Bir Avukat Arıyorum

Yeni çıkan medeni kanun ve aile hukukundaki gelişmelerle ülkemizdeki avukatlık sisteminin de bazı yeniliklere girmesi gerektiğini düşünüyorum..

Bunu bu foruma yazılan son üç konu ile pekiştirerek biraz açmaya çalışayım.

Bu forumdaki 3 farklı kişi.

Biri bayan. Boşanmayı düşünüyor. Nereye danışması gerektiğini bilmiyor. Bir arayış içinde. Ama boşanmaya da tam karar vermiş değil. Bir danışman bulmaya çalışıyor.

ikinci örnek bir bay. eşi çocuğunu alıp gitmiş. Ayrılar ama henüz boşanmamış. davaya vakit var. Ancak içi kıpır kıpır. Tam anlamıyla net cevaplar alamadığı için feryat ediyor..

üçüncü de ben. Boşanalı 3 yıl olmuş. her türlü hukuksal yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia eden ancak çocuğuna bir türlü ulaşamayan ve hakkının gaspedildiğini öne süren. Gerekli cevapları bulamayan. Bunun için alıp medeni kanunu falan ezberleyen. avukatlığa bürünen..

Peki Avukat, hakim arkadaşlar..

bizler gibi binlerce örnek var. herkes ne yapacağını bilemiyor ama danışacak kimse yok. Öyle rastgele de avukata gidilmez ki. Kulaktan duyma, tavsiyeyle hareket ediyoruz.

Olayları biraz daha yapıcı yönüyle ele alan, yerine göre psikolog gibi çalışan, yada avukatlığın ve psikolojinin aynı büro içinde olduğu önce danışılan, sonra gerekli görülürse hukuksal işlemlerin aynı yerden yapılacağı bir hizmet olsa..

Amacın önce evliliği kurtarmak, gerekiyorsa psikolojik bir tedavi ve telkine yöneltmek olduğu..Eşlerin beraber gidebilecekleri ilk danışmanlık bürosu olsa.

Hatta boşanma davası açılmadan önce bu tip bir danışma hizmeti alma zorululuğu olsa. iki kişi aynı anda o odada derdini anlatsa..Hakim önünde değil. Psikolojik bir iki seans zorunluluğu olsa.. Bunu almadan boşanma davası bile açamasa. Ve burdaki raporlar bu davada geçerli olsa. Çocukları arada bırakmadan, onları sefil etmeden, iki tarafı da mantıklı olarak yola getirse. Birçok evlilik o odada bile kurtulabilir.. En azından bu kadar büyük anlaşmazlıklar çıkmaz.

Hatta avrupada olduğu gibi evleneceklerin önce bir danışmana gitmesi gibi. (orda nasıl evlenecekleri rahip karşılarına alıp dinliyor, ona göre karar veriyorsa).. Medeni kanunun belli hükümleri onlara anlatılsa. Evleniyorsunuz ama bakın böyle bir anlaşmaya imza atıyorsunuz dense.

Hem psikologlar kazanır. Hem avukatlar kazanır. Hem aileler kazanır. Hem en önemlisi çocuklar kazanır.

Evlenen evlenir.. Ayrılacaksa ayrılırlar. Ama nedir bu husumet.. Ya kaçırıyor ya kaçırılıyor.. millet sağa sola saldırıyor. Çocuğun bir kolunda annesi bir kolunda babası çekiştirip duruyor.... Eee bu çocuk öldü zaten bitti o an.. Hayatı boyunca taşıyacağı izleri aldı o yaşta..

Kızımı almak kolay belki elimdeki kanıtlarla. Ama onu böyle bir ortamda bulundurmaya korkuyorum. KORKUYORUM.. Anlıyor musunuz ? Kızıma zarar vermekten korkuyorum. Böyle bir şeyi yaşamak, yaşatmak istemiyorum.. Bu nedenledir ki haklarımı bile savunamıyorum..

Ben bir avukat arıyorum. Vekalet vermeye de hazırım. işi güzellikle, korkutmadan, kaçırmadan, çocuğu çekiştirmeden, zorlamadan ikna yoluyla, annesiyle de konuşarak ortak bir rıza oluşturarak ve mahkeme kararıyla velayeti alacak, çocuğun geleceğini düşünerek, sadece iş için değil, allah rızası için de yapacak bir avukat arkadaş arıyorum. "söyledikleriniz ışığında, kanıtlarla ve şahitlerle şu süre içinde şunları yaparım, şunları yapamam diyen, faturayı baştan çıkartıp ve sonunda da verdiği söze sadık kalacak, söylediklerini yapacak ve ücretini alacak" Sonradan şöyle oldu, böyle oldu diyip mazeretler sunmayacak, işim vardı, hastaydım, yetişemedim, ah unnutmuşum demiyecek, HATTA KONUYU İNCELEYİP, ARAŞTIRIP "YOK AKADAŞ SEN BU KONUDA HAKSIZSIN BEN BU DAVAYI ALMAM." diyecek 1 avukat arıyorum..

Hatta sadece bir avukat da yetmiyor. Bir psikolog da arıyorum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum. Kızımı alsam bir dert.. almasam bir dert.. Orda bıraksam, ne haliniz varsa görün desem. yazık..Böyle birşeyi de yapamam.. Almaya kalksam elinden tutup getirebileceğim bir durumda da değil ki..

Kanunlar açık belki. Ama en önemlisi HAKİMİN taktir hakkı. Kanun ezberlemekle olmuyor ki bu iş. Mahkemede nasıl oluyor..? Benim gördüğüm hiçbir avukat hakimle benimle konuştuğu gibi konuşmadı. Hakim izin vermedi çünkü. kestirip attı.

Bunun bir yolu yordamı, insancası, medenicesi yok mudur arkadaşlar.

Ya da var da biz mi bilmiyoruz.. ?

saygılar...

Alıntı: "söyledikleriniz ışığında, kanıtlarla ve şahitlerle şu süre içinde şunları yaparım, şunları yapamam diyen, faturayı baştan çıkartıp ve sonunda da verdiği söze sadık kalacak, söylediklerini yapacak ve ücretini alacak"

Bir boyacı size ben bu evi 10 günde boyarım diyebilir, boyayamazsa onu bu sözünden dolayı suçlayabilirsiniz.

Bir mimar size ben bu projeyi 10 günde çizerim diyebilir, aynı durum geçerlidir.

Ancak bir avukat ben çocuğunuz velayetini alırım diyemez, dememelidir, velayet konusunda son kararı avukat değil, hakim verir. Avukat en fazla sizin anlatıklarınızı hukuk bilgisi ile yorumlayarak bir tahmin yapabilir ve şansınızın kuvvetli olup olmadığını değerlendirebilir, bundan fazlasını vaad eden avukat değil, medyum olmalıdır.

Zira:
* Son kararı verecek olan avukat değildir, hakimdir.
* Her hikayenin 2 yanı vardır. Avukat sizin yanınızı dinler, hakim 2 yanı da. Karşı tarafın hikayesi çoğu zaman sizinkini çürütür.
* Hukuk matematik değildir, her durumda aynı sonucu vermez. En açık seçik görülen durumlarda bile beklenmedik olaylar olabilir ya da en basitinden hakim yanlış karar verebilir.

Dolayısıyla eğer bir avukatın size bir davada %100 garanti vermesini bekliyorsanız yanlış yoldasınız. Eğer böyle bir avukata vekalet verdiyseniz daha da yanlış yoldasınız.

Sizin vekalet veren olarak sorumluğunuz sizin için yasalar çerçevesinden elinden geleni yapacağına inandığınız bir avukata vekalet vermektir. Daha sonra da avukatınızın elinden geleni suçlamak yerine, adaletin bu kararı gerektirdiğini kabul etmektir.

Her davayı çoğu kez bir taraf kazanır, bir taraf kaybeder. Bazı davaları gerçekte her iki taraf da kaybeder. Ama ben daha her iki tarafın da kazandığı ve sonuçtan memnun kaldığı bir dava görmedim. Sonuçtan memnun kalmayanın avukatı, hakimi, kanunları, adaleti suçlamadığı örneğe rastlamak da pek güç. Belki Japonya'da oluyordur bilmiyorum. Türkiye'de olmadığını biliyorum..

Sayın Kuzey,

Siz mantikli bir insana benziyorsunuz, kendi durumunuzla ilgili olarak da oncelikle psikoterapistlik adi altinda danismanlik hizmeti gereksiniminizi sunuyorsunuz. Oncelikle bu gereklilige isaret ettiginiz icin sizi tebrik etmek isterim.

Ama bunu biz avukatlardan istemeniz dolayisiyla biz avukatlar da ayrica muvekkillerimizden ''psikoterapist ucreti talep etmeli miyiz artik acaba'' noktasina gelmis durumdayiz. Bir avukat sadece avukattir, ama uygulamada ahbap, arkadas, dost, dert ortgi, psikolog, medyum, sihirbaz vs. vs. asil isimizden baska bir insanin (vekaleti mevcut tum insanlarin) her turlu arayisina cevap verebilecek, birer jeton atip dugmesine bastiginizda o gunluk ruh halinize göre size her turlu yaniti verecek robotlar oldugumuz yanilgisi mevcut.

Burada olsa iyi olmaz mıydı dediginiz danismanlik hizmetleri bugun Turkiye'de de var ve adı AİLE TERAPİSTLİGİ. Avukata gitmeden once bir aile terapistine ister tek basiniza, ister esiniz ve ister diger aile fertlerinizle birlikte gitmeniz mumkun..evlilik iliskinizi sonlandirip sonlandirmayacaginiza, velayetin kime birakilmasinin sizler ve cocugunuz acisindan daha saglikli olacagina dair kararlari bu surecte verebilirsiniz. Ve nihayetinde aydinlanmis, selametli ve kararli bir ruh haliyle salt hukuksal yardimlariniz için avukata basvurmaniz hem isin dogasina hem de bizlerin ruh sagligina hem de size cok daha olumlu bir katki yapacaktir inancindayim.

Saygilarimla

Sayın Admin ve Sayın Av. Sehper

ikinizin de işaret ettiği noktalara tamamen katılıyorum. Tabiki bir avukat dava başlamadan sonucu söyleyemez çünkü karşı tarafın da kendine göre haklı sebebleri var. İkincisi tabiki bütün bu hizmetleri günlük prosüdürlerle kendi işleriyle ve hayatıyla uğraşırken yapamaz.

Ama benim burda bahsettiğim daha çok sistemdeki sorunlar. Boşanmak isteyen alıp başını gidiyor. Ben aile hukukunda davalı ve davacıyı DAVA AÇMADAN ÖNCE bir masa karşısında oturtacak bir yöntemden bahsediyorum daha çok. Bir psikoterapist gözetiminde tamamen yargıdan ayrı ancak raporların davada geçerli olabileceği bir sistem... Ve bu rapor, oturum yapılmadan dava açılamaz ibaresi..

Efendim orda kavga ederler , birbirlerine girerler.. Hiç birşey olmaz.. Bir polis o odada otursun kimse birbirinin üzerine atlamaz. Bunu da yaparsa olduğu gibi davaya yansıyacak sonuçları, kendi bilir.. En güzel ve yasal şahit, kanıt..

Ayrıca size şöyle bir soru sorayım. Bu mesleğin içinde olan kişiler olarak.. Bu sistemden siz memnun musunuz ??

Sizler müvekkillerinizi bir psikoterapiste yönlendiriyor musunuz ? Böyle bir tavsiyede bulunuyor musunuz ? Tabiki siz yapıyor olabilirsiniz. "Siz" den kastım bir şahıs yada bir grup değil. Genel olarak konuşuyorum.

Yoksa bütün bu saydıklarımı tek bir avukat yapamaz. Ama aynı büro içinde bile böyle bir uzmanla çalışabilirsiniz..

Aslına bakarsanız bu ülkede yaşama becerisi gösteren herkesin ama herkesin gerçekten bir psikoterapiste ihtiyacı var. Yolda yürürken bile insanların gözünün içine bakıyorum. Her an biri cinayet işleyecekmiş gibi geliyor..

Sayın Kuzey,

Sizin öngördüğünüz sistem henüz Türkiye'de uygulanmaya başlanmadı. Yakın bir gelecekte de uygulanması pek mümkün görünmüyor. Amerika'da sizin isteklerinize denk düşen, mahkemedeki yargılamadan farklı bir prosedür ile uyuşmazlıkları çözmek için getirilmiş bir sistem var. Uzlaşma ve arabuluculuk olarak adlandırabilecek sistemler mevcut. Genelde medeni hukuk uyuşmazlıkları için geçerli olan bu sistem aile hukuku uyuşmazlıkları için de yaygın olarak uygulanmakta.

Bİr uyuşmazlığın bu şekilde çözülmesine taraflar karar verebileceği gibi mahkemenin aldığı karar neticesinde de bu yola başvurulabiliyor. Yani mahkeme uyuşmazlığın bir arabulucu tarafından görülmesine karar verebiliyor. Bu sistemin amacı mahkemelerin yükünü azaltmak olduğu kadar uyuşmazlığın daha çabuk ve daha ucuz bir yolla sona erdirmektir.

En önemli faydalarından biri ise herhangi bir aracıya gerek duymaksızın tarafların sorunlarını dile getirebilmesidir. Bu sistemde arabulucunun rolü tarafların birbirlerini daha iyi anlayıp bu şekilde bir sonuca varmalarını sağlamaktır diyebiliriz. Ancak boşanmadan doğan ve bir çocuğun dahil olduğu ihtilaflarda durum biraz farklıdır. Burada arabulucu çocuğun menfaatlerini en uygun kararı vermekle görevlidir. Bunu belirlerken de bir çocuk psikoloğundan yardım alınabilmektedir. Ana-babaya benzer bir yardım yapılması söz konusu değildir.

Bu sistemde arabulucunun taraflardan herhangi birine psikoterapi tavsiyesinde bulunmasına bir engel bulunmamakla birlikte bu ancak uyuşmazlığın bünyesi elverdiği ölçüde söz konusu olabilecektir.

Türkiye'de bir avukatın müvekkilini bir psikoterapiste yönlendirmesini gerekli görmüyorum. Avukatın yapması gereken adaletin sağlanmasına hizmet etmektir. Bu hizmet gerektirdiği ölçüde kendisinden bu şekilde bir yönlendirme beklenebilir. Her halde söz konusu davranış faydalıdır, ancak işini iyi yaptığı sürece görevi dışındaki bir harekette bulunmaması bir eksiklik olarak kabul edilmemelidir. Büroda bir psikoterapistle çalışmak faydalı olabilecekse de avukatlık hizmetini daha pahalı yapacaktır. Bu ise terapiye asıl ihtiyacı olan kesimin bundan faydalanmasını engelleyecektir.

Psikolojik rahatsızlığı olsun olmasın herkesin bir psikoloğa( bu arada psikoterapistle psikolog arasında fark vardır, ancak ben hanigisini doğru yerde kullandığımdan emin değilim) ihtiyacı var. Ben insanın saç traşına ihtiyacı olması gibi bir şey olarak görüyorum.

Umarım bu sıkıntılı günlerinizi bir an önce atlatırsınız.

Hoşçakalın

MERHABA ARKADAŞLAR
ACABA BEN DE BİR AVUKAT TUTMALI MIYIM? BU KONUDA SİZDEN GÖRÜŞ BEKLİYORUM. AMA BENZER BİR SORUN DEĞİL BENİ BAĞIŞLAYIN LÜTFEN.
MİLLİ EĞİTİME BAĞLI KADROLU ÖĞRETMEN OLARAK ÇALIŞMAKTAYIM. GÖREV YAPTIĞIM ŞEHİR OLAN VAN’DA İKEN KREDİ KARTI SAHİBİ OLDUM. ALDIĞIM BEŞ KREDİ KARTININ ÖDEMELERİNİ ZAMAN İÇERİSİNDE YATIRAMAZ OLDUM. BUNUN ÜZERİNE BİR BANKADAN KREDİ ÇEKTİM AMA BORÇLARI KAPATMAYA YETMEDİ. KREDİ KART BORÇLARI KAPANMADIĞI GİBİ KREDİYİ DE ÖDEYEMEDİM. BORÇLARIMA SÜREKLİ FAİZ GELDİ. SONRA TAYİNİM İSTANBULA ÇIKTI. BORÇLARIM ÇOK ARTTIĞINDAN HAYATIM KARARDI.
SORUNUMU ÇÖZMEK İÇİN SANIRIM HACİZE BOYUN EĞECEĞİM. AMA BU NASIL OLACAK BİLMİYORUM. ARTIK BAŞKA ŞEHİRDEYİM. İSTANBUL’DAYIM. BU BİR SORUN YARATACAK MUHAKKAK. ACABA BİR ÖĞRETMEN OLARAK AVUKAT TUTSAM MI? BİR ÖĞRETMENİN GELİRİ BELLİ. ACABA BU KONUDA TUTABİLECEĞİM BİR AVUKAT VAR MI. EN ÖNEMLİSİ BUNU YAPMALI MIYIM? YOKSA SONRASINDA AVUKATA DA ÖDENEMEYECEK BORÇLARIM OLUR MU?

• BİR ÖĞRETMEN OLARAK ÇALIŞTIĞIM KURUMDAKİ KONUMUM DA BUNDAN ETKİLENİR Mİ?
• HACİZ NASIL OLACAK? BANKALAR HEPSİ AYNI ANDA MAAŞIMA HACİZ KOYABİLİR Mİ? BANA HİÇBİRŞEY KALMAZSA BEN NE YAPARIM?
• NASIL BİR YOL İZLEMELİYİM, AVUKAT TUTMAK BANA BİR YARAR SAĞLAR MI?

BANA BU KONULARDA YARDIMCI OLURSANIZ SİZE ÇOK MİNNETTAR OLURUM. SEVGİ VE SAYGI HEP SİZİNLE OLSUN.

Kredi kartı hamillerine getirilen bir takım imkanlar var mutlaka duymuşsunuzdur. Bu ve bunun gibi diğer kanunlarda yer alan imkanlarınızı tam olarak kullanmak ve borçlu olduğunuzdan daha fazlasını ödememek adına Avukat tutmalısınız derim. Öte yandan memur olduğunuzdan maaşınızın ancak 1/4'ü haczedilebilecektir. Çalıştığınız kurumdaki konumunuz ise hakkınızda yapılacak bir takım dedikodulardan ziyade etkilenmez.

sayın öğretmenim....endişenizi anlayabiliyorum...meslektaşım CAN Bey'in dediği gibi kurumunuzdakı mevcut statünüz kesinlikle etkilenmez bu durumdan.....bankaları ısrarla takiplerini sürdürürülerse evinizi bulup ev eşyalarınızı hacız edebilirler....maaşınızın en fazla dördde birine haciz koyabilirler ve bir borç bitmeden öbürü için bu kesinti başlamaz....sonuç olarak yaşam standartınızda %25 lik bir düşüş olacaktır...avukat tutmak işime yararmı sorunuzda nasılkı doktora gitmek işinize yarayacaksa avukat tutmak da o şekilde işinize yarayacaktır....

Sayın Kuzey

Söylediklerinizin ne kadar içten ifade ettiğinizi ve elinizden geldiğinizce nazik olmaya çalıştığınızı tahmin ediyorum.

Hangi mesleği yapıyorsunuz bilemiyorum ancak tabancayı bile sabitleseniz tetiği arka arkaya bastığınızda aynı tabancadan çıkan kurşunlar farlı yerlere gidebiliyor. Yani aynı şartlarada aynı sonuçlar doğmayabiliyor. Kaldı ki hu hukuk denilen bilim bunların çok daha ötesinde bir konu.

Meslek kuralarını bir yana bırakırsanız dahi "ben bu işi çok iyi yaparım" diye ortaya çıkmak nezaket kurallarının aşan ayıp bir davranıştır.
Ancak size şunu söyleyebilirim eğer bana ulaşır iseniz sorduğunuz soruların tamamına cevap vereceğim (ve sizden de ücret almayacağım sorularınıza cevap verdiğim için).

Bu şekilde konuşmamın nedeni anlatmak isterim. Pazartesi günü Adana adliyesindeydim anlatacağım konunun tamamen dışında bir başka konuile ilgili olarak.4. katta bir kadın kucağında ağlayarak aile mahkemelerini soruyordu. Aile mahkemesinin soru sorup cevap bulabileceği bir yer olduğunu düşünüyor.

Ben anladım tabiki ve hanımefendiyi yanıma çağırdım "ben avukatım ve bir saat boyunca burada telefon bekliyeceğim buyrun derdinizi anlatın, dinliyorum" dedim. Zavallı bir kadın ve yanında çocuğu. Küçük kızının ismi benim kız kardeşimin ismi ile aynı. Biz neredeyse bir saat boyunca konuştuk . Kadıncağız hem dertleşmek istiyormuş hem de hukuki bilgi almak.

Bana "kadınların boşanmak için babalarından izin alması gerektiğini söylediler doğru mu ?" bile dedi.

Bu kadıncağızın çaresizlik ve bilgisizlik içinde olduğunu bilmem söylememe gerek var mı? Avukat olmak hakikaten çok önemli ama onun kadar önemli olan başka şeyler de var.

5 yaşındaki çocukla oyunlar oynamak bana bir çok şeyden daha fazla mutluluk verdi.
balkantunali@gmail.com