|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
21-05-2012, 23:07 | #1 |
|
Resmi Senette sahtecilik iddiasında bulunan kişinin iddiasının değerlendirilmesi
Yeni HMK 208/4 Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir.
Yine aynı kanunun 114/1 Dava şartları ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. Görüldüğü üzere iki Kanun maddesi birbiri ile çelişmektedir.Ayrıca 208/4 uyarınca açılmış bir davanın, 114/1 uyarınca usulden reddedilmesini yargıtay onamıştır. |
01-06-2012, 15:13 | #2 |
|
Yargıtay Kararını da ekleyebilir misiniz?
Konu hakkında nasıl bir yorum yapmamızı istiyorsunuz ? |
05-06-2012, 11:16 | #3 |
|
HMK 208/4 ün yok sayılması sizce normal mi ?
|
06-06-2012, 01:44 | #4 |
|
Sizce açılan davalar aynı davalar mı? Emin misiniz?
|
16-06-2012, 18:31 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Resmi senette sahtelik iddiası senede konu olan dava içerisinde de görülebilir senedi düzenleyen noter taraf olarak gösterilmek suretiyle ayrı bir dava olarak da açılabilir. Davaların aynîliği durumu da dava şartıdır bilindiği üzere.Derdest bir dava var ise tarafı,dava sebebi ve dava konusu aynı olan bir dava açılırsa usulden reddedilir.Asıl dava ile sahtelik iddiasının incelendiği dava nasıl aynı dava olarak nitelendirilmiş anlayamadım.Kararı göstermeniz bu hususta yararlı olacaktır.. |
08-01-2013, 18:36 | #6 |
|
Her sayfasında farklı farklı imzanın bulunduğu ve bu imzaların birbirinede benzemediği çıplak gözle herkes tarafından kolayca fark edilebilir Noterde düzenlenmiş üç safya vekaletname için, HMK md.208/4'den resmi belgenin sahteliğinin tespiti amacı ile dava açıldı.Bu dava,belgenin düzenlendiği tarihte noterlik yapan şahsın hayatta olmadığı tespit edildi.Noterliğin tüzel kişiliği olmadığı kuruma husumet yöenltilmesinin mümkün olmadığı bahisle,pasif husumetten red edilmiştir.Bu konu ile ilgili defalarca dava açtık sahtelik iddiasını yerel mahkemelere dinletme imkanı bulamadık.
|
09-01-2013, 00:46 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın sisdempol,
Kanunun iki maddesi birbiriyle çelişmemektedir. Şöyle ki; HMK'nın "İspat ve Deliller" başlıklı Dördün Kısmının "Belge ve Senet" başlıklı 2. Bölümü'nde düzenlenen m.208/4'e göre: "Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir..." Bu düzenlemeye göre bir davada delil olarak kullanılan resmî senedin sahteliği ileri sürüldüğünde; bu sahteliği ileri süren tarafın "sahtelik davası" açması gerekmektedir; başka bir deyişle davaya bakan mahkeme, delil niteliğinde olan "resmî senedin sahteliğini" inceleyemez. Ya da kısaca şöyle de diyebiliriz delil olan resmî senedin sahteliği "sahtelik iddiası" olarak ileri sürülemez "sahtelik davası" olarak ileri sürülebilir... Dolayısıyla asıl davaya bakan mahkemenin gördüğü dava ile delil nitelikli resmî senedin sahteliği davasına bakan mahkeme aynı olamayacağı gibi; asıl davaya bakan mahkemedeki dava ile delil nitelikli resmî senedin sahteliğine dair ikame olunan dava da aynı dava değildir; ki bu davaların farklı davalar olduğu Madde Gerekçesinde de: "... Mevcut dava içinde de böyle bir sahtelik iddiasının karara bağlanması mümkün değildir. Zira, mevcut davanın tarafları dışında, evrakı düzenleyenin de asıl uyuşmazlıkla ilgisi olmadığı hâlde taraf gösterilerek, dava içinde tarafları farklı yeni bir davanın görülmesi şeklinde bir usul, yargılama hukukumuzda mümkün değildir..." şeklinde belirtilmiştir diyebiliriz. Neticeten bu davalar aynı davalar olmadığına/sayılamayacağına göre (çünkü aynı davalardan bahsedebilmeniz için aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak açılmış iki ayrı dava olmalıdır): HMK m.114/1-ı'da yapılan (Dava şartları şunlardır: ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması) düzenleme ile HMK m.208/4 düzenlemesinin çeliştiğinden bahsedemezsiniz... Saygılar... |
26-01-2013, 17:07 | #8 |
|
T.C. YARGITAY 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8949 KARAR NO: 2012/12207 YARGITAY İLAMI MAHKEMESİ : TORBALI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/01/2012 NUMARASI : 2011/581-2012/1 DAVACILAR : S P VD. DAYALI : TORBALI TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ Taraflar, arasındaki resmi senetlerin sahteciliğinin tespiti ve iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ye sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.04.2012 gün ve 2012/5032-6133 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen resmi senetle devri yapılan ve bir adet taşınmaz üzerindeki ipoteğin de terkine dair işlemlerin sahte olduğu ileri sürülerek iptali ile tapu iptali ve tescil, ayrıca ipoteğin terkini işleminin de iptali istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü'ne tebligat yapılmadan dosya üzerinde 6100 sayılı HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, Torbalı 1 .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 esas sayılı dosyasının tapu kaydının yolsuz olduğunun tespiti ile düzeltilerek davacı adına tescili talebine ilişkin olduğu, dava konusu sahteliği tespit ve iptali istenilen resmi belgelerle ilgili olarak görülmekte olan bu davanın halen derdest olduğu, HMK'nun 115/2. maddesi uyarınca dava şartının yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Dosyanın incelenmesinde; Torbalı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 esas sayılı dosyasında 580 ve 581 sayılı parsellerle ilgili olarak. 2009/200 esas sayılı dosyasında 582 sayılı parsellerle ilgili olarak son malikler aleyhine sahtelik nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, bu dosyalarda tapu sicil müdürlüğünün hasım gösterilmediği, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin bu dosyalarla birleştirilen 2009/268 esas sayılı dosyasında ise tapu sicil müdürlüğü hasım gösterilerek 580 sayılı parselle ilgili olarak miktaı düzeltilmesi talep edildiği görülmüştür. 2012/8949-2012/12207 -2- Bu davada ise 580, 581 ve 582 sayılı parsellerin tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen resmi senetle tapudan devrine ilişkin işlemlerin ve ipoteğin terkini işleminin sahteliğinin tespiti ve iptali talebi ile sadece tapu sicil müdürlüğü hasım gösterilerek dava açılmıştır. Derdestlikten maksat, bir davanın açılmış ve görülmekte olmasıdır. 6100 sayılı HMK'nun 114/1-1 maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması yani "derdestlik" hususu dava şartlarından biri olarak sayılmaktadır. Aynı Yasa'nm 115/2. maddesince de, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilir. Davaya konu olayda, 2008/243 ve 2009/200 esas sayılı dosyalarda açılan davalardaki hukuki sebep ile bu davadaki hukuki sebep aynı ise de davanın tarafları farklıdır. Yine Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/268 esas sayılı dosyasında açılan dava ile bu davanın tarafları aynı ise de her iki davanın hukuki sebebi farklıdır. Bu nedenle mahkemece davanın derdestlik nedeniyle reddi doğru değildir. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme taleplerinin yerinde olduğu, Dairemizce davanın derdestlik nedeniyle reddine ilişkin kararının sehven onandığı anlaşılmakla karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 30.04.2012 tarihli ve 2012/5032-6133 sayılı ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, gereksiz yatırılan harcın istek halinde iadesine, 23.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
26-01-2013, 17:09 | #9 |
|
T.C. YARGITAY 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6989 KARAR NO -.2012/10514 YARGITAY İLAMI MAHKEMESİ : TORBALI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/01/2012 NUMARASI : 2011/582-2012/2 DAVACI : H. D. DAVALI : TORBALI TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ ^ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sırasında 582 parsel sayılı 2120 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeni ile H. P. adına tespit ve 16.02.1968 tarihinde tescil edilmiş, tapu kaydındaki tarih ve 692 yevmiye numaralı satış işlemi ile B. A.’e, O'ndan da satın alma nedeni ile M. K'ya intikal etmiştir. Davacı H. D., 582 sayılı parselin tespitine esas olan tapu kaydının oluşumuna neden olan ifraz işlemi, 582 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tutanağı ve 20.04.1968 tarih ve 692 yevmiye numaralı satış işlemine ait resmi senedin sahteliğinin tespiti ve iptali istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda aynı belgeler ile açılmış ve derdest olan bir dava bulunduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, iş bu davada "12.08.1966 tarih ve 1112 yevmiye numaralı ifraz istemi sonucu yapılan krokinin ve bu isteme dayalı 16.02.1968 tarihli tapulama tutanağının sahteliğinin tespiti ve iptali, 20.04.1968 tarih ve 692 yevmiye numaralı işlemle yapılan resmi senedin sahteliğinin tespiti ve iptali" istenilmiş olup aynı ve irtibatlı iddialar Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/243 Esas sayılı dosyasında da ileri sürülmüş olmakla HMK'nun 114/ı bendi ile 208/3. maddesi birlikte düşünüldüğünde iş bu davadaki iddialar ön sorun şeklinde tapu iptali ve tescil davasında re'sen nazara alınacağına göre davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 10.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. |
31-01-2013, 16:47 | #10 |
|
Sn. Sisdempol;
Yargıtay 16. HD'nin vermiş olduğu kararın gerekçesinde; HMK 114/ı (derdestlik) ile HMK 208/3 (bir belgenin sahteliğinin ön sorun şeklinde ileri sürülebileceği hükmü) birlikte değerlendirildiğinde demek suretiyle ilgili belgenin ön sorun olarak incelenmesi gerektiği düşüncesine dayanmıştır. Oysa anladığım kadarıyla sahteliğinin tespiti ve iptalini istediğiniz belgeler resmi belgeler. Bu nedenle ayrı bir dava açılmasını zorunlu kılan HMK 208/4 maddesi hükmü karşısında Yargıtay 16. HD'nin kararı isabetli bir karar değildir. (HMK 208/4 "Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir.") Hüküm açıktır. Resmi belgenin sahteliği iddiası ayrı bir dava olarak görülmelidir. Ön sorun olarak aynı davada incelenemez. Karar düzeltme isteminde bulunmanızı öneririm. Ayrıca noterlerin tüzel kişiliği bulunmaması ve işlemi yapan noterin ölmüş olması karşısında belgeye resmiyet kazandıran kişinin taraf olarak gösterilmesi zorunluluğu(HMK 208/4) karşısında davayı çekişmesiz yargıya ilişkin HMK 382 (özellikle b bendi)kapsamında veya ölen noterin mirasçılarına davayı yöneltmekten başka çare bulunmadığı kanaatindeyim. |
25-02-2013, 14:34 | #11 |
|
Karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
|
25-02-2013, 18:29 | #12 |
|
Sayın Av.Mehmet F. Algül, karar düzeltme talebimiz dosya ilgili daireye gittikten 11 gün içerisinde red edilmiştir.Yargıtayın yasama organının yargılama usulüne ilişkin çıkardığı yasayı tartışacağına, kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği, yasayı uygulaması ve uygulatması gerekir. Yasama organı tarafından 12.01.2011 tarihinde kabul edilen HMK ile sahteciliğin incelenme usulu netleşmiştir. Anayasa`nın 142. Maddesi gereği yargılama usulleri kanunla düzenlenir.Yasama organınca resmi senetlerin sahteliği, sahtelik iddiası olarak değil sahtelik davası olarak ileri sürüleceği HMK 208/4 ile usul olarak belirlenmiştir.Resmi belgelerin sahteliğinin tespiti için 208/4den açılmış tespit davasını eda davası ile derdest kabul etmek, Anayasanın 142.md’ne aykırı olarak yasama organı tarafından belirlenmiş bir usulu yargı kararı ile ortadan kaldırmaktır.Yargı yasama organının koyduğu kuralı uygulamak istemiyorsa Anayasa mahkemesine kanunun iptali için başvurabilir diye düşünüyorum.
|
28-02-2013, 18:53 | #13 |
|
208/4 ' den açılmış kaç tane derdest sorunu olan dava var onu merak ediyorum ?
|
30-04-2021, 18:14 | #14 |
|
hmk208/4
HMkK 208/4 den açılmış olan bir sahtelik davasında sürekli usulden ret edilmeyle sonuçlanmıştı.
"tarih ve yevmiye numarası doğru olan noterlik belgesinin yalnızca imzanın notere ait olmadığı iddiası ile sahteliği istenemez" Şeklinde bir mahkeme kararı ile karşılaştım. Böyle usul yasa ile ilgi bilgisi olan hukukçu arkadaşların bu konuyu aydınlatmasına ihtiyacım var saygılar selamlar. Not: dosyada imzaların noterin imzalarını taklit etmek suretiyle atıldığı ve noterin el ürünü olmadığına dair kriminal rapor var. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Resmi Evrakta Sahtecilik | _erman_ | Meslektaşların Soruları | 13 | 29-10-2013 18:24 |
Resmi Belgede Sahtecilik Hk. | Avukaat | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-12-2010 15:18 |
Resmi Evrakta Sahtecilik | Av.Nuri YENİÇERİ | Meslektaşların Soruları | 6 | 11-08-2008 21:08 |
resmi evrakta sahtecilik mi? | uugur | Meslektaşların Soruları | 2 | 08-07-2008 13:54 |
Resmi evrakta sahtecilik | taze mezun yalçın | Meslektaşların Soruları | 4 | 11-11-2006 15:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |