|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-04-2011, 12:19 | #1 |
|
Tespit davasının konusuz kalması mümkün müdür?
Sayın meslektaşlarım,
Tespit davaları, en basit tanımı ile “bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin” davalardır. Böyle bir davanın sonunda verilecek hüküm ile ya hukuki ilişkinin varlığına, ya da yokluğuna (örneğin borçlu olmadığına dair menfi tespit) karar verilir. Gelelim davanın konusuz kalması meselesine… Davanın devamı sırasında dava konusu istem yerine getirilirse (borç ödenirse – müdahaleye son verilirse vs) davanın konusu kalmaz; konusu kalmayan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilir. Sorum teorik olarak şu: Tespit davaları konusuz kalabilir mi? Sorumun pratik yönü ise şöyle: A alacaklı olduğu B’nin taşınmazına ipotek koydurtuyor. B, borcunu ödüyor ama A’dan aldığı ipotek kaldırma yazısını tapuya işletmiyor. Bu taşınmazda, ipotekten sonra yer alan haciz alacaklısı C, ipoteği kaldırtamadığı için artık A’nın B’den herhangi bir alacağının kalmadığının tespiti yönünde B aleyhine (düzeltiyorum A aleyhine) dava açıyor. Dava açıldıktan sonra B (düzeltiyorum A) ipoteği bu kez resmen kaldırtıyor. Mahkeme de, konusu kalmayan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına karar veriyor. C’nin bu aşamadaki iddiası şudur: Benim açtığım dava bir (olumsuz) tespit davasıdır. Tespit davaları hakkında ya davanın kabulüne ya da reddine karar verilir. Tespit davaları, eda davaları gibi konusuz kalamaz. Çünkü somut bir istem içermez. Hukuki durumun tespitini ister. (Dikkat edilirse, dava ipoteğin kaldırılması davası değildir; ipotek konulmasına sebep olan hukuki ilişkide artık A’nın herhangi bir alacağının kalmadığının tespitidir) Bu sebeple, “konusuz kalan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına” değil, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirdi. C’nin bu görüşü hakkında meslektaşlarımızın görüşü nedir? Selam ve saygılarımla… |
26-04-2011, 13:55 | #2 |
|
Hukuki münasebet ve hukuki yarar şartının oluşup oluşmadığının hususunu ayrı tutarsak;
tespit kararları eda hükmünde değildir, ancak tespit talebi somut bir taleptir. Tespiti istenen hukuki ilişki, talepten (davadan) sonra ortadan kalkarsa bence tespit de konusuz kalmıştır. Bu yönüyle C'ye katılmıyorum. Aksi durumun da verilecek olan red ve kabul kararlarının meseleye cevap verebilecek nitelikte olduğuna inanmıyorum. Eş bir söylemle bu davaya verilecek red kararının diğer bir anlamı; talep tarihi itibariyle, hukuki ilişki yok ve hukuki yarar yoktur, demektir. Ancak durum böyle değildir. Kolay Gelsin... |
26-04-2011, 14:24 | #3 |
|
Her dava tespit te olsa açıldığı tarihteki hali ile hüküm ifade eder bu durumda C haklı ve A dava açılmasına sebebiyet vermiştir,ne dersiniz
|
26-04-2011, 14:40 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
C'nin A ve B arasındaki hukuki ilişkiye girmekte hukuki yararı var mıdır? Ne dersiniz? |
26-04-2011, 14:42 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Tespit davasının devam edilerek karara bağlanmasında talep edenin "hukuki yararı" varsa, konusuz kaldı denilerek hüküm kurmaya yer olmadığına karar verilememesi gerekir diye düşünüyorum. Bu itibarla tespit kararı verilmesinde hukuki yararınızın olduğunu ortaya koymanız lazım. (diye düşünüyorum) |
26-04-2011, 14:51 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
doğru bir yaklaşım ipotek alacaklısına yapılan ödeme ile tapuda ipoteğin kaldırılması arasında uzunca bir süre varsa ve diğer alacaklılar satış yoluna gitmesin diye kötü niyet ile ipotek kaldırılmamış ise alacaklısını zarara uğratmak gibi bir durum doğabilir, gerçi ipotek alacaklısının olması satılmasına mani değil ancak kimse başkası üzerine ipotekli malın satışını kolay kolay istemez. İİK 331 de sayılan şartları oluşturumu orası biraz şüpheli. |
26-04-2011, 15:38 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili üstad, Zaten davada bu husus çok tartışıldı. C, " 'sanal' ipoteğin ardında yer alan haciz alacaklısı olduğum için dava açmada hukuki yararım vardır" dedi. Mahkeme de ikna oldu. Sevgili üstad Dikici, Dediğim gibi, artık hukuki yarar tartışmasını çoktan aştık. Sana aynen katılıyor ve davada verilmesi gereken kararın "konusu kalmayan dava hakkında hüküm verilmesine yer olmadığı" (sıkıldım artık bu klişeyi yazmaktan; bir daha yazmak zorunda kalırsam KKDHHVYO diyeceğim ) değil "davanın reddi" olması gerektiğini düşünüyorum. Sevgili meslektaşım Başar, Mahkeme de aynen sizin gibi düşündüğü için, yargılama giderlerini ipotek alacaklısı görünen A'ya yükledi. Yani dedi ki, "ey A, sen davayı ilk oturuma kadar kabul edeydin, bir de dava açılmasına sebebiyet vermeyeydin seni yargılama giderlerine mahkum etmezdim... Ama sen iki şartı da ihlal ettin; hem dava açılmasına sebebiyet verdin, hem de davanın reddini istedin. İşte bu yüzden" dedi. Sevgili adaşım hakan03, Bu tespit de sonuna kadar haklı. B (ipotek borçlusu) "sırf taşınmazın ipotekli görünsün, alacaklılar biraz tırssın" düşüncesi ile A'dan aldığı ipotek kaldırma yazısını 3 sene elinde tutmuş. Sevgili üstadım Balku, Bu durumda bir tek size katılmıyorum. Benim, pardon C'nin (husumet - hukuki yarar vs. meseleler aşıldıktan sonra) argümanı ısrarla şudur: Tespit davaları konusuz kalamaz; konusuz kalabilecek olan davalar eda (ve inşa) davalarıdır. Tespit davaları sonunda mahkeme a) davanın kabulüne (kısmi olabilir) b) davanın reddine karar verebilir. 3. bir şık (daha doğrusu KKDHHVYO kararı verme ihtimali) yoktur. İddiası bu C'nin... Cevap veren tüm meslektaşlara tekrar teşekkürlerimle... Ancak konunun daha da tartışılabileceği düşüncesindeyim. |
26-04-2011, 16:02 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Üstadım siz, "tespit" davasını açmadan önce,A'nın B'ye ipotek kaldırma yazısı verdiğini biliyor muydunuz?
Diğer hususları sonra değerlendiririm. |
26-04-2011, 17:03 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
3. yolu engelleyen bir usul hükmü olmadıkça zorlamaya devam Kira bedelinin tespiti davasında, kiracı dava tarihinden sonra, sözleşme bitim tarihinden önce kiralanandan tahliye olursa 3. bir şık düşünelemez mi? İstisna akdi neticesinde yapılan mimari işin eksik yapıldığına dair tespit davasında, tespiti istenen daire bilirkişi incelemesi yapılmadan yok olursa, yanarsa ya da deprem olursa, kısacısı tespite ilişkin konu ortadan kalkarsa hakim 3. bir şık olmadan nasıl karar verecek... Kolay Gelsin... |
26-04-2011, 18:02 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Tabii, biliyordum. A, pişkin pişkin, "ben ipotek kaldırma yazısını B'ye elden verdim. Bana ne, tapuya götürmüş mü götürmemiş mi... Beni ilgilendirmez." diyordu. (Bu pişkinlikten A'nın hangi sektörde faaliyet gösterdiğini tahmin etmişsinizdir sanıyorum) Kendilerine tapu sicil müdürlüğünden yazı gönderttim cevap vermeye tenezzül bile etmediler. "Bakın yanlış yapıyorsunuz, ipotek kaldırma yazısı böyle kişiye elden verilmez, resmi yolla gönderilmesi gerekir" dediğimde de (pardon C dediğinde) "aaa nedenmiş biz hep böyle yapıyorız, hem sektör uygulamaları da böyle" dediler. Durum özeti budur üstad. |
26-04-2011, 18:06 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, Dosyayı satış aşamasına getirseydiniz, 100 üncü maddeye yarar bilgi için "Ba"ya müzekkere gönderilecekti."İpoteğiniz devam ediyor mu" sorusu sorulacaktı. "Ba" kayıtlarının aksine bir cevap veremeyecekti. Bence sorun bu şekilde hallolabilirdi. Bu nedenle de tespit davası açmakta hukuki yararınız olmadığı kanaatindeyim. |
26-04-2011, 18:11 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili üstadım müsadenle ben de biraz zorlayacağım: 1. örnekte, kiralanan tahiye edilse bile davanın esası hakkında karar vermek gerekir diye düşünüyorum. Zira davacının bunda açıkça menfaati vardır. (Soruyu yanlış anlamadım değil mi?) 2. Eeeeeeee 2'ye bir şey diyemiyorum. O zaman benim sorunun teori kısmı yıkılmış oluyor; tespit davalarında da (çok çok ama çooooook istisnai durumlarda, ancak şeytanın (iltifat manasında) aklına gelebilecek bazı durumlarda) KKDHHVYO karar verilebilir O halde teoriyi bırakıp somut olaya dönebiliriz. |
27-04-2011, 09:12 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
"Ba" pardon A da aynen böyle dedi. Biz de dedik ki, "iyi ama, 100. madde malumatı çok ileri bir safhada söz konusu olacak. Biz güncel olarak, bu ipoteğin arkasındaki haciz alacaklısı olarak ipoteğin burada, önümüzde durmasından rahatsızız. Çekilsin de biraz önümüzü görelim" dedik. (Örneği biraz basitleştirmiştim; işin aslı biz ipotekten sonraki 2 ayri icrai haczin ve 1 adet te tedbirin alacaklısı/davacısıyız. Hukuki yararımızın temelinde bu durum yatıyor) (Duruşmada bile bu kadar zorlanmamıştım ) |
27-04-2011, 09:51 | #14 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
A'lar B'ler karıştı !!!
1. mesajımda A ile B'yi bir yerde karıştırmışım.
Mesajda:
demişim. Doğrusu
Tüm üyelerden özür diliyorum. |
30-11-2011, 18:45 | #15 |
|
Yargıtay'dan haber geldi...
Gerekçelerini henüz görmemiş olmakla birlikte, KKDHHVYO kararı veren yerel mahkeme kararının, Yargıtay tarafından onandığı bilgisini dostlarla paylaşmak isterim.
|
01-12-2011, 09:13 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Yani tüm itirazlar yersizmiş, öyle mi? Hukuki yararınızın olduğunu, "onu aştık" diyerek belirtmiştiniz, oysa. Hele bir gerekçesi gelsin. |
01-12-2011, 10:24 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
"Hukuki yararı konusunu aştık" dememin sebebi bu konunun mahkemede yoğun bir biçimde tartışma konusu yapıldığı ve netice itibariyle hukuki yararın bulunduğu sonucuna ulaşıldığını belirtmek içindi. Keşke Yargıtay "tüm temyiz sebeplerinin reddi ile usul ve yasaya..." gibi bir klişe yerine tatminkar bir gerekçe yazsa da hepimiz istifade etsek. saygı ile... |
01-12-2011, 19:29 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
O da olacak birgün. Olmak zorunda... |
02-12-2011, 10:01 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstad, aslında oldu bile... 6100 sayılı HMK: Onama kararları MADDE 370- (1) Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır. ... Yani artık o saçma sapan "dosya içeriğine ve gerektirici nedenlere uygun hükmün onanmasına" şeklinde kaleme alınan sahte gerekçelerden kurtulacağız. Gerekçenin önemi konusunda hukuk dünyamızı aydınlatan "Esbabı Mucibeden Retoriğe HUKUKTA GEREKÇE" adlı esere ve eser sahibi ve aynı zamanda sitemizin de üyesi oılan Yargıç Hilmi ŞEKER'e bir kez daha teşekkürlerimizle... |
02-12-2011, 10:03 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok iyimser gördüm sizi. |
02-12-2011, 10:07 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Açık yasa hükmü olunca iyimser olmamak için bir sebep göremiyorum... Ama biz avukatlara da görev düşüyor; yeni yasaya aykırı gördüğümüz "gerekçesiz / yetersiz gerekçeli" kararlara sessiz kalmamalıyız. Hem bugün Cuma, iyimser olmamak için bir neden var mı? |
02-12-2011, 10:19 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Humk.436, Bu hüküm 26/9/2004 tarih ve 5236/16 sayılı kanun ile değişik HUMK.436/1'de de aynen vardı ve şöyleydi: "Yargıtay, onama kararında, onadığı kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermek zorundadır." |
02-12-2011, 10:31 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Bak şimdi... Ne güzel iyimserlik günümdeydim... Hmm. Haklısın galiba; ama umarın süreç içinde haklı çıkmazsın... Şimdi o zaman onama kararını aktarayım mı? HEM DE (atıf şeklinde de olsa) GEREKÇELİ BİÇİMDE YAZILMIŞ ONAMA KARARINI! Buyrun o zaman: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığana yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -
Davalı bankanın dava dışı xxxx’nden alacaklı olup bu alacağın 230.000,00 TL. lik ipotekli teminat altına alındığı, ipotek ile temin edilen borcun ödendiği, ipoteğin kaldırılması yazısının taşınmazın yeni maliki dava dışı Y.e elden verildiği, Y’in fek yazısını tapuya götürmediği, fek yazısına rağmen taşınmazın halen ipotekli görüldüğü, davacının ipotekli taşınmaz üzerine hacizler uyguladığı Tapu Sicil Müdürlüğünün ipoteğin kaldırılması için davalı bankaya yazdığı, yazıya da cevap verilmediği dosya içeriği ile sabittir. Dava, davalı bankanın ipotek işlemine dayanarak alacak borç ilişkisinde bir alacağının bulunmadığının tesbitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın 2007 yılından beri ipotek konusu borcun sona erdiğini bildiğini bu davayı açmakta davacılık sıfatı olmadığı gibi hukuki yararı da bulunmadığını belirterek davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerinden davacının sorumlu olmasını istemiştir. Dava açıldıktan sonra 2.9.2010 tarihli yazı ile bankanın ipoteğin fek edilmesini tapu sicil müdürlüğünden talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı (bulunduğu olacak H.E) davalının bu davanın açılmasına sebep olduğu dava açıldıktan sonra 2.9.2010 tarihli yazı ile ipoteğin fek edildiği bu nedenle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesin yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 22.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. Yorumlarınızı bekliyorum. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kira tespit davasının konusuz kalması ve vekalet ücreti...?? | Av.Ayse E. | Meslektaşların Soruları | 19 | 21-07-2023 17:28 |
boşanmada kusurlu eşin davasının kabulü mümkün müdür? | av.hllsr | Meslektaşların Soruları | 5 | 10-02-2011 11:54 |
Hacizde istihkak davasının konusuz kalması | ozgurco | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-01-2010 13:34 |
İdari tam yargı davasının konusuz kalması | medenikal | Meslektaşların Soruları | 5 | 09-08-2006 23:13 |
Eda davası -bozma- davanın konusuz kalması-ıslah -tespit davası | seyyah7272 | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-05-2006 17:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |