12-06-2006, 23:05 | #61 |
|
Ilgıt ılgıt seher yeli esiyor
Gavur Dağları'nın başı dumanlı Gönül binmiş aşk atına aşıyor Bire beyler cünunluğun zaman mı Aşağıdan iskan evi gelince Sararıp da gül benzimiz solunca Malım mülküm seyfi gözlüm kalınca Kaypak Osmanlılar size aman mı Aşağıdan iskan evi geliyor Bezirganlar koç yiğide gülüyor Kitabın dediği günler oluyor Yoksa devir döndü ahir zaman mı Aşağıda akça çağın ötünce Katar başı mayaların sökünce Şahtan ferman Türkmen eli göçünce Daha da hey Osmanlı'ya aman mı Dadaloğlum sevdası var başımda Gündüz hayalimde gece düşümde Alışkan tüfekle dağlar başında Azrail'den başkasına koman mı Dadaloğlu |
04-07-2006, 22:43 | #62 |
|
Şu Dünyanın Ötesine
Şu dünyanın ötesine
Vardım diyen yalan söyler baştan başa sefasını Çektim diyen yalan söyler Ark kazarlar arkın arkın Felek çevirmede çarkın Bu dünyada mal ü mülküm Vardır diyen yalan söyler Kur'ağaçta olur gazel Kendi okur kendi yazar Ahdi bütün hüsnü güzel Vardır diyen yalan söyler Avcılar avlarlar bazı Hakk'a ederler niyazı Daim beş vakit namazı Kıldım diyen yalan söyler Şah Hatayi'm der varılmaz Varılırsa da gelinmez Rehbersiz bir yol alınmaz Aldım diyen yalan söyler Şah Hatayi |
29-07-2006, 23:29 | #63 |
|
İnce Memed I
Kırlangıç yapar yuvayı
Çamur sıvayı sıvayı Bana İnce Memed derler Zalim beylerden dolayı İnce Memed Akgöbek’ten gürledi Jandarmalar kulak verip dinledi Onyedi kurşunu yedi ölmedi Tut elimden İnce Memed gidelim Dağlar nidelim Demiri dövdüren tavdır Çakmağı yandıran kavdır Dayan İnce Memed dayan Bugün döğüşecek çağdır Jandarmalar bölük bölük geldiler Ak bağrımı delik delik deldiler Cesedimi meydanlara serdiler Tut elimdem İnce Memed gidelim Dağlar nidelim Anonim İnce Memed: İnce Memed efsaneleşmiş bir eşkiyadır. Dağlarda gezen bir kanun kaçağı, bir katildir. Buna rağmen halk gözünde bir kahramandır. Kendisi ezilip horlanınca sesini çıkaramıyan Anadolu İnsanı’nın horlanmaya, aşağılanmaya baş kaldırışının sembolüdür İnce Memed ve ona benzer diğer eşkiyalar. Şanları şöhretileri kahraman öldükten sonra, dalga dalga etrafa yayılır, kahramanlıklarına kahramanlık eklenir. İnce Memed Efsanesinin günümüze kadar gelmesi bundandır. Türküler zalimlere baş kaldıran bu türden kahramanları nesilden nesile taşır. İnce Memed üvey babası Deli Hasan’ın yanında büyümüş yoksul bir gençtir. Deli Hasan yörenin beyini öldürüp dağa çıkar. Yöre köylüleri ve Memed Deli Hasan’a azık götürüp o nu beslerler. Bunu bilen Jandarma İnce Memed’e işkence edip o’na Hasanın yerini söyletir. İnce Memed’in köylünün karşısına çıkacak yüzü kalmamıştır. Köylü kendisiyle konuşmaz, o na beddualar okur. Bu dışlanmaya dayanamıyan İnce Memed martini alıp bu sefer kendisi dağa çıkar ve ağalardan Deli Hasan’ın intikamını alır. Sonunda o’da Deli Hasan gibi vurulur. |
08-08-2006, 22:19 | #64 |
|
İnce Memed II
İnce Memed ne yaptıydım ben sana,
İki kere everdiydim kesemden, Eğer yerlerime sen vurulaydın, Ölesiye yatamazdım tasamdan. Buhurcular bölük bölük geldiler, Ak döşümü hançer ile deldiler, Duvarın dibinde resmim aldılar, Ak kağıt üstünde tanıyın beni. Yüce dağ başında bir koca kartal, Açmış kanadını dünyayı örter, Bazı yiğit vardır ölümden beter, Ben korkmam ölümden ergeç yolumdur. Şu Dinar'ın sıra sıra söğüdü, Ben geçerken yapracığı göv idi, Buhurcular küçük idi büyüdü, İnce Memed eyvah vurdurdun beni. İnce Memed martin takmış koluna, Salı da vermiş hem sağına soluna, Nasıl da kıydın şu güzelim canıma, Eyvah İnce Memed vurdurdun beni. Anonim |
12-08-2006, 19:23 | #65 |
|
İnce Memed III
İnce Memed aman martin takmış koluna
Selam verir Memed hem sağına soluna Nasıl kıydın Memed Yüzbaşı'nın canına Aman çaylar kan göründü gözüme Sevdiceğim aman sürme çekmiş gözüne Bademli'de Memed bir incecik kış oldu Duyan duydu Memed, duymayana düş oldu İnc'de Memed kara toprağa eş oldu Aman dostlar aman ne olduğum bilmedim Bileydim aman arkadaşım alaydım Bir taş attım Bademli'nin düzüne İnanılmaz aman takipçinin sözüne Kara duman aman çökmüş kara gözüne Aman beylar avdan geldim yorgunum Yorgun değil ince kaşa vurgunum Çamlı olur aman Ödemiş'in yolları Açık mavi aman Memed'imin şalvarı Yüzbaşı'da aman Allah deyi yalvarı Aman beylar ben dünyama doymadım Kara gözlü aman güzel yari sarmadım Anonim |
07-09-2006, 23:23 | #66 |
|
Ince Memed IV
Yörüklerin koyunları karabaş
Efelerin memleketi Karataş İnce Memed oldu bize yoldaş Bağlantı: Tut elimden İnce Memed gidelim Dağlar gidelim of... Felek yazmış bu yazıyı nidelim Dağlar nidelim of... Buhurcular bölük bölük geldiler Ak bağrımı delik delik deldiler İleşimi meydanlara serdiler Bağlantı İnce Memed Akgedik'ten ünledi Buhurcular kulak verip dinledi On yedi kurşunu yedi ölmedi Bağlantı Kır atın boynunda püsküllü koza Kanlarım damladı çimene toza Bu işten kurtulursam sorarım size Bağlantı Kır ata bindim Mahacir'i geçtım Kucağımda mavzer Diniler'i bastım Komalar dağında kanlarım saçtım Bağlantı Diniler'in dört etrafı değirmen Kurşunu yiyince kalmadı derman Ankara'dan geldi bize vur ferman Anonim |
07-10-2006, 23:24 | #67 |
|
İnce Memed V
Çakmağı yandıran kavdır
Demiri dövdüren tavdır Dayan İnce Memed dayan Şimdi dayanacak çağdır İnce memed Toroslar'dan gürledi Buhurcular kulak verip dinledi Onyedi kurşunu yedi ölmedi Dayan İnce Memed dayan N'idelim gardaş n'idelim Tut elimden İnce Memed gidelim Gidelim dağlar gidelim oy Kıratın boynunda püsküllü koza Kanlarım damladı çimene toza Kurtulursam eğer sorarım size Buhurcular bölük bölük geldiler Ak bağrımı delik deşik deldiler Duvarın dibinde resmim aldılar Ak kağıt üstünde tanıyın beni Gardaş n'idelim oy Dayan İnce memed dayan N'idelim gardaş n'idelim oy Tut elimden İnce Memed gidelim, dağlar gidelim oy Anonim (Aydın Yöresi) |
22-10-2006, 20:36 | #68 |
|
İnce Memed VI
İnce Memed martin takmış koluna
Salıvermiş hem sağına soluna Nasıl kıydın şu güzelin canına Aman dostlar yoldan geldim yorgunum Yorgun değil ben o yare vurgunum Ödemiş'e baskın geldi dayandı Mavzer kurşun sol yanımdan dolandı Küçük Zeybek mor cepkenin boyandı Aman dostlar yoldan geldim yorgunum Yorgun değil ben o yare vurgunum Anonim |
26-10-2006, 00:26 | #69 |
|
Banaz'dan sürdüler bizi Sivas'a
Erler himmet edin ben gidiyorum Garipçe canıma kıldılar cefa Erler himmet edin ben gidiyorum Gidi kafir gelir dedim imana Kuzular ağlıyor bak yana yana Getirip de hapsettiler zindana Erler himmet edin ben gidiyorum Gidi dideciğim yoldan kalmadı Güzel Şah'a gelir dedim gelmedi Pirimizden bize himmet olmadı Erler himmet edin ben gidiyorum Urganım çekildi sığındım dara Üstüme döküldü ağ ile kara Muhbirim üstüne çıralar yana Erler himmet edin ben gidiyorum Pir Sultan Abdal'ım kolum büküldü Aktı gözüm yaşı yere döküldü Ahır urgan boğazıma takıldı Erler himmet edin ben gidiyorum Pir Sultan Abdal |
08-11-2006, 00:05 | #70 |
|
Behey ala gözlü dilber
Benim aklım yerindedir Ben severim sen kaçarsın İman senin nerendedir Karşımızda karlı dağlar Bağban sözü olur bağlar Benim gönlüm ahdı beyler Doğru menzil sürendedir Kaşların kurulu yaydır Cemalin bedr olmuş aydır Bahçeye girmek kolaydır Hesap gülü derendedir Derviş bellidir tacından Yürek incinmez acından Gidi rakibin ucundan Garip baykuş virandadır Köroğlu der ey övdüğüm Daim hayalin kovduğum Suç sende değil sevdiğim Sana gönül verendedir Köroğlu |
13-11-2006, 00:35 | #71 |
|
Behey ala gözlü dilber
Vaktin geçer demedim mi Gözlerin olmuş harami Beller keser demedim mi Bak şu kaşa, bak şu göze Ciğer kebap oldu köze Yakasız gömlekler bize Felek biçer demedim mi Yüzün bedir,kaşın kalem Nasip olup bir dem görem Kime razılıktır bu alem Konan göçer demedim mi Deryalarda gezer gemi Sükkerdir tutinin yemi Sürelim devran alemi Devran geçer demedim mi Karaca Oğlan, cömertle Benim işim yok namertle Kahbe felek bin fendile Gönlüm alır demdim mi Karaca Oğlan |
18-11-2006, 01:17 | #72 |
|
Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle(gelir) şol göz açıp yitmiş gibi İşbu söze hak tanıktır bu can gövdeye konugtur Bir gün çıka gide kuş(kaçıp) uçmuş gibi Miskin Adem oğlanının benzetmişler ekinciye Kimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibi Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi Bir miskini gördün ise bir eskice verdin ise Yarın anda sana gele hak şarabın içmiş gibi Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler Meğer Hızır İlyas oda Ab-ı hayat içmiş gibi. Yunus Emre |
02-12-2006, 01:49 | #73 |
|
"Bülbülün mekânı güldür diyesin..."
Garip turna bizi senden sorana, Şimdi bir yavruya kuldur diyesin. Aşkın zincirini takmış boynuna, Devr içinde Mecnun oldur diyesin. Gece gündüz ağlar, hiç bir dem gülmez, Unutmuş eşini, dostunu bilmez. Sevmiş bir güzeli, artık vazgelmez. Âşık olmak müşkül haldir diyesin. Terkeylemiş eşi ile dostunu, Abdal olmuş eğne almış postunu. Gelen geçen çiğner oldu üstünü, Ayaklar altında yoldur diyesin. A zalim engeller yolumu bağlar, Yârimin hasreti ciğerim dağlar,. Âb-ı revan olmuş durmayıp çağlar, Şol akan yaşları seldir diyesin. Gevheri der bilmem ben ne olduğum, Gurbet illerinde durup kaldığım. Aceplemen beyim şimdi solduğum Bülbülün mekânı güldür diyesin. Gevheri |
11-12-2006, 00:46 | #74 |
|
Seni benden sakınırım...
Ala gözlü nazlı dilber, Seni kandan sakınırım; Kandan değil hey efendim, Seni candan sakınırım. O yana bu yana bakma, Beni ateşlere yakma. Elini koynuna sokma, Seni senden sakınırım. Gevheri der ben bir merdim, Yüreğimden çıkmaz derdim; Sen bir kuzu ben bir kurdum, Seni benden sakınırım. Gevheri |
19-12-2006, 23:24 | #75 |
|
Geldim gider oldum illerinize
Dostlar bizi safa ile gönderin Doyamadım tatlı dillerinize Dostlar bizi safa ile gönderin Şöyle bir güzelden ahd alamadım Bir ahdine bütün yâr bulamadım Bir daha ya geldim ya gelemedim Dostlar bizi safa ile gönderin Himmet eylen şu dağları aşalım Pir aşkına kaynaşalım coşalım Gelin birer birer helallaşalım Dostlar bizi safa ile gönderin Çıkalım yaylaya inelim düze Himmet eylen yâran ahbaplar bize Bir selam göndersem gelir mi size Dostlar bizi safa ile gönderin Pir Sultan Abdal'ım Hakka yakındır Edebi arkânı takın dur Ölüm uzak derler hemen yakındır Dostlar bizi safa ile gönderin. Pir Sultan Abdal |
26-12-2006, 21:45 | #76 |
|
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Yedi iklim dört köşeyi dolandım Meğer dünya her tarafta bir imiş Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş İrili ufaklı insan piç oldu Onlar doğdu geçinmesi güç oldu Altı Arap atı şahbaz nic'oldu Mamur sandım yalan dünya çürümüş Okuduğun tutmaz oldu alimler Kalktı da adalet arttı zulümler Terlemeden mal kazanan zalimler Can verirken soluması zor imiş Kulak verdim dört köşeyi dinledim Meğer gıybetimi eden çoğ imiş Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet Benim sözümü dinleyene nasihat Besmelesiz kazanılan piç evlat O da dünyada ziyankar imiş. DADALOĞLU |
27-12-2006, 01:56 | #77 |
|
BEYİT
Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi nedim |
27-12-2006, 01:56 | #78 |
|
GAZEL
Sînede evvel ne muhrik ârzûlar vâr idi Lebde ser-keş âhlar âteşli hûlar vâr idi Böyle bî-hâlet değildi gördüğüm sahrâ-yı aşk Anda mecnûn bîdler dîvâne cûlar vâr idi Ben bugün bir nev-bahâr-ı hüsn ü ân seyreyledim Tarf-ı destârında sünbül gibi mûlar vâr idi Sen yine bir nev-niyâz âşık mı peydâ eyledin Kûyuna yer yer dökülmüş âb-ı rûlar vâr idi Ey Nedîm ey bülbül-i şeydâ niçün hâmûşsun Sende evvel çok nevâlar güft ü gûlar vâr idi NEDİM |
27-12-2006, 01:57 | #79 |
|
REDİFLİ GAZEL
Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şişeden ruhsâr-ı al olmuş sana Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana Sihr ü efsûn ile dolmuştur derûnun ey kalem Zülfü Hârut’un demek mümkin ki nâl olmuş sana Şöyle gird olmuş fireng-istan birikmiş bir yere Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş El-amân ey dil ne müşkilter suâl olmuş sana Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın Kendin aldırdın gönül noldun ne hâl olmuş sana Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden La’lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana Yok bu şehr içre senin vasf ettiğin dil-ber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana nedim |
27-12-2006, 01:58 | #80 |
|
MÜNÂCÂT
Ya Rab kerem it ki hor ü zârum Dergâha besî ümmîd vârum Toprakdan eyledün bir insan Müstevcib-i akl û kâbil-i cân Ger cân ise hâk-ı dergehindür Ver akl ise sâlîk-i rehindür Men cân içide gülşen-i hârum Ve yine atil-i pür gubârum Nem var kim lâf idem özümden Mehv eyle benüm özümden Ol gün ki yok îdi bende kudret Kıldun mana gaybetümde rağbet Can virdün ü sâhîb-i idil itdün İdrâk-ı umûra kâbil itdün Çün akl ile can emânetündür Mende eser-î inâyetündür Bunlârı menümle zâri kılmâ Bir nîce azîzî hor kılmâ Tâ kim bu makâmı terk idende Senden mene azm îdüp gidende Menden ceza île gitmesünler Dergâha şikâyet itmesünler Şom olmasun onlarâ visalüm Olmasun onlardan infiâlüm fuzuli |
27-12-2006, 01:58 | #81 |
|
GAZEL
Gönülde bin gâmım vardır ki pinhân eylemek olmaz Bu hem bir gam ki il ta’nından efgân eylemek olmaz Ne müşkil derd olursa bulunur âlemde dermânı Ne müşkil der imiş aşkın ki dermân eylemek olmaz Fena mülküne çok azm etme ey dil çekme zahmet kim Bu tedbîr ile def’i derd-i hicrân eylemek olmaz Sakın gönlüm yıkarsın pendden dem urma ey nâsih Hevâ-yi nefs ile bir mülkü vîran eylemek olmaz Dehânın üzre lâ’lin istemiş dil def-i müşkildir Görünmez hiç cürmü yok yere kan eylemek olmaz Du’âlar eylerim benden yana bir dem güzâr etmez Ne çâre sihr ile servi hırâman eylemek olmaz Fuzûlî âlem-i kayd içre sen dem urma aşkından Kemâl-i cehl ile da’vây-i irfân eylemek olmaz fuzuli |
27-12-2006, 01:59 | #82 |
|
GAZEL
Benî candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı Kamû bîmârınâ cânan devâ-yî derd eder ihsan Niçin kılmaz banâ derman benî bîmâr sanmaz mı Gamım pinhan dutardım ben dedîler yâre kıl rûşen Desem ol bî vefâ bilmen inânır mı inanmaz mı Şeb-î hicran yanar cânım töker kan çeşm-i giryânım Uyârır halkı efgaanım karâ bahtım uyanmaz mı Gül’î ruhsârına karşû gözümden kanlu âkar sû Habîbım fasl-ı güldür bû akar sûlar bulanmaz mı Değildim ben sanâ mâil sen etdin aklımı zâil Bana ta’n eyleyen gaafil senî görgeç utanmaz mı Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır Sorun kim bû ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı fuzuli |
27-12-2006, 02:00 | #83 |
|
MÜSTEZÂD
Ey şûh-i kerem-pîşe dil-i zâr senindir Yok minnetin aslâ Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir Pinhân ü hüveydâ Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Baş üzre yerin var Gül goncesisin gûşe-i destar senindir Gel ey gül-i ra’nâ Neylersin edip bir iki gün bâr-ı cefâya Sabreyle de sonra Peymâne senin hâne senin yâr senindir Ey dil tek ü tenha Bir bûse-i can bahşına ver nakd-i hayâtı Gel kaail olursa Senden yanadır söz yine bâzâr senindir Ey âşık-ı şeydâ Çeşmânı siyeh-mest-i sitem kâkülü pür-ham Ebrûları pür-çîn Benzer ki bu dil-dâr-ı cefâ-kâr senindir Bî-çâre Nedîmâ nedim |
27-12-2006, 02:00 | #84 |
|
ŞARKI
Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a İşte üç çifte kayık iskelede âmâde Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan Mâ’-i Tesnîm içelim Çeşme-i Nev-peydâdan Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a Geh varub havz kenârında hırâmân olalım Geh gelüb Kasr-ı Cinân seyrine hayrân olalım Gah şarkî okuyub gâh gazel-hân olalım Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a İzn alub Cum’a namâzına deyu mâderden Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden Dolaşub iskeleye doğru nihân yollardan Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a Bir sen ü bir ben ü bir murib-i pâkîze-edâ İznin olursa eğer bir de Nedîm-i şeydâ Gayrı yârânı bugünlük edib ey şûh fedâ Gidelim serv-i revânım yürü Sa’d-âbâd’a nedim |
27-12-2006, 02:01 | #85 |
|
GAZEL
Sînede evvel ne muhrik ârzûlar vâr idi Lebde ser-keş âhlar âteşli hûlar vâr idi Böyle bî-hâlet değildi gördüğüm sahrâ-yı aşk Anda mecnûn bîdler dîvâne cûlar vâr idi Ben bugün bir nev-bahâr-ı hüsn ü ân seyreyledim Tarf-ı destârında sünbül gibi mûlar vâr idi Sen yine bir nev-niyâz âşık mı peydâ eyledin Kûyuna yer yer dökülmüş âb-ı rûlar vâr idi Ey Nedîm ey bülbül-i şeydâ niçün hâmûşsun Sende evvel çok nevâlar güft ü gûlar vâr idi nedim |
07-01-2007, 02:40 | #86 |
|
"Âşık Ömer kulun, kurbanın olsun..."
Çünkü güzel gönül alıp gidersin, Hoşça tut yanında mihmanın olsun; Beni ferdalara sürer gidersin, Unutma ahd ile peymânın olsun. Meyl'ettiği için Ferhad'a Şirin, Ol dahi yolunda terkeder serin. Aramızda olan muhabbet sırrın, Sakla can içinde pinhânın olsun. Kaldır nikabını yüzün göreyim, Varıp hâk-i pâye yüzler süreyim. Ben senin yolunda canlar vereyim, Hemen senin bana fermânın olsun. Sağ olursam yine görem bir zaman, Gönülden çıkarma sevdiğim heman. Unutup bendeni istersen nişan, Sînemde yâreler nişânın olsun. Sen var iken hergiz bakmazam yâda, Eş olayım Mecnun ile Ferhad'a. Sen sağ ol sevdiğim dâr-ı dünyada, Aşık Ömer kulun kurbanın olsun. Âşık Ömer 17. yüzyılın ilk yarısında doğduğu tahmin edilmektedir. 1707'de ölmüştür. Hakkında fazla bilgi yoktur. Nereli olduğu da kesin olarak belli değildir. Hayatı acılar içinde geçen şair birçok eserler bırakmıştır geriye. Eserlerinde Osmanlıca terkiplerin ve Divan edebiyatının etkileri görülmektedir. |
10-04-2007, 15:21 | #87 |
|
Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler
Şu kanlı zalimin ettiği işler Garip bülbül gibi yaralar beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dost'un bir fiskesi yaralar beni Dar günümde dost düşmanım belli oldu On derdim var ise şimdi elli oldu Ecel fermanı boynuma takıldı Gerek asa gerek vuralar beni Pir Sultan abdal'ım can göğe ağmaz Hak'dan emrolmazsa rahmet yağmaz Şu illerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni Pir Sultan Abdal |
10-04-2007, 15:23 | #88 |
|
Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir Arap atlar yakın eder ırağı Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Belimizde kılıcımız Kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın, dağlar bizimdir Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur Öter tüfek davlumbazlar vurulur Nice koçyiğitler yere serilir Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir Dadaloğlu |
10-04-2007, 15:23 | #89 |
|
Ilgıt, ılgıt seher yeli esiyor
Gâvur dağlarının başı dumanlı. Gönül binmiş aşk atına aşıyor Bire beyler cünunluğun zamanı mı? Aşağıdan iskân evi gelince Sararıp da gül benzimiz solunca Malım mülküm seyfi gözlüm kalınca Kaypak Osmanlılar size aman mı? Aşağıdan iskan evi geliyor Bezirgânlar koç yiğide gülüyor Kitabın dediği günler oluyor Yoksa devir döndü âhir zaman mı? Aşağıda akça çığın ötünce Katar başı mayaların sökünce Şahlan ferman Türkmen ili göçünce Daha da hey Osmanlı'ya aman mı? Dadaloğlu'm sevdası var başımda Gündüz hayalimde, gece düşümde Alışkan tüfekle dağlar başında Azrail'den başkasına aman mı? Dadaloğlu |
16-04-2007, 08:44 | #90 |
|
Aşk İle Eğlenen Bir İşvebaz
Güzelim âfetsin, lâkin ben sana Divane olsam da aşık olmazdım. Pek açık söylersem darılma bana Aşık olsam bile sadık olmazdım. ..... Ben de senin gibi çapkınım biraz İki cambaz aynı ipte oynamaz Beni sevsen bile sen ey işvebâz Ben o muhabbete layık olmazdım. Rıza Tevfik Bölükbaşı |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Şiir Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 884 | 07-02-2017 14:30 |
Bir Çin Şiiri | Av. Hulusi Metin | Site Lokali | 2 | 17-05-2009 13:28 |
1948yılında alınmış halk bankkası hisse senetleri | HASRET BAŞ | Ticaret Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 10-11-2006 16:18 |
Yüce Divan... | Av. Hulusi Metin | Hukuk Sohbetleri | 4 | 15-05-2002 12:45 |
Klasik Türk Sanat Müziği İle İlgilenen Arkadaşlara... | lawyer | Site Lokali | 0 | 22-03-2002 18:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |