24-10-2010, 00:11 | #181 |
|
Zamanı değildi anne kedi
Şimdi canlı büyütmenin Çöpün kenarında yavruların Üşürken emziriyorsun Kar yağdığında Gücün yetmediğinde Bahara kadar Hangisini kaybedeceksin? Sen kedisin, ben insan Yeni öğrendim Zamansız aşkın bedelini Canın yanarak ödeyeceksin... (2005) |
27-10-2010, 22:23 | #182 |
|
Ellerim dolu diken
Neye dokunsam Canım yanıyor |
08-11-2010, 00:03 | #183 |
|
Kar gibi beyaz,
Pamuk gibi yumuşaktın Neşeyle, yaramazlıkla Biraz oyun, biraz muziplikle Ansızın çıkageldin Çok değil masrafın Küçük top, ipin yumağı Rengin gibi süt Ayağımıza dolanmanı saymazsak Bir yavru kedimiz var şimdi Kartopu, hoşgeldin |
16-11-2010, 02:35 | #184 |
|
Buralarda yazları soğuk, kışları buz kesiyor. Eller üşüyor, başlar donuyor, beynim acıyor. Bilgi mutsuzluğa neden olur, yanlış şeyleri gördükçe insan ve birşey yapmadıkça kahrolur. Hele farkındalık, ayırdetme gücü, dikkat, ayrıntılar çok yorar kalbi.
Düz bir çizgi çekme zamanı. Duyarsız, duygusuz olmak. Alışmak yaşama. Silemiyorsan, karalarsın ama pembe-mavi bir renkle ateş kırmızısını karıştırarak. Öyle bakmalı dünyaya, her yaşanılanı bir düş gibi görmek belki. Bugünlerde çok büyük kararların eşiğindeyim. Tüm bildiklerimi bir kenara bırakıp, ülkeyi daha çok bilenlerin kurtarmasına terkedip, düşünce insanı olmaktan eylem insanı olmaya geçiş aşamasındayım. Yoksa mutlu olamayacağım. Ülkeyi, dünyayı bir kenara bırakıp hayat kurtarmaya adım atacağım. Önce kendimden başlayarak. Planladım, mutlu olacağım. İçimden bir ses de öyle diyor vallahi. Yaşamı sadeleştirip, tüm yaşanmışlığı gökkuşağı rengine boyayıp oohh diyeceğim. Beyazla adım atıp, minicik fırçalarla süsleyeceğim kendi yaşamımı. Belki bir şeye değer...Değmesi için uğraşıp, çabalayacağım. Öyle zor ki işim; Ama asla çaktırmayacağım. Güven, iyi düşünce, iyi niyet, heyecana alışacağım. Nur öldü...Hiç yaşamadı. Yaptığı güzel bir şey varsa eğer yanına aldı, gidiyor. Katili benim, pişman değilim, iyi ki yaptım diyorum. Mutluluk sıradanlıkla başlar, siz hiç çok zeki, başarılı bir mutlu gördünüz mü? Çok bilen ama kıymeti zamanında anlaşılan birini tanıdınız mı? Her gelişmiş beyinde sıra sıra sorular... Düşünmeyin, tasalanmayın, bu durum var olmanıza engel değil... Sıradan, olağan, uygun ve normal... En iyi bildiğin işi yapmak belki çözüm. Ben de öyle yapacağım, seveceğim. + ve - nasıl birbirini çekerse, sevgi isteyen ve sevebilme gücü olan yanyanaysa daha ne olsun...Bir bütünlük, boşluğu olmayan bir doluluk... |
29-12-2010, 23:30 | #185 |
|
İçime işlemekten çekinmiyor
Hücrelerimi kaplıyor Hatta elim, kolum, gözüm oluyorsun Zaman geçtikçe sen Ruhumu dolduruyorsun Yoksan bir yanım eksik |
29-12-2010, 23:39 | #186 |
|
Ben bugünlerde
Yorgan altına saklanacağım Usulca ağlayacağım Kimselere demeden Seni anacağım Ruhumun en ince çizgisi Dilimin en tatlı ezgisi Artık yoksun Yıllar oldu On koca yıl doldu Sen yoksun Babacığım.... |
02-01-2011, 14:25 | #187 |
|
Çam ağaçlarını, yılbaşlarını sevmiyorum hala, bu yıl Noel Baba yine yapacağını yaptı, babamı götürdüğü gün, babamla aynı yaştaki eniştemi de götürdü.
|
04-03-2011, 14:19 | #188 |
|
Evden dışarı adımımı attığım anda yüzüme güneşin sıcaklığı vurdu. Gözlerim ışıkla az da olsa acıdı. Ayırdına vardım ki, bahar gelmiş. Müjdesini bu pazar görmüştüm sarı çiğdemlerin yapraklarında.
Bahar bu, hep gelir. Kış ne kadar kötü geçerse geçsin, yapraklar açar, güneş gülümser, çiçekler renklenir. İnsanın içi tuhaf bir heyecanla kaplanır. Bazen bir kırlangıcın kanadında, bazen cemrelerle, bazense sarı çiğdemlerle görürüz baharı. Nasıl bakıyorsak ona göre... |
09-03-2011, 09:48 | #189 |
|
Dün, sarı Ankara Çiğdeminin fotoğrafından, bir yeniyıl kartı buldum, en sevdiğim kitabımın arasında.
''Kızım, 1996 yılın sana, arkadaşlarına, öğretmenlerine tüm sevdiklerine mutlulukla dolu geçsin. Bütün dileğim yüzünün gülmesi. Kendine dikkat et. Seni seviyorum. Baban.'' Zarfsız, kırmızı tükenmez kalemle yazılmış. Bütün arkadaşlarıma, arkadaşlarından, sevgililerinden geliyordu kartlar. Bana da sevgili babamdan gelmişti. Ama en çok benim kartım ilgi görmüştü. Yatılı okuldaki dolabımda yıllarca asılı kaldı. En sevdiğim kitabımın arasına, en çok sevdiğim sayfaya, özenle koyup, saklamıştım. 15 yıl sonra, ellerinin dokunduğu karta dokunmak, bana çok dokundu. Bin kez daha özledim seni. ''İyiyim babacığım, kendime dikkat ediyorum.'' demek istedim, ama duyamaz ki. |
14-03-2011, 11:25 | #190 |
|
Bir kez daha sevdim seni
Gitmem gerekiyor dediğinde Apaçık ve cesurca söylediğinde Sevgimi hakediyordun ''Biraz zaman ver!'' dediğinde anladım. Dönecektin... Sustum, dinledim. Boşuna harcadığım zamanın yarısını sana versem, ne çıkardı? Verdim. ''Gitmem gerekiyor.'' dedin, gittin. Olsun bakalım, git. Tam yokluğuna alışmışken döneceksin, biliyorum. En iyi bildiğim şeyi yapıyorum. Susuyor, bekliyorum. |
18-03-2011, 16:59 | #191 |
|
Anne, baba sizden tek bir isteğim var
O da sevgi Dünyada tek bir isteğim var O da sevgi... Dileğim gerçekleşti Artık seviyorsunuz beni Çok mutluyum artık Dünyalar benim oldu... Oğlum Yusuf'un ilk şiir denemesi... |
01-04-2011, 11:16 | #192 |
|
Mavi bir leğen vardı bahçede
Kağıttan gemilerim Ne zaman dalsam oynamaya Biri gelir batırırdı... |
20-04-2011, 10:30 | #193 |
|
Kulağıma takılan birkaç nota, uzun bir zaman aralığına sürüklüyor bugünlerde beni. Bir şarkı, güzel bir şarkı deyip geçemiyorum. Geçmiş canlanıyor, toprağa gömülü anılar filizleniyor.
Duruyorum. Düşünüp, kendi kendime delicesine gülümseyip, dalıyorum. İçimde pişmanlığın eserini barındırmadan, yaşayıp gidiyorum öylesine. Nefes alıyorum ama içten bir nefes. İçime çektiğim havanın moleküllerine ayırır gibi. Sever gibi. Saksıdaki bir çiçek bile yüzümü güldürüyor, nedense? Bahçedeki yağmur korkağı papatyaları seyrediyorum. Yapraklarının uçları hafif pembe. 10'lu yaşlardaki gençkızların yanakları gibi. Yaşamın garip oyunlarını sık sık anımsıyorum. Tesadüfleri, karşılaşmaları, içiçe geçmiş halkalar gibi birbirine bağlı günleri ve geceleri seviyorum. Belki ilk kez bir adım, bir adım daha diye kendimi yüreklendiriyorum. Bir dokunuşun neleri değiştirdiğini görebiliyorum. Öylesine işte, düşünceli, anlık, yaşayıp gidiyorum. |
11-05-2011, 11:33 | #194 |
|
Perdemi açıyorum sabah erkenden
Dağların başında sisli şapka, puslu etekleri Pencereyi açıp, havayı kokluyorum Serin ve nemli bir nefes Uyku dolu gözlerimi açmadan Çay makinasını çalıştırıyorum Arkamdan bir ses: ''Günaydın, ne güzel bir gün değil mi?'' Bakıyorum Çayın tadına, sıcaklığına Gülen yüzler, aceleci sorular Günün hengamesi çökmüş, Kahvaltı masasındaki tabağın kenarına Ekmek sıcak İşime 15 dakika kala Farkediyorum ki Bugün gerçekten güzel bir gün.... |
13-06-2011, 16:13 | #195 |
|
Burası Nur'un Merdiveni.
Ve yıllar sonra bugün, kendi soyadımı taşıyorum . Ben Zeliha İlknur Denizer. Güncellenen hayatta, herkes basamaklarda yerini alsın, haydi başlıyoruz. |
13-06-2011, 17:39 | #196 | |||||||||||||||||||||||
|
Anladım ben onu. Hadi bakalım. |
13-06-2011, 17:40 | #197 | |||||||||||||||||||||||
|
Memnun oldum. THS'ye hoşgeldiniz. |
13-06-2011, 18:28 | #198 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Evet.
Ben de memnun oldum. Hoşbuldum. |
13-06-2011, 20:49 | #199 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-06-2011, 20:52 | #200 | |||||||||||||||||||||||
|
Hiç kimsenin kızacağını sanmam Abicim. Çok da mutlu oluruz. |
11-07-2011, 11:01 | #201 |
|
Yeni yıkanmış taş merdiven
Sabahın serinliğinde ıslak Yağ tenekesinden saksıda Her basamakta Arsız sardunya Yüzüne gülen olmaz Bakan geçer Bunlara rağmen Açar da açar Arsız sardunya |
11-07-2011, 14:09 | #202 |
|
Çıkarken dokundum fesleğen
İnerken çarptım domates fidesi Olmasaydı olmazdı İki harika koku da İyi ki merdiven var. |
10-08-2011, 11:30 | #203 |
|
Diş ağrım kadar seviyorum seni
Sevdiğin yemeği yapınca Eski bir fotoğrafta Yarım yamalak düşümde Sızlıyor içim Buz değmiş Ya da yanmış kahveden İşte bu kadar Diş ağrım kadar seviyorum seni Sızlatıyorsun içimi. |
21-09-2011, 14:45 | #204 |
|
Dalmazdım yeni yetmeler gibi hayallere
Düşünmezdim, yazmazdım Anımsamazdım Keşke görmeseydim! Çam ağaçlarının altında Sakin ve sessiz koyda Tek odalı bungalowu Keşke görmeseydim! |
22-09-2011, 11:21 | #205 |
|
10 yıl sonra bayramın ilk günü geldim yanına. İçimde tarifsiz bir boşlukla. Bulamadım seni, aradım. Onlarca hayatın bitişini gördüm. Ve seni. Sağ yanında babaannem, sol yanında hiç görmediğim dedem.
Kim geldiyse bilmem benden önce, üzerin temizlenmiş, diken, ot kalıntısı yok. Güller ve ağacın sulanmıştı. Gözyaşımla suladım taşını. Ne çok özlediğimi anlattım. Kısık sesle anlattım senden sonrayı, sana. Dertleştim, yanıtsız, kocaman bir boşlukla.Yoktun, oradaki nefes almış herkes gibi. Keşke dedim yine, demek istemediğim keşkeleri dedim. Bir kez daha kaybetmiş gibi bir acı vardı ağzımda, ciğerimde, kalbimde. Güneş battı, ben kalktım. İyiyim dedim, iyiyim babacığım. |
21-11-2011, 21:59 | #206 |
|
Çöp dediğim geçmişimi
Daha dün doldurdum Kapattım bir torbaya Dağılmasın, Yırtılmasın diye Uzaklaştırdım bugünüm evimden Yarınım hayallerimden Attım çöp tenekesine Ama engel olamadım Sokak köpeklerine |
19-12-2011, 15:53 | #207 |
|
Birkaç gündür öyle üzgün ve dalgınım ki. Bir arkadaşımın oğlunu cuma sabahı kaybettik. Nereye dönsem ışıl ışıl gözleri, sıcak sevecen bakışları, hayattan zevk alan yaşam dolu gülümsemesi geliyor aklıma.
Ne çok umut bağlamışım iyileşeceği yönünde. Yerlebir oldum. Ben bu kadar üzüldüysem, anne ve babası neler yaşıyor bilmiyorum. Ölüm yaşamın en saf gerçeği, tamam, yine de keşkeler dolu hayatımızda. Hoşçakal Berkay ım... |
19-12-2011, 16:10 | #208 | |||||||||||||||||||||||
|
|
19-12-2011, 16:14 | #209 | |||||||||||||||||||||||
|
Üzüntünüzün içtenlik ve yoğunluğu bilgisayar başında dahi hissediliyor gerçekten... Çok üzüldüm. |
20-12-2011, 10:26 | #210 |
|
Dün öğrendiğime göre THS emektarı Suat Bey in babası, sevgili amcamız da vefat etmiş, cenazesi bugün öğleden sonra Kırklareli Pınarhisar Ataköy de defnedilecekmiş. Hepimizin başı sağolsun.
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |