|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
29-06-2011, 06:53 | #1 |
|
14 senelik vade tarihi boş senet.
Elimde 14 sene öncesine ait bir senet var.
Müvekkilim o dönem iş yaptığı birinden senet almış. Senette tanzim tarihi var fakat vade yok. Bir de kefilimiz var. Kefil borçlunun oğlu. Zamanında müvekkilimi dolandırmış olan bu şahsın oğlunun üzerine önemli müktarda mal varlığı olduğunu öğrendik. Sorum şu... Vadeye bu günün tarihini atsam? Her ne kadar boş senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğunu ispat borçlunun yükümlülüğüyse de 14 sene sonrasına ödeme tarihi kararlaştırmak hakikaten hayatın olağan akışına aykırıdır.Dolayısıyla mahkeme içtihatları bu açıdan istikrar gösterse de istisna yaratabilecek bir durummuş gibi geliyor bana. Bu konuda görüşlerinizi bekliyorum. |
29-06-2011, 07:41 | #2 |
|
Katkı
Sayın meslektaşım,
Öncelikle sitemizde araştırma yapmanızı öneririm. Örneğin: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=4230 |
29-06-2011, 08:54 | #3 |
|
Bence senedin geçerliliğini etkileyen bir eksiklik yok. İmza dışındaki tüm eksiklikler sonradan tamamlanabilir. Bir kimsenin keşide tarihinden 14 yıl sonra ödemek üzere sent vermesini engelleyen bir hüküm de yok. Sayın Av. Hulusi Metin'in verdiği linki okudum. Bu duruma pek benzemiyor. Burada bir teminat senedinden söz edilmiyor. Bedelsiz senedin kötüye kullanımı da söz konusu değil.
|
29-06-2011, 14:29 | #4 |
|
Sorumluluk doğması ihtimaline binaen senetteki boş yerleri alacaklı müvekkilinize doldurtursanız daha uygun olur bence. İyi günler.
|
29-06-2011, 15:51 | #5 |
|
Hukukumuzda tanzim tarihi ile vade tarihi arasındaki sürenin ne kadar olacağı ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmadığı için senedin karşılığı tahsil edilmemişse, muaccel hale geldiğini düşündüğünüz tarihi yazarak senedi takibe koyabilirsiniz.
Senedin boş kalan yerlerinin sonradan doldurulabileceği konusunda borçlunun muvafakati olduğu yargıtayca kabul görmektedir. Borçlu için "borcu olmadığı" noktasındaki itirazları ile ancak yine yazılı bir belge ile ispat zorunluluğundan dolayı herhangi bir sıkıntı yaşayacağınızı düşünmüyorum. Özetle; aslolan vade tarihidir ve süreler vade tarihinden itibaren işlemeye başlar. Anlattıklarınız ışığında son 3 yıllık süre dahilinde bir vade tarihi yazıp senet icra takibine konabilir. |
29-06-2011, 16:10 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Umarım kendi el ürününüz olarak bu düzeltmeyi yapmazsınız. Aksi halde ne-ler olacağını tahmin ediyorsunuzdur. |
29-06-2011, 22:12 | #7 |
|
Bonoya herhangi bir vade konulmamışsa, görüldüğünde ödenmek üzere düzenlendiği kabul edilir. Görüldüğünde vadeli bir bono, düzenlenmesinden itibaren bir yıl içinde ödenmek üzere ibraz edilmelidir (TK. m. 616). Bu süre içerisinde bono ödenmek üzere ibraz edilmezse müracaat borçlularına başvurma hakkı yitirilir.
|
01-07-2011, 21:16 | #8 |
|
Bononun Vadesini Belirleme
Sayın Meslektaşım;
Bononuzun vadesini senet metnine sizin veya müvekkilinizin koyması yerine, makul bir süre tayin ederek ve bu süreyi borçluya yazılı bildirim yolu ile ileterek saptamanızın hukuka ve iyiniyet kuralına uygun olacağını,icra takibinde de sorun yaratmayacağını düşünüyorum. |
02-07-2011, 00:00 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Müvekkil-Vekil
Soru: Bu durumda müvekkil ne yapmış ? Senet almış...14 yıl beklemiş..! İrdeleme: 1.“Vekilin en tehlikeli hasmı müvekkilidir.” 2.Avukat, iddia ve savunmanın hukuki yönü ile ilgilidir (TBB. Meslek Kuralları, m.6). 3.Her yasal hakkın kullanımında olduğu gibi… Olayda da TMK.m.2.’de öngörülen dürüstlük kuralları anımsanmalıdır! 4.Objektif iyi niyet olarak da tanımlanan ve dürüstlük kuralını düzenleyen madde, tüm hakların kullanılmasında iyi niyet ve dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını hak kaybına uğratmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını belirtmiştir 5.Hakkın kullanımı ancak yasanın koruduğu belgelerle mümkündür. 6.AVUKATLIĞIN AMACI 1136 / Madde 2 - (Değişik 1. fıkra: 4667 - 2.5.2001 / m.2) Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder. Senaryo: 1.Önerilen görüşler doğrultusunda eldeki senet, takibe konulabilecek duruma getirilir. 2.Lehtar veya ciranta tarafından takibe konulur. 3.1.Takip lehtar tarafından açılırsa Borçlular, Menfi Tespit Davası açarlar ve “Temel Borç ilişkisinin mevcut olmadığını” ileri sürerler 3.2.Takip ciranta tarafından açılırsa, Borçlular, lehtar ve cirantaya karşı “Temel Borç ilişkisinin mevcut olmadığını” ve “cironun da muvazaalı” olduğunu ileri sürerler 3.3.Borçluların vekili de bu tartışmaları kanıt olarak mahkemeye sunar. 4.Her iki halde de borçlular, lehtar ve ciranta aleyhinde TCK.m.207,209 kapsamında suç duyurusunda bulunur… 5.Alacaklı (müvekkil) ifade verirken; “Bana bu yolu avukatım önerdi, ben de yaptım” der..! Hepimize kolay gelsin... |
02-07-2011, 09:31 | #10 | |||||||||||||||||||
|
Hukuk
1.Vade:
Bonoda vade tarihi mecburi değil, ihtiyari unsurdur (TTK.m.689/2,616) 2.Mevcut haliyle eldeki senet: TTK.m. 616. hükmüne göre, görüldüğünde ödenmek üzere (vade yazılmadan) keşide olunan senedin, keşide gününden itibaren, bir yıl içinde ödenmesi için gerekir. TTK.m.661. hükmüne göre, poliçeyi kabul edene veya bonoyu keşide edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Bu üç yıllık süre, görüldüğünde ödenecek senetlerde, ödenmesi için ibrazı gereken bir yıllık sürenin bitimi tarihinden itibaren işlemeye başlar. 3.Senetteki noksanlar tamamlanırsa: 3.1.Vade tarihi ile tanzim tarihlerinin değişik kalemle yazılması senedin bono olma vasfını değiştirmez (TTK.m.688). 3.2.Keşideci+Kefil >>>>>Lehtar = Vade tarihinin anlaşmalara aykırı olarak sonradan doldurulduğu yazılı bir belge ile ispatlanmalıdır (TTK.m.592). 3.3.Keşideci+Kefil >>>>>Hamil = TTK.m.599/1, Poliçeden dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hâmile karşı ileri süremez; meğer ki, hâmil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. 4.Yazılı belge:HUMK.m.287 vd. 4.1.Konu bağlamında yazılı belgenin resmi şekilde yapılmış olmasına gerek yoktur. 4.2.En azından olayın tamamının ispatına yeterli olmamakla birlikte bunun gerçekleştiğine işaret edebilecek ve karşı taraf elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğinde bir belge… 4.3.HUMK.m.292 hükmüne göre, bir belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü için üç şartın birlikte bulunması gerekir: a)Belgenin yazılı olması, b)Bu belgenin aleyhine ilişki ileri sürülen tarafça düzenlenmiş olması, c)Bu belgenin ileri sürülen hukuki ilişkiyi tam olarak ispat edememekle beraber bunun vuku bulduğunu kanıtlar nitelikte olması . 5.Ceza Hukuku yönünden varaka, “olayları nakleden veya irade beyanlarını içeren ve bir kimse tarafından oluşturulan her türlü yazılı belge olarak tanımlanabilir. Varakanın esas işlevi ise, hukuki faaliyetlerde kanıtlamaya hizmet etmektir”. 6.İspat hukuku yönünden: 6.1.Hukuk yargılama yasasına göre kanıt getirmeyen taraf, sonucuna katlanmak zorundadır 6.2.Senedin sonradan doldurulduğu iddiası, uzman bilirkişilerce yapılacak incelemeyle ispatlanamaz mı? 6.3.Ve bu yoldaki rapor, “belgeyle ispat” bağlamında kabul edilemez mi? 6.4.Bu şekilde senedin aslında “görüldüğünde ödenmek üzere” (TTK.m.616) tanzim edildiği ve fakat vadesinin ---bilirkişi raporuyla ispatlandığı üzere---- sonradan doldurulmuş olduğu savunması geçersiz midir? 7.HUMK.m.317: Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle tespit edilebilir. Sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye (borçluya) ait olup olmadığı ortaya çıkar. Sonuç: 1.Risk, göreceli bir kavramdır. 2.Vekilin görevi, müvekkiline hukuksal riskleri göstermek, bizzat risk almamaktır. 3.Avukatlığın amacı… (Av.K.m.1)
Bana da... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
bonoda ödeme tarihi ve vade tarihi | caner87 | Meslektaşların Soruları | 20 | 03-03-2011 00:54 |
düzenleme tarihi vade tarihinden sonra olan senet | küresel hukuk | Meslektaşların Soruları | 8 | 06-10-2010 14:13 |
bonoda düzenleme tarihi ile vade tarihi arasında uzun zaman olması | figen can | Meslektaşların Soruları | 2 | 22-05-2010 17:31 |
Tanzim tarihi ve vade tarihi boş bırakılmış senet | ADVOCATEHAKAN | Meslektaşların Soruları | 4 | 08-01-2010 23:55 |
bono nun tanzim tarihi ile vade tarihi aynı. | Marlon35 | Meslektaşların Soruları | 3 | 29-11-2008 17:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |