Avukatların yanında çalıştırdıkları avukatlara teklif ettiği komik ücretler

mesleğinin saygınlığını en fazla problem eden grup avukatlar mıdır bilmiyorum ama ben bunu fazla önemsemiyorum. avukatlığın saygın olması gerektiğine dayanan mit bizleri fazlaca kör ettiği için piyasadan yakınıp duruyoruz. biz yakındığımız o piyasanın tam ortasındayız. zaten bir mesleğin meslek olarak saygın olması ancak piyasanın dışında kalmasıyla mümkün olabilir. bir manav veya baca temizleyicisi mesleğinin saygınlığı üzerine düşünmezken biz neden düşünüyoruz? temelde yaptığımız şey baca temizleyicisinin yaptığından çok farklı değilken neden hedefimiz faklı olsun? veya tersinden soralım hedeflediğimiz şey baca temizleyicisinin hedeflediğinden çok da farklı değilken neden bize ayrıcalık tanınsın?

saygınlık ancak tüm değişim değerinden ari olmak demektir ki avukatlık için bu mümkün değil.

yaptığımız iş eninde sonunda entelektüel temelli bir iş. kol gücüne dayanmıyor. ama piyasa için yetiştirilen bizlerin aynı piyasada yer alan diğer aktörlerden daha ayrıcalıklı bir konum istememiz neden?

tartışmalarımız makro ölçekte pek anlamlı durmuyor. ama işimizi statü ve ona bağlı kazanç ekseninde düşünürsek evet yitirdiğimiz bazı şeyler var. bu belki de ülkemizde kapitalizmin biraz daha vahşileşmesinden dolayıdır.

ama esas konuya gelirsek yani gelirin düşmesine; bunu engelleyecek şimdilik en makul sistem sınav ve havuz sistemi gibi görünüyor.

fakat bu durumda da onca sınavı kazanamayan hukuk fakültesi mezunu ne olacak sorusuna yök'ün cevap araması lazım.

Görevimizi yaparken “kimseye, ne müvekkile, ne hakime hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiç bir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin, en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı” Paris Baro Başkanı

"burjuvazi, bugüne kadar el üstünde tutulan ve önlerinde yerlere kadar eğilinen mesleklerin tüm saygınlığını almış; hekimi de, avukatı da, rahibi de, şairi de, bilim adamını da kendi ücretli emekçisi yapıp çıkmıştır." karl marks

Evet sınav yapılmalı yapılmalı da bir de her önüne gelen üniversiteye hukuk fakültesi açılmasa

Alıntı: Yazan kezzy Evet sınav yapılmalı yapılmalı da bir de her önüne gelen üniversiteye hukuk fakültesi açılmasa

Yürekten katılıyorum.
Katkı: Hatta her önüne gelen yere üniversite açılmasa nasıl olur.

Alıntı: Yazan kezzy Evet sınav yapılmalı yapılmalı da bir de her önüne gelen üniversiteye hukuk fakültesi açılmasa

Karadeniz Teknik Üniversitesi Hukuk Fakültesi olduğunu yeni öğrendim. İş çığırından çıktı. Ayrıca, meslek içi sınavların yapılması gerektiği fikrini destekliyorum desteklemesine de, arabuluculuk müessesesiyle birlikte yakında avukatlığa pek gerek kalmayacağından (!) böylesi bir sınavın da anlamı kalmayacaktır.

Alıntı: Yazan kezzy Evet sınav yapılmalı yapılmalı da bir de her önüne gelen üniversiteye hukuk fakültesi açılmasa

Şu anda kaç tane hukuk fakültesi var, bilen var mı? THS'de bir forum vardı ve orada sanırım 40 civarındaydı. Geçen gün adliyede elime bir dergi tutuşturdular. Bu dergiye göre toplam 83 tane hukuk fakültesi varmış. Ve 5 yıl sonra avukat sayısı 110.000 civarında olacakmış.

"Arabuluculuk" "Yeni HMK ve Gider Avans Tarifesi" sayesinde, zaten dava sayısı azalacak. Artan avukat nüfusu, hangi pastayı paylaşacak? Eskiden ziraat fakültesi mezunlarının çoğunlukla "çiçekçi" dükkanı açtığına tanık olurduk.

Ya avukatlar???

Limon, limoon, limonnnnn...

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Şu anda kaç tane hukuk fakültesi var, bilen var mı? THS'de bir forum vardı ve orada sanırım 40 civarındaydı. Geçen gün adliyede elime bir dergi tutuşturdular. Bu dergiye göre toplam 83 tane hukuk fakültesi varmış. Ve 5 yıl sonra avukat sayısı 110.000 civarında olacakmış. "Arabuluculuk" "Yeni HMK ve Gider Avans Tarifesi" sayesinde, zaten dava sayısı azalacak. Artan avukat nüfusu, hangi pastayı paylaşacak? Eskiden ziraat fakültesi mezunlarının çoğunlukla "çiçekçi" dükkanı açtığına tanık olurduk. Ya avukatlar??? Limon, limoon, limonnnnn...

Üstadım hatırlarsanız Adalat Bakanlığı bir zamanlar aşçı ve şoför alımlarında hukuk fakültesi mezunlarına öncelik tanıyacağını ilanında belirtmişti, daha da yoruma gerek yok sanırım

Alıntı: Yazan kezzy Üstadım hatırlarsanız Adalet Bakanlığı bir zamanlar aşçı ve şoför alımlarında hukuk fakültesi mezunlarına öncelik tanıyacağını ilanında belirtmişti, daha da yoruma gerek yok sanırım

Bak onu unutmuştum. Aşçılığım kötüdür ama şoförlüğüme diyecek yok.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Bak onu unutmuştum. Aşçılığım kötüdür ama şoförlüğüme diyecek yok.

Benim de Hukuk Fakültesine girmemdeki amaç zaten Adalet Bakanlığı "Aşçı Kadrosu"nda öncelikli olabilmekti

Geçen avukat bir arkadaşım yanında çalışmak için bir avukatla görüşmeye gitmiş.Avukat kendisine aylık 1000 TL maaş verebileceğini ve ayrıca arkadaşımın gittiği CMK'lardan da kendisine pay istemiş.Pes dedim artık ..

! İzmirde Avukat Olabilmek!

Merhaba Sayın Meslektaşlarım;

üzüldüğüm bir konuyu siz değerli forum üyeleriyle paylaşmak istiyorum. Ruhsatını yeni almış, iş aramakta olan bir meslektaşınızım ve iş ilanları tam bir rezalet! 4YIL boyunca okuyup hukuk mezunu oluyorsun ancak takipçi muamelesi görüyorsunuz. Gittiğim her iş görüşmesinden neredeyse kavga ederek ayrıldım. Hepsinin talepleri aynı icra işlemlerini takip etmem! İcra takipçişi değil avukat olmak istiyorum. Ancak takipçi olmayı göze almadan Avukat da malesef ki olamıyorsunuz. SONUÇ: İşsiz bir Avukatsınız!

Alıntı: Yazan merve saraç ! İzmirde Avukat Olabilmek! Merhaba Sayın Meslektaşlarım; üzüldüğüm bir konuyu siz değerli forum üyeleriyle paylaşmak istiyorum. Ruhsatını yeni almış, iş aramakta olan bir meslektaşınızım ve iş ilanları tam bir rezalet! 4YIL boyunca okuyup hukuk mezunu oluyorsun ancak takipçi muamelesi görüyorsunuz. Gittiğim her iş görüşmesinden neredeyse kavga ederek ayrıldım. Hepsinin talepleri aynı icra işlemlerini takip etmem! İcra takipçişi değil avukat olmak istiyorum. Ancak takipçi olmayı göze almadan Avukat da malesef ki olamıyorsunuz. SONUÇ: İşsiz bir Avukatsınız!

Sayın meslektaşım, benzer süreçleri ben de yaşadım hatta o dönem meslektaşlarımdan ve mesleğimden soğumuştum. Sonrasında bir avukatla, sadece hukuk davalarına girmek, karşılığında da bürosunun bir odasını masrafsız kullanmak üzere anlaşmıştık. Benzer ilan veren meslektaşlarımızla görüşebilirsiniz. Maddi açıdan çok sıkıntı çekersiniz ama icra takipçisi olmaktan kurtulursunuz. Eğer iyi niyetli bir meslektaşa denk gelirseniz, masrafsız büro kullanımına ek olarak, takip ettğiniz davalar için de bir komisyon verebilir...

Başka bir seçeneğiniz de eğer ailenizden katkı görebilecekseniz, masraf ortağı olabileceğiniz ekonomik açıdan uygun bir büro bulmak...

Sabırlı olmanızı, sosyal çevrenizi geliştirmenizi, bu sitenin meslektaş soruları kısmını takip ederek, çeşitli davalar hakkında bilgi sahibi olup, kendinizi geliştirmenizi tavsiye ederim...

Sınav yapılmasına öğrenciler de karşı değil. Ülkenin her yanında öğrenciler kendi okullarının bir Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi ya da Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden daha iyi eğitim verdiğini zannediyor. Hesapta özel okulda okuyan ve "baba parası yiyen tiplerden" önde olacaklar sınav olursa.


Sınava ben de karşı değilim, ancak mevcut avukatların bu işi bu kadar kurcalaması bu işte bir bit yeniği olduğuna delil. Türkiye'de kimse kendi çıkarına olmayacak bir şeyi talep etmez. Belli ki avukat sayısının artması avukatlıkta ağalık sistemine geçen mevcut avukatları rahatsız etmiş olacak ki, kalitenin düştüğünden dem vurup sınav istiyorlar. Tüm avukatlar bu sınava girecekse neden olmasın? Madem kaliteniz çok yüksek, kendinize de güveniyorsanız sınav gelsin hep beraber sınava girelim.

Alıntı: Yazan QuestionMark Tüm avukatlar bu sınava girecekse neden olmasın? Madem kaliteniz çok yüksek, kendinize de güveniyorsanız sınav gelsin hep beraber sınava girelim.

Ben restinizi görüyorum.

2000 senesinden beri serbest avukatlık yapıyorum, sınava varım..Hepimizi tabii etsinler sınava,yeterlilik alanlar devam etsin..

Alıntı: Yazan QuestionMark Madem kaliteniz çok yüksek, kendinize de güveniyorsanız sınav gelsin hep beraber sınava girelim.

Bence de...

Son derece haklı bir restleşme. Sistem tümden kalitesiz. Bu kesin!
Bilgisi olanla bilgisi olmayanın aynı değerde görüldüğü, avukat duruşmada daha ağzını açmamışken, onun yerine: "Davacı vekili, dilekçemi tekrar ederim, dedi..." diye tutanak yazdıran hakimlerimizin bulunduğu bu yargılama düzeni içinde, bilginin, sınavın, unvanın bir çözüm ol(a)mayacağını düşünüyorum.

sayın meslektaşım ben 2010 yılı izmir barosu genel kurulunda 1.500.-TL.olarak teklif ettim ama güldüler gülenler maalesef müşteri değil avukat ben ise komedyen değil avukattım

İki bin üç bin liranın altında aylıkla çalışmak durumunda kalan bütün avukatlara müjdeli bir haberim var; gerçekleşmesi ise, çoğunluğu teşkil eden yine bu asgari ücretle çalışan veya bu minvalde mesleki hayatiyetlerini devam ettiren ve ülkemizdeki avukatların çoğunluğunu teşkil eden meslektaşlara bağlıdır.

Bankalardan krediler nedeniyle tüketiciler adına tahsil edilecek dosya masrafları tutarının 5 milyar dolar civarında olduğu söylenmektedir; Elektrikte abonelere iadesi gereken kaçak kayıp bedelinin ise 10 milyar dolar.
Bu 15 milyar dolar tutarındaki paranın tahsilinin tamamen emeğe dayalı bir iş ve yine, avukatlık bir iş olduğu inkar edilemez. Bu büyük paradan sağlanabilecek vekalet ücretinin sadece ve sadece bu işe emek verecek avukatlara kalacağına dair bir kural veya uygulama getirilirse, avukatlıkta asgari ücretle çalışmak ta tarihe karışacaktır diye düşünüyorum.
Bu kuralı getirmek , genç avukatlara bu büyük imkanı sağlayacak uygulamayı yürürlüğe sokmak meslek örgütlerimize , Barolara düşmektedir. Bunun ayrıntıları konuşulabilir, istenirse kısa zamanda yürürlüğü (yönetmelik, tebliğ veya meslek kuralı olarak) sağlanabilir; çünkü bunu destekleyecek avukatların sayısı yüzde sekseni aşkın olacaktır. Madem avukatlıkta kıdemlinin kıdemsizden bir farkı yoktur ve madem bu parayı tahsil etme işi avukatlara aittir ve mesleki tecrübeyi, öyle fazla uzmanlığı gerektirmiyor öyleyse Meslek örgütlerimizin bu işe elkoyması yeterli olacaktır.
Gel gör ki bu paraya avukatlar dışında kalan birileri göz koymuşa benziyor; bakıyorsunuz Türkiye’de yüzleri tanıdık simalar diye bazı sanatçılar (!) gazeteciler (!) televizyonlarda “Dosya masraflarınız bankalardan kısa zamanda tahsil edilir; kaçak kayıp bedellerinizi geri almak firmamız için çerezdir çerez!” reklamları ekranları kaplamış gitmekte.Sanki ülkede ne avukatlık kalmış ve ne de barolar var! Nasıl oluyor da 15 milyar dolar para dönüyor diye bu alanda avukatlar dışında her önüne gelen cirit atıyor. Kendilerine danışmanlık firması diyen bu kişiler, “50 lira 100 lira havale çıkar hesabımıza , sana bir haftada bin lira ikibin lira para tahsil edeyim “ diyerek herkese telefon açmakta ve havaleyi aldıktan sonra yaptıkları tek şey vatandaşa posta yoluyla bir ilkokul mezununun dahi yazabileceği basit bir dilekçe ve ekinde bir iki Yargıtay kararı –her avukatta bulunabilen- fotokopisini göndermekten ibaret kalmaktadır. Oysa her tüketici Türkiye’nin her tarafında, bulunduğu yerdeki herhangi bir avukattan aynı hizmeti, tek kuruş ödemeden alabilecek imkana sahiptir..
Avukatların sömürülmesinin önüne geçebilmenin çaresini kötü kalpli patron avukatlar, iyi kalpli patron avukatlar ayırımında aramak beyhude bir bekleyiştir. Hayat acımasızdır ve bu acımasızlığın hükmü avukatlar için de yürürlüktedir; toplumsal hayatta asgari düzen, kurallar yani hukuk sayesinde sürdürülebilir. Aksi halde yani meydan boş kalınca, gazeteci(!) sanatçı(!) tılsımı değmeden, dosya masrafını geri almanın mümkün olamayacağı saplantısı yayılır gider.

Kısaca bu işi kurala bağlamak için öneri: “ 4000 liranın altında kalan dava ve icra takiplerinden elde edilecek vekalet ücreti sadece işçi avukata aittir; işveren avukat bundan pay isteyemez. Bu işlere ait dosyaların kalemde imzalanması ve yürütülmesi zorunludur” Bu son cümledeki “aksaklık”ın tartışmalar sonucu giderilebileceği takdir edilecektir.
“Dünya işçileri birleşiniz” önermesi ütopik kalmış olabilir ama, “Türkiye avukatları birleşiniz” demenin tam zamanıdır ve en gerçekçi zamanıdır: ortada avukatlığa münhasır müthiş bir iş alanı var fakat bu meydanı ilgisiz alakasız kişiler hem de TV ekranlarında doldurmakta.
“Domates tarlada 30 kuruş markette 3 lira” gerçeği, avukatlıkta da olursa, çok ironik olacağından, seyirci kalmayan Barolara şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Bence de... Son derece haklı bir restleşme. Sistem tümden kalitesiz. Bu kesin! Bilgisi olanla bilgisi olmayanın aynı değerde görüldüğü, avukat duruşmada daha ağzını açmamışken, onun yerine: "Davacı vekili, dilekçemi tekrar ederim, dedi..." diye tutanak yazdıran hakimlerimizin bulunduğu bu yargılama düzeni içinde, bilginin, sınavın, unvanın bir çözüm ol(a)mayacağını düşünüyorum.

İstisnalar da kaide içinde kabul edilsin... Taraflar ilk celsede görevlerini yapsa, hâkim/ hâkime belirttiğiniz,uygulamaya gitmez...
Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Cumhur Okyay İstisnalar da kaide içinde kabul edilsin... Taraflar ilk celsede görevlerini yapsa, hâkim/ hâkime belirttiğiniz,uygulamaya gitmez... Saygılarımla...

Cumhur Bey Merhaba,
Ben tüm dosyalarımda gereken her şeyi günü gününe yapıyorum. Buna rağmen, söz vermeden bu klasik ibareleri yazdırmaya çalışan mahkemeler oluyor. Yani olayın, tarafların görevini yapıp yapmamasıyla ilgisi pek yok. Bu bir yaklaşım, bu bir tarz, bu bir avukatı yok sayan kabuldür.

Ancak ben kesinlikle söz isteyip, kendi sözlerimin tutanağa geçmesini sağlıyorum. Saygılar,

Ne yazık ki uygulamada kendilerine münhasır bir sistem kurup bu sistemde ayakta duran ancak kendi meslektaşlarına da meslektaş değil de ikinci sınıf insan muamelesi yapan meslektaşlarımız (!) olduğu sürece mesleğe yeni başlayana avukatlar da stajyer avukatlar da ezilmeye devam edecek. Hukukçular hukukçulara has cübbelerine siyasi kılıflar giydirdikçe ne mesleğimiz bir adım daha ileri gidecek ne de meslektaşlarımız avukatlık mesleğini icra ederken tatminkar olacaktır.
Hukuk, oyuncak veya zenginleşme aracı değildir. Adalet duygusunun ve inancının vazgeçilmez bir bütünüdür.

Alıntı: Yazan Hak Hukuk Kısaca bu işi kurala bağlamak için öneri: “ 4000 liranın altında kalan dava ve icra takiplerinden elde edilecek vekalet ücreti sadece işçi avukata aittir; işveren avukat bundan pay isteyemez.

Bu öneriye kadar olan kısma katılıyorum.

Avukat marifeti olmaksızın yapılamayacak işler genişletilirse işçi avukat - işveren avukat diye bir ayrım olmayacaktır.

Kolay Gelsin...

Alıntı: Yazan Hak Hukuk “Domates tarlada 30 kuruş markette 3 lira” gerçeği, avukatlıkta da olursa, çok ironik olacağından, seyirci kalmayan Barolara şimdiden teşekkürler.

Sayın meslektaşım "seyirciler" artık yönetmen koltuğunda diye düşünüyorum.Yok ödenecek miktar şu kadar olmalı bu kadar olmalı diye yaptırımı olmayan yönergeyi konuşsun, tartışsın ,barolar sonra da soyut bıraksın,nobel yolu gözlesin(!)Ayrıca bu filmin de ardı arkası kesilmez gibi.
Yeni meslektaşlara komik rakamları konuşurken kendi "başarı" öyküsünü anlatmaktan da çekinmeyen "21.yy kralları" na karşı dik duran emeğine el sürdürmeyecek meslektaşlarımızın olmasını diliyorum.Şahsi hareket noktam bu ülkede kimsenin açlığından ölmediği gerçeğiydi.Bıraktım onları kendi krallıklarında başladım bir yerden.Emin olun oradaki "kölelik" statüsündeki ücretten daha kötü değilim.

Kapitalizmin hüküm sürdüğü, insana saygının parayla ölçütünün yapılır olduğu bu kokuşmuş dünyada , birileri dik durmalı,sonuçları ağır olsa da kaldırılmayacak kadar değil bence.

Bozuk düzende sağlam çark arama telaşınızdaki umut hiç eksik olmasın(!)

2011 yılında başlatılan bu konunun hala tartışılıyor olması ve bazı büyük(!) avukatların genç avukatları köle olarak kullanmak istemesi-hatta köle olarak kullanması...
Bir stajyer Avukat olarak üzüldüm ...

2011 yılında 2016 yılına kadar hiç bir şey değişmemiş (maaş için teklif edilen rakamlarda). Mesleğimi 3 yıldır icra etmeye çalışıyorum tam meslekte tutunuyorum dediğim anda bir sebepten il değiştirmek durumunda kaldım. Yapmış olduğum iş görüşmelerinde 1500-2000-TL maaş teklif edildi. En son yapmış olduğum iş görüşmesinde 2.500- TL maaş ile işe başladım. Ama maaş günü verilen rakamla konuşulan rakam arasında büyük fark vardı. Resmen kandırıldım. Şimdi ne yapmalı ? Şok ve utanç içindeyim böylesi insanlarla aynı sıfatı taşıdığım için....

Sayın acemi hukukçu;
Sayın mehmetsamil;
Sayın eşitlik mi;

Çok haklısınız.. İnsana saygının, kapital varlığıyla doğru orantılı olduğu bir dönemdeyiz. Belki de bu hep böyleydi bilemiyorum ama mesleğimizin geldiği nokta gerçekten umutlu bir geleceğe bakmamızı engelliyor.

Hukuk Fakültesi sayısının çok fazla oluşu, dolayısıyla çok çok fazla mezun veriliyor olması gibi nedenlerle avukatların kazançlarında ciddi düşüşler yaşanmakta.. Mesleğe yeni başlamış olup da ailesi ve/veya çevresinden destek göremeyenler içinse sorun çok daha kronik bir hal aldı.

İşveren konumundaki meslektaşlarımızın (elbette ki tümünü bu kategoride değerlendirmek yakışık almaz) bünyelerinde çalışan meslektaşlarına gerek sosyal, gerekse ekonomik anlamda bakış açılarını birçok noktada eleştirebiliriz. Kaldı ki ben de büromu açmadan önce -zaman zaman olumlu bulduğum yaklaşımlar görmüş de olsam- çalıştığım bürolarda haksızlığa maruz kalmış biriyim.

Ancak bu konunun gündeme getirileceği yer bu başlık olmamalı. Zira karşılaştığınız/karşılaştığımız etik olmayan ve hukuk dışı davranışların burada tartışılmakta olan konuya ilişkin belirleyici bir yönü bulunmuyor, bulunmaması gerekir.

Böyle yaparsak, "işveren avukatlar bu şekilde davrandıkça stajyer ya da işgören avukatlar da mezkur şekilde davranmaya devam edeceklerdir" gibi bir sonuca vararak konuyu bir intikam cenderesine sıkıştırma tehlikesiyle baş başa bırakmış oluruz.

Her şeye rağmen her şeyin ya da çok şeyin iyiye gitmesi ümidi ve arzusuyla ve saygılarımla..

Sayın Av. Engin EKİCİ,

Söylediklerinizde çok haklısınız. Ancak serzenişimin asıl sebebi içinde bulunduğumuz olumsuz koşullar üzerine bir meslektaşım, büyüğüm tarafından kandırılmam ve sebebini sorduğumda da alaycı bir üslupla ''sen beni yanlış anlamışsın, sonra bakarız'' diyerek karşımda üç kuruş daha kar etmesinin mutluluğunu yaşaması oldu.
Bu kapitalist düzene karşı dik durmaya çalışırken içinde buldum kendimi...

Adaletli ve hakkaniyetli olarak mesleğimizi icra edebilme temennisiyle..

urfa'daki bir meslektaşınızım...

burada 1.000 TL ücret ile çalıştırılan avukatlar var... 2016'nın ekonomik dünyasında!

mecburiyetten bu acı ve acıklı ücret karşılığı çalışan avukat arkadaşlarıma birşey demiyorum; ama bu fiyata yanında avukat çalıştıran karunlara (çünkü bunlar hep ensesi kalın ve zengin avukatlar) bir çift sözüm var:

insafınız kurusun! ofisinizin çaycısına verdiğiniz ücreti bir meslektaşınıza da vermeyi nasıl içinize sindirebiliyorsunuz? hiç mi bir avukat olarak, bir avukatın aldığı / bir avukata verdiğiniz bu maaştan dolayı sıkılmıyorsunuz? ne olur yani; aylık 30 bin TL değil de, 20 bin TL kâr etseniz ne olur, kıyamet mi kopar? yazık yazık...

Alıntı: Yazan av. ömer sinikan urfa'daki bir meslektaşınızım... burada 1.000 TL ücret ile çalıştırılan avukatlar var... 2016'nın ekonomik dünyasında!

2016'da net asgari ücret 1300 TL iken, bir avukat net 1.000 TL miktara çalışıyorsa;

işgören avukata köle, bu şekilde çalıştırana da büyücü denir...