|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-10-2007, 20:02 | #1 |
|
THS Mesleki Hukuk Rehberi / (Elimizin Altında Olması Gereken Faydalı Hukuk Bilgileri)
Mayıs 2007'de derleyerek yayına soktuğumuz "Elimizin Altında Olması Gereken Faydalı Hukuk Bilgileri" sayfamız Meslektaşlarımızın değerli katkılarıyla oldukça büyüyüp zenginleştiğinden ve artık tek bir sayfa içinde takibi kolaylıkla mümkün olmadığından, THS Mesleki Hukuk Rehberi adı altında değişik bölümlerden oluşan farklı bir format içinde yayına koyduk:
THS Mesleki Hukuk Rehberi sayfamıza bu linke tıklayarak erişebilirsiniz. (Ayrıca Portal Ana Sayfamız üzerinde de linki mevcut) Sayfada değişmesi gereken bilgileri veya eklenmesini istediklerinizi de bu konu altına yanıt yazarak bildirmenizi rica ederiz. Önceki faydalı bilgiler sayfamız, sayfanın duyurulduğu forum konusu ile birlikte yaklaşık 35000 ziyaretçiye ulaştı. O sayfayı duyurduğumuz forum konusu içinde de değerli yanıtlar bulunduğundan, bu konuyu forumdan kaldırmadık, ancak site ile ilgili yazışmalar alanına taşıyarak yeni yanıtlara kapattık. O konu içinde aradığınız bir bilgi varsa, konuya bu linkten erişebilirsiniz. Ancak o konunun artık güncel olmadığı ve yeni sayfamız ile ilgili öneri ve bilgi değişikliği taleplerinin bu konu altına eklenmesi gerektiğini lütfen hatırlayınız. Yeni sayfamıza tüm emeği geçenlere teşekkürler! THS Mesleki Hukuk Rehberi |
15-10-2007, 16:16 | #2 |
|
faydalı olacağını düşündüm...
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDA UZLAŞMA MÜESSESESİ CMK ile getirilen yeniliklerden birisi de uzlaşma müessesesidir.Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda, şikâyetten vazgeçmeden ayrı olarak kabul edilen bir müessese olan uzlaşma da, mağdurun uğradığı zararın herhangi bir şekilde karşılanması şartı aranmaktadır. Uzlaşma halinde, fail, suçtan zarar gören gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemeyi veya gidermeyi üstlenmektedir. Uzlaşma (Uzlaştırma), 5271 s. CMK nun 253, 254 ve 255. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanununun 73. maddesinin sekizinci fıkrasında; “Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir.” şeklinde yapılan düzenleme kaldırılmıştır. 5271 s. CMK. ya göre ise; Soruşturma aşamasında; a)Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili bu Kanunun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar. b)Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir. c)Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez. Uzlaşma konusundaki işlemler belirlenecek uzlaştırıcı aracılığı ile çözümlenir. Bu uzlaştırıcı şu şekilde tespit edilir; Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister. Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur. Yasa uzlaşma müzakerelerine ilişkin şu hükümleri getirmiştir: Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olması davada aleyhine delil olarak kullanılmaz. Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar. Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Kovuşturma Aşamasında Uzlaşma: Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir. Birden fazla fail bulunduğunda uzlaşmanın etkisinin ne olacağı 255. maddede düzenlenmiştir. Buna göre; aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır. * * * Uzlaşma Madde 253 - (Değişik: 19/12/2006-5560/24 md.) (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur: a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar. b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88), 2. Taksirle yaralama (madde 89), 3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116), 4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234), 5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları. (2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir. (3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. (4) Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır. (5) Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmesinin hukukî sonuçları anlatılır. (6) Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır. (7) Birden fazla kişinin mağduriyetine veya zarar görmesine sebebiyet veren bir suçtan dolayı uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, mağdur veya suçtan zarar görenlerin hepsinin uzlaşmayı kabul etmesi gerekir. (8) Uzlaşma teklifinde bulunulması veya teklifin kabul edilmesi, soruşturma konusu suça ilişkin delillerin toplanmasına ve koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir. (9) Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin uzlaşma teklifini kabul etmesi halinde, Cumhuriyet savcısı uzlaştırmayı kendisi gerçekleştirebileceği gibi, uzlaştırmacı olarak avukat görevlendirilmesini barodan isteyebilir veya hukuk öğrenimi görmüş kişiler arasından uzlaştırmacı görevlendirebilir. (10) Bu Kanunda belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı haller ile reddi sebepleri, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur. (11) Görevlendirilen uzlaştırmacıya soruşturma dosyasında yer alan ve Cumhuriyet savcısınca uygun görülen belgelerin birer örneği verilir. Cumhuriyet savcısı uzlaştırmacıya, soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlü olduğunu hatırlatır. (12) Uzlaştırmacı, dosya içindeki belgelerin birer örneği kendisine verildikten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaştırma işlemlerini sonuçlandırır. Cumhuriyet savcısı bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir. (13) Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır. (14) Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir. (15) Uzlaşma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, bir rapor hazırlayarak kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte Cumhuriyet savcısına verir. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır. (16) Uzlaşma teklifinin reddedilmesine rağmen, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören uzlaştıklarını gösteren belge ile en geç iddianamenin düzenlendiği tarihe kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak uzlaştıklarını beyan edebilirler. (17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. (18) Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaştırma yoluna gidilemez. (19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır. (20) Uzlaştırma müzakereleri sırasında yapılan açıklamalar, herhangi bir soruşturma ve kovuşturmada ya da davada delil olarak kullanılamaz. (21) Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarihten itibaren, uzlaştırma girişiminin sonuçsuz kaldığı ve en geç, uzlaştırmacının raporunu düzenleyerek Cumhuriyet savcısına verdiği tarihe kadar dava zamanaşımı ile kovuşturma koşulu olan dava süresi işlemez. (22) Uzlaştırmacıya Cumhuriyet savcısı tarafından çalışma ve masraflarıyla orantılı bir ücret takdir edilerek ödenir. Uzlaştırmacı ücreti ve diğer uzlaştırma giderleri, yargılama giderlerinden sayılır. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanır. (23) Uzlaşma sonucunda verilecek kararlarla ilgili olarak bu Kanunda öngörülen kanun yollarına başvurulabilir. (24) Uzlaştırmanın uygulanmasına ilişkin hususlar, yönetmelikle düzenlenir. Mahkeme tarafından uzlaştırma Madde 254 - (Değişik: 19/12/2006-5560/25 md.) (1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma Madde 255 - (1) Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır. * * * 5237 s. TCK.nun da Şikayete Tabi Suçlar Şikayeti Gösteren Madde Numaraları 1- 88/1 88/1 2- 102/1 102/1 3- 102/2, 2. cümle 102/2, 2. cümle 4- 104/1 104/1 5- 105/1 105/1 6- 106/1, 2. cümle 106/1, 2. cümle 7- 117/1 117/1 8- 123/1 123/1 9- 125. Maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi hariç, diğer fıkra ve bentlerde yazılı suçlar 131/1 10- 127 131/1 11- 128 131/1 12- 129 131/1 13- 130 131/1 14- 132 139/1 15- 133 139/1 16- 134 139/1 17- 144/1 144/1 18- 146/1 146/1 19- 151/1, 2 151/1, 2 20- 155/1 155/1 21- 159/1 159/1 22- 160/1 160/1 23- 167/2 167/2 24- 209/1 209/1 25- 239/1, 2 239/1, 2 26- 342/2 342/2 YARGITAY 2. CEZA DAİRESİNİN UZLAŞMA İLE İLGİLİ KARARLARI Esas No : 2006/9112 Karar No : 2006/18646 Sanığa atılı sövme suçu takibi şikayete bağlı suçlardan olduğu halde, 5237 Sayılı TCK.nun 73/8. ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca usulüne uygun uzlaştırma işlemleri yapılması gerekirken sanığın suçu kabul etmemesi dikkate alınarak uzlaşmaya davet edilmediğinden bahisle eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 20.11.2006 Esas No : 2006/8895 Karar No : 2006/20004 Sanıklara atılı müessir fiil suçunun suç tarihi itibariyle takibi şikayete bağlı suçlardan olduğu ve 5237 Sayılı TCK.nun 73/8. ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 ve 254. maddeleri uyarınca öncelikle sanıklardan uzlaştırmayı kabul edip etmedikleri sorulmak suretiyle uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeyerek 08.11.2005 tarihli sanık İbrahim ve müdahil Nurten’in hazır olduğu ve sanık Ayşe’nin bulunmadığı celsede sadece müdahilden sorulmak suretiyle ve müdahilin uzlaştırmayı kabul etmediğini söylemesi üzerine de uzlaşma gerçekleşmediğinden bahisle eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasada Cumhuriyet Savcısının hükümlüye ödeme emri tebliği üzerine belli süre içinde ödenmeyen para cezalarına gecikme zammı uygulanacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından,647 Sayılı Yasanın 5/5 maddesi uyarınca gecikme zammına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, 11/12/2006 Esas No : 2006/8621 Karar No : 2006/19335 Sanığa atılı silahla kasten yaralama suçu, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olmayıp, ancak; 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 24. maddesi uyarınca çocukların işlediği bu suçunda çocukların yararı gözetilerek uzlaşma kapsamına alındığı, sanığın çocuk olması nedeniyle suçun uzlaşma kapsamına girmesi, eylemi şikayete tabi suç haline dönüştürmeyeceğinden, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 24 ve 5271 Sayılı CMK.nun 253 ve 254. maddeleri gereğince usulüne uygun uzlaştırma işlemleri yapılmadan soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olmadığı halde, yalnız Çocuk Koruma Kanunu uyarınca ayrıksı olarak uzlaşma kapsamına giren bu suçun şikayete bağlı suç gibi kabul edilerek yakınanın şikayetten vazgeçmesi nedeniyle, uzlaşmanın fiilen gerçekleştiği şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, 30.11.2006 Esas No : 2007/237 Karar No : 2007/493 1)-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbiri uygulanırken maddede yazılı bulunan hangi haklardan yoksun bırakıldığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2)-Hükümden sonra 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 24.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMY’nin 253.maddesi uyarınca; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ceza Kanununda yer alan konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116) suçu uzlaşma kapsamına alındığından bu suçla ilgili olarak uzlaştırma girişiminde bulunulmasında zorunluluk bulunması. Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 22.01.2007 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nun 73/8. maddesinde düzenlenen uzlaşma müessesesine tabi olan suçlar nedeniyle, 5271 Sayılı CMK.nun 253. maddesine göre önce faile suçtan dolayı uzlaşmayı kabul edip etmeyeceği sorulduktan sonra mağdurlara durumu bildirip görüş alması gerektiği gözetilmeden, mağdurların uzlaşmayı kabul etmiyoruz beyanları üzerine yazılı şekilde hüküm kurulması, |
05-11-2007, 09:33 | #3 |
|
SULH MAHKEMESİNİN ŞUYUUN SATIŞ SURETİYLE GİDERİLMESİ DAVALARINDA Kİ İŞLEMLERE
KARŞI ŞİKAYET DAVALARINDA 10 GÜN TEFHİMDEN(TETKİK MERCİİ HÜKÜMLERİ İFLAS VE KONKORDATO KARARLARI 10 GÜN TEMYİZE CEVAP SÜRELERİ Asliye Hukuk Mahkemesinde 10 gün İdare Mahkemesinde 30 gün Vergi Mahkemesinde 30 gün TASHİHİ KARAR MÜDDETLERİ İDARİ VE VERGİ MAHKEMELİRİNDE 15 GÜN TEBLİĞDEN HUKUK DAVALARINDA 15 GÜN TEBLİĞDEN İŞ DAVALARINDA YOKTUR İCRA TETKİK MERCİİNDE 10 GÜNDÜR HUKUK MAHKEMELERİNDEN 15 GÜNDÜR CEZA MAHKEMELERİNDE 30 GÜN OLUP BAŞ SAVCIYA AİTTİR İADEİ MUHAKEME SÜRELERİ İDARİ DAVALARDA A-Farklı mahkeme kararına karşı 10 yıl B-Diğer sebeplerle 60 gün HUKUK DAVALARINDA 3 AY 1 AY TETKİK MERCİİ KARARLARI İADEİ MUHAKEME YOLU KAPALIDIR.İSTİSNA İHALENİN FESHİ TALEBİNİN REDDİ VE İSTİHKAK KARARLARI KESİN HÜKÜM TEŞKİL ETTİĞİNDEN DOLAYI İADEİ MUHAKEME YOLU AÇIKTIR. selamlar . Ben bu notları 5 yıl önce hazırlamıştım. Umarım değişiklik yoktur |
05-12-2007, 13:25 | #4 |
|
asliye hukukta temyiz?
asliye hukuklarda temyiz süresi 15 gün di mi?
|
05-12-2007, 23:04 | #5 |
|
Evet 15 gündür, ancak sayın Uçar temyize cevap sürelerini vermiş.
|
15-12-2007, 11:28 | #6 |
|
İcra Hukuk Mahkemesİnde Temyİz Siniri
İcra Hukuk Mahkemelerinde temyiz sınırı 2007 yılı için 3120,00 YTL mi yoksa 3363,00 YTL mi ben 3363,00 YTL olarak biliyorum yanlış mı?
|
15-12-2007, 13:04 | #7 | |||||||||||||||||||
|
2007 yılı değeri 3120,00YTL'dir. 2008 yılı değeri 3340,00YTL'dir.
|
26-12-2007, 14:03 | #8 |
|
2008 Yılı Yargı Harçları
Yargı Harçları
A- Mahkeme Harçları Hukuk ve ticaret davalarıyla, idari davalarda ihtilafsız yargı konularında ve icra tetkik mercilerinde I- Başvurma Harcı Dilekçe veya tutanakla dava açma veya davaya müdahale veya tevdi mahallinin tayini, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, tesbiti delail ile ilgili taleplerde, 1- Sulh Mahkemelerinde, İcra Tetkik Mercilerinde 6,60 YTL 2- Asliye Mahkemelerinde, İdare Mahkemelerinde 14,00 YTL 3- Bölge İdare Mahkemeleri, Yargıtay ve Danıştay'da 21,40 YTL (Mahkemenin yetkisizlik veya görevsizlik kararı vermesi sebebiyle yetkili veya görevli mahkemeye yeniden başvurulması halinde bu harç alınmaz.) II- Celse Harcı (Taraflar veya vekilleri tarafından ertelenmelerine sebebiyet verilen celselerden.) 1- Sulh Mahkemeleri a) Konusu belli bir değerle ilgili davalarda dava konusu miktardan (8,10 YTL)'den aşağı olmamak üzere Binde 1,8 b) Belli bir değer bulunmayan davalarda 8,10 YTL 2. Asliye mahkemelerinde, idari yargı mercilerinde 14,00.- YTL'den az olmamak üzere Binde 1,8 III- Karar ve ilam harcı 1- Nispi harç a) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden (Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibariyle birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir.) Binde 54 b) Bir gayrimenkulün hissedarlar arasında satış suretiyle şuyuun izalesine dair olan hükümler (Gayrimenkulün satış bedeli üzerinden) Binde 9 c) Gayrimenkulün hissedarlar arasında taksimine dair olan hükümler (Taksim edilen gayrimenkul değeri üzerinden) Binde 3,6 d) Nafaka verilmesine dair hükümler (Bir senelik nafaka bedeli üzerinden) Binde 9 e) Yukarıdaki nispetler Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Yargıtay'ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları için de aynen uygulanır. f) (5582 say ıh Kanunun 32. maddesi ile eklenen hüküm Yürürlük:6/3/2007) Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, ihalenin feshi talepleri ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden (Binde 54) Bakanlar Kurulu, dava çeşitleri itibarıyla birlikte veya ayrı ayrı olmak üzere bu alt bentte yazılı nispeti binde 10'a kadar indirmeye veya Kanunda yazılı nispete kadar çıkarmaya yetkilidir. Nispi harçlar (14,00 YTL’den) aşağı olamaz. 2. Maktu harç a) 1'inci fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlarla, davanın reddi kararı ve icra tetkik mercilerinin 1'inci fıkra dışında kalan kararlarında 14,00 YTL b) (a) fıkrasında yazılı davalarda esasa taalluk eden veya tashihi karar taleplerinin reddine dair Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararlarında 28,90 YTL c) İdare Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin icranın tehiri kararlarında 22,90 YTL d) Tespiti delail, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarında 22,90 YTL B- İcra ve iflas harçları I. İcra harçları 1- İcraya başvurma harcı 14,00 YTL 2- Değeri belli olmayan icra takiplerinde, icranın yerine getirilmesi harcı 14,00 YTL 3- Değeri belli olan icra takiplerinde tahsil harcı, değer üzerinden a) Ödeme veya icra emrinin tebliği üzerine hacizden evvel ödenen paralardan Yüzde 3,6 b) Hacizden sonra ve satıştan önce ödenen paralardan Yüzde 7,2 c) Haczedilen veya rehinli malların satılıp paraya çevrilmesi suretiyle tahsil olunan paralardan Yüzde 9 d) Resmi ve özel müesseseler memur ve hizmetlilerinin maaş, ücret, gündelik ve sair hizmet gelirlerinin haczi suretiyle tahsil olunan paralardan Yüzde 3,6 e) Takip talebi bulunmayan alacaklılara İcra ve İflas Kanununun 125'inci maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince ödenen paralardan Yüzde 1,8 f) Gayrimenkullerin ve gemilerin tahliye ve tesliminde: aa) İcra emrinin tebliği üzerine tahliye olunduğu takdirde Yüzde 1,8 bb) Tahliye ve teslim icra marifetiyle olduğu takdirde Yüzde 3,6 g) Menkul tesliminde; aa) İcra emrinin tebliği üzerine teslim halinde Yüzde 1,8 bb) İcra marifetiyle teslim halinde Yüzde 3,6 h) (5582 sayılı Kanunun 32. maddesi ile eklenen hüküm Yürürlük:6/3/2007) 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacaklar ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığının rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, bu bentte belirtilen tahsil harçları dörtte biri oranında uygulanır. 4- İdare harçları 9,80 YTL (Haczedilen gayrimenkulların idaresi, kira mukaveleleri düzenlenmesi ve hesap tutulması için) II. İflas harçları 1- Maktu harç İflasın açılması veya konkordato isteği ve masaya katılma harcı 22,90 YTL 2- Konunun değeri üzerinden harç a) İflasta paylaşılan para üzerinden Yüzde 3,6 b) Konkordatoda alacaklılara verilmesi kararlaştırılan para üzerinden Binde 9 C- Ticaret sicili harçları I. Kayıt ve tescil harçları (Ticari işletme rehni dahil) 1. Ticari işletmenin ve unvanının tescil ve ilanında a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde 102,70 YTL b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde 294,30 YTL c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde 663,00 YTL 2.Temsile yetkili kılınan kimselerin tescil ve ilanında (Her kişi için) a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde 51,00 YTL b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde 73,10 YTL c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde 161,50 YTL 3.Ticaret siciline tescil edilmiş olan vakalardaki değişikliklerin tescilinde (Ticari işletme rehni ile ilgili vakalar dahil) (Muhteva ile ilgili bulunmayan düzeltmelerden harç alınmaz.) a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde 51,00 YTL b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde 73,10 YTL c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde 161,50 YTL 4.Kayıt silinmesinde (Ticari işletme rehni kaydının silinmesi dahil) a) Gerçek kişilere ve kooperatiflere ait işletmelerde 20,00 YTL b) Şahıs şirketlerine ait işletmelerde 28,90 YTL c) Sermaye şirketlerine ait işletmelerde 51,00 YTL Şubelerin herbiri (Yabancı müesseselerin Türkiye'deki şubeleri dahil) ayrıca aynı harca tabidir. II. Kayıt ve belge suretleri ve tasdikname harçları 1- Bir ticari işletmeye ait sicil esas defterindeki kayıtların tamamının veya bir kısmının veya memurlukta saklanan bütün belgelerin örneğinin beher sayfasından (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde: 11/1) 5,20 YTL 2- Tasdiknamelerden (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde: 11/2, 104,105) 17,10 YTL D- Diğer yargı harçları (Müşterek kısım) I. Suret harçları a) İlamın her sayfasının suretinden (Tasdikli fotokopiler dahil) 1,00 YTL b) Mahkeme ve merci zabıtnameleri ve diğer evrakın beher sayfasının suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil) 1,00 YTL c) Avukatların tasdik ettiği vekaletname suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil) 2,30 YTL d) Sulh hakimi tarafından tasdik edilen vekaletname suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil) 2,30 YTL Re'sen verilmesi icap eden suretler hariç olmak üzere ceza mahkemelerinden alınacak suretlerden de aynı harçlar alınır. II. Muhafaza harçları Adliye veznelerine tevdi olunan kıymetli eşyanın kabul ve muhafazası için, muhafaza olunan değer üzerinden: a) Bir yıla kadar Binde 9 b) Bir yılı geçen her yıl ve kesirler için Binde 4,5 III. Defter tutma harçları a) Alelumum, defter tutma ve tahrir işlerinde (7,60 YTL’den) az olmamak üzere deftere kaydolunan değer üzerinden Binde 3,6 b) Miras işlerinde defter tutulmasında: aa) Mevcut ve alacak bakiyesi hasıl olmuş ise bu bakiye üzerinden Binde 3,6 bb) Borç bakiyesi hasıl olmuş veya mevcut ve alacaklar ile borçlar bakiyesi eşit ise 21,40 YTL c) İflas dairesi tarafından tutulacak defterlerden 21,40 YTL IV. Miras işlerine ait harçlar Terekenin tahrir ve tespiti, mirasın taksimi, tasfiyesi ve idaresinde, bunların konusunu teşkil eden değerler üzerinden Binde 3,6 (Miras idaresinde her sene ve kesirler için harç alınır.) V. Vasiyetname tanzimine ait harçlar Medeni Kanunun 479'uncu maddesine göre sulh hakimi tarafından tanzim edilen resmi vasiyet senetleri a) Belli bir meblağı ihtiva edenler Binde 0,90 b) Belli bir meblağı ihtiva etmeyenler 28,90 YTL |
26-12-2007, 14:05 | #9 |
|
2008 Yılı Vergi Yargısı Harçları
Vergi Yargısı Harçları
Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezalara ilişkin uyuşmazlıklardan dolayı Vergi Mahkemelerinde, Bölge İdare Mahkemelerinde ve Danıştay'da açılan davalarda. I- Başvurma harcı: a) Vergi Mahkemeleri ile Bölge İdare Mahkemelerine başvurma 14,00 YTL b) Danıştaya başvurma 28,90 YTL II- Nispi harçlar: a)Vergi mahkemesi ile bölge idare mahkemesi kararlarında: Binde 3,6 Tarhiyata ve ceza kesme işlemlerine karşı mükellefin dava çması üzerine vergi mahkemesinin nihai kararları ile bölge idare mahkemesinin kararlarında, karar altına alınan uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümler ile bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değer üzerinden (13,10 YTL’den) azolmamak üzere b)Danıştay kararlarında: Binde 7,2 Karar altına alınan uyuşmazlıkkonusu vergi, resim, harç ve benzeri maliyükümler ile bunlara bağlı zam ve cezaların toplam değeri üzerinden (27,00 YTL’den)az olmamak üzere (Bu miktardan evvelce ödenen nispi harç mahsup edilir) III- Maktu harç: Yukarıdaki pozisyonlarda gösterilen ve nispi harca tabi tutulmamış olan tarhiyat veya ceza kesme ve diğer işlemlerle ilgili: a) Vergi mahkemesi ve bölge idare mahkemesi kararlarında 14,00 YTL b) Danıştay kararlarında 28,90 YTL c) Bölge idare mahkemesi ve Danıştayın yürütmenin durdurulması kararlarında 28,90 YTL IV- Suret harçları: Tarafların isteği üzerine verilecek karar suretleri için karar suretinin her sayfasından (Fotokopiler dahil) 0,80 YTL |
01-01-2008, 17:39 | #10 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
YANLIŞMIŞ!!! Arkadaşlar HUMK 'la paralel gittiği düşünülerek, yapılan hesaplama hatalı olmuş zira İİK daki değişiklik 2003 tarihli ve bu tarihten itibaren artışlar yeniden değerleme oranına göre yapılıyor. Biz ise artışlarda hep 1 yıl geriden gelmişiz. Ancak İbrahim bey'in verdiği 3363,00 YTL 'lik değer 10,00YTL 'nin altındaki kesirler dikkate alınmayacağından 3360,00 YTL oluyor. Onun arttırılması ile de 2008 değeri 3600,00 YTL 'dir. Düzeltir özür dileriz. Gerekli değişiklik Mesleki Hukuk Rehberi Sayfamıza işlenmiştir. ÖNEMLİ NOT: Sitemizden hiç utanıp sıkılmadan kopyala/yapıştır yapmak suretiyle (Başlık fontlarını ve renklerini dahi değiştirmeden)bu bilgileri alan siteler de gerekli düzeltmeleri yapsınlar ki insanlar yanılmasın..
|
02-01-2008, 00:18 | #11 |
|
şüyuun satış suretiyle giderilmesine ilişkin işlemlere ilişkin yöneltilen şikayetler hakkındaki sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresi..........10 gün
4353 sayılı kanuna tabi kuruluşları hakkında temyiz süresi....30 gün |
03-01-2008, 12:54 | #12 |
|
Sn.Av.Can Doğanel'in çalışması ile, Mesleki Hukuk Rehberimizdeki tüm bilgiler 2008 itibariyle tekrar güncellenmiştir, Sayın Doğanel'e çok teşekkür ederiz!
|
08-01-2008, 11:51 | #13 |
|
aile mahkemesi
aile mahkemelerinin eklenmesi gerekirdi
|
08-01-2008, 19:50 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
|
09-01-2008, 14:05 | #15 |
|
pardon ,"dava harçları" bölümüne Aile Mahkemesi yazılmamış
|
09-01-2008, 17:02 | #16 |
|
Harçlar Bölümünde gösterilen, aynen Resmi Gazetede yayınlanan tebliğdir. Aile Mahkemeleri, Uygulamada Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usulüne ilişkin kanunun ilgili maddesi uyarınca, Asliye Hukuk Mahkemesine denk kabul edilmekte ve hüküm bulunmayan hallerde Asliye Hukuk Mahkemesi gibi işlem görmektedir. Temyiz süreleri vs. için de durum aynıdır. İlgili sayfalara bununla ilgili küçük bir uyarı notu eklenecektir. İlginiz için teşekkür ederiz.
|
12-02-2008, 12:38 | #17 |
|
sayın meslektaşlarım ihtiyati haciz hangi miktar üstüne veriliyor.sınırı nedir şu anda?
|
12-02-2008, 13:45 | #18 |
|
Sayın incitanesi,
Birincisi, sorunuz yanlış yerde sorulmuş. İkincisi, ihtiyati haciz için eskiden de bir sınır yoktu, şimdi de yok. |
22-02-2008, 11:13 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Yayınladığınız Yargıtay ilamının aynısını tebellüğ etmiş genç bir avukat olarak bir sorum olacak ; İcra Hukuk Mahkemesinde lehimize reddolunan kararda avukatlık ücretine hükmedilmemesi sebebiyle kararı temyiz ettim. İcra Hukuk Mahkemesinin gönderdiği gerekçeli kararda temyiz mercii olarak Yargıtay gösteriliyordu. Araştırma yapmış olmama rağmen bu durum karşında ne yapılması gerektiğini bulamadım, bu konuyla ilgili bilgiyi nereden bulabileceğim hususunda yardımcı olabilmeniz mümkün müdür? |
22-02-2008, 19:09 | #20 |
|
Sorunuzu anlamadım. Yargıtay kesin karar olduğu için temyiz talebini red mi etti? Eğer öyle ise yapacak bir şey yok.
|
23-02-2008, 17:12 | #21 |
|
Değerli çalışmalarınız için teşekkür ederim.
Bu bölümde Cezaevleri görüş günleri, telefon ve adresleri ile görüş için gerekli evrak ve usullerine ilişkin bilgiye yer veririseniz herkes için faydalı olacağı kanaatindeyim.. |
10-04-2008, 10:48 | #22 |
|
Yıllara Göre Bankaların Çek Yaprağı Başına Ödemekle Yükümlü Oldukları Tutar
|
28-04-2008, 08:22 | #23 |
|
Faydalı Bir CGK Kararı : (Sanığın kendisi ve müdafii dışında kanuni mümessili ve eşi tarafından da müstakilen temyiz hakkının kullanılabileceğine ve kanuni mümessil ile eş bakımından temyiz süresinin,hüküm sanık bakımından kesinleşmiş olsa dahi,kendisinin ıttıla tarihine göre süresinde kullanılabileceğine dair - Eski CMUK m 291,yeni CYUY m 262 )
T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 1986/6-288 K. 1986/465 T. 27.10.1986 • SİLAHLI GASP SUÇU ( Küçük Sanığın Yasal Süre İçinde Kullanacağı Yasa Yoluna Gitme Hakkından Aynı Süre İçerisinde Yasal Temsilcinin de Yararlanabilmesi ) • YASAL TEMSİLCİNİN BAŞVURU HAKKI ( Küçük Sanığın Yasal Süre İçinde Kullanacağı Yasa Yoluna Gitme Hakkından Aynı Süre İçerisinde Yasal Temsilcinin de Yararlanabilmesi ) • TEBLİĞ ( Yasal Temsilcinin Yasa Yolundan Yararlanması İçin Hüküm Tebliğine Gerek Olmaması ) 1412/m.289,290,291 ÖZET : Küçük sanığın yasal süre içinde kullanacağı yasa yoluna gitme hakkından aynı süre içerisinde yasal temsilci de yararlanabilir. Bunun için yasal temsilciye hüküm tebliğine gerek yoktur. DAVA : Silahlı gasp suçundan sanık Özcan'ın hükümlülüğüne dair, ( Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesi )nden verilen 17.4.1985 gün ve 60/17 sayılı hüküm, sanık velisinin temyizi üzerine Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi'nce incelenerek yasal süresi içerisinde yapılmayan temyiz isteğinin reddine 24.4.1986 gün ve 1695/4416 sayılı ilamı ile karar verilmiştir. C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının esastan incelenmesi istemini bildiren 21.5.1986 gün ve 62 sayılı itiraznamesiyle dosyanın Birinci Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Gasp suçundan sanık Özcan'ın, TCK.nun 497/1, 54/3. 59. maddeleri uyarınca hükümlülüğüne ilişkin karar sanığın kanuni mümessili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi'nce incelenerek temyiz başvurusunun, yasal süre içerisinde yapılmadığı, gerekçesiyle ve CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı; ( Yüksek Dairece temyizin süresinde olmadığı belirtilirek inceleme talebinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak reddine karar verilmiştir. Bu durumda aşağıda belirtilen nedenlerle itiraz yoluna başvurulmuştur. İtiraz nedenleri: Sanık suç tarihinde 13,karar tarihinde ise 14 yaşındadır. MK.nun 10. maddesi uyarınca, kural olarak medeni hakları kullanmaktan yoksundur. Ancak mümeyyiz olması nedeniyle MK.nun 16. maddesinde tanımlanan mümeyyiz küçük durumunda olup, medeni haklarını kullanma ehliyeti yönünden mahdut, ehliyetsizler grubuna dahildir. Mahdut ehliyetsizler yasada belirtilen bazı istisnalar dışında kendi başlarına hiçbir hukuki işlemde bulunamazlar, medeni haklarını kanuni mümessilleri aracılığı ve onayı ile kullanırlar. Yasa yoluna başvurma CMUK.nun 289, 290, ve 291. maddelerin kenar başlıklarında da "müracaat hakkı" denilmek suretiyle açıkça belirtildiği gibi kamu hukukuna ilişkin bir haktır. Bu yasa yoluna başvurma hakkını mümeyyiz kücük kuşkusuz süresinde bir başına kullanıp yararlanabilir. Ancak, bu hak ayrıca CMUK.nun 291. maddesi ile küçüğün kanuni mümessilinede tanınmış olup kanuni mümessil tarafından kullanılabilir. Hatta müdafiye de tanınan bu hak sanığın açık arzusuna aykırı olmama koşulu ile sınırlandırıldığı halde kanuni mümessilin bu hakkı hiçbir koşulla sınırlandırılmayarak küçüğün elverdiğince korunması amaçlanmıştır. CMUK.nun 291. maddede kanuni mümessilin bu hakkını süresinde kullanabileceği belirtilmiştir. Yasa yolunda sürenin başlaması için kararın yüze karşı verilmesi veya usulünce tebliğ edilmiş olması gerekir. Olayda karar; yaşı küçük sanığın yüzüne karşı verilmiş, ıttıla üzerine kanuni mümessil tarafından temyiz edilmiş bundan sonra karar tebliğ edilmiştir. Bu durumda temyizi süresinde kabul etmek gerekir. Yukarıda belirtildiği gibi yasa yoluna başvurma hakkı kanuni mümessile sanıktan ayrık olarak verilmiştir. Yaşı küçük sanığın süresinde temyiz etmemesi ile temyiz yoluna başvuru hakkını yitirmesini kanuni mümessilede teşmil etmek ve sanığın yüzüne karşı verilen karardaki süreyi kanuni mümessil içinde başlamış saymak yasanın özüne uygun düşmeyecektir ) biçimindeki gerekçesiyle Özel Daire kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün esastan incelenmesine olanak verilmesini istemiştir. Dosyaya göre: Küçük sanık Özcan hakkında gasp suçundan verilen hükümlülük kararı, 17.4.1985 gününde yüzüne karşı tefhim kılındığı, sanığın temyiz yoluna başvurmadığı, kanuni mümessili olan babası Memduh'un hükmü yasal süreden sonraya ait 25.4.1985 günlü dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmıştır. Maddede yer alan "kendilerinden müracaat edebilirler..." hükmü; hem kanuni mümessil ve hemde sanığın birbirinden ayrı olarak kanun yoluna başvurma yetkilerinin bulunduğunu gösterir. Sanık yasal süresi içinde bu hakkını kullanmasa bile kanuni mümessil bu hakkını sanığın rızası hilafına da olsa kullanabilir. Ancak; kanuni mümessil hakkında ayrıca bir müddet sözkonusu olamaz, bunun için kanuni mümessile hüküm ayrıca tebliğ olunmaz. Bu açıklamalara göre itirazın reddine karar verilmelidir. SONUÇ : Belirtilen nedenlerle C. Başsavcılığının 21.5.1986 gün ve 62 sayılı itirazının REDDİNE 27.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
14-05-2008, 18:44 | #24 |
|
İcra Kanuni vek. ücreti hesap prog.
Merhaba;
Bir arkadaşın yardımıyla ACCESS'te yaptığım, İcradaki Kanuni vekalet ücretini hesaplayan programın linki: http://rapidshare.de/files/39407524/_cra_Vekalet._creti.rar.html Programla, her sene değişen oranları Güncelleme, 140 YTL.nin altındaki asıl alacaklarda, asıl alacak miktarını geçmemesi, 1.250 YTL.ye kadar olan alacaklarda 140 YTL. en az ücret hesabı mevcuttur. Avukat Meslektaşlara faydalı olması dileğiyle. Av.İsmail KÜÇÜKŞENGÜN. |
22-05-2008, 16:59 | #25 |
|
Serbest Meslek Makbuzu tanzimine ilişkin icra dairesinin yazısı üzerine Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Gelir Yönetimi Daire Başkanlığının cevabi yazısıdır.
T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir Dairesi Başkanlığı Gelir Yönetimi Daire Başkanlığı SAYI :B.07.1.GİB.0.03.43/4365-197 09.04.2008 Ücretli olarak bir işverene tabi (banka, kurum vb) tabi olan avukatların icra dairelerinden çalıştıkları işveren adına tahsil ettikleri vekalet ücretinin ödenmesinde serbest meslek makbuzu düzenlenip düzenlenmeyeceği, icra dairelerince ödenen vekalet ücretinin borçlunun şirket olması halinde düzenlenecek serbest meslek makbuzunda KDV ve Stopaj uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında tereddüde düşüldüğü belirtilerek Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 193 sayılı GVK’nun 65. maddesinde “her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest Meslek faaliyeti sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ve ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” Hükmü yer almıştır. Avukatlık Kanunun 164 ile 166’ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunun 4667 sayılı Kanunla değişik 164’üncü maddesinin son fıkrasında “.. Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” denilmektedir. Dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti, a-)Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden, b-)Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi, c-) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi, şekillerinde tahsil edilebilmektedir. Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesinin 1. fıkrasında kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır. Buna göre dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin GVK’nun 65 ve 66. md’lerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, GVK’nun 94’üncü md’si ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca sorumlularca %20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir. Diğer taraftan, karşı taraf aleyhine hükmedilen vekalet ücretin ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekalet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte serbest meslek faaliyeti yapmakla beraber, bu faaliyetini hizmet akdi çerçevesinde (işverene bağımlı olarak) yapanlar, serbest meslek makbuzu düzenlemeyeceklerdir. Ancak bu faaliyet, bir işverene bağlı olmaksızın kişisel sorumluluk atında kendi nam ve hesabına yapılıyorsa serbest meslek makbuzunun düzenlenmesi icap etmektedir. Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın GVK’nun 94/1 kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir. İşverene bağlı olarak ücretli çalışan avukatın (ücretli çalıştığını ispat edici vesikalarla icra dairesine kanıtlaması halinde) kurum adına icra dairelerinden tahsil edecekleri vekalet ücreti için serbest meslek makbuzu düzenlemesine gerek bulunmamaktadır. Ancak , ücretli olarak çalışan avukatın kurumunun gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olması halinde icra dairesinden avukatı vasıtasıyla yapmış olduğu tahsilat için borçlu adına fatura düzenlemesi gerektiği tabiidir. Ayrıca, ücretli olarak çalışan avukatın kumrunun gelir vergisi veya kurumlar vergisi mükellefi olmamamsı halinde tahsil edilecek vekalet ücretinin ödendiğine ilişkin icra dairelerince verilecek belge ile gelir kaydedilmesi mümkün bulunmaktadır. Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekalet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekalet ücretine katma değer vergisi dahil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir. Öte yandan, mahkemelerce hükmolunacak vekalet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir ya da kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması halinde, yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari yada serbest meslek faaliyeti kapsamında olduğundan yapılan vekalet ücreti ödemesi katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında “KDV hariç” yada “KDV dahil” ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıda açıklamalara göre işlem yapılacaktır. Borçlu (ödemeyi yapan) tarafından davayı kazanan adına icra dairelerine vekalet ücreti ödemesi yapılırken vekalet ücreti tutarı üzerinden tevkifat yapılıp yapılmadığının icra dairesince tespit edilerek alacaklı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Ayrıca avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanunun 61. 94 ve 103 maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir. Gelir İdaresi Grup Başkanı |
09-08-2008, 22:42 | #26 |
|
Çeşitli başlıklar altında 01.07.2008 tarihi itibariyle değişen bazı rakamlar (kıdem tazminatı tavanı vs. ) ilgili yerlerine işlenmişir.
|
12-08-2008, 15:24 | #27 |
|
Sayın nuhoğlu, CMUK 3 yıl önce yürürlükten kalkmıştır.
|
12-08-2008, 16:06 | #28 |
|
sayın Aladağ; öncelikle teşekkür ederim,zira 3 yıldır yaptığım yanlışı yarın da sürdürmekten alıkoydunuz beni,artık cmk edinmenin vakti geldi sanırım.
yukarıdaki metin her ne kadar cmuk üzerinden yazılmış olsa da bir hukukçu ve cmk bilen biri olarak 'sanığa haklarının hatırlatılması' gibi halen usul kuralı olarak varlığını sürdüren ilkeler mevcut.hukukçu arkadaşlar bunları göz önüne alarak halen yürürlülüğü bulunan hükümlerden faydalanabilirler.sizin için bir sakıncası yoksa eğer... |
13-08-2008, 09:56 | #29 |
|
Nüfus Cüzdanı Kaybolursa
Önemli bir bilgi,
Nüfus cüzdanını kaybeden veya çaldıran kişilerin emniyetten aldığı tutanak ve birde dilekçe eşliğinde bir vergi dairesine başvurması durumunda kayıp olan nüfusunun bilgisi sicil kayıtlarına alınıyor. Ve nüfusu eline geçiren bir diğer kişi herhangi bir vergi dairesine gidip şirket açılışı yapmak istese sistem uyarı veriyor. İnsanların ve hatta vergi dairesi çalışanlarının bile pek bilmediği bu konunun ayrıntılarını gelir iadaresi başkanlığı resmi sitesinde iç genelgeler bölümünde 'VERGİ KİMLİK NUMARASI İÇ GENELGESİ SERİ NO:2007/1 de bulabilirsiniz. ...... http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028 Tarih 06/07/2007 Sayı B.07.1.GİB.0.05.70/7033-158-60338 Kapsam T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı Sayı: B.07.1.GİB.0.05.70/7033-158-60338 VERGİ KİMLİK NUMARASI İÇ GENELGESİ SERİ NO: 2007/ 1 ...........................VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA Bilindiği üzere 13.06.2003 tarih ve 2003/1 Seri No.lu Vergi Kimlik Numarası İç Genelgesinde vergi kimlik numarasının sahte veya çalıntı nüfus cüzdanı ile alındığına dair mahkeme kararının, adli ve güvenlik makamlarınca, sahte nüfus cüzdanları ile vergi kimlik numarası alındığı yada yasalar gereği vergi kimlik numarasına tedbir konulması gerektiği bildirilen yazıların Bakanlığımıza gönderilmesi üzerine söz konusu vergi kimlik numarası ile vergi dairelerinde sicil işlemlerinin yapılmasının engellenmesi amacıyla vergi kimlik numarasının tasarruf yetkisinin kaldırılacağı belirtilmiştir. Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, gerçek kişilerin nüfus cüzdanlarının kaybolduğunu veya çalındığını belirterek kaybolan veya çalınan nüfus cüzdanları ile mükellefiyet tesis edilmesinin engellenmesi yönünde müracaatları olduğu tespit edildiğinden aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek görülmüştür. A-Nüfus Cüzdanlarının Kaybolduğu Veya Çalındığına İlişkin Olarak Alınan Dilekçe Üzerine Yapılacak İşlemler Gerçek kişilerin, nüfus cüzdanlarının kaybolduğunu veya çalındığını belirterek kaybettikleri yada çaldırdıkları nüfus cüzdanlarıyla vergi dairelerince mükellefiyet tesisi yapılmasının engellenmesini talep ettikleri dilekçeleri ile; -Vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi mükellefiyeti bulunmayanların (Potansiyel vergi kimlik numarası bulunanlar dahil) herhangi bir vergi dairesine, -Vergi mükellefiyeti bulunanların bağlı bulundukları vergi dairesine müracaat etmeleri ve dilekçeleri ekinde, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ve nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanının/emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin aslını ibraz etmeleri halinde; GİB/Sicil İşlemleri/Gerçek Kişi/Kaybedilen Veya Çalınan Nüfus Cüzdanlarına İlişkin Bölüme dilekçe ile müracaatta bulunan gerçek kişinin, adı ve soyadı ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bilgi girişi yapılacaktır. Sicil programı aracılığıyla MERNİS/Kimlik Paylaşım Sisteminden kişinin çalınan veya kaybolan nüfus cüzdan bilgileri sorgulanacak sorgu sonucu MERNİS' den gelen Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı, baba adı, anne adı, doğum yeri, doğum yılı bilgileri vergi dairesince kontrol edilip onaylandıktan sonra MERNİS'den gelen bilgiler ile nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanı/emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin tarih ve/veya sayısının bilgi girişi yapılacaktır. İşlemi biten dilekçe ve ekleri; mükellefin bağlı olduğu vergi dairelerinde mükellefin tarh dosyasında, vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi mükellefiyeti bulunmayanların müracaat ettiği vergi dairelerinde ise açılacak klasörlerde tarih sırasına göre saklanacaktır. B- Nüfus Cüzdanı Bilgileri İle Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numaralarının Bilgi Girişinde Dikkat Edilecek Hususlar Vergi dairesine müracaat ederek; -Mükellefiyet tesisi yaptırmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti tabiyetindeki gerçek kişilerin, -Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarını vergi kimlik numarası olarak bildiren, mevcut ve yeni kurulacak sermaye şirketlerinin ortakları, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile genel müdürlerinin ibraz ettikleri nüfus cüzdanı bilgilerinin bilgi girişi yapılacaktır. Bilgi girişi yapılması üzerine mükellefiyet tesisi yapılmadan ve/veya dosya numarası verilmeden önce bilgi girişi yapılan nüfus cüzdanın kaybedilmiş veya çalınmış olup olmadığı sistem tarafından otomatik olarak kontrol edilecektir. Bu kontrol sonucunda; -İbraz edilen nüfus cüzdanındaki bilgilerde uygunsuzluk bulunmadığı ve nüfus cüzdanının kayıp/çalıntı olmadığının tespit edilmesi halinde mükellefiyet tesisi yapılacak ve/veya dosya numarası verilecektir. -İbraz edilen nüfus cüzdanının kayıp/çalıntı olduğunun sistem tarafından tespit edilmesi halinde bilgisayar ekranında ibraz edilen nüfus cüzdanının kaybedildiği veya çalındığını belirten bir uyarı mesajı görülecektir. Bu mesaj üzerine ibraz edilen nüfus cüzdanındaki kişi adına mükellefiyet tesisi yapılmayacak ve/veya dosya numarası verilmeyecektir. Ayrıca ibraz edilen nüfus cüzdanı iade edilmeyip durumu anlatan bir yazı ekinde ilgili nüfus müdürlüğüne gönderilecektir. Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim. Başkan a. |
21-08-2008, 12:59 | #30 |
|
5237 s.k. uzlaşma kapsamında olan suçlarda 5560 s.k. uzlaşma kapsamından çıkarılanlar
Sevgili meslektaşım av. sebil hanımın vermiş olduğu faydalı bilgiler kısmında yer alan 5237 sayılı Türk ceza kanununda mevcut uzlaşmaya tabi hükümlerden bazıları 6/12/2006 gün ve 5560 sayılı kanun maddeleriyle kapsam dışına çıkarılmıştır. 5560 sayılı kanun ile uzlaşma kapsamından çıkarılan maddeler;
1- 102/1 fıkrası ve 2.fıkranın 2.cümlesi 2- 104/1 3- 105/1 4- 146 5- 151 6- 159 7- 167 Saygılarımla bilgilerinize sunulur. Herkese iyi çalışmalar |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk eğitimi sırasında yapılan sınavların test şeklinde olması ne kadar faydalı? | Özge Özbakır | Hukuk Lisans Eğitimi | 35 | 14-04-2012 11:31 |
Elimizin Altında Olması Gereken Faydalı Hukuk Bilgileri | Admin | Site Hakkında Yazışmalar | 111 | 10-10-2007 20:06 |
olan ve olması gereken açısından hukuk | Av.Denizhan Erbek | Hukuk ve Felsefe | 44 | 29-07-2007 21:14 |
Bazı Faydalı Hukuk Programları | symbazz | Hukuk ve Bilgisayar Yazılımları | 1 | 22-03-2007 06:14 |
Hukuk Ayaklar Altında | Av.Suat Ergin | Hukuk Haberleri | 2 | 07-11-2006 00:04 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |