|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-02-2012, 16:04 | #1 |
|
Tmk 166/son'a göre açılan boşanma davasından sonra 166/1 e göre dava açılabilir mi?
Arkadaşlar 3 yıl evlilik birliği tesis edilemediğinden dolayı açtığımız boşanma davası son davanın TR'de tanıma zamanından dolayı reddedildi. Şimdi biz tekrar 166/1 genel evliliğin temelinden sarsılmasına dayalı dava açsak reddedilir mi sebebi konusu aynı diye? Taraflar 6 yıldır ayrı yaşıyor çünkü.. teşekkürler..
|
06-02-2012, 17:36 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Size katılmıyorum. Hukuki sebepleri aynı olmadığı için, TMK 166/1 inci maddeye göre dava ikame edebilirsiniz. Benzer konu aşağıdaki linkte tartışılmıştır. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7129 |
06-02-2012, 20:35 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir de önceki davanın reddedilmesi bu davanın açılması konusunda re'sen bir engellemeyle karşılaşmaz değil mi? |
07-02-2012, 11:33 | #4 |
|
Tarafların ayrı yaşaması tek başına boşanma sebebi değildir. Önceki davanız evlilik birliğinin yeniden kurulamamasına dayandığından açacağınız yeni davaya engel teşkil etmez. Kanunun başlığına takılmayın. Ancak yeni bazı boşanma sebep ve deliller göstermeniz bahsettiğiniz endişeyi aşmanızı kolaylaştıracaktır.Bana sorarsanız evliliğin kader birliği ortak yaşama arzusu olduğu dikkate alındığında 6 yıldır ayrı olan çiftler bu amaçtan sapmış, evlilik temelinden sarsılmış demektir. Bir tarafın boşanmak istemesi halinde boşanma kararı verilebilmelidir.
|
07-02-2012, 12:23 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
|
07-02-2012, 12:31 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Soruyu net anlayamamakla birlikte, 3 yıllık süreye dayanmak ile 166/1.maddeye dayanmak arasında fark olduğunu, bu hususun aynı sebebe dayalı boşanma sebebi olarak görülemeyeceği düşüncesindeyim. Kaldı ki taraflar arasında boşanmanın dayanağı genel anlamda aile birliğinin temelden sarsılması olarak açılacak ise de bu sebepler değişkendir. Küfür, hakaret, aşırı alkol, darp, çalışmama, eve gelmeme gibi durumları ayrı ayrı konu yapma şansınız var. |
07-02-2012, 13:56 | #7 |
|
Hakimin karşı tarafı dinlemek istemesi diye bir durumla karşılaşmazsınız. Bu hakimin işi değil. Yukarıda söylediklerim genel boşanma sebeplerine ilişkin olmakla son dava boşanma davası ve redle sonuçlanmışsa bu kararın Türkiye'de tanınmasının üzerinde 3 yıl geçmiş ve birlik yeniden kurulamamışsa 166/3'e dayanarak yeniden dava açabilirsiniz, diye düşünüyorum.
|
07-02-2012, 16:36 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
|
07-02-2012, 16:56 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Fiili ayrılık, Yargıtay kararları doğrultusunda tek başına boşanma sebebi sayılmasa da şartları oluşmuşsa M.K 166/1 md.kapsamında davanızı açabilirsiniz. |
07-02-2012, 17:54 | #10 |
|
Boşanma kararı tanımadan sonra ülkemizde hüküm ifade edeceğinden tanıma kararının da kesinleşmesi gerekir. Bu durumda yeniden 166/1'e ya da bir başka boşanma nedenine dayanarak dava açacaksınız ya da tanımanın üzerinden 3 yıl geçmesini bekleyeceksiniz.
|
07-02-2012, 18:19 | #11 | |||||||||||||||||||
|
|
07-02-2012, 19:02 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Derdestlik olmaz. Çünkü tarafları aynı olsa da konusu/hukuki sebebi aynı değildir. |
08-02-2012, 00:41 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
|
08-02-2012, 09:19 | #14 |
|
Sayın Ergin de "derdestlik olmaz" demiş ama aslında bu başlı başına bir tartışma konusu... Bence taraflar (davacı-davalı sıfatlarıyla birlikte) aynıdır ve davanın konusu da boşanmadır. Hukuki sebepler, hakim için bağlayıcı değildir ve hatta dava dilekçesinde açıkça yazılmamış olmasının bir yaptırımı yoktur, hakim kendiliğinden uygun yasa maddesini bulup uygulamakla yükümlüdür.
Eğer hukuki sebepleri farklı boşanma davaları arasında derdestlik olmaz ise bir kişinin eşi aleyhine terk, zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, evlilik birliğinin kurulamaması vb. nedenlere dayalı birçok davayı aynı anda açabileceğini kabul etmiş oluruz. Bana HUMK ve HMK'nın amacına pek uygun görünmüyor... |
08-02-2012, 11:08 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kırmızı, Davacı diyelim ki eşi aleyhine "terk nedeniyle boşanma davası" açtı ve davası red oldu. Dosya Yargıtay'da iken(derdestken), eşinin zina yaptığını öğrendi. "Zina nedeniyle boşanma davası" açamayacak mı? Açarsa derdestlik itirazı kabul görecek mi? Benzer konular THS çok tartışıldı. |
08-02-2012, 12:28 | #16 |
|
Sayın Ergin, verdiğiniz örnek ilk davanın açılması sonrasında gerçekleşen veya öğrenilen bir olaydır. Aynı dönemde ve davadan önce gerçekleşen olaylar için farklı davalar açılamayacağı görüşümü koruyorum. Örneğin "eşim beni hem dövdü hem aldattı" diyen biri için iki ayrı dava değil tek dava açılır. Fakat iki ayrı sebep gösterilebilir.
Öte yandan soruyu soran arkadaşımız, ilk davadan sonra tarafların uzun süre bir araya gelememiş olmalarının evlilik birliğini temelinden sarstığı sonucuna ulaşmaya çalışıyor. Yani soruya örnekleme gerekirse: Zinadan açtığı dava derdestken, zinanın aynı zamanda evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesiyle yeni bir dava açılabilir mi? |
08-02-2012, 14:45 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Soru şuydu: Yurtdışından açılan boşanma davası reddediliyor ve 2006 da kesinleşiyor. Ancak TR'de bu red kararı 2011 de tanınıyor. Biz de 166/son a göre 3 yıl çoktan dolmuştur diye dava açtık, ancak tanımanın zamanından dolayı reddedildi. Şimdi temyiz edebilir, etmeyebiliriz. Ben diyorum ki bu davayı kesinleştirsek, temyiz etmesek de yeni bir dava açsak: bu sefer 166/1 genel sarsılma'dan. Amacımız 2014 te dolacak olan 3 yıllık süreyi beklemeden, en kısa sürede boşanmalarını sağlamak. Zira dediğim gibi 6 yıldır ayrılar, farklı ülkelerde yaşıyorlar ve bir araya gelmeleri de mümkün değil. Şimdi buna göre yeni soru şu: 166.md ye göre açtığımız dava reddedildiğinden tekrar aynı maddenin farklı fıkrasına göre açtığımız dava reddedilir mi? Hepinizin ilgisine çok teşekkür ederim..Saygılar |
08-02-2012, 14:52 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
İkinci davayı açabileceğinizi çok rahatlıkla söyledim ve hala aynı fikirdeyim. Ancak taraflar ilk davadan sonra hiç biraraya gelmemişler. Geçimsizliği nasıl kanıtlayacaksınız? İlk davadaki olaylara dayanamazsınız. 3 yıllık zamanın dolmasına fazla yoksa, onu bekleyin. Değilse ve "şansımı denemek istiyorum" derseniz, bu davayı da açın. Ancak bence, en sonunda ilk davanın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçince açacağınız dava ile tarafları boşayabileceksiniz.Çünkü ikinci dava henüz bitmemiş olacak |
08-02-2012, 15:12 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
|
08-02-2012, 15:29 | #20 |
|
Radikal bir cevap vereceğim.
TMK nın 166/4.maddesine dayanmanız mümkün-dü. Red edilen yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık süreniz başlayacaktır. Tabi mahkeme bunu tanıma davasından itibaren sürenin başlayacağı yönünde düşünerek, kanaatimce, yanlış karar vermiş. Temyiz etseniz, kararın bozulacağını düşünüyorum. Tabi zaman kaybı olmasın diyorsanız, temyiz etmeksizin kesinleştirerek, başka sebeplere dayalı boşanma davası açabilirsiniz. |
08-02-2012, 15:32 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de bu şekilde düşünüyorum ama maalesef lehe bir karar bulamadım şimdiye kadar. Siz bulabilir de paylaşırsanız çok sevinirim. Bir tane kara bile bulsam temyiz edeceğim zaten.. |
08-02-2012, 15:34 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay iyi incelerse, karar bozulur. Bu konuda elimdeki meteryal bunun böyle olacağını söylüyor. Yargıtay kararına gerek yok. |
08-02-2012, 15:56 | #23 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aksi yönde karar var.
|
08-02-2012, 16:33 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Ergin, O kararın aksine 1 yargıtay kararı 1 de kanun maddesi var. Meslektaşlarımın ilgisine sunuyorum. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2010/1855 2010/3896 "TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “....Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği...” hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur." MÖHUK 59.MADDE : Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. |
08-02-2012, 16:44 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
|
08-02-2012, 16:56 | #26 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Alıntısını yaptığınız karar aşağıdadır. Bence yanlış yorumluyorsunuz.
|
08-02-2012, 17:11 | #27 |
|
Sayın Ergin,
Bu karar zamanaşımıyla ilgili yani boşanmanın sonuçlarının ne zaman doğacağıyla ilgili. Birebir karşılamadığı doğru, bizim davamız reddedilmişti zaten. Ancak burada yabancı mahkeme kararının kesinleşmesine geçmişe yönelik bir değer yüklenmesi ve esas alınması bizim davamızdaki kesinleşmeden itibaren sürenin işletilebilmesi için emsal teşkil edebilir diye düşünüyorum. Çünkü 'tanıma' yı inşai bir karar değil açıklayıcı bir karar olduğunu ve sadece geçmişe yönelik olarak yabancı mahkeme kararının geçerliliğinin tespit edilişi ve Türk hukuku'na entegre edilişi olarak düşünüyorum. Aleyhe bir Yargıtay kararında da bu düşünceme ilişkin bir muhalefet şerhi de okumuştum. |
08-02-2012, 17:15 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Aktardığım kararda "Evlilik birliği son bulmuştur" diyor. Ne zaman son bulmuştur? Tanıma kararını veren Marmaris mahkemesinin kararının kesinleşmesiyle...Bence çok açık. |
08-02-2012, 17:27 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
TMK.nun 225/2. maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukuki sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur. 12.12.2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde " ... Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği..." Hükme bağlanmıştır. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. denmiş. Önemli nokta bu gibi. Ama bu karardan benim anladığım bu. Başka bişey var ise, şuan için göremiyorum. kaldı ki, Möhuk 59 da açık. |
08-02-2012, 17:33 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne diyor:" yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren" bu cümleyi hızlı okumak gerekiyor sanırım. Ne zaman kesinleşir? Türk Mahkemeleri tarafından tanınması ile kesinleşir. Aksi takdirde kamu düzenine aykırı(velayet gibi) yabancı mahkeme kararları da geçerli olur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
fikri sınai haklara göre dava açılabilir mi | sebepsiz zenginleşme | Meslektaşların Soruları | 0 | 27-11-2011 09:26 |
6100 S. Kanuna göre X Bakanlığına izafeten kısmi dava açılabilir mi? | Av. Fatma B | Meslektaşların Soruları | 4 | 11-10-2011 16:15 |
MK 724' e göre Maliye Hazinesine karşı dava açılabilir mi? | Pelweşin | Meslektaşların Soruları | 8 | 30-07-2011 21:40 |
reddedilen boşanması davasından sonra açılan boşanma davası | garani | Meslektaşların Soruları | 14 | 13-04-2011 10:47 |
İİK.76.Md.ne Göre Açılan dava Ve Vekalet Ücreti | MALİ | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-12-2008 18:21 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |