|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-11-2008, 17:47 | #1 |
|
rehin açığı belgesi ile yeniden takip
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda alınan rehin açığı belgesi ile takibe haciz yolu ile devam etmek istiyorsak nasıl bir yol izlenmelidir.
-Aynı dosyaya talep açarak takibe haciz yoılu ile devam edebilirmiyiz? yada -Yeniden bir takip dosyası açarak, yeni bir esas numarasıyla ancak borçluya ödeme emri göndermeksizin takibe haciz yolu ile devam edebilirmiyiz? Bu konu ile yargıtay kararı olan arakadaşlar varsa paylaşılırsa sevinirim.. şimdiden teşekkürler.. |
25-11-2008, 00:46 | #2 |
|
Yeni bir takip açmanız gerektiğinden eminim.Fakat yeni bir ödeme emri göndermeksizin direk haciz talimatı alınıp alınmadığını bilmiyorum maalesef.
|
25-11-2008, 10:01 | #3 |
|
İlamlı veya ilamsız takip yoluna başvurarak takip yapabilirsiniz ayrıca yeniden ödeme emri göndermenize gerek yoktur.
|
25-11-2008, 22:40 | #4 |
|
yanlış hatırlamıyorsam, rehnin paraya çevrilmesinden itibaren 1 sene içerisinde alınan kesin rehin açığı belgesi ile ayrı bir ilamsız takip yaparak (harçtan muaf) ödeme emri göndermeden haciz talep edilebilir.
|
27-11-2008, 16:56 | #5 |
|
Arkadaşlar cevaplarınız için teşekkür ederim.
Bu konu ile ilgili bir yargıtay karar nosu buldum ancak kararı bulamadım.. Eğer bulan arkadaşlar olursa paylaşırsa sevinirim. 12. HD 28.2.1994 2148/2796 Karara göre "ihale bedeli ile karşılanmayan alacak için kesin rehin açığı belgesi alarak, borçlunun sıfatına göre iflas veya haciz yolu ile takip yapılması gerekir.Aynı takip dosyasından borçlunun diğwer mallarının haczini isteyemez..Konulan haciz uzulsüzdür." Saygılarımla. |
28-11-2008, 19:03 | #6 |
|
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ E. 2004/1810 K. 2004/7454 T. 29.3.2004 • REHİN AÇIĞI BELGESİ ( Bu Belgenin Borç İkrarını İçeren Senet Mahiyetinde Olduğunun Kabul Edilmesi ) • GENEL HACİZ YOLUYLA İCRA TAKİBİ ( Rehin Açığı Belgesine Dayalı Olarak Borçlu Hakkında Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi Başlatılabilmesinin Mümkün Olması ) • ÖDEME EMRİ ( Rehin Açığı Belgesine Dayalı Olarak Borçlu Hakkında Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi Başlatılabilmesinin Mümkün Olması ve Borçlu Hakkında Ödeme Emri Düzenlemebilmesi ) 2004/m.68/1,152/son ÖZET : İİK.nun 152/son maddesi gereğince rehin açığı belgesi, İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan ve borç ikrarını içeren senet mahiyetindedir. Bir başka deyişle alacaklı, anılan belge sebebiyle borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir ve adı geçene icra müdürlüğünce örnek 49 nolu ödeme emri gönderilebilir. Bu nedenle, borçluya ilamlı takiplere ilişkin örnek 53 nolu icra emri gönderilmesi yasaya aykırı olup, mahkemece şikayet kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : İİK.nun 152/son maddesi gereğince rehin açığı belgesi, İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan ve borç ikrarını içeren senet mahiyetindedir. Bir başka deyişle alacaklı, anılan belge sebebiyle borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir ve adı geçene icra müdürlüğünce örnek 49 nolu ödeme emri gönderilebilir. Bu nedenle, borçluya ilamlı takiplere ilişkin örnek 53 nolu icra emri gönderilmesi yasaya aykırı olup, mahkemece şikayet kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi |
10-12-2011, 21:24 | #7 |
|
örnek 6 İpoteğin paraya çevrilmesi ile takip yaptım. İpotekli yeri sattırdık..Geride alacağımız bakiye kaldı. Bunun için rehin açığı belgesi ile takip yapacaz.Geride kalacağımız alacağımız için ilamlı mı ilamsız mı takip yapmamız gerekiyor.
Teşekkürler... |
30-05-2014, 16:15 | #8 |
|
İİK’nın 152. maddesi; “rehin, satış isteyenin alacağına derece itibariyle rüchanı alan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı satılmazsa veya satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri kalan alacağı için bir belge verilir. Alacağı irat senedinden veya bir taşınmaz mükellefiyetinden doğmayan alacaklı, bu suretle tahsil edemediği alacağı için borçlunun sıfatına göre iflas veya haciz yoluna gidebilir. Alacaklı satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunursa yeniden icra veya ödeme emri tebliğine lüzum yoktur. Rehin açığı belgesi, borç ikrarı mutazammın senet mahiyetindedir” hükmünü ihtiva eder.
Hükmün içeriğinde, rehin açığı belgesinin verildiği takip dosyasında, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılmış ise alacaklı bu belgeye dayanak olarak ilamlı icra takibi yapılabilir ve borçluya icra emri gönderilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sf: 874). Somut olayda, takip dayanağı kesin rehin açığı belgesinin verildiği Ankara Gayrimenkul 22. Satış İcra Müdürlüğünün 2007/1586 esas sayılı takip dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı ve borçluya icra emri gönderildiği anlaşılmaktadır. O halde, alacaklının bu kesin rehin açığı belgesi ile borçlusu aleyhinde ilamlı takip yapması ve icra emri düzenlenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı nazara alınarak Mahkemece, borçlunun şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü ve icra emrinin iptaline dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA... 12. HD. 26.01.2009 T. E:556, K:1424 |
31-05-2014, 21:25 | #9 |
|
Öncelikle Yeni bir takip yapılır. Zaten eski dosya üzerinden devam etmenin pek bir artısı yoktur. Alacaklı, satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunursa yeniden ödeme emri tebliğine lüzum yoktur. Bu durumda ödeme emri tebliğine lüzum olmadığından harç da alınmaz. Bir sene sonrasında ise hem tebliğe gerek vardır, hem de harç alınır. Ek olarak rehin açığı belgesi ilam hükmünde olmadığından ilamsız takip yapılması gerektiğini düşünüyorum. Saygılar!
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Esas: 2004/2572 Karar: 2004/12980 Borçlunun rehinli malının bedeli araç üzerindeki hak sahiplerinin alacaklarını karşılamaya yetmezse, başka malların haczi suretiyle takibe devam edilemez. Bu durumda alacaklılara rehin açığı belgesi verilir ve alacaklılar bu belgeye dayanarak borçlu hakkında haciz ya da iflas yolu ile takip yollarına müracaat edebilirler. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2004/1810 K. 2004/7454 T. 29.3.2004 • REHİN AÇIĞI BELGESİ ( Bu Belgenin Borç İkrarını İçeren Senet Mahiyetinde Olduğunun Kabul Edilmesi ) • GENEL HACİZ YOLUYLA İCRA TAKİBİ ( Rehin Açığı Belgesine Dayalı Olarak Borçlu Hakkında Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi Başlatılabilmesinin Mümkün Olması ) • ÖDEME EMRİ ( Rehin Açığı Belgesine Dayalı Olarak Borçlu Hakkında Genel Haciz Yoluyla İcra Takibi Başlatılabilmesinin Mümkün Olması ve Borçlu Hakkında Ödeme Emri Düzenlenebilmesi ) 2004/m.68/1,152/son ÖZET: İİK. nun 152/son maddesi gereğince rehin açığı belgesi, İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan ve borç ikrarını içeren senet mahiyetindedir. Bir başka deyişle alacaklı, anılan belge sebebiyle borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir ve adı geçene icra müdürlüğünce örnek 49 nolu ödeme emri gönderilebilir. Bu nedenle, borçluya ilamlı takiplere ilişkin örnek 53 nolu icra emri gönderilmesi yasaya aykırı olup, mahkemece şikayet kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekir. DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR: İİK. nun 152/son maddesi gereğince rehin açığı belgesi, İİK.nun 68/1. maddesinde sayılan ve borç ikrarını içeren senet mahiyetindedir. Bir başka deyişle alacaklı, anılan belge sebebiyle borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir ve adı geçene icra müdürlüğünce örnek 49 nolu ödeme emri gönderilebilir. Bu nedenle, borçluya ilamlı takiplere ilişkin örnek 53 nolu icra emri gönderilmesi yasaya aykırı olup, mahkemece şikayet kabul edilerek icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. YARGITAY 12. HD. 15.10.2012 T. E:12071, K:29482 İİK’nun 152/1. maddesinde; rehin, satış isteyenin alacağına derece itibariyle rüçhanı olan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı satılamazsa veya satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri kalan alacağı için bir rehin açığı belgesi verileceği; aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise alacaklının, satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde bu belgeye dayalı olarak haciz yolu ile takip talebinde bulunulursa yeniden icra veya ödeme emri tebliğine gerek olmadığının öngörüldüğü- Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şerife Ayyıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının rehin açığı belgesine dayanarak 21.03.2011 tarihinde borçlu hakkında başlattığı haciz yolu ile icra takibinde; İİK’nun 89. maddesine göre, 31.05.2011 tarihinde gönderilen haciz ihbarnamesi ile Garanti Bankası A.Ş. Demetevler Şubesi nezdinde bulunan borçluya ait mevduatın haczine karar verildiği ve 3. kişi bankanın haciz ihbarnamesine itirazda bulunmaksızın icra takip dosyasına borçluya ait 7.065,10 TL’sini, 25.08.2011 tarihinde gönderdiği görülmektedir. Alacaklı vekilinin, sözkonusu bu paranın ödenmesi isteminin, icra müdürlüğünce; İİK’nun 103. maddesi uyarınca borçlu şirkete haciz varakası tebliğ edilmesinden sonra itiraz olmadığı takdirde paranın ödenmesine karar verilerek reddedildiği, alacaklı banka tarafından, icra müdürlüğü’nün anılan bu kararının şikayet konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nun 152/1. maddesinde; rehin, satış isteyenin alacağına derece itibariyle rüçhanı olan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı satılamazsa veya satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri kalan alacağı için bir rehin açığı belgesi verileceği; aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise alacaklının, satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde bu belgeye dayalı olarak haciz yolu ile takip talebinde bulunulursa yeniden icra veya ödeme emri tebliğine gerek olmadığı öngörülmüştür. O halde mahkemece; rehin açığı belgesi düzenlenen Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5121 Esas sayılı icra takip dosyası getirtilip incelenerek, yukarıda açıklanan İİK’nun 152/3. maddesi hükmüne göre borçluya, icra veya ödeme emri tebliğinin gerekip gerekmediği belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
31-05-2014, 22:09 | #10 |
|
Ne ünlem koyarak mütalaa vermeye ne de gerekçesiz forum okurlarına şahsi kanaatlerimizi kuşkusuz gerçek gibi paylaşmamiz doğru değil. Yargıtay kararlarını okurken rehin açığı belgesinin ılamlı takip üzerinden mi ilam siz takip üzerinden mi verildiğini biraz araştırmak gerek. Zira ilam siz takip üzerinden alınan rehin açığı belgesi ile elbetteki ilam siz takip yapılır ancak ılamlı takip üzerinden alınan rehin açığı belgeleri ise ılamlı takibe konu edilir. Ipotekle teminat altına alınmış kredilerin tasfiyesi için başlatılan icra takipleri ılamlı dir. Ve bu takipler üzerinden alınan rehin açığı belgeleri de ılamlı takibe konulur. Biraz araştırsaniz öğrenebilirsiniz. Ilamlı takipte ise malum olduğu üzere başvurma harcı ödenirken peşin harç ödenmez
Bir başka konu ise ödeme emri gönderilmeyen takiplerde harç alınmayacagi yönündeki kesin bilgiye nasıl sahip olunduğu. Rehin açığı belgesi takibe konulduğunda harç ödenir.aksine bir hüküm yoktur. bazı icra daireleri harç almaz ancak harç almama işleminin hiçbir yasal dayanağı yoktur hatta Doktrinde bile bu yönde bir görüş yoktur. Harç alinmaz şeklinde kesin görüş beyan eden arkadaşlar gerekçelerini ortaya koyarlarsa seviniriz |
01-06-2014, 00:35 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Birincisi ben görüşümü yazdım, okumak zahmetinde bulunursanız yazının sonlarında DÜŞÜNÜYORUM yazıyor. İster katılır ister katılmazsınız, neticede içtihat değil, görüşüm kimseyi bağlamaz. Ama yine de daha ayrıntılı gerekçelendirecek olursak; İster ilamlı takip üzerinden ister ilamsız takip üzerinden verilen bir rehin açığı belgesi olsun, her ne kadar bu takip ilk takibin devamı olsa da neticede belgeyi düzenleyen mahkeme değil icra müdürlüğü makamı olduğu için ilamsız takip olması gerektiğini düşünüyorum. Nitekim İ.İ.K. Para borcuna veya teminat verilmesine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder demektedir. Rehin açığı belgesi de ilam niteliğinde olmadığına göre İlamlı takip olması gerekir diyen Yargıtay kararına katılmıyorum. Herkesin katılmadığı bir çok Yargıtay kararının olduğu gibi... İkincisi harç konusuna gelince; Yukarıda bahsedilen bu bir sene içinde takip yapıldığında ödeme emrinin tebliğine gerek yoksa bu yeni takibin ilk takibin devamı sayılacağını dolayısıyla harç alınmasına gerek olmadığını düşünüyorum (İlk takibin devamı sayılacağına ilişkin görüşümü ise; Bu bir yıllık mesele aciz vesikası ile takipte de vardır ve Sayın Talih UYAR'ın bir makalesinde "alacaklının «bir sene içinde» yapacağı takibi eskisinin devamı saymak daha doğru olacaktır" cümlesinden kıyasla söylüyorum) ... Son olarak Görüş'ün kesini olmaz, adı üzerinde görüş... Konuyu kanun, ilgili yasal mevzuat v.s. tamamen, kesin bir şekilde açıklamış olsa idi zaten yorum yaptığımız bu görüşlere gerek kalmazdı. O yüzden Kimse ne benimle ne de sizinle aynı düşünmek zorunda. Kimseyi hedef alarak yazmayalım, aynı konu üzerine bir kez daha yazmayacağım, sayfayı şahsileştirmeyelim. Saygılar! ( Ünleme alınmanıza gerek yok, saygılar kelimesinin sonuna genelde eklerim ) |
03-06-2014, 15:06 | #12 |
|
İlamlı takip hususu; belgeyi düzenleyenin icra müdürlüğü olması, bu belge ile ilamlı takip yapılmasına engel olduğuna dair bir düzenleme bilmiyorum. Aksine mahkeme tarafından düzenlenmeyen bir çok belgeye dayanılarak ilamlı takip yapılabildiğini söylemek isterim. Örneğin; tüketici hakem heyetlerinin sınır altındaki kararları, Avukatlar tarafından düzenlenen uzlaşma tutanakları, birçok odanın yıllık aidat konusunda verdiği kararlar, icra müdürlüklerinin kefalete ilişkin düzenlediği tutanaklar, bankaların kredi sözleşmelerinin bir kısmı vs vs örnekler ziyadesi ile çoğaltılabilir. Tüm bu sayılanlar mahkeme tarafından düzenlenmeyen ve fakat ilamlı takibe esas olabilen evraklardır. Ancak kesin rehin açığı belgesinin ilamlı takibe konu olup olmaması icra müdürlüğü tarafından düzenlenmesine bağlı bir durum değil. Rehin açığı belgesi düzenlenmesine konu olan İPÇ veya RPÇ takibi ilamlı ise doğal olarak, ilamlı takip üzerinden alınan kesin rehin açığı belgesi de ilamlı takibe konu edilecektir. Ancak İPÇ veya RPÇ takibi ilamsız ise bu takipten alınacak rehin açığı belgesi elbette ki ilamlı takibe konu edilemeyecektir. Özetle rehin açığı belgesinin ilamlı takibe konu edilmesi, belgenin icra müdürlüğü tarafından düzenlenmiş olmasından değil, belgenin düzenlenmesine esas alınan icra takibinin türünden kaynaklanmaktadır. Talih Uyar’ın konu ile ilgili açıklaması şu şekildedir;
“«kesin rehin açığı belgesinin İİK. mad. 68/I anlamında borç ikrarını (kabulünü) içeren bir senet niteliğinde olması», rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmsız takip sonucunda verilen «rehin açığı belgesi» içindir. Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takip sonucunda verilen «rehin açığı belgesi», dayanağı olan ilâm veya ilâm niteliğindeki belge ile birlikte gene ilâm hükmünde olduğundan, ona dayanarak yapılacak takip de gene ilâmlı takip alacaktır. Bknz KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku. C: 3, s: 2485 - KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, s: 874, Yargıtay 12. HD. 15.1.1981 T. 7934/177 Alacaklı «rehin açığı belgesi»ne dayanarak bir yıl geçtikten sonra yeni bir takip yaparsa, borçluya; rehin açığı belgesinin verildiği takip, «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip» idiyse «icra emri»; (İİK. mad. 32) rehin açığı belgesinin verildiği takip «rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmsız takip» idiyse «ödeme emri» (İİK. mad. 60) göndermesi gerekir. Bknz: 12. HD. 31.3.1994 T. 3653/4346; 28.2.1994 T. 2148/2796, 12. HD. 21.11.1996 T. 14393/14687, İİD. 11.11.1969 T. 10246/10620” “Rehin açığı belgesi düzenlenmesine neden olan takipte icra emri çıkarılmış olduğundan, rehin açığı belgesi düzenlenmesine neden olan takipte icra emri çıkarılmış olduğundan, rehin açığı belgesinin icraca infazında icra emri çıkarılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere göre temyiz oluna hükmün ONANMASINA...(12. HD. 15.1.1981 T. E: 7934, K: 177) “ “İİK’nın 152. maddesi; “rehin, satış isteyenin alacağına derece itibariyle rüchanı alan diğer rehinli alacakların tutarından fazla bir bedelle alıcı çıkmamasından dolayı satılmazsa veya satılıp da tutarı takip olunan alacağa yetmezse, alacaklıya bütün veya geri kalan alacağı için bir belge verilir. Alacağı irat senedinden veya bir taşınmaz mükellefiyetinden doğmayan alacaklı, bu suretle tahsil edemediği alacağı için borçlunun sıfatına göre iflas veya haciz yoluna gidebilir. Alacaklı satış yapılmamışsa artırma gününden, satış yapılması halinde satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren bir sene içinde haciz yolu ile takip talebinde bulunursa yeniden icra veya ödeme emri tebliğine lüzum yoktur. Rehin açığı belgesi, borç ikrarı mutazammın senet mahiyetindedir” hükmünü ihtiva eder. Hükmün içeriğinde, rehin açığı belgesinin verildiği takip dosyasında, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılmış ise alacaklı bu belgeye dayanak olarak ilamlı icra takibi yapılabilir ve borçluya icra emri gönderilebilir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı sf: 874). Somut olayda, takip dayanağı kesin rehin açığı belgesinin verildiği Ankara Gayrimenkul 22. Satış İcra Müdürlüğünün 2007/1586 esas sayılı takip dosyasında alacaklı tarafından borçlu aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapıldığı ve borçluya icra emri gönderildiği anlaşılmaktadır. O halde, alacaklının bu kesin rehin açığı belgesi ile borçlusu aleyhinde ilamlı takip yapması ve icra emri düzenlenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı nazara alınarak Mahkemece, borçlunun şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü ve icra emrinin iptaline dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA... (12. HD. 26.01.2009 T. E:556, K:1424)” Yargıtay’ın konu ile ilgili yüzlerce içtihadı bulunmakta olup, Yargıtay’ın görüşü yerleşiktir. Özetle, Yargıtay kararları ne olursa olsun, mantık kuralları gereği de ilamlı olarak başlayan bir takip üzerinden alınan kesin rehin açığı belgesinin ilamlı takibe konu edilmesi gerekir. Kesin rehin açığı belgesinin ilk takibin devamı olup olmadığı hususu; rehin açığı belgesine ilişkin Talih Uyar’ın açıklaması şu şekildedir; “«Kesin rehin açığı belgesi»ne dayanılarak, borçlu hakkında yapılan takip, yeni bir takip olup, eski takibin devamı değildir.Bknz GÜRDOĞAN, B. Rehnin Paraya Çevrilmesi, s: 104” Kesin rehin açığı belgesi ilk takibin devamı değildir. İİK 150/f uyarınca alınan geçici rehin açığı belgesi ilk takibin devamı mahiyetinde olup ayrı bir takibe konu edilmez. Aynı icra takibi (İPÇ veya RPÇ) içerisinde geçici rehin açığı belgesine konu alacak miktarı kadar ilamsız takip (yeniden ödeme veya icra emri gönderilmesine gerek bulunmaksızın) yürütülüp, borçlunun tespit edilebilen mallarına haciz konulur. Ancak kesin rehin açığı belgesi ilk takibin devamı olmayıp yeni bir takibe konu edilmesi gerekir. Nitekim 12. HD. 17.7.2008 T. E:12241, K:15373 kararı bu yöndedir; “Alacaklının borçlu aleyhine başlatmış olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin kesinleşmesi üzerine, söz konusu taşınmaz, alacağa mahsuben alacaklı tarafından satın alınmıştır. Alacaklı bu dosyadan bakiye alacağı için, İİK.nun 152. maddesi gereğince “rehin açığı belgesi” alarak, ayrı takip yapması gerekirken, aynı dosyadan sözkonusu alacak için takibini sürdürmesi mümkün bulunmamaktadır. Borçlu, alacaklı aleyhine Zeytinburnu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine Tapu iptali-Tescil davası açarak “bu istemin kabul edilmemesi halinde sebepsiz zenginleşme nedeniyle 80.000 USD’nin tahsilini” istemiştir. İlgili mahkeme tapu iptali-tescil istemini reddederek, “33.308 YTL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alacaklıdan alınıp borçluya verilmesine” karar vermiştir. Borçlu bu karara istinaden alacaklı aleyhine İstanbul icra dairesinde ilamlı takibe geçmiş bu takip kesinleşerek infaz edilmiştir. Borçlu aynı karara dayanarak alacaklı tarafından hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla “icra takibinin iptaline” karar verilmesini istemişse de buna hukuki olanak bulunmadığından bu yöne ilişkin isteminin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.” Harç hususu; 1982 Anayasası’nın 73.maddesinin 3.fıkrası aynen şu şekildedir; “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” Harç alınıp alınmayacağı yorum yolu ile sonuca ulaştırılabilecek bir husus değildir. Kanunda açıkça alınacağı veya alınmayacağı yazmayan hiçbir hususta yorum yolu ile harç alınamayacağı sonucuna ulaşılamaz. Mevcut kanunlarda rehin açığı belgelerinin 1 yıl içerisinde takibe konulması halinde harç alınmayacağına ilişkin bir hüküm ben bulamadım. Bulabilen varsa göstersin bizde harç ödemeyelim. Görüş konusuna gelince; Burada kimsenin şahsi fikrine ihtiyaç duyulduğunu düşünmüyorum. Neticede hepimiz sermayesi zaman olan bir meslek icra ediyoruz. Şahsi fikirler dost meclislerinde dile getirilebilir ancak insanların okuyunca ciddiye alacağı bu gibi forumlara ne yazarken ne de okurken zaman harcanması doğru değil artı okuyucular nezdinde de bilgi kirliliği yaratmakta. Sorulan soruya mevcut duruma uyumlu doğru yanıt verilebilecekse cevap verilmeli, aksi halde cevap verilmemeli diye düşünüyorum. Kimseyi hedef almıyoruz, almakta doğru değil. Konuyu şahsileştirmeye ne zamanımız ne de ruhsal durumumuz müsait.Forumu kullanan, çoğunlukla meslektaşlarımız, bilgi sahibi olmadığı bir konu hakkında, bilgi sahibi olan üyelerin bildiklerini öğrenmeye ve yapacağı şeylere yön vermeye çalışıyor. Ancak ben kendimin bir görüş verecek kadar yetenekli veya bilgili olduğumu düşünmüyorum. Zira, bu konuda ihtisas veya akademik bir kariyer yapmadım. Veya insanların bilgi edinmek istediği Talih Uyar kadar kendimi yetiştirmedim veya Yargıtay’ın bu konuda ihtisas yapmış bir dairesinde çalışmıyorum. Benim ne düşündüğümü merak eden kimsenin de olduğunu zannetmiyorum. O bakımdan şahsi görüşlerimin kimseye faydası olmayacağı gibi bir başkasının şahsi görüşlerinin de soruyu sorana faydası olmayacaktır. Burada bizler şahsi görüşlerimizi illa paylaşacaksak öncelikle mevcut durumu özetleyip akabinde “mevcut durum böyle – yani bir takip başlatırsanız veya bir dava açarsanız karşılaşacaklarınız bunlar ancak konu ile ilgili benim görüşümde bu” şeklinde bir beyanda bulunmamız daha doğru olur. Zira, okurlar burada söylenen şeyleri ciddiye alarak belki de çok önemli müvekkillerinin çok önemli işlerine yön veriyorlar. İnsanları şahsi kanaatlerimizle mevcut duruma aykırı yönlendirmemizin doğru olmadığını söylemeye gerek bile yok sanırım. Diğer konu başlıklarında da meslektaşlarımın mevcut uygulamayı bırakalım açık kanun hükümleri ile çelişen “beyanları” oluyor. Net bilgi sahibi olmayan arkadaşların şahsi görüşlerini kendilerine saklamalarını öneriyorum |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcrada Yetki İtirazı - İTM Yetkisizlik Kararı - Yeniden Takip/Dosyayı gönderme | Av.Ayse E. | Meslektaşların Soruları | 11 | 24-03-2016 17:01 |
Rehinli bir araç ,hem rehin takibi hemde ilamsız takip? | av.sgenc | Meslektaşların Soruları | 13 | 14-03-2013 12:46 |
takipsiz bırakılan dosya-yeniden takip | dadaş | Meslektaşların Soruları | 5 | 22-11-2008 11:48 |
Ilamsız Takipte Feragat Ve Yeniden Takip | sedatbalta | Meslektaşların Soruları | 8 | 07-09-2008 04:32 |
Arşivden gelen takip dosyasına yeniden harç yatırmak gerekir mi? | mehmetseyrek | Meslektaşların Soruları | 5 | 02-03-2007 00:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |