Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

avukat olmayan kimsenin temsilci olarak mahkemeye başvurması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-12-2007, 20:04   #1
..Deniz..

 
Varsayılan avukat olmayan kimsenin temsilci olarak mahkemeye başvurması

merhabalar.medeni usul dersinde hocamız araştırmamız için bir konu verdi,çeşitli araştırmalar yapmama rağmen işi gerçek bilenlerden öğrenmenin kanısındayım.içtihad kararı bulamadım. bilgileriniz ve ilginiz için şimdiden çok teşekkürler..

olay:avukat olmayan bir kimse temsilci olarak dava dilekçesini hazırlıyor ve mahkemeye götürüyor...

soru 1:temsilci dava açmaya geldiğinde hakim bunu ne yapar?

soru 2:hakim dilekçe verilirken bunu farketmezse dava açılmamış sayılır mı?

soru 3:yargılama sırasında temsilcinin avukat olmadığı anlaşılırsa hakim nasıl bir kara verecektir?
Old 05-12-2007, 21:30   #2
zeynepppp

 
Varsayılan

1. Davaya vekalette kural, Avukatlık kanununun 35.maddesine göre, vekilin avukat olmasıdır.Bu kanuna göre, en az üç avukat ve davavekili bulunan yerlerde (il ve ilçelerde) ancak baroya kayıtlı avukatlar ve dava vekilleri vekil olarak davayı takip edebilirler.Davaya vekalet etmesine kanunen imkanın bulunmadığı kişiler, HUMK md.61'e göre vekil sıfatıyla mahkemeye kabul edilmez.Bu kişilerin davaya vekalet ehliyeti yoktur.Bu bir dava şartı teşkil ettiğinden, hakim, temsilci dava açmaya geldiğinde, hakim bu durumu re'sen dikkate almalıdır ve davayı reddetmelidir.Ancak davayı reddetmeden önce, davaya vekalet ehliyeti bulunmayanın adına dava açacak olan davacıya, bu davaya icazet verip vermediğini soracaktır.İcazet verdiği takdirde, davaya devam edilir.Bu davaya davacı iki şekilde icazet verebilir:1)davaya gelerek davayı kendisi takip eder ise, 2)davaya vekalet ehliyeti olan bir kişiyi(avukatı) tayin eder ise.Fakat bu davaya icazet vermez ise, esasa girmeden, dava şartı noksanlığından hakim bu davayı reddedecektir ve yargılama giderleri, avukat olmayan kimseye ödetilecektir.
2. ve 3. sorularda pek emin değilim.O yüzden başkaları cevaplasa daha iyi olur.
Old 05-12-2007, 22:25   #4
zeynepppp

 
Varsayılan

Yalnız bu soruda "avukat"tan bahsedilmiş.Yani iradi bir vekalet söz konusu.Zaten yasal temsilci ayırt etme gücü olmayanları, küçük ve kısıtlıları kanunen davada temsil etme hakkına sahip, fakat "avukat" olup olmama açısından bir soru söz konusu burada.
Old 11-07-2008, 15:39   #6
stajyer av.hüseyin kara

 
Varsayılan

(avukat olmayan bir kimse temsilci olarak dava dilekçesini hazırlıyor ve mahkemeye götürüyor...)
Sayın DENİZ,
Sorunun tanzimine baktığımız zaman hocanız sizi yanıltmaya çalışmış gibi bir izlenim var..
Olayda avukat olmayan bir temsilci diyerek dikkati avukat aracılığı ile temsile çekmeye çalışmış.Halbu ki küçük,kısıtlı vb. yasal temsilcilik de söz konusudur.İkinci olarak da dilekçeyi hazırlıyor demekle dilekçe sadece avukat tarafından hazırlanmaz kişi kendi de dilekçe hazırlayabilir.üçüncü olarak mahkemeye götürüyor demekle ne kasdedildiği burada önemlidir.Mahkemeye dilekçeyi temsilci olarak biz stajyerler ve avukat katipleri de götürüp verebiliyor.Burda önemli olan dilekçenin içeriğidir. temsilçi olarak bahsedilen şahıs dilekçede davacı ya da davalı olarak gözüken kişinin temsilcisi olarak geçiyor mu ona bakmak gerekir.Ayrıca avukatla temsil zorunluluğunun olmadığı davalar da kişi kendini bizzat savunma hakkına sahiptir.Böyle bir durumda kişi şartları oluşmuşsa yasal temsilcisi vasıtasıyla bu hakkından yararlanabilir.

Eğer soru avukat olmayan bir kimsenin avukatmış gibi iradi bir temsile dayanarak davayı yürütmek amacıyla dilekçeyi mahkemeye sunması ise,bu sorunun cevabını yukarıda arkadaşlar zaten yanıtlamışlar.Türk hukukunda avukatla temsil zorunluluğu söz konusudur.Bazı ülkelerde olduğu gibi temsil serbestliğine dayanarak bir kişi mesleği ne olursa olsun hukuk bilgisine güvendiği herhangi birine temsil yetkisi veremez.

Hakim bu şekilde gelen bir temsilcinin beyanını kabul edemez.Çünkü dilekçede temsilci olduğunu belirten bir yazı olması gerekir.Eğer temsilci hile yaparak kendisini avukat olarak temsilci göstermiş ise bu durumdan şahsen sorumlu olacaktır.
Eğer bu durum daha sonra farkedilecek olursa dava açılmamış sayılır.Çünkü bizzat kendisinin ya da yasal temsilcisinin ya da baroya kayıtlı bir avukat vasıtasıyla dava yürütülür.
Fakat bu sorulara cevap vermek açısından önemli olan,
davanın niteliğidir.hukuk davası ya da ceza davası olması bu sorulara verilecek cevabları değiştirecektir.ceza davalarında da şikayete bağlı - kamu davası olması ayrımı da önemlidir.bilindiği üzere kamu davalarında kilit nokta olayın bir şekilde savcılık makamınca öğrenilmesidir.Böyle bir durumda dava savcı tarafından açılır artık sonradan temsilcinin yasal olmadığı ya da avukat olmadığı anlaşılsa dahi dava devam eder..
Old 13-07-2008, 20:08   #7
cgrnsl

 
Varsayılan

Öncelikle belirtmek gerekir ki bir kişi adına dava açılması ile söz konusu davayı takip etme hususu farklı konulardır.Geçerli bir temsil ilişkisinin (vekaletnamenin) varlığı halinde fiil ehliyetine sahip her kişi bir kimse adına dava açabilir.Avukatların bir nevi 'tekelinde' olan,davayı takip yetkisidir.Somut olay bakımından hakim, önüne gelen dava dilekçesi üzerine davacıya, açılan davaya icazet verip vermeyeceği hususunda süre verir..Bu sürenin hitamında davacı, ya gelip kendisi davayı takip eder(Türk hukukunda özel düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla hiç kimse avukatla temsil edilmek zorunda değildir) ya da bir avukat tayin eder.
Hakimin dilekçe verilmesi esnasında durumu farketmemiş olması davanın açılmamış sayılmasını gerektirmez.Ancak davaya vekalet bir dava şartıdır ve tahkikatın hangi safhasında olursa olsun farkedildiği an dava, dava şartı yokluğundan(usulden) reddedilir.yani hakimin durumu farkettiği an vereceği karar (uyuşmazlığın esasına girmeyip) usule ilişkin bir kara olacak ve dava usulden reddedilecektir.
Old 17-07-2008, 15:39   #8
illa_adalet

 
Varsayılan

Niye sadece kanuni temsilcilikten bahsedilmiş..Uygulamada idari kurum temsilcilerinin de dava takip ettiğini görüyoruz..( Orman temsilcisi,Nüfus Temsilcisi,T.Telekom v.s.)
Old 18-07-2008, 23:31   #9
DeryaK

 
İnceleme

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E:2005/16146
K:2006/230
T:24.01.2006

BOŞANMA VEKALETNAMESİ İLE BAŞKA DAVA AÇILMASI
GENEL DAVA VEKALETNAMESİ
KARARIN A VUKA TA DEĞİL ASİLE TEBLİĞİ
ÖZEL VEKALETNAME
VEKALETNAMENİN KAPSAMI

1086 s. Yasa m. 62

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, davacı adına vekili avukat S. G. tarafından açılmış ve takip edilmiştir. Dosyaya, dava dilekçesi ekinde sunulan davacı vekiline ait 18.03.2002 tarihli vekaletname; münhasıran "... boşanma davası açma ve açılmış olan boşan­ma davalarını takip ve neticelendirmeye.." ilişkin özel vekaletnamedir. Genel dava vekaletnamesi niteliğinde değildir. Belirli bir davanın takibi için verilen özel vekaletname, vekalette belirtilenlerden başka davalarda temsil yetkisi vermez ve vekaletnamede belirtilen dava ve işin bitirilmesiyle vekalet görevi de sona erer. (HUMK. md. 62) Bu bakımdan, davacı vekili Avukat S. G.'den genel dava vekaletnamesinin istenerek dosyaya alınması, vekaletname sunulmadığı takdirde kararın davacı asile tebliğ edilmesi,tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkemece verilen kararın tanınmasıyla ilgili A. 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/878 esas sayılı dosyasının, mahkemesinden istenilerek işbu dosyanın içine alınması,davacı vekilinin delil listesinde numarası bildirilen A. 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/187 esas sayılı dosyasının da işbu dosyanın içine alınarak gönderilmesi için dava dosyasının yerel mahkemesine İADESİNE, 24.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E:2005/4609
K:2005/5141
T:07.07.2005

1086 s. Yasa m. 67
...........

Dava, 22.05.1971 tarihinde davacı vekili tarafından açılmıştır. Davacı vekilinin vekaletnamesi dosya arasında bulunmadığı gibi yargılama aşamasında vekaletnamenin dosyaya sunulduğu da yargılama tutanaklarından anlaşılamamaktadır. HUMK.nun 67. maddesi uyarınca vekaletname örneğini vermeyen Avukat dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Ancak gecikmesinde zarar beklenen hallerde mahkemenin verecegi kesin süre içerisinde vekaletnamesini vermek koşuluyla dava açılmasına ve usul işlemlerinin yapılmasına izin verilebilır. Bu süre içerisinde vekaletname verilmez, davacı vekili tarafından yapılan işlemlerin kabul edildiği asilce dilekçe ile bildirilmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.

Somut olayda; vekaletname olmaksızın açılan dava anılan hüküm uyarınca açılmamış sayılan bir dava konumuna düşmüştür. Diğer yönden vekaletname vermeden dava açan vekil, 19.06.1972 günlü oturuma katılmamak suretiyle dava dosyasının işlemden kaldırılmasına sebebiyet vermiş ve öngörülen süre içerisinde dava dosyasının yenilenmemesi uzerine yazılı şekilde davanın açılmamış sayılması sonucunu doğuran işlemden kaldırılma kararı verilmistir. Bu açıklamalar karşısında dosya içeriğine ve yargılama aşamalarına göre verilen kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 11,20 YTL peşin harcın onama harcına mahsubuna 07.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E:2005/4073
K:2005/7506
T:07.04.2005

1086 s. Yasa m. 67/1.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : HUMK'un 67/I. maddesi gereğince vekaletnamenin aslını veya örneğini vermeyen vekil dava açamaz ve yargılama ile ilgili hiçbir görev yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar umulan hallerde Mahkeme "vereceği kesin bir süre içinde." vekaletnamesini getirmek şartıyla vekilin dava açmasına veya usul işlemleri yapmasına izin verebilir. Bu süre içerisinde vekaletname verilmez veya aynı süre içinde asil, yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmezse dava açılmamış sayılır ve yapılan işlemler hükümsüz kalır.

........
Old 09-10-2008, 22:50   #10
Nur Deniz

 
Varsayılan

Dava açma , takip etme, maliye, banka, pasaport işlemleri,kredi kartı isteme, krediye başvurma, haciz işlemlerini yapma, takip etme, araba alım satımı, tüm işlemler için neredeyse hepsini kapsayan bir vekaletname örneği görmüştüm.

Yargının da nerdeyse tamamını kapsıyordu.

Hatta vesayet gibi algıladığım için noter onayının bir örneğini almıştım.

Şu an yanımda değil ama en kısa zaman da size ayrınyılı olarak yazacağım.

Bu vekaletname de yerine dava açma, dava da temsil etme, bilirkişi tayini, icra takibi ve avukat belirleme, seçme , yargıtay da takip tamamı geçiyordu.

Noterden vermeniz yeterli oluyor.

Benim bizzat gördüğüm vekaletname de , dava işlemlerinde aynı avukatlarda olduğu gibi bu vekaletnamenin bir suretini koymak zorundaydı.

Ama bu vekaletname temsil eder, asla da bir avukatlık diploması gibi kullanılamaz diye düşünüyorum.
Old 15-10-2008, 19:38   #11
Özoğlu

 
Varsayılan

sayın zeynepppp in konuya ilişkin belirttiği yönler doğrudur.nitekim doktrinde -başta B.Kuru- bu hususta benzer düşünmektedir.
2. ve 3. sorulara gelince yine mezkur üyenin belirttiği üzere hmuk61 e göre kanunen vekalet edemeyecek kişinin müvekkiline re'sen davetiye gönderilir ve müvekkilin davaya ve yapılmış işlemlere 67/1 c.2 kıyasen icazet verip vermemesine göre işlem yapılabilir(icazet verilmezse dava usulden reddedilir).her ne kadar bu sonuca zorlama bir yorum ve kıyasla ulaşılabilirse de ilerlemiş ve hüküm safhasına gelmiş bir yargılama açısından usul ekonomisi göz önünde tutularak böyle bir çözüm düşünülebilir.ancak uygulamada,gerek hakimin re'sen incelemek zorunda olduğu gerekse karşı tarafın yargılamanın her safhasında usuli bir itiraz olarak dermeyan edebileceği bu dava takip yetkisi ya da vekalet ehliyeti yokluğunun vuku bulabileceğine pek ihtimal vermemekteyim.ancak teorik bir soru olması yönünden tartışmaya açık.konuya doğrudan yanıt veren bir içtihad bulamadı isem de sanırım yargıtay'ın tavrı muhakemenin ileriki aşamalarında hususun anlaşılması halinde davanın reddi yönünde karar verilmesi şeklinde olabilir..
Old 21-10-2008, 16:37   #12
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Alıntı:
1. Davaya vekalette kural, Avukatlık kanununun 35.maddesine göre, vekilin avukat olmasıdır.Bu kanuna göre, en az üç avukat ve davavekili bulunan yerlerde (il ve ilçelerde) ancak baroya kayıtlı avukatlar ve dava vekilleri vekil olarak davayı takip edebilirler.Davaya vekalet etmesine kanunen imkanın bulunmadığı kişiler, HUMK md.61'e göre vekil sıfatıyla mahkemeye kabul edilmez.Bu kişilerin davaya vekalet ehliyeti yoktur.Bu bir dava şartı teşkil ettiğinden, hakim, temsilci dava açmaya geldiğinde, hakim bu durumu re'sen dikkate almalıdır ve davayı reddetmelidir.Ancak davayı reddetmeden önce, davaya vekalet ehliyeti bulunmayanın adına dava açacak olan davacıya, bu davaya icazet verip vermediğini soracaktır.İcazet verdiği takdirde, davaya devam edilir.Bu davaya davacı iki şekilde icazet verebilir:1)davaya gelerek davayı kendisi takip eder ise, 2)davaya vekalet ehliyeti olan bir kişiyi(avukatı) tayin eder ise.Fakat bu davaya icazet vermez ise, esasa girmeden, dava şartı noksanlığından hakim bu davayı reddedecektir ve yargılama giderleri, avukat olmayan kimseye ödetilecektir.

Sayın Zeynep'in görüşlerine aynen katılıyorum. Davaya vekalet ehliyeti bir dava şartıdır ve yargılamanın her safhasında re'sen incelenir.



Eğer hakim kişinin davaya ehliyeti olmadığını yargılamanın herhengi bir safhasında anlarsa davacıya tanınan 2 seçimlik hakkın kullanılması halinde dava devam edecektir. Eğer hak kullanılmazsa dava şartı yokluğu nedeniyle davanın açılmamış sayılması gerekmektedir. Aşağıda Yargıtay kararında da bu yönde bir hüküm mevcuttur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
x ve &/ Avukat Tabelalarındaki Türkçe Olmayan Karakterler İhsan Yıldırım Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 2 31-12-2008 12:22
Avukat olmayan vekilin işlemi Av. Murat Tarhan Meslektaşların Soruları 1 15-02-2007 17:04
Avukat olarak iş arıyorum eliferdogan Adliye Duvarı 3 06-11-2006 20:06
Meşru müdafaa esnasında, olayla alakası olmayan bir başka kimsenin ölmesi Av.Ersin VARGÜN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 5 01-09-2006 03:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06116700 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.