|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
23-02-2012, 13:45 | #1 |
|
Haczedilen Maaş, Nafaka Borcuna Yetmiyor
Merhaba,
1.500-TL'lik AYLIK nafaka alacağı var, maaş 630-TL Net Nafaka alacağından dolayı maaşın tamamına haciz konulmuş, ancak yukarıda belirttiğim gibi maaşın tamamı, nafaka alacağını karşılamıyor. Bu halde icra ceza mahkemesi hapis kararı verir mi? Durum çok açık, maaş yetmiyor nafaka alacağı için. Bu durumda ne yapılabilir? Teşekkürler, iyi çalışmalar. |
23-02-2012, 13:46 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Aylık nafaka miktarı ne kadar? |
23-02-2012, 13:52 | #3 |
|
Aylık nafaka miktarı 1500 TL üstadım.
(Nafaka alacağı derken birikmiş nafaka alacağı olarak bahsetmediğimi belirtmeliydim sanırım.) |
23-02-2012, 13:59 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet. Maddede ayrıksı bir durum yok. Bu nedenle hapis cezası verilmelidir, diye düşünmekteyim(Maaşa göre nafaka miktarı yüksek belirlenmiş, ilginç). |
23-02-2012, 14:07 | #5 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu hüküm çerçevesinde üstadımın da belirttiği gibi şikayette bulunulabilir.Zira ilgili hükümden çıkan sonuç 1) Kısmi ödeme cezaya engel değildir. 2) Nafakanın kaldırılması veya azaltılması ile ilgili davalar şayet ileri sürülen sebepler yönünden haklılık içeriyorsa ve salt cezayı erteleme saikiyle açıldığı yönünde bir intiba oluşturmuyorsa, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna kadar ertelenebilir.Ki sizin sorunuzdan anladığım maaş nafakadan az olduğu halde nafakanın kaldırılması veya azaltılması ile ilgili bir dava da bulunmamakta. |
23-02-2012, 14:12 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Protokolle 1500TL lik nafaka kabul edildi ancak aradan geçen zaman içerisinde gelirde düşüş oldu, nafaka ödenemeyecek hale geldi. (Nafakanın indirilmesi davası da açıldı ancak aradan geçen süre kısa olduğu için dava reddolundu.) 630 TL'lik maaşın tamamı haczedilse, ona rağmen aylık nafaka borcunun eksik kalan kısmı (1500-630=870TL) ne olacak? Hepsinden önemlisi maaşsız, yani gelirsiz nasıl bir yaşam sürdürülebilir |
23-02-2012, 14:19 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava açıldı fakat protokol ile arasında kısa bir süre geçmesinden ve tanıkların dinlenememesinden dolayı reddolundu. |
23-02-2012, 14:25 | #8 |
|
T.C.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2006/189 K. 2006/1831 T. 7.3.2006 • YOKSULLUK NAFAKASI ( Anlaşmalı Boşanma ile Kararlaştırılmış Olsa Bile Tarafların Mali Durumları Değişmiş veya Hakkaniyet Gerektirmekte ise Artırılması Eksiltilmesi veya Kaldırılması Mümkün Olduğu ) • ANLAŞMALI BOŞANMA ( Tarafların Mali Durumları Değişmiş veya Hakkaniyet Gerektirmekte ise Nafakanın Artırılması Eksiltilmesi veya Kaldırılması Mümkün Olduğu ) • NAFAKANIN ARTTIRILMASI EKSİLTİLMESİ VEYA KALDIRILMASI ( Anlaşmalı Boşanma ile Kararlaştırılmış Olsa Bile Tarafların Mali Durumları Değişmiş veya Hakkaniyet Gerektirmekte ise Mümkün Olduğu ) 4721/m.2,4,176,331 ÖZET : Davacı, anlaşmalı boşanma ile yoksulluk nafakası kararlaştırıldığını, davalının daha sonra öğretmen olarak çalışmaya başladığını, kendisinin ise gelirinin azaldığını iddia ederek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Tarafların mali durumları değişmiş veya hakkaniyet gerektirmekte ise hakim, talep üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Somut olayda, boşanma sürecinde davalının öğretmen olduğu ve gerekirse öğretmen olarak yeniden çalışabileceği öngörülerek nafaka miktarı belirlenmiştir. Bu durumda boşanmadan sonra davalının çalışmaya başladığı iddia edilerek nafakanın kaldırılmasını talep etmek sözleşmeye bağlılık ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Ancak davacı boşanmadan sonra emekli olduğundan bu durumun mali durumunu ne şekilde etkilediği araştırılarak sonuca göre karar verilmelidir. DAVA : Davacı O. ile davalı P. aralarındaki nafaka davasına dair İstanbul 2. Aile Hakimliği’nden verilen 28.04.2005 günlü ve 2003/195 E., 2005/337 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 06.10.2005 günlü ve 2005/10619 E., 2005/9601 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davada, anlaşmalı boşanma ile kabul edilen 750 DM yoksulluk nafakasının, davalının öğretmen olarak çalışmaya başlaması ve davacının da gelirinin azalması nedeniyle kaldırılması istenilmiş; mahkemece davanın reddine karar verilmiş, işbu kararın temyizi üzerine dairemizce 06.10.2005 gün ve 10619-0601 sayıyla onama kararı verilmiştir. Daire kararına karşı davacı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuş olup, isteğin süresi içerisinde bulunduğu anlaşıldıktan sonra dosadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü. KARAR : Tarafların 15.12.1992 tarihinde kesinleşen ilamla anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde 750 DM nafaka ödemesi ve evlenme halinde nafakanın sona ereceği hususlarının kararlaştırıldığı, davalının 17.06.1974 tarihinde öğretmen olarak göreve başlayıp evlendikten bir süre sonra da görevine devam ettiği, 20.10.1989 tarihinde istifa ettiği, boşanmadan yaklaşık iki yıl sonra 11.03.1994 tarihinde yeniden atandığı ve halen öğretmen olarak görev yapmakta bulunduğu, davalının ise 2001 yılında SSK’dan emekli olduğu, işbu davanın ise 17.09.2003 yılında açıldığı anlaşılmaktadır. TMK. mad. 176/lV hükmüne göre: "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Hakkaniyet bir bakıma adaleti deyimler. Fakat; sevgi, anlayış ve hoşgörü duygularıyla paylaştırıcı ve denkleştirici davranmak, adaletli davranmaktan daha başka ve daha ileride bir anlam taşır. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile şartları oluştuğu takdirde artırılabilir veya azaltılabilir. Aksi düşünce "güven" ilkesine aykırı düşer. Zira davacının sözleşme ( protokol )ile elde ettiği "statü"ye beslediği güven, davalı ( borçlunun )sosyal ve ekonomik durumunun bu özel statüyü koruyacak seviyeden daha aşağı düşmediği ( kötüleşmediği )veya hakkaniyet bunu gerektirmediği sürece sarsılıp boşa çıkarılamaz. Ancak sözleşmeyle kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın aradan çok az bir zaman geçtikten sonra indirilmesi isteminde bulunmak, hakkın kötüye kullanılması mahiyetini de arz edebilir. Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyi niyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru ( basiretsizliği vb. )ile mali imkanlarını zorlayan tarafın MK’nun 2. maddesinden yararlanması söz konusu olamaz. Ancak, Borçlar Kanunu’nun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa ( örneğin olağanüstü dalgalanmalarda edimler arasındaki denge altüst oluyor ve bu yüzden ifa aşırı derecede zorlaşıyorsa )güven sorumluluğu ve ivazsız iktisabın korunmazlığı ilkesi ( MK. mad. 2 )gereğince sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır. Buna göre, sözleşenlerin eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa, ayrıca, beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gündeme gelir. Tarafların mali durumlarının değişmesi, iradın arttırılması veya azaltılmasını gerektirebilir. Örneğin, alacaklının ( davalının )yoksulluğu azalmış veya büsbütün ortadan kalkmıştır ya da borçlunun ( davacının )mali veya gelir durumu kötüleşmiştir. Burada, iradın takdirine ( veya kararlaştırılmasına )esas olan şartları ortadan kaldıracak önemde bir değişiklik olması aranacaktır. Somut olayda boşanma sürecinde davalının öğretmen olduğu ve gerekirse yeniden göreve başlayabileceği öngörülerek nafakanın kabul edildiği değerlendirildiğinde, boşanmadan iki yıl sonra işe başlanmış olması ileri sürülerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasının istenmesi sözleşmeye bağlılık ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmamakta ise de, boşanma sonrasında davacının emekli olduğu, gelirinin azaldığı iddia edilerek nafakanın kaldırılması ( "çoğun içinde az da vardır ilkesine göre" nafakanın azaltılması )istendiğine göre gerçekten davacının ekonomik durummunun nafaka başlangıcından sonra istem tarihi itibariyle bozulup bozulmadığı ya da ciddi oranda ödeme güçlüğü ve geçim sıkıntısı doğuracak şekilde azalıp azalmadığı araştırılıp sonucu değerlendirilmeden ve de davalının düzenli, güvenceli görevi nedeniyle gelir sahibi olması gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak istemin tümüyle reddine karar verilmiş olması TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun bulunmamıştır. Bu nedenle dairemizin 06.10. 2005 gün ve 10619 E-9601 sayılı kararı ortadan kaldırılarak hükmün bozulması gerekmiştir. Mahkemece yapılacak iş; davacının, nafaka tesisi ile işbu dava tarihindeki sosyal ve ekonomik durumu tarafların tüm delilleriyle birlikte, zabıta marifetiyle araştırılıp, gerekirse resmi birimlerden kayıt ve belgeler de getirtilerek incelenip sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
23-02-2012, 14:26 | #9 |
|
Nafakanın azaltılması yada kaldırılması davasında özelikle dikkate alınması gereken hususları, yukarıda ki karar kısmında koyu olarak belirttim
|
23-02-2012, 14:46 | #10 |
|
Benim de aklıma ne zamandır takılan benzer bir sorun var.
Emekli aylığı miktarı 650 TL, aylık tedbir nafakası miktarı ise 350 TL. Bu miktarın icraya konulması ile icra vekalet ücreti masraflar vs toplamda dosya hesabı 1000 TL oldu diyelim. Bu aşamada emekli maaşından yapılacak kesinti ne kadar olacak? Kapak hesabı bitene kadar emekli maaşının tamamı daha sonra aylık nafaka bedeli kadar mı, yoksa aylık nafaka bedeli olan 350 TL mi kesilir sadece? Kanuna göre sadece 350 TL kesilmesi ve birikmiş nafaka varsa bu miktarın ayrıca tahsil edilmesi, takibin ferisi niteliğinde olan vekalet ücreti ve icra giderleri ile faizin daha sonra haciz konusu yapılması gerekir. Ancak BK 84'e göre kül halinde bir alacak olan icra dosyası alacağına ilişkin yapılan kısmi ödemeler öncelikle fer'ilere mahsup olunur. Bu durumda borçlu kendi eli ile gelip borcu öderse (1000 TL'lik dosya borcuna 350 TL yatırırsa) bu miktar öncelikli olarak ferilere mahsup edilip asıl (nafaka) alacağı üzerinden takibe devam edilecek. Peki ya 350 TL maaştan cebri icra ile gelirse yine bu miktar ferilere mahsup edilmez mi? Düşündüm düşündükçe karıştım. Tebligat döndü dönecek ve ben ne yönde talepte bulunacağıma karar veremedim. Uygulama bu gibi bir durumda ne yapıyor acaba? |
23-02-2012, 21:39 | #11 |
|
Verir tabii ama 630 net maaş alan biri nasıl 1500 tl nafaka öder onu anlayamadım...
|
24-02-2012, 02:34 | #12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay, tahhüdü ihlal ile ilgili, "verilen cezanın Anayasanın 38. maddesine aykırılığından dolayı bozma istemine karşı," verdiği kararda; "Anayasa, borcu yerine getirmeyeni değil, ekonomik acz içinde olup bu nedenle borcunu yerine getirmeyeni korumaktadır." Demişti...(T.C.YARGITAY CEZA GENEL KURULUE. 2004/16-104 K. 2004/120 T. 25.5.2004) Sözünün arkasında duracağını umuyorum.
Emekli maaşı haczedilmiyor diye biliyorum.(nafaka alacağı için farklı bir husus var mı takip edemedim.) Cevabım "0" |
29-02-2012, 12:12 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Karar için teşekkürler. Kararda 92 yılında verilen ilam, ve 2003 yılında açılan dava söz konusu. Ayrıca taraflardan birinin gelirinin artması, diğerinin ise azalması açıkça mevcut. Bizim olayımızda ise aradan bir yıl bile geçmemiştir. Davalı'nın akrabası tarafından müvekkile elden verilen destek de boşanma sonunda ortadan kalkmıştır. Davalı da yasal olarak bir yerde çalışmamaktadır. Dolayısıyla hem aradan geçen sürenin fazlaca kısa olmasından, hem de tanıklara dayandırmamız gereken davada tanıkların (akrabalık vs. nedenlerinden dolayı) yapmaları gereken şekilde tanıklık yapmamaları nedeniyle dava reddolunmuştur. Bu husus dava öncesi zaten müvekkil ile de konuşuldu, görüşüldü, tanıksız olmayacağı, davanın reddolunabileceği falan herkesin öngördüğü bir şeydi. Sorum bunlar değil. "Sonucunda ne olacak. 630 TL'lik maaşın tamamı haczedilse, ona rağmen aylık nafaka borcunun eksik kalan kısmı (1500-630=870TL) ne olacak? Hepsinden önemlisi maaşsız, yani gelirsiz nasıl bir yaşam sürdürülebilir. icra ceza mahkemesi hapis kararı verir mi?" Teşekkürler |
29-02-2012, 12:21 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler. Kararı inceleyeceğim |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
eşimden ayrıldım ailemle yaşiyorum 150 tl nafaka alıyorum ama yetmiyor devlet bana yardım eder mi? | yoksulluk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 6 | 10-02-2012 19:06 |
Ara karar gereği yapılan nafaka borcuna ilişkin takibe itiraz,takibi durduru mu? | Av.Hatice Sarıbardak | Meslektaşların Soruları | 12 | 27-01-2012 12:52 |
nafaka ve babadan maaş | Konukmrl | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 3 | 20-12-2011 20:50 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |