04-04-2010, 14:21 | #1 |
|
Barolar Tarafsız Olmalı Mı?
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu son iki - üç yıldır belli bir görüş doğrultusunda görüş beyan eden Yargıtay Hakim ve Savcılarına ödül veriyor. Oysa bu kişiler görevlerini ve konumlarını unutup resmen siyaset yapıyorlar. Yargı kurumlarının ve baroların bu derece siyasi görüşlerini açıklamasına ne diyorsunuz? Baronun bu ödülleri Genel Kurulda alınacak kararla vermesi daha uygun değil midir?
|
04-04-2010, 22:26 | #2 |
|
Taraf olma, tarafsız kalma..
Kişiye göre, kuruma göre, duruma göre farklılık arzeden;taraf olmakla itham edilenlerin aksini iddia ettikleri ve asla kabul etmedikleri/ettiremedikleri bir olgudur ülkemizde tarafsızlık.. Bir süre önce bir hakimin "rejim söz konusu ise ve bir tarafında cumhuriyetin temel ilkeleri ve değerleri var ise hakim tarafsız olamaz/kalamaz, cumhuriyetin tarafında, yanında yer alır ve kararını verir; tarafsızlık davanın taraflarının vatandaşlar olması durumunda geçerlidir" sözleri manşetlerde yer bulmuş ve tartışılmıştı. Tarafsızlık kavramı ülkemizde her zaman tartışma konusu oldu ve olacağa benziyor. |
05-04-2010, 23:10 | #3 |
|
"Madem barolar tarafgir olmalıdır, o zaman ben istanbul barosu üyesi olmak istemiyorum, başka bir baroya üye olmak istiyorum, memur sendikalarında işçi sendikalarında nasıl görüşlere göre ayrı ayrı sendikal topluluklar var ve kişiler istediği sendikaya üye olup aidatını ona ödüyor ben de beni temsil etmeyen bir baroya üye olmak ve aidat ödemek istemiyorum, istanbu da başka bao kurulmasına izin verilsin ben de o baroya üye olayım" denildiğinde ne cevap verilir sizce?
Verilecek cvp aslında son derece basit. Yıllardır baro seçimleri adı altında bir oylama yapılıyor ve baro yönetimi görüşler doğrultusunda oluşmuş, tamamen siyasi amaç güden grupların seçime girdiği bir yarışmaya sahne oluyor ve siz de bu oylamaya katılmak zorunda kalıyorsunuz, oy kullanmadığınız da üstüne üstelik bir de para cezasına çarptırılıyorsunuz, Allah aşkına hangi taraftan bahsediyorsunuz? Rüzgar estikçe esiyor, kah bu taraftan kah o taraftan.... |
06-04-2010, 14:17 | #4 |
|
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın taraf olduğu tüm konularda Bu anayasal kurumların hepsi de kurum olarak bu konularda taraf olmak zorundadır.
|
06-04-2010, 18:58 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Anayasanın hangi konuda hangi notada ne şekilde taraf olduğunu söylerseniz aydınlanmış oluruz. |
06-04-2010, 21:32 | #6 |
|
Ödüllerin verilmesine karar veren yönetim kurulunu da genel kurulun seçtiğini unutmamamız gerekmekte...Genel Kurul ;aday olan yönetim kurulu üyelerinin mesleki ve siyasi görüşlerini bilerek seçim yapmaktadır.Mercury meslektaşıma şunu hatırlatırım ki seçimlerde aday olma özgürlüğü vardır.Kendisi hiçbir siyasi görüş taşımadığını bellirterek aday olabilir.Genel Kurul uygun görürse seçer.
|
07-04-2010, 10:56 | #7 |
|
Galiba Hukuk'u, Hukuk'a güvenerek yaşayamayacağım.
Daha yolun başındayım, hukuk-çu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğimi düşünüyorum; Ve bir kez daha görüyorum ki YANILIYORUM!... Hukuk, gözü bağlı THEMİS'i sadece temsili olarak kullanıyor, aslında ülkemizde Hukuk gözlerini dört açmış, siyasete bulaşmış, en kötü dönemini yaşıyor, bu durumu düzeltmek mi? aynı soruyu kendime sorduğumda içimden bir gülümseme geldi, neyle kiminle nasıl... Çok mu imkansız bilmiyorum ama gençlerin içini öyle kararttı ki bu siyasiler, kendilerini Hukukun Efendileri görenler, Yargı bizden taraf diyenler, Yargı bize düşman diyenler, en önemlisi en utanç vericisi Hukukçu olduğunu unutanlar; maalesef geleceğe umutla bakamıyoruz, ilerisi karanlık bir yol, bu yol ilerledikçe daha da sarpa sarıyor; Nihayet, hukuk hukuk olmaktan çıkıyor. Umarım ben yanlış düşünüyorumdur, umarım böyle olmaz, umarım birileri hukukun sadece Adalete taraf olduğunu, özgürlüklere taraf olduğunu, Cumhuriyete taraf olduğunu, Siyasetle hiç mi hiç ilgisi olmadığını hatırlar... |
07-04-2010, 16:25 | #8 |
|
Taraf olmakla, yasalara uymak karıştırılmamalıdır diye düşünüyorum.
Taraf olmaktan kasıt, siyaset yapmak ise Baroların veya başka bir mesleki teşekkülün siyaset yapması asla kabul edilemez. Taraf olmak yasalara uymak manasında ise, evet hukuka taraf olunmalıdır. Bu siyaset, (a) ideolojisi yönünden de olsa (b) ideolojisi yönünden de olsa kesinlikle yanlıştır. Hiç tasvip etmiyorum. |
07-04-2010, 17:33 | #9 |
|
Sayın mercury'in düşüncesini okuduğumda bana da makul geldi.Ben İstanbul Barosu üyesi değilim, ama bu bile beni rahatsız etti. Ödül verilen kişi ödülü almak için ne yapmıştır gerçekten.Lütfen bu işleri bu kadar sulandırmayalım. Evet barolar siyaset yapacak ise eğer, bende fikrimin temsil edildiği bir baronun üyesi olmak isterim. Benim fikrimi temsil etmeyen, bir siyasi parti gibi hareket eden bir baronun üyesi olmak istemem. Ama görüyoruz ki bazı barolar bi siyasi parti gibi veya tamamen bi siyasi partinin güdümünde hareket ediyorlar. Sayın mercury'nin dile getirdiği gibi o zaman avukatları temsil eden bir tek baro yerine, diğer siyasi fikirleri de temsil eden barolar olmalı pek ala. Katılıyorum fikirlerinize. Saygılarımla.
|
07-04-2010, 17:50 | #10 |
|
* THS sayfalarına yazı yazacağımız zaman karşılaştığımız harika bir uyarı var[Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!].
Bence Baroların giriş kapılarına büyük puntolarla yazılmalı bu yazı. Tıpkı adliye duvarlarında asılı duran "ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR" sözü gibi. |
07-04-2010, 18:27 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Destekliyorum. İstanbul Barosu üyesi olmaktan onur duyuyorum. Tarafsız olmaktan kasıt nedir ? Sus pus bir baro mu tarafsız olur ? İstanbul Barosu'nun verdiği bu ödül, kimi, niye rahatsız ediyor ? |
08-04-2010, 11:14 | #12 |
|
Sevgili Noyan meslektaşım Türkiye Genel seçimlerinde oy kullandığı parti iktidara gelmeyince vatandaşlıktan da ayrılmak istiyor mu? Oy verdiğim partinin iktidarda olduğu ülke vatandaşı olmak isterim deme imkanı var mı? Değerli meslektaşlar tabii Barolar ülke sorunları konusunda görüş belirtecekler ; tavır koyacaklardır. Üstelik ülkemizde yapılanlar hukuk alanında ki hukuksuzluklardır. Bu konuda Baroların tavır göstermesi kadar doğal ne olabilir... Görüş belirtmelerine saygı duymakla beraber Manifaturacılar odası mı Hukuk alanında yapılanlara tavır gösterecek ? Unutmayalım taraf olmayan bertaraf olur. Bu arada yönetimin görüşünden memnun olmayanlar kendi görüşlerini açıklarlar ; meslektaşlara kendılerini anlatırlar. Seçimlerle yönetime gelmeye çalışırlar...
|
08-04-2010, 13:25 | #13 |
|
Bir tarafta sayın av. araf’ın da vurguladığı gibi sitenin “siyaset” konusuna girmeme uyarısı var, diğer tarafta ise sayın Av. HAKANTEM’İN siyaset konusuna girmeden tartışılamayacak “barolar taraf olmalı ?” şekildeki sorusu var. Bir de gelişen toplumsal olay ve olgular karşısında baroların ve özellikle de İstanbul Barosu’nun eylem ve söylemleri var. Bu eylem ve söylemler toplumda bir kesimin duygularına tercüman olup, hatta politikalarına güç ve destek verirken, karşıt görüşte bulunan kesimlerin “cuntacı baro” “darbeci baro ” eleştirileri ile karşılaşıyor.
Barolar tarafsız mı olmalı? sorusuna dönersek; bütün toplumsal kesimlerin (bu arada yüksek yargı organlarının, Başsavcıların bile ) kartlarını çok açık oynadığı bir oyunda baroların (veya diğer mesleki örgütlenmelerin ) tarafsız kalması düşünülebilir mi? Özellikle de tartışmalar hukuk alanı ile ilgili olunca tarafsız kalmak mümkün değildir.Tam tersi kalmamalıdır da. Tarafsız kalmayacağına ve kalmaması gerektiğine göre neyin tarafında olmalıdır? Hukukun, hakların ve özgürlüklerin geliştirilmesinin tarafında olmalıdır.Baskıcı dönem özlemlerinin ve girişimlerinin önlenmesinin, bu dönemin yasalarının değiştirilmesinin yanında olmalıdır. “Suç”un yanında değil karşısında olmalıdır.(Site kurallarına duyduğum saygıdan dolayı daha fazla yazamıyorum). Saygılarımla. |
08-04-2010, 13:47 | #14 |
|
Barolar ve T.B.B. yasa gereği taraflıdırlar. Bu görüşümü ve gerekçelerini daha önce şu adreste yazmıştım: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...1&postcount=62
|
08-04-2010, 13:58 | #15 |
|
Sayın Güvençalan;
Sizin mantığınıza göre herhangi bir birim,ülke veya kurumda seçimi kazanan iktidara gelen istediği tasarrufta bulunabilir. Acaba demokrasi bumudur. Bazı siyasiler şu an ki iktidar partisinin tek başına seçimi kazanmasına rağmen iktidar olarak her istediğini yapamayacağını çok yerinde olarak belirtiyor. Peki Baro seçimlerinde genelin %5o si oranında bile oy alamamasına rağmen yönetimi ele geçirenin her istediğini yapmak hakkını kabul ediyoruz. Ben şahsen istanbul barosu üyesi olarak baronun ödülü hasrettiği kişiyi de ödülü verdiği kişiyide kabul etmiyorum. Bu konuda istanbul barosunda bir anket ya da oylama yapsanız çoğunluğunda bu doğrultuda oy kullanacağından eminim. Bu durumda baro yönetiminin kararının hukuk ve demokrasiye uygun olduğu savunulabilirmi. Seçimi kazanmak ayrı bir şeydir. Belirli konularda mutabakat ise çok farklıdır. |
08-04-2010, 19:49 | #16 |
|
Sayın Av.Neslihan,
Sabih Kanadoğlu, Ö.F.Eminağaoğlu ve Kadir Özbek'ten başka hukuka hizmeti geçen, emeği geçen hukukçu yok mu ülkede? Ne yapmışlar da bu ödülü alıyorlar? Rahatsızlık burda işte. |
08-04-2010, 21:28 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Elbette ki çok sayıda değerli hukukçu var. Aslında bence İstanbul Barosunun alışılmışın dışına çıkması gerekir. Şöyle bir şey yapsalar kim karşı çıkabilir?: Türk Hukuk Camiasına tartışılmaz katkı sunan; 1.) Türk Hukuk Sitesine 2.) Adalet.org sitesine 2011 yılı için ödül vermesini teklif edelim diyorum. Son 10 yılda Türk Hukukuna ve hukukçularının hemen tümüne ciddi ve belki de en somut katkı sunan bu iki site ve kurucularıdır. (Düşüncesindeyim) |
08-04-2010, 22:32 | #18 |
|
İstanbul Barosu'nun 2005 yılında adına ödül vermeyi kararlaştırdığı Mahmut Esat Bozkurt kimdir?
Meraklısı için: Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları vardır, hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Bütün cihan bunu böyle bilsin. Zamanımızın bir Alman tarihçisi, gerek nasyonal sosyalizmin ve gerek faşizmin, Mustafa Kemal rejiminin az çok değiştirilmiş birer şeklinden başka bir şey olmadıklarını söylüyor. Çok doğrudur. Çok doğru bir görüştür. Kemalizm otoriter bir demokrasidir ki kökleri halktadır. Türk milleti bir piramide benzer. Tabanı halk, tepesi yine halktan gelen baştır ki, bizde buna şef denir. Şef otoritesini yine halktan alır. Demokrasi de bundan başka bir şey değildir. Türk devleti işlerini Türklerden başkasına vermeyelim. Türk devleti işlerinin başına öz Türklerden başkası geçmemelidir. Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir. Ariler medeniyet kurucularıdır. İdealistlik o kuvvettir ki, Arilerin üstünlüğünü gösterir. Yahudi, Ariliğin en belirli bir zıddıdır. Yahudiler göçebe değil asalaktır. Bu sözlerin sahibi adına verilecek bir ödülü almaya taraftar hukukçu var mı sitede ? |
09-04-2010, 10:46 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın gürsan, Bu sözlerin o kişiye ait olduğunu gösteren bir geçerli dayanak var mıdır? Böyle bir şeyin gerçek olmasını tahayyül bile etmek istemiyorum. |
09-04-2010, 10:59 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
18 Eylül 1930'da kendisi tarafından uzun bir konuşmada söylenmiş sözlerdir. !9 Eylül 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmıştır. Not: Gazeteyi görmedim, bir öğretim görevlisi arkadaşımın verdiği bilgidir. |
09-04-2010, 11:22 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben de merak ettim ,ufak bi araştırma yaptım internet üzerinden bir kaç bilgi var ancak ne kadar doğru bilinmez tabiki.Bir arşive gidip o günki gazetelere bakmak gerek http://tr.wikipedia.org/wiki/Mahmut_Esat_Bozkurt http://www.angelfire.com/rnb/atadiyar/ata1cd.html http://www.supermeydan.net/forum/for...read52476.html |
09-04-2010, 13:28 | #22 |
|
Benim anlayamadığım husus Mahmut Esat Bozkurt'un yazdığı;
Lotus Davasında Türkiye-Fransa Müdafaaları (1927) Türk İhtilalinde Vatan Müdafaası (1934) Türk Köylü ve İşçilerinin Hakları (1939) Devletlerarası Hak (1940) Atatürk İhtilali (1940) Aksak Timur'un Devlet Politikası (1943) isimli kitaplarda neden bu yönde bir fikir yok da, ona atfen yer verilen başka kaynaklarda var... Bir kişi bu kadar uç ve iddialı sözleri sarf edebiliyorsa bence bunu en iyi ve tesirli biçimde kendi kitaplarında dile getirirdi. Niye başkasına nakletmek gereği duysun? Baksanıza 5-6 tane kitap da yazmış zaten. İlginç tabi ki... Ben böyle bir görüş dile getirdiğine inanmak istemiyorum. Umarım gerçek değildir. Gerçekse eğer büyük bir skandal olur, İstanbul Barosunun ödülü... Hem Baro için hem de ödülün layık görüldüğü kişi için. |
09-04-2010, 13:44 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-04-2010, 14:16 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstad bence kitapları okumaya gerek yok. Baksanıza kitaplarında öyle bir görüş olsaydı eminim ki kitaba atıf yapılır, "gazetelerde çıktığı söylenen dolaylı görüşü"ne vurgu yapılmazdı. |
09-04-2010, 14:31 | #25 |
|
Sayın Av.Mehmet Saim Dikici,
İstanbul Barosu'nun konuya ilişkin basın açıklamasında bu sözler, şu şekilde savunulmakta: "Bozkurt Türk ve Türk halkı tanımını Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümünü kapsayıcı anlamda kullanmaktadır". "kabına sığmaz devrimcinin cımbızlanan, söylendiği dönemin koşulları görmezden gelinen, bambaşka anlamlar yüklenerek çarpıtılan bazı sözleri" olarak değerlendirilmektedir. Okuduğumuzu galiba anlayamıyoruz. Hadi diyelim ki "Türk" tanımını "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları" olarak ifade edilmiş olarak anlayalım. Yahudi tanımını nasıl anlamalıyız? Belirtilen sözlerin "cımbızlandığı" ileri sürülmekte.Her ne olursa olsun yukarıdaki cümleleri konuşmasının bir yerinde yer veren kişi için "nazist" denmesi yanlış mıdır? |
09-04-2010, 14:45 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın gursan, Açıkçası ben, böylesine kabul edilemez sözleri Mahmut Esat Bozkurt gibi bir hukukçunun ifade edebilmiş olabileceğine inanmak istemiyorum. Bu sözlerin ne o dönemde ne de bugün savunulabilir bir yanı yoktur. Umarım kaynak yanlıştır. |
09-04-2010, 14:51 | #27 | |||||||||||||||||||||||
|
Kitap okumaya üşenen bir millet olduğumuz için az çok herkes gazete okuyor diye düşünülmüş de olabilir http://www.radikal.com.tr/ek_haber.p...2&haberno=5542 |
09-04-2010, 14:53 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Kitaplarını okumadığım için, ilgili konuda araştırma yapan güvendiğim bir uzman görüşü doğrultusunda "gazetelerde çıktığı söylenen" olarak nitelediğiniz bilgiyi vermeye çalışmıştım. Siz inanmayabilirsiniz elbette, lakin ben şahsen izninizle inanıyorum. Bir de takdir edersiniz ki, bir insanın, hele ki bir politikacının tüm görüşleri, yazdığı kitaplardakilerle sınırlı değildir. Hitler'in nutukları, Kavgam'ın çok ötesindedir. |
09-04-2010, 14:58 | #29 |
|
Sayın Av.M.S.Dikici inanmıyorum demiyor ki "İNANMAK İSTEMİYORUM " diyor
|
09-04-2010, 15:15 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
barolar niçin var | duha | Hukuk Sohbetleri | 16 | 29-10-2008 15:43 |
Barolar pasif midir? | yüksek adalet | Hukuk Lisans Eğitimi | 4 | 16-10-2008 21:48 |
Tarafsız yargılama isteyen avukata dava | carnerion | Hukuk Haberleri | 2 | 30-01-2008 00:23 |
Tarafsız Kesinleşmiş Karar!!! | melekis | Meslektaşların Soruları | 7 | 18-02-2007 22:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |