|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-06-2013, 11:08 | #1 |
|
Temsile yetkili kişileri dava sırında da belirtilip belirtilemeyeceği hususu
Merhaba değerli meslektaşlar,
Biz bir icra ceza davasında İİK 343. madde kapsamında mahkeme ilamını yerine getirmeyen tüzel kişilik aleyhine şikayette bulunduk. Dava dilekçemizde ise tüzel kişiliğin temsile yetkili kişilerinin isim olarak kimler olduğunu bilmediğimiz için sadece tüzel kişilik ismiyle dava açtık ve mahkemenin ara kararı ile öğrendiğimiz tüzel kişiliği temsile yetkili kişileri isim isim bildirdik. Mahkeme ise şikayet üzerine hapisle tazyiği istenmesi halinde temsile yetkili kişilerin dava dilekçesinde isim isim bildirilmesi gerektiğini söyleyip, İİK 345'e dayanarak davamızı reddetti. Sormak istediğim biz ikinci veya üçüncü duruşmada isimleri bildirmemiz yine de davanın reddini mi gerekir ve bu konuda elinizde yargıtay kararı mevcut mudur. Şimdiden hepinize teşekkürler. |
26-06-2013, 12:03 | #2 |
|
üzgünüm
Üzgünüm ALeyhinize olan bu kararları gönderiyorum.
T.C. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2004/10584 Karar: 2005/1527 Karar Tarihi: 24.02.2005 2004 S. K. m. 345, 345/A) Gerektiği halde sermaye şirketinin iflasını istememekten sanık H. K. 'nın yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair AFYON İcra Ceza Mahkemesinden verilen 1 08.03.2004 gün ve 6619 esas 1277 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay' ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından 30.9.2004 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: İİK.nun 345. maddesi gereğince davanın borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi yada kişiler hakkında ad ve soyadı belirtilmek suretiyle açılması gerektiği gözetilmeden, gerçek kişi ismi gösterilmeksizin tüzel kişi yetkilileri şeklinde açılan davanın reddi yerine yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA 24.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. T.C. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi Esas: 2003/1726 Karar: 2003/3283 Karar Tarihi: 17.04.2003 2004 S. K. m. 345) Dava: Mal beyanında bulunmamaktan sanık İstanbul Perakendesi Bakkallar ve Esnaf Odası Yetkilisi'nin yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair İstanbul 1. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 26.9.2002 gün ve 2763 esas 6387 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 19.2.2003 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Karar: 1- Sanığın tüzel kişilik olarak gösterilmiş olması karşısında, İİK.nun 345. maddesi uyarınca davanın reddine karar vermek gerekirken, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda beraat hükmü kurulması, 2- Hükmün esasını oluşturan ve tefhimle geçerlilik kazanan 26.9.2002 tarihli kısa kararda beraat hükmü kurulup gerekçeli kararda davanın reddine denilmek suretiyle hükmün karıştırılması, 3- Yargılama aşamasında kendisini bir avukat ile temsil ettiren sanık yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi, Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 17.04.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) T.C. YARGITAY 8.Ceza Dairesi Esas: 1999/15783 Karar: 1999/15449 Karar Tarihi: 08.11.1999 2004 S. K. m. 345) Mal beyanında bulunmamaktan sanık Özen’in yapılan yargılanması sonunda; İİK. nun 337. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair İstanbul Yedinci İcra Ceza Mahkemesinden verilen 08.07.1999 gün ve 1599 esas, 3129 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 27.10.1999 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Tüzel kişi liğin şikayet edilmiş olması nedeniyle İİK. nun 345. maddesi uyarınca <davanın reddine> karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, zabıtaca yapılan tespite dayanılarak sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 08.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
26-06-2013, 12:41 | #3 |
|
Üzgünüm
.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi Esas: 2004/10584 Karar: 2005/1527 Karar Tarihi: 24.02.2005 2004 S. K. m. 345, 345/A) Gerektiği halde sermaye şirketinin iflasını istememekten sanık H. K. 'nın yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair AFYON İcra Ceza Mahkemesinden verilen 1 08.03.2004 gün ve 6619 esas 1277 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay' ca incelenmesi müşteki vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından 30.9.2004 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: İİK.nun 345. maddesi gereğince davanın borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi yada kişiler hakkında ad ve soyadı belirtilmek suretiyle açılması gerektiği gözetilmeden, gerçek kişi ismi gösterilmeksizin tüzel kişi yetkilileri şeklinde açılan davanın reddi yerine yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş müşteki vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA 24.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. YARGITAY 8.Ceza Dairesi Esas: 1999/15783 Karar: 1999/15449 Karar Tarihi: 08.11.1999 (2004 S. K. m. 345) Mal beyanında bulunmamaktan sanık Özen’in yapılan yargılanması sonunda; İİK. nun 337. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezasıyla hükümlülüğüne dair İstanbul Yedinci İcra Ceza Mahkemesinden verilen 08.07.1999 gün ve 1599 esas, 3129 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 27.10.1999 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Tüzel kişiliğin şikayet edilmiş olması nedeniyle İİK. nun 345. maddesi uyarınca <davanın reddine> karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, zabıtaca yapılan tespite dayanılarak sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 08.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
anonim şirkette temsile ve ilzama yetkili kişinin görev süresi | avukat444 | Meslektaşların Soruları | 0 | 27-05-2012 16:48 |
Limited Şirket ortağının icra taahhüdünde bulunduktan sonra şirketi temsile yetkili ortağı değişirse Sorumluluk kime aittir. | Av. İsmail Kısacık | Meslektaşların Soruları | 9 | 08-08-2011 17:52 |
Aynı ticaret unvanının kullanımı nedeniyle açılacak dava yetkili yer mahkemesi | avsel78 | Meslektaşların Soruları | 3 | 11-06-2011 17:52 |
İstirdat davası-Birlikte imzaya yetkili müdürlerden biri, tek başına dava açabilir mi | imperium | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-09-2010 23:19 |
Şirketi temsile yetkili kişinin hamiline yazılı çekte ilk ciranta olmasının sonucu | SOMTAŞ | Meslektaşların Soruları | 4 | 17-07-2008 17:38 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |