12-07-2011, 13:19 | #1 |
|
Kumsalın düşündürdükleri
1
Kumsalda...Kumsalın tümlüğünde, kum taneciklerinin ayırdına varmak... Olma'nın başlangıcı… 2 Bir avuç kum… Yaz güneşinde tane tane, kış güneşinde topaktır. Kumsal,kum tanesi değildir. Tersi de doğru. Kumsalı uzaktan görmek Kumsalın başladığı yere varmak Ve kumsalda olmak farklıdır. Yaz/Kış kumsalı. Farklı. 3 O kumsal, yeryüzünün o belli geometrik noktasında, hep O’dur. Ayak, çıplak ya da değil, yaz ve kış kumsalına bastığında duyumsama farklıdır. O kumsalda gelgit, mevsimlik sınırdır, kalıcı değil! O,O’dur hep. Kumsalda olan her şey, kumsala aittir. Ondan değildir,ancak ondadır. Denizden kumsala vuran,geldiği gibi gide(meye)bilir… Kalmaya yazgılı deniz kabukları kumsaldadır,kumsalındır artık.Kuma da karışır zamanla,kum değildir yine de. 4 Yaz güneşi altında parıldayan kum taneleri, yıldıza yalnızca gece alışık göz için, anlık bir pırıltıdır. Gece kumsala yağmış yıldızlar olduklarını düşünerek kum taneciklerinin ayırdına varmak… Kumsalda kumsalla olmaktır. Gecenin yıldızları ve gündüzün kum taneleriyle. Kumsal, tek tek kum tanelerinin toplamıdır. Her bir kum tanesi,” kum tanesi” özelliğini koruyup, kumsalı kumsal yapan ve “kumsal” olarak anılandır. Tümün içinde tek tek. 5 O günün ilk ayak izi, bir önceki günden kalan izin tam üstüne de denk gelebilir, rastlantısal. Bilinçsizce. Ya da kasten… Kumsal; bırakılan pet şişeler, naylon torbalar , atıklar … Gelenlerin bir daha gelmeyeceklermişçesine bıraktıkları… Ve ayak izleriyle günün sonunda yorgundur. 6 Gün bitiminde yürümek; kumsalın günlüğünü okumaktır, ertesi güne ne kadarının kalacağı bilinmeyen. 7 Meraklısı gecenin ayak izlerini izler, izleyen sabahın ilk ışığıyla. İzler yumuşak, hafif, sert, derin veya düzgün veya karışık olabilir. Kumsalın o gün yine ilk günüdür; denize dönememiş deniz anaları ve meraklısı ilk konuğuyla. 8 Kumsalda olmak,kumsalı okuyabilmektir. 9 Kum tanesi, kum ve kumsal… Kumsal tekil ve çoğuldur. Hem birlikte, hem de ayrı. Kıyı kumullarında yetişen Kum Zambağının Ağustos -Ekim arasında çiçeklendiği, türün neslinin tehlikede ve yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğu,kumsalda yürürken de düşünülebilir,kumsaldan uzakta,cep telefonunda saklanmış fotoğrafına bakarken de. Dün aynı saatte o zambağın yanındaki martının bugün yine aynı saatte yine aynı yerde görülenle aynı olup olmadığı kesinlikle bilinemezken. Tekrar gidildiğinde görememek endişesiyle; zambağı, martıyı… 10 Kumsalda geceden sabaha ya da tersi. Kumsalda gece/kumsalda sabah. Kumsala karadan varılır,tekneden çıkılır. Varılsa da çıkılsa da… Kumsalda olmak, farkındalık… Farkındalıktır. Ani rüzgâr, göze kaçan kum tanesi dâhil. 11 Kumsal,kumu;kum,taneleri;taneler, evreni… Rüzgârın izi kumsalda dalga dalgadır. İzi gören,izi bırakanı görememiş / duyumsamamış olsa da,bilir ki Evreni,kum taneleri ve kumuyla kumsaldadır. Kumsalda izler… 12 Kumsaldaki salaş barakalar, belediyeyle uzlaştıkça, giderek “tesis”e dönüşüyor. Kumsalı temizleme, temiz tutma yükümlülüğüyle. Kumsalda göze çarpan, göze/gözün filtresine göre değişir: Mayo modelleri / İsyan mı, gülüş mü, ama kesin gürültüyle, pike yapan martı / Temiz su kullandığını söyleyen mısırcı/ dolmasının kıvamında olduğu iddiasındaki midyeci/ el yakan simitleriyle, sessiz simitçi….Kumsalla deniz arasındaki ıslak koridordan geçerler ki, “tesis” yetkilileri kızmasın. Gözünde perde/filtre olmayan, bu farklılıkla,ayrıca daha neler görür de,önce kendine, sonra yanındakine -hele hiç- anlatamaz da içinde biriktirir. Sonra, bir ara tümceleşir sabrıyla. Kumsalın köpekleri, kimseyi rahatsız etmeden, denize girip çıkarlar. Silkinişlerinden rahatsız olan da olabilir. Kumsalda pati izleri… 13 Kumsaldaki seslerden rahatsız olduğundan mıdır,bilinmez,zamansız bir dalga,sesini önce hafiften,giderek yüksek perdeden duyurur.Anlayan anlar. Denizi,dalgayı,bulutları… Sessizliği dinlemek için susar. Nafile. Gün ortasında kumsal curcunadır. Hele hafta sonları. Kumsal-deniz ilişkisine yabancıdır çoğu konuklar. Kumsal-deniz ilişkisine yabancı olan ne denizi duyar/duyumsar, ne de kumsalı/kumu/kum tanesini. Arada sırada,çok uzaktan geçen bandırası belirsiz bir gemiye göz kırpar. Kumsalda kum tanesi. 14 Kumsal,evet,davetkârdır,ancak yine de kimseyi / hiçbir şeyi davet etmez. Bulutları da. İnsanları da. Gelirler yine de.Bulutlar da,insanlar da…Kendiliğinden. Kumsal aslında yalnızlığı sever. Paylaşılamayacak olanı… Kumsal, tümlüğündeki yalnızlığı,tekliğindeki kalabalığı sever. Kumsalda tümlük ve teklik. 15 Kumsalda herhangi bir şey bulmak –sadece bulmak- için de yürünür, ya da öylesine yürünürken bir şeyler bulunur: Kol saati, kolye,anahtar,madeni para… Denizin arayana ulaşması için kumsala bıraktığı… Bulunana ilişkin denizin, kumsalın, bulanın yorumları farklı da olabilir, bir de. Bulanın bulduğunu önemsemeyip önemsememesi;kişiye,bulduğuna, varsaydığı /beklediği “işaret” yorumuna bağlıdır. Yürürken, birden, eğilip kumsaldan herhangi bir şey de alınabilir, göze çarpan. Yürüyenin aradığı, denizin sunduğu, kumların arasında olan hep kumsaldadır. Kumsalda yürümek;umulanı ve bulunanı değerlendirmektir. 16 Kumsalda olmak; gelinen ve dönülen an dışında zaman dışılıktır… Ki “saat kaç olmuş” sorusuyla büyüsü bozulur . Dönülür. Ya da bilen, hiç anımsatmaz zamanı ötekine. Oluşuna engel olmaz /katkıda bulunur,sıkılmak pahasına hatta. Kumsalda sıkılana ne deniz, ne kum, ne kum tanesi hiçbir şey veremez. Vermek istese de. Böylece dönen / dönmek zorunda kalan aklını, düşlerini,içsel konuşmalarını kumsala bırakır. Aldığı gibi verdiği de vardır, olmak uğrunda kumsalda olanın. Kumsalda zaman bir yanılsamadır. Yürürken bırakılmış son iz üzerinde birden 180 derece dönerek, -geliş yönüne,fakat mutlaka aynı izlere basarak- başlangıca yürümek de varmaktır: Kumsalda bir yerlere varmak için yürümeye başlanmış olduğu unutulmadan. Kumsalda olunduğunun hatırlanması,kumsaldan kopmaktır. 17 Hukuk devleti kumsalında birey,aile,toplum Hukuk devleti kumsalında Hak,Hakkaniyet,Adalet,Eşitlik Hukuk devleti kumsalında özgürlük… 18 Hukuk devletinde olunduğunun hatırlanması,hukuk devletinden uzaklaşıldığının kanıt başlangıcı… Hukuk devletinde olunduğunun her gün hatırlanması, hukuk devletinden uzaklaşıldığının kanıtı… Hukuk devletinde olunduğunun hatırlanması… 19 Hukuk devletinde olunduğunun hatırlanması… Yarın için bugünün düşü. 20 Kumsalda olunduğunun hatırlanması,kumsaldan kopmaktır. 21 Kumsalda...Kumsalın tümlüğünde, kum taneciklerinin ayırdına varmak... 22 O hukuk devleti, yeryüzünün o belli geometrik noktasında,hep O’dur. İdare,doğrudan ya da dolaylı, topluma dokunduğunda duyumsama bireylere göre farklıdır. O hukuk devletindeki idarenin dokunuşları kalıcı da olabilir,geçici de. O, O’dur hep. O’nun içinde kalmak ya da ondan çıkmak; bireylerin oluş seviyesine bağlıdır. Hukuk devleti ile Yasa devleti ayırdına varabilmiş olan… 23 Hukuk devleti evde, okulda, sokakta, iş yerinde… Tarlada, fabrikada, çarşıda, pazarda, resmî/yarı resmî/özel,gerçek/tüzel kişilerde, iş dünyasında…. Farklı algılanır. Hatta algılan(a)mayabilir de…. 24 Kıyı kumullarında yetişen Kum Zambağı tehlikede. Hukuk devleti kumsalında olmak; farkındalıktır. Kum Zambağının ve özgürlüğün. 25 Kumsalda zaman... Sonsuz zamanda bir an… O anda bir avuç kum, elde olan… Avuç içi, kumsala döndürülür… Kum kumsala karışır. Bir kaç tanecik… Mutlak elde… Her bir kum tanesi,diğerinin aynı,fakat öteki değildir. Her bir kum tanesi diğerinden farklı,ama ayrı değildir. Her biri kum tanesidir, farklı; fakat bir arada yine de... Kumsalı kumsal yapan,tek tek kum taneleridir. Kum tanecikleri kumsalın tümlüğünde var olabilirler. Bunu kum taneleri de bilir, kumsal da. 26 Kumsalda güneş Kumsalda ay Kumsalda yıldızlar Kumsalda gündüz/gece bulutları. Öpüşmesi denizin ve kum tanelerinin… Dalgalarla gelip/giden,kumsalda kalan. Kumsalda gün;gündüzü ve gecesiyle. Kumsal “tümdengelim”dir. 27 Kumsala adım; kişiye eşiktir… Geçebilirse. Kumsalda adım; izdir. ..Varım demek,varlığını görmektir. Kumsala gelindiği gibi dönülemez kumsaldan.Gelindiğinde ve dönülürken. Kumsalı, kumsala/ kumsalda bırakmak.Kendini.Farklıdır. Tanıktır eşik, bırakılmış izler… Eşikten geçilmiş, izler bırakılmış/tır kumsalda. Kumsal "tümevarım"dır. 28 Kumsalı düşlemek ile kumsalda olmak farklıdır. Hukuk devleti (olması gereken) / Hukuk devleti (Olan) 29 Kumsal,olanı gör(ebil)mek, Geçmişi düşün(ebil)mek, Geleceği düşle(yebil)mektir. Kumsal;dün,bugün ve yarındır. |
22-07-2011, 18:39 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
30 Deniz her haliyle sarhoştur… Kumsalda ayılır. 31 Kumsalın denize ilgisi; bırakıp götürdüğüyle değil! Yalnızca deniz oluşuyladır. 32 Kumsal;”bana karşı ben”/bana rağmen/benim için/benimle…Dir. Kumsal,”ben”dir,içindeki biz’lerle. Kumsal; ben ve biz’dir. Hukuk devleti; “ben” diyebilmek özgürlüğü ve” biz” diyebilmek istencidir. |
24-07-2011, 06:54 | #3 |
|
33
Tesislerin, --yeni moda--, cafcaflı bayraklarıyla belirledikleri sınırlar; kumsalın umurunda değil. Şezlong, sehpa ve şemsiyeler… Kumsalın yaz mobilyaları. Yaz mobilyalarını ve bölünmüşlük görüntüsünü sevmez kumsal… Cankurtaranlar, kumsalı bir bütün olarak görür; kumsalın tümünü gözler. Kumsal, tekliğinin ve tümlüğünün bilincindedir… Kum taneleri de öyle. Ve cankurtaranlar da… |
25-07-2011, 13:04 | #4 |
|
34
Kumsal, kumsala yakın iken de düşlenebilir, uzakta iken de. Uzak ve yakın… Ben bana / biz bize. Kumsalda kumsalı düşleyen, ya kumsalın ayırdında değildir, ya da düşlediğinin… Düşlemek… Görünmeyeni yaratabilmek. Düş kırıklığı… Yanlış kurgu… - dur. 35 Kumsal; her geliş gidişin farklı olan tekrarı. Kumsalda, günün sesleriyle… Kumsal(ın) da gecenin… Kumsalda, görülen /görülemeyen; görünen ve görünmeyen , --ayağın bastığı—bir şey mutlaka olur. Farkında olunur veya olunmaz. Kumsalda olduğu bilinen herhangi bir şey görülebilir/bulunabilir veya asla… |
25-07-2011, 19:27 | #5 |
|
36
Aklı denizde,bedeni kumsalda sandal… Kumsala çekilmiş sandal. Kumsala bırakılmış ... Kumsal ve sandal; mecburiyet, geçicilik ve geri dönüş; kış aşkı/yaz gününün yorgunluğu- nu atmak-tır. Devamlı olmaz/olmamalı. Aksi, sandalın deniz özlemiyle kumsalda … 37 Kumsaldaki sarhoşun gece narası; iç sesini bastırmak/duymamak içindir. Kumsal; kişinin gündüz kalabalığında sakladığı yalnızlığını, geceye teslim ettiği yerdir. |
25-07-2011, 19:46 | #6 |
|
38
Denize katkıdır,kumsalda gece gözyaşları,denizle kumsalın öpüştüğü sınırda/anda. Gecenin yıldızları,sabahın kum taneleridir,ıslak. |
26-07-2011, 23:26 | #7 |
|
39
Kumsalda düşünülen ile kumsalın düşündürdükleri farklıdır. |
26-07-2011, 23:34 | #8 |
|
40
Düşünülen ile düşündürten … Kumsalda/Kumsal 41 Kumsalın gece örtüsü yıldızlı semada, her bir yıldızla her bir kum tanesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kumsalda olan gözleye(bile)ndir yalnızca… Gündüz/Gece. |
26-07-2011, 23:47 | #9 |
|
42
Kumsalda olan; kumsalda olan’a… Olmak’ta olana… Gözleye(bile)ne… Göre(bile)ne… “Malûm” olur yalnızca… |
27-07-2011, 20:55 | #10 |
|
43
Kumsalda doğuşu izlenirken,başka bir yerde de aynı güneştir batmakta olan. Doğuşu ve batışında güneşin,farklıdır kumsal. Ve Kumsalda olan. |
29-07-2011, 21:38 | #11 |
|
44
Yaz kumsalı yorgunluktur;görsel,işitsel... |
31-07-2011, 08:43 | #12 |
|
45
Kumsalın sesi, gün içinde, denizin, insanın, martının… Toplamı. Gece yalnız dalgaların. Ara sıra da o sarhoşun… 46 Yaz kumsalında iç sesin sustuğu sanılır/susturulduğu düşünülür… Sanılan ya da düşünülenin aksine, var olduğu yine de bilinir de, kaçmaya/aldırmamaya çalışılır. 47 Bir dost’a… Kumsal; düşüncenin tümü,kum taneleri;akıldan geçenlerin her biridir,tek tek. Bir rüzgâr eser de dağıtır bazen. Ya da bir dalga, birden… Kalan dile gelir,martılaşır. 48 Korkunun ve umudun bir arada/ya da dönüşümlü olduğu yerdir kumsal. Bir avuç kumla savrulan… Bir avuç kumla savrulur korkular,dağılır gider. Gitmelidir de. Umut kalır/kalmalıdır da,avuçtaki her bir kum tanesince. Kalır da. |
31-07-2011, 22:05 | #13 |
|
49
İnsan kumsaldadır,kumsalladır,ancak yine de çekip gidebilir.Her an. Kumsal ve insan… Bekleyen/beklenilen;varılan/varandır. Beklediği bilinen ile gidip gitmemekte özgür olduğunu düşünen ilişkisinde; özgürlüğün kumsalda olduğunu bilemeyebilendir; özgürlüğünü seçip gitmemekle,özgürlüğü yitiren. Ve özgürlük ordadır oysa,hep:Bekleyendir. Hukuk ve felsefe;uğraşılırken ne olmadığı kesinlikle bilinip de,ne oldukları ancak tartışılabilir olandır. |
01-08-2011, 20:11 | #14 |
|
50
Kumsal; adalet gibi soyut, bilimsel olmayan tanımlarla ilgilenmez.Bilmez de. Kumsalda kanun; doğadır, doğaldır; dalgadır, gelgit ve mevsimdir… Kanunların insanlar tarafından yaratılan kurallar olduğunu ne kumsal bilir,ne de kum taneleri… Kumsal anlamaz… Kuralı koyan insan, kumsalı neden yok etsin ki…Özgürlüğü…. Hangi yasa kumsalda zamana, martıya…Ve rüzgâra… Zaman, martı ve rüzgâr kumsalda yasa dışıdır. İnsan da…Ayırdına varınca özgürlüğün. 51 Kumsalda olmanın bilinci ve kabulüyle,kum tanelerinin özgürlüğüdür asıl olan… |
02-08-2011, 19:44 | #15 |
|
52
Kumsalda hemen her şey… Adalet, hak, hukuk, ahlâk, fizik, metefizik, tartışmalı, tartışmasız… Kumsalda şey olan da olmayan da …Gelir akla, düşünülür. Kumsal, hukuku somutlaştırır, yasa koyucu bile olur. Hukuku icat eden değil! Keşfeden…Yapılması gereken… Farkına varmak: Kumsalın, kum tanelerinin… Kum tanesi olduğunun ve kumsalı oluşturduğunun… Ayırdında olmaktır hukuk… Dünyalı olmanın; kumsalı, kum tanesi, denizi, sandalı, martısı ve rüzgarıyla… 53 Bu satırlar yazılırken,bir uzak başka kumsalda bir başka yazar, “Kazazedelerin kurtarıcısıdır kumsal” demiştir. Yine demiştir ki, “Çocukların kumdan kalesidir kumsal. Büyüklerin ise sığınağı.Ben de burada kumsalın kucağında hissediyorum kendimi.Ana kucağı gibi: Özgür ve bağımlı.” Demiştir ki, rüzgâr da alıp o tümceleri başka bir kumsala taşıyıvermiştir,kum taneleriyle. 54 Hukuk...Olmak…tır. Hukuk ölümsüz ve ölümlüdür; insanlıkla / insanla. Yasalar.O’nun yolunda,O’na yakın ve uzak. Yakın ve uzaktır hukuk. İnsan hukuku yasalaştırır…Yasa ki,kendisi gibi,ölümlü… |
28-08-2011, 10:20 | #16 |
|
55
Arada bir -giderek sıklıkla- çoğalan parça parça kara bulutlar… Derken leyleklerin turları… Sonbaharın ilk habercileri… Kumsalda. Martılar… Çığlıkları, bize haber verişleri, Sonbaharın gelişini… Yeni bir anayasayı belki… 56 Kara bulutların arasındaki mavilik yine de bir umut; kalıcılık ve geçicilik… Gidici ya sonunda. Kumsalda güneş ve ay… Bulutlar görünmez kılar da bazen, yok edemez ki… Yine de. Bir yerden bir şekilde , ucunda umut, salıverir bakışını bulutların arasından, göz kırparcasına. 57 Sanki sandı ki, son kırıntıları kumsaldan toplayamaz da giderek sertleşen poyrazın etkisiyle dağılıverir, kum tanecikleri arasında kaybolur, gelen giden de olmazsa, bir sonraki yaza dek aç kalır - martı. Sanki. 58 Sanki geçen sonbahar… Mevsimhaneleri ziyaret ediyorum… Kumsalda birer birer. Kumsalda zaman kırıntıları.Kum tanelerinde şifrelenmiş. |
28-08-2011, 12:36 | #17 |
|
59
Yazı fazlasıyla memnun geçirip, her bir gecenin yorgunluğunu, güneşin nasılsa uğramadığı kuytulukların serin gölgesinde her gün dinlenerek yeni bir geceye hazırlık yaparlarken, düş görüp görmediklerini ya da ne gördüklerini bilemediğim, uyandırmaya da çekindiğim için yolumu değiştirdiğim ,irili ufaklı, düz ya da karışık renkli, tatil hediyesi yaz aşklarının bitmesiyle terk edilmiş olup da kışı, –nasılsa- bir şekilde atlatmış , terk edilişlerini unutmayışlarının burukluğuyla yeni bir sevgi aramaktan da asla vazgeçmeyenler, terk etmeyecekleri kumsalın -bugün-şimdi-şu an- gölgelik bir yerinde sonbaharı, kışı, açlığı, susuzluğu düşünüyorlar gibi geldi bana. Öyle geldi. |
28-08-2011, 16:13 | #18 |
|
60
Kuzeyden Güneye doğru sürüklenen bulutlar kendi istekleriyle mi, yoksa direnemedikleri için mi bilinmez, sabahın erken saatlerinden beri -hatta güneşin doğuşuyla birlikte- telaşsız, kararlı,hedefini bilen rüzgârın önündeler.Güneye doğru. Kumsal yerinde, güneşi izliyor, rüzgara aldırmadan, kum tanelerinde bir telaş… Sandalın halatı koptu kopacak. Dalgalar nasıl coşkulu. |
28-08-2011, 17:29 | #19 |
|
61
Tam seçemediğim, ama geçip gitmekte olan bulutlara kadar yükselip, dahası, içinde kaybolup da, bana-”n’oldu?” dedirten ve sonra sesimi duymuşçasına kumsala doğru hızla dikine, derken denize paralel ve denizle kara arasında kararsız kalmışçasına sarkaç gibi salınıp uçan ve Ağlayankaya’nın en tepesine konan o kuş … Yine o çılgın martı olmalı! Ya da kim bilir… Onun görmek isteyip de benim göremediğim, ne vardı ki bulutların üstünde… Her yasanın bir genel, bir de madde gerekçesi var ya… O kuşun da mutlak... |
28-08-2011, 18:03 | #20 |
|
62
Parçalı beyazların arasından koşturarak, adeta onları yutarcasına, hani pür telaş, kopup gelen o gri, giderek koyulaşan, kocaman devasa bulut - bana mı, martıya mı, geceye mi hatırlatmak istiyor; kumsalda günün bitmekte olduğunu … Tam da,zaman unutulmuş sanılır-ken… |
16-09-2011, 06:48 | #21 |
|
63
Nasıl,niçin, neden … Kum taneciği kadar küçük; kumsal kadar büyük de olabilir yanıtlar; kumsalda sıcaklar kırılırken. |
19-09-2011, 15:03 | #22 |
|
64
Kaynağı belirlenemeyen, ancak duyulmuşluğundan da emin olunan o ses; sabahın erkeninde, kumsaldaki ilk adımla hareketlenen kum tanelerinin günaydını,deniz kabuklarının feryadı , yaprakların merhabası,bir martının sevinci olabilir. Sessizliğin belki de! Ya da içimdeki… |
20-09-2011, 22:37 | #23 |
|
65
Eylül,kumsalda … Son kulaçlar. Kumsalın- -mevsimlik konukları… -müdavimleri… Kim/ler dir bilinir artık… Dalgası, martısı, patileri ve adımlarıyla. Eylül, bitiş ve başlangıçtır kumsalda. |
28-10-2011, 07:52 | #24 |
|
66
Ekim... Çılgın bir kaç sörfçü. Dalgalar yumuşak; gece yorgunu. Balık Fırtınası'ndan sonra. İki mavi arasında hayat;dalga dalga,köpük köpük. Kuma yazılan...İlk dalgayla deniz olacak, yazılmışlığın ötesinde özgür. |
29-10-2011, 11:16 | #25 |
|
A,B,C... Cin mısırı sıkıntılar ağdalı,bekleyişin ateşinde adsız,köryılan geceden aç gündüze; ağzı yitik zaman sandığını,anasonlu düşlerinde bırak.Tek olsun ikli çatı.
|
29-10-2011, 17:00 | #26 |
|
Kumsalda tüm düşüncelerim kum-sallaştığı için hiçbir düşüncenin sonunu getiremiyorum. Dolayısıyla kumsalın düşündürmedikleri diyorum.
22 derecelik kısa kol modu Antalya havasında yaz konseptinde kumsaldaydık bugün yine. Düşünmem gereken onlarca şeyi yine düşündürtmedi. Kumsal benim için mayışık, bohem hayatın simgelerinden biri yani. Yarım kalan düşünceler merkezi = Kumsal |
29-10-2011, 17:28 | #27 |
|
Kumsal, gelenin amacına göre; düşündürtür, hükümle bitecek "düşünce" sürecini uzatır, dağıtır ya da sürüncemede bıraktırır, dönüşün de gelindiği gibi olduğunu zannettirebilir hatta. Yanılsamadır.
|
30-10-2011, 04:00 | #28 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
- Daha genç - Daha hiç yalnız kalmamış - Daha her yıl bir kaç ölüm görmüyor - Daha hiç terkedilmemiş - Daha güzel - Daha çok seviliyor
|
30-10-2011, 06:35 | #29 |
|
Masa var, masa var... (*)
Kumsal var, kumsal var... (*) Anıştırma: "masa da masaymış ha" (Edip Cansever) |
01-11-2011, 16:47 | #30 |
|
Karadeniz'in kumsalı..Asi bir çocuğun dingin anası gibi hep sessiz..Rüzgara hep boyun eğen..
Yanına gidip de kucağına oturduğumda taneleriyle çığlıklar atan, boynumu yakan,gözüme kaçan..Fark edilmek istenen.. Sürekli dalgalarıyla dövüldüğü denize yine de 4 mevsim yaverlik eden..Ve yalnızlık..Yalnızlığı acımasızca yaşayan..Bana değişimi, küçülmeyi,yeri geldiğinde çoğalmayı büyümeyi anlatan.. Bana şarkılar söyleyen,bağıran,haykıran,yeri geldiğinde kimsenin yapamadığını yapan: Saatlerce dinleyen.. Buranın kumsalı, ölüme neredeyse hergün şahit oluyor.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
'Vekalet Süresi Kaç Yıl' ve Düşündürdükleri | Gemici | Hukuk Sohbetleri | 6 | 26-04-2006 09:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |