|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
03-11-2010, 14:10 | #1 |
|
Bilirkişi nereye şikayet edilir?
Bilirkişi raporunda, mahkemenin istemiş olduğu bilginin cevabı mevcut değildir. Gereken itiraz yapılmış olup, mahkeme tarafından değerlendirilmemiştir. Buna istinaden bilirkişiyi şikayet etmek istiyorum. Yekili mercii neresidir?
|
03-11-2010, 14:42 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Şikayet konusu olmaz gibi geldi bana. Mercii yeri için aşağıdaki link yardımcı olacaktır. Kolay Gelsin... |
03-11-2010, 14:46 | #3 |
|
Merhaba,
Bilirkişi delili yardımcı bir delildir ve tümüyle hakimin karar verirken ihtiyaç duyduğu teknik bilgiyi sağlamak amacına hizmet eder. Bu nedenle bilirkişi mütalaasına mutlak bir konum kazandırıarak onu bir yere şikayet etmeniz uygun düşmeyebilir. Yapılması gereken itirazlarınızı ve itirazınızın dikkate alınmayışından doğan itirazınızı dosyaya beyan etmek; temyiz gerekçeleriniz arasına almak olmalıdır bence. Saygılarımla, |
03-11-2010, 15:12 | #4 |
|
Görevini yapmayan bilirkişi hakkındaki işlem
MADDE 71)
Fakat sorunun özüne bakılacak olursa; (benim fikrim) burada şikayet edilmeyi gerektirecek bir durum yok. İtiraz edilmesi en sağlıklısı gibi geliyor bana. Umarım istediğiniz gibi olur sayın meslektaşım. |
03-11-2010, 23:13 | #5 |
|
Merhaba.
Beklentinin Karşılanmamasından Kaynaklanan Bir Kızgınlık Sonucu Degilse ve Olması Gereken Şekil Aynı Konuda Başka Bir Uzman(lar)ca İncelenip Beklenen Sonuca Ulaşılıyor ise; Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına; Bilirkişi'nin Mesleki Deneyiminin Yetersiz Olabileceği ve/veya Söz Konusu Dava Dosyası İle Diğer Dava Dosyalarındaki Raporlarının İncelemeye Alınmasında Kamu Yararı da Olabileceği Gibi Hususlar Talep Edilebilir. İyi Çalışmalar. (*) Nasılsa Uygulamaya Göre Bu da Şikayet Hakkı! |
04-11-2010, 02:16 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
1. Bilirkişi raporunda mahkemenin istemiş olduğu bilginin cevabının olup olmadığına karar verecek merci mahkemedir benim görüşüme göre. 2. Eğer mahkeme istediği cevabı alamadı ise, bilirkişiden eksikliğin tamamlanmasını istemelidir diye düşünüyorum. 3. Mesleğinin gerektirdiği özeni göstererek bir rapor hazırlayan bilirkişiyi şikayet etmenin bir anlamı yok bence. 4. 'Gereken itiraz yapılmış olup, mahkeme tarafından değerlendirilmemiştir.' ifadesinden bilirkişi raporunun mu, yoksa itirazın mı değerlendirilmemiş olduğunu tam olarak çıkaramadım. Mahkeme raporu değerlendirmedi ise, ortada zaten bir problem yok. Yok eğer mahkeme itirazı değerlendirmedi ise, mahkeme ile probleminiz var, bilirkişi ile değil. 5. Tutulan rapor mesleğin gerekli kıldığı uzmanlık ölçülerine uymuyorsa bilirkişinin bağlı olduğu meslek kuruluşuna durumu bildirmekte fayda var bence. 6. Son olanak bilirkişinin taraf tutarak(menfaat karşılığı) ve kasıtlı olarak uzmanlık ölçülerine ters düşen eksik ve yanlış rapor hazırlamasıdır; bu durumda şikayet yeri savcılıktır bence. Saygılarımla |
04-11-2010, 09:49 | #7 | |||||||||||||||||||
|
T.C.K. nun 276.maddesinde gerçeğe aykırı bilirkişilik (veya tercümanlık) suçu düzenlenmiştir.Buna göre;
|
05-04-2011, 13:15 | #8 |
|
Bilirkişi rezaleti her geçen gün artarak devam ediyor, maalesef!
Daha evvelsi gün Bilirkişi Ek Raporunu tebellüğ ettik. Gözleirmize inanamadık! Bilirkişi heyeti, bir hukuk doçenti ve bir Serbest Mali Müşavirden mahkemece re'sen oluşturulmuştu. Heyet ilk raporunu 13 sayfa olarak ayrıntılı ve gerekçeli olarak mahkemeye sunmuş, karşı taraf ek rapor alınması yönünde itiraz etmişti. Mahkeme ise, aynı heyetten itiraza yönelik ek rapor sunmasını istemişti. Muhterem bilirkişi heyeti, ek raporunda ilk kök raporundaki tüm görüşlerini tamamen değiştirip, "sehven" kök raporu hazırladığını ve ek raporla tüm görüşünü geri aldığını belirtip, %100 ters yönde rapor hazırlamış. Ek rapordaki görüş, hukukun tüm kurallarını ayaklar altına alacak kadar absürd durumda. "sehven" 13 sayfa "gerekçeli" hata yapılır mı yahu? Şimdi şikayet etmeyip de ne yapalım? Yazıklar olsun demek yeter mi? |
05-04-2011, 19:50 | #9 |
|
"Kök" rapor ile "ek" rapor arasındaki çelişkiyi gidermek yolunda, aynı kurula "son kanaatiniz nedir" veya "emin misiniz" sorusu yöneltilerek ; hüküm kurmaya yardım edecek, denetime de elverişli "tek" rapor düzenlenmesi istenmeli (diye düşünüyorum) Üstadım.
(Yazıklar olsun demek yetmeyecek yani) |
05-04-2011, 19:54 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Tam 13 sayfa gerekçe yazdıktan sonra "Sehven rapor ettim" diyerek, 180 derece dönen bir heyetin, ek raporu da sehven rapor etmediğini nereden bileceğiz? Kendini bu kadar hoyratça inkar eden bir zihniyetin raporuna nasıl güvenebileceğiz? Bu kişinin hukuk doçentliğini de "sehven" elde etmediğini nasıl anlayacağız? Tuz kokmuş üstadım! resmen kokmuş... Mümkün olsa da her iki raporu buraya aynen birebir ekleyebilsem... Utanç abidesi olarak yıllarca kalsa... |
05-04-2011, 20:58 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Bilirkişi Raporu
Valla Mehmet Bey hem davanızın konusunu hemde bilirkişi raporlarını merak ettik doğrusu |
06-04-2011, 08:47 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Savcılık başvurusuyla çok sonuç alacağıma inandığım için değil, sadece herkesin herşeyi sineye çekmeyeceğini ve hukukun son damlasına kadar mücadele edeceklerini öğrenmeleri ve bir sonraki raporlarını imzalarken 30 saniye fazla düşünmeleri için. Nitekim Savcılık başvurusuyla sonuç alamadım, ama bu başvuruya da eklediğim bilirkişi raporuna itiraz ile esas mahkemede sonuç aldım ve yeni bir heyet ile yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırdım (ve tabii yeni heyet öncekinin tam zıttı şekilde rapor verdi, nedense! ). Benzer bir yolu önerebilirim, zaten başkaca hukuk yolu da kalmamış gözüküyor. O zaman düşünemediğim, şimdi olsa hiç duraksamadan yapacağım bir diğer alternatif yol da, bilirkişilerin altında imzası olan raporun, onların meslek örgütlerine, çalışma arkadaşlarına (mesela hukuk fakültesi öğretim görevlisiyse, asistanlarına, diğer kürsüye, rektörlüğe vs.) -yorumsuz- ulaştırılması. Neticede bir bilirkişi raporu özel veya kişisel nitelikte değildir ve dağıtımı da suç değildir dolayısıyla altlarında imzaları olan resmi ve mesleki bir çalışmalarının mesai arkadaşları tarafından da bilinmesi mutlakaki onları da onurlandıracak ve mutlu edecek bir davranış olacaktır. |
06-04-2011, 09:06 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler. Kuşkusuz rapora itiraz edeceğiz ve bu itirazımızın dikkate alınacağından da eminim. İki ayrı heyetin raporu arasında tenakuz olması halinde bile yeni bir heyet ile çelişkinin giderilmesi aranmaktayken, aynı heyetin taban tabana zıt iki raporu arasındaki rezalet düzeyindeki çelişkinin giderilmemesi için hiç bir sebep yoktur. Canımı sıkan husus ülkemizde hem de mahkeme huzurunda bu şekilde hoyratça sergilenebilen pervasızlığa dairdir. Ziya Paşanın ünlü dizelerindeki gibi; "alemi kör, milleti sersem sanan" anlayış içindir. Savcılık şikayetini kesinlikle biz de düşünüyoruz ve müvekkilimiz ile konuyu görüşeceğiz. İlgili üniversitenin Hukuk fakültesi dekanlığına da dediğiniz gibi iki raporu ekleyip, bilgilendirme amaçlı gönderebiliriz. Bu da güzel bir fikir. Saygılarımla, |
06-04-2011, 13:05 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, Davanın özü şu: Müvekkilimiz bir lisans şirketi ve lisans veren şirketin acentesi. Lisans veren adına lisans alanl ile Sözleşme imzalama yetkisi yok. Lisans alan ile lisans veren arasındaki sözleşmeye de taraf değil. Bu iki firma kendi aralarında sözleşme imzalıyorlar. Müvekkilimiz ile lisans veren firma arasında ayrıca bir acentelik sözleşmesi var. Bu sözleşmeye göre müvekkilimiz acente sıfatıyla lisans alanın lisans verene iletilmek üzere kendisine yapacağı ödemeleri, lisans verene iletecektir. Lisans alanın ödeme yapmaması halinde, müvekkilimizin dava yoluyla talep ve takip etme imkanı olmadığı gibi, bu zararlardan sorumlu tutulamayacağı hususu da acentelik sözleşmesinde açıkça yazılıdır. Hal böyle iken; lisans alan şirket 6 taksit halinde yapacağı ödemelerin ilk beşini ödemiş ve bu tutarlar lisans verene iletilmiştir. Bunlarda bir ihtilaf yok. 6. taksiti ödemediği için bu tutar iletilememiştir. Lisans veren, müvekkilimize dava açıyor ve diyor ki; "lisans alan 6.taksiti ödemedi sen bilgilendirme yükümlülüğünü ihlal ettin, bu nedenle bunu sen ödeyeceksin, ayrıca lisans alanla aramızdaki sözleşmede cezai şart hükmü var, 50.000 Euro, o tutarı da tazminat olarak bana ödeyeceksin!" Dava aynen böyle. Asıl sorumlu olan lisans alanı dava etmeden, dava edip karar aldıktan sonra hukuki yoldan tahsil edilemeyeceğini aciz vesikası ile kanıtlamadan ve haliyle zarar doğmadan, bunu doğrudan rücu etmeye kalkışıyor! Resmen saçmalık. Bilirkişi kök raporda bunun istenemeyeceğini, zararın doğmadığını, doğmuş olsa bile uygun illiyet bağının olmadığını vs. gayet bilimsel şekilde 13 sayfa izah etmiş. Ek raporda ise birden bire sehven rapor yazdım, asıl sorumlusunu dava etmesine gerek yok, talep etmesi yeterli. Talepe ttiği halde ödenmemişse doğrudan acenteye dava açabilir ve haklıdır, diyor. Hem de sözleşmede "lisans alanın ödememesi" halinde acente sorumlu tutulamaz denildiği halde... Akıl alacak bir şey değil ama böyle işte... |
06-04-2011, 16:39 | #15 |
|
HUMK 277 gereği bilirkişi reddi veya 284 gereği yeni seçilecek bilirkişi sorununuza çare olabilir,şikayet konusu olmadığını düşünüyorum,kolay gelsin!
|
05-07-2011, 22:27 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım öncelikle ek raporu gördüğünüzde ki hayal kırıklığını bir avukat olarak çok iyi anlıyorum. Aynı zamanda bir bilirkişi olmam hesabıyla, yaşamış olduğunuz hayal kırıklığını bilirkişi sıfatımla dahi yaşamama sebebiyet veren vakıalar bulunmaktadır. Şöyle ki; zaman zaman da olsa vermiş olduğum kimi raporlardan sonra, tarafların istekleri doğrultusun da başka bir bilirkişiden de rapor alınmaktadır. İşte benzeri bir durumda bir başka bilirkişi raporundan çok basit bir örnek vermek isterim. Örnek kısaca şu, bir dosyaya 14 sayfa rapor ibraz ediyorum ve dosya bir başka bilirkişiye tevdi ediliyor. Diğer bilirkişinin vermiş olduğu rapor 1 tam 1 de yarım sayfa. Şimdi aklıma geldi hatta ikinci raporu veren bir heyet ve rapor sonucu, yanlış hatırlamıyorsam, benim vermiş olduğum raporun tam aksine. Tabii ben de bu ikinci raporu görünce sizin gibi hayal kırıklığına uğruyorum. Şimdi şunu sormak lazım; vermiş olduğum rapor 14 sayfa ve bunun ancak ve ancak yarım sayfası dosyadaki yargıtay kararının yorumu ile ilgili, geri kalan kısmın tamamı rakamlardan oluşan uzunca bir hesaplama, bu durumda ikinci verilen 1 tam 1 yarım sayfalık raporla nasıl bir hesaplama yapılmış olabilir? Bazen kendimle dalga geçiyorum acaba hangi rakamları rüyamda gördüm de bu 14 sayfayı rüyamı anlatır gibi doldurdum. Uzun lafın kısası neticeten derim ki bilirkişi raporunda açıkça acemilik var ise bu bir nebze acemiliğe verilebilir, fakat bilirkişi bilemeyeceğini iddia edemeyeceği hususlarda açıkça yanlış bir bilgi vermişse bunun kesinlikle sorgulanması gereklidir. Mesela yanlış rapor veren bilirkişiden ücret tekrar istenebilir. Bu durumda bilirkişi kendine ve bilgisine çeki düzen verecektir. Bence bilirkişiliği layıkıyla yapmayan birisine rastladığınız da vermiş olduğu raporu çürütmek ve bu bilirkişinin hakim nezdinde itibarını sarsmak verilebilecek en büyük cezadır ki bu durumda kimi hakimlerimiz ilgili bilirkişilere görev vermeme yolunu seçmektedir. Hatta ben bizzat duruşma sırasında bir hakimin şu şu isimli bilirkişiye dosya verilmemesi hususunda kalemin uyarılması şeklinde zabta geçtiğine şahit oldum. Bu durumda bilirkişi yeterince cezalandırılmış olmaktadır. Eğer vermiş olduğu rapor hile hurda dolu ise bunun karşılığı da gelir kaybı olarak bilirkişinin kendisine dönmektedir. Not: İnanın bilirkişi raporunu merak ettim, eğer bana özelden atabilirseniz, inceleyip hem kendi tecrübeme katkı da bulunmak hem de size katkı da bulunmak isterim. Bu arada muhasebe mezunu hesaptan anlayan bilirkişi sıfatıyla bilirkişilik yapıyorum. İyi çalışmalar. |
07-07-2011, 18:50 | #17 |
|
Bilirkişinin verdiği rapor hakkında mahkeme huzurunda sözlü olarak açıklamada bulunmasına, tarafların ve mahkemenin soracağı soruları cevaplandırmasına imkan veren HUMK 283 ve CMK 68 maddelerinin uygulanması büyük ölçüde sorunlara çare olabilecektir.
Saygılarımla... |
07-07-2011, 23:15 | #18 |
|
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU
6100, 12.01.2011 (RG., 04.02.2011, 27836) Bilirkişinin ceza hukuku bakımından durumu MADDE 284- (1) Bilirkişi, Türk Ceza Kanunu anlamında kamu görevlisidir. Bilirkişinin hukuki sorumluluğu MADDE 285- (1) Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. (2) Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder. Kasten gerçeğe aykırı görüş bildiren bilirkişi, TCK.m.276/1 uyarınca “gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçunu işlemiş sayılır ve 1-3 yıl arası hapis ile cezalandırılır. İdarî Yargılama Usulü Kanunu da, bilirkişinin kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesini, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul etmektedir (m.53/1-d) Gerçeğe aykırı görüş bildirme suçu, adliyeye karşı işlenebilen suçlardan olup, doğru olmayanı doğru imiş gibi göstermek veya doğru olanı saptırmak olarak anlaşılmalıdır . Ceza verilebilmesi için, bilirkişi görüşünün hükme etkili olması da gerekli değildir, sadece gerçek dışı görüş bildirmiş olmak yeterlidir. Gerçek dışı görüş bildirme suçu için, bilirkişinin kasıtla hareket etmiş olması, sonuçlarını bilerek ve isteyerek gerçek dışı rapor vermiş olması şarttır. Dikkatsizlik ve ihmal ile ortaya çıkan gerçek dışılık suç sayılmamalıdır . Geniş bilgi için: Yahya DERYAL, Türk Hukukunda Bilirkişilik, 3. Baskı, Ankara 2010, s.412 vd. |
08-07-2011, 10:19 | #19 |
|
Sayın Dikici. Yapılanın sehven yapılan bir hata olmadığını düşünüyorum. Şikayet etmek bu durumda aynı zamanda yükümlülüğünüzde. ya karşı taraf itiraz etmeseydi. ilk rapor doğrultusunda karar çıkacaktı. EK raporun doğru olduğunu varsayalım e yazık değil mi karşı tarafa. Adalete bu kadar ciddiyetsiz yaklaşılması kabul edilemez.
|
08-07-2011, 21:03 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
|
12-09-2012, 08:14 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Mahkemece oluşturulan yeni bilirkişi heyeti, bir hukuk profesörü, bir öğretim görevlisi uzman ve bir Mali Müşavirden oluşuyordu; heyet, karşı tarafın hiçbir alacağının olmadığını savunmamıza uygun şekilde ve yine "kök rapordakine benzer" gerekçelerle, oybirliği ile rapora bağladı. |
12-09-2012, 12:35 | #22 |
|
Madde 276 - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Zannımca, bilirkişi raporu, eğer mahkemece hükme esas alınmışsa, o takdirde bilirkişiye ceza verilebilmektedir. Ne var ki, bilirkişinin dosya münderecatına aykırı ve denetime elverişsiz, bazen de hissi veya yanlı olarak verdiği rapor, hükme esas alınmasa da, buna maruz kalan tarafın derdini anlatabilmek için çektiği çile, maalesef yanına kâr kalmaktadır. Bu sorunun hâlen çözülmüş olduğuna inanamıyorum. Ne bilirkişi ile, ne bilirkişisiz.Düşündürücü. |
02-04-2013, 11:40 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Kesinlikle yetmemeli. Profesör unvanını almış olmakla, dilediği gibi hukuk dersi verebileceğini zanneden Saygıdeğer Hocalar keşke ders kitabı tanımlamalarından sıyrılıp, dava dosyasını okuma zahmetine katlanarak gerçekten bir yol yapmaya çalışsalar. |
02-04-2013, 11:58 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Dava bitti. |
02-04-2013, 12:00 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Genelleme yapmak doğru olmaz, çok değerli hocalarımız var. Somut üç beş olayda maalesef tuhaflıklar yaşanıyor. Onların da mesleklerini tam hazmedemediklerini düşünmek, daha doğru olur. |
02-04-2013, 12:14 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Maddi hasarlı (gözünüzde fantastik bir şey canlanmasın, ihmal edilebilir bir kaç çizik) bir trafik kazası sonucu açılan maddi-manevi tazminat davasında davalı vekiliydim. Mahkeme tarafından atanan "makine mühendisi" bilirkişi raporunda aynen şöyle demişti: "eldeki veriler kazada kimin kusurlu hareket ettiğini açıklamaya yetmemekte ancak ben davacı tarafı daha samimi buldum o yüzden onların lehine yorumluyorum". Makine mühendisi bilirkişi "samimiyet" üzerinden rapor verdi yani. Hemen gidip kendisini Makine Mühendisleri Odası'na şikayet ettim, verdiği raporun bir örneğini de dilekçeye ekledim. Kendisi hakkında disiplin soruşturması açıldı. Ceza verilmedi sanıyorum ama bir miktar canını sıkmış olmak bile insanı rahatlatıyor işin aslı. |
02-04-2013, 12:30 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Geçenlerde şahit oldum, savcı bey, birisine söylüyordu: Bilirkişi şikayetlerinden bunaldığını, yerli yersiz şikayetlerin çok sayıda olduğunu vs. Bir de olayın o boyutu var... Zaten bilirkişiler, zarar doğmadan tazminatla sorumlu tutulmuyor. Suç duyuruları da genellikle takipsizlik kararı ile sonuçlanıyor. Eee, ne anladık bu işten. ) |
03-02-2015, 15:33 | #28 |
|
Dava sırasında işini öğrenen bilirkişi :
Bilirkişi Ön Raporu :Tazminat hesabının yapılabilmesini teminen "net tarım gelirinin" belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle Tarım Kredi Kooperatifince düzenlenen ortak beyannamesinde belirtilen miktardaki tarım arazisinden elde edilen tarım ürününün üretilmesi için yapılan giderlerin belirlenebilmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli belgelerin istenmesi gerekmektedir. Yazışmalar yapılır, net bir sonuç alınamaz 6 ay geçer, ısrarlı talebimize rağmen mahkeme heyete Ziraatçi bilirkişi de eklemez ve dosya tekrar aynı bilirkişiye esas rapor için gider. Bilirkişi Ana Raporu :Müteveffanın vefatı sonucunda ek tarım gelirinin kazanılmasına vesile olan tarım arazileri mirasçı olması nedeniyle davacı eşe kalmıştır. Müteveffanın sağlığında olduğu gibi davacı eşin de ömrünün sonuna kadar söz konusu tarım arazileri vasıtasıyla doğrudan veya dolaylı olarak kazanma imkanı olacağı düşünülmektedir. Bu husus gözönünde bulundurularak müteveffanın söz konusu tarım geliri hesaplamalarda dikkate alınmamıştır. Sinir sistemim devamını yazmaya şimdilik elvermiyor... |
03-02-2015, 17:58 | #29 |
|
HMK m.285 Bilirkişinin hukuki sorumluluğu
(1) Bilirkişinin kasten veya ağır ihmal suretiyle düzenlemiş olduğu gerçeğe aykırı raporun, mahkemece hükme esas alınması sebebiyle zarar görmüş olanlar, bu zararın tazmini için Devlete karşı tazminat davası açabilirler. (2) Devlet, ödediği tazminat için sorumlu bilirkişiye rücu eder. |
24-10-2023, 13:49 | #30 |
|
Bilirkişilik Yönetmeliği
Denetim ve inceleme MADDE 59 – (1) Bilirkişiler, görevleriyle ilgili tutum ve davranışlarının veya hazırladıkları raporların mevzuata uygunluğu bakımından bölge kurulları tarafından resen veya başvuru üzerine denetlenir. (2) Görevlendirmeyi yapan merci, görevlendirdiği bilirkişinin göreviyle ilgili tutum ve davranışlarının veya hazırladığı raporun mevzuata uygun olmadığına ilişkin kanaat edinmesi durumunda, varsa dayanak bilgi ve belgeleri de ekleyerek, bu hususu bölge kuruluna bildirir. (3) Bilirkişi raporlarının özel veya teknik bilgi yönünden içeriğine ilişkin bölge kurullarına başvuru yapılamaz. Denetimin kapsamı MADDE 60 – (1) Bölge kurulları, bilirkişi raporlarının kanun, tüzük, yönetmelik ve genelgelerde gösterilen usul ve esaslara uygun hazırlanıp hazırlanmadığı ile Daire Başkanlığı tarafından belirlenen rehber ilkelerle bağdaşıp bağdaşmadığı hususlarını denetler. (2) Bölge kurulları, bilirkişi raporlarını özel veya teknik bilgi yönünden denetleyemez. (3) Bilirkişi raporlarına ilişkin yargı mercileri tarafından yapılacak denetimler bu Yönetmelik kapsamı dışındadır. İncelemenin usul ve esasları MADDE 61 – (1) Bölge kurulu başkanı, bilirkişilik temel ilkeleri ile etik ilkeleri (Yön.2. Bölüm) ihlal ettiği iddia edilen bilirkişiler hakkında başvuru üzerine veya resen gerekli inceleme ve araştırmayı bizzat yapabileceği gibi bölge kurulu üyelerinden biri vasıtasıyla da yapabilir. Bölge kurulu başkanı veya görevlendirilen üye, bizzat veya istinabe suretiyle delilleri toplar, gerekli gördüğü kimselerin beyanlarını alır ve yapacağı inceleme sonucunda hazırladığı raporu bölge kuruluna sunar. (2) Bilirkişi hakkındaki inceleme, ivedilikle ve her halde başvuru veya resen incelemeye başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır. (3) Bölge kurulu başkanı veya görevlendirilen üye, inceleme sırasında yargı mercilerinden, kamu kurum ve kuruluşlarından, meslek odalarından, özel hukuk tüzel kişilerinden ve gerçek kişilerden inceleme konusuyla ilgili bilgi ve belge talep edebilir. İlgililerce bu talebin yerine getirilmesi zorunludur. Denetim ve inceleme sonucu verilecek kararlar MADDE 62 – (1) Bilirkişi raporlarının özel veya teknik bilgi yönünden içeriğine ilişkin bölge kurullarına yapılan başvurular incelenmeksizin reddedilir. Bu yöndeki başvurular görevlendirmeyi yapan merci ile bilirkişinin bağlı bulunduğu meslek kuruluşu veya görev yaptığı kuruluşlara gönderilir. (2) Bilirkişiler hakkında yapılan denetim sonucunda 48 inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde belirtilen şartlardan birinin gerçekleşmesi hâlinde sicilden ve listeden çıkarma kararı verilir. (3) Bilirkişiler hakkında yapılan denetim sonucunda 48 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde belirtilen hâllerde ihlalin niteliğine göre sicilden ve listeden çıkarma yaptırımı yerine uyarma veya bir yıla kadar geçici süreyle listeden çıkarma yaptırımı uygulanabilir. (4) Bilirkişilik sicili ve listesinde kayıtlı olmayıp da 50 nci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca görevlendirilenler ile listeye kaydolmaktan muaf tutulanlar, temel ilkeler ile etik ilkelere aykırı olarak bilirkişilik faaliyetinde bulunduklarının tespit edilmesi hâlinde, görevlendirmeyi yapan merciin yetki çevresinde bulunan bölge kurulu tarafından resen veya başvuru üzerine denetim ve incelemeye tabi tutularak, bölge kurulu kararı ile bilirkişilik yapmaktan yasaklanabilir. Bu karar, ilan edilmek üzere Daire Başkanlığına bildirilir. (5) Denetim raporu bölge kurulu denetim ve performans kaydına işlenir, bir sureti de Daire Başkanlığına sunulur. (6) Bölge kurulu, yaptığı denetim ve inceleme sonucunda bilirkişi hakkında bu maddenin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları uyarınca verdiği kararları, bilirkişinin görev yaptığı kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ilgili diğer yerlere bildirir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Davalı Yok Tebligat Nereye Yapılacak ? | Av.Ayşegül Çoban | Meslektaşların Soruları | 3 | 23-09-2008 15:56 |
Doktorun Yanlış Tedavisi - Bakanlığa Şikayet- Karşı Şikayet | burcu nas | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 08-02-2007 15:06 |
Nereye Atmaktayız..? | NİLGÜN SEYMEN | Teknoloji ve Bilgisayar | 2 | 28-06-2006 12:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |