Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hekimler , İlaç Şirketleri, İlaç Tanıtımı

Yanıt
Konu Notu: 4 oy, 3,75 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 18-02-2007, 21:52   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Hekimler , İlaç Şirketleri, İlaç Tanıtımı

Merhabalar,

Hekim ile ilaç şirketi iletişimi/ilişkisini tartışmanın yararlı olduğunu düşünüyorum.

İlk aklıma gelen konu başlığı ilaç tanıtımı:

İlaç şirketlerinin ilaçlarını satmak için hatırı sayılır bir tanıtım kadrosu var.

Tanıtım elemanları hangi yöntemlerle pazarlama yapmaktadır?

Pazarlamanın başarısı nasıl ölçülmektedir?

İlaç tanıtımının yürütülebileceği başkaca bir yol yok mudur?

Bu tür tanıtım faaliyetlerinin etik denetimi yapılmakta mıdır?

Bu tanıtımlar ile hasta hakları arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?

Başka ülkelerdeki uygulama nasıldır?

Sorular ve yanıtları çoğaltmak için katkılarınızı bekliyorum.

Saygılar
Old 19-02-2007, 23:06   #2
Hekimbaşı

 
Varsayılan Çok zor bir konu

Sn.Kayar,

Bu konu beni hekim adayı olduğum günden beri rahatsız etmektedir.

Aslında, konuyu sadece ilaç şirketleriyle kısıtlamak da bir hata olur; mutlaka tıbbi malzeme ve cihaz üreticilerini de kapsam dahiline almak gerekir.

Tıbbi malzemeler sektörünün büyüklüğü inanılmaz rakkamlara ulaşmaktadır. En güzel tarafı da, hedef kitlenin derli toplu, sınırlı olmasıdır. Bu nedenle pazarlama kolay, amiyane deyimiyle 'tavlama' mümkündür.

Teknik uygunluk ve yeterlilik konusu tıbbi malzemelerdeki en önemli konudur. Bir tıbbi malzemenin mutlaka bu açıdan belgelenmesi istenmektedir. Ülkemizde bunu farklı farklı kuruluşlar yapar. İlaçlar için sağlık bakanlığı, tıbbi cihazlar için sağlık ve sanayi bakanlığı, diğerleri içinse bazen sağlık bakanlığı, bazen de hiç kimse. Örneğin, hasta altı bezleri için bir yetkili yoktur.

TSE hepsine bir belge verir, ama o belgenin tıbbi açıdan aslında hiçbir geçerliği yoktur, çünkü belgelendirme sırasında tıbbi testler uygulanmaz, tıbbi araştırma belgeleri, tutanakları incelenmez.

Bütün bunlardan ayrı olarak, tıbbi malzeme tanıtımının birebir yapılması gibi de bir ucubeyle karşı karşıyayızdır. Halbuki o malzeme için
1. Tanıtım toplantısı düzenlenebilir
2. Broşürler basılıp dağıtılabilir
3. Fazlasını isteyenlere yapılmış tıbbi araştırmaları derleyen kitaplar dağıtılabilir
4. Filmler, slaytlar hazırlanıp, toplu sunumlar düzenlenebilir.

Bunlar dururken, hatta yapılırken, aynı zamanda bir de yüzyüze birebir tanıtım yapılmasının gereğini anlamak herkese güç gelmektedir. Bana da.

Tanıtımcılar hastanelere bagajı ağzına kadar dolu bir araçla gelmekte ve boşalmış olarak çıkmaktadırlar. Dağıttıkları 'promosyon' denen şeylerin en masumları kalem, defter, bloknot, takvim, masa veya duvar saati, ajanda, tenis topu, oyuncak, maket, silgi, sümen takımı, kravat, mendil, ilaç veya malzemenin eşantiyonu, bir kitabın onlara özgü basımıdır. Masumiyet kapsamı içine alamayacağım şeylerse tatil kentlerinde düzenlenen toplantılara davet, yurtdışındaki toplantılara davet, yurtdışındaki kurslara katılım, hastaneye alınacak bir büyük cihazın "yanında" muayenehaneye bir küçüğünün armağan edilmesidir. Küçük armağanların diyeti, çoğunlukla hekimin belli bir ilacı diğerlerinden daha çok, veya belli sürede belli miktarda reçetelerine koymasıdır. Bazen de tam tersine, hekim zaten yazmışsa, "ödül" olarak verilmesidir. Bu elbette kokuşmuş bir ilişkidir. Ve sadece hekimleri kapsamaz.

İlaç broşür ve eşantiyonlarının dağıtımı bu işin başlangıcıdır. Radyo, TV, basın ve diğer halka açık yollarla ilaç reklamının yasak olmasından kaynaklanan bir zorunlulukla ve dağıtımın güçlüğünden dolayı bu kapı aralanmış, sonra da giderek açıldıkça saçılmıştır.

Belli bir grup hekimin zaten yapacakları bir toplantıyı finanse etmek biçiminde başlayan bu toplantı finansmanı furyası, sonradan finansmanın bireysel hale dönüştürüldüğünde bile hoş karşılanmasına, daha sonra da tek bir cihaz veya ihale için yetkililerin inceleme gezisi veya kursa katılımının da kabulune gelmiştir.

Hastaların hekimi görmek için randevu alamadıkları bir ortamda (örneğin Çapa, Cerrahpaşa vb) tanıtımcıların hastane içinde her yere girip çıkmaları ve istedikleri kadar hekimle istedikleri sürece görüşebilmeleri çok hazin bir durumdur. Biraz bundan rahatsız olunan yerlerde tanıtımcıların haftanın belli günü, daha rahatsız olunan yerlerde o belli günün belli bir saatinde izin verilmekte, ama hiçbir zaman önüne geçilememektedir. Halbuki, belki de sadece muayenehanesi olan hekimler için yararlı olan bu yaklaşım, sağlık kuruluşlarında işi aksatmaktan başka bir amaca hizmet etmemektedir. Bu konuda çok titiz davranan şeflerin, yöneticilerin, tanıtımcıları sadece randevuyla ve bütün klinik görevlileriyle biraradayken, toplu tanıtıma davet ettikleri görülür. Ancak, bu yöntemi izleyenler parmakla sayılacak kadar azalmıştır.

Bunun yanısıra bir de ilaç araştırmaları için sağlanan finansman ve bunların yürütülmesi için verilen destekler konuları vardır, ki içler acısıdır.

Ve elbette bunların bir düzene sokulması şarttır. Ama kimin gücü yeter, bilemiyorum. Çünkü bu tıbbi malzeme üreticileri, aracıları, satıcıları, alıcıları, kullandırıcılarından oluşan bir zincirin alıştığı ve istediği bir durumdur; kısacası hastalardan başka herkesin.

Saygılarımla,
Old 04-03-2007, 09:11   #3
ALTINCABA

 
Varsayılan İlaÇ Tanitimi

Sayın Kayar ve Sayın Doktor.. Ben ilaç tanıtımına başka bir açıdan bakmak istiyorum. Tanıdıklarım arasında 5 ayrı firmadan 20 ye yakın ilaç tanıtımı ile ilgilenen pazarlamacı olduğundan izleme şansım oldu anlatılanların çoğuna inanmam mümkün değil. Amerika Birleşik Devletleri gezisi düzenleyen bir firmanın bu gezisine katılabilmek için kapıdan girene firmenın ilacını yazan doktorlardan, doktor ve röfrezanların otel ilişkilerinden ve benzeri birçok konudan aylarca hatta yıllarca bahsettiler. Dışarıdan bunlar dinlenildiğinde doktorluk kurumunun bu adamlar sayesinde eğlence rüşvet çarpık ilişkiler ağı hikayeleri arasında mesleki anlamda çok ciddi seviyede zarar gördüğünü düşündük. Bunun yanında pazarlamacı arkadaşların aile sendromlarını boşanma davalarını gezi ve seminer heyecanlarını ibretle gözlemledik.
. Bunların ne derece doktorları bağladığı yada ne derece onları ilgilendirdiği sorusu ayrı olmak kaydı ile gerçeklik payı da vardır. Benim sorum şudur. Firmalar tıpla alakalı herhangi bir bilgi sahibi olmamış eğitim almamış hatta ve hatta yüksek öğrenim dahi görmemiş adaylar arasından seçim yapmaktadır. Bir gömlek firmasında yada bir lokantada kasiyer olarak çalışan bir adam belli bir kriter aranmadan kısa bir eğitimin ardından; doktorlara ilaç tanıtmak, onlar ile sosyal ilişki kurmak, bunu Tıp bilminin temel kurallarına riayet ederek yakınlık ve ilişkilerini suistimal etmeyecek şekilde yapmak, doktorlara bazı konularda yardımcı olmakla görevlendirilerek tabir yerinde ise "piyasaya salıverilmektedir"
Bilindiği gibi eğitim önemli bir gerçek ve gerekliliktir. bir anda statüerinin değiştiğine inanan bunu firmaların arabaları hediye çekleri ücretsiz telefonları ile yakaladığını zanneden bazı çalışanlar sosyal hayatları bozuk, ilişkileri zayıf meslek olarak tıp ve ilaç kadar önemli bir konunun öneminden habersiz, kendilerini eğlenceye, fıkralara, şakalara endekslemiş bi halde bilinçsiz ve pervasızca hastanelerde dolaşmaktadır. bir doktora mesleki anlamada yardımı olsun diye firma tarafından üretilen ürünler doktorun önüne rüşvet kıyak edası ile konulmaktadır.
Doktorlar buna nasıl göz yumar. Neden bir önlem almaz. Yada en önemlisi doktorlar eğitimi belli bir sınırı zorlamayan işini yapmayan ve işinden ziyade başka hayat felsefeleriyle kimyası bozuk şekilde kendilerine gelen bu türden çalışanlar ile nasıl ilişki kurabilir. Onlar ile ne konuşur neden bahseder birleşilen ve paylaşılan görüş yahut iş nedir? Doktorun kendisi hakkında dışarıda bahsedilenlerden bilgisi yada duyumu varmıdır.
Doktorluk mesleğine olan saygımızın şekil değiştirmesine sebep olabilecek bu tür fiillerin neler doğurabileceğini düşünmeden firmaların eleman alımında herhangi birm ilmi kriter belirleyip belirlemediğini bilmiyorum. Doktorların bu durumdan rahatsızlık duyup duymadığını da ama bilinmelidir ki sade bir vatandaş dahi bir aksaklık ve uyuşmazlığın olduğunu, daha doktorun kapısındayken farketmektedir. Bu konuda daha seçici, daha dikkatli olmanızı şiddetle tavsiye ederim. Doktor olarak öncelikle hastanın hakları pisikolojisi ve tedavisi düşünülmelidir. Bunu bizden daha iyi bilen öğreten ve uygulayan sizler ilaç firmalarına almaları gereken çalışanlar için nasıl nitelikler aradığınızı acaba belirttiniz mi. Doktorların bu firmalar üzerindeki etkileri ne derecededir Tabip odaları firmaları bu ve benzeri konularda uyarmışmıdır. Saygılarımla.
Old 04-03-2007, 15:57   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.ALTINCABA,

Söylediklerinizi çok yerinde bulduğum zaten ortada, ona değinmiyorum. Sorularınıza bildiğim kadarıyla cevap vereyim istiyorum. Daha yakından bilenler elbette olabilir, uzman sayılmam. Ama:

1. Firmalar bu görevleri giderek daha fazla eczacı, biyolog, tıbbi teknisyen gibi meslek erbabına vermektedir. Ancak; hiçbir yakın eğitim almamış insanları da bu görevlerde görmeye devam ediyoruz. İşin kötü tarafı, eskilerin çoğu böyle ve yenilerin eğitiminde onlar daha büyük rol oynuyor. Bunun nedeni işin bilimsel yönünü daha iyi bilmeleri değil tabii ki; iyi 'pazarlamacı' olmaları. Deneyimlerini aktarıyorlar, ve bizlerin o aktarım üzerinde doğrudan bir denetimimiz yok. Eğitimleri sırasında en az bir de hekim görevlendiriliyor; ama onun ilgi alanı bilimsel çerçeveyle sınırlı elbette. En çok döküman hazırlanması, içerikte kullanılan terminoloji ve uygulamaya yönelik sorulara ilişkin pratik cevapları öğretiyorlar. Büyük firmalarda tıbbi etikle ilgili konular da geçmiyor değil. Birkaç aylık bir eğitim bu. Fakat standardı yok; bizlerin de bunda rolü olamaz.

2. İşe alındıktan sonra belli bir deneme süresinde kişiye belli bir kota veriliyor. O kotayı dolduramazsa, işine son veriliyor. Ne kadar bildiğiyle, ne kadar temiz ve titiz çalıştığıyla filan ilgilenen yok. Kıyamet de orada kopuyor. İnsanlar işe muhtaç. İşe sahip olabilmesi için kotayı tutturmak şart, işte kalabilmesi içinse peşpeşe iki yıl kotanın altına düşmemesi. Bu durumda, anahtar bilgi değil, pazarlama, ilişki geliştirebilme, sempati uyandırabilme, güzellik ve yakışıklılık haline geliyor. Çoğu zaman da dağıtılan o rüşvetimsi şeyler daha ön planda oluyor. Bunda bir rolümüz olabilir, ama organize değil, bireysel olarak red biçiminde. Bunun da pek yararı olmuyor elbette.

3. Dışarıya verilen görüntüdeki sakatlıkların farkında olup ciddiye alanlarımız, önceki yazımda belirttiğim önlemleri alıyorlar; ama onları makbul bulanların sayısı azınlıkta kalıyor. Tabip odaları da bu konuda sadece hekimler üzerinde yol gösterici etik değerlerden söz etmekten öteye gidemez, gidemiyor.

4. Firmaların bu kişilere tanıdığı olanaklar işin gereğini aşmıyor elbette, çünkü aksi takdirde zarar eder. Ama bu işe giren bireylerin kendini birşey sanmaları bambaşka bir konu. Ona da yapabilecek birşey görünmüyor.

Sonuçta iş dönüp dolaşıp ülkenin geneline hakim olan paylaşmacı çıkar ilişkisine dönüşüyor. Aslında internet çağında böyle bir işin kalmamış olması gerek, ama ortada duruyor işte!

Saygılarımla,
Old 10-03-2007, 09:48   #5
murgan

 
Varsayılan

Konu aslında uluslararası/üstü bir sorundur. Dünyada ilaç üretimini ve "piyasasını" bir kaç tekel elinde tutmaktadır. Dünya ilaç sektörü silah sanayi, petrol sektörü kadar güçlüdür. Bu sektör trilyonlarca dolarlık cirolar yapmakta, zaman zaman ahlaksız uygulamalarla tıp bilimini ve hekimleri manipüle etmektedir.ABD de ilaç firmaları tanıtım için hekim başına 10000 dolarlık yıllık harcam yapmaktadır.
Tek bir kalem kolestrol düşürücü ilacın yıllık cirosu 20 milyar dolar civarındadır. Kan kolestrol düzeyi üst normal sınırında 10 birimlik bir düşüşle genişleyecek olan "hasta" potansiyelinin getireceği kârı siz düşünün ve böyle bir kararı verdirecek araştırmalar için bu firmaların neler yapmayabileceklerini de bir tahmin edin.
Aslında tek tek hekimlerin aldıkları hediye/rüşvetler ilaç "araştırma"(!)larında dönen dolapların yanında solda sıfır kalır.
Çılgınca tüketim çağında para kazanma ve zengin olmanın en revaçta kabul edildiği bir dünyada (ve ülkemizde) sağlık sektörü de, diğer toplum kesimleri gibi bu yozlaşmadan payını almıştır. Hekimlerin önemli bir kesimi ilaç/malzemeci kesiminin elinde oyuncak olamaya karşı koy(a)mamışlardır.
Bunda elbette tıp fakültelerine gelişigüzel öğrenci almanın da büyük rolü vardır.
saygılarımla
Old 10-03-2007, 09:58   #6
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Gürgan,

Araştırmalar konusu dilimin ucuna gelmiş, ülkemizde somut bir örneğe tanık olmadığım için söylememeyi yeğlemiştim. Yoksa ABD de yapılan şaklabanlıkları makalelerden farketmemek olanaksız.

Gelişigüzel öğrenci almaktan, sözel görüşme ve kişilik değerlendirmesi yapılmaksızın alınmasını mı kastettiniz acaba?

Saygılarımla,
Old 10-03-2007, 13:18   #7
murgan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr.Cem Hekimbaşı
Sn.Gürgan,
...
Gelişigüzel öğrenci almaktan, sözel görüşme ve kişilik değerlendirmesi yapılmaksızın alınmasını mı kastettiniz acaba?

Saygılarımla,
Nasıl yapılacağını bilmiyorum ama hekimliği isteyerek ve severek yapacak idealist kişilerin alınmasının bir şekilde önemli olduğunu düşünüyorum.
Old 11-03-2007, 21:08   #8
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Gürgan,

Biraz konu dışında kalacak ama; ilaç tanıtımındaki garipliklerin hekimlerin nitelikleriyle ilişkisini tartıştığımızı düşünürsek; hekim adaylarının seçiminde uygulanabilecek ölçütleri irdelemekten zarar gelmez herhalde.

Lisansüstü eğitimim sırasında, HÜ nde bir ABD üniversitesiyle ilgili makale tartışılmıştı. Orada zaten birçok dalda mülakat yapılıyor, ama tıp fakültelerinin hepsinde, mutlaka yapılıyormuş. Hatta, hekim çocuklarının ayrıcalıklı olarak kabulunden dolayı şikayetler çok olurmuş. Ancak, bunu uygulayanların savunması 'hekim çocuğu bu mesleğin gereklerini, etiğini, güçlüklerini gözlemle bilir; maddi yokluklar içinde değildir; bu nedenle maddiyat ikinci planda kalır; bunlar makbul niteliklerdir ve dolayısıyla başka açılardan denk olanlar arasında hekim çocuklarını tercih etmemiz doğaldır' imiş.

Ne kadar doğrudur, yerindedir, bilemiyorum. Ancak; bir psikolojik değerlendirme yapılması bence de şart. Mesleğin dayanması güç çalışma koşulları üzerine binen vicdani sorumluluklar, ancak buna karşılık (en azından ülkemizde) yaşanan maddi sıkıntılar; gerçekten herkesi zorlayacak şeyler. Girişte olmasa bile, okuldaki eğitim süreci boyunca kişilik değerlendirmeleri yapılarak, gerekirse herkesin hekimlik yapabilmesine izin vermeme yoluna gitmek düşünülebilir. Hastayla empati ilişkisi kuramayan, şefkat ve acıma duyguları zayıf, risk hesaplarını yapmaktan aciz, sorumluluk duygusu gelişmemiş, çabuk karar veremeyen, kararlılıktan yoksun, maddiyata önem veren insanları hekim yapmamalıyız; tıp fakültesini bitirseler bile.

Böyle düşünmeme karşın; bunu savunmak ve ısrarla istemek taraflısı değilim ne yazık ki. Çünkü, herşeyde olduğu gibi, bu konuda da bazı öğrencilere haksızlık yapılacağından, bazılarına da kıyak geçileceğinden kuşku duyuyorum. Bu tür haksızlıklara kendi yaşamımdan birçok örnek verebilirim. Hiç de iyi birşey olmuyor. Örneğin; 3 yıl içerisinde, değerlendiren 5 jüri üyesinden 3 ünün toplamından fazla, yaklaşık 500 ders anlatmış olduğum halde, deneme dersimi yetersiz bulmayı başarabildiler. İnsan utanır; ama jüri utanmamayı başarabildi. Dolayısıyla, bizim ülkemiz için nesnel olmayan hiçbir yöntemi önermek istemem; suyunu çıkarıveriyorlar. Sözüm meclisten dışarı; üniversitelerimiz öyle eşsiz, mükemmel bilim yuvaları olarak nitelendirilebilecek durumda; hocalarımız da sütten çıkmış ak kaşık; değiller ne yazık ki.

Saygılarımla,
Old 22-03-2007, 11:19   #9
murgan

 
Varsayılan Sağlık Bakanlığından:Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik

R.G. Tarihi:23.10.2003 R.G. Sayısı:25268
Sağlık Bakanlığından:
Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar
Amaç
Madde 1 -
Bu Yönetmeliğin amacı, beşeri tıbbi ürünlerin rasyonel kullanımını temin etmeye yönelik olarak bu ürünlerin tanıtımında uyulması gerekli kuralları belirlemektir.
Kapsam
Madde 2 -
Bu Yönetmelik, beşeri tıbbi ürünlerin tanıtım faaliyetlerini ve bu faaliyetleri gerçekleştirecek, ruhsat ya da izin sahiplerini kapsar.
Hukuki Dayanak
Madde 3 -
Bu Yönetmelik, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
Madde 4 -
Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Sağlık Bakanlığını,
b) Kanun: 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanununu,
c) Beşeri Tıbbi Ürün/ Ürün: Hastalığı tedavi etmek veya hastalıktan korumak, tıbbi bir teşhis koymak veya fizyolojik fonksiyonları iyileştirmek, düzeltmek veya değiştirmek üzere insana uygulanabilen Bakanlıkça ruhsatlandırılmış/izin verilmiş her türlü madde veya maddeler kombinasyonunu,
d) Tanıtım: Beşeri tıbbi ürünün ruhsat ya da izin sahipleri tarafından ürünün teminini, satışını, reçetelenmesini ve kullanımını artırmak için gerçekleştirilen bütün hatırlatma, bilgi verme faaliyetlerini; bu çerçevede firma tıbbi satış temsilcilerinin etkinliklerini, görsel/ işitsel basına, tıbbi ve mesleki dergilere verilen ilanları, doğrudan postalama yoluyla veya internet ortamında yapılan duyuruları, film, slayt, elektronik medya gibi görsel/ işitsel malzemenin kullanımını, bilimsel ve eğitsel toplantıları, gerçekleştirilen sergileme ve benzeri etkinlikler ile bedelsiz numune, hatırlatıcı tanıtım ve basılı tanıtım malzemesi kullanmak suretiyle yapılan faaliyetleri,
e) Tanıtım Malzemeleri: Beşeri tıbbi ürün hakkında yeterli ve gerekli bilgiyi ihtiva eden kitap, kitapçık, broşür gibi basılı materyalleri, film, slayt, elektronik medya gibi görsel/ işitsel malzemeleri, bedelsiz beşeri tıbbi ürün numunelerini, bloknot, kalem, kalemlik, takvim, mesleki etkinlikler sırasında kullanılabilecek parasal değeri mütevazi sınırlar içinde olan malzemeleri ve ilgili çevrelerde bilgi/ veri kaynağı olarak kullanabilecek ulusal, uluslararası yayınlar gibi hatırlatıcı ziyaret malzemelerini,
f) KÜB: Kısa ürün bilgisini,
g) Genel Ad: Uluslararası mülkiyete haiz olmayan isim (INN)
h) Sağlık Mesleği Mensupları: Hekim, eczacı ve diş hekimini,
i) Tıbbi Satış Temsilcisi: Hekim, eczacı ve diş hekimine doğrudan ziyaret yoluyla beşeri tıbbi ürünün tanıtımını yapan kişiyi,
ifade eder.


İKİNCİ BÖLÜM
Tanıtım Faaliyetinin Kapsamı ve Temel Esasları
Tanıtım Faaliyetinin Kapsamı
Madde 5 -
Beşeri tıbbi ürünlerin tanıtım faaliyetleri özellikle;
a) Reçetesiz satılan beşeri tıbbi ürünlerin topluma tanıtımını,
b) Reçete ile satılan beşeri tıbbi ürünlerin sağlık mesleği mensuplarına tanıtımını,
c) Tıbbi satış temsilcilerinin hekim ve diş hekimine yaptıkları ziyaretleri,
d) Numunelerin dağıtımını,
e) Sağlık mesleği mensuplarının katıldığı promosyon toplantılarının sponsorluğunu,
f) Sağlık mesleği mensuplarının katıldığı bilimsel kongrelerin sponsorluğu ve özellikle söz konusu kişilerin bu kongrelerle ilgili seyahat ve konaklama masraflarının ödenmesini,
kapsar.
Aşağıdaki hususlar tanıtım kapsamında değildir:
a) Etiket ve beraberindeki prospektüsler,
b) Belli bir tıbbi ürünle ilgili özel bir soruyu yanıtlamak üzere ihtiyaç duyulan ve beraberinde promosyonu yapılamayacak türde bir materyalin de konulabildiği yazışmalar,
c) Bilgilendirme ilanları ve ambalaj değişiklikleri, ürünle ilgili genel önlemlerin bir bölümü olarak advers
etkilere dair uyarılar, herhangi bir ürün talebi içermemek kaydıyla ticari kataloglar, fiyat listeleri ve benzerlerini içeren referans materyalleri
d) Dolaylı olsa bile, ürüne ait herhangi bir referans içermemek kaydıyla insan sağlığı veya hastalıklarına dair açıklamalar.

Temel Esaslar
Madde 6 -
İlgili mevzuata göre ruhsatlandırılmamış ya da izin verilmemiş hiç bir tıbbi ürünün tanıtımı yapılamaz.
Bir tıbbi ürünün tüm kısımlarının tanıtımı güncel KÜB’de sıralanan ayrıntılara uygun olmalıdır.
Bir tıbbi ürünün tanıtımı, ürünün özelliklerini bilgilendirici, bilimsel gerçeklere uygun, güvenilir, nesnel ve açık olmalıdır.
Tıbbi ürünün tanıtımında, gereksiz kullanıma ve beklenmeyen riskli durumlara neden olabilecek yanıltıcı, abartılmış, ya da doğruluğu kanıtlanmayan bilgiler kullanılamaz.
Klima, buzdolabı, soğutucu, termos, otomobil aksesuarları, saç kurutma makinesi, video, televizyon, gibi bu Yönetmelik kapsam, amaç ve esaslarına uygun olmayan malzeme veya araçlar tanıtım malzemeleri olarak kullanılamaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Topluma Tanıtım
Topluma Tanıtım
Madde 7 -
Terkibi veya amaçları bakımından, bir hekim veya diş hekimi tarafından teşhis konulmasına, reçete yazılmasına veya tedavinin izlenmesine ihtiyaç olmayan durumlarda, bir eczacının bilgilendirme ve tavsiyesi ile kullanılabilecek şekilde üretilen Bakanlıkça ruhsat/izin verilmiş ürünlerin topluma tanıtımı yapılabilir.
Reçete ile satılan ürünler ile 1961 tarihli Uyuşturucu Maddelere Dair Birleşmiş Milletler Tek Sözleşmesi ve 1971 tarihli Psikotrop Maddeler Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri kapsamında olan psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin topluma tanıtımı yapılamaz.
Bakanlık tarafından onaylanan aşılama kampanyalarında kullanılan ürünlere yukarıdaki yasaklar uygulanmaz.
Tüberküloz, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, ciddi enfeksiyon hastalıkları, kanser ve diğer tümör kaynaklı hastalıklar, kronik uykusuzluk (insomnia), şeker hastalığı ve diğer metabolik hastalıklarda kullanılan ürünlerin topluma yönelik tanıtımı yapılamaz.
Geri ödemesi yapılan tıbbi ürünlerin halka tanıtımı yapılamaz.
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 22 nci maddesi gereğince reçete ile satılan beşeri tıbbi ürünlerin tanıtımı televizyonlar ve radyolar aracılığı ile yapılamaz.
Hiç bir tıbbi ürün promosyon amacıyla halka doğrudan dağıtılamaz.

Topluma Tanıtımın Temel İlkeleri
Madde 8 -
Tıbbi ürünün topluma her türlü tanıtımında; mesajın, bir tanıtım mesajı olduğu açıkça ifade edilir ve tanıtımı yapılan ürünün bir beşeri tıbbi ürün olduğu açık bir şekilde belirtilir.
Tanıtım malzemeleri, tanıtımı yapılan beşeri tıbbi ürünün ismini, birden fazla aktif madde içermesi halinde genel adını, tıbbi ürünün doğru kullanımı için gerekli olan bilgiyi, prospektüsündeki veya duruma göre dış ambalajındaki talimatların okuması için dikkat çeken okunaklı bir uyarıyı içerir.
Beşeri tıbbi ürünlerin topluma tanıtımında:
a) Özellikle mektupla bir teşhis veya tedavi önermek suretiyle, bir tıbbi konsültasyon veya cerrahi operasyonun gereksiz olduğu izlenimini vermek,
b) Ürünü kullanmanın sonuçlarının garantili olduğunu, yan etkiye sahip olmadığını veya bir başka tedavi ya da tıbbi üründen daha iyi veya ona eşdeğer fayda sağladığını iddia etmek,
c) Kişinin sağlığının ürünü kullanarak düzeleceğini ima etmek,
d) Kişinin ürünü kullanmadığı takdirde sağlığının etkileneceği telkininde bulunmak,
e) Sadece veya özellikle çocuklara yönelik etkinlikte bulunmak,
f) Bilim adamları, sağlık personeli veya bu iki kategoride bulunmamakla birlikte, meşhur olmalarından dolayı tıbbi ürünlerin tüketimini teşvik edebilecek kişilerce yapılan bir tavsiyeye veya bu tavsiyeye atıfta bulunmak,
g) Tıbbi ürünün bir yiyecek, kozmetik veya diğer bir tüketim ürünü olduğunu ima etmek,
h) Tıbbi ürünün güvenli ve etkili olmasının doğal olmasından kaynaklandığını ima etmek,
i) Bir vaka hikayesi tanımlanması veya ayrıntılı olarak sunulması yoluyla kullanıcının kendi başına yanlış bir teşhis koymasına yol açmak,
j) Uygunsuz, panik yaratan ve yanlış yönlendiren ifadelerle iyileştirme iddiasında bulunmak,
k) Hastalığın veya yaranın insan vücudunda sebep olduğu değişiklikleri veya tıbbi ürünün insan vücudunda veya vücudun bölümlerindeki etkisini uygunsuz, panik yaratan veya yanlış yönlendiren ifadelerle ya da resimlemelerle anlatmak,
l) Tıbbi ürüne Ruhsat verildiğinden bahsetmek,
m) İlaçların farmakolojik etki gücünü, etkililik anlamında kullanarak yanıltıcı mukayese yapmak,
n) Belirli bir endikasyonda tedavinin toplam maliyetini ya da kronik hastalık tedavisinde olduğu gibi günlük, aylık veya benzeri bir süredeki tedavi maliyetini gözardı ederek, farklı ilaçların, veya aynı ilacın farmasötik eşdeğer müstahzarlarının, tek bir farmasötik formu veya kutu bedeli üzerinden yanıltıcı / yanlış yönlendirici mahiyette fiyat veya maliyet karşılaştırması yapmak,
o) Yeterli bir örneklem büyüklüğüne ve ayrıntılı bir incelemeye dayanmayan, bilimsel sağlamlığı yetersiz bir çalışma ile kesin hükümlerde bulunmak,
yasaktır.
Basılı malzemeler kullanılarak verilen tanıtım bilgileri tamamen okunaklı, okuyan kişide herhangi bir tereddüt yaratmayacak nitelikte ve anlaşılır dilde olmalıdır. (d) bendinde belirtilen husus, Bakanlık tarafından yürütülen aşılama kampanyaları için geçerli değildir.


DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Sağlık Mesleği Mensuplarına Tanıtım
Sağlık Mesleği Mensuplarına Tanıtım
Madde 9 -
Beşeri tıbbi ürünlerin, sağlık mesleği mensuplarına tanıtımında;
a) Güncel kısa ürün bilgilerine uygun gerekli bilgiler,
b) Bu bilgilerin hazırlandığı ve son güncellendiği tarih,
c) Tıbbi ürünün sunum sınıfı,
yer alır.
Bakanlık bu tür tanıtımlarda, ürünün ve / veya farklı doz, form ve ambalajlarının satış fiyatları ile sosyal güvenlik kurumlarının geri ödeme koşullarının bulunmasını isteyebilir.
Hatırlatıcı nitelikte basılı tanıtım malzemeleri üzerinde, herhangi bir iddia içermeden, ürüne yönelik sadece aşağıdaki bilgiler yer alır :
a) İlacın ticari ismi,
b) Etkin madde veya maddelerin INN ya da onaylanmış jenerik isimleri,
c) Gerektiğinde başvurularak, daha geniş bilginin sağlanabileceği üretici, ithalatçı ya da ruhsat sahibinin adı ve adresi.

Sağlık Mesleği Mensuplarına Tanıtımın İlke ve Esasları
Madde 10 -
Bir ürünün, sağlık mesleği mensuplarına tanıtımında kullanılacak tüm bilgiler, sağlık mesleği mensuplarının söz konusu ürünün terapötik değeri hakkında kendi görüşlerini oluşturabilmesi için doğru, kanıtlanabilir ve yeterli olmalıdır.
Tanıtım dokümantasyonda yer alan her türlü bilgi, alıcının söz konusu tıbbi ürünün terapötik değeri hakkında kendi görüşünü oluşturabilmesi için doğru, kanıtlanabilir ve yeterli olmalıdır.
Sunulan dokümantasyonda kullanılmak üzere tıp dergilerinden veya diğer bilimsel çalışmalardan yapılan alıntılar, tablolar ve diğer görsel materyaller aslına sadık kalınarak ve kaynakları tam olarak belirtilmek suretiyle kullanılır.
Ürünlerin, sağlık mesleği mensuplarına tanıtımı yapılırken, herhangi bir nakdi veya ayni avantaj sağlanamaz, teklif edilemez ve söz verilemez.
Promosyonel faaliyetlerde konukları ağırlama, her zaman makul bir düzeyde ve toplantının asıl amacına nazaran ikincil önemde olmalı ve sağlık çalışanları dışındaki kişileri kapsamamalıdır.
Sağlık mesleği mensuplarına, şans oyunu aracılığı ile herhangi bir tanıtım yapılamaz ve hizmet sunulamaz.
Sağlık mesleği mensupları, yukarıda belirtilenlerin aksine herhangi bir teşviki kabul veya talep edemezler.
Sadece sağlık meslek mensuplarına dağıtılanlar hariç olmak üzere, gazete, dergi ve benzeri yazılı medya araçları ile tanıtım yapılamaz. Bakanlığın izni ile yapılan ve ürünün pazara arz edildiğini duyuran ilan bu hüküm kapsamı dışındadır. Ruhsat sahipleri, topluma tanıtımı yasaklanmış ürünleri ile ilgili olarak, yazılı medya araçlarında yayınlanan tanıtım mahiyetinde haberlerin düzeltilmesi için gerekli işlemleri yapar ve Bakanlığa bildirir.

Bilimsel ve Eğitsel Faaliyetler
Madde 11 -
İlaç tanıtımı ile ilgili bilimsel ve eğitsel faaliyetler, var olan tıbbi bilgileri aktarmak veya yeni bilgileri sunmak amacı dışında kullanılamaz.
Ruhsat sahipleri, bilgilerin iletilmesi ve tartışılması için yararlı olan kongre, seminer, sempozyum, bilimsel, eğitsel toplantı düzenleyebilir veya bu tür faaliyetlere bilimsel / finansal katkıda bulunabilir.
Ruhsat sahipleri, bilimsel kongrelerde bildiri, yayın, poster gibi bilimsel çalışma sunumunda bulunanlar ve toplantılara eğitim amaçlı katılanlar dışındaki kişilerin katılımı konusunda finansal katkıda bulunamazlar. Toplantılara katılanlar için yapılacak ağırlama / kabul etkinlikleri toplantı amacını ikinci plana itecek nitelikte olamaz.
Bu gibi toplantılar uygun yer, biçim ve düzeyde olur. Yıl içinde düzenlenecek veya katkıda bulunulacak kongre, sempozyum, seminer ve benzeri faaliyetler, önceki yıl içinde ruhsat sahipleri tarafından yıllık program halinde; programda oluşabilecek değişiklikler toplantı öncesinde Bakanlığa bildirilir. Toplantılara sağlık meslek mensupları dışındaki kişiler davet edilemez. Bu toplantılara katılanların listeleri ile katılımcılara sunulan bilgiler ve dokümanların örnekleri Bakanlığın talebi halinde sunulmak üzere muhafaza edilir.

Bedelsiz Numune
Madde 12 -
Bedelsiz numuneler sadece hekim, eczacı ve diş hekimlerine aşağıdaki koşullarda sağlanır:
a) Talep edilmesi halinde Bakanlık yetkililerine bildirilmek ve belgelenmek üzere, ruhsat sahibi firmalar bedelsiz ürün tanıtım numunelerinin imalat, ithalat ve dağıtımına yönelik olarak yeterli bir kayıt, kontrol sistemini kurar, sorumluları belirler,
b) Her numune pazardaki en küçük sunumundan azaltılmış bir biçimde sunulur. Ancak, farmasötik şekilleri nedeniyle azaltılamayacak ürünlerin numunelerinde azaltılmış olma özelliği aranmaz.
c) Ambalajları üzerinde "bedelsiz tanıtım numunesidir - satılamaz" ibaresi yer alır,
d) Tanıtım numunesi KÜB özeti ile sunulur,
e) 1961 tarihli Uyuşturucu Maddelerle Dair Birleşmiş Milletler Tek Sözleşmesi ve 1971 tarihli Psikotrop Maddeler Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri kapsamında olan psikotrop ve narkotik maddeleri içeren ürünlerin numuneleri verilemez.

Tıbbi Satış Temsilcileri
Madde 13 -
Tıbbi satış temsilcilerine çalıştıkları firma tarafından temel ve gerekli hizmet içi eğitimler verilir. Tıbbi satış temsilcileri, tanıtımını yaptıkları tıbbi ürünler hakkında tam ve yeterli bilgi verebilmek için gerekli bilimsel bilgiye ve veriye sahip olmalıdırlar.
Tıbbi satış temsilcileri, tanıtımlarında kullandıkları bilgileri, sağlık mesleği mensuplarına tanıtım malzemeleri aracılığı ile tam ve doğru olarak iletirler.
Tıbbi satış temsilcileri, tanıtımını yaptıkları tıbbi ürünün kullanımı, özellikle ziyaret ettikleri kişiler tarafından kendilerine rapor edilen advers etkiler ile ilgili bilgileri, 14 üncü maddede belirtilen bilim servisine iletirler.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Ruhsat yada İzin Sahibinin Sorumluluğu
Ruhsat ya da İzin Sahibinin Sorumluluğu
Madde 14 -
Ruhsat sahibi, kendi kuruluşu bünyesinde aşağıda belirtilen ilkeler doğrultusunda çalışacak, pazara sunduğu tıbbi ürünler hakkındaki bilgilerden sorumlu bir bilim servisini kurar ve bu faaliyetlerle ilgili bir sorumlu belirler. Ruhsat sahibi;
a) Ruhsatına sahip oldukları ürünlerin tanıtımının bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygun olmasını sağlar,
b) Bünyesinde istihdam edilen tıbbi satış temsilcilerinin yeterli eğitimden geçtiklerini ve 13 üncü maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirdiklerini belgelendirir.
c) Bakanlığın talebi halinde tanıtım faaliyetleri ile ilgili gereken her türlü bilgi, belge sağlar.
d) Bakanlıkça tıbbi ürünlerin tanıtımı konusunda alınan kararların derhal ve tamamen uygulanmasını sağlar.
Tanıtım faaliyetinin başlatılmasından önce, hedef kitle ve ilk duyuru tarihini belirten başvuru Bakanlığa sunulur. Kullanılması planlanan tüm tanıtım malzemelerinin birer örneği, talep edilmesi halinde Bakanlığa sunulmak üzere beş yıl saklanmalıdır.

ALTINCI BÖLÜM
Son Hükümler
Denetim
Madde 15 -
Bakanlık, tanıtım faaliyetleri ile bunlarda kullanılan her türlü malzeme ve yöntemi denetler. Resen veya şikayet üzerine, bu Yönetmelikte belirlenen ilkelere uymayan veya kamu sağlığı yönünden uygunsuz bulunan tanıtım faaliyetlerinin durdurulmasını, iptalini ya da bu tanıtımla sunulan bilgilerin düzeltilmesini ruhsat sahibinden talep edebilir. Bakanlığın bu yöndeki talepleri gecikmeksizin yerine getirilir.
Cezalar
Madde 16 -
Bu Yönetmelikte yer alan hükümlere aykırı tanıtım faaliyetinde bulunan ruhsat sahibi hakkında genel hükümlere göre adli işlem yapılmak üzere Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulur. 765 sayılı Türk Ceza Kanununun, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun,
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun ve diğer mevzuatın ilgili hükümleri uygulanır.

Homeopatik Tıbbi Ürünler
Madde 17 -
Homeopatik tıbbi ürünlere ilişkin düzenleme yapılması durumunda, söz konusu ürünlerin tanıtım faaliyetleri bu Yönetmelik hükümlerine tabidir.
Uyumlaştırılan Avrupa Birliği Mevzuatı
Madde 18 -
Bu Yönetmelik, Avrupa Birliği’nin beşeri tıbbi ürünler ile ilgili mevzuatına uyum sağlanması amacıyla, 2001/83/EC sayılı beşeri tıbbi ürünler hakkındaki direktifine paralel olarak hazırlanmıştır.
Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat
Madde 19 -
7/9/1990 tarihli ve 20628 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Beşeri İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarların Tıbbi Tanıtım Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
Madde 20 -
Bu Yönetmelik 1/12/2003 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 21 -
Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
HEKİM VE İLAÇ TANITIM İLKELERİ


GİRİŞ:

Ülkemizde ilacın tanıtımı yalnızca hekim ve eczacıya yapılabilmektedir. Bu tanıtım için Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı bir tanıtım yönetmeliği vardır. Bu yönetmelikte ilaç endüstrisinin uyması gereken kurallar ayrıntılı biçimde belirlenmiştir. Ayrıca ilaç endüstrisi de bir “Tıbbi İlaç Tanıtım İlkeleri” yayınlamıştır. Tanıtım olayında bir taraf olan hekimlerin uygulamalarını etik ilkeler doğrultusunda kolaylaştırmak, otokontrol yapabilmek ve ilişkiyi saydamlaştırmak amacıyla aşağıdaki hekim/ilaç tanıtım ilkeleri hazırlanmıştır.
İLKELER:

1-Hekimler, farmasötik ürünleri reçetelemelerini etkileyecek biçimde, yüksek materyal değeri olan armağanı kabul etmemelidirler.
2-Tanıtım materyali eğer gerçekten eğitimsel bir amaç ve içerikte ise hekimler tarafından kabul edilebilir.
3-Maliyeti düşük bazı tanıtım malzemeleri hekim eğitimine katkıda bulunacaksa, hasta yararına ise ve hekimin görevi ile ilgili ise kabul edilebilir.
4-Bir bilimsel toplantıda gösterilen konukseverlik ve örnek dağıtımı gibi faaliyetler toplantının temel hedefi olan bilgilenme amacını gölgeler nitelikte olmamalıdır. Hekimler toplantı düzenlerken bu konuya özen göstermeli ve toplantılarda çekiliş, piyango gibi etik olmayan olaylara onay vermemeli, katılmamalıdırlar.
5-Tanıtımın; bilgilendirici, kanıtlanabilir, güvenilir ve anlaşılabilir olma özelliği yoksa hekim tıbbi temsilci ya da firma ile ilgili başvuruyu Tabip Odası’na yapmalı ve bu kanalla İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’na başvurulmalıdır.
6-Toplantı için, eğer yapılacaksa destek; Endüstri tarafından doğrudan katılımcıya değil, toplantı düzenleyicilerine verilmelidir. Konuşmacılara yapılacak Endüstri desteği ise ancak etik kurallar doğrultusunda (örneğin konuşmada ilaç ismi olmaması gibi koşullarla) olabilir.
7-Tüm etkinliklerin (kongre, toplantı vs.) mali kaynakları açıklanmalı, şeffaf olmalı ve toplantılardaki uygulamalardan ve endüstri/katılımcı/konuşmacı ilişkilerinin etik yönlerinden toplantı düzenleyicileri sorumlu olmalıdır.
8-Firmaların satış/pazarlama elemanlarının “toplantı düzenlemelerinde” görev almaması kuralına özen gösterilmelidir. Varsa Endüstri’nin desteği toplantı içeriğinden bağımsız olmalı ve firma ile iletişim firmanın tıbbi ya da bilimsel bölümleri kanalıyla ve mümkünse hekim personeli aracılığıyla olmalıdır.
9-Toplantılar için konuşmacı seçiminin toplantı düzenleyicileri tarafından yapılması şarttır.
10-Toplantıların eğitim materyalleri endüstri tarafından değil, toplantı düzenleyicileri tarafından hazırlanmalıdır.
11-Eğitimin yapıldığı alanda tanıtım materyali bulunmamalıdır.
12-Toplantılar sırasındaki sunularda jenerik isim kullanılmalıdır.
YAPTIRIM:

Yukarıda sayılan ilkeler zorunlu bir yaptırımdan çok özdenetim yöntemi ile yaşama geçer. Ancak bu kuralların çiğnendiğinin belirlenmesi durumunda;
1-Tabip Odalarına başvurulabilir
2-Tabip Odalarının araştırması sonrası;
a)İlkelere uymayanlar TTB yayınlarına açıklanabilir
b)Onur Kuruluna sevk olabilir
c)Sağlık Bakanlığı’na bildirim yapılır.
1995 yılında hazırlanmıştır.
Old 22-03-2007, 11:45   #10
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Gürgan,

Topluma tanıtımla ilgili düzenlemeden haberim yoktu, teşekkür ederim.

İnsan sormadan edemiyor. Televizyonlarda

- dişeti hassasiyetini azaltır
- kolesterolünüzü düşürmeye yardımcı olur
- çocuğunuzun bağışıklık sistemini korur
- çocuğunuzun gelişmesine / sağlıklı büyümesine yardımcı olur

sözleriyle yapılan tanıtımlar;

1. Madde 8 e karşın nasıl mümkün olabiliyor?
2. Madde 15 deki resen sözcüğü işlemiyor mu?
3. Madde 16 ya göre savcılıklara sadece bakanlık mı başvurabilir?

Saygılarımla,
Old 07-04-2007, 21:25   #11
M. Uğur Yılmaz

 
Varsayılan Hekİmler, İlaÇ Şİrketlerİ

SAYIN HABİBE HANIM,
SORUNUZ BANA İLGİNÇ GELDİ. BEN BiR HUKUKÇU DEĞİL GENEL CERRAHİ UZMANIYIM. FORUMDA NE KADAR İLGİ ÇEKECEĞİNİ BİLMEDİĞİM İÇİN SİZE (SİTEYE) DOĞRUDAN YAZI GÖNDERMİYORUM. FAKAT AŞAĞIDAKİ SİTEDE SAĞLIK SİSTEMİ VE POLİTİKALARI İLE İLGİLİ BAZI YAZILARIM MEVCUT. AYRICA İLAÇ SİYASETLERİ İLE DE İLGİLENİYORUM VE BELGE TOPLUYORUM. FARMAMEDYA'DA VE TIP KURUMUNDA DA BU KONUDA YAZILAR VAR. FAKAT OLAYA SİSTEM KONUSUNDA YAKLAŞIYORSANIZ KENDİ YAZILARIMI TAVSİYE EDERİM. UYGUN GÖRÜRSENİZ YAZILARI SİTEYE DE KOYABİLİRİM.
SAYGILARIMLA.

DR. M. UĞUR YILMAZ -ANTALYA
ADRES: www.herkesicinsaglik.blogspot.com
e-mektup adresim: muguryilmaz@gmail.com veya
herkesicinsaglik@blogspot.com
Old 16-05-2007, 11:15   #12
minee.mine

 
Varsayılan

Merhaba
Ben de bir hasta yakını olarak yazmak istedim. Dün akşam annemi rahatsızlandığı için hastahaneye götürdüm . Annem sigortalı olduğu için bir devlet hastahanesinin acil servisine gitmiştik. Sağolsun doktorlar ilgilendiler, ilaçlarını yazıp bizi gönderdiler fakat ilaçlar annemin yaş sınırlamasına girdiği için sigorta kapsamına girmiyordu. Bildiğimiz ağrı kesici ilaçlardan bahsediyorum. Bu bana inanılmaz saçma geldi aspirinden biraz daha kuvvetli ilaca zaten yaşça daha ileri durumlarda ihtiyaç olduğundan (romatizma ve kireçlenmeye bağlı rahatsızlıklar genel olarak zaten belli bir yaştan sonra ortaya çıktığından) bu ilaçlara yaş sınırlaması getirilmesine bir anlam veremedim.
Ayrıca doktorlar ilaçlar hakkında ilaç firmaları tarafından bilgilendirildiği gibi bakanlık tarafından da bilgilendirilmeli diye düşünüyorum. Hastalara ilaç yazarken yaşını sormalarının ek bir anlamı olsun ve yazılan ilaç için hasta hasta (özellikle yanında bir yakını olmadan hastahaneye giden hastalar oradan oraya koşturmak zorunda kalmasın), yada biz artık yaşlılara bakmak istemiyoruz deseler de biz de çare buluruz umuduyla devlet hastahanelerinde boşuna zaman harcamasak. Özel hastahanelere gidemeyen maddi durumu buna müsayit olmayanlar ya da çoluk çocuğu olmayan ve kendi başına hasta hasta koşturmak zorunda kalan hastaların halini inanın ki düşünmek bile istemiyorum. Sadece Allah yardımcıları olsun diyorum.
Saygılar
Old 18-05-2007, 08:34   #13
nurten çakmak

 
Varsayılan merhaba :)

Hasta hakları diye bir yazı var ama hasta haklarını savunacak insan yok. Hastaneler heleki devlet hastaneleri berbat Allah kimseyi düşürmesin.
Old 19-05-2007, 12:54   #14
Güldal

 
Varsayılan

Habibe Hanım iyi ki bu konuyu tartışmaya açmışsınız.Bu konuda gözardı edilen bir sürü aksaklıklar var kanımca.sağlık kurumunda çalışan doktor hemşire arkadaşlarım var ayrıca ilaç pazarlayan arkadaşlarım da var.Bu konuda özellikle kadın reprezantları dinlemek çok faydalı olur heralde.bir bayan reprezant arkadaşım çok dil döktüğü bir doktorun alakasız bir hastalığa kendi ilacını yazdığını bunu görünce çok kızdığını söylemişti.bir akşam yemeğine alakasız ilaçlar yazılabiliyor.doktorların yanlış anlamasını istemem bu konuda taviz vermeyenler de var ayrıca benim nişanlım da doktor ama çok iş dönüyor gerçekten...mevzuat yeterli değil bence düşünsenize reprezant hasta gibi bekliyor ve bu şekilde içeriye alınıyor bir çok hastanın hakkı yeniyor.halbu ki mesai saatleri dışında ilaç tanıtımları yapılsa ve bu bir toplantı şeklinde yapılsa daha net ve sağlıklı olurdu...
Old 08-08-2007, 08:37   #15
Y£LİZ

 
Varsayılan Danıştay, doktorun promosyonla ilaç yazmasını"görevi kötüye kullanma" sayıyor

Çukurova Üniversitesi'nin 5 öğretim görevlisinin ilaç yazmak için firmadan promosyon aldığı belirlenince Danıştay, bu durumu 'görevi kötüye kullanmak' şeklinde gördü. Danıştay, ilaç yazma karşılığında bir firmadan maddi destek sağlamayı suç saydı. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli beş öğretim üyesi, 'görevi kötüye kullanmak' suçundan Adana Asliye Ceza Mahkemesi'nde bir yıldan üç yıla kadar hapisle yargılanacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın özel bir ilaç firmasına yönelik yürüttüğü operasyon kapsamında, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli öğretim üyeleri Atilla Tanyeli, Serap Hastürk, A. Bülent Atmen, Hikmet Akkız ve Oğuz Kara'nın, ilaçlarını reçeteye yazma karşığında bu firmadan maddi destek sağladıkları belirlenmişti. Bu durum Sağlık Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı'na bildirilmişti. YÖK de durumu Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü'ne iletmiş ve beş öğretim üyesi hakkında gerekli işlemin yapılmasını istemişti. Ancak Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü'nce oluşturular kurul, öğretim üyeleri hakkında yargılama izni vermemişti.

Kurulun bu kararını yasa gereği re'sen incelemeye alan Danıştay 1. Dairesi, yargılanmama kararını oybirliğiyle bozdu. 1. Daire, ilaç yazma karşılığında maddi destek sağlamakla suçlanan öğretim üyelerinin, Türk Ceza Kanunu'nun 'görevi kötüye kullanma' suçunu düzenleyen 257. maddesi uyarınca yargılanmalarına karar verdi. Dairenin kararında, söz konusu firmanın bilgisayar kayıtlarında, öğretim üyeleriyle ilgili 99 adet e-mektup bulunduğu belirtildi.

Kararda şöyle denildi: "E-mektupların çözümlerinden, Oğuz Kara'nın, ilaçlarını reçeteye yazma karşılığında söz konusu firmadan 2003 yılının mart ayında İstanbul'da düzenlenecek bir kongreye katılma talebinde bulunduğu; Atilla Tanyeli'nin, üç dergi istediği; Serap Hastürk'ün, yeni açtığı muayenehanesinin açılış kokteylinin düzenlenmesi için 1200 YTL aldığı; Hikmet Akkız'ın, laboratuvar çalışmasında kullanılmak üzere 5 bin 500 dolarlık kit istediği, A. Bülent Atmen'in ise Kapadokya'da düzenlenecek kongreye katılan farklı üniversitelerden iki öğretim üyesinin masraflarının karşılanmasını talep ettiği anlaşılmıştır."


http://www.nethaber.com/NewsDetails.aspx?id=32115
Old 12-04-2008, 08:23   #16
hivpozitif

 
Varsayılan

Sevgili Habibe Hanım,
Bir SSK hastanesinin önerdiği bir ilaç ve yaptığım savaştan bahsedeyimde,ilişkilerin boyutu hakkında siz yorumunuzu yapın.
....... isimli ilaç, hiv hastalığında gerek en fazla yan etkiye sebep olan ve gerekse 8 saatte bir içilmesi ve insanların bu saatlere zaman zaman uyumsuzluğu nedeni ile öğün atlaması ve öğün atlandığındada direnç gelişime riskinin yüksek olduğu ve pek çok Prof.un 2-3 yıldır bu dezavantajlardan dolayı önermediği bir ilaç olmasına rağmen söz konusu hastane ısrarla bu ilacı
önermektedir.Hasta olarak bu ilacın dezavantajlarını doktor ile tartıştığım zaman aldığım cevap aynen söyle ; Tüm söylediklerinizde haklısınız,ancak biz bu ilaçtan memnunuz ....
Buyrun , yorum sizin....
Selamlar
Old 14-04-2008, 17:22   #17
murgan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hivpozitif
Sevgili Habibe Hanım,
Bir SSK hastanesinin önerdiği bir ilaç ve yaptığım savaştan bahsedeyimde,ilişkilerin boyutu hakkında siz yorumunuzu yapın.
....... isimli ilaç, hiv hastalığında gerek en fazla yan etkiye sebep olan ve gerekse 8 saatte bir içilmesi ve insanların bu saatlere zaman zaman uyumsuzluğu nedeni ile öğün atlaması ve öğün atlandığındada direnç gelişime riskinin yüksek olduğu ve pek çok Prof.un 2-3 yıldır bu dezavantajlardan dolayı önermediği bir ilaç olmasına rağmen söz konusu hastane ısrarla bu ilacı
önermektedir.Hasta olarak bu ilacın dezavantajlarını doktor ile tartıştığım zaman aldığım cevap aynen söyle ; Tüm söylediklerinizde haklısınız,ancak biz bu ilaçtan memnunuz ....
Buyrun , yorum sizin....
Selamlar
Ne yazık ki, hasta hakları yeterince bilinmiyor.
Hastaların önerilen tedaviye ikna olmadıkları durumda, hekimlerin alternatif tedaviler
-var ise-
önermeleri gerekir.
Son karar ise hastanındır.
Eğer hasta farklı bir hekime yönlendirilmek isterse, bunu talep edebilir, olanaklar elveriyorsa hekim bunu desteklemelidir.

Ne yazık ki, ülkemiz koşulları bu ideal çözümleri gerçekleştirebilmekten henüz çok uzak.

Ne kadarı iyi niyetli olduğunu bilemediğim uygulamalar ise,
deneme yanılma yönteminin ötesine geçemediğinden,
sağlık hizmeti vermeye çalışan ve almaya çalışanlar hep beraber sıkıntı yaşıyorlar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İflas Eden Sigorta Şirketleri Brusk Meslektaşların Soruları 4 04-08-2009 15:08
Kullanilan İlaÇ Bedellerİ Nedenİyle BaĞkur' A BorÇlu OlmadiĞinin Tespİtİ Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 2 24-11-2006 23:32
Reçetesiz İlaç Satılamaz?? Dr.Okan ŞENEL Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 23:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09619498 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.