|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-05-2010, 23:39 | #1 |
|
Yabanci Ülkede YaŞayan Çİftlerden Bİrİ TÜrkİye'de BoŞanma Davasi AÇabİlİr Mİ?
Her ikisi de uzun yıllar Almanya'da yaşayan eşlerden biri diğer eşin Türkiye'deki son ikametgah adresine göre boşanma davasını Türkiye'de açabilir mi?
Davalı Almanya'da ikamet ettiği halde, davacı davalının son ikametgah adresine göre davayı Türkiye'de açtığı takdirde ilk itiraz yoluyla yetkiye itiraz edilebilir mi? MÖHUK 41. maddeye göre, "Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye’de sâkin değilse Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür." hükmü yeralmaktadır." Buradaki "açılmadığı veya açılamadığı" ibaresi nasıl anlaşılmalı? Davalı Almanya'da ikamet ettiğini ispat ederek yetki itirazında bulunduğunda Mahkeme yetkisizlik kararı verebilir mi? Aksi takdirde kişinin son yerleşim yerine gönderilen tebligat bila ikmal döndüğünde, 35. maddeye göre yeniden tebligat yapılması durumunda davalının dava dilekçesinden ve duruşmadan dahi haberi olmayacaktır. Bu konudaki görüşlerinizi bekliyorum. |
11-05-2010, 00:00 | #2 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
11-05-2010, 15:13 | #3 |
|
Yanıtınız için çok teşekkür ederim sayın Armağan Konyalı.
Ancak kafama takılan bir nokta daha var. Davayı açan şahıs Türk vatandaşı değil. Davalı Türk vatandaşı ve Türkiye'de ikamet etmiyor. 41. maddenin ilk cümlesindeki "Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları..." ibaresi yeralıyor. Yani madde metninden, "Türk vatandaşı olan davacıların kişi hallerine ilişkin davaları mı" yoksa "Türk vatandaşlarına karşı kişi hallerine ilişkin olarak açılan davaları" mı anlamalıyız? |
15-05-2010, 22:58 | #4 |
|
Arkadaşlar bu konuda bilgisi olan yok mu?
Yabancı uyruklu bir şahıs, Türkiye dışında yaşayan Türk eşine karşı Türkiye'deki son ikametgahı mahkemesinde boşanma davası açabilir mi? |
15-05-2010, 23:13 | #5 |
|
Ilk sunu aydinliga kavusturalim anladigim kadariyla alman vatandasti Turkiyede dava acmak istiyor, peki bu kisinin Turkiyede oturma izni var mi? neden davayi Turkiyede acmak istiyor? Kisi daha once Turk vatandasti olup vatandasliktan mi cikmis? Boyleyse pembe karti mavi karti veya Turk soylu belgesi var mi? Bunlari aciklarsaniz sirasiyla devam ederiz.
|
15-05-2010, 23:26 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Almanya'da yaşayan bir Alman vatandaşı(aslen Türk ama Türk vatandaşı değil)Türkiye'de dava açmak istiyor.Eşi Türk asıllı, Türkiye'den bir avukat tutmuş ve kendisi gibi Almanya'da yaşayan eşine Türkiye'deki son ikametgahında dava açıyor. Türkiye'de açma istiyor çünkü dava çetrefil, Almanya'da haksiz çıkma ihtimali çok yüksek. Bu yüzden Türkiye'de açıyor. Kişi hakkındaki diğer bilgileri bilmiyorum. Yani vatandaşlıktan çıkmış mı, çıkmamış mı, hangi kartlara sahip? Sizce bunlar yetki açısından belirleyici mi? |
15-05-2010, 23:36 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Siz neden tereddüt ettiğinizi açıklayın da o konu üzerinde tartışalım. |
16-05-2010, 00:04 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
MÖHUK 41. maddeye göre, "Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması hâlinde ilgilinin sâkin olduğu yer, Türkiye’de sâkin değilse Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür." hükmü yeralmaktadır." Yukardaki kanun metninden Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları açabilecekleri gibi bir anlam çıkıyor. Ayrıca Türkiye'de ikamet etmeyen bir Alman vatandaşının, Türkiye'de ikamet etmeyen bir Türk vatandaşına Türkiye'de dava açması hem usul ekonomisine, hem de boşanma gibi tanıkla ispat edilmesi zorunlu olan ve çocuğun velayetinin verilmesinde bizzat tarafların ya da çocuğun dinlenilmesini gerektiren bir davada, davanın her iki tarafın da ikamet etmediği bir yerde açılması sebebiyle esas yönünden yanlış. Böyle bir hak varsa da, bu hakkın kötüye kullanılması anlamına gelebilir diye düşünüyorum. Kaldı ki, kanun maddesinde "Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları" ibaresi geçiyor. Yani "Türk vatandaşı olmayanların kişi hallerine ilişkin davaları" Türkiye'de açılabilir anlamını çıkaramadım. İşin açıkçası kafam karışık |
16-05-2010, 00:29 | #9 |
|
Kafaniz karismasin, eger 2000 once Alman vatandasligina gecmis ise hala Turk vatandastidir bunu iyicene arastirin bir cok Almanyada yasayan kisiler bunu bilmezler otesine gidelim eger ki sadece Alman ise 5718 sayili kanunun birinci ikinci maddesinin ilk kelimesi, ucuncu fikra ikinci cumler ve dorduncu fikra bir ve ikinci cumleye dikkat edeceksiniz,
Devlet tarafından aile davalarına ilişkin olarak verilen kararların tanınması Alman Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanu-nu’nun (ZPO) 328, 606, 606a sayılı Maddelerine, Almanya’nın taraf olduğu uluslararası sözleşmelere veya iki taraflı milletlerarası antlaşmalara göre düzenlenir. Genel boşanma kararları adı verilen kararların tanınması ise Alman Medeni Kanunu’nun Yürürlüğünü Düzenleyen Kanun’un (EGBGB) 14. Maddesi ile bağlantılı olarak 17. maddesine gore düzenlenir. yani o dava tekrar Almanyada degerlendirilir Alman vatandasti olan taraflara tekrar yazi gonderilir tekrar gozden gecirilir ve tekrar duzeltmeler yapilir ve gerekirse dava ikame edilir yani oyle Almanyada olmadi hadi Turkiyede dava acalim kurtaralim olmaz tabi bu olmaz sadece bilgi vermek istiyorum, 35 e gore turk vatandastina tebligat gonderildiginde 30 gun icerisinde bu tebligati konsolosluktan almaz ise teblig edilmis sayilir, bir cok kisi vay efendim haberim yoktu diyor bal gibide haber var cunku isci pasaportlari olduklari halde konsolosluga daha adres bilgilerini bildirmemisler ki buda sanirim 300 euro civari bir cezasi var yeni degisiklikle birlikte, baska akliniza takilan bir sey var mi? |
16-05-2010, 00:32 | #10 |
|
Bu arada uye imzaniza katilmiyoum
|
16-05-2010, 18:38 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın M.Yusuf, ben "Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, tanımlamasından Türk vatandaşlarının hem davacı hem de davalı olma durumlarını anlıyorum. Türk vatandaşı davalı olsa bile bu onun kişi haline ilişkin bir davasıdır. Bu sebepten bir yabancı ülke vatandaşının, Türkiye'de yaşayan eşine karşı, Türkiye'de boşanma davası açabileceği düşüncesindeyim. Ne Türk hukukunda ne de Alman hukukunda böyle bir dava açılamaz türünden bir hüküm var. Varsa da ben görmedsim. Gören yerini bildirirse memnun olurum. Alman hukuku ve Avrupa Birliğinin (2201/2003) sayı ve tarihli Evlilik yönetmeliği bu türden bir dava açılabileceğini öngörüyor. Zamanında Türk vatandaşı olan ve Alman vatandaşlığına geçmiş bir kişinin(ister çifte vatandaşlık statüsü olsun, isterse sadece Alman vatandaşı olsun farketmez) Türkiye'de yaşayan eşine karşı Türkiye'de boşanma davası açmasının altında yatan düşünce, boşanacağı eşine, Versorgungsausgleich denen evlilik süresi içinde elde edilmiş olan ve boşanma durumunda paylaştırılacak olan emeklilik haklarından pay vermemektir bence. Alman mahkemeleri bu durumda emeklilik sigortası kurumundan bu emeklilik beklentisinin paylaştırılıp mahkemeye bildirilmesini istiyor. Bir Alman vatandaşının Türkiye'de boşanması durumunda Türk mahkemelerininde bu türden bir istemde bulunma hakkı var bence. Not: Nasıl ki her ikisi de yurt dışında yaşayan Tür vatandaşı eşlerden birisi, diğerine karşı Türkiye'de boşanma davası açabiliyorsa, birisi Türk, diğeri yabancı iki eşin boşanma davası açma durumunda da, hem Türk vatandaşı olanın, hem de yabancı ülke vatandaşı olanın Türkiye'de boşanma davası açma hakkı vardır bence. Saygılarımla |
16-05-2010, 19:51 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici, Sanırım mesajımı yeterince dikkatli okuyamamışsınız. "Yabancı biri Türkiye'de yaşamayan Türk eşine dava açabilir mi?" şeklinde bir soru yöneltmiştim. Sizin açıklamalarınız Yabancı birinin Türkiye'de yaşayan eşine yönelik dava açabileceği yönünde. Cevabınızı tekrarlarsanız sevinirim. |
16-05-2010, 20:42 | #13 |
|
Sayın M.Yusuf,
mesajımın en sonunda (Not) kısmında sizin sorunuza direk olarak cevap verirken 'eşlerden her ikisininde Türkiye dışında olması' durumuna da değindim. Yanlış ve eksik anlaşılmaya sebep olacak şekilde ifade edilen Not kısmını başka şekilde ifade edeyim: 1. Türkiye dışında yaşayan Türk vatandaşı eşlerden her ikisi de Türkiye'de boşanma davası açabilir, ve buna dayanarak: 2. Türkiye dışında yaşayan eşlerden hem Türk olanı, hem de yabancı olanı Türkiye'de boşanma davası açabilir, çünkü "Türk vatandaşlarının kişi hâllerine ilişkin davaları, tanımlamasında 'davaları' kavramı hem davacı olmayı hem de davalı olmayı kapsar(benim düşüncem) 3. Benim düşünceme ters düşen herhangi bir yasal düzenleme yok. Sayugılarımla |
16-05-2010, 22:20 | #14 |
|
sayın Gemici,
Kusura bakmayın, sanırım dikkatsiz davranan bendim Yazınızın son paragrafını okumamışım. Ancak yine de yabancı uyruklu birinin, Türkiye'de oturmayan bir Türk vatandaşına dava açmasını hukuk mantığı açısından mantıksız buluyorum. Dava açılan şahıs yurtdışında, davayı açan şahıs davalının yurtdışında olduğunu biliyor.Dava dilekçesi de davacının son ikametgahına tebliğ ediliyor. Tebligat yönünden de bir usulsüzlük var. Davalının yakınları tebligatı almadığında 21. maddeye göre mi tebligat yapılacak, yoksa bila tebliğ iade mi edilecek? Sonuç olarak, Türkiye'de yaşamayan ve Türk olmayan davacı tarafından, Türkiye'de yaşamayan Türk davalıya karşı açılan dava tarafların yokluğunda nasıl görülecek? Tanıkların ve müşterek çocuğun dinlenilmesi gibi durumlar da dikkate alındığında yabancı uyruklu ve Türkiye'de yaşamayan bir şahsın, Türkiye'de yaşamayan eşine dava açması hukuken kabul edilemez. Bu konuda örnek bir karar okuyan, bilen arkadaşlar varsa, yardımlarını bekliyorum. |
17-05-2010, 00:04 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın M.Yusuf, hukuken kabul edilemez dediğiniz durum senelerdir Türkiye dışında yaşayan Türk vatandaşlarının hepsi için söz konusu. Senelerdir yurt dışında yaşamalarına rağmen Türkiye'de bir ikametgahları var. Daha doğrusu var olmak zorunda (NÜFUS HİZMETLERİ KANUNU, Kanun No. 5490) İster Türkiye'de olsun, ister dış ülkelerde olsun, bir Türk resmi dairesine işleri düştüğünde, kendilerinden ilk istenen şey Türkiye'deki ikametgahlarıdır. Ben 35 seneden fazla bir süredir Almanya'dayım. Buna rağmen Türk Konsolosluğuna her gittiğimde Türkiye'deki ikametgahımı soruyorlar. Sizin anlıyacağınız, senelerdir Türkiye'yi görmeyen kişiler Türkiye'de ikamet ediyorlarmış gibi görünüyor. Bu durum sadece Türk makamları için böyle değil, Alman makamları da bundan birkaç sene öncesine kadar oturma müsaadesi için müracaat ettiğinizde, Form dilekçenin Almanyada ne kadar kalmak istiyorsunuz hanesine Almanyada temelli kalmak istiyorum diye yazdığınızda kabul etmiyor ve geçici olarak kalmak istediğinizi yazdırıyorlardı. Almanya'da oturan Alman vatandaşının, yine Almanya'da oturan Türk eşine karşı bu eşin Türkiye'deki ikametgahında açtığı veya açacağı boşanma davasındaki beklentilerini boşa çıkarırsanız, durumun Türk eş için faydaları bile var; Tanıma ve tenfiz işlemlerine gerek kalmaz. Not: Bir önceki mesajınızdaki: Sonuç olarak, Türkiye'de yaşamayan ve Türk olmayan davacı tarafından, Türkiye'de yaşamayan Türk davalıya karşı açılan dava tarafların yokluğunda nasıl görülecek? Tanıkların ve müşterek çocuğun dinlenilmesi gibi durumlar da dikkate alındığında yabancı uyruklu ve Türkiye'de yaşamayan bir şahsın, Türkiye'de yaşamayan eşine dava açması hukuken kabul edilemez. gerekçeniz, senelerdir Türkiye'ye gelmemiş, veya dış ülkelerde doğup büyümüş ve orada evlenmiş, bazı durumlarda Türkiye'yi bile görmemiş, olan ikisi de Türk vatandaşı olan çiftler için de söz konusu. Görmedikleri ve tanımadıkları Türkiye'de boşanmak kendileri için daha hesaplı, tanıma ve tenfiz masraf ve zamanından tasarruf etmiş olurlar. Bir de sizin olayınızda olduğu gibi karşı tarafı oldu bittiye getirmek isteyenler ve getirenler var. Her iki eş yurt dışında oturdukları halde, diğer eşin haberi olmadan Türkiye'de boşanma davası açıp boşananlar bile var. Asıl hukuken kabul edilemez olan durum budur, ama oluyor. Saygılarımla |
17-05-2010, 07:46 | #16 |
|
Asıl olmaması gereken şudur: Hakim re'sen MÖHUK 14.madde gereğince müşterek mutad mesken hukuku olan Alman hukukunu uygulaması gerekirken Türk hukukunu uyguluyor. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Çekİ Kaybeden KeŞİdecİ İptal Davasi AÇabİlİr Mİ | Av.Kemal Camuz | Meslektaşların Soruları | 3 | 28-02-2018 17:04 |
Yabanci Ülkede Kullanilan Kredİ Borcunun TÜrkİyede Takİbİ | edemir | Meslektaşların Soruları | 4 | 27-10-2008 17:23 |
yabancı ülkede yaşayan bir türk vatandaşının yabancı eşinden türkiye'de boşanması | seanlee | Meslektaşların Soruları | 2 | 06-06-2007 09:15 |
Yabanci ilamin Türkiyede taninmasi davasi | justiz | Meslektaşların Soruları | 5 | 15-02-2007 16:41 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |