|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
24-12-2010, 15:59 | #1 |
|
Kişiye ait bir fotoğrafın eşinin cep telefonuna gönderilmesi
Sevgili Meslektaşlarım, önüme gelen bir olayda TCK 134 ile ilgili kafamda bir soru dolaşmakta.
Şahsa ait bir fotoğrafın karısına gönderilmesi durumunda 134/2 uyarınca özel hayata ilişkin ses ve görüntülerin ifşa edilmesi fiili işlenmiş olur mu? Bahsettiğim fotoğraf müstehcen bir fotoğraf değil, yalnızca o sırada bulunduğu yeri bilmiyor diğer eş. İyi çalışmalar dilerim |
24-12-2010, 17:24 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhaba... Konuyu Yargıtay Ceza dairelerinden emekli bir savcımızla tartıştık.Kendisi suçun oluşmayacağı kanaatinde, onun düşüncesi müstehcen bir fotoğraf olması veya özel hayatına ilişkin bir sırrını ortaya çıkaracak, gizli bir ilişkisini açığa çıkaracak nitelikte sır teşkil edecek durumları ifşa etmesi vb. hallerde bu suçun oluşacağı kanaatinde...Mesela bir kadınla el eleyken, veya nahoş bir durumdayken vs... Benim düşüncem ise aksi yönde... Eğer ki kişinin bulunduğu yeri ihbar etmek niyetiyle habersizce çekilmişse ve gönderilmişse bu fotoğraf, özel hayatın gizliliğine müdahale edildiği düşüncesindeyim.Saygılarımla... |
24-12-2010, 17:47 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım, suçun oluşabilmesi için, mağdurun gizli ve özel yaşam alanına girilmiş olması gerekir. Kişinin o anda bulunduğu kamuya açık bir alanda (mesela bir restaurantta) çekilmiş fotoğrafı, bu suçu oluşturmaz kanısındayım. Saygılarımla. |
24-12-2010, 18:03 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Peki varsayalım o kişi daha önce eşine o an başka bir yerde olduğunu söyledi. Yani, o an vaziyeti kurtarmak için yalan söylemiş olsun. -Ki, bu da onun sorunu. Ve bu fotoğrafla da yalan söylediği ortaya çıktı ve gelişen olaylar neticesinde bu kişi bundan dolayı zarar gördü. Mesela eşi bu yalandan dolayı onu terketmiş olsun. Bu durum da hala "gizli ve özel yaşam alanına girilmediği" için suç oluşmadı diyebilirmiyiz? |
24-12-2010, 18:03 | #5 |
|
Tartışmaya başka bir boyut katayım: TCK md. 134'ü FSEK madde 86 kapsamında da ayrıca değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Özellikle de madde 86'da 134'e özel bir atıf varken.
|
24-12-2010, 18:46 | #6 |
|
Olayda umuma arz yok. Fotoğraf da kendisinden gizlice çekilmiş bir fotoğraf değil, ama eşinin öğrenmesini istemediği bir fotoğraf. Ben de bu suçun oluşmayacağı kanaatindeyim ancak kanun 134/2 de umuma arza gerek yok, herhangi bir üçüncü şahsın bilmesi yeterli diyor. o nedenle kafam karıştı değerli meslektaşlarım, görüşleriniz için teşekkür ederim.
|
24-12-2010, 19:43 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu suç "netice suçu" değil, "tehlike suçları" ndandır. Dolayısıyla, bahsettiğiniz gelişmeler suçun unsuruna dahil değildir. Madde özel yaşamın ihlal tarzını öne çıkarmıştır. Bu saldırı gizlilik alanına müteallik olmalıdır. Bu sebeple, hala ceza hukuku tekniğine göre suç oluşmadı diyebiliriz. Saygılarımla. |
24-12-2010, 19:45 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.Yavanna, umuma arz nerden çıktı şimdi |
24-12-2010, 19:59 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.Admin yine incelikler peşindesiniz. İşin cezai boyutu bir yana, ben de tam TMK.m.24 "kişinin resmi üzerindeki hakkı" kavramını düşünüyordum ki, belirttiğiniz FSEK.m.86'yı okudum. Ben eser mahiyetinde olmasa dahi, kişinin "fotoğrafının" FSEK.m.86 anlamında bir fikri ürün olamayacağını düşünüyorum. Öte yandan, TCK.m.134'ün uygulanmasını "koşulları varsa" dyerek doğrudan ceza hukukuna havale etmiş. Dolayısıyla, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan (TMK.m24) bir hukuki koruma imkanından bahsedilebileceği kanısındayım. (FSEK.m.86/son) Yoksa bu davranış, cezalandırılabilir değil de kınanabilir bir davranış olmasın. Saygılarımla. |
24-12-2010, 20:26 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
FSEK.86'da "İzin", "Günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve filim haberleri; için şart değildir." denilmektedir. Bu bağlamda bir özelliği ve gizliliği olmayan her hangi bir fotoğrafın çekilmesi yasak değildir. Misal: Yolda yürüyen insanların fotoğrafı çekilebilir. Kişi, kamuya (açık alana) çıkmakla gizlilikten uzaklaşmış, açık hale gelmiş olur. (Diye düşünüyorum) Hal böyle olsa bile,bu durum; "kamusal alanda bulunan bir kişinin fotoğrafını çeken bir diğer kimse, bu fotoğrafı istediği şekilde kullanabilir" demek değildir. Kamusal alanda bulunan bir kişinin fotoğrafını çekebilirsiniz ama onun izni olmadan ve kişinin hukuki durumunu ağırlaştıracak şekilde o fotoğrafı alenileştiremezsiniz! (Kanaatindeyim) Mesala, 4077 Sayılı TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN'la ilgili olarak Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelikte reklam yasağı getiren bir hüküm vardır. 5.maddenin h fıkrası aynen şu şekilde olup; "h) Reklamlar, önceden izin alınmadan, hiç kimsenin özel veya sosyal hayatını gösteremez ya da anlatamaz. Reklamlarda, hiç kimsenin özel mülkü, önceden izin alınmadan bir kişisel onay etkisi yansıtacak şekilde görüntülenemez veya belirtilemez." bu hüküm kişinin izni olmadan sosyal yaşantısının reklamlarda gösterilmesini yasakladığı gibi, özel mülkünün onay verilmiş intibaı yaratılmak suretiyle gösterilmesini bile hukuka aykırı saymaktadır. Somut olay bakımından da bu kıstas uygulanmalıdır düşüncesini taşıyorum. Yani çekilen fotoğrafı, o kişinin izni olmadan eşine veya bir başkasına gönderemezsiniz. Gönderdiğiniz zaman, kişiye ait fotoğrafı onun izni olmadan alenileştirmiş ve duruma göre kişinin hukuki durumunu ağırlaştırmış olabilirsiniz. |
25-12-2010, 12:45 | #11 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bu iki mesajda verilen bilgilere göre TCK 134. maddedeki suçun oluşmayacağı kanısındayım. TCK 134. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere bu madde ile, kişinin gizli yaşam alanına girilerek ya da başka biçimde, başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi, ikinci fıkrasında ise bu kaydın ifşa edilmesi fiilleri cezalandırılmaktadır. Sorudaki olayda ise, kişinin özel yaşam alanına girilmediği, fotoğrafın da gizlice çekilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle olayda herhangi bir suçun oluşmadığını, ancak haksız fiil sayılabileceğini düşünüyorum. Aynı olayın "ısrar" unsurunun oluşacağı biçimde birkaç kez gerçekleşmesi halinde ise TCK 123. maddesindeki suçun oluşabileceği düşünülebilir.
|
27-12-2010, 12:07 | #12 |
|
resim, -smi Ar. resm
a. 1. Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri: resim İng. 1. picture, frame, image, photographie image, film image, single frame, 2. cartoon, drawing, 3-4. television picture (image) Sinema 1. Film üzerinde çerçeve içinde yer alan fotoğraflardan her biri. 2. Bir canlıresim için çizilen resimlerin her biri. TV. 3. Almaç görüntülüğünde, görüntülüğün üst satırdan alt satıra değin taranması sonunda oluşan görüntü. 4. İzleyicinin almaç görüntülüğünde gördüğü, izlediği görüntünün en ufak birimi. portre Fr. portrait a. (po'rtre) 1. Bir kimsenin yağlı boya, sulu boya, karakalem vb. bir yolla yapılmış resmi: Görüldüğü üzere Türk Dil Kurumu Büyük sözlüğüne göre; resim, her hangi bir varlığın hem fotoğraf hem de fırça veya kalemle gerçekleştirilen çizimleri bakımından kullanılırken, Portre sadece fırça veya kalemle çizilen veya yapılan insan resmini ifade etmektedir. O halde FSEK.86. maddeyi hem fotoğraf hem de tablo/resim olarak nitelendirmek mümkündür. Belgesay, FSEK Şerhinde bu konuda özellik arz eden şu açıklamada bulunmuştur: “Kişinin resmi üzerinde şahsi çalışması mahsulü olmadığı için, fikri bir hakkı yoktur, fakat, portre şahsı tanıttığı için, kanun portre sahibine şahsiyet hakkı tanıyarak bu şekilde koruma altına almaktadır. Bir kimsenin hususi hayatına ait hatıraları manevi haklarındandır. Kimse kötü maksadı olmasa, hatta diğerine şöhret temini gibi menfaati için de olsa açık muvafakatı olmadan portresini neşir edemez, fotoğrafını çekemez.( Şöhretli kişiler istisnadır)” demektedir. |
27-12-2010, 13:48 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Özel hayat konusunda AİHM'nin (Caroline) Von Hannover-Almanya Davasında verdiği karar açıklayıcı niteliktedir. Buna göre özel hayat sadece ev hayatından ibaret değildir. Sosyal boyutu da vardır. Siyasetçiler ayrık olmak üzere ve kamu menfaati bulunmamak kaydıyla, ünlü - ünsüz herkes bakımından lokanta, market, plaj, park gibi herkese açık olan yerler dahi özel hayatın korunması kapsamında değerlendirilebilmektedir. Saygılarımla... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Eşden habersiz cep telefonuna konuşmalarının kaydı hukuken geçerli bir delil mi? | ruze | Meslektaşların Soruları | 12 | 01-02-2013 11:16 |
İlamlı İcrada İlama taraf olmayan kişiye icra emri gönderilmesi | Derya DEMİR | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-08-2010 14:37 |
fotoğrafın belgeselde kullanılması | radiokid | Meslektaşların Soruları | 3 | 20-07-2010 12:18 |
Hakimlerin yükselmelerinde eşinin ve eşinin ailesinin sabıka durumu | AWeSoMe | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 1 | 02-06-2010 17:03 |
Kapatılan Cep Telefonuna ait Borca Uygulanacak Zamanaşımı | adlt-2007 | Meslektaşların Soruları | 18 | 13-04-2007 02:16 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |