalıdır. Kullanılan ifade o kadar açık ve seçik olmalı ki, işçi açısından, iş sözleşmesinin sona erdirildiği açıkça anlaşılır olmalıdır. Fesih bildiriminde, sözleşmeyi sona erdirme iradesi yanında ayrıca, sona erme zamanı da yeteri kadar açık ve yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermeyecek şekilde ifade edilmiş olmalıdır. Şarta bağlı fesih de kural olarak geçerli değildir. Zira, yenilik doğurucu bir beyan olan fesih bildirimi, tek taraflı olarak karşı tarafın hukuk alanına müdahale anlamına gelmekte ve sürekli borç ilişkisinin gelecekteki kaderini belirlemektedir. Bu sebeple, fesih bildiriminden, iş ilişkisinin ne zaman sona ereceği yeteri kadar açıklıkla anlaşılması gerekir. Şarta bağlı feshin ayrık hali, işçinin iradi davranışına bağlı olan durumlarda, örneğin değişiklik feshinde kendini gösterir. Görev değişikliğini kabul etmeme, verilen uyarı üzerine aynı eylemi tekrar ettiği takdire feshedileceği şartının bildirilmesi durumlarında, şarta bağlı fesih geçerli olacaktır. Şarta bağlı olarak geçerli bir şekilde iş sözleşmesinin feshedildiği durumlarda bildirim süresi, şartın gerçekleşmesiyle işlemeye başlayacaktır. |
24-12-2016, 11:36 | #15 |
|
T.C. YARGITAY
22.Hukuk Dairesi Esas: 2016/15811 Karar: 2016/17641 Karar Tarihi: 14.06.2016 İŞÇİ ALACAKLARI DAVASI - DAVACIYA YAPILAN YAZILI FESİH BİLDİRİMİNİN TARİH KISMINDA DAVACININ İMZASI OLMADIĞI İÇİN TEBLİĞ İŞLEMİNİN EVRAKIN ALT KISMINDA BELİRTİLEN TARİHTE YAPILDIĞI İŞVEREN TARAFINDAN İSPATLANAMADIĞI - DAVANIN REDDİNİN HATALI OLDUĞU ÖZET: Somut olayda; iş sözleşmesinin 24.11.2014 tarihinde feshedileceğinin davacıya ............ tarihinde tebliğ edildiği savunulmuş ise de; davacıya yapılan yazılı fesih bildiriminin tarih kısmında davacının imzası olmadığı için tebliğ işleminin, evrakın alt kısmında belirtilen tarihte yapıldığı işveren tarafından ispatlanamamıştır. Bu haliyle dava süresinde açılmış olup mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak iddia ve delillerin incelenmesi gerekirken davanın hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. (4857 S. K. m. 20) Dava ve Karar: Davacı vekili; müvekkilinin işyerinde sendikalaşma faaliyeti yürüttüğünü ve sendikal faaliyet içerisinde olma ihtimali göz önünde tutularak işten çıkarıldığını feshin haksız olduğunu belirterek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bir aylık hak düşürücü sürenin fesih bildirimin yapıldığı tarih olduğunu, fesih bildirim yazısının aksinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, kanuni bir aylık işe iade davası açma süresinin fesih bildirimin tebliği tarihinde başlayacağı, davanın bir aylık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir. Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Somut olayda; iş sözleşmesinin 24.11.2014 tarihinde feshedileceğinin davacıya 23.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği savunulmuş ise de; davacıya yapılan yazılı fesih bildiriminin tarih kısmında davacının imzası olmadığı için tebliğ işleminin, evrakın alt kısmında belirtilen tarihte yapıldığı işveren tarafından ispatlanamamıştır. Bu haliyle dava süresinde açılmış olup mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak iddia ve delillerin incelenmesi gerekirken davanın hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tapu iptal ve tescil davası mı? düzeltme davası mı? Hak düşürücü Süre Sorunu? | parezger | Meslektaşların Soruları | 6 | 14-10-2020 16:51 |
Tenkis davası-Hak düşürücü süre | akrd61 | Meslektaşların Soruları | 6 | 29-03-2013 16:09 |
babalık davası,hak düşürücü süre acildir.. | ferit alphan | Meslektaşların Soruları | 1 | 11-06-2012 17:42 |
İstirdat davası ve hak düşürücü süre | TRINITY | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-07-2009 10:50 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |