|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
04-08-2009, 07:43 | #1 |
|
Kefile hacze Yargıtay’dan fren
Yargıtay, bankadan tüketici kredisi alan, ancak borcunu ödemeyen tüketici ile birlikte kefiline de aynı anda haciz işlemi yapılamayacağına ilişkin önemli bir karar aldı.
Yargıtay, alacaklı bankanın öncelikle asıl borçlu aleyhine icra takibi başlatabileceğini, icra işleminden sonuç alınamaması halinde, kefilden borcun ödenmesini isteyebileceğini belirtti. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, Kastamonu 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin alacaklı bankanın borçlu ile birlikte kefiline de haciz işlemi başlatmasına yapılan itirazı reddetmesini yasaya aykırı buldu. ÖNCE BORÇLU TAKİP EDİLECEK 12. Hukuk Dairesi, alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili hakkında haciz yoluyla takip başlatamayacağını bildirdi. Yargıtay, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. Maddesi’nin 3. fıkrası olan “Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez” düzenlemesini hatırlattı. Yargıtay “Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur” dedi. Kaynak : Star Gazetesi |
04-08-2009, 22:52 | #2 |
|
Sayın avsevil,
Öncelikle aktarımınız için teşekkürler. Bu konuyla ilgili olarak Yargıtay, önceki kararlarında bazen sadece asıl borçlu ve kefil hakkında icra takibinin başlatılması tarihlerini kıyaslamakta; bazen de aynen haberdeki gibi asıl borçludan borcun tahsil edilememesini kefile icra takibinin başlatılmasına esas almakta idi. Bence buradaki sorun Kanunun ilgili maddesinden kaynaklanmakta. Çünkü; 818 Sayılı Borçlar Kanununun 484 vd. maddelerinde düzenlenen adi kefalete benzer şekilde açık ve net bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durum da karışıklığa yol açmaktadır (diye düşünüyorum ). Saygılarımla... |
22-08-2009, 14:39 | #3 |
|
Yargıtay kararındaki ve yasa maddesinde geçen husus adi kefalete ilişkin diye düşünüyorum.Zira aslolan adi kefalettir,açıkça belirtilmişse müşterek müteselsill kefalet geçerli olur ve alacaklı kimi sağlam görüyorsa ondan talep edebilir.
|
23-08-2009, 01:43 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
eğer öyleyse bundan böyle bankalar bütün kefalet sözleşmelerine "müştereken ve müteselsilen" ibaresini eklerler |
23-08-2009, 11:07 | #5 |
|
İlgili kararın numaraları ve metni.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/8090 Karar: 2009/15409 Karar Tarihi: 10.07.2009 ÖZET: Somut olayda alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekir. (4077 S. K. m. 10) (2004 S. K. m. 68) Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü; Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili olan muteriz borçlu İbrahim Tuğyan Önalan hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası <Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez> düzenlemesini getirmiştir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil İbrahim Tuğyan Önalan hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine bu hususun gözardı edilerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 128. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları |
23-08-2009, 16:09 | #6 |
|
karar için teşekkürler. saygılarımla
|
24-08-2009, 10:45 | #7 |
|
12. Hukuk Dairesi Ne İstedğinden Emin Değil...
Başlık amiyane bir tabir olarak görülebilir, 12. Hukuk Dairesi buna benzer bir kararı geçen sene vermişti. Forumda verilen kararın aynısıydı.
Daire yine geçen yıl özetle şu kararı vermişti; T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/847 K. 2008/1542 T. 31.1.2008 ÖZET : Tüketici kredisi veren alacaklı bankaca, kefil hakkında asıl borçlu ile aynı gün takip yapmış olduğundan, 4077 Sayılı Yasa’nın 10/3 maddesinde belirtilen “...tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde kredi veren asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez.” hükmü ihlal edilmemiştir. Yasa hükmü, "kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." Başvurma kelimesini kullanmıştır. Kefile gidebilmek için önce asıl borçluya başvur, diye anlıyorum. Hatta 12. Hukuk Dairesi yukarıda alıntıladığım kararında borçlu ile kefile aynı takipte başvurunun yapılmasının 10/3 ihlali olmadığını belirtiyor. Şimdi ve daha önceki 1-2 kararında, önce borçluya git, ondan artık tahsil edemezsen, sonra kefile git demektedir. 12. Hukuk Dairesisi, asıl borçludan aciz belgesi mi istiyor? Böyle ise Kanunkoyucu neden "başvurma" ile yetinmiş? Konusu tüketici kredisi olan sözleşmelerde, borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkiyi tüketici işlemi kabul ediyor ve görevli mahkemenin tüketici mahkemesinin olduğunu işaret ediyoruz. Bu maddeye göre kefil ile banka arasında ki ilişki tüketici ilişkisi midir? Eğer değilse borçlar yasası dururken tüketici yasasında ki "başvurmayı" neden bu kadar geniş yorumluyoruz? Yarın 12. Hukuk Dairesi "tahsil etmek önemli değil, başvuru olması yeterlidir" diye önceki kararlarını tekrarlarsa, hangi yolu çizeceğiz? Kolay gelsin... |
24-08-2009, 22:02 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
|
27-08-2009, 15:06 | #9 |
|
Daha güncel ve Tüketici Hukukunun -zayıfın korunması ilkesi-ne uygun olduğu için son kararı esas alacağız.
Esasen Halkımız da olayı aynı 12 HD gibi yorumluyor. |
11-04-2011, 18:05 | #10 |
|
Tüketici Kredisinde İpotek Verenin Sorumluluğu
Arkadaşlar 12. H.D. nin ve HGK nin kefilin şahsi teminat vermesi haline ilişkin bu kararlarını - ipotek veren kefil -için de emsal alabilir miyiz ne dersiniz ? Müvekkilin ipotek veren olarak kefil olduğu bir kredi kapandıktan sonra asıl borçlu başka kefilleri de ekletmek suretiyle yeni bir kredi kullanıyor ve ödemiyor.Banka müvekkile takip yapıyor evi şu an satış aşamasında Tüketici Mahkemesi'nden bu kararı emsal göstererek menfi tespit davası açmayı düşünüyorum. Ne dersiniz ?
|
11-04-2011, 20:48 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Malumunuz ipotek kefalet değil, rehindir. Bu nedenle uygulanamaz kanaatindeyim. Not: İpotek, eğer kefaletin teminatı olarak verilmişse durum farklı olur.Bununla ilgili bir kararı aşağıya ekliyorum:
|
12-04-2011, 11:09 | #12 |
|
İpotekle temin edilmiş kefalet
Meslektaşım, ipotek ilk genel kredi ve gayrinakdi kredinin kefaleti olarak ve ancak bankaların hep yaptığı gibi daha sonra kullandırılacak kredilerin de teminatını teşkil etmek üzere verilmiş. ilk kredi kapatılmış; ancak kredi lehtarı daha sonra yeni bir tüketici kredisi kullanmış hatta bunun için 2 kefil daha gösterilmiş. 2. sözleşmede müvekkilin imzası yok ancak bildiğiniz üzere banka burada sınırsız kefalet durumuna ve ilk krediden sonra müvekkilin ipoteği fek için bankaya başvurmamasına dayanıyor. 2. Borç ödenmeyince müvekkile ve asıl borçluya karşı ipoteğin paraya çevrilmesi için takibe geçilmiş. Burada, 2. sözleşmenin tüketici kredisi niteliği göz önünde bulundurularak asıl borçlunun aciz vesikasına bağlanamamış olmasına dayanabilir miyiz ?
|
12-04-2011, 11:20 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay'a göre, ipotek kefaletin teminatı için verilmedikçe ipotek ile kefalet ayrı ayrı teminatlar olarak değerlendirilmektedir. Bu itibarla, kefalet bakımından tüketiciyi koruma kanununa dayanabilirsiniz ama ipotek bakımından, ipotek borcun teminatı olduğu sürece Tüketiciyi Koruma Kanunu'na dayanamazsınız, düşüncesindeyim. |
13-04-2011, 11:21 | #14 |
|
Sizin düşüncenize göre bu davayı açmanın bir anlamı yok. Ancak elimde tüketici kredisi için verilen kefalet ipoteği ile ilgili bir karar var. Yerel mahkeme HGK kararına dayanarak asıl borçlu ile ipotek veren kefile aynı anda takip yapılamayacağından bahisle takibin iptaline karar vermiş. Benim buradaki tereddütüm, İpoteğin ilk gayrinakdi kredinin kefaleti için verilmiş olmasından kaynaklanıyor.
|
13-04-2011, 15:43 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Yargıtay'ın yerleşik kararlarına göre, ipotek, sizin olayınızdaki gibi kredi borcu için teminat amaçlı verilmişse, (yani kefaletin teminatı değilse) kredi borcu ödenmediği zaman ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takip yapılmasına engel yoktur. İpotek, kefaletten bağımsız bir borç ilişkisi yaratır. Yani, ipotek veren kişinn aynı zamanda kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle icra takibine etkisi olmaz. İcra takibi, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle değil de salt kefalet nedeniyle kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılmış ise, bu durumda "Tüketiciyi koruma kanununa göre asıl borçlu takip edilmeden kefile gidilemez" diyebilirsiniz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
kefile rücu | outlawyer | Meslektaşların Soruları | 5 | 31-03-2009 20:48 |
taahütname den sonra kefile rücu | abdullahekinci | Meslektaşların Soruları | 4 | 02-03-2009 11:44 |
kefil kefile rücu edebilirmi? | Brusk | Meslektaşların Soruları | 3 | 26-02-2008 11:40 |
Kefile karşı yeni takip açılabilir mi? | Edies | Meslektaşların Soruları | 15 | 14-01-2008 18:30 |
Kefilin Kefile Rücusu | ahmat | Borçlar Hukuku Çalışma Grubu | 5 | 02-01-2007 14:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |