En Son Okuduğunuz Kitap?

Alıntı: Yazan Gulumse Sonunda Masumiyet Müzesini alıp, okumaya başladım. Kendi kendime sorduğum tek soru şu; yazar neden bir kadının sevme yeteneğini ve şeklini erkek kahramanına vermiş? Kimbilir cevap romanın devamındadır...

Şu sıralar ben de Masumiyet Müzesini okuyorum. Romanda benim hoşuma giden şey sevme yeteneğinden çok acıyı anlatabilme yeteneği oldu şimdilik. Acının vücuda gelmesi gerçekten harika tasvirlerle anlatılmış.

Orhan Pamukzede idim "Cevdet Bey ve Oğulları" dışında hiç bir romanını beğenmemiştim ama sanırım son romanı "Masumiyet Müzesi" güzel. Okumaya çabalıyoum.

Aynı anda bir başka kitap daha okuyorum. Genellikle bir kaç kitabı aynı dönem içinde okurum. (Sıkılınca diğerine geçme modeli)

Diğeri : Şerif Mardin'in "Bediüzzaman Said Nursi Olayı" isimli kitabı. (İletişim Yayınları.)

Bir diğeri ise: Selçuk Güsoy'un "Enver Paşanın Sürgünü " isimli kitabı.

Unutmadan Yılmaz Karakoyunlu'nun "Yorgun Mayıs Kısrakları" isimli romanı çok güzel. Anı roman niteliğinde ve yakın geçmişe ışık tutuyor. İlginç saptamalar var.

Konu başlığında önerip önermediğimiz sorulmadığı için detaylı yorum yapmıyorum.

Alıntı: Yazan Saim Konu başlığında önerip önermediğimiz sorulmadığı için detaylı yorum yapmıyorum.

Peki öneriyor musunuz?

Alıntı: Alıntı: Adnan Koray Peki öneriyor musunuz?

Şerif Mardin'in "Bediüzzaman Said Nursi Olayı" isimli kitabını "objektif" bulduğum için ve Yılmaz Karakoyun'lunun "Yorgun Mayıs Kısrakları" isimli Anı Romanını "bildiğimizi sandığımız bazı olayları daha farklı anlattığı için" öneriyorum.

"Sevdalım Hayat" çok ilginç geldi. Hızımı alamadım aynı yazarın (Ö.Z.Livaneli)"Leyla'nın Evi" ne başladım. Sırada "Kadından Kentler". Saim Bey'in görüşüne itibarla, yarıda bıraktığım romanlarının telafisi olarak "Masumiyet Müzesi"ni okuyacağım. Belki (dönüp) bitiremediklerime ısınabilirim. Bu aralar ağır (politik, edebi v.b) şeyler dokunur diye korkuyorum.

Ailemin meraklı bakışları arasında Masumiyet Müzesi kitabını bitirdim... Gül yüzlü gül kokulu kızım ise Simyacı kitabını, büyük oğlum Yusuf ile Züleyha kitaplarını okumakta.

Alıntı: Yazan Gulumse Ailemin meraklı bakışları arasında Masumiyet Müzesi kitabını bitirdim...

Nasıl buldunuz?

Düşünüyorum
Belki düşündürücü demek daha doğru olur.

Masumiyet Müzesini başarı ile bitirdikten sonra Sahaflardan bulduğum Kemal Tahir'in Sağır Dere romanına başladım...

Bu roman 1955 yılında Remzi kitapevinden çıkartılmış... 7-6-1957 yılında Kemal Tahir tarafından imzalanarak Cumhuriyet Savcısı Gültekin Başak'a hediye edilmiş. İronik olan ise kitabın hiç okunmadan bugüne kadar gelmesi..

R.Dawkins'in Ataların Hikâyesi'ni aldım. Okumaya çalışıyorum. Görüntüsü insanı korkutacak ölçüde... Ama olsun.... Benim için farketmez diyordum. Fakat ilk otuz sayfayı anlamadan geçtiğimi fark ettim. "Dizin'iyle birlikte 638 sayfa. Beni çok zor zorlayacak, çok...

En iyisi "başlıkları seçip öyle okumak" diye düşündüm. "Havva'nın Öyküsü'nü seçtim doğal olarak, bölümü bitirdiğimde aklımda bir şey kalmadığını gördüm. Noktasına ve virgülüne kadar okuduğum bir eseri anlatamıyorsam o eser nasıl güzel bir eser olabilir ki?

Belki genç beyinlere göre olan bir eser için kendimi yoruyorum. Okuyup, paylaşan olursa mutlu olacağım...

Sevgili Gülümse, Sağır Dere Kemal Tahir'in "üçleme"lerinden birisidir. Diğerleri Körduman ve Yediçınar Yaylası... Üçü peş peşe okunursa keyif verir diye düşünüyorum.Hangisinin serinin ilki olduğunu anımsamıyorum.

Öyle bir imzalı kitap da benim elime geçmişti. Ümit Yaşar "1963'ün en güzel kadınına" diyerek imzalamış. Sözü edilen tarih benim 14 yaşında olduğum bir tarih. Arkadaşlarıma "o kadın benim" dediğimde inanmışlardı Bu güzel anıyı anımsattığın için teşekkürler.

Batı klasiklerinden;

Tehlikeli Alakalar

C.de Laclos

Bir önceki kitaptan sonra (İki şehrin hikayesi; Charles Dıckens) okunması sonra, öyle sanıyorum ki; Fransız İhtilalinin her ne kadar kahramanları da olsa şimdi isimleri "Lumpen" olan o zamanlarda iyi bir isimle anılmadıkları sizlerce de nasıl olsa biliniyor.

Hani o kadar sefalet ile lükslük arasında rollerin değişmesi hemen benimsenecek bir şey olmasa gerek hatta hiç benimsenmeyecek bir durum..

İşte bu iki kitabın okunması sonrası belki bana katılırsınız..

olasılıksız

adam fawer. akıcı ilginç güzel bir ROMAN

Alıntı: Orhan Pamuk'un kitapları da, sevemediğim ve bitiremediklerim arasında. Artık okumayı denemekten de vazgeçtim.

Orhan Pamuk imzalı bir kitabın başucumda okunup bitirilme süresi(ne kadar idareli olursam olayım) ,üç günden daha fazla olamıyor.Fırından yeni çıkmış hep taze kek tadında satırlar ))

Masumiyet Müzesi de ..

Masumiyet Müzesinden sonra arada bir kaç kitap okumayı denedim olmadı. Kitaplığımda ki eski büyülü kitaplardan birini "Bir Gün Tek Başına" kitabını yeniden okumaya başladım.

Bu yolculuktan o kadar zevk aldım ki, bu kitabı bitirdikten sonra Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı kitabını okumaya karar verdim.

Tutunamayanlar kitabını seneler önce okumaya başlamış ama nedense bitirememiştim. Eğer onu da okursam daha önceden başlayıp bir türlü bitiremediğim Adalet Ağaoğlu'nun "Bir Düğün Gecesi" romanını tekrar okuyabilirim.

aşkın anatomik acısının her satırda daha güzel bir ahenkle anlatıldığı;utancın,pişmanlığın,mutluluğun ve huzursuzluğun baş kahramanı müthiş bir sevdanın içinde kendimi kemal gibi hisseden ve geçmişteki sevdalarımı tekrar anmama neden olan güzel bir kitabı okuyup bitirdim şimdilerde..MASUMİYET MÜZESİ...bir zamanlar sanırım ben de kemaldim ve hepimiz hayatta bir kere kemal olduk kanımca

Biraz klasik olcak ama masumiyet treni,mutluluk,son ada
-----------------------------------------------------
si vis pacem, para iustitiam

Alıntı: Yazan Gülümse Masumiyet Müzesinden sonra arada bir kaç kitap okumayı denedim olmadı. Kitaplığımda ki eski büyülü kitaplardan birini "Bir Gün Tek Başına" kitabını yeniden okumaya başladım. Bu yolculuktan o kadar zevk aldım ki, bu kitabı bitirdikten sonra Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı kitabını okumaya karar verdim. Tutunamayanlar kitabını seneler önce okumaya başlamış ama nedense bitirememiştim. Eğer onu da okursam daha önceden başlayıp bir türlü bitiremediğim Adalet Ağaoğlu'nun "Bir Düğün Gecesi" romanını tekrar okuyabilirim.

En son okuduğunuz kitap nedir sorusunu her okuyuşumda akılma Murathan Mungan'ın Cenk Hikayeleri kitabının ilk öyküsü gelir:

"Şahmeran'ın Bacakları"

Ve hemen peşi sıra, öyküden bazı (ki zaman içinde klişe addettiğim) cümleler dökülür yan yana:

-Yılan soylu, insan dönektir bu masalın ikliminde. İnsanoğlu ihanet eder.

-Şahmeran'ın bacakları dünyanın tüm yollarındadır.

-Ya Camsap, hayat da bir göz yummasıyla bitmiyor mu?

-İhanet bir kez yüz sürmesin. Kılık değiştirerek sürer gider insanın yaşamında.

-İhanet gerçek sevgi sözkonusu olduğu zaman vardır.

-İnsanoğlu kuyuya indirdiğine olduğu kadar, doruğa çıkardığına da ihanet ediyordu.

-Güce susamış küçük insanlar için gün doğmuştu. Onlar, başkalarının irili, ufaklı sorunlarıyla beslenir, mutsuzluklardan, mutluluk edinerek yaşardı.

-Şu dünyada bir tek kendine söz geçirememiştir insanoğlu. Gücü güçsüzlüğünü gizler.

-Kurtuluş günümüze dek, gizleneceğiz.


vb. vb. bilumum cümleleri de eşzamanlı yankılanır zihnimde.

Ne ilk okuduğum, ne de son okuduğum kitaptır. Ama bence "son" kitaptır. Dahası yazılamaz üstüne.

Buket Uzuner'in İstanbullular kitabını okuyan kimse var mı? Okumak ve satın almak için tavsiye bekliyorum da

Uçurtma Avcısı adlı kitabı 8 saatlik yolculuğum sırasında yolcuların ve söförün şaşkın bakışları arasında ağlaya ağlaya okuyup bitirdim ve cok etkilendim şiddetle tavsiye ederim..şu anda da "Kafir"i okyorum. Kadın hakları savunucusu Ayaan Hırsi Ali nin otobiyografik kitabı bu kitap da çok etkileyici kadın da çok karizmatik bir kişilik. Tavsiye ederim..

Bugün Buket Uzuner'in İstanbullu ile Twilight yani Alacakaranlık kitabının ikinci kitabı olan (New Moon) Yeni Ay'ı aldım. İlk olarak hangisini okuyacağıma halen karar veremedim. Ama iyi bir Twilight's mom olmak için New Moon'a başlasam daha iyi olacak sanırım...

Bu arada uzun bir süredir piyasada bulunamayan Alacakaranlık Hüseyin Baran'ın çevirisi ile yeniden piyasaya sürüldü. Tabi yanında ikinci kitabı olan Yeni Ay kitabı ile birlikte. Ne diyelim darısı üçünçü kitap Eclipse ve dördüncü kitap Breaking Down'un başına...

Geçen hafta bitirdiğim kitap Erdal Demirkıran'ın ''sadece aptallar sekiz saat uyur'' tavsiye edebileceğim bir kitap,ama uyku kaçırdığı pek söylenemezŞu an İpek Çalışlar'ın 'Latife'adlı kitabını okumaktayım.Latife Hanım hakkındaki önyargıları yıkan bir kitap olduğu kanatindeyim..

Alıntı: Yazan Gülümse Buket Uzuner'in İstanbullular kitabını okuyan kimse var mı? Okumak ve satın almak için tavsiye bekliyorum da

Tavsiye edemem ama ben okuduğuma pişman değilim hatta iyiki de okumuşum. Yazar İstanbullular demiş ama ben orada tüm Türkiye'yinin gördüm.
Sokaka baskıları, batıya göç, yozlaşan insanlık, koruyamadığımz-elimiz de tutamadığımz insanlar-, emekçinin hali, kendi kendimize hesaplaşmamız ve daha bir çok konuya ve soruna değinmiş Buket Uzuner.

Kahramanların büyük bir kısmıının kişiliği radikal insanlar. Ve çok eğlenceliler.

Ben kitabı okurken hep biraz sonra karşıma bir İstanbul betimlemesi çıkacak diyorum ama o betimleme -başkasının ağzından-çıkmadı. Hep İstanbul kendini anlattı aslında yazar İstanbul oldu

empati.

adam fawer.

Alıntı: Yazan AvTürk empati. adam fawer.

Peki Empati hakkinda ne düşünüyorsunuz sevgili dostum. Bize tavsiye ediyor musunuz?

Aynı yazarın Olasılıksız'ını kolayca okumama rağmen, Empati'yi bir kaç kez başlayıp bitiremedim.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Aynı yazarın Olasılıksız'ını kolayca okumama rağmen, Empati'yi bir kaç kez başlayıp bitiremedim.

Empati ilk çıktığında satın aldığım ve okunmak üzere ayırdığım kitaplardan bir tanesi. Hatta bu satırları yazarken empati kitabını oturduğum yerden görebiliyorum. Ama neden bilmem daha kapağını açmak kısmet olmadı.

Belki sizlerin sayesinde elime alır okurum diye düşünmüştüm...

Alıntı: Yazan Gülümse Buket Uzuner'in İstanbullular kitabını okuyan kimse var mı? Okumak ve satın almak için tavsiye bekliyorum da

Sevgili Gülümse İstanbulluları okuyalı çok oldu. Sİzin de (ileti tarihine bakarsak) okuyup bitirdiğinizi sanıyorum.

Biraz "her şeyi birden" anlatma kaygısı olmasaydı keşke diye düşündüğüm bir eser. İyi kurgulanmış. Özellikle "kıstırılmış ve daraltılmış" bir mekân olarak seçtiği yere bayıldım, hatta kıskandım. Yazmak, deneyimlerimize ve bilgilerimize dayanan bir olgudur. Böyle biçimlenir. Yalnızca bilgisayar başında oturan bir insan öyle bir mekânı ve orada yaşananları zor keşfederdi.

"Yazma eylemi"ni düşünenlere önerebilirim. Saygılar

Aynı anda birkaç kitap okuyanlardanım
Makber-Cem Mumcu(psikiyatr yazar)
+
Psikiyatrinin A B C si-Prof.Dr.Cengiz Güleç...
Polisiye sevenlere Ahmet Ümit'in kitaplarından "Şeytan Ayrıntıda Gizlidir" i tavsiye ediyorum;iyi okumalar

Alıntı: Yazan Gülümse Empati ilk çıktığında satın aldığım ve okunmak üzere ayırdığım kitaplardan bir tanesi. Hatta bu satırları yazarken empati kitabını oturduğum yerden görebiliyorum. Ama neden bilmem daha kapağını açmak kısmet olmadı. Belki sizlerin sayesinde elime alır okurum diye düşünmüştüm...

Sevgili Gülümse ve bu kitabı okuyan arkadaşlar, şu anda elimdeki kitap Empati (ne rastlantı). Olasılıksız'ı korsandan (bunu da) almıştım. 38.Baskı olduğunu gördüm üzerinde. Bu kadar insan okumuş, okumazsam ayıp olur, en azından bir öğrencim soru yöneltirse verecek bir yanıtım olsun diye düşünerek aldım. Piyasada çok bulunan "nasıl mutlu olursunuz" türü bir eser olduğunu düşünüyordum. İlk 25 sayfayı bu düşüncelerle okudum ama yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Çalıkuşu'nun Kiralık Konak adı altında yayımlandığını düşünün. İçerikte Bir "Çalıkuşu "dur gidiyor ama konakyok. Böyle bir şey işte. Elimdeki eserin bir araştırma değil, roman olduğunu fark etmem çok şeyi değiştirdi tabii. Yalnızca geceleri birkaç sayfa okurken işi gücü bırakıp bir günde bitirmeyi başardım. Aklımda kalan mı? Poker oynamak piyango bileti almaktan daha iyidir. Birincisinde olasılıklar üzerinde etkimiz olabiliyor, ama diğeri tamamen şans.

Empati'yi ne olduğunu bilerek aldım. 237. sayfadayım. Olay örgüsü hızlanmadı, yani yalnızca geceleri okuyorum. Okunması zor. Özellikle bölüm başlıklarını akılda tutmak gerek okurken. Bende bölünmüşlük duygusu yaratıyor. Bir önceki bölümün tarihi ne idi diye geri dönüp kontrol etmem gerekiyor. Eğer yazar ilk eseri gibi bir sistem kurduysa bundan sonrası hızlanacaktır(umuyorum) Bitince söylerim size..