|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-02-2010, 14:46 | #1 |
|
hacizli ve ipotekli gayrımenkulün tapu iptali
Saygıdeğer meslektaşlarım;
bir konuda görüşlerinizi almak istiyorum. X şahsı müteahhit A ile yaptığı adi yazılı sözleşme ile müteahhit A'dan bir daire satın alıyor.Dairenin bedeli ödeniyor, X dairede oturmaya başlıyor fakat müteahhit tapuyu X'in üzerine geçirmiyor.Daha sonra A paraya ihtiyaç duyuyor ve B isimli şahsa giderek X'in almış olduğu daireyi kastederek, bu daireyi senin üzerine geçireyim,sen de bankadan kredi çek bu parayı ver diyor. B şahsı da bunu kabul ediyor ve banka lehine söz konusu daire üzerinde ipotek tesis ederek kredi çekiyor.Daha sonra daireyi tekrar müteahhit A'nın üzerine geçiriyor. Müteahhit A'nın borçları gittikçe artıyor ve yapılan takipler sonucu bu dairenin de üzerine haciz konuyor.A şahsı tapu iptali ve tescili davası açmayı düşünüyor. Ama dairenin üzerinde banka ipoteği ve hacizler var.Dava kazanılsa bile daire ipotekle ve hacizlerle yüklü olarak mı tescil olunur. Bu konuda yardımlarınızı bekliyorum.Elinde yargıtay kararı olan meslektaşlarım varsa ve paylaşırsanız seviniri.İyi çalışmalar. |
13-02-2010, 16:03 | #2 |
|
Katkı
(X) – (A) = Taşınmaz alım satımı – Adi yazılı sözleşme
(Geçersiz) (Noterlikçe düzenlenmiş satış vaadi, tapuya tescil yok !) (Tapuda kayıtlı bir taşınmaz mülkiyetinin nakli veya nakil vaadi sözleşmelerinin geçerliliği TMK.m.706 ve BK. 213 maddeleri gereğince resmi biçimde yapılmasına bağlıdır). (A) – (B) = Tapuda taşınmaz satışı (Geçerli) (B)- Banka = İpotek karşılığı kredi (Tapu kaydına güvenen banka kredi veriyor). (B) – (A) = İpotekli taşınmazın tapuda satışı (Geçerli) = (B) ve (A)Bankaya borçlu Halen (A) adına kayıtlı taşınmaz üzerinde Banka ipoteği ve Hacizler var. Sonuç : 1) Tapu iptali ve tescili davasının yasal koşulları mevcut değil ! “Dava kazanılsa bile daire ipotek ve hacizlerle yüklü” olacak 2) (X) (A)’dan ancak ödemiş olduğu parayı isteyebilir; yapılmış olan ödemenin, devrin gerçekleşmemesi nedeniyle istirdadını talep edebilir görüşündeyim. |
13-02-2010, 20:45 | #3 |
|
( X ) daireyi satın aldığı zaman binanın tamamlanmış bir bina olup olmaması önemli. Genel iskan alındıktan sonra ( X ) daire satın almışsa, tamamlanmış bir binadan adi yazılı belge ile daire satın almış olur ve yapılan sözleşme geçersiz olur. Bu durumda Sayın meslektaşımız Hulusi Bey'in açıklamamlarına aynen katılıyorum.
Ancak yüklenici, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile başkasının arsasına yapmakta olduğu bir binada ya da kendisine ait arsaya yapmakta olduğu ( bu durumda arsa sahibi ve yüklenici sıfatı birleşiyor / yap-satçılık ) bir binada daire satmışsa , sözleşme alacağın temliki hükmünde olduğu için ( BK.m.162 vd.) geçerli olur ve tapu iptali ve tescil istemek mümkün hale gelir. Sorunun yanıtı, sözleşmenin geçerli olup olmamasına göre değişecektir. Sözleşme geçersiz ise, verilen paranın yükleniciden alınması için nedensiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası açmak gerekir. Sözleşme geçerli ise ; İpotek ve haciz alacaklılarının iyi niyetli olup olmadıklarına bakmak gerekir. İyi niyetli iseler haciz ve ipotekleri kaldırmak mümkün olmaz. Olayımızda ( B ), ( x ) in satınalıp oturduğu dairenin ( X ) e satıldığını biliyorsa - yüklenici ile iş birliği yaparak, ( X ) in hakkını almasını engellediğinin kabulü gerekir. Bu durumda hem yükleniciye , hem de ( B ) ye karşı dairenin bedelinin tahsili için dava açmak gerekir. Yüklenicinin sorumluluğunun dayanağı sözleşme, ( B) nin sorumluluğunun dayanağı ise haksız fiildir. Ayni hak - şahsi hak yarışmasında ayni hakkın üstün oluduğu doğru olmakla birlikte, sözleşme geçerli ve satıma konu yer teslim edilmişse Yargıtay, bu kişinin hakkını ortadan kaldırmak için daha sonra tapuda yapılan temliklerin geçersiz olduğuna ve iptaline karar veriyor. Konuyu biraz dağıttım gibi ama dağınık da olsa görüşlerimi açıkladım.İyi çalışmalar. |
22-03-2010, 14:44 | #4 |
|
benzer bir konum var
Müvekkilim arsa sahibi. Müteahhitle kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıyorlar. Ciddi anlamda müvekkil hataya düşürülmüş durumda. tapu iptal tescil davası açtım. İhtiyati tedbir konuldu, ardından cebri icra yoluyla satış yasağı konuldu. Bu durumda tapu iptali sağlanırsa sizce hacizlerden ari bir şekilde tescil edilir mi?
|
22-05-2010, 20:14 | #5 |
|
Sayın afsinburak'ın sorunun aynısı ile bende karşı karşıyayım açtıgımız tapu iptal ve KKİS feshi davası sırasında , iptalini istediğimiz tapu kaydı( müteahit tarafından 3.kişilere vekaletle yapılan satış) üzerinde 2002 yılında 3.kişi tarfından konulmuş bir ipotek mevcut davayı kazanmamız halinde ipoteğin durumu ne olacaktır?
|
23-05-2010, 10:45 | #6 |
|
Merhabalar;
Lehine ipotek tesis edilen 3. kişinin (şahıs veya bankanın) ipotek tesisi sırasında taşınmazın tapu kaydından keyfiyeti bilemeyecek olması (iyiniyetli olması) nedeniyle ipoteğin dava sonunda terkin edilmemesi gerektiği kanaatindeyim. Saygılarımla... |
23-05-2010, 10:53 | #7 |
|
cevap için saolun fakat dava neticelenip hüküm kesinleşince durum ne olacaktır? davanın kabulü halinde..
|
23-05-2010, 18:31 | #8 |
|
efendim ipotek kaydı önemli. bence davanın kabulü ile ipotek kalkmaz. aynen kalır.
kamulaştırm davalarında da böyle . ipotek kaydı var ise Yargıtay davanın kabulü ile birlikte "ipoteğin bedele yansıtılmasına" ibaresinin konulmasını istiyor. |
23-11-2012, 15:20 | #9 |
|
benzer problem de bizde var sayın meslektaşlarım.sorun şu:
kat karşılığı kişi müteahhite arsasını veriyor. müteahhit daireyi tamamlanmadan adi sözleşme ile 1993 yılında başka bir kişiye satıyor. ancak tapuda tescil yapılmıyor. gayrimenkulün tapusu arsa vasfında.tapusu 2012 yılında kat irtifakına geçiriliyor.ancak arsa üzerine 2008 yılında (adi satıştan sonra) ipotek düşürülmüş. dolayısıyla adi satışla satılan evin tapusu arsa sahibinde kalıyor, diğer 3. kişiye tapuda devri yapılamıyor. tapu iptal ve tescil ile birlikte ipotekin fekki istenebilir mi sonuç olumlu olur mu? yani ipotek kalkar mı? |
13-02-2015, 15:49 | #10 |
|
Konuyu hortlamış olacağım ama bu gün başıma ilginç bir olay geldi. Olayı söyle özetleyeyim. İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığım bir dosyam mevcut. İpotekli gayrimenkül yönüyle açılımış bir tapu iptal davası dolayısıyla gayrinekul üzerinde ihtiyati tedbir şerhi mevcut. Bu gün öğrendim ki tapu iptal davası sonuçlanmış. Tapu iptal davası kabul edilmiş ve benim ipotek de fek edilmiş.
Sorun şu ki benim ipotek 2007 yılında tesis edilmiş. (Bu arada ipotek alacaklısı banka) Tapu tescil davasının tarafları arasındaki hukuki uyuşmazlık 2008 yılına ait. Tapu tescil-iptal davası 2009 da açılmış. Şimdi bu şahıslar arasındaki uyuşmazlıktan benim müvekkilin mağdur olmus olmasını aklım almamakta. Bu kararı temyiz edeyim desem edemiyorum dosyaya taraf değilim. Nasıl yapsam acaba veya ne yapabilirim?? |
23-04-2015, 22:27 | #11 |
|
kazandım galiba
Arkadaşlar, 2009 yılında açmış olduğum ve 2010 yılında burada dile getirmiş olduğum davada ikinci yargıtay incelemesi sonucu lehime güzel bir karar çıktı ve benim bildiğim kadarıyla böyle bir karar yok. Sizinle de paylaşayım dedim.
T.C. YARGITAY 23.HukukDairesi ESAS NO:2014/9089 KARAR NO:2014/7785 Y A R G I T A Y İ L A M I MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ:19/02/2013 NUMARASI: ASIL VE BİR. DAVADA DAVACILAR:Vekilleri Av. Afşın Burak ÖZTÜRK ASIL DAVADA DAVALILAR: BİR. DAVADA DAVALILAR: 2-T.Garanti Bankası A.Ş. 3-Aydın Belediye Başkanlığı 4-T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin asıl, şerhlerin kaldırılmasına ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddineyönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl davada davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan 06.09.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ve eki krokiye göre, 70 m² büyüklüğündeki 10 no'lu dükkanın arsa sahibi müvekkillerine ve 20-23 m² büyüklüğündeki 12 no'lu dükkanın dadavalı yüklenici San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne ait olacağının kararlaştırıldığını, ancak davalı şirket yetkilisi diğer davalı Mustafa Uçar'ın, vekaletnamedeki yetkisini kötüye kullanarak, dükkan numaralarını birbiri ile değiştirip, 70 m² büyüklüğündeki dükkanı 12 no'lu bağımsız bölüm olarak tescil ettirdiğini, daha sonra da bu dükkanı muvazaalı olarak dava dışı Davut Uçar isimli kişiye sattığını, bu kişinin de kısa bir süre sonra söz konusu dükkanı davalı şirkete sattığını ileri sürerek, 12 no'lu bağımsız bölümün, davalı San. ve Tic. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının iptali ile tüm tahditlerinden ari şekilde müvekkilleri adına tescilini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı Mustafa Uçar, iddiaların gerçek dışı olduğunu, hiç bir zaman diğer davalı şirketin yetkilisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Asıl davada davalı San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi, iddiaların gerçek dışı olduğunu, dava konusu dükkanı banka kredisi kullanarak satın aldıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye verilecek dükkanın20-23 m² arasında olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmedeki krokiye göre yükleniciye bırakılması gereken dükkan 12no'lu dükkan iken daha sonra 10 bağımsız bölüm numarası verilerek davacının uhdesinde bırakıldığı, davacılara verilmesi gereken 70 m²'lik dükkana ise 12 bağımsız bölüm numarası verildiği, uyuşmazlık konusu dükkanın değeri 75.000,00 TL iken davalı tarafta kalması gereken dükkanın 25.000,00 TL değerinde olduğu, davalı San. ve Tic. Ltd. Şti'nin ortağı olan davalı Mustafa Uçar'ın vekalet ilişkisini kötüye kullanarak muvazaalı olarak taşınmazı dava dışı Davut Uçar'a devrettiği, Davut Uçar'ın 18 gün sonra taşınmazı tekrar davalı şirkete devrettiği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davalı şirket adına kayıtlı 12 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile eşit paylarla davacılar adına, davacılar adına kayıtlı 10 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına kaydına, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar,davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 12.10.2011 tarih ve 2010/3775 E, 2011/5854 K sayılı ilamıyla, davacılar vekilince 23.03.2010 tarihli dilekçe ile dava konusu 12 no'lu bağımsız bölümün tapusunun iptali ile tüm tahditlerinden ari şekilde tescilinin talep edildiği, bu isteme karşı davalı tarafça herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, 12 no'lu taşınmazın tapu kaydında lehine tahdit konulan gerçek ve tüzel kişilerin davanın tarafı olmalarının zorunlu olduğu, bu durumda bu kişiler hakkında dava açılması için davacılar vekiline süre verilmesi, açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada verilen süre üzerine açılan birleşen davada davacılar vekilince, 12 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki tahditlerin kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Birleşen davada davalı Ziraat Bankası A.Ş. vekili, San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin kredi borcu nedeniyle taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, gerek takip tarihinde gerekse ipoteğin tesis edildiği tarihte tapu kaydı üzerinde bunu engelleyici bir kayıt bulunmadığını, TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olan müvekkilinin kazanımının korunması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı Garanti Bankası A.Ş. vekili, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden haberdar olmadığını, borcundan dolayı MDT İnş. Taah. İnş. Malz. Turz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı taşınmaz üzerine iyiniyetle haciz konulduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı Aydın Belediye Başkanlığı, müvekkili lehine konulan haczin iki yıllık satış isteme süresi dolduğundan düştüğünü ve yenilenmediğini savunarak, davanın reddine istemiştir. Birleşen davada davalı Racibe Mercan, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; asıl davada davalı Mustafa Uçar'ın vekalet yetkisini kötüye kullanarak, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacılara ait olması gereken 12 no'lu bağımsız bölümü muvazaalı olarak önce dava dışı Davut Uçar'a, bu kişinin de aradan 18 gün geçtikten sonra asıl davada davalı şirkete tapuda devrettiği, bu bakımdan asıl davadaki istemin yerinde olduğu, davalı Aydın Belediye Başkanlığı'nın alacaklı olduğu icra dosyasında 06.03.2009 tarihinden bu yana işlem yapılmadığı, taşınmaz üzerine diğer davalılarca konulan ipotek ve hacizlerin tamamının dava tarihinden önce tesis edildiği, lehlerine tahdit konulan birleşen davanın davalılarının, asıl davanın tarafları arasındaki ilişkileri ve tapu iptaline neden olan devir işlemlerindeki vekaletin kötüye kulanılması ya da muvazaa olgusunu bilmelerinin mümkün olmadığı, bu kişilerin kazanımlarının ortadan kaldırılmasının hakkaniyetle bağdaşmayacağı gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile 12 no'lu bağımsız bölümün davalı San. ve Tic. Ltd. Şti. adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline,davacılar adına kayıtlı olan 10 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davalı San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tesciline, birleşen davada, davalı Aydın Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili temyiz etmiştir. 1-Asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden; Asıl dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı arsa sahiplerine ait olduğu ileri sürülen 12 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 26/1 maddesi; "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmünü içermektedir. Mahkemece, 23.03.2010 tarihli ilk kararda da 10 no'lu bağımsız bölümün davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile anılan davalı adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar vekilince hüküm bu yönden de temyiz edilmiş olup, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce bu temyiz istemi ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş, hüküm yukarıda özetlenen diğer temyiz istemi yönünden asıl davada davacılar lehine bozulmuştur. Asıl davada davacılar vekilinin kendileri adına kayıtlı 10 no'lu bağımsız bölümün davalı şirket adına tescil edilmesine yönelik temyiz istemi yönünden Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce herhangi bir karar verilmemiş olduğundan, taraflardan herhangi biri lehine bozmaya uyulması ile usuli kazanılmış hak oluşmamış olduğu kabul edilerek asıl davada davacılar vekilinin bu husustaki temyiz isteminin incelenmesine geçilmiştir. Mahkemece, dava konusu 12 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline karar verildikten sonra davalı San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, davacılar adına kayıtlı 10 no'lu bağımsız bölüme ilişkin olarak harcı yatırılarak açılmış bir karşı dava olmamasına rağmen, 10 no'lu bağımsız bölümün davalı şirket adına tesciline karar verilmesi HMK'nın 26/1. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olmuştur. 2-Birleşen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dosya kapsamından, davacı arsa sahipleri ile davalı yüklenici San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında Aydın 2. Noterliği'nde 06.09.2007 tarih ve 18197 Y.sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin "İşin Teslimi" başlıklı 11. maddesinde, yüklenicinin yer tesliminden itibaren en geç 18 ay içerisinde yapı kullanma izin belgesini almaya hazır olacak biçimde işi bitireceği ve mal sahibine teslim edeceğinin kararlaştırıldığı, 28.08.2008 tarihinde kat irtifakının oluşturulduğu, dava konusu 12 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydına birleşen davada davalı Racibe Mercan'ın alacaklı olduğu icra dosyasında 14.11.2008 tarihinde, davalı T.Garanti Bankası A.Ş.'nin alacaklı olduğu icra dosyalarında 29.12.2008 tarihinde haciz konulduğu, davalı T.Ziraat Bankası A.Ş. tarafından ise aynı taşınmaz ile ilgili 26.09.2008 tarihinde ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davacı arsa sahiplerine düşen 70 m²'lik dükkanın bağımsız bölüm numarasının davalı yüklenici tarafından değiştirildiği, davalı Mustafa Uçar tarafından vekalet görevini kötüye kullanarak dava dışı üçüncü kişiye devredildiği, bu kişi tarafından kısa sürede davalı yükleniciye devredildiği, devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle 23.03.2010 tarihli ilk kararla,12 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline karar verilmiş, bu karar davalılarca temyiz edilmemiştir. Henüz işin başında arsa sahiplerince yükleniciye bir kısım tapu paylarının devredilmesi ona finans kolaylığı sağlamak amacıyla yapılmış olup, avans niteliğindedir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili tapuda herhangi bir şerh bulunmamakta ise de, sözleşmenin imzalanmasından sonra, henüz teslim süresi dolmadan, yüklenicinin henüziş bedeli olarak kararlaştırılan arsa payını hak etmediği bir aşamada, arsa üzerinde kat karşılığı inşaat yapıldığı açıkça belli veya ufak bir araştırmayla belirlenebilir olduğu halde dava konusu bağımsız bölüm üzerine konan haciz ya da ipotek şerhlerinden dolayı birleşen davada davalıların iyiniyetli olarak kabul edilmeleri mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydındaki birleşen davada davalılarca konulan ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacılar vekilinin (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacılar temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davacılar yararına BOZULMASINA , peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
24-04-2015, 10:33 | #12 |
|
Yolsuz tescil davalarının 3.kişiler anlamında iyiniyet iddialarının dinlenmediği tek durum. Geriye etkili fesih sonucu arsa paylarının iptali hususu sanırım. Diğer durumlarda (muris muvazaa,inançlı işlem vs...)3.kişinin TMK 1023 gereği iyi niyetli olmadığını ipsat yükü davacı tarafa yükleniyor.3.kişi banka olunca da işler imkansız hale geliyor.Bankaların iyi niyet savunması yapamadığı tek durum sizin olayınız diye biliyorum.Aksi karar elinde olan meslektaşım paylaşırsa sevınırım. Karar için teşekkürler.
|
01-08-2018, 18:34 | #13 |
|
Geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü kişiye satılması,Yargıtay'ın kökleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, Borçlar Kanunu'nun 162 ve sonraki maddelerinde düzenlenen "alacağın temliki" hükümlerine tabi bir işlemdir.
|
18-12-2019, 14:22 | #14 |
|
Tapu üzerinde Ipotek
Sayın Meslektaşlarım
Bu konuda gerçekten bilgi sahibi olmadığımdan yarıdmınıza ihtiyaç duymaktayım. Yazdıklarınızı okudum ve bu yazıyla ilgili olduğunu düşündüğüm için burada sorumu sormak istedim. Müvekkilim inşaat firmasından daire satın alıyor. Satış sözleşmesinden sonra inşaat firması tapu üzerine banka lehine ipotek koyduruyor ve şu anda Müvekkilim bu kapsamda tapuyu alamıyor. Burada çözüm öneriniz nedir acaba? Hangi tür davayı, kimlere karşı açmalıyım? Bu dava tapu iptal davası kapsamına girer mi acaba? Sanırım hem inşaat firması hem de bankaya yöneltmem gerekiyor davayı ve ihtiyatı tedbir olarak da cebri icra ile satış yasağı talep etmem gerek diye anlıyorum. Yazılanlardan ipotekten ari biçimde tapunun müvekkil üzerine geçirilmesi zor diye anlıyorum ama acaba son Yargıtay kararını burada kullanabilir miyim diye soru işareti oluştu. Uzun mesaj için kusura bakmayın. Yardım için şimdiden teşekkürler Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hacizli gayrımenkulün tapu iptali ve tescil | silwersnake | Meslektaşların Soruları | 6 | 18-01-2010 11:26 |
imarda tapu hisselerinde yapılan hata, tapu iptali ve tes.davasıyla giderilebilir mi? | serdarserdar | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-06-2009 11:29 |
tapu iptali ve tescili davası ile tapu iptali ve tescili usulen hangi noktada ayrılır | ahz | Meslektaşların Soruları | 5 | 16-03-2008 16:27 |
Kayden hacizli taşıt olması halinde tasarrufun iptali davasında aciz vesikası şartını | mdeniz | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-11-2007 23:23 |
Tapu Satışı Yapılan Bir Gayrımenkulün Alacağının Tahsili | fusunyılmaz | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 16:30 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |