|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
19-02-2013, 16:26 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Reşit olmaya ilişkin yorumunuza katılıyorum.Gerçekten böyle bir düzenleme görmedim.Ancak dediğim gibi reşit olmanın ötesinde başka bir husus var ki oda kişi reşit olsa da kendisine tebliğ yapılamayacak kimselerden olması |
19-02-2013, 16:28 | #32 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-02-2013, 16:34 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Ekici , 17.MADDE ise ,belli yerde sanat ve mesleğini icra edenlere yapılacak tebliğleri düzenlemekte. Dolayısı ile mesken dışında iş yeri adresinde BİRLİKTE OTURMA gibi bir durum da söz konusu değildir. 17.MADDEDE ilk kısımda mesken dışında bir yerde mesleği icra edenlerde kimlere tebliğ yapılacağı , 17.MADDE İKİNCİ KISIMDA İSE ; evde meslek ve sanatını icra edenlerde kimlere tebliğ yapılacağı düzenlenmiş. Evde meslek ve sanatını icra edenlere yapılacak tebliğde birlikte oturma ibaresi geçmekte. Maddeyi bütün olarak değil iki ayrı kısımda değerlendirmeniz gerekmekte.. |
19-02-2013, 16:35 | #34 |
|
Reşit olmayana yapılan tebligat geçerli midir, geçersiz midir?
Sorunun cevabını, Tebligat Kanunu'nun bu konudaki düzenlemesine bakmaksızın, sırf teorik açıdan vermeye çalışırsak, tebligatın yapıldığı yere göre, iki başlık altında vermek yerinde olur düşüncesindeyim. 1. Tebligat yapılacak kişinin evinde: tebliğ işleminin önemi, tebligatın reşit aile fertlerine yapılmasını gerektirir düşüncesindeyim. 2. Tebligat yapılacak kişinin işyerinde: Bu durumda 18 yaş koşulunu aramanın yersiz olduğu düşüncesindeyim. Bir büroda çalışan 18 yaşın altındaki kişi gerektiğinde çalıştığı büronun tüm yazı işlerini, idari işlemlerini ve haberleşmesini yapmaya yetkilidir ve belirli konularda nasıl davranması gerektiğini bilebilecek durumdadır, hangi evrakı ne zaman şefinin masasına koyacağını bilmektedir. Diğer birkaç ülkedeki uygulama Almanya: * Tebliğ yapılacak kişinin evinde: ergin bir aile ferdine, ailede çalışan bir kişiye (yaş koşulu ve daimi çalışma belirtilmemiş)veya evde daimi olarak ikamet başka bir kişiye, * Tebliğ yapılacak kişinin işyerinde: işyerinde çalışan bir kişiye(daimi çalışma koşulu aranmıyor), Avusturya: * Tebligat kendisine tebligat yapılacak kimse ile aynı konutta ikamet eden ve tebligatı almayı kabul eden(aile fertleri hariç) her gerçek şahsa yapılır. * Tebligat alacak olan kimse, meslek olarak diğer kişilerin vekilliğini üstleniyorsa, tebligat o kişinin ofisine yapılır ve ofiste bulunan her çalışana yapılabilir. Fransa: İcra memuru tarafından gerçekleştirilen bir tebligatta, tebligat kendisine tebligat yapılacak kişinin ikametgahında bulunan her kişiye, apartman yöneticisine veya komşulara tebligatın bir kopyası verilir. Bu durumda icra memuru tebligat yapılacak kişinin posta kutusuna bir haber bırakır. İtalya: Tebligat sırayla, tebligat yapılacak kimsenin oturduğu apartmana, ofisinin veya işyerinin bulunduğu sanayi bölgesine ve bir aile ferdine, veya ofisinde veya firmasında çalışan 14 yaşından küçük olmayan ve ehliyetsiz olmadığı bariz şekilde görünen kişye yapılır. Saygılarımla |
19-02-2013, 16:43 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
Posta görevlisi, o şahsın daimi çalışan olduğunu ortaya koyacak belgeleri mi araştıracaktır? Elbette hayır. Yaş itibariyle tebliği gerçekleştirebileceği biri olduğu kanaati hasıl olduğunda (yasa metnine göre) tebligatı yapacaktır. Zira orası bir işyeridir ve işyeri yol geçen hanı değildir, olmamalıdır ve eğer öyle ise sonuçlarına o işyerinin sahibi/yöneticisi vs. katlanmalı, tebligatı gönderenin bu durumdan zarara uğramasının (emek/zaman vb..) önüne geçilmelidir. |
19-02-2013, 16:44 | #36 |
|
Sayın GEMİCİ,
Tebliğ yapılan yer iş yeri, Ve işyerinde muhataba yapılacak tebliğlerde yasa açık. Ya kendisine yada daimi çalışana diyor. Yani ısrarla anlattığım üzere kişinin REŞİT OLMASINDAN DAHA ÖNCELİKLİ OLARAK TEBLİĞ ALACAK KİŞİLERDEN OLMAMASI. KİŞİ REŞİT OLSA DAHİ TEBLİĞ USULSÜZDÜR. |
19-02-2013, 16:51 | #37 | |||||||||||||||||||||||
|
Araştıracak demiyorum Sayın Engin mazbataya yazacak diyorum ki usulsüz ise de diğer taraf açısından hak kaybı için her zaman itiraz hakkı doğsun.. |
19-02-2013, 16:52 | #38 |
|
Konuya başka meslektaşlarımızda katılırsa çok daha net fikirler ortaya koyabileceğimizi düşünüyorum..
|
19-02-2013, 16:53 | #39 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İşyerinde bulunan ve tebligatı alan şahsın, işyeriyle ilgisi bulunduğunun kabulü gerektiği yönünde bir karardan ilgili yeri alıntıladım.
Kararın tam metni için bknz:http://www.turkhukuksitesi.com/showp...88&postcount=2 Not: Karar sigortasız çalışan işçiyle ilgili olmakla birlikte, "tebligatın yapıldığı şahsın işyerinde bulunması ve tebligatı almaktan imtina etmemesi gerçeği karşısında tebligatı yapamayız diyemeyiz anlamına geliyor. |
19-02-2013, 17:00 | #40 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Ekici,Hükmi şahıslara yapılan tebliğ usulleri ile bir yerde meslek ve sanatını icra eden kişilere (gerçek şahıslara) yapılan tebliğler farklıdır. İlgili karar şirkete yapılan tebliğden söz etmekte.. |
19-02-2013, 17:04 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-02-2013, 17:07 | #42 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Engin, Bu konuda ki fikirlerimizi açıklıkla ortaya koyduk sanırım, artık soru sahibi değerlendirmelerini yapacaktır.. Ben bu değerli fikir alışverişi için size ayrıca teşekkür ederim..Oldukça yararlı bir paylaşım olduğunu düşünüyorum..Fikirlerinizin benim nazarımda ne kadar kıymetli olduğunu da yeniden belirtmek isterim.. Saygılarımla |
19-02-2013, 17:10 | #43 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-02-2013, 17:33 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın YILDIZ HUKUK,
Ancak benim mesleki tecrübeme göre bu ve benzeri BİNLERCE içtihat özünde "olaya özgü" içtihatlardır, Yargıtay'ın tebligat kanununun yorumu konusundaki genel eğilimini yansıtmamaktadır. Bu içtihatların belki misli sayıda ters yönde karar da vardır, ancak bunlar çoğu zaman içtihat bankalarına girmez. Çünkü örneğin icra takibi sonucunda vs. konu merciye gittiğinde itiraz olarak öne sürülür, mahkeme dikkate almaz, Yargıtay kararı onar (ve böylece tebligatın geçerli olduğuna da karar vermiş olur) ancak karar bozma değil, tek cümlelik onama mahiyetinde olduğundan içtihat bankalarında ya hiç yoktur ya da esasa ilişkin hükme dayanak olarak vardır, tebligata ilişkin ayrıntıyı ancak davalının itirazları kısmını okuduğunuzda farkedersiniz. Dolayısıyla uygulamada Yargıtay'ın tebligat konusundaki hassasiyetine ilişkin münferit vakalara özgü olarak pekçok içtihat bulabilirsiniz ancak bu benim kanaatime göre Yargıtay'ın konuya ilişkin genel yaklaşımı değildir. Zaten uygulamadan biliyoruz ki, hemen her hukuki işlemde tebligat konusu bir itiraz olarak neredeyse otomatik ileri sürülür ancak bunların çok azında bu itiraz sonuç verir. Mahkeme pek çok kez araştırmaya dahi tenezzül etmeden bu tip itirazı reddeder ve Yargıtay'da yine çoğu kez bu kararı onamak suretiyle tebligat konusunda Mahkemeye katılır. Bu nedenle ben işin Yargıtay yönüne hiç girmeden ve bu örnek olayın da özelini bilmeden "genele ilişkin" yorum yapmayı tercih ettim. Bu örnek olayda çok özel bir durum vardır, taraf buna çok asılır, Yargıtay tebligat usulünden bozabilir doğru. Ama bana sorarsanız bu ve benzeri olayların ÇOĞUNDA bu tebligat geçerli sayılacaktır ve itirazlar da reddedilecektir. Ve yine bana sorarsanız bu sonuç da doğru ve adildir. Yukarıda arz ettiğim üzere bir işyerinde görünüş itibariyle çalışan konumunda olan bir kişiye yapılacak tebligatın geçerliliğini sorgulamaya başlayıp, PTT memuruna SGK müfettişi görevleri yüklersek, hiçbir hukuki işlemde tebligat yapamayız diye düşünüyorum. O stajyer işveren tarafından o işyerine kabul edildiği anda o stajyerin eylemlerinin ve işlemlerinin sorumluluğunu da işveren üstlenecektir. Bu sorumluluk bazen BK 66 ve 116 madde kapsamında çalıştıranın kusursuz sorumluluğu içerebilir, bazen de tebligat kanunu kapsamında alınan tebligatların sonucunu. |
19-02-2013, 17:43 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın YILDIZ HUKUK, Madde 22 - Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır. madde hükmü açık olduğu için usulsüzdür veya usule uygundur konusuna değinmedim. Belirtmek istediğim tek şey yasa koyucunun, kendileri ile aynı hukuk sistemine sahip olduğumuz devletlerin uygulamasının dışına çıkarak, gereksiz yere durumu karmaşık hale getirmesi. 1. daimi çalışan örneğin: Kimdir daimi çalışan ? Daimiliğin kıstası nedir? Daimiliği saatle, günle, ayla yoksa yılla mı ölçceceğiz? Yargıtayın kanaatine kalmış bir kıstas. 2. 18 yaş: Bir işyerinde çalışan ve o işyerinin büro işlerini tek başına yürüten, büronun sorumluluğunu üstlenmiş olan bir kimseye hangi nedene dayanarak tebligat konusunda zorluk çıkarılsın? Saygılarımla |
19-02-2013, 17:45 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
Elbette ki bir çok konuda yasadan ari bir yorum yapıldığında farklı neticelere varabiliyoruz Sayın Admin..Ancak konuda madde metninin çok açık olduğunu unutmamak gerek. PTT görevlisinin sorgu memuru yada müfettiş gibi hareket etmesini beklemek imkansız mutlaka,ancak bu hususları mazbataya yazmamak esas usulsüzlük sebebidir diyorum.Aslolan kime tebliğ yapıldığından ziyade,tebliğ yapılırken şekli şartlara en azından uyulması ki bu da posta memurunun asli görevi.Bakınız tebligatlara nerdeyse çoğu usul ve yasaya aykırı...Birçok kez bu sebeple hak kayıplarının yaşandığı da gerçek..21. madde tebliği yapabilmek için (zarfın üstüne kocaman MERNİS ADRESİDİR yazılmasına rağmen) 5 kez tebligat gönderdiğimi ve sonunda 5 iade tebliği de ilgili kuruma götürerek şikayet ettiğimi bilirim.Memurlarımız da en azından,ilgili kişinin orada bulunmadığını,ve orada bulunan reşit görünümlü kişiye tebliğ yapıldığını yazsa tebliğin usule uygun olabileceği konusunda sizlere katılabilirdim. Ancak hiç bir açıklama ve ibare taşımayan ve sadece şu kişiye tebliğ edildi yazan bir tebliği usule uygun bulmayı reddediyorum. Konuya ilginiz ve fikirleriniz için teşekkür eder,saygılar sunarım.. |
19-02-2013, 17:47 | #47 | |||||||||||||||||||||||
|
Haklısınız Sayın Gemici,kıstas Yargıtayın insiyatifinde...Ama görüleceği üzere YARGITAY kararını vermiş... |
19-02-2013, 18:19 | #48 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay ikinize de cevap vermiş. T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2004/22296 K. 2004/26429 T. 21.12.2004 • TEBLİGAT USULÜ ( Belli Bir Yerde Devamlı Olarak Meslek ve Sanatlarını İcra Edenlere - Önce Muhatabın Aranması Onun Bulunmaması Halinde Aynı Yerde Daimi Memur veya Müstahdemlerinden Birine Tebligatın Yapılması Gereği ) • BELLİ BİR YERDE DEVAMLI OLARAK MESLEK VE SANATLARINI İCRA EDENLERE TEBLİGAT ( Önce Muhatabın Aranması Onun Bulunmaması Halinde Aynı Yerde Daimi Memur veya Müstahdemlerinden Birine Tebligatın Yapılması Gereği ) • DAİMİ MEMUR VE MÜSTAHDEMLERE TEBLİGAT ( Belli Bir Yerde Devamlı Olarak Meslek ve Sanatlarını İcra Edenlere Tebligatın Yapılamaması Halinde Aynı Yerdeki Bu Kişilere Tebligatın Yapılması Gereği ) • USULSÜZ TEBLİGAT ( Borçlunun Daimi Memur ve Müstahdemi Sıfatı Bulunmayan Kişiye Yapılması ) 7201/m.17 ÖZET : Tebligat Kanunu 'na göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatlarını icra edenlere yapılacak tebligatlarda önce muhatabın aranması, onun bulunmaması halinde aynı yerde daimi memur veya müstahdemlerinden birine tebligat yapılması gerekir. Tebligat yapılan kimsenin bu nitelikte sıfatı yoksa yapılan tebligat geçersizdir. Yerel mahkemece sigortasız işçi çalıştırılabileceğinden bahisle yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. DAVA : Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Borçluya örnek 49 ödeme emri, daimi işçisi E. imzasına tebliğ olunmuştur. 30.05.2003 tarihinde muteriz borçluya kıymet takdir raporunun Kışla Caddesi Gazi Mahallesi Vize adresinde bizzat tebliği üzerine yasal 7 günlük süre içinde 06.06.2003 tarihinde İcra mahkemesine ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle diğer şikayetleri yanında istemde bulunmuştur. Öncelikle belirtelim ki 7201 Sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını İcra edenlere yapılacak tebliğlerde önce muhatabın aranılması, onun bulunmaması halinde aynı yerde daimi memur veya müstahdemlerinden birisine tebligat yapılması gereklidir. Mahkemece yapılan araştırma ve incelemede E'nin yukarıda açıklanan sıfatı bulunmadığı tespit edilmesine rağmen hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ve sigortasız işçi çalıştırılabileceğinden bahisle adı geçenin daimi memur ve müstahdem kategorisinde kabulü doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle tebliğ işleminin usulsüzlüğüne karar verilerek diğer şikayet nedenlerinin ( kıymet takdirine şikayet dışında ) incelenmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
19-02-2013, 18:36 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
Geldim, geldim. Güzel tartışma olmuş. Amma velakin katılımcılar bir noktayı atlamış sanırım. Herkes, "bir stajyere" yapılan tebligatı tartışmış. Oysa soruda "daimi sekreter" görünümlü (Doğan görünümlü Şahin gibi yani) stajyere tebligat yapıldığı belirtilmiş. Yani tebligat bu konuda da gerçeği yansıtmıyor. |
19-02-2013, 18:42 | #50 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Soruyu sorup, gitmişsiniz. Oysa heyecanla dönüşünüzü bekliyoruz. Tebligat parçasında "Tebligat yapılacak şahısın, adreste bulunmadığı/Adliyede olduğu/Seyahatta olması nedeniyle" gibi bir ibare yoksa, kökleşmiş Yargıtay kararlarına göre tebligat usulsüzdür. Bu konuda Sayın Yıldız Hukuk'a aynen katılıyorum. Yukarıdaki mesajda yazdığım "daimi sekreter" olmamasına ve 18 yaşından küçük olmasına rağmen mazbataya bu hususun bilgi olarak(Görünüş itibariyle 18 yaşından büyük göstermesi) düşülmemesi de, kanaatimce tebligatı hükümsüz hale getirir. Aşağıya işinize yarayacak 3 karar özeti aktarıyorum.
|
20-02-2013, 11:07 | #51 |
|
Öncelikle değerli bilgilerini ve zamanını ayırıp cevap veren herkese teşekkür ederim.
İş yerinde çalışan daimi eleman ve avukat iş yerinde bulunmadığı sırada postacı tarafından lise öğrencisi olan haftalık 2 gün iş yerine gelip giden stajyere tebligat yapılıyor. Tebligat parçasında daimi işçi, yetkili sekreter ibaresiyle bu kişiye tebliğ ediyor. Bu öğrenci ilgili okul idaresinin resmi yazılarıyla stajyer olarak çalışıyor. Yaştan ziyade burada muhatabın iş yerinde bulunmadığı yada stajyer diye bir ibare yer almıyor. Saygılarımla... |
20-02-2013, 11:58 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
Görüleceği üzere,tebliğe ehil kimselerin tebliğ esnasında orda bulunmadığına dair hiç bir açıklama olmaksızın yapılan tebliğ geçersizdir.Dünden beri izah ettiğim husus budur.Tebliğin kime yapıldığından ziyade ne şekilde yapıldığı dahi usul açısından önem taşımaktadır. Özetleyecek olursak : 1- Belli bir yerde meslek ve sanatını icra eden kimselere TK.17.MADDE VE TÜZÜK 23.MADDE gereği ; ya muhatabın kendisine yada kendisinin orda bulunmadığı mazbataya açıklanmak sureti ile daimi çalışanına yapılmadır. 2- Yine TK. 25.MADDE gereği ; tebliğ yapılacak kimsenin 18 yaşından büyük olması ve ehliyetli olması şartı gerekir.Kişinin yaşının sorulması tebliğ memurunun asli görevi olup,kişi kimlik ibrazından kaçınırsa da 18 yaşından büyük görünümlü ehliyetli kişiye tebliğ edildi şeklinde bir açıklama olması zorunludur. Aksi halde tebliğler usulsüzdür. Saygılarımla.. |
20-02-2013, 12:02 | #53 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu karara katılmıyorum. Tebliğ memuru, her tebligat işleminde tebliğ alan kişinin "görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmadığı, tebellüğe elverişli olduğu..." vs. şeklinde yazmak zorunda olmamalıdır. Memur, tebliğ alacak kişinin görünüşünden yaşı hakkında kuşkuya düşerse zaten tebliğ yapmamalıdır. Tebliği yapmışsa zaten yaşının 18 'den büyük olduğunu düşünerek yapmış olduğu varsayılmalıdır. Çünkü aşırı şekilcilik, esası yok eder. (YHGK.23.6.2004, 2004/12-350 E., 2004/379 K.) |
20-02-2013, 12:12 | #54 | |||||||||||||||||||||||
|
Madde 22 - Muhatap yerine kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması lazımdır. Madde lazımdır diyerek zarureti ortaya koymakta Sayın Dikici.. Ayrıca şüpheye düştüğü durumda tebliğ yapmaktan imtina etmek yerine kimlik sorması ,kimlik ibrazından kaçınırsa da tebliğ mazbatasına açıklama yapması zorunlu diyoruz. Ya kişi 18 yaşından büyük gösteriyor deyip tebliği yapacak ve bunu yazacak. Yada 18 yaşından büyük görünmediği deyip tebliğ yapmaktan kaçındığını yazacak.Ama her durumda açıklama yazacak.. |
20-02-2013, 12:22 | #55 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın YILDIZ HUKUK, Kanundan o anlamı çıkarmak için özel çaba sarf etmek gerekir. Kanun, tebliğ edilecek kişinin 18 yaşından küçük olmaması gerektiğini açıkça emrediyor, buna kimse itiraz etmiyor zaten. İtiraz konusu olan şey, tebliğ mazbatasına memurun "tebellüğ eden şahıs görünüşüne nazaran 18 yaşından küçük göstermiyor" yazmasına dairdir. Böyle bir ibareye gerek yok. Tebliğ etmişse, memura göre o kişi 18 yaşından büyük olmalıdır. 18 yaşından küçük ise, o vakit görünüşüne nazaran 18 yaşından küçük olduğundan tebliğ edilemediği yazılmalıdır. Arada fark var. |
20-02-2013, 12:31 | #56 | |||||||||||||||||||||||
|
|
20-02-2013, 12:33 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
Posta görevlisi tebligatı yapmışi ise o şahıs açısından "18 yaşından küçük görünmüyordur" şeklinde bir karine oluşmaktadır. Saygılarımla.. |
20-02-2013, 15:27 | #58 |
|
Sayın Engin;
Cevabınız için teşekkür ederim. Ancak yaşın küçük olması bir yana orada bulunan öğrencinin kimliği hakkında yanlış bir bilgi bulunuyor tebligat parçasında. Tebligatı alan kişinin lise öğrencisi olduğu ispatlanabilir. Esasında orada bulunan kişi yaşı büyük biri de olabilir. Örneğin okuma yazma bilmeyen biri, müvekkil yada arkadaş postacı tarafından daimi işçi olarak gösterilip imza alınması halinde de aynı görüşü savunmak haksızlık oluşturmayacak mıdır? Ayrıca tebligat yasasının katı uygulanmaması ile ilgili görüşe katılmıyorum. Aksi taktirde itiraz süresinin de katı uygulanmaması gerekecektir. Zira itiraz süresinin başlangıcı tebligattır. Tebligatın usulü ve şekli vardır. Bu anlamda şekle bağlı olması ile katı olmasını birbirine karıştırmamak gerektiği kanaatindeyim. Saygılarımla... |
20-02-2013, 15:32 | #59 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatlık bürosunda okuma yazma bilmeyen ya da tebligatı almaya ehil olmayan şahısların -üstelik başka kimse yok iken- tebligatları teslim almasına imkan tanıyan avukat/avukatlar, tebliğ usulüne uygun yapılmamıştır şeklinde bir savunmada bulunursa eğer, bu açıkça hakkın kötüye kullanımıdır. Aynı şekilde büroda tebligatı alma noktasında yasal olarak engeli bulunmayan daimi çalışan var iken bir lise öğrencisinin tebligatları kabul ediyor oluşunun sorumlusu neden tebliğin gerçekleşmesinde yararı olan taraf olsun ki? Saygılarımla.. |
20-02-2013, 15:34 | #60 | |||||||||||||||||||||||
|
Tebligat yapılan yerin "alelade" bir yer olması durumunda görüşünüz nedir? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tebligat Kanununun Ek 1 maddesine göre kat malikine tebligat yapılması usulü nasıldır | Hukuka Saygı | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-10-2016 17:30 |
Tebligat Kanunu 35. maddeye göre sözleşmede kararlaştırılan adrese tebligat | sahmetc | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-05-2011 13:45 |
tebligat kanunun 35. maddesine göre yapıalan tebligat iade edilebilirmi | ridvaneroglu | Meslektaşların Soruları | 6 | 20-12-2010 14:51 |
tebligat yapılacak şahıs o an için adreste bulunamazsa tebligat nasıl yapılır? | Av. Aylin Kaya | Meslektaşların Soruları | 10 | 10-03-2010 12:18 |
tebligat kanunun 35. maddesine göre yapıalan tebligat iade edilebilirmi | ridvaneroglu | Meslektaşların Soruları | 3 | 14-11-2008 10:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |