Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

türk polisi bu mu ???

Konuyu Kilitleyin
Konu Notu: 16 oy, 4,38 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-05-2006, 23:38   #31
Gemici

 
Varsayılan Yorumsuz

Türk Polisine birşeyler olduğu, Türk Polisinin kimlik arayışı içinde olduğu bir gerçek. Böyle olmamış olsaydı konu hakkında söz söylemek istiyenlerin sayısı bu kadar çok olmazdı gibime geliyor. Polise bir kimlik yakıştırmaya çalışan çoğu katılımcının, polise neredeyse mahkemelerin yetkisi alanına girebilecek bazı haklar tanımaya kadar gidebilen görüşleri, demokrasi adına kaygı verici.

Oyuncağı elinden alınmış çocuk somurtkanlığında gösterilen Türk Polisi, gerçekte yazıldığı gibi yetkisiz'de değil.

Polisin yetkilerini tartışırken, polis teşkilatına mensup kişileri kötülemek, onlara hakarete kadar varabilecek sıfatlar yakıştırmak doğru değil benim görüşüme göre. Olaya ancak içinde yaşadığımız toplumun bir fenomeni olarak yaklaştığımızda doğru tahlillerde bulunabiliriz. Unutmamamız gereken şey Polisin iyi ve kötü yanlarıyla toplumun bir kesiti oluşudur. Toplum iyi, polis kötü, kötüler polis oluyor demek benim düşünceme göre olanaksız. Polisi belirli davranışlarda bulunmaya iten toplumdur. Eğer toplumun bir kesimi, polis sert davranırsa herşey güllük gülüstanlık olur düşüncesindeyse, polisin'de bu düşünceyi kendisine mal edip, sert davranırsam asayişi sağlarım, eskiden durum çok iyiydi eskiye dönmek, o zamanki yetkilerimi yeniden elde etmek isterim demesi kaçınılmazdır.

Alıntı:
'Polis kanunları okumadığı için kendini yetkisiz zannediyor'

Savcılar kanunları gerektiği kadar okumayan polisin yetkilerini bilmediği için kendisini 'yetkisiz' zannettiğini iddia etti.

'Ceza Hukukunda Alternativ Uyuşmazlık Çözüm Yolları ve Polis Gözetimi Semineri' için İstanbul'da bir araya gelen polis ve savcılar arasında yetki tartışması yaşandı. Polisler 'Yeni kanunla kolluğun savcı izni olmadan işlem yapammamasından' yakınırken, savcılar, polis ve jandarmanın gerekli yetkilere sahip olduğunu, kanunları okumadığı için yetkilerini bilmediğini ileri sürdü. ...Emniyet Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşaviri Osman Karakuş, yeni kanunla kolluğun savcı izni olmadan işlem yapamamasından yakındı. İki bakanlığı bağlı kolluğun çalışma şartlarının zor olduğunu vurgulayan Karakuş, savcılardan polisin psikolojisini anlamalarını, hoşgörü ve anlayış göstermelerini istedi. Karakuş'un sözlerine savcılar tepki gösterdi. Ankara suçüstü savcısı Ahmet Adil Kubat, kolluk kuvvetlerinin Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve Jandarma Teşkilat Kanunu ile özel olarak artırıldığını savundu. Polisin kanunları okumadığını iddia eden Kubat, İçişleri Bakanlığını'ndan polise ilgili kanunların yer aldığı bir kitapçık göndermesini istedi. Eyüp Cumhuriyet Başsavcısı Vuslat Dirim de CMK'da gerekli hallerde polise kendiliğinden hareket etme yetkisinin verildiğini belirtti. Polisi yetki konusuna tek taraflı bakmakla suçlayan Kocaeli Cumhuriyet Savcısı Mesut Öztürk, suçüstü hallerinde halin icabına göre polisin müdahale etmek zorunda olduğunu, burada savcı iznine gerek duyulmadığını vurguladı. . İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ise 2005 Haziran'ından beri polisin 'silindiğini' öne sürerek, arama yetkilerinin de kısıtlandığını belirtti. Hakim kararı alınana kadar 24 saat geçebileceğini ifade eden Cerrah, bu sırada işlenen terör suçunun sorumlusunun 'polis mi hakim mi' olacağını sordu. Cerrah, gözaltı süresinin az olmasının terör su.larıyla mücadele etmelerini zorlaştırdığını da svunarak şu öneriyi getirdi: 'Bu konuda eskisi gibi delillere bakabilmeliyiz. Mesela gözaltı süresi 4 günden fazla olsun. Londra'da gözaltı süresi 28 gün'

Zaman, 07.04.2006, Büşra Erdal

Alıntı:
'Sağ omuzumda sızı var...'

...Önceki günkü resimlere baktım: İstanbul
Üniversitesi
'nin yemekhanesinin
'özelleştirilmesini' istemiyen öğrencilerin
protestosunu polis bastırıyor.
Bir çocuk yerde.
Dört Polis birden tekmeliyor.
Sonra yüzünü gösteriyorlar, bir kan çanağı ve
üniversiteli ağlıyor.
*
Sizin hukukunuz böyle midir?
İstanbul'
u çeteler aldı.
Kadınlar sokaklarda çantalarını taşıyamıyorlar.
Yanındaki karısının çantasını boynuna asmış,
yine de korka korka yürüyen erkekler
görmüştüm ortaköy'de.
Yağmalandı, tükendi İstanbul.
Hırsızlara teslim ettiniz koca uygarlıklar kentini.
Polis?...
Yok.

Ama Üniversiteli çocuklar kendi
yemekhanelerindeki yemeğin kalitesine tepki
duydular diye yiğitçe abandınız üzerlerine,
kahramanca dövdünüz, yüzlerini kan içinde
bıraktınız ve huzuru sağladınız.
Öyle mi?..
*
Bekir Coşkun
Onuncu Köy

Yazıya başlarken sadece iki alınıtıyı aktarıp, kendimden bir katkıda bulunmamayı istiyordum. Bu yüzden'de en başa 'Yorumsuz' diye yazmıştım. Sonunda yorumsuz dememe rağmen bir yorumda bulundum. Siz en iyisi alıntıları bir daha okuyun ve ona göre konu üzerinde düşünün. Benim yorumlarıma kafanız takılmasın.

Saygılarımla
Old 08-05-2006, 13:43   #32
fikirbay

 
Varsayılan insan olanlar ve diğerleri... (the invasion of the bodysnatchers)

"İnsan" olarak ve "İnsan" gibi yaşamanın giderek zorlaştığı bir toplum...

"İnsani" olmayanın üstünlük kurduğu, egemen olduğu ve "insanlık dışı" olanın tepki görmediği bir toplum.

"İnsanca" davranmaya kalkarsanız sizi silindir gibi ezerler.

"İnsanlar" yavaş, yavaş ve tek, tek yenik düşüyor bu toplumda.

Bir an önce insanlıktan çıkmakta fayda var veya insan olduğunuzu her yerde belli etmeyin ne olur!

Çünkü, sayımız çok azaldı...
Old 14-05-2006, 02:58   #33
recep71

 
Varsayılan

Sn.Gemicinin son yazdığı yazı çok anlamlı. Yemek boykotu yapan çocuk dört polis tarafından tekmeleniyor kapkaççı yakalanamıyor..Haklı çünkü polisin o çocuğu anayabilecek kapasitesi yok. Kendi geldiği çevre gereği ona göre tekmelediği çocuk devlet düşmanı ama kapkaççı kader mahkumu..Bu konuda anımı anlatayım..Mafya özenytisi bir tefeci birini ayağından vurmuştu tahliye oldu.Tahliye olduğu gün tesadüfen ben de o tefecinin bürosunun karşısında bulunan bir esnafın yanındayım.. Emin olun o tefeciye en az altı sivil polis ekip arabası geçmiş olsun demeye geldi. Buradan ne sonuç çıkarmalı onu size bırakıyorum. Polis nasıl olur da bu zavallı sapkına geçmiş olsun demeye gelir? Bu bende hep bir yara olarak kaldı.Şunu biliyorumki polisin gözünde o zavallı suçlu büyük adamdı. Nasıl çatlılar,polat alemdarlar büyük adamsa o da oraya gelenlere göre büyüktü.. Çünkü ruhlarında onlara bir özenti var. Güçlü olan kendileri değil zira.O adamlar mercedesle geziyor emirlerinde bir sürü köpek var ve polis mevcut yapılanmada emir kulu.. Tersini düşününce de başka sorunlar var. Bu sefer güçlendiğinde polis mafya oluyor,yasa tanımaz oluyor. Bu açmaz bizim göreneklerimizin eseri. Ağaya tabi olma paralıya tabi olma geçmişimiz var bizim. Sonuç olarak bu sorun yasa sorunu değil. Polis her hangi bir olayda normal insanın gösterdiği tepkiyi gösterse yeter aslında.Ama polis olan normal tepki veremiyor. Geldiği çevre gereği psişik yapılandırılması gereği polisimizi polis olmak için yetiştirmiyor çocukluğu gençliği. Polis kimlik bunalımında aslında.Polis kim olduğunu bilmiyor ve bu nedenle hata yapıyor hata yapmaya mahkum. Ve bu yüzden düzelme olasılığı da yok. Şu an baktığım davalardan biri (müdahil vekili sıfatıyla) görevi başında öldürülen bir polis ailesinin vekiliyim. O kadar garip ki öldürülmesi. katille karşı karşıya polisin ve katilin elinde silah var ve polisin katili öldürmesi mümkün. Çünkü katil başlangıçta polisi görmüyor.Daha sonra polis katil karşı karşıya her ikisi de tabancayı doğrultmuş durumda ve polis hala katili ikna etmeye uğraşıyor. Elinde tabancasıyla öldürülüyor. Bu durumda doğrusunu yapsaydı katile önce kendisi ateş edip öldürseydi polisin başına ne gelirdi? Mantıken hiç bir şey olmazdı demek gerek ama böyle olmuyor.Pois ateş etmeyerek kendini öldürtüyor çünkü ateş etmesi halinde başına çok şey geleceğini düşünüyor ve ölüyor.Çünkü o polis çok iyi bir insan ve öldürme gibi bir hareket yapması mümkün değil. Ama karşısındaki kendini silahla özdeşleştirmiş rüyalarında silahla adam öldürmeyi gören ve bunu büyüklük addeden bir ruh haline sahip. Sonuç olarak bu sorun yasa ile çözümlenecek bir sorun değil. Görüş bildiren bazı artkadaşlar Avrupadaki Amerikedaki polislereden bahsetmişler. Ancak unutmaması gereken bir şey var. Ne yazıkki kültürel olarak o bahsettikleri toplumlardan belki 100 yıl daha gerideyiz.Bu nedenle bu tür sorunların çözümünün Atatürkün çabalayıp ömrünün yetmemesi nedeniyle beceremediği aydınlanma hareketinden geçtiğini bilmeliyiz. Ne konuşursak konuşalım boş. Çabalamamız gereken tek şey kültür devrimi üzerine olmalı. Ama nedense birileri buna bile müsade etmiyor.
Old 22-02-2007, 06:00   #34
hakal35

 
Varsayılan

Öncelikle böyle hasssas bir konuya değindiğiniz için teşekkür ederim.Bence sorunun temel noktası Türk Polisinin tamamen sahipsiz kalmasıdır polis ne yaparsa yapsın ne kendi teşkilatına ne vatandaşa ne siyasilere yaranamamaktadır.Polis bazı yetkilerini kullanmaktan korkuyor denmiş bazı yorumlarda bu gayet normal arkadaşlar.Savcının karşısına sanığı çıkarıyorsunuz ve tam olayı anlatacağınız sırada savcı bey size sen çık polisi dinlemem diye gayet sert bir uslupta yüzünüze dahi bakmadan bağırıyor şimdi siz suç işlemiş olması muhtemel bir insanın yanında polise bu şekilde muamelede bulunursanız adliye çıkışında bu adam polisle dalga geçer.İkincisi benim meslekte öğrendiğim eğer karşıdan gelen tehlike seni öldürmüyorsa silahına davranmayacakın değilse dakikasında içerdesin.Arkadaşlar ben şimdiye kadar gördüğüm her olaya müdahale ettim ki doğru olanda buydu ama bana yeri geldiginde savcı yada hakim bile tepki gösterdi.En basiti maçta bir vatandaşa giriş yapmak istediği kapıdan giremeyeceği şeklinde uyarı yaptık adam ana avrat sövdü bize ve inanın adamı tertemiz yani zor kullanmadan aldık hakkında işlem yaptık neyse mahkeme safhasında hakimin dediği bize hitaben(ben 25 yaşındayım)'çoluk çocuğu polis yaparsan işte böyle uğraştırır milleti' oldu.Yani ne yapmam gerekiyordu orda o vatandaşın kafasını gözünü kırsamıydım yoksa ettiği küfürleri kale almadan dönüp gitsemiydim ve inanın daha benzeri birsürü olay geldi başımıza.Tabi bunları göre göre mesleki şevkinizi kaybediyorsunuz.
Gelelim olayın başka bir boyutuna biz genelde günde 12 saat çalışırız ama günlerce izinsiz çalıştığımız oluyor ve bu yoğun tempoda ister istemez insanı yıpratıyor.Çalışma saatlerinin düzeltilmesi şart.
Polisin eğitimi konusunda ise size söyleyebilceğim arkadaşlar ben 2 yıllık pmyo mezunuyum ve onuçınar86izmir in dediği gibi herkes her dersten geçemiyor,bırakın dersten kalmayı sınıfta kalan arkadaşlarımız bile var.Ayrıca mesleki derslere emniyet müdürleri hukuk derslerinede okulun bulunduğu ildeki üniversiteden öğretim görevlileri geliyor ve hepside bilgili konusunda uzman insanlar bence eğitimde hiçbir problemyok.
Son olarak sayın recep71 demiş ki:
Yemek boykotu yapan çocuk dört polis tarafından tekmeleniyor kapkaççı yakalanamıyor..Haklı çünkü polisin o çocuğu anayabilecek kapasitesi yok. Kendi geldiği çevre gereği ona göre tekmelediği çocuk devlet düşmanı ama kapkaççı kader mahkumu..
Tamamen talihsiz bir açıklamadır polisin o çocuğu anlama kapasitesi yok demeklepolisin anlama sorunumu var demek istediniz açıklık getirirseniz sevinirim.İkincisi polisin kendi geldiği çevreden kastınız nedir polis sizden daha ayrı bir coğrafyadamı büyüyor bu ülkenin insanı değilmi?
SAYGILAR....
Old 22-02-2007, 13:23   #35
burcu nas

 
Olumlu sorunumuzun amacı başka...

Bence polislerin yapmakla zorunlu olduğu bu durum da avrupa birliğine girme çabalarımızdan doğan bir zorunluluk.Yani yine devlete atıyorum suçu.Polisin amacını iyice unutmuşuz yaşadığımız olaylar yüzünden.İnsanların güvenliğini sağlamakla görevli polis artık güvenliğin maalesef sağlanamadığı bir ortamda arabuluculuk yapıyor.İnsanlar artıkkk "aaaaa polis" deyip çekinmiyor.İşta bir yanda idam cezasını tartışıyoruz bir yanda bunu.Devletimizin bu yumuşaklığının sebebini ben hep avrupa birliğine giriş sürecine bağlıyorum. Yanlışım varsa düzeltin lütfen
Old 22-02-2007, 18:59   #36
Av. R. Onur ÇINAR

 
Varsayılan

keşke bu tartışmanın en yoğun olduğu dönemlerde de sizi görebilseydik.. çok aradık bir emniyet mensubu ama bulamadık.
Old 22-02-2007, 21:16   #37
orhanelif

 
Varsayılan Ben bir Polis Memuruyum...

Saygıdeğer hukukçular/hukuk severler;
nerden başlamam gerektiğini inanın bilemiyorum.Ama şunu öncelikle belirtmek isterimki çoğunluğunuzun yazdıklarından Polise hak verdiğini, zor şartlarda çalıştığını,görevinin zor olduğunu, özveri isteyen bir meslek olduğunu söylemektesiniz. Maalesef hala bazı arkadaşlarımız ısrarla, polisin eski ( o istenmeyen) davranışlarının devam ettiğini, zamanında çok şeyler yaptıklarından falan bahsetmekteler. Artık yeter. bırakın o eski yıllarda yaşananları. şimdi sorun nerde onu tartışalım. bazılarınız da polisin iyi eğitim alamadığından bahsetmişsiniz. Ben T.C. Devletinin bir Polis Memuru olarak bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Tamam, 10-15 sene öncesine kadar dediğinizi kabul edebilirim.Ama 2001 yılından bu yana teşkilatımda en ufak bir eğitim eksikliği bulunmamaktadır. Yüksekokul statüsüne getirilişinden bu yana yani 2001 yılından bu yana mezun olan tüm polis memurları yüksekokul mezunu olmaktadır ve tüm öğretmenlerimiz, dalında uzman ve en az 2. Snf.Emn.Md.rütbesinde idiler.Ayrıca görmüş olduğumuz hukuk derslerini de mesleğinde kariyer yapmış Avukatlar vermekteler. Eğitim konusunda artık sizden olumsuz bir şey duymak istemiyorum çünkü son derece rahatsız olmaktayım. Eğtimimizi bu kadar överken, yaşanan/yaşanmakta olan/yaşanacak olan hataları/eksiklikleri nasıl izah edeceksiniz diye soracak olursanız şayet ; çok basit. Elbetteki kendisini yetiştirmeyi ihmal eden, işini layıkıyla yapmayan arkadaşlarımız var. bu bütün dünyada, bütün meslek dallarında olduğu gibi bizim içimizde de var. Bunu kabul ediyorum.ama lütfen, artık polisin yetersizliğinden falan bahsetmeyin. Benim, asla ama asla idealistliğimi hiç bir düşünce değiştiremez. Ama bunu maalesef ki genelimiz için söyleyemem. mesleğimle ilgili ön yargılı olanlarınıza sayfalar dolusu yazmak istiyorum ama bunu yapabilmem mümkün değil.Keşke bunu becerebilsem.İçinde bulunduğumuz durum inanın çok zor. Kanımca her geçen yıl daha da kötü olacak.bunun tek sebebi nedir? Biliyor mu sunuz? Suç işleyen insanlar artık polisten korkmuyurlar.çünkü, artık küfür yok, dayak yok hiç bir kötü muamele yok..Artık hangi suçu işlerse ne kadar yatacaklarını, nasıl ifade vermeleri gerektiğini, ne söylemesi/söylememesi gerektiğini daha iyi bilmekteler.
Bakın, iki yüksekokul, bir fakülte(kamu yönetimi) mezunu bir polis memuru olarak diyorum ki; mesleğim ile ilgili ne bilmek, ne sormak istiyorsanız bana sorabilirsiniz ve sizlere cavap vermekten mutluluk duyarım. sizden tek ricam lütfen ama lütfen, medyadan duymuş görmüş olduklarınızla bizi yargılamayın.Özellikle Avukatlık mesleği içinde olanlarınız çok iyi bilir ki, işin içine girdiğinizde durumun çok daha farklı boyutlarda olduğunu, öngörünüzün tamamen yanlış olduğunu anladığınız bir sürü olaya tanıklık ettiğinizi unutmayın.Ve değerlendirmelerinizi yaparken empati yapmayı ihmal etmeyin.Eğer bunu yapmazsanız, her şeyden önce kendinize kötülük yapmış olacaksınız. Şunu bütün inancımla söylüyorum ki; bir polise hak ettiği saygıyı gösterdiğinizde, iki kat saygı ve ilgiyi göreceğinizi asla unutmayın...Saygı ve seviginin bitmiş olması inanın işimizi yaparken bizi oldukça etkilemektedir.
Cevap vermek istediğim bir kaç kişi vardı ama yazımın uzun olması sebebi ile bunu yapmayacağım. İstenilen her sonuya içtenlikle cevap vereceğimi bilmenizi istiyorum.En derin saygı ve sevgilerimle....
orhankumbaroglu@hotmail.com
(
Old 22-02-2007, 21:31   #38
orhanelif

 
Varsayılan Yanlış Bilinen Konu

Üzülerek söylüyorum ama, maalesef medya ve okuma alışkanlığımızın olmaması nedeniyle meslektaşlarım ve avukat arkadaşlarımızın bir kısmı yetkilerimizin sınırlandırıldığı düşünmekteler. Halbuki bu doğru değildir. CMK'yı bir kez okuyan kişi bunun böyle olmadığını rahatlıkla anlayacaktır. Elimizden yetkilerin alındığını düşünenlere bir tavsiyem var. CMK ve Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 27. maddesini yavaş yavaş okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Dediğim gibi tek sorun okumamak, öğrenmek için çaba sarfetmemek işte bütün mesele bu. Neden böyleyiz konusuna girmeyeceğim. İnanın anlatması uzun sürer...
Old 23-02-2007, 11:49   #39
tiyerianri

 
Varsayılan

sayın orhanelif,mesleğinizi bu kadar savunduğunuza göre demek ki o kadar açığınız hala var ki;Türk polisi halktan yana olmadığı sürece hep aynı kalacaktır asla değişemez.Bu malesef bir vakıadır.
Old 23-02-2007, 12:08   #40
hakal35

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiyerianri
sayın orhanelif,mesleğinizi bu kadar savunduğunuza göre demek ki o kadar açığınız hala var ki;Türk polisi halktan yana olmadığı sürece hep aynı kalacaktır asla değişemez.Bu malesef bir vakıadır.
Sayın tiyerianri her meslek grubu mesleğini savunur bu gayet doğal.O kadar açığınız var demişsiniz merak ettim bende emniyetçiyim ne gibi açıklarımız varmış vatandaş gözüyle samimi olarak yazarsanız sevinirim ama şahısların değil teşkilatın genelinin açıkları olmasına özen göstermenizide ayrıca rica ediyorum...
İkinci konu polis şundan bundan yana olamaz yasa neyi gerektiriyorsa onu yapar halktan yana olmakla kastınız vatandaşa destek olmaksa biz zaten normal vatandaşa sonuna kadar yardımcı oluyoruz(tabi elimizden geldiği ölçüde).Ama kalkıp suçlularında yanında olmamızı bekleyemezsiniz sanırım!

SAYGILAR...
Old 23-02-2007, 12:11   #41
av.semire nergiz

 
Varsayılan

...ülkemizde Polis teşkilatında görev yapan değerli polislerimizin bir çoğunun yeterli eğitimi alamadıkları bir gerçektir. Toplum olarak ta öyleyiz.Elinde silahıyla olaylar karşısında agresifleşebilen polislerimizin duygusal olarak hareket etme ya da egosunu tatmin edebilme ihtimali çok fazladır.Bu düşünce telafisi imkansız zararlar doğurabilir.Geçmişte yapılan uygulamalar deneyim ve tecrübeler polisimizin yetkilerinin kısıtlanmasını zorunlu kılmıştır.Bu yıllardır içine girmeye çalıştığımız AB de de böyledir. İnsan suçlu da olsa önce insandır. yaşama hakkı vardır.Anayasamıza göre de suçlu olduğu ispatlanana kadar kimseye suçlu muamelesi yapılamaz.Oysa geçmişte bazı Polislerin şüpheli şahıslara yaptıkları işkenceleri hepimiz biliriz. ya da duymuşuzdur.Sonuç olarak, polislerin zor kullanmadan bu tür olayları bastırabilmesi çok zordur. Zorluk ta soyut bir kavram olduğuna göre ve ölçülebilir,tartılabilir bir yanı olamdığına göre; böyle hassas bir konu insanların vicdanlarına bırakılmamalıdır. bu konuda, sayın baks'ın yukar alıntı yaptığım görüşlerine katıldığımı söylemek istiyorum. polis tarafından dövülmüş, işkenceye uğramış birçok insanın şikayeti takipsizlikle sonuçlanırken, polise taş atarak direndi diye ( sıfır isabet..., yara bere, hiçbir şey olmadığı halde) insanlar aylarca tutuklu kalmaktadır.burda, polise taş atılmasını normal karşılıyorum, gibi bir sonuç çıkarılmasını istemiyorum. zaten kanunların ve uygulamanın polisten yana olduğunu söylemeye çalışıyorum. Ben de sayın Aygul ve Sayın Baksın yani her iki arkadaşımın yukarıda alıntı yaptığım görüşlerine katılıyorum.Polisin görevini yapmıyor ya da yapamıyor olması yetkilerinin az olmasından kaynaklanmıyor.Yukarıdaki sebeplerin yanında polisin giyiniş ve vücut yapısı da etkendir.Zira şiş şiş göbekli polislerimiz ile topuklu ayakkabı ile gezen nice polislerimizi gördüğümde hep aklıma 'Kendilerine yada vatandaşa yönelik bir saldırıda bunlar suçluyu nasıl yakalayacak her şey bir yana arkasından nasıl koşacak?'sorusu geliyor.Polisi tez elden forma sokmak lazım.Yetkileri ise,yerinde ve gereği gibi kullanmak şartıyla kendilerine yeter de artar bence.İyi çalışmalar</p>
Old 23-02-2007, 13:02   #42
tiyerianri

 
Varsayılan

Sayın Hakal35 sadece bir kaç örnek vereceğim benden açıklarınızı sormuşsunuz bende sade bir vatandaş olarak cevaplayacağım.Ayrıca şahısların açıkları bir camianın da açığı olur sayın akal zira teşkilat şahıslardan vücuda gelir.Bir de yasa neyi gerektirirse onu yapar emniyet mensupları demişsiniz peki şimdi soruyorum.U dönüşü yapılmaz levhasından bir polis aracı yada motoru dönüyorsa,kırmızı ışıkta bir polis aracı geçebiliyorsa(sireni açık değil normal gidiyor) park yapılmaz levhasının önünde polis aracı duruyorsa,sadece acil haller için kullanılan emniyet şeritleri acil bi r işi olmayan polis aracına hizmet verebiliyorsa ki; bu eylemleri bir vatandaş arabası yaptığı zaman ceza yer çünkü kanun emrediyor.Ayrıca madem kanunların emrettiği gibi davranıyor memur arkadaşlarımız o halde lütfen kendilerine de uygulasınlar uygulamayı bırakalım resen kanunlara uysunlar yeter aslında...,vatandaşa kibar konuşmuyorsa... daha birçok şey yazılır da burası yeri değil.Sayın hakal35 her meslek grubu mesleğini savunur diye bir genelleme niye yaptınız anlayamadım.Ancak şunu söyleyeyim devlet halk için vardır.Devletin memuru da halka hizmet için.Devlet memuru da vatandaş da aynı yasalara uymak zorundadır.Bu hukuk devletinin gereğidir.Biz de bir hukuk devletiyiz.En azından anayasada öyle yazıyor pek uygulayamasak da...
Old 23-02-2007, 14:15   #43
Ulukoca

 
Varsayılan

Polisin yetkileri elinden alındıysa, polisin silah doğrultmasında soruşturma açılıp suçluların adam vurmasında (işi ktabına uydurup) serbest kalıyorlarsa polisin etkisiz olmasından kimin suçu vardır düşünmek lazım. Kendi ülkelerinde polisin yetkilerini bir kralın yetkisine benzer hale getirenler konu Türkiye'ye gelince özgürlükten dem vuruyorlar. İşin kötü yanı bu gibi kuruluşlardan maaş ya da prim usulü çalışanlarda kendi ülkelerinde polise (dolayısıyla devlete) hakaret etmek için fırsat kolluyorlar.
Bizim memlekette bir söz vardır: "taşları bağlamışlar itleri serbest bırakmışlar" diye. Şu an polisin durumu da aynıdır. Bu yetkisizliğin üstüne eğitim eksikliği ve ekonomik sıkıntılarda girince her gün televizyonlarda görüdğümüz, gerçek hayatta yaşadığımız olumsuz durumların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Saygılarımla
Old 23-02-2007, 14:35   #44
Av.G.K.

 
Varsayılan Polis,aracınadki megafonla vatandaşı tehdit edebilir mi?

Bugün Sultanahmet adliyesindeki basın açıklaması sonrası büroma dönerken kendi halinde görüntüsünden evsiz olduğu imajı veren bir vatandaş sokakta yürürken önündeki polise yanlışlıkla çarptı ve yoluna devam etti.Polis memuru ise arkasından ''senin sülaleni .......''şeklinde bir küfür ettikden sonra vatandaşın üzerine yürümeye başladı ancak çevrede bir çok vatandaşın gözlerinin kendisine çevrilmesi üzerine çekinerek resmi polis aracına bindi ve araçla söz konsusu vatandaşın yanından geçerken araç megafonundan ''bir daha burdan geçme senin kafanı kırarım''şeklinde tehdit etti.
Sizce
-açık bir biçimde görevi esnasında bir vatandaşa küfür eden sonrada resmi araç mikrofonundan açık bir biçimde tehdit eden polis memuru o üniformayı giymeyi hak etmektemidir?
-Söz konusu polis memurunun bu şekildeki davranışı,görevlerini kanuna uygun bir biçimde ve vatandaşa saygı duyararak yapan diğer polis memurlarına bir haksızlık değilmidir?
diye sormak gerek.
Old 23-02-2007, 15:05   #45
tiyerianri

 
Varsayılan

Sayın Karakaş,bir yanlışınız olmasın polis öyle bir şey yapmaz,yapsa bile teşkilata mal edilemez edilse bile hepsine mal edilemez.Belki de o polis değildir de polis kıyafeti giymiş bir propagandacıdır.Tabi ki zülfiyare dokundurmak şstedim.Malesef bu ve buna benzer hatta daha vahim hadiseler var ki hem de nasıl
Old 23-02-2007, 20:11   #46
hakal35

 
Varsayılan

Sayın Tiyerianri aslında çok güzel bi noktaya parmak basmışsınız polis araçlarının siren çalmadan geçiş üstünlüğünü kullanması konusunda.Belki size komik gelecek yada bana inanmayacaksınız ama polis araçlarının çoğunun sirenleri çalışmaz haldeBunun nedenide çok basit Emniyetteki mantık araçlar gitsinde nasıl giderse gitsin.Bunun en canlı örneği benim çalıştığım ildeki bakım onarım şubesindeki şu manidar yazıdır 'Dönen tekerlekler başarımızdır'...
Ben yukarıda belirttiğim görüşü hala savunuyorum şahısların yaptığı hatalar şahsı bağlar sanırım hukuktada bu böyledir!Emniyet görevlilerinin yaptığı hataları eğer kuruma lanse ederseniz 200000 kişilik bir teşkilatı zan altında bırakmış olursunuz kaldı ki buda insafsızca bir yargı olur.
Ayrıca ben her polis mutlaka her işini doğru yapar demedim her insan hata yapmaya adaydır.Hata yapanda inannın gerekli şekilde cezalandırılıyor bende cezalandırılması taraftarıyım.Ancak polisin maalesef yaptığı iyi işler ne medya tarafından nede vatandaş tarafından görülmüyor ama yapılan hatalar anında manşetlere taşınıyor.Tamam basın özgürlüğünü sonuna kadar savunuyorum ama bu özgürlük birazda objektif olarak kullanılmalı.
Sayın Karakaş yazdığınız mesajı utanarak okudum bir meslekdaşımın bu tarz bir tutumda bulunmasını elbette tasvip edecek değilim ama şunuda belirtmeden edemeyeceğim sizdende bir hukukçu olarak olaya müdahale etmenizi beklerdim.
Son olaran Sayın Tiyerianri zülfiyare dokundurma yapılacak bir konu olduğunuda sanmıyorum çünkü ben polis her yaptığı harekette %100 haklıdır diye bir tabir kullandığımı hatırlamıyorum.200000 kişilik bir teşkilatın içinde çürüklerin olması gayet doğaldır.Kaldı ki bana memlekette dejenere edilmemiş,tamamen sağlam,işinin ehli kişilerin çalıştığı bir kurum gösterin varsa bizde bilelim.Polisinde bu kadar göz önünde olmasının sebebi üniformalı olarak çalışması ve yaptığı hataların telafisinin kolay olmamasıdır...
SAYGILAR...
Old 24-02-2007, 00:06   #47
tiyerianri

 
Varsayılan

konuyu uzatmak taraftarı değilim.Ülkede diyelim ki her kurum dejenere olmuş.Bu, polis teşkişlatının da bazı deformasyonlara uğramasına haklı sebep teşkil etmez bilakis sayın hakal35; madem bu kurumlar dejenere siz inadına daha iyi olun örnek olun emsal olun bizde göğsümüzü gere gere polisimiz işte budur diyelim.Bakın Türkiyede kendini kendini eleştiren meslek gryplarının başında avukatlar gelir.Bu sitede de yer alan görüşleri okuduğunuz vakit göreceksiniz ki biz avukatlar birbirimizi eleştiririz mesleğimizin yapılış tarzını yeri gelir eleştiririz ve ben şunu savunurum bir kişi birlik içinde bir hata yapmışsa o hata tüm birliğe mal edilir.Birliği vücuda getirenler işte o bireylerdir. Ben beklerim ki polis teşkilatımız da eleştirilere açık olsun hemen savunmaya geçmesin neticede aynı toplumun fertleriyiz statüler farklı olsa da...
Old 24-02-2007, 00:07   #48
tiyerianri

 
Varsayılan

Bir de şunu söylemeyi unuttum sirenin çalışmaması da bir bahane olmamalı değil mi hiç değilse bu konuda hak verin saygılar bizden
Old 24-02-2007, 23:36   #49
hakal35

 
Varsayılan

Sayın tiyerianri siren konusunda haklısınızdiyecek birşey yok.Ben de konuyu uzatmak için yazmıyorum zaten, yazdıklarınız karşısında kendi kurumumu savunuyorum ve tekrarlıyorum ki bu gayet normal.Bunu yapmaktaki amacımda haklı olan yada benim haklı gördüğüm arkadaşlarımın da yukarıda bahsettiğiniz azınlığın içine sokulmasını engellemek.Ben zaten bu dejenere olan kurumlar konusunu bir savunma anekdodu olarak kullanmadım.Sadece bütün bu kurumlarımız istenilenden çok uzak olmasına rağmen neden sürekli bellli başlı kurumların üzerine gidilir anlayabilmiş değilim.Bunu belirtmek için yazdım.Bunu tüm samimiyetimle söyleyebirim ki Emniyet Teşkilatı kendini yenilemeye başlamıştır ve bunu vatandaşların bizlere karşı yaklaşımından çok net şekilde anlayabiliyoruz...
SAYGILAR...
Old 25-02-2007, 11:28   #50
tiyerianri

 
Varsayılan

peki sayın hakal35 dediğiniz gibi olsun.Eğer bir kurum içindeki olumsuzluklara göz yumuyorsa aynı olumsuz şahıslarla bir kefeye konmaya asla ses çıkaramaz çıkarmamalı da bence.Bu tüm kurumlar için geçerlidir .Ben de bir vatandaşım ben de zaman zaman polisle karşı karşıya gelmek zorunda kalıyorum ve umarım dediğiniz doğrudur ve teşkilatınız kendini yeniliyordur.
Old 25-02-2007, 17:28   #51
özali

 
Mesaj çaresizlik

Alıntı:
Yazan onurcinar86izmir
merhabalar;

bugun kanal d öğle haberlerinde ankara'nın çankaya semtinde c.başkanlığı köşküne oldukça yakın bir yerde, bir sokak kavgasının vuku bulduğu haberi vardı...

haberde 15-20 kişilik bir grubun gecenin geç bir saatinde bu şekilde sıkı korunması gereken bir semtte, hem ateşli hem de ateşsiz silahlarla birbirleriyle kıyasıya kavge etmeleri anlatıldı.

buraya kadar her şey normal, kalsik bir olay gibi gözüküyor...

türk polisi burda devreye giriyor, olaya müdahale ediyor. belki vaktinde belki biraz geç kalıyor(polisin kameralardan daha önce olay yerinde olması haberde iddia edildiğinin aksine geç kalmadığının bir göstergesidir bence, çankaya bölgesinde medya organlarının ne kadar yoğun olduğu tahmin edilir)...

polisi görerek kaçmaya başlayan zanlıların polis de peşine düşüyor doğal olarak, polis kameraların gayet net bir açıyla kaydettiği, bir inşaat sahasında zanlılardan dördünü kıstırıyor.

ancak yakalayabilmek ne mümkün??

zanlılar silahlı ve sivil halk için son derece tehlikeli... polis de uygun olarak havaya uyarı ateşi açtı fakat dinleyen kim, onlarda polisin kendilerine doğru ateş açmasının çok zor olduğunun farkında...

burda eski bir özdeyiş aklıma geldi, OLUR BÖYLE VAKALAR, TÜRK POLİSİ YAKALAR...

olayımızda ise hiç oyle olmadı

acaba türk polisi niçin bu şekilde davranıyor, ya da bu şekilde davranmak zorunda...

değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkürler
Old 25-02-2007, 17:42   #52
özali

 
Varsayılan

Admine katılıyorum. Kanunlarımız polisimizin elini kolunu bağlamaktadır. Bununla birlikte ,medya polisi bilinçli/bilinçsiz yıpratmaktadır. Bakıyorum haberlere , izinsiz gösteri yürüyüşü yapılmakta polis vazifesi gereği ilk önce gurubun dağılmaları için uyarıyor doğal olarak bunu dinleyen yok polis de müdahale ediyor ancak guruptan biri polisin kafasına kaldırım taşı atar haberde bunu göstemiyor bir polis birine jop vurmuş bunu gösteriyorlar yoruma gelince de polis aşırı güç kullandı.
Old 25-02-2007, 20:49   #53
berkiten

 
Varsayılan

sayın:sibelniko;
bahsetmiş olduğunuz nitelikli polislerimiz maalesef üzülerek belirtmek isterim ülkemizde mevcut ve halen bu işi yapmaktadırlar fakat;sunmuş olduğunuz örnekleri yapan polis sayısı bir o kadar az ise bu örnekleri yapmayacak bu işe gönlünü vermiş polislerimizde hiç tahmin edemiyeceğiniz kadar çoktur...genelleme yaparak polislerimizi böyle suçlarla itham etmeyelim lütfen.saygılarımla...
Old 25-02-2007, 21:25   #54
brkmnks

 
Varsayılan

21 yasimdayim, henuz herhangi bir polis memurunu, bir insana yardim ederken gormedim.. aksine,, gordugum her polis ya bir vatandasi dovuyordu, ya karakola goturuyordu ya da uniformasinin cakasini satiyordu... fakat, her ne kadar ben gormemis de olsam, eminim ki gorevlerini tam anlamiyla yapan polis memurlari da vardir... buna ragmen, 2. kismin azinlikta oldugu kacinilmaz bir gercektir...

emniyet teskilatinin yetkilerinin azaldigini iddia edenler, tam anlamiyla yanilmaktadirlar. fakat, keske azalsaydi... cunku bilenler bilir, bu ulkede bir cok masum insan, haksiz yere maddi ve manevi aci cekmislerdir... cektirenlerin zihniyetinde ise bir degisiklik yoktur...
Old 25-02-2007, 21:39   #55
berkiten

 
Varsayılan

sayın:brkmnks;
polislerimizn suçlulara bu şekil davrandığından şikayetçi olmussunuz...haberlerde suçluların polislere nasıl davrandığının farkında değilsiniz sanırım.polislerin suçlulara bu şekil davranmazsa bir şeylerin gidişine nasıl dur demesini düşünüyorsunuz...saygılarımla...
Old 25-02-2007, 21:54   #56
brkmnks

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan berkiten
sayın:brkmnks;
polislerimizn suçlulara bu şekil davrandığından şikayetçi olmussunuz...haberlerde suçluların polislere nasıl davrandığının farkında değilsiniz sanırım.polislerin suçlulara bu şekil davranmazsa bir şeylerin gidişine nasıl dur demesini düşünüyorsunuz...saygılarımla...

sayin berkiten:

yazdiklarimi gozlerinizle okudugunuza emin misiniz?

hic bir sey anlamamissiniz da...

yahu, bir onceki mesajimda yazdigim iki paragraftan suclu kelimesini nasil uydurdunuz? nerde bahsettim ben suclulardan? suclu kelimesini hangi cumlede kullandim?

''size cevap verdigim icin bilincli uyelerden ozur diliyorum''
Old 25-02-2007, 22:40   #57
berkiten

 
Varsayılan

polisin vatandaşa yada suçlulara ne farkeder önemli olan kime davrandığı değil nasıl davrandığıdır ayrıca bu suçlu kelimesine bu kadar takılmanız ve ben yazmadım diye üstüne basa basa haykırmanızı ve en sonda yazmış olduğunzu kelimeleri size hiç yakıştıramadım...polis durduk yere kimseyi dövmeyeceğini yada karakola götürmeyeceğini bilmeniz gerekirdi suçlu kelimesinide anlamamanızada bi anlam veremedim...

"sizin adınıza polislerimizden özür diliyorum"
Old 26-02-2007, 00:49   #58
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan berkiten
...polis durduk yere kimseyi dövmeyeceğini yada karakola götürmeyeceğini bilmeniz gerekirdi...
Sayın "berkiten",
Bu kural yeni kitaplarda mı yazıyor, yoksa siz mi keşfettiniz ?

Hukuk öğrencisi olduğunuz yazıyor, ÖĞRENME çabanızı bırakmamanız dileğimle.

Saygılarımla.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu
" Hak, huk, hukuk; gak, guk, guguk !!! "
Old 26-02-2007, 01:03   #59
berkiten

 
Varsayılan

sayın:kavili;
ben bu örneği arkadaşıma sadece bir nebze düşüncesine yön vermek amacında olup ve ben hiç bir şekilde arkadaşımın bahsetmiş olduğu olaya şahit olmadığım ve de böyle bir olayı duymadığım için bu cümleyi söyleme gereği duydum,cümlemi alıntı yapmıssınız ama sizin düşüncenizin ne olduğunu yada bu yanlışın ne olduğunu bahsetmemişsiniz.. sizn benden daha deneyimli bir hukukçu olarak bu konuda düşüncelerinizi belirtmenizi isterim vede sizin vereceğiniz bilgiler sayesinde çok şeyler ögreneceğimi düşünüyorum...

saygılarımla...
Old 26-02-2007, 02:37   #60
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan türk polisi bu mu ???

Arkadaşlar;
Öncelikle kavramları yerine koyalım:

Polis Kimdir?

Devlet tarafından silah kullanma yetkisi verilmiş (asker ile birlikte) bir kurum/örgütlenmedir.

Polisin silah kullanma yetkisi eliden alınmış mıdır?

Hayır.

Sadece yerinde ve zamanında kullanacaksın diye denetim getirilmniştir.

Biz bu ülkede "polisin havaya açtığı ateş" nedeni ile insanların öldüğüne ilişkin çok haber duyduk. Ya vatandaşlarımızn bir bölümü kaz olarak havada uçuyordu ya da haberler ve polis yalan söylüyordu.

Biz terörle mücadele şubesinden bir sürü insanın pencereden atlayarak intihar ettiğini de duyduk.

Türkiyedeki bütün Terörle mücadele şubelerinin pencereleri demir parmaklıklarla kapalıdır. Polis eline geçirdiği bilgi kaynağını kaybetmek istemez. Buna yönelik önlemler de alınmıştır. Ben bu insanların o parmaklıklı pencereden nasıl atlayarak intihar ettiğini anlamış değilim.

Ben 80 döneminde polislerin bazı büfeleri haraca bağladıklarını, sigaralarını vb. aldıklarını da duydum. Halen de "çıkar amaçlı suç örgütlerinin" içinden polisler çıkıyor.

Burada en çok tartışılan (polisin de en çok gündeme getirdiği) biz suçluları yakalıyoruz, mahkeme bırakıyor, ya da yetkilerimiz kısıtlandı mantığı. Unutulmaması gereken bir şey var ki bir kimsenin suçlu olup olmadığına mahkeme karar veriri. Polisin yakaladığı sanıktır. Polis sanığı yakalayıp TOPLADIĞI KANITLARLA BİRLİKTE MAHKEME ÖNÜNE GETİRMEKLE GÖREVLİDİR. SANIĞIN SUÇLU OLUP OLMADIĞINA İLİŞKİN KARAR YETKİSİ MAHKEMENİNDİR. Aksine düşünen arkadaşların Anayasada Türkiyenin bir hukuk devleti olduğuna ilişkin ibareleri sildirip Türkiye bir polis devletidirr ibarelerini koymalarını öneririrm.

Yazının girişinde de belirttiğim gibi polisin silah kullanma yetkisi elinden alınmamıştır. Getirilen düzenleme sadece oranlı güç kullanılmasına ilişkindir. Yani polis karşısında olduğu olayın vahamet derecesine göre güç kullanacaktır. Bu hükümlerin tümü yargısal denetime açıktır. Haksız yere ceza aldığını savunan polis de yargısal denetimden yararlanarak haklarını savunabilir.

Gelelim polisin sikça gündeme getirilen "biz suçluyu yakalıyoruz mahkeme bırakıyor" ifadesine;

ben son zamanlarda özellikle hırsızlım suçları ile yakalanan kişilerin tutuklama koşulları olmamasına rağmen tutuklandıklarına tanık oldum. Duyduğuma göre yargıçlar suçun önlenmesi için böyle bir prensip kararı almışlar. Doğruluğunu bilmiyorum.

Şimdi (varsa) böyle bir prensip kararının yanlışlığını savunurken polisin "ben yakaladım suçludur" mantığının doğruluğunu mu savunacağım? Sanığı yakalamak polisin görevi suçluluğa karar vermek adliyenin görevidir. Kimse sıçramasın ve başkalarına çamur atmasın. Herkes görevini gerektiği şekilde yerine getirsin.

Eğer olayı gizli örgüt vb şeklinde değerlendiriyorsak en büyük gizli örgüt polis teşkilatıdır. Bu konuda sanırın Hindistan Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı olduğu gibi, ben ülkemizde milletvekillerinin veya komisyon üyalarinin denetim için müdürlüğe alınmadığını anımsıyorum. Bunları bulabilirim. Bu ne biçim devlet yetkisini kullanmak, nasıl kamu yararıdır?

Sonuçta polisin elinden hiç bir olanağı alınmamıştır. Olanaklarını kamu yararı doğrultusunda akılcı kullanması için sınırlamalar getirilmiştir. Yoksa silah kullanmaktan korkmaya başladım, haklarım kısıtlandı, ben yakalıyorum mahkeme bırakıyor gibi tanımlamalar doyurucu değildir. Ceza yasasında meşru müdafa ve zorunluluk halleri düzenlenmiştir. Ben silah ruhsatına sahip değilim. Ama düzenlemeye uygun davrandığımda (örn. meşru müdafa koşullarına) alacağım ceza en fazla ruhsatsız silah taşımak olabilir. Polisin de ruhsatı olduğuna göre böyle bir sorunu yoktur. Diğer tartışmalara gelince yukarıda yaptığım açıklamalar çerçevesinde POLİS SANIĞI YAKALAR, SUÇLUYU DEĞİL. SANIĞIN SUÇLU OLUP OLMADIĞINA MAHKEME KARAR VERİR." Eğer polisin ikide bir öne sürdüğü bu "biz suçluyu yakalıyoruz mahkama bırakıyor" tanımlamasını ciddiye alırsa ANAYASAYI DEĞİŞTİRİP T.C. BİR HUKUK DEVLETİ DEĞİL BİR POLİS DEVLETİDİR. KİMİN SUÇLU OLDUĞUNA POLİS KARAR VERİR. dememiz gerekiyor.

Saygılarımla
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Türk Ticaret Kanununda ve tasarı halindeki Türk Ticaret Kanununda şirket birleşmeleri demokres Ticaret Hukuku Çalışma Grubu 12 28-09-2012 12:19
polisi ilgilendiren yönü ile insan haklarında hukuki gelişmeler Av.Elvan Akkaya İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu 4 24-11-2007 01:00
İstanbul polisi günde 337 kişi yakaladı Seyda Hukuk Haberleri 0 26-12-2006 12:16
Kanunlarımızı Polisi koruyamamakta ve devletimizin gücünü zayıf bırakmaktadır. erknea Hukuk Sohbetleri 3 24-08-2006 13:05
1917 Hukuki Aile Kararnamesinden günümüz Türk Medeni Kanununa kadar Türk aile yapısı tulinunal Hukuk Soruları Arşivi 1 23-05-2006 19:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10599399 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.