|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
08-10-2011, 15:01 | #1 |
|
Kamu Alacağının Tahsili Şekli
Müvekkil hakkında kanalizasyon katılım payı dolayısıyla kaymakamlıkça adli yargıda alacak davası açılmış. 1.000,00 TL katkı payı ödemesi gereken müvekkil bunun 500,00 tl sini ödemediği için iadeli taahhütlü mektupla uyarıldıktan sonra Sulh Hukuk Mahkemesinde alacak davası açılmış.Davacı idarenin 6183 sayılı amme Alacaklarının tahsili usulüne göre takip yapması gerekirken Özel Hukuk kişisi gibi adli yargıda alacak davası açması hakkında yapılabilecek en kısa,pratik ve vurucu yöntem hakkında bilgisi olan var mıdır acaba?
|
08-10-2011, 21:15 | #2 |
|
Sayın Av.Tolga Erden
6183 sk ile idareye kamu alacağını daha kısa yoldan tahsil etme yetkisi verilmiştir. Özel hukuka ilişkin dava ve takip yoluna giden idarenin bu yetkiyi kullanmamasından doğan kamu zararı ''idarenin yetkilisi'' ile Sayıştay arasında bir anlaşmazlık doğurur ama borçlu ile idare arasında bir anlaşmazlık doğurmaz. Dava açılması veya İİK hükümlerine göre takip açılması borçlu lehinedir. Davalının kendi lehine olan bir koşula itiraz etmesiyle dava kazandığı görülmemiştir. Saygılarımla |
09-10-2011, 06:25 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Vekil Avukat sıfatıyla, Usul Hükümleri’ne mutlaka ve harfiyen uyulması; ancak müvekkilin esasa ilişkin menfaatine uygun düştüğü ölçüde talep edilir. |
10-10-2011, 12:20 | #4 |
|
Görevsizlik Kararı Verilmesi Gerekir
Kamu alacağının tahsili, 6183 S.K.2a tabi olup, herhangi bir kamu alacağının tahsili için adli-icra dairesinde icra takibi yapılabilmesi ya da hukuk mahkemelerinde alacak davası açılabilmesi usul ve yasaya aykırıdır.İdarece kamu alacağının tahsili için yapılması gereken tek iş, borçluya, usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir 6183 S.K.'a ait ödeme emrini usulünce tebliğ etmekten ibarettir. Aksi bir düşünceyle 6183 S.K.'a tabi bir alacağı özel hukuk usulllerince istemek, alacaklı ya da borçlunun menfaatine olup olmadığına bakılmaksızın, kanuna aykırılık oluşturacağından, kamu alacağının özel hukuk usullerince takip ve tahsilinin mümkün olmadığı kanaatinndeeyim. Aksini varsayıp, idarenin, kamu aalacağını asliye ya da sulh hhukuk mahkemesinde açtığı bir alacak davası ile hüküm altına aldırıldığını düşünelim. İdare, lehine hükmedilen bu alacağı, icra dairesi marifetiyle mi tahsil edecektir? İcra dairesi aracılığı ile kamu alacağının tahsili ise İ.İ.K. uyarınca mümkün değildir. Bu ve daha başka gerekçelerle, kamu alacağının, özel hukuk hükümleri uyarınca takip ve tahsil edilemeyeceğini, bu nedenle de, böyle bir alacak davasına baakan sulh hukuk maahkemesinin, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı vermesi gerektiğini düşünmekteyim. Aksi yönde elinde bir karar olan varsa ekleyin... |
19-10-2011, 20:06 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
İİK uyarınca engel hüküm hangisidir? |
19-10-2011, 21:39 | #6 |
|
Görüş...
Ben 6183 sayılı yasanın kamu idareleri ve görevlileri açısından emredici mahiyette olduğunu dşünüyorum. Kamu alacağının bu yasada öngürülen özel usulle takibi gereği, bir zorunluluktur görüşündeyim.
Kamu alacağının takip ve tahsilinde alacaklı kamu idarelerinin seçimlik yetkisi yoktur. Bu usulü takiple görevlidirler. Saygılarımla. |
19-10-2011, 22:01 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence dayanamaz. HMK (ve eski HUMK) ya da İİK hükümlerinde engel yok. 6183 sk idareye tanınmış bir imtiyazdır. İdare hukuku açısından bu imtiyazın kullanılması gerekir. İdare bu imtiyazı kullanmazsa idarenin yetkilileri disiplin ve maddi tazminat açısından sorumlu olur. Ama özel hukuk açısından borçlu bu kurallara dayanamaz. Dayanabilir diyenler yasal dayanak göstermeli. Olayı hukuki çerçeveye oturturken özel hukuk açısından düşünülmeli. Çünkü olay özel hukuk alanında gerçekleşmiş: İdare özel hukuka başvurmuş. ''Başvuramazsın'' denemez. |
19-10-2011, 22:07 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hangi savunma müvekkilin lehine? |
19-10-2011, 22:14 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Özel hukuk mercileri, "Başvuramazsın, çünkü senin özel ve daha önemlisi emredici olması hasebiyle benim de re'sen gözetmek zorunda olduğum bir takip yasan var." demelidir. Senin takibinin İİK. içinde yeri yok demelidir. Saygılarımla. |
19-10-2011, 22:24 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Örneğin, her kamu alacağı 6183 sayılı Kanun'a tabi değildir; kamu alacağı niteliğinde olmayan pek çok alacak (kendi özel Kanun'ları nedeniyle) 6183 sayılı Kanun'a tabidir. (Kamu alacağı = 6183 sk) formulü yoktur: Hangi alacakların 6183 sk hükmüne tabi olduğu Kanun'la belirlenmektedir. Ama bu belirleme borçluya hak tanımaz. Borçlu ancak 6183 sk hükmüne tabi olmadığı halde sanki öyleymiş gibi imtiyazsız İİK yerine imtiyazlı 6183 sk'na göre takip yapılırsa o takibe itiraz edebilir. Borçlu imtiyazlı takibe itiraz edebilir ama imtiyazsız takibe itiraz edemez. |
19-10-2011, 22:26 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Kayserili'nin "Alırken mi, satarken mi?" diye sorması misali. Efendim, bendeniz Kayserili'yim de o itibarla aklıma geldi Hulusi Bey'in mesajından... Avukat, (meri hukuk içinde), oportünite ve pragmatizmi gözetmelidir. |
20-10-2011, 12:12 | #12 |
|
Kamu alacağı İ.İ.K. ile istenilemez
(Karardaki alacak Çiftçi Mallarını K.B. alacağı olup kamu alacağıdır)
T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2007/16214 Karar: 2007/17942 Karar Tarihi: 27.11.2007 ... Davacı idare, yükümlüye yaptığı tebligat üzerine tahsil işleminin durdurulduğuna dair görevli Vergi Mahkemesinden bir karar verilip kendisine tebliğ edilmediği sürece, yukarıda sözü edildiği gibi 6183 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak alacağını tahsil etmek üzere yasada yazılı yollara başvurmak durumundadır. İdarenin bu yola gitmeyerek alacağını Özel Hukuk hükümlerine tabi bir alacakmış gibi mahkemeden talep etmesi, alacağın niteliğini değiştirmeyeceğinden, böyle bir başvurunun Adliye Mahkemesince reddedilmesi gerekir. Bu suretle HUMK'nun 7. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca, davacının istemi, idari makamlarca yapılması gereken bir işleme ilişkin olması (6183 Sayılı Kanuna göre) nedeniyle görev yönünden reddedilmelidir. O nedenle dava dilekçesinin görevsizlik nedeni ile reddi gerekirken olaya ve alacağın dayandığı yasa maddesine uymayan gerekçe ve yorumlarla esasa girilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 27.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |
20-10-2011, 12:58 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Yukarıdaki kararın gerekçesi HUMK'nun 7.maddesine dayanmaktadır. Ama 1.10.2011 tarihinden itibaren HUMK yürürlükten kalkmış bulunmaktadır. 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nun 1.maddesi ve gerekçesi için tıklayınız: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=9959 Görevle ilgili yeni maddede mahkemelerin görevinin Kanun'la belirleneceği yazılıdır. 6183 sk görev ayırımıyla ilgili bir kanun olmayıp, idareye tanınmış bir imtiyazdır. Ayrıca benden önce uyarıda bulunan Sayın Av.Hulusi Metin'in mesajlarına da dikkatinizi çekerim: Görev yönünden itirazda bulunursanız ve idare 6183 sk gereğince takibe geçerse müvekkiliniz için yapabileceğiniz kısıtlı savunma alanında kendinizi sıkıştırmış olacaksınız. Saygılarımla |
20-10-2011, 13:04 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
2 - Hukuku amme borçları: Madde 47/1:Para cezasıyla diğer hukuku amme borçlarının takibi hakkındaki kanunlar hükmü mahfuzdur. |
20-10-2011, 13:47 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
|
20-10-2011, 17:11 | #16 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Vekil-Avukat sıfatıyla
Vekil-Avukat sıfatıyla, "Görev" itirazını davalı vekilinin ileri sürmesi müvekkilin yararına mıdır? Saygılarımla |
21-10-2011, 09:33 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
|
21-10-2011, 09:36 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Engel olması ile ilgili düzenlemenin, direkt olarak 6183 S.K. md. 54 ve devamı maddelerinde (madddelerdeki emredicilik hususu da nazara alınarak) yer aldığını düşünmekteyim. Saygılar |
21-10-2011, 09:39 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Sizin de değindiğiniz üzere, HMK md. 1 de düzenlenen görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakimin, asliye-sulh görev ayrımına bakmadan daha evvel, yargı yolu bakımından, hukuk-idare anlamında da görevi öncelikle ele alması, kamu düzenine ilişkin olup, bu nedenlerle, hakimin, yukarıdaaki soruda belirtilen bir hususta, davalı vekili talep etse de etmese de, görevsizlik kararı vermesi gerektiği kanaaatindeyim. Saygılar. |
21-10-2011, 10:00 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
[quote=İlhan_ERDEN]
Evet. Aslında eklediğiniz, mesele ile fevkalade örtüşen içtihadın ilişkin olduğu HUMK.nın karşılığı HMK.m.1/c.2 Armağan Bey'in değil sizin görüşünüzü teyid ediyor kanısındayım. Saygılarımla. |
21-10-2011, 14:32 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargı yolu ikiye ayrılır: 6183 sk hükümlerine göre takip yapılmışsa idari yargı görevlidir. İİK hükümlerine göre takip yapılmışsa adli yargı görevlidir. İİK kanunu hükümlerine göre takip yapılmış (veya doğrudan adliye mahkemesine başvurulmuş) ise adli yargı görevlidir. Bu durumda idareye ''6183 sk hükümlerine göre de takip yapabilirdin; o nedenle yanlış yargı yoluna girdin'' denemez. 6183 sayılı Kanun yargı yolunu belirleyen bir kanun değildir. 6183 sayılı Kanun'un amacı idarelerin (bazı) kamu alacaklarını çabuk tahsil etmelerini sağlamaktır. Şimdi eğer idarelerden ille de 6183 sk hükümlerine göre tahsilat yapmaları istenirse bu Kanun'un amacına aykırı düşecektir. Bazı idarelerin tahsilat servisi bulunmamaktadır. Öyle belediyeler vardır ki çalışan sayısı bir-iki kişidir. Bu çalışanlarla haciz yapmak, satış yapmak gibi karmaşık tahsilat problemini çözmek mümkün olmamaktadır. Bu durumda idarenin alacağını alabilmesi için adli mahkemelerden veya icra dairelerinden yardım istemesini yadırgamamak gerekir. Olayımızdaki örnekte ise Kaymakamlık adli mahkemeye başvurmuştur: Şimdi Kaymakamlığın talebi ''6183 varken neden uygulamadın'' diye reddedilirse 6183 sk amacı yerine gelmemiş olacaktır. İdarenin kamu alacağını alması geciktirilmiş olacaktır. HMK ve İİK alacakların nasıl karara bağlanacağını ve nasıl icra edileceğini belirleyen genel kanunlardır. 6183 sk ise istisnasıdır. İdareler 6183 sk hükümlerini uygulayamadıklarında genel hükümlere göre takip yapabilir veya dava yoluna gidebilir. Yukarıdaki mesajlarda aktarılan Yargıtay kararlarında ''alacağın niteliği'' deyimi kullanılmıştır. Halbuki kamu alacağı ile diğer alacaklar arasında nitelik açısından fark bulunmamaktadır. Fark, sadece kamu alacaklarına sağlanan imtiyazdadır. İmtiyaz ise yargı yolu ile değil, 6183 sk ile tanınmıştır. Yargıtay adli yargının iş yükünü azaltma kaygısı nedeniyle görev konusunda tarafsız kalamaz; Yargıtay anlaşmazlığın tarafıdır. Taraf olan mercinin kararları tarafsız bir merci tarafından denetlenmelidir. Asıl emsal kararlar uyuşmazlık mahkemesi tarafından verilmelidir ama idarenin 6183 sk uygulaması uyuşmazlık mahkemesinin görevine girmemektedir. Bu durumda Yargıtay'ın kararlarında misafirperver bir insaf ve adalet beklenir. Saygılarımla |
21-10-2011, 16:20 | #22 |
|
Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı
Konuyla ilgili olması bakımından, birebir olmasa da, benzer uyuşmazlıkta, Uyuşmazlık Mahkemesi'nce, idari yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.
T.C. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Esas: 2006/214 Karar: 2007/8 Karar Tarihi: 05.02.2007 ... Bu durum karşısında, Sulama Birliğince davacı adına izinsiz su alma cezası tahakkuk ettirilmesinden doğan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a. maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır. ... Sonuç: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna... |
21-10-2011, 16:46 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargı yolu ile konunun ilgisinin olmadığı yönündeki görüşünüze maalesef katılamamaktayım. Zira kanaatimce konu, direkt olarak yargı yolu ile ilgili, adli ya da idari yargının görevli olup olmadığı noktasındadır. Kamu alacağı ile diğer alacaklar arasında nitelik açısından fark olmadığı yönündeki görüşünüze de katılamamaktayım. Zira kamu alacağı ile diğer alacaklar (özel alacak) arasındaki en önemli farkın "Nitelik" olduğu kanaatindeyim. Zira idarenin tek taraflı, yüksek, emredici, üstün kamu erkine dayalı olarak oluşturduğu alacaklar kamu alacağıdır. Buna mukabil idarenin kamu gücüne dayanmadığı, sözgelimi olarak, bir sözleşmeden doğan alacağı ise kamu alacağı değildir.Her iki idare alacağının farkı ise, alacağın kamu alacağı olup omadığını belirleyen "nitelik" farkıdır. Bu nitelik farkı sebebiyle de her iki farklı alacak çeşidinin farklı tahsil usullleri sözkonusudur. Kamu alacağı, sizin de belirttiğiniz üzere, imtiyazlı alacaktır. Yargıtay'ın işyükü sebebiyle görev yönünden tarafsız kalamayacağı, asıl kararların Uyuşmazlık Mahkemesi'nce verillmesi gerektiği ancak uyuşmazlık mahkemesinin de 6183 S.K. uygulamasında görevsiz olduğuna ilişkin görüşünüze ise, yukarıda eklediğim Uyuşmazlık Mahkemesi kararı sebebiyle katılamamaktayım. Zira Uyuşmazlık Mahkemesi, 2247 S. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesi uyarınca " Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir." hümü gereği 6183 s.k. da dahil olmak üzere, görev uyuşmazlıklarında görevlidir diye düşünmekteyim. saygılarımla |
21-10-2011, 17:31 | #24 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Benzer olduğunu yazdığınız karar idarenin işlemine karşı vatandaşın açtığı dava hakkındadır. Elbette idari işleme karşı idari yargıya gidilmelidir. Bu konu tartışmasızdır. Bu nedenle bu karar konumuzu ilgilendirmemektedir.
Benim sorum ve hepimizin sorunu şudur: İdarenin alacağı için adliye mahkemesine başvurması halinde ortaya çıkacak görev sorununu kim halledecektir? Yargıtay halledecektir. Halbuki Yargıtay bu konuda taraftır. Tarafsız bir mercii olarak Uyuşmazlık mahkemesi devreye girebilir mi? Benim cevabım ve hepimizin sorunu şudur: Giremez. Bu sorunu çözecek bir yanıtınız varsa bu başlıkta gösterdiğiniz üstün performansı kutlamaya hazırım. |
21-10-2011, 18:46 | #25 |
|
Uyuşmazlık mahkemesi'nin, konu başlığındaki uyuşmazlıkta devreye giremeyecek olmasının, sözkonusu kamu alacağının (kamu alacağı olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu düşünerek), idari bir işlemi ilgilendirmekte olması, özel hukuk alanı dışında kalması sebepleriyle ve yukarıdaki Yargıtay kararı doğrultusunda (her ne kadar sizin de belirttiğiniz gibi HUMK yürürlükten kaldırılmış ve HMK yürürlüğe girmiş ise de, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu kuralı hala geçerli olduğundan) hukuk mahkemesince görevsizlik karrarı verilmesine engel teşkil etmeyeceğini düşünmekkteyim.
Aksi bir düşünce ile, belirtmiş olduğunuz tahsil dairesi mevcut olmayan küçük kamu kurumlarına ilişkin kamu alacaklarında, özel hukuk mahkemeleri ve icra dairelerinin de yetkili-görevli olacağı düşüncesinin, kamu hizmet ve görevinde keyfiliği getireceği, 6183 s.k. getiriliş amacına aykırı olacağı düşüncesi ile, görüşünüze kkatılmadığımı belirtmek ister, değerli görüşlerinizi bizimle paylaşarak yol gösterdiğiniz için ben teşekkür eder, daha üstün performansınızdan dolayı -atiye bırakmaksızın- ben sizleri can-ı gönülden kutlarım. Saygıalrımla. |
21-10-2011, 23:05 | #26 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Konu ilgimi çekti ve katılmak istedim
6183 sayılı kanun Kanunun şümulü Madde 1 - Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur. Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekil ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur.
Katılım paylarının hukuki niteliği vergi harç gibidir dersek ki; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda böyle 98.madde ve en nihayetinde kamu hizmetinin görülmesinden kaynaklandığından -kanalizasyon katılım payı- 6183 sayılı kanun 1 kapsamında değerlendirilebilecektir. Ancak sorun, neden genel takip ve dava yollarının kullanılamayacağıdır. Bunu yasaklayan kanun hükmü yok.
6183 sayılı kanun madde 1 ve 54 kapsamında durum değerlendirmesi yaptığımızda, kapsama giren kamu alacaklarına münhasıran/ zorla 6183. madde usullerinin uygulanacağını düşünürsek oldukça kısıtlayıcı yasaklayıcı bir yorum yapmış oluruz.Oysa kanunla yasaklanmayanı yorumla yasaklamak doğru değildir düşüncesindeyim. "Özel takip yoluna" ilişkin bir örnek var; İİK. 45. MADDE :Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir. Kanun takip yoluna / tahsile yukarıdaki gibi açıklıkla sınırlama getirmiştir. Öte yandan, idarenin genel dava ve takip yollarını tahsil için kullanmasında "hukuki yarar" yok mudur? (Hukuki yarardan başka bir şey konuşmaz olduk bu aralar..) Davalı idare alacağının tespitini istemiyor ki eda davası açıyor.
Yukarıdaki karar da görüşüme uygun sayılabilecek.. bulabildiğim tek karar ))) Saygılarımla, |
21-10-2011, 23:23 | #27 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Katkı
13.HD.E. 2011/1663,K. 2011/3359,T.4.3.2011 "Uyuşmazlık, davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır. Su ve Kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir. Davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür." HGK.E. 2011/13-246,K. 2011/324,T.18.5.2011
|
22-10-2011, 00:00 | #28 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Görüş
Önceki iletiye eklenen HGK.'nin kararı (E. 2011/13-246,K. 2011/324,T.18.5.2011)doğrultusunda, bireyin davasını kabul eden Yargıtay,soru bağlamında idarenin açtığı davayı da reddedemez/reddetmemelidir!
Vekil avukat sıfatıyla ...davalı vekilinin görev itirazında bulunmasının "daha faydalı olduğu" görüş ve gerekçesine katılamıyorum. Saygılarımla |
22-10-2011, 11:42 | #29 |
|
Bir Yargıtay Kararı
[quote=Av. Hulusi Metin]
Önceki iletiye eklenen HGK.'nin kararı (E. 2011/13-246,K. 2011/324,T.18.5.2011)doğrultusunda, bireyin davasını kabul eden Yargıtay,soru bağlamında idarenin açtığı davayı da reddedemez/reddetmemelidir! T.C. YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2003/6534 Karar: 2004/1087 Karar Tarihi: 10.02.2004 ... Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, alacağın kamu alacağı olup, tahsilin 6183 Sayılı yasaya göre yapılması gerektiği, genel hükümlere göre dava konusu yapılmayacağı, mahkemenin görev alanına girmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. ... Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA... Daha önce eklenen, aynı doğrultudaki, T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi 2007/16214 E. 2007/17942 K. 27.11.2007 Tarihli ilamı ve yukarıdaki Yargıtay ilamında da belirtilen gerekçelere katılmaktayım. |
22-10-2011, 11:52 | #30 |
|
Kamu Alacağının Tahsili Şekli İle İlgili
[quote=Av. Hulusi Metin]
Önceki iletiye eklenen HGK.'nin kararı (E. 2011/13-246,K. 2011/324,T.18.5.2011)doğrultusunda, bireyin davasını kabul eden Yargıtay,soru bağlamında idarenin açtığı davayı da reddedemez/reddetmemelidir! T.C. YARGITAY 18.Hukuk Dairesi Esas: 1995/4940 Karar: 1995/5595 Karar Tarihi: 02.05.1995 İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - KAMU ALACAĞININ NİTELİĞİ - GÖREVLİ MAHKEME - ÖDEMENİN DURDURULMASI ... Davacı idare yükümlüye yaptığı tebligat üzerine tahsil işleminin durdurulduğuna dair görevli Vergi Mahkemesinden bir karar verilip kendisine tebliğ edilmediği sürece 6183 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak alacağını tahsil etmek üzere sözü edilen yasada yazılı yollara başvurmak durumundadır. İdarenin bu yola gitmeyerek takip konusu alacak özel hukuk hükümlerine tabi imiş gibi bu defa icra müdürlüğüne başvurması ve düzenlediği ödeme emri üzerine vaki itiraz sebebiyle itirazın kaldırılması, alacağın kamu alacağı niteliğini değiştiremeyeceğinden böyle bir başvurunun adliye mahkemesince reddedilmesi gerekir. Bu suretle HUMK’nun 7. maddesinin 1. fıkrası hükmü uyarınca davacının istemi, idari makamlarca yapılması gereken bir işleme ilişkin olması (6183 Sayılı Kanuna göre) nedeniyle görev yönünden reddedilmelidir. ... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Vefa Hakkinin İlerİ SÜrÜlme Şeklİ | PINAR YILMAZ | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-10-2012 16:25 |
Tahlİye Talebİ Olmaksizin İlamsiz İcra Yoluyla Kİra AlacaĞinin Tahsİlİ Ve Faİz | Av.Nursel | Meslektaşların Soruları | 6 | 12-11-2011 17:20 |
Nafaka AlacaĞinin Ödenmemesİ | onur_k | Meslektaşların Soruları | 2 | 05-10-2011 11:20 |
Ücret AlacaĞinin Temlİkİ | eyinusruk | Meslektaşların Soruları | 2 | 12-10-2009 12:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |