Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bİr İlamdan On Takİp Yapmak MÜmkÜn MÜ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-05-2009, 14:47   #1
Av.Ahmet KEZER

 
Kitap Bİr İlamdan On Takİp Yapmak MÜmkÜn MÜ?

Davacıların yakın akraba oldukları (anne-baba-dede-çocuk-babaanne-kardeş vs...) bir maddi manevi tazminat davasında tüm davacıların aynı avukata vekalet vererek açtıkları davanın sonuçlanması üzerine; BİR TEK İLAMA DAYANARAK

a) Herbir davacı için ayrı İLAMLI TAKİP YAPILMASI (tek ilam on icra takibi yapılması )
b) Yargılama giderleri için ayrı takip yapılması,
c) Mahkeme vekalet ücreti için ayrı takip yapılması,

Mümkün müdür? İcra Müdürlüğü aynı ilamı alarak alacaklı tarafın talebi doğrultusunda BİR İALAMI 10-15 parçaya bölerek ilamlı icra takibi yapması İCRA emri göndermesi mümkün müdür?

A)İcra MÜdürlüğü TEK İLAMLA 10-15 icra takibi yaptığında İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDE takiplerin birleştirilmesi istendiğinde İcra Müdürlüğünün kararı ne olur?
B)İcra Müdürlüğü icra takiplerinin AYNI İLAMA DAYALI olmasını gözardı ederek birleştirme yapmaması halinde İCRA HAKİMLİĞİNE yapılacak şikayette icra hakimliği ne yapar?
C)İcra hakimliği icra takip hukukunda mecburi takip zorunluluğu yoktur diyerek şikayeti reddederse YARGITAY bu işe/karara/gerekçeye ne der?

Hukukun temel ilkelerine aykırı işlemler, hakkın kötüye kullanılmasını doğuracak işlemler, alacaklı tarafın zararına yol açacak işlemler dikkate alındığında vekil asilin her talebi ile bağlı mıdır?

Kanımca; TEK İLAMDA ÇOKLU TAKİP OLMAZ. Bir ilamı bin parçaya bölerek açıkça alacaklının zararına yol açacak bir işlem ve eylem kanunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Hakkın kötüye kullanılmasıdır. hakkın kötüye kullanılmasını da kanun himaye etmez.

Konuya ilişkin YARGITAY emsal kararı bulamadım. Bir karar hatırlıyorum izaleyi şuyu dosyasında davacı vekilinin birden fazla gayrimenkulu ayrı ayrı satışını gerçekleştirerek fazla vekalet ücereti aldığından bahisle yargıtayca "görevini kötüye kullanmak-meslek kurallarına açık aykırılık" gerekçesiyle vekilin tecziyesine karar verilmesi gerektiğini ifade eden bir karar okumuştum bir zaman.


Konuya ilgi gösterecek tüm arkadaşlara ayrı ayrı teşekkürler... saygı ve sevgiler...
Old 07-05-2009, 14:59   #3
Av.Ahmet KEZER

 
Varsayılan

Sayın ALADAĞ, ilginize teşekkürler... Bahse konu formu okudum uyarınız üzerine... Teşekkürler... Benim sorum daha kapsamlı ve az da olsa daha farklı diye düşünüyorum... Sadece yargılama giderleri değil, her alacaklının ayrı takip yapması, vekalet ücreti için ayrı takip yapılması ve buna yönelik çözüm önerileri şeklinde daha kapsamlı bir soru ve sorundu sorduğum soru. Yine de işaret ettiğiniz formu okudum ve çok istifade ettim. Tekrar saygı ve sevgiler...
Old 07-05-2009, 15:02   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kanaatime göre icra daireleri kambiyo senetlerinde olduğu gibi "ilam"lar bakımından da ilam aslını kasaya alırlarsa, bu tür suistimaller nisbeten önlenir.
Old 07-05-2009, 15:15   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

MK 2 gerekçe gösterilerek takiplerin birleştirilmesini İcra Mahkemesi'nden istemeniz gerektiği kanısındayım.
Old 07-05-2009, 15:18   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
MK 2 gerekçe gösterilerek takiplerin birleştirilmesini İcra Mahkemesi'nden istemeniz gerektiği kanısındayım.

Talep red edilecektir.
Old 07-05-2009, 15:21   #8
mustafaaladag

 
Varsayılan

Sayın kezer bildiğim kadarıyla mahkemeye yapılan şikayet bu konuda reddedildi. Ayrıca birden fazla kişinin bir davada dava arkadaşı olarak dava açmaları ihtiyaridir. Zorunlu bir durum değil. İhtiyari dava arkadaşlarının lehlerine sonuçlanan davayı tek bir takiple icraya koymaları nasıl haklarıysa her bir davacının kendisiyle ilgili ilam kısmını ayrı ayrı icraya koyması mümkündür. Ayrı avukata vekalet vermeleri halinde itiraz edemeyeceğin/etmeyeceğin şeyi tek avukata vekalet vermeleri halinde itiraz konusu yapman anlaşılmaz. Ayrıca mahkeme birden fazla davacının davasında hüküm kuararken her bir davacı için kabul edilen kısım üzerinden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmeder. Karışık bir ilamı 10-15 kişi için bir takipte icraya koyup müvekkiller arasındaki pay hersaplamalrıyla uğraşmak yerine ayrı ayrı koymak daha makul değilmi? Birde soru sorarken hukuki bir dil kullanmak lazım suçlayıocı saldırgan bir dil ne kadar doğru?
Old 07-05-2009, 15:31   #9
Av.Ahmet KEZER

 
Varsayılan

Sayın ALADAĞ, ilginize ve yanıtınıza içten teşekkürler... Hukukta farklı bakış açısı olması bir zenginliktir. Görüşünüze saygı duyuyorum. Ancak soru ve sorunda sizinle aynı görüşü paylaşmıyorum. Konuya ilişkin güncel yargıtay kararı var mıdır ona baktım.

Yerel mahkemelerin verdiği kararların hukuksallığı ve yerindeliğinin tartışılması ve eleştirilmesi hukukun bir gereğidir. Ki yargıtay kararı dahi olsa hukuk düşünceme uymayan her kararı AHİM kararlarının çerçevesini çizdiği sınırlar içerisinde eleştiri getirir ve yeni perspektif açacak görüş ileri sürerim. Görüşümün hukuksal zeminden uzak olduğunu gördüğüm yerde de görüşümden sarfınazar ederek DOĞRUYA sıkıca sarılmaktan da geri durmam.

Yanıt ve açıklamalrınız için tekrar teşekkürler sevgili meslektaşım...
Old 30-05-2012, 15:36   #10
Berre Hint

 
Varsayılan

Merhaba Ahmet Bey, konuyla ilgili olarak ne yaptınız nasıl bir sonuç elde ettiniz merak ettim? bende de böyle bir durum var. Alacaklı ilamdaki harç miktarını 2. takiple talep etti. Şikayet etsem bir sonuç çıkar mı bilemiyorum!!
Old 30-05-2012, 16:23   #11
Av.Ahmet KEZER

 
Varsayılan

İcra müdürlüğü işlemini icra mahkemesine şikayet ettim. Mahkeme şikayetimi ret etti. Temyiz ettim yargıtay onama kararı verdi. Hukuk düşünceme, hak ve adalet anlayışıma göre açıkça mk.2 dürüstlük kuralına aykırı olan bu tür takiplerde BİRLEŞTİRME KARARI verilmelidir diye düşünüyorum. Ayrıca benzer bir olayda eski bir HGK kararında bir oy farkla FARKLI /ayrı TAKİP yapılır diye karar da var. Ama güncel hgk kararı yok diye biliyorum. Saygılarımla.
Old 31-05-2012, 15:04   #12
av_yaseminceylan

 
Varsayılan

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI

E.2010/12-138
K.2010/169

Taraflar arasındaki ``Şikayet`` davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İcra Hukuk Hukuk Mahkemesi`nce davanın kabulüne dair verilen 22.09.2008 gün ve 2008/922 E., 2008/840 K. sayılı kararın incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi`nin 09.03.2009 gün ve 2008/24958 E., 2009/4787 K. sayılı ilamı ile onanmış, alacaklı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi`nin 13.10.2009 gün ve 10422- 18967 sayılı ilamı ile;

( ... Takip dayanağı Antalya 2. idare Mahkemesi`nin 25.04.2008 tarih ve 2005/833 Esas 2008/827 Karar sayılı ilamında, ``240.000.-YTL maddi, 10.000.- YTL manevi tazminatın, 17.500.-YTL nispi vekalet ücretinin, ayrıca toplam 13.791,90.-YTL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine`` karar verildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafça mahkemece hükmedilen bu kalemlerin her biri ayrı ayrı ilamlı icra takibinin konusu yapılmıştır. Borçlu idare, ilamda hükmedilen kalemlerin üç ayrı ilamlı icra takibine konu edilmesini, mükerrer takibe sebebiyet verildiğinden dolayı şikayet konusu yapmıştır.
Dairemizin müstekar içtihatları gereği ilamda yazılı olan asıl alacak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden tek bir takip yapılabileceği gibi ayrı ayrı takip yapılması da mümkündür. İlamda hükmedilen asıl alacak ve buna bağlı fer`i alacaklar yönünden ayrı ayrı takip yapılmasını engelleyen yasa hükmü bulunmadığından, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.


Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK`nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.03.2010 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.

Bu konudan dolayı TBB'nin verdiği disiplin cezaları mevcut...
Old 12-04-2013, 16:58   #16
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Y 8. HD. 09.11.2012 T. E:7921, K:10135

Borçlu vekili; Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2012/4541 ve 2012/4542 Esas sayılı dosyalarına konu Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/301 sayılı ilamında hüküm altına alınan alacağı bölerek iki ayrı icra emri ile ilamlı takip yaptığını, bunun yerinde olmadığını beyanla kanuna aykırı Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2012/4541 sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

6100 sayılı HMK.nun Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinde; hükmün sonuç kısmında yargılama giderleri konusunda, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargılama Giderlerinin Kapsamı başlıklı 323. maddesinin (ğ )bendinde vekille takip edilen davalarda vekalet ücretini yargılama giderleri içinde saymıştır. Yargılama Giderlerinden Sorumluluk başlıklı 326. maddesinin 1. fıkrasında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. Tüm bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde ilam taraflara yüklenen borçlar, tanınan haklar, yargılama giderleri olmak üzere bir bütündür. Vekille temsil edilen davalarda hüküm altına alınan avukatlık ücreti de yargılama giderleri kapsamındadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununun Dürüst Davranma ve Doğru Söyleme Yükümlülüğü başlıklı 29. maddesinde "Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar. Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler." Dürüstlük Kuralına aykırılık sebebiyle Yargılama Giderlerinden Sorumluluk başlıklı 327. maddesinin 1. fıkrasında "Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamı veya bir kısmı ödemeye mahkum edilebilir." denilmiştir.
4721 sayılı TMK.nun Hukukun Uygulanması ve Kaynakları başlıklı 1. maddesinde "Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır. Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.", Dürüst Davranma başlıklı 2. maddesinde "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.", Hakimin Takdir Yetkisi Başlıklı 4. maddesinde "Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.", Hukukun Uygulanması başlıklı 33. maddesinde ise; "Hakim, Türk hukukunu resen uygular." denilmiştir.
2709 sayılı 1982 Anayasasının Hak Arama Hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." denilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanununun 61. maddesini sadeleştiren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri başlıklı 77. maddesinde "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur." denilmiştir.
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından borçlular Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/301 Esas ve 2012/98 Karar sayılı ilamına dayanılarak Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2012/4541 takip numaralı dosyasında vekalet ücreti ile yargılama giderleri 2012/4542 takip numaralı dosyasında tazminat alacağına ilişkin vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı takip başlatıldığı ve her takip dosyasında yeni takip vekalet ücreti talep edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkemece, aynı ilamda hüküm altına alınan alacak kalemleri için tek ve aynı dosya ile ilamlı icra takibinde bulunulmasını zorunlu kılan türden yasal düzenlemenin mevcut olmadığı gerekçesine dayanılmıştır. Ancak, yasalarda bir ilamla hüküm altına alınan haklarla ilgili olarak ayrı ayrı takip yapılabileceğine ilişkin hiçbir düzenleme de mevcut değildir. Bu durumda TMK.nun 1, 2, 4. ve 33. maddelerinin, Anayasanın 36. maddesinin, Borçlar Kanununun 61. ve Yeni Türk Borçlar Kanununun 77. maddesinin, HUMK.nun 29. maddesinin gözönüne alınarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekir.
Genel olarak icra hukukuna ilişkin itiraz ve şikayetlerde TMK.nun 2. maddesinin uygulanma kabiliyeti yoktur. Ancak, yukarıda belirtilen diğer yasa maddeleri gözönüne alındığında bu tip olaylarla sınırlı kalmak üzere objektif iyiniyet kurallarının gözardı edilmemesi gerekir.
Hakkın kötüye kullanılmasını; hukuken var olan bir hakkın sınırlarını aşarak ya da o hakkı gerekçe göstererek hukuka aykırı eylemler yapma durumu olarak veya bir hakkın yasaların tanıdığı yetkilerin sınırları içinde olmakla birlikte, amacından saptırarak kullanılması olarak da açıklayabiliriz. Türk Medeni Kanununun 2. maddesine göre herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Yani bir hak sahibi hakkını kullanırken ve borçlu borcunu öderken objektif iyiniyet kurallarına uymak, dürüst davranmak, başkalarını zarara uğratmamak zorundadır. Hak sahibi başkasına zarar vermek amacını taşımasa bile hareketi açıkça iyi niyet kurallarına aykırı ise ve başkasını zarara uğratıyorsa veya hak sahibine sağladığı yarar ile başkasına verdiği zarar arasında aşırı dengesizlik varsa bu durumu hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirebiliriz. Anayasa başta olmak üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hak sahibinin hakkını kullanırken objektif iyi niyet kuralları içinde hareket etmesini emretmiş aksi davranışın hukuk düzeni tarafından korunamayacağını belirtmiştir.
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Bu durum hukuk düzeni tarafından korunamaz. Hakim yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereğince yasadaki boşluğu objektif iyi niyet kuralları içinde doldurmak zorundadır. İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının üç ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzeni tarafından korunamayacağı için mahkeme tarafından borçlunun bu yöndeki şikayetinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetli olmamıştır.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m. 297/ç )ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı on gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve temyiz edenden harç alınmasına mahal olmadığına...

Kaynak: www.adalet.org
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
VazgeÇİlen Takİpten Sonra Tekrar Takİp Yapmak SPARTACUS Meslektaşların Soruları 7 30-11-2010 10:00
Kalan vekalet ücreti için çek şikayeti yapmak mümkün mü? Av.Mikail Altintas Meslektaşların Soruları 2 27-11-2008 13:10
İlamdan sonra ödenecek harç miktarı ne kadardır? av.knel Meslektaşların Soruları 2 23-10-2008 16:36
Takİp Değerİnİ Sonradan Artırmam Mümkün mü? Rehinli Aracın Takİp Kesinleşmeden Yakala savunman Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 4 23-04-2008 22:16
Vergi Mükellefi Olmadan Komisyonculuk Sözleşmesi Yapmak Mümkün Mü? av_my Meslektaşların Soruları 5 06-09-2007 09:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05376506 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.