|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-01-2014, 13:13 | #1 |
|
Sürücü Ve Ayni Zamanda Işleten'in Tam Kusurlu Olmasi Durumu
Altı yıl önce gerçekleşen çift taraflı trafik kazasında müvekkilin eşi olan ve aynı zamanda sürücü ve araç sahibi olan şahıs tam kusurlu olduğu halde vefaat etmiş,diğer sürücü hakkında takipsizlik kararı verilmiştir.Ölenin mirasçıları şimdiye kadar murislerinin aracının sigorta şirketinden herhangi bir talepte bulunmamışlardır.Burada ölenin aracının sigorta şirketine mirasçılarının destekten yoksun kalmalarından dolayı tazminat davası açmalarında bir sıkıntı yok.Ancak benim tereddüte düştüğüm konu zamanaşımı meselesi.Burada uzamış zamanaşımından yararlanabilir miyiz?yardımcı olursanız sevinirim,davayı açıp açmamakta tereddüt ediyorum.
|
08-01-2014, 13:32 | #2 |
|
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesi 1. fıkrasında “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların giderilmesine ilişkin istemler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği günden başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” denildikten sonra, 2.fıkrasında “Dava, cezayı gerektiren bir eylemden doğar ve ceza kanunu bu eylem için daha uzun bir zamanaşımı süresini öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat istemleri için de geçerlidir” hükmü yer almıştır.
Mahkemenin ve davanın türü ne olursa olsun, görevli hakim, hükme esas alınacak yasa maddesini araştırmak ve uygulamakla yükümlüdür; bunun için ceza veya özel hukuk ayrımı yapılamaz (HMUK.m.76). Bu nedenle hukuk hakimi, incelemekte olduğu tazminat davasında eylemde suç niteliği görmüşse, kuşkusuz ceza yasasının ilgili hükmünü uygulayacak ve zamanaşımı savunması karşısında, eğer koşulları varsa, ceza kovuşturması yapılmış veya yapılmamış, ceza mahkemesinde dava açılmış veya açılmamış, hüküm verilmiş veya verilmemiş olmasına bakmayarak uzamış (ceza) zamanaşımını dikkate alacaktır. Ceza davası açılmamışsa, eylemin suç niteliğinde olup olmadığını hukuk hakimi takdir edecektir. Burada sorun işlemiş olduğu eylemin niteliği ve cezayı gerektirir nitelikte bulunmadığıdır. Bunun içinde kazada müvekkiliniz haricinde ölen ve yaralanan olup olmadığı soruya doğru cevap verebilmek açısından son derece önemlidir. Eğer kazada başka ölen ya da yaralanan mevcut değilse ölen sürücünün taksirle kendi kendinin ölümüne sebebiyet vermesi kanaatimce meydana gelen kaza ile ilgili olarak suç sayılır bir eylem söz konusu olmadığı için iki yıllık zamanaşımı çerçevesinde meydana gelen hadisenin zamanaşımına uğraması söz konusu olacaktır. |
08-01-2014, 14:35 | #3 |
|
Olayın uzamış zamanaşımı yönünden değerlendirilmesi yönünden Fatih beyin yorumlarına katılmakla birlikte,bahsi geçen kaza da başka ölen ya da yaralanan mevcut olsa bile 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesi 1. fıkra düzenlemesi ile açılacak davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması ceza kanununun bu eylem için daha uzun bir zamanmaşımı süresini öngörmesi gerekli olduğundan dava açılacak eylem olan, kusuru ile kişinin kendisini öldürmesi suç olmadığı için,kazada başka ölen ya da yaralanan mevcut olsa bile burada uzamış zamanaşımı uygulanmaz diye düşünüyorum.
Olayı Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirecek olursak Yeni Borçlar Kanunu Zamanaşımı I. Kural MADDE 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenleme eski düzenleme ile 1 yıllık sürenin 2 yıla çıkması dışında paraleldir. Ancak bu hükmün uygulanması için herşeyden önce eylemin bir haksız fiil olması gereklidir. A. Sorumluluk I. Genel olarak MADDE 49- Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bahsi geçen olayda kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille mirasçılar nezninde bir zarar doğmaktadır. bu zarar da ölen miras bırakanın desteğinden yoksun kalınmasıdır. Oluşan zararın halifiyet nedeniyle mirasçılara geçen değil, bağımsız bir talep olduğu HGK kararlarında vurgulanmaktadır.Yani burada bir haksız fiilin varlığı söz konusu olabilir. Haksız fiil kabul edildiğinde Türk Borçlar Kanunu Madde kapsamında zamanaşımının zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlamaktadır. Destekten yoksun kalınan tam miktar bilinmediği ve tazminat yükümlüsünün sigorta şirketi olduğunun öğrenilme zamanı dikkate alınarak zamanaşımının dolmaması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Konu ile ilgili http://www.turkhukuksitesi.com/makale_934.htm incelemenizde fayda var. |
08-01-2014, 19:38 | #4 |
|
Kazada kusursuz olan karşı taraf sürücüsü ve araç içinde bulanan yolcu yaralanmış,ama tam kusurlu olan müvekkilin murisi öldüğü için ceza davası açilmamış...
|
10-01-2014, 14:08 | #5 |
|
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesi 1. fıkra düzenlemesi ile "açılacak davanın cezayı gerektiren bir eylemden doğması" gerekli.Bu şat gerçekleşmediğinden ceza zamanaşımı uygulanmaz diye düşünüyorum. Siz Borçlar Kanununda yer alan zamanaşımı sürelerinin başlayıp, başlamadığı, dolup dolmadığı üzerine yoğunlaşın. Yukarıda açıkladığım gibi söz konusu sürelerin başlamaması söz konusu olabilir.
|
10-01-2014, 14:29 | #6 |
|
Yargıtay önce sürücünün %100 kusurlu olduğu bir kazada sigorta şirketlerinin ödemesi gerekir dedi sonra görüş değiştirdi en son HGK karar verdi ama hala ne olacağı net değil neyse konumuzda bu değil ama bu tür davaların açılmamasının sebebi Yargıtay'ın oturmamış ictihatlarıydı dolayısıyla Yargıtay'ın ictihadı doğrultusunda sigorta şirketine dava açabileceğimizi şimdi öğrendik faili şimdi biliyoruz demek mümkün değildir.Sonuçta kural olarak kanunlar bile geriye yürümüzken Yargıtay ictihadının değişmesi ile sigorta şirketinin taraf olmasının yasal açıdan yeni öğrenilmesi uzamış ceza zamanaşımı açısından hiç bir şey ifade etmeyecektir kanaatindeyim
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
UsulsÜz Teblİgat Nedenİ İle Şİkayet Yolunda Ayni Zamanda UsulsÜz Yapilan Haczİn İptalİ De İstenebİlİr Mİ | av.ela | Meslektaşların Soruları | 9 | 15-05-2014 12:15 |
Ayni Avukatin Dosyada Davaci Ve Davali Vekili Olmasi Bozma Sebebi Mi | avukat20 | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-09-2013 14:02 |
Bilirkisi ayni zamanda Muvekkil olabilirmi? | umutlaw | Meslektaşların Soruları | 4 | 13-03-2007 18:27 |
Kusurlu Sürücü İdareden Tazminat Alabilir Mi? | Av.Dursun KARACA | Meslektaşların Soruları | 3 | 27-01-2007 23:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |