akdevrim / şiirler

söz veripde gelmemişsin,
bir söz nedir bilmemişsin,
belkide hiç gülmemişsin,
aynaya bak gül kendine,
gözünü yum gel kendine...

hayat toz pembe değilmiş,
gül solmuş,çicek eğilmiş,
bellek hayalimi silmiş,
aynaya bak gül kendine,
gözünü yum gel kendine...

neredesin kimsin nasıl?
beklediğim kaç bin fasıl,
yoluna ölmüşüm asıl,
aynaya bak gül kendine,
gözünü yum gel kendine...

ne yazar akdevrim burda,
yürek yorgun düşmüş hurda,
yürümüş yağmurda karda,
aynaya bak gül kendine,
gözünü yum gel kendine...

akdevrim.26.02.2012.istanbul.Atatürk hava limanı.

bir evladın acısını,
çekmeyen nereden bilsin?
mezar üstüne göz yaşı,
dökmeyen nereden bilsin?

... ateş düşmüş yeri yakmış,
uzaktaki dönüp bakmış,
zannetmiş ki şimşek çakmış,
yanmayan nereden bilsin!...

elim ile dilim ile,
kavgalıyım zalim ile,
hain olan alim ile,
donmayan nereden bilsin!...

bak dünyaya melek Gökcen,
dünya ister elek Gökcen,
cennet olsun dilek Gökcen,
bilmeyen nereden bilsin!....



akdevrim.26.02.2012.istanbul.Atatürk hava limanı.

silgisiz gezmem bilirsin,
kimseyi ezmem bilirsin...
boşuna kızmam bilirsin...
inadım inattır dersin!...

bu gök kubbenin altında,
sanki yer yok yaşayacak...
küçük bir kuş kanadında,
biri aşkı taşıyacak...
umudumu boşa verdim,
küçücük bir kuşa verdim,
duyarsız bir taşa verdim,
bir haini taşlayacak...

akdevrim.ist.

istanbulda yağmur var,
gök babanın göz yaşı,
yıkıyor dağı taşı...
ıslanan kaldırımlar,
şu hüzünlü gönlüme,
yaslanan kaldırımlar!...

fotoğrafını çeksem,
yas tutan şu ruhumun,
sevgi fidesi diksem...
yere düşen her damla,
hayalimi sulasa...

istanbulda yağmur var,
gök babanın göz yaşı,
sanki açılmış kaşı...
sopamı yemiş dersin,
senelerce ağlıyor,
ve cennet yeşilliği
yer yüzüne sağlıyor....

akdevrim.

saati kurmamış bir zat,
sözünde durmamış bir zat,
hal hatır sormamış bir zat,
hala sırıtır karşımda,
sanki günahını yıkar,
bu gözlerimin yaşında!...

attıkların,tuttukların,
kuzu gibi nutukların,
varlıkların,yoklukların,
şimdi bir mercek altında,
hala neyi arıyorsun,
bu gözlerimin yaşında!...

akdevrim.ist.

yürüyorum yollar benim,
topluyorum nallar benim,
iş görmez akıllar benim,
ne koşuyorsun akdevrim!..

önce giden nal bırakmış,
çok çalışmış bal bırakmış,
tutunacak dal bırakmış,
ne şaşıyorsun akdevrim!..

sen ne bıraktın geriye,
yürek yağların eriye,
bilmediğin bir seriye,
ne geçiyorsun akdevrim!...

sevgiyi ayva sanarsın,
sözde kendine yanarsın,
zamanı gelir donarsın,
ne kacıyorsun akdevrim!...

akdevrim.28.02.2012.istanbul.

yaralı hurda hayalim,
ne işim burda hayalim,
yağmurda karda hayalim,
sorguluyorum kendimi...

selam verdim hatırsızdır,
yazı yazar satırsızdır,
anlamadım gitti gönül...

kar tanesi düşer erir,
bana farklı acı verir,
duygular yürekte esir,
yargılıyorum kendimi...

yaşamak diyemem buna,
duvar örülmüş her yana,
anlamadım gitti gönül!...

damarda dolaşır kanım,
bir şey kalbe taşır kanım,
beni burdan aşır kanım,
sorguluyorum kendimi!..

gün tükenir gece olur,
her anım bilmece olur,
anlamadım gitti gönül!...

akdevrim.istanbul.

akdevrim.29.02.2012.ist.zeytinburnu.

yüreğimi zinçirledim,
nefes alan kadavrayım...
ne yaşadım ,yaşamadım,
belkide bir palavrayım!...

gece gün yaşıyor insan,
duyan yok yıkılsan yansan,
bütün renklere boyansan,
iyileşmez bir yarayım!...

her gece bir yıldız düşer,
ruhum bir kazanda pişer,
her dakıka acı eşer,
ne yazıyım ne turayım!...

şaşar akdevrim haline,

akdevrim.ist.

yan gelip yatan mısın,
güneşi tutan mısın?
arsayı yıldızlardan,
ucuza satan mısın?..

hayallerimi gördüm,
güneşi zaptederken...
güneş doğmadan erken!..

adımlarıma adım,
uyduramazsın belli!..
gökteki yıldızları,
saydıramazsın belli!...

akdevrim.ist.

kundağından çıkma bebek,
sağa sola bakma bebek,
huzurunu yıkma bebek,
faydası yok pişmanlığın!...

büyüdükce horlanırsın,
horlandıkca kirlenirsin,
kirlendikce zorlanırsın,
çıkma kundağından bebek!...

göz bebeğisin annenin,
varlığın değerli senin,
cennet kokusudur tenin,
çıkma kundağından bebek!..

akdevrim.ist.

duygun varsa at kantara,
görelim kimdeyse dara,
kanıyor içimde yara,
sen sevgiden ne anlarsın?...

güneş battı akşam oldu,
umutların vakti doldu,
güller ve çicekler soldu,
sen sevgiden ne anlarsın?...

akdevrim.ist

zor olur düşenin dostu,
nerede kaptırmış postu?
zaman saat birden sustu,

kızarak kendi kendime,
kurşun sıktım hayalime!...

kimse suçlu değil dedim,
beynimin içini yedim!...

akdevrim.ist.

umudumun büyüsünü,
istiyorum bozmasınlar,
ben uyurken dilekcemi,
birileri yazmasınlar!...

gecersiz pulsuz dilekcem,
kimin çebinde uzanmış,
tedavülden kalkmış akcem!...

akdevrim.ist

kurda kaptırmışsın postu,
zor olur düşenin dostu,
doğru bildiklerim sustu,
işte böyle garip dünya...

paran varsa herkes kulun,
acık her tarafta yolun,
bana başka dünya bulun,
işte böyle garip dünya...

doğru söyeyeni kovar,
örer her taraftan duvar,
yazılacak çok şeyler var,
işte böyle garip dünya...

niye atarsın akdevrim?
bir gün batarsın akdevrim,
neyi tutarsın akdevrim?
işte böyle garip dünya!...

akdevrim.istanbul.

sözçüklerin içinde,
kacıp gizlenmek varmış..
öldükten sonra bile,
dostlar izlenmek varmış...
madem ki bu hayatım,
der devamlı bayatım.
kopar takvim yaprağı,
ben içten seyrederim,
akıp giden zamanla,
bende çekip giderim!...

kundağımdan çıktığım,
köprüleri yaktığım,
hayal olan zamanım,
şu geldiğim noktada,
sanki siyah dumanım...

ne kendimi anlattım,
ne de birini sattım...
mademki bu kalbimin,
bir örtüşeni yoktur,
mademki benim kalbim,
bu bedene bir yüktür,

gelsin gizemli tabut,
sözçüklerin içinde,
gizlenip kaybolayım...
benim gibi bir hıyar,
var mı yok mu sorayım?

akdevrim.06.03.2012.istanbul.

yollarına kar mı yağdı nerdesin?
hangi yolun uzandığı yerdesin?
duyuyorum uzaklarda zordasın...
bir akdevrim hayatında gördün mü?...

bahar gelir bülbül bekler bahceler...
kışa döner,uzun olur geceler,
anlamını kaybediyor heceler,
neden niçin bir kendine sordun mu?

ateş yakmış hayalimi kül etmiş,
halden bilmez bir haine kul etmiş,
bir tabutun içindeyim sal etmiş,
neden niçin hiç aklını yordun mu?

akdevrim.06.03.2012.istanbul.zeytinbur

benzin rengın neden soluk,
diyen dermiş son yolculuk,
göz yaşları oluk oluk,
akıp gider boş nafile,
tabutun içinde taşır,
seni kocaman kafile!...

sormazlar son isteğin ne?
gidiyorsun desteğin ne?
sağdan soldan estiğin ne?
ağlamak boşa nafile,
tabutun içinde taşır,
seni kocaman kafile!...

AKDEVRİM.İSTANBUL.

ne bakarsın gülüşüme,
iç dünyamda ağlarım ben.
keşfedilmez okyanuslar,
gecit vermez dağlarım ben!...

sen sevgimden ne anlarsın?...
zorluk görürsen yanlarsın...
aşkı sevgiyi kanlarsın...
acıları sağarım ben!...

doğan güneş benim değil,
hainmiş yar canım değil,
sol yanım sağ yanım değil,
nehir gibi çağlarım ben...

nehirler denize akar,
bazende bendini yıkar,
aslında kendini yıkar,
hep kendime ağlarım ben...

akdevrim.is

saçları yolunan çocuk,
güneşi calınan çocuk,
sokakta bulunan çocuk,
nerede seni doğuran?
birden çöplüğe savuran...
nasıl duygu,nasıl kader,
acı kundakta yoğuran?...
sanırsın ki dünya viran!...

akdevrim.ist

yatakdan kalkdım fırladım,
el ayağımı yıkadım,
yeni güne attım adım,
takvim mart sekiz gösterir...
zaman belleğimde erir...

imsak atmış doğmuş güneş,
karanlığı boğmuş güneş...
güçün yeterse akdevrim,
yüreğinde dehlizi eş...
takvim mart sekiz göstermiş,
acıyı önüne sermiş...

her acının bir nedeni
bir haindir hiç unutma!

akdverim.ist.

kapkaranlık odamda,
efkar bastığı anda.
yapyalnızlık çayımda,
acımı çeker gibi,
eriyen şeker gibi,
seni düşündüm kadın!..
sevgi denizlerinden,
kanatlandı martılar,
şu beynimin içinde,
kilitlendi tartılar...
eksiler ve artılar...

bir başkayım bu gece,
ve boşdayım bu gece...
yıldızlar düşebilir,
saatler şaşabilir,
ötenin ötesini
hayalim aşabilir...

unutmuşum uykuyu,
dondurmaya başladım,
yaşadığım duyguyu...
nasılda beni yutmuş,
derin karanlık kuyu...
saatlerin durduğu,
sevgileri vurduğu...

seni karşıma koyan,
zaman,zemine kızdım,
kaldırımlarda gezdim,
köşe başında sızdım...

silemedim izini,
enkaza döndü gönlüm...
yaşarken söndü gönlüm...

neredesin nerdesin?
birinin yarı oldun,
gecen zamanda kesin!...

şimdi görsem ne yazar,
döner hıyar akdevrim,
kendi kendine kızar!...

akdevrim.istanbul.

eşşeğin sırtına semer,
üstüne bağlanmış kemer
eşşekse umudu emer,
dünyayı sırtında taşır,
kaşağı sırtını kaşır...
ödülüne sevinendir...
giderken geri dönendir!...


akdevrim.ist.firaristan.

anlayan var mı dedim,
kalemlerin dilinden?
kalemi sevdiğimin,
hep boyun eğdiğimin,
resmini yapar gibi,
güneşten kopar gibi,
yaşadığımı bilin...
elimi tutan elin
kalp atşını duydum...

akdevrim.ist.

gözlerimi tutuyor,
geceleyin yıldızlar...
aşkın yüreği sızlar...
totoyu yatırmışız,
güneşi batırmışız...
doğar mı daha bilmem,
gidersem daha gelmem...

sessizce kaldırımlar,
arar ayak sesimi,
soğukdan nefesimi...
omuzların üstünde,
taşınan kafesimi...
görürler tabut derler
belki bana gülerler...

akıl oynattığımı,
uykuya yattığımı,
anlatamam kimseye...

akdevrim.ist.

ateş yakmış hayalimi kavurmuş,
umudumu gök yüzüne savurmuş,
adam gibi adam olmak ne zormuş!
sevgi tuzak demedim mi akdevrim?..

ne yerinde sayıyorsun akdevrim?
bir tünelde kayıyorsun akdevrim...
farkında ol uyuyorsun akdevrim
sevgi uzak demedim mi akdevrim?...

hayalimi kanlamışlar nerdesin?
beni düşman anlamışlar nerdesin?
diyeceği bir şeyi var herkesin!
sevgi kızak demedim mi akdevrim?

akdevrim.11.mart.2012.istanbul

güneşi solan bebek,
hayat hep yalan bebek,
annenden ve babandan,
neyin var kalan bebek...

kundağından çıkmışsın
köprüleri yakmışsın
sağa sola bakmışsın
hadi oyalan bebek!...

büyüme dedim sana,
bir şeyi anlasana...

büyüdükce kirlenen,
kirlendikce horlanan,
horlandıkca zorlanan,
kimdir diye sordun mu?

güneşi solan bebek,
yüzüne hep gülenler,
artık hep yalan bebek!..

akdevrim.istanbul.

yıllar yılı eridim hasretinden,
bir güler yüz göremedim sevdiğim...
hıyanetin sarstı beni derinden,
alnım acık yürümedim sevdiğim!...

kimbilir nerede kimin kadını?
bilmem nasıl ansam şimdi adını
yıllara sorsaydın bu inadını,
bir buket gül deremedim sevdiğim!...

günahsız bir varlık diyemem sana,
bir yokluk ve darlık diyemem sana,
bulunduğun nokta koyar insana,
hal hatrını soramadım sevdiğim!...

akdevrim

cc