|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
21-09-2011, 13:32 | #1 |
|
Tehir-i İcra - Birden Fazla Borçlu /davalı - Davalıların Borçtan Müteselsilen Sorumlu Olmaması
Merhaba..
Dava dosyasında 5 kişi davalı.. Müşterek ve müteselsilen borçluluk söz konusu değil.. İlamda da "...... TL'nin davalılardan alınmasına" diye yazıyor, müteselsilen alınmasına dair hüküm yok.. Takip talebinde de müteselsilen talep edildiğine dair bir ibare yok.. Davalılardan sadece bir tanesi için, toplam borçtan bu borçlunun payına düşen 1/5 ile ilave edilecek miktarı teminat olarak yatırdığımda tarafıma mehil vesikası verilmesini talep ettim.. İcra Müdürlüğü borcun tamamı üzerinden hesaplama yaparak teminat miktarını belirledi, icra mahkemesi de, sadece bir borçlu için tehir-i icra talep etmemize rağmen dosya borcunun tamamı üzerinden teminat yatırılması halinde mehil verilmesine karar verdi... (Bu sebeple ben de takibin iptalini dava konusuyla dava açtım)... Bu durum usul ve hukuka uygun mudur?? Saygılarımla... |
22-09-2011, 12:40 | #2 |
|
Bir de şu şekilde düşünün;tahsil aşamasındayken alacaklı, ilamdaki borçlulardan sadece bir tanesinden bile tüm alacağını tahsil edebilir daha sonra o borçlu da diğer borçlulara rücu ederek fazladan ödediği kısmı geri alır.
Teminat durumu da aynıdır. Yani siz borçlulardan biri için bile isteseniz mehili, tüm dosya borcu kadar teminat koymamanız halinde geçerli olmayacaktır. Neticede yargıtayın onama kararı vermesi halinde alacaklı teminatı paraya çevirerek dosyadaki alacağını tahsil eder. Yani birinci borçludan 1/5'i, ikinci borçludan 1/5... gibi bir uygulama olmayacaktır. Bence mahkemenin kararı doğrudur. Saygılarımla. |
22-09-2011, 13:09 | #3 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Peki o zaman "müteselsil sorumluluk" mefhumunun ne önemi kalıyor?? |
22-09-2011, 13:29 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Soru metninizde ilamın "davalılardan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde olduğunuzu belirtmiştiniz. Eğer aksi olsaydı yani davalı A'nın 1 lira, Davalı B'nin 2 lira, Davalı C'nin 3 lira ödemesi şeklinde bir karar olsaydı o zaman haklıydınız ki zaten ayrı ayrı takibe konulurdu. Normal takip prosedürünü düşünün.Alacaklı siz olsaydınız ve takipte 5 borçlunuz olsaydı, kimden tahsil edeceğinize siz karar verirdiniz ve birinden tüm borcu tahsil edebilirdiniz. Gerisi borçluların sorunu olurdu, ödemek zorunda kalan diğerlerine rücu ederdi. Sizin olayınızda aynı takibin borçlusu olmakla, tüm alacağı garanti etmeniz gerekir ki mehil alabilesiniz. Zira, tahsil aşaması olsaydı da tüm borcu ödemek zorunda kalabilirdiniz. Dosya borcunu ödemek=mehil vesikası için teminat vermek. Sadece alacaklı o an için (temyiz sonucu gelmeden) parayı çekemiyor. |
22-09-2011, 13:47 | #5 |
|
Şu da var; borçlulardan birisi için tehir-i icra kararı verilmesi -müteselsil sorumlulukta dahi- diğer borçlu/borçlular hakkında hüküm ifade etmeyecektir ki!..
Borçlulardan birinin payına düşen -müteselsilen tahsiline karar verilmediğinden- 1/5 i ve ilave teminatı yatırıp tehir-i icra kararı alabilmesini engelleyen bir hüküm var mıdır ki? Bu borçlu hakkında tehir-i icra kararı verildiğinde diğer borçlular açısından takip zaten devam edecektir.. Alacaklı taraf Yargıtay'ın onama kararını beklemek zorunda kalmayacaktır ki?.. |
22-09-2011, 13:51 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava dilekçesinde de "müşterek ve müteselsilen tahsilat" talep edilmemiş mi? |
22-09-2011, 14:13 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hayır; dava dilekçesinde müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmemiş... İlamda da "....... TL'nin davalılardan alınmasına" diye... |
22-09-2011, 14:56 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım; siz davada birden fazla davalı olsa ve ilamda "müteselsilen tahsiline" dair bir hüküm yoksa, borcun tamamını davalılardan sadece birinden tahsile debilir misiniz? O halde müteselsil sorumluluğun ne önemi kalıyor? Ben mi yanlış anlıyorum!!! Örnek bir yerel mahkeme kararı: "".... İcra Hukuk Mahkemesi E......... K......... Davacı vekili dilekçesinde özetle; ........ sayılı ilamında ..... TL ücretin davalılardan tahsili denmesine, müteselsil sorumluluk olmamasına karşılık davalının ........ icra dosyasında tamamını müvekkilinden talep ettiğini belirterek, işlemin iptaline karar verilmesini dava etmiştir. Mahkememizce takip dosyası ve dava dosyası ile takibe dayanak ilam incelenmiştir. Dava, icra müdürünün işlemini şikayete ilişkindir. ........ ilamında "..... TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine" dendiği, davalıların ...... ve .......... olduğu,ilamda müteselsil sorumluluğa ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, müteselsil sorumluluktan bahsedilmediği anlaşıldığından, ve iki borçlu olduğundan, dosyamız davacısı borçludan ancak borcun yarısı olan .... TL'yi davalı talep edebilir... Davanın kabulüne..."" |
22-09-2011, 15:16 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bana göre ilam infazda tereddüt yaratacak şekilde yazılmıştır. Davacının müşterek ve müteselsil tahsil talebi yoksa, her bir davalının 1/5 oranında mahkumiyeti gerekliydi. İlamdaki "davalılardan alınmasına" ibaresi, kafa karıştıracak niteliktedir. Yol göstersin diye HGK kararı alıntıladım:
|
22-09-2011, 15:33 | #10 |
|
Mahkemenin "davalılardan tahsiline" ifadesi gizli bir müteselsillik ilişkisi doğuruyor bence. Tabi ki hukuki bir dayanağı yok ancak uygulamada rastlıyoruz. Tabii dava konusunu da bilmediğimiz için genel yorum yapıyoruz.
|
22-09-2011, 16:57 | #11 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ben tam aksini düşünüyorum.. Davada müteselsilen talep yok, bence müteselsil sorumluluktan bahsedebilmek için bunun kararda açıkça yazılması gerekir..
Dava, murisin borcundan dolayı mirasçılarına karşı açılmış alacak davası.. Aslında veraset ilamına göre mahkemenin alacağın miras payları oranında davalılardan alınmasına karar vermesi gerekirken; sadece "davalılardan alınmasına" diye karar verildi!.. Benim kanaatim kararda açıkça "müştereken ve müteselsilen" yazmadığı için, daha önce karşılaştığım ve yukarıda kısa özetini verdiğim yerel mahkeme kararında olduğu gibi davalıların borçtan eşit oranda (5 kişi; 1/5) olması gerektiği!!! Cevaplarınız/yorumlarınız için teşekkür ediyorum... |
23-09-2011, 12:43 | #12 |
|
Sayın katılımcılar;
Konuyla benzer bir yerel mahkeme kararı (icra emrinin iptali)daha buldum; karardaki davada 3 davacı (yani 3 borçlu) var.. "Babaeski İcra Hukuk Mahkemesi ......Borcun dayanağını Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi'nin .... esas ...... karar sayılı ilamı oluşturmaktadır..... Kararda ........ TL'nin davalılardan tahsili hüküm altına alınmıştır. Ancak kararda davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları belirtilmemiştir. Ancak icra müdürlüğünce davalılar (eldeki dosyadaki şikayetçiler) sanki borcun tamamından sorumluymuş gibi icra emri düzenlenmiştir. İşlemiş faiz de her borçlu için toplam alacak miktarı dikkate alınarak belirlenmiştir. Kararda müşterek ve müteselsil sorumluluk belirtilmediğine göre her bir borçlu içinsorumlu oldukları miktarlar ayrı ayrı belirtilip faizin de buna göre hesaplanması gerekmektedir. Borçlular gerçekte sorumlu oldukları tutarın çok üzerinde ödeme yapmak zorunda kalacaklardır. Bu nedenle davacılar şikayetinde haklı bulunmuşlar ve davanın kabulüne karar verilmiştir." Daha önce ve şimdi eklediğim her iki yerel mahkeme kararından sonra -karşılaşmış olduğum bire bir aynı olan olayla ilgili- "takibin iptali; takibin iptali kabul görmediği takdirde usul ve yasaya aykırı olan icra emirlerinin iptali" konulu şikayetimde haklı olduğuma inanmaya başladım |
26-09-2011, 08:55 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Meslektaşım Caner Arıcı, Naçizane biz de görüşümüzü açıklayalım.
4721 sayılı TMK.'nın 641. maddesine göre mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar denilmek suretiyle kanuni teselsül kabul edilmiştir. Bu durumda, davacı talep etse de etmese de, kanun hükmünden kaynaklanan, kanuni teselsülün varlığı nedeniyle her mirasçı (davalı) borcun tamamından sorumlu sayılmak gerekir. Bu, kanuni teselsül bulunmasının doğal sonucudur. Davacının "alacağın tamamını" davalıların "tamamından" istediğini kabul etmek zorunludur. Bu nedenlere binaen, ilam borçlusunun yatıracağı teminat tutarının borcun tamamı üzerinden hesap edilmiş olmasında hukuki isabetsizlik olmadığı görüş ve kanaatindeyim. Saygılarımla. |
26-09-2011, 09:11 | #14 |
|
Ben de Av. Ömer beye katılıyorum. Mirasçıların miras bırakanın borcundan müteselsilen sorumlu olduklarını düşünüyorum. Davanın konusu gereği davalılar dava konusu borcun tamamından sorumludurlar. Ancak açtığınız davanın sonucunu da merak ediyorum.Bizimle paylaşmayı unutmayın.
|
26-09-2011, 13:20 | #15 |
|
Peki;
Dava dilekçesinde "müteselsilen talep edilmemiş" olması ve kararda da "müteselsilen" tahsiline karar verilmemiş olması karşısında; İcra mahkemesinin "takibe dayanak ilamın esasına girip de hakkında yorum yapamayacağı ve ilamı tartışamayacağı" hususu nazara alınırsa, netice değişebilir mi? |
14-01-2012, 14:37 | #16 |
|
Arkadaşlar, kararda sadece "davalılardan alınmasına" denildiği, "davalılardan müteselsilen alınmasına" karar verilmediği, 5 davalı olduğu için her davalının borcun 1/5'inden sorumlu olduğu, bu nedenle ilamdaki alacağın ve fer'ilerinin eşit oranda 5'e bölünerek ve 5 kişi için ayrı ayrı icra emri düzenlenerek gönderilmesi gerektiği gerekçesiyle icra emirlerinin iptalini dava etmiştim. İcra mahkemesi de talebimi kabul etti ve icra emirlerini iptal etti...
|
14-01-2012, 19:04 | #17 |
|
icra mahkemesinin kararı doğru, icra dairesi ve mahkemesi ilamla bağlıdırlar. Ancak ilam hukuka aykırı gözüküyor. Zira; Ömer beyin belirttiği gibi, ilamda yasal teselsüle göre karar verilmeliydi.
|
12-05-2019, 23:26 | #18 |
|
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2015/15725 K. 2018/331 T. 15.1.2018:
"Dava, icra emrinin vekile tebliğ edilmesi gerekirken asile tebliğ edilmesi nedeniyle takibin iptaline aksi taktirde icra emrinin iptaline karar verilmesini istemine ilişkindir. İlamın infazı, ayıplı aracın teslimi ile belirlenen tazminat tutarının ödenmesinin birlikte gerçekleştirilmesini gerektirir. Her ne kadar vekille talep edilen işlerde icra emrinin vekile tebliği gerekir ve süreler tebliğ ile başlar ise de borçlu vekili şikayetinde bu usulsüzlüğün yanında diğer şikayet nedenlerini de bildirdiğinden artık icra emrinin vekile tebliğ edilmemesi sebebiyle icra emrinin iptaline karar verilemez. Olayda icra emri daha sonra borçlu vekiline tebliğ edilmiştir. Mahkemece birlikte ifa kuralı gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir." |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İlamda birden fazla davalı için yüklenen tek vekalet ücretinin paylaştırılması | Dadal | Meslektaşların Soruları | 9 | 12-07-2015 17:53 |
Birden fazla davalının bulunduğu davada bir davalı için feragat mümkün mü? | alisay | Meslektaşların Soruları | 4 | 12-09-2011 22:09 |
Birden Fazla Borçlu ve Arsa Payı | char7 | Meslektaşların Soruları | 6 | 19-04-2011 12:46 |
Birden fazla davalı red vekil ücreti | mete25 | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-02-2010 01:09 |
Tasarrufun İptali Davasında Birden fazla borçlu varsa hepsinden aciz belgesi gerekirm | Av. Salim | Meslektaşların Soruları | 5 | 17-11-2008 22:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |